Etiket: güncelhaber

  • Larvalara anında müdahale ediliyor

    Larvalara anında müdahale ediliyor

    Temiz bir çevre, sağlıklı bir toplum anlayışı ve vatandaşların yaz sezonunu huzurlu geçirmesi amacıyla kış sezonu boyunca kaynak tarama ve ergin sivrisineklerin konakladığı kanalizasyon hatlarında sıcak sisleme çalışmaları gerçekleştiren Balıkesir Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanlığı ekipleri, şehrin dört bir yanında haşereyle mücadele işlemlerini sürdürüyor. Her yıl 20 ilçe belediyesine; araç, ekipman ve malzeme desteği veren Büyükşehir Belediyesi bunun yanı sıra kendi ekipleriyle de bir yandan karadan foseptikler, rögarlar, inşaat bodrum suları, çöp konteynerlerinde bir yandan da zirai dron ile havadan dere yatakları, bataklıklar ve sazlık alanlarda haşereyle mücadelesine devam ediyor.

    Çalışmalar 12 ay devam ediyor
    Altınkum Dalyan Kent Bölgesinde çalışmalarını gerçekleştiren Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma Teknikeri Kerem Şehitoğlu “Ekiplerimiz; Edremit-Ayvalık Körfez Bölgemizde ve Güney Marmara Bölgemizde sürekli yaptıkları saha kontrollerinde sıcaklıkların mevsim normallerinde seyretmesinden dolayı ekiplerimiz sahada yaptıkları kontrollerde larva üremelerinin başladığını tespit etmişlerdir. Bu sebeple biz de Balıkesir Büyükşehir Belediyesi olarak ilçe belediyeleriyle koordineli bir şekilde yürüttüğümüz haşere mücadele faaliyetleri kapsamında; ulaşılamayan bölgeler, sazlık alanlar gibi kısımlarda araçların giremediği, insanların ulaşamadığı bölgelerde dron ile ilaçlama yapıyoruz. Atık su arıtma tesisinin olduğu alanda çok fazla yer altı kaynaklarından kaynaklı sazlık alan mevcut. Bu kısımda arkada ekiplerimiz dron ile ilaçlama yapmakta. Bu kısımda da ulaşılamayan alanlara blower ile uygulama yapmaktayız.

    Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Yücel Yılmaz Başkanımızın talimatlarıyla haşere mücadele çalışmalarını yılın 12 ayında sürdürmekteyiz. Başkanımız, haşereyle mücadeleye çok önem vermekte. Sürekli ekiplerimiz sahada kontrollerine devam etmektedir. Ve ilk tespit esnasında mücadeleyi başlattık. Şu anda larva mücadele çalışmalarımız Körfez Bölgesi’nde ve Güney Marmara Bölgemizde başlamıştır” dedi.

    Vatandaşla kol kola mücadele
    Vatandaşların da haşereyle mücadele konusunda dikkatli olması gerektiğini vurgulayan Tekniker Kerem Şehitoğlu, “Evlerinde ve bahçelerinde bulunan süs havuzu, bidonlarda biriktirdikleri sular, saksı dibinde biriken sular bu gibi kısımlarda kendileri de larva üremelerini tespit edebilirler. Havuzun üstünü örtmek, biriken bir su birikintisini dökmek bu konuda bize çok büyük yardımcı olacaktır. Vatandaşlarımızdan ricamız, kendi evlerinde de kaynak taramasını gerçekleştirsinler, mücadelemiz çok daha etkin bir şekilde devam edecektir” ifadelerini kullandı.

    “Burada sadece Büyükşehir çalışıyor”
    Konuyla ilgili fikirlerini ifade eden bir vatandaş, “Gördüğüm kadarıyla bu ilçede sadece Büyükşehir çalışıyor. Büyükşehir’in de böyle bir uygulaması çok güzel bir uygulama. Sahilde de mesela sahil düzenlemesi de Büyükşehir’in. İlçe belediyesinin bir hizmeti yok gibi görüyorum. Sonuçta burada da illaki sivrisinek oluyor yazın. Çok güzel bir uygulama” dedi.

  • Türkiye Finali bu hafta sonu

    Türkiye Finali bu hafta sonu

    2024 Paris Olimpiyat Oyunları’nda branş olarak sahne alacak breaking’in en iyi B-Boy ve B-Girl’lerini belirleyen Red Bull BC One Cypher’ın Türkiye Finali bu hafta sonu düzenlenecek. Küresel anlamda en prestijli breaking yarışmalarından olan Red Bull BC One Cypher’ın Türkiye Finali 10 Mart Pazar Günü Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Tophane-i Âmire Kültür ve Sanat Merkezi’nde gerçekleşecek.

    Red Bull BC One Cypher’da 9 kez Türkiye Şampiyonu olan B-Boy Jester, B-Boy Lilou ve B-Girl Dora’nın jüri koltuğunda olduğu yarışma, Türkiye’nin her noktasından yeteneğine güvenen dansçıları ağırlayacak.

    Türkiye’nin de dahil olduğu 30’u aşkın ülkede düzenlenen yarışma kapsamında, her ülkenin kazananları bu yıl 7 Aralık’ta Brezilya, Rio de Janeiro’da gerçekleştirilecek dünya finaline katılmaya hak kazanacak.

    Verilen bilgiye göre, tüm dünyada hip-hop sokak kültürünün önemli unsurlarından sayılan dinamik ve akrobatik bir dans türü olan breaking, 1970’li yılların başında ABD’de başlayarak kısa zamanda tüm dünyada gençliği etkisi altına almasıyla biliniyor. Son yıllarda hem bir dans hem de bir spor dalı olarak öne çıkan breaking, şimdi de Uluslararası Olimpiyat Komitesi’nin onayıyla 2024 Paris Olimpiyat Oyunları’nda yeni bir kategori olarak yerini almaya hazırlanıyor. Bu zamana kadar sokak dansı olarak değerlendirilen breaking, 2018 yılında Arjantin’de düzenlenen Gençlik Olimpiyatları’nda yoğun ilgi görmesinin ardından Olimpiyat branşı olarak değerlendirmeye alınmıştı.

  • “Akademiden değil beşikten komiser”

    “Akademiden değil beşikten komiser”

    Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Ankara’da Bağlıca Seçim Koordinasyon Merkezi’nin açılışına katıldı. Açılışa, Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş ve CHP’nin Etimesgut Belediye Başkan adayı Erdal Beşikçioğlu da katıldı.
    Özel, burada yaptığı konuşmada, Ankara’nın önemine vurgu yaparak, “Etimesgut 5 yıl önce Mansur başkana verdiği oyu sonuna kadar helal ediyor. Çünkü Mansur başkan parti ayırmadan, hiçbir ayrımcılık yapmadan esnafın, emeklinin, işsizin, koluna giren, ona destek veren ve arkasında duran halkçı bir belediyecilik ile bütün Ankara’nın gönlünü fethetti” ifadesini kullandı.

    “Mansur başkan 31 Mart seçiminde Türkiye rekoru kıracak”

    ABB Başkanı Yavaş’ın tüm Türkiye’de başarılarıyla anlattığını söyleyen Özel, şunları kaydetti:
    “Pandemi de nasıl gönülleri fethettiğini ve her yerde söylediğimi burada tekrar etmede fayda var. Mansur başkan 31 Mart seçiminde Türkiye rekoru kıracak ama sadece Mansur başkanın seçilmesi yetmiyor. Çok şey yapmak istiyor ama büyükşehir belediyesi meclisinde çoğunluk olmayınca elini kolunu bağlıyorlar. Mazeret bilip de ‘hizmet edemiyorum napayım’ demiyor ama bu kadar işi belediye meclis çoğunluğu yokken yapan Mansur başkan belediye meclis çoğunluğunu aldığında destan yazacak.”

    “Teyze diyor ki ‘ben valiye vereceğim’”

    CHP Etimesgut Belediye Başkan adayı Erdal Beşikçioğlu’nu vatandaşların polis ya da vali olarak tanıdığını söyleyen Özel, “Anketörler diyor ki çok daha yukarıda çıkacak ama ‘soruyoruz kime oy vereceksin’ diye. Teyze diyor ki ‘ben valiye vereceğim valiye’. Gençler diyormuş ki ‘ben Behzat abiye vereceğim bunların hiçbirine vermeyeceğim’” diye konuştu.

    “Erdal Beşikçioğlu polis akademisinden değil beşikten komiser”

    CHP örgütünün Beşikçioğlu’nu herkese güzel bir şekilde tanıtması gerektiğini belirten Özel, “Hepimizin bir görevi var. Gençler ve yaşlılar, toplumun tüm kesimleri seviyor ancak onun ismini herkese ezberletmek hepimizin görevi. Erdal Beşikçioğlu’nu şöyle söyleyin. Polis akademisinden mezun komiser değil beşikten komiser. Beşikten hatırlasınlar onu. Beşikçioğluna oy versinler” ifadelerini kullandı.

  • Flamingo akını bozkırı renklendirdi

    Flamingo akını bozkırı renklendirdi

    Göçmen kuşların göç rotasında yer alan Yozgat’ta flamingolar tarımsal sulama amacıyla kullanılan Gelingüllü Barajı’na bu yıl erken geldi. Hava sıcaklığının mevsim normalleri üzerinde seyretmesiyle yüzlerce flamingo barajı mesken tuttu. Baraja gelen yüzlerce flamingonun bir kısmı burada dinlenip beslendikten sonra tekrar koloniler halinde göç yolculuğuna devam ederken, bir kısmı da barajda kalıyor.

    Doğal güzellikleriyle görenleri kendilerine hayran bırakırken flamingoların bulunduğu Gelingüllü Barajı’na gelen vatandaşlar ve fotoğraf sanatçıları da anı ölümsüzleştirmek için fotoğraf çekiyor. Flamingolar dışında birçok kuş türünü de bünyesinde barındıran Gelingüllü Barajı, kartpostalları aratmayan görüntüler oluşturuyor.

    Bölge halkından Seyit Uslu, bu yıl flamingoların baraja erken geldiğini söyleyerek, “Hava şartlarının iyi gitmesi nedeniyle bu sene flamingolar baraja erken geldi. Kuşlar her sene buraya geliyorlar ve köyümüze renk katıyorlar. Kuşları görmek için köyümüze dışarıdan gelenler de bu manzarayı fotoğraflıyorlar, biz de onları görünce seviniyoruz” dedi.

  • Tarihi konak Kent Müzesi oldu

    Tarihi konak Kent Müzesi oldu

    Alaşehir Belediyesi tarihi Bakkal Şükrü (Şükrü Araç) Konağı’nı ‘Kent Müzesi’ olarak hizmete açtı. Soğuksu Mahallesi Atatürk Bulvarı üzerinde bulunan Saint Jean Kilisesi ve tarihi Yıldırım Beyazıt Camii’ne komşu olan tarihi bina Alaşehir Belediyesi tarafından düzenlenerek, turizm danışma ve kültür konağı olarak hizmet verecek.

    Kent Müzesi olan Bakkal Şükrü Konağı açılışına Alaşehir Belediye Başkanı Ahmet Öküzcüoğlu, Alaşehir İYİ Parti Belediye başkan adayı Ümit Akdağ, sivil toplum örgütleri, Bakkal Şükrü’nün torunları ve vatandaşlar katıldı. Açılışta Alaşehir’in tarihi arabaları, at arabaları ve faytonlar yerlerini aldı. Alaşehir Belediyesi ikram aracından ikramlar ve lokma dağıtımı yapılan açılışa vatandaşlar büyük ilgi gösterdi.
    İçerisinde Alaşehir’in tarihi bilgileri, panolar, telefon, gramofon, eski gazeteler, fotoğraflar, dirhemler, eski paralar, Bakkal Şükrü’ye ait fotoğrafların bulunduğu konak açılışında konak içerisini gezen Belediye Başkanı Ahmet Öküzcüoğlu, eski telefon rehberini incelerken, kendi babasının telefon numaralarını bularak, eskiden duyduğu bir karşı ödemeli telefon aramalarından bahsetti.

    Bakkal Şükrü’nün torunu Makine Mühendisi Lütfü Araç ise, “Bu mekanı rehabilite edip, tekrar konak olarak kazandıran, Bakkal Şükrü ismini yaşatan, Alaşehir Belediye Başkanı Ahmet Öküzcüoğlu’na çok teşekkür ediyoruz, emeklerine ellerine sağlık.” dedi.

    Turizmle birlikte ilçe esnafı da kazanacak
    Açılışta konuşan Belediye Başkanı Ahmet Öküzcüoğlu, “Turizmle ilgili bir yol haritası çizdik. Bu yolda hedefimiz Alaşehir’i dünyaya tanıtma, bacasız sanayiden Alaşehir’in de pay almasını sağlamak. Bu çalışmalarda her yaşa hitap etmeyi planlıyoruz. Etkinlik ve çalışmalara her yaş kendi grubu içerisinde katılmasını sağlamayı hedefliyoruz. Okullardan çocuklar buraya gelecek, oyun atölyesinde özel etkinlikler yaptıracağız ve çocuklarımıza da eski kültürel değerlerimizi, tanıtmaya çalışacağız. Kurşunlu Hanı vakıflardan kiraladık, oranın içini de turistlerin gezebileceği, yerel ürünlerin satılacağı, hanımeli tezgahlarının bulunacağı, içinde yöresel ikramlarımızın bulunacağı kafeterya benzeri bir yer oluşturup burada esnaflarımız alışveriş yapabilecekler. Turistler Yıldırım Beyazıt camimizi, Kurşunlu Hanı, kütüphanemizi, Alaşehir Kongre binasına geçecekler, buradan da Toptepe’de yeni kazı alanı olarak çalışma yapılan antik tiyatromuzu ziyarete edecekler. Antik tiyatromuz tamamladığı zaman da, orada tiyatrolar, etkinlikler, müzikaller seyredebileceğimiz bir yer haline getireceğiz. İnşallah Alaşehir’e gelen turistler en az bir gün konaklayacaklar ve prestij yollarımıza gezerek, Alaşehir esnafından alışveriş yapacaklar. Alaşehir’in yöresel ürünlerini tadacaklar, alacaklar. Artık bundan sonra bugüne kadar olduğu gibi sadece uğrak noktası olarak değil en az bir gün konaklama olarak Alaşehir’de kalabilecekler. Bilgilendirme noktaları ile kare kodları okutularak, yanınızda tercüman olmadan Alaşehir’in turizm alanları gezilebilecek. Kültür ve Turizm Bakanlığı haritasına Alaşehir işlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı haritasına baktığımızda Alaşehir’i görebileceğiz. UNESCO’da Alaşehir’in tahinli pidesi ve kapaması tescillendi. İleride surlarla ilgili, Toptepe’de bulunan stadyumla ilgili çalışmalar yapılacak.” dedi.

    Yapılan açılışın ardından davetliler ve vatandaşlar konağı gezerek Alaşehir’in tarihi hakkında bilgi sahibi oldu. Alaşehir Belediye Başkanı Ahmet Öküzcüoğlu ve eşi Selen Öküzcüoğlu at arabası ve faytona binerek, ilçenin turizm sahasında kısa bir şehir turu attı.

  • Karadeniz’in en uzun asma köprüleri

    Karadeniz’in en uzun asma köprüleri

    Artvin’de Çoruh nehri üzerinde bulunan ve tarihe meydan okuyan asma köprülere bir yenisi daha eklendi. Kentte büyük bir kültürü barındıran, asma köprüler Çoruh nehri yamacına kurulan evleri, mahalleleri birbirine bağlıyor. Sarp ve dağlık bir yapıya sahip olan Çoruh Vadisi’nin etrafında mahalle ve köylere ulaşım çoğu zaman çelik halatlı asma köprülerle sağlanırken, Çoruh havzasında inşa edilen barajlar nedeniyle birçok asma köprü ise sular altında kaldı. Borçka Belediyesi ise bu köprülere bir yenisini daha ekledi.

    İlçe merkezinde 105 metre uzunluğunda bulunan tarihi asma köprü, Karadeniz bölgesinin en uzun asma köprüsü olma özelliğine sahipken, ikinci sırayı ise yine ilçede bulunan başka bir asma köprü sahip. Belediye tarafından yapılan Gündoğdu mahallesini Aksu mahallesine bağlayan asma köprü 90 metre uzunluğu ile Karadeniz’in en uzun ikinci asma köprüsü oldu. İki mahalleyi birbirine bağlayan özellikle öğrencilerin okul yolunu kısaltan, şehir trafiğinden uzak bir yaya yolu olarak amaçlanan köprüye ilgi büyük.

    Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Borçka Belediye Başkanı Ercan Orhan, “Nehirlerin, göllerin, derelerin en çok olduğu bölgede yaşıyoruz. Karadeniz bölgesi deyince insanların aklına ilk nehirler dereler geliyor. Bölge insanı ulaşımlarını sağlamak için, yüzyıllardır köprüler yapmışlar. İlçemizde, kemer köprü, demir köprü, asma köprü, beton köprü gibi bütün köprü çeşitleri neredeyse mevcut. Biz de, iki mahalleyi bir birine yakınlaştırmak için insan trafiğini şehirden uzaklaştırıp daha kolay okula, diğer mahalleye ulaşabilmeleri için Aksu deresi yanında böyle bir köprü yapmaya karar verdik. Bizim kültürümüzde de var asma köprü. Atalarımız yıllarca bu köprüleri kullanmış. Ayrıca oldukça ekonomik bir çözümle bir mahalleden bir mahalleye geçmiş oldu. Alınan izinler sonucunda Borçka’ya yeni bir asma köprüde kazandırdık” ifadelerini kullandı.

  • Kış görmeyen Manisa baharı yaşıyor

    Kış görmeyen Manisa baharı yaşıyor

    Ovalarının papatyalarla renklendiği Manisa’nın Sarıgöl ilçesinde üzüm üreticileri ise yaşanabilecek don gibi olaylardan ürünlerin zarar görmesinden endişe ediyor.

    Son yılların en sıcak kış aylarını yaşayan ve ağaçların erken açtığı Manisa’da mart ayıyla birlikte meyve ağaçları çiçeklerle ova ise sarı ve beyaz papatyalarla doldu. Hava sıcaklıklarının arttığı Manisa’da özellikle üzüm üreticilerini endişeli bekleyiş sardı. Geçmiş dönemlerde bağların erken göz vermesi ve uyanmasından dolayı rekolte kaybı yaşayan üreticiler bu sene de aynı şeylerin yaşanmasından korkuyor.
    Sarıgöllü üzüm üreticisi Hasan Kazak aylardır ağaçların çiçek açtığını ve her yerin papatyalarla dolduğunu anlatarak, “Havalar böyle gittiği müddetçe, şimdiden ağaçlar çiçek açtı. Yarın bir ayaz veya don olduğu zaman her taraf mahvolur. Ovanın işi biter. Havalar dengesiz gidiyor” diyerek endişelerini dile getirdi.

  • Kış turizminin parlayan yıldızı ‘Palandöken’

    Kış turizminin parlayan yıldızı ‘Palandöken’

    Mart ayı olmasına rağmen hala tüm pistleri kayağa ve aktivitelere açık olan Palandöken, aynı zamanda dünyanın en uzun ve en dik kayak pistlerine sahip önemli bir kayak merkezi olarak ifade ediliyor. Bu yıl sezonu diğer kayak merkezlerine göre daha erken açan ve yaklaşık 300 bin kişinin ziyaret ettiği Palandöken Kayak Merkezi, sahip olduğu imkânlar ve alternatif etkinliklerle meraklılarının ilgi odağı olmaya devam ediyor. Palandöken’deki pistler, toz kar özelliği sayesinde kayak sezonu boyunca mükemmel kalitede kar sunuyor. Toz kar, ince, hafif ve taze karın gevrek halini temsil ediyor. Bu kar yapısı kayakçılar için en iyi imkanları sağlayarak pürüzsüz bir yüzey sunuyor, bu da daha iyi bir kayma deneyimi anlamına geliyor. İnce kar tabakası, daha iyi manevra yapma ve hızlı kayma imkanı veriyor.

    5 binden fazla konaklama imkanı var
    Palandöken’de çeşitli kategorilerde kayak ve snowboard yarışmaları düzenlenirken, kar festivalleri de gerçekleştiriliyor. Palandöken Kayak Merkezi’nde dördü 4 yıldızlı ve altısı 5 yıldızlı olmak üzere on turistik tesis bulunuyor. Bölgede kayak evleri, günübirlik tesisler ve lokantalar da mevcut. Kayak merkezinde konaklama kapasitesi yaklaşık olarak 5 bin 530 kişi olarak belirtilirken, bu imkanlar, ziyaretçilere rahat ve keyifli bir kış sporları deneyimi sunuyor.

    Herkese hitap eden pistleri var
    Palandöken Kayak Merkezi, toplamda 56 adet pist içeriyor. Bu pistler farklı zorluk seviyelerine sahip. Kolay Pistler: 30 adet, Orta Pistler: 12 adet, Profesyonel (Zor) Pistler: 9 adet ve Doğal Pistler: 5 adet olarak değerlendiriliyor. Palandöken 2 olarak bilinen Konaklı Kayak Merkezi, bu toplam pist sayısına ek olarak 24,8 kilometrelik pistlere sahip. Bu iki kayak merkezinin toplam pist uzunluğu ise 87 kilometreyi buluyor. En uzun kayak parkuru 12,5 kilometre uzunluğunda ve bu parkur boyunca kesintisiz olarak kayak yapılabiliyor. Ayrıca, başlangıç ve bitiş kotları arasındaki irtifa farkı bin 100 metre. Palandöken Kayak Merkezi’nde toplamda 19 lift taşıyıcı sistem bulunuyor. 19 adet lift ise saatte 24 bin kişi taşıma kapasitesine sahip.

    Gece kayak yapma imkanı var
    Palandöken’deki çığ riskini azaltmak için gelişmiş çığ önleme sistemleri kullanılıyor. Bu sistemler, ziyaretçilerin güvenliğini sağlamak için önleyici önlemler alıyor. Kayak sezonunu uzatmak ve kar kalitesini iyileştirmek için suni kar üretim sistemleri kullanılıyor. Sistem saatte 2 bin 600 metreküp kar üretme kapasitesine sahip. Bu sayede kayak şartları ve sezon süresi en iyi seviyede tutuluyor. Palandöken’deki pistler, gece kayağı yapmak isteyenler için 9,2 kilometre uzunluğunda aydınlatıldı. Bu durum ziyaretçilere günün her saatinde kayak yapma fırsatı sunuyor.

    Çevre dostu bir kayak merkezi
    Ziyaretçiler, kayak biletlerini ve diğer hizmetleri kolayca çevrimiçi olarak satın alabiliyor. Bu dijitalleşme, bilet alımını ve rezervasyonları daha pratik hale getirdi. Bu özellikler, Palandöken’i akıllı ve kullanıcı dostu bir kayak merkezi haline getirirken, aynı zamanda güvenlik, erişim kolaylığı ve konforu artırıyor. Palandöken Kayak Merkezi bu haliyle yaklaşık 15 bin kişiye aynı anda kayak yapma imkanı sunuyor. Palandöken Kayak Merkezi, dünyada sürdürülebilirlik konusunda öncü bir adım attı ve dünyada sürdürülebilirlik sertifikasına sahip kayak tesislerinin ilkleri arasında yer aldı. Tesisler GSTC onaylı Türkiye’nin ilk Sürdürülebilir Turizm Sertifikalı Destinasyonu olmak kaydıyla öne çıkıyor. Bu sertifika, kayak merkezinin çevresel etkileri azaltma, doğal kaynakları koruma ve sosyal sorumluluk taahhütlerini yerine getirme konusundaki kararlılığını ve başarısını simgeliyor. Palandöken, hem çevreye hem de yerel topluluğa fayda sağlama amacıyla sürdürülebilirlik ilkelerini uygulayarak, kış sporları tutkunlarına benzersiz bir deneyim sunuyor. Bu başarı, sürdürülebilir turizmin geleceği için olumlu bir örnek teşkil ediyor.

    Palandöken’de heyecan verici etkinlikler var
    Merkezdeki bir otelin turizm koordinatörü Ali Güney, Palandöken Kayak Merkezi’nin sadece muhteşem kayak pistleriyle değil, aynı zamanda kar üzerinde birçok heyecan verici aktivite ile dikkat çektiğini ifade etti. İşte bu beyaz güzellikte yaşayabileceğiniz bazı deneyimler:
    Palandöken’in muhteşem manzaralarının tadını yamaç paraşütü yaparken çıkarabilirsiniz. Dev bir salıncakta sallanmanın keyfini çıkarıp ve karın üstünden manzara ile havalanabilirsiniz. Yüksek hızlı bir zipline turu, dağların üzerinden süzülürken nefes kesici bir heyecan sunuyor. Palandöken’de karın üstünde uçmayı denemek isterseniz, insan sapanı bulunuyor. Kar üzerinde buz tırmanış deneyimi yaşamak isteyenler için Palandöken’de buz duvarı tırmanışı yapma fırsatı da mevcut.

  • Sağlıklı beslenme alışkanlığı şart

    Sağlıklı beslenme alışkanlığı şart

    Diyetisyen Yağmur İlayda Taş, obezitenin oluşmasındaki en büyük etkenin hareketsiz yaşam ve sağlıksız beslenme düzeni olduğuna dikkat çekerek 4 Mart Dünya Obezite Günü’nde farkındalık oluşturmak için önerilerde bulundu.

    Taş, “Obezite hastalarına uygulanacak diyet listelerinin sürdürülebilir olması önemli. Tek düze bir liste yerine hastaların esnetebileceği, yer değişikliği yapabileceği en önemlisi de yaşam tarzı haline getirebileceği bir liste hazırlanmalıdır. Beslenmenin yanında doğru ve yeterli egzersiz programları da obez hastasının sağlığına kavuşma sürecinde destekleyici olacaktır. Yaşam boyu düzenli yapılan egzersiz obezite olma riskini azaltacaktır‘’ dedi.

    Obezite tehlikesinin fark edilerek, baştan önlem alınması gerektiğini vurgulayan Diyetisyen Yağmur İlayda Taş, ‘’ Çocuklar raf ömrü uzun, hazır-paketli gıdalardan uzak tutulmalı, ebeveynler çocuklarına küçük yaşta doğru beslenme alışkanlığı kazandırmalıdır. Ayrıca her yaş aralığındaki bireylerin, sağlıklı beslenme alışkanlığı edinmesi şart. Örneğin, rafine şeker tüketilmemeli ve günlük tuz alımına dikkat edilmeli. Sağlıklı pişirme teknikleri tercih edilmeli. Gün içerisinde vücudun ihtiyacı kadar su tüketilmeli. Yemek yeme alışkanlıkları değiştirilmeli ve yemekler yavaş bir şekilde yenmeli. Doymuş yağlar mümkün olduğunca az tüketilmeli. Besin çeşitliliğine dikkat edilmeli, her besin grubundan dengeli bir şekilde tüketilmeli” şeklinde konuştu.

  • Görülmesi gereken antik kentler

    Görülmesi gereken antik kentler

    Doğu Anadolu’daki Antik Kentler

    Altıntepe, Erzincan
    Erzincan’ın Üzümlü ilçesinde yer alan Altıntepe, Urartular Dönemi’nde kurulmuş bir antik kent. Ova seviyesinden 60 metre yükseklikte bulunan bu tepe, Bizans ve Osmanlı uygarlıklarına da ev sahipliği yapmış. Yapılan ilk dönem kazılarında Urartu Tapınağı, Apadana (Pers mimarisinde sütunlu kabul salonu), açık hava tapınağı, yeraltı taş örgü oda mezarları, Urartu ve Bizans döneminden kalmış sur duvarları bulunmuş. Bu tarihi eserlerin bir kısmı Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde sergileniyor. Hala devam eden ikinci dönem kazılarında ise Tapınak kısmı onarılmış. Gerçekleştirilen kazılarda şehrin kanalizasyon sisteminin büyük bir kısmı ortaya çıkarılmış. İlk alafranga tuvalet taşının da bulunduğu bu kazılarda, şehrin kanalizasyon sisteminin çok gelişmiş olduğu anlaşılmış. Mozaik tabanlı Erken Bizans Kilisesi’nden çıkarılan mozaiklerden korunan tek parçayı Erzincan Müzesi’nde. Günümüze ulaşan en sağlam Urartu şehirlerinden biri olan Altıntepe’nin yakın bir zamanda “Arkeopark” olarak ziyarete açılması planlanıyor.

    Anzavurtepe (Aznavurtepe) Höyüğü, Ağrı
    Ağrı’nın Patnos ilçesinin 2 kilometre kuzeydoğusunda yer alan Anzavurtepe Höyüğü, halk arasında Kot Tepe olarak biliniyor. Urartu döneminin en önemli kalıntılarından biri olan bu höyük, 300 metre yüksekliğe sahip. Ağrı’daki en eski yerleşim yeri olduğu bilinen Anzavurtepe Höyüğü’nde saray, tapınak, platform, mezar taşları, bazalt taşlarla örülmüş kale, tepeyi çevreleyen sur izleri ve bina kalıntıları bulunmuş. Höyüğü çevreleyen surlar Urartu Kralı Menua, tapınak ise yine bir Urartu Kralı olan İşpuini zamanında yaptırılmış. Yaklaşık 2 bin 800 yıllık bir geçmişe sahip Anzavurtepe Kalesi de yine Urartular döneminden kalmış. Kaleyi çevreleyen surların bazı bölümlerinde kuleler yer alıyor.

    Giriktepe Höyüğü, Ağrı
    Urartuların merkezi olduğu bilinen Giriktepe Höyüğü, Ağrı’nın Patnos ilçesinin bir kilometre güneyindeki Dere Mahallesi’nde bulunuyor. Yöre halkının Değirmentepe olarak bildiği bu höyük, on metre yüksekliğinde olsa da tahrip edilmesi nedeniyle günümüzde maalesef alçalmış.
    Giriktepe Höyüğü’nün de Anzavurtepe gibi öncelikli kazı alanı olarak değerlendirilmesine karar verilmiş. Yapılan kazılarda höyüğün tepesinde saraya benzeyen bir bina ve bu yapıyı çevreleyen sur kalıntıları bulunmuş. Tepede bulunan sarayın Urartu Kralı Menua veya oğlu I. Argişti döneminde yaptırılmış olduğu düşünülüyor.

    Giriktepe Höyüğü’nden çıkarılan takıların, demirden ve tunçtan yapılmış aletlerin büyük çoğunluğu Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde sergileniyor. Bu durumun nedeni, bu eserlerin çıkarıldığı dönemde kentte uygun bir müze bulunmamasıymış.

    Harput, Elazığ
    Bir açık hava müzesi gibi olan Harput Antik Kenti, Elazığ’ın kuzeydoğusundaki Harput Mahallesi’nde bulunuyor.

    2018 yılında UNESCO Kültür Mirası Geçici Listesi’ne kabul edilen Harput’un geçmişi milattan önce 20. yüzyıla kadar uzanıyor. Tabii bu kadar uzun bir tarihi olan kent birçok uygarlığa ev sahipliği yapmış. Bunların arasında Urartular, Medler, Persler, Bizans, Sasaniler, Moğollar, Selçuklular, Safeviler ve Osmanlılar yer alıyor.

    Elazığ’ın en turistik yerlerinden biri olan Harput Antik Kenti’nde görülecek yerler arasında kale, mağara ve dini yapılar başta geliyor.

    M.Ö. 8. yüzyılda Urartular tarafından dikdörtgen bir plan üzerine inşa edilen Harput Kalesi iç ve dış kale bölümlerinden oluşuyor. Bazı rivayetlere göre kalenin yapıldığı zamanlarda su kıtlığı yaşandığı için kalenin harcında su yerine süt kullanılmış. Bu sebeple Harput Kalesi “Süt Kalesi” olarak da biliniyor.
    Yapılan kazı çalışmalarında kalenin içinde zindanlar, darphane, yaşam ve tedavi alanları bulunmuş. Kalenin içindeki zindan 36 metre derinlikte yer alıyor ve buraya yüz basamaklı bir merdiven kullanarak iniliyor. Ayrıca bu bölgeden seramik çanak çömlek, mutfak eşyası, metal ok uçları, kemik objeler, cam bilezikler ve bakır sikkeler çıkarılmış.

    Ani, Kars
    2012 yılında UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne kabul edilen Ani Antik Kenti, 2016’da ise Dünya Mirası Listesi’ne girmiş. UNESCO tarafından tescillenen bu değerli tarihi kent, Kars şehir merkezinden yaklaşık 42 kilometre uzaklıktaki Ocaklı Köyü sınırları içinde bulunuyor.

    Ani Harabeleri ve Ören Yeri, Türkiye ile Ermenistan arasında doğal bir sınır oluşturan Arpaçay Nehri’nin batısında yer alıyor.
    Sahip olduğu çok sayıda kilise ve şapel sebebiyle “Binbir Kilise Şehri” veya “Kırk Kapılı Şehir” olarak bilinen Ani’nin ismi tarihi kayıtlarda ilk olarak 6. yüzyılda Ermeni beylerine ait bir yer olarak geçmiş. Bu antik şehir yıllar içinde Bagratuni Ermenileri, Selçuklular, Bizans ve Osmanlı gibi birçok uygarlığa ev sahipliği yapmış. Son zamanlarda çok popüler olan Doğu Ekspresi’nin en gözde noktalarından biri olan Ani’de görülecek yerlerin başında Ani Katedrali, Surp Krikor Lusavoriç Kilisesi, Surp Hripsime Manastırı (Bakireler Manastırı), Kral Gagik Kilisesi, Aslanlı Kapı, Ateş Tapınağı, Menuçehr Camii, Ani Şehir Surları ve Selçuklu Kervansarayı geliyor. Ani Katedrali olarak bilinen Meryem Ana Kilisesi ya da Büyük Katedral, şehrin en korunmuş yapılarından biri olarak karşımıza çıkıyor. Bu güzel kilisenin mimarı ise İstanbul’daki Ayasofya Kilisesi’nin kubbesini tamir etmiş olan Mimar Tridat.

    Arslantepe Höyüğü, Malatya
    Türkiye’nin en büyük höyüklerinden biri olan Arslantepe Höyüğü, Malatya’nın Battalgazi ilçesinin Orduzu Mahallesi’nde yer alıyor.

    Otuz metre yüksekliğe sahip olan bu höyükte M. Ö. 5 bin yılından M.S. 11. yüzyıla kadar yerleşim görülmüş. 200 x 120 metre boyutlara sahip olan yerleşim alanı M. S. 5-6. yüzyıllarda Roma Köyü olarak, sonrasında ise Bizans Nekropolü olarak kullanılmış.

    Adeta bir Açık Hava Müzesi niteliğinde olan Arslantepe Höyüğü’nde yapılan kazı çalışmaları sonucunda M. Ö. 3600 – 3500 yıllarından kalma bir tapınak ve M. Ö. 3300 – 3000 yıllarından kalma bir saray bulunmuş. Ayrıca yapılan kazılarda çok sayıda mühür ve ustalık gerektiren madeni eşyalar gün yüzüne çıkarılmış. Bu değerli kazı bulguları Arslantepe’nin siyasi, dini, ticari ve kültürel bir merkez olduğunu kanıtlar nitelikte. Bu etkileyici höyükte gezebileceğiniz yerler arasında boyu iki buçuk metreye kadar uzanan kerpiç duvarlar, tapınak, depo ve idari odalar bulunuyor.

    Saray yapısının içerisinde yürürken size eşlik eden panolar savaşın başlangıç koşulları, ilk idari sistemin nasıl işlediği gibi konular hakkında kapsamlı bilgiler veriyor. Ayrıca sarayın orta kısmında yer alan koridoru ve odaları süsleyen tarihi duvar resimlerini de görebilirsiniz.

    Kayalıdere, Muş
    Urartu Kalesi ve Urartu Kaya Mezarı ismiyle de bilinen Kayalıdere Antik Kenti, Muş’un Varto ilçesinin Kayalıdere Köyü’nde bulunuyor.
    Urartu Kralı II. Sarduri döneminde kurulmuş olduğu düşünülen bu antik şehir, o zamanlarda askeri yerleşim yeri olarak kullanılmış. Bölgede yapılan kazı çalışmaları sayesinde tapınak, kale, içinde şarap küpleri bulunan bir depo ve kaya gömütü ortaya çıkarılmış. Kazılarda bulunan tunç aslan heykeli, aslan tasvirli kemerler, ok başları ve tunç iğneler dikkat çeken tarihi eserler arasında yer alıyor. Çıkarılan eserlerin bir kısmı Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde sergileniyor.

    Tuşpa, Van
    Dünyanın hala yaşanılan en eski kentlerinden biri olma özelliğini taşıyan Tuşpa, Van Gölü’nün doğu kıyısında yer alıyor.
    Urartu Kralı I. Sarduri tarafından kurulan bu şehir M. Ö. 9. yüzyıldan yıkılışına kadar Urartuların başkentliğini yapmış. Tuşpa’daki arkeolojik kazılar Van Kalesi içerisinde gerçekleştirilmiş. Kalenin girişinde Sarduri (Madır) Burcu yer alıyor. Kazı çalışmalarında Kral I. Sarduri tarafından Asur dilinde yazdırılmış çivi yazılı kitabeler bulunmuş. Analı-Kız Açık Hava Mabedi, Bin Merdivenler, Ana Kaya’ya oyulmuş sur duvarları, Urartu krallarından Menua, I. Argişti ve II. Sarduri’nin kaya mezarları kalede görülmesi gereken yerlerin başında geliyor.

    Ayrıca Van Gölü’nün doğal güzelliği kalenin tarihi dokusuyla birleşince gün batımında muhteşem bir manzara oluşturuyor. Kalenin güneyinde bulunan eski Van şehrine ait olan kalıntılar arasında yer alan Selçuklu Dönemi’ne ait Ulu Cami ile Osmanlı Dönemi’ne ait Kaya Çelebi ve Hüsrev Paşa Camisi‘ni görmeden Tuşpa’dan ayrılmayın.

    Van Kalesi’nin çok yakınında yer alan Van Urartu Müzesi’ni ziyaret ederek Urartular Dönemi’nden kalan tarihi eserleri, belgeleri, fotoğrafları ve maketleri görebilirsiniz.