Etiket: güncelhaber

  • Yurtta hava durumu

    Yurtta hava durumu

    Yapılan son değerlendirmelere göre, yurdun kuzey ve iç kesimlerinin parçalı ve yer yer çok bulutlu, İstanbul, Kocaeli ve Yalova çevreleri ile Kırklareli’nin kıyı, Balıkesir’in kuzey kesimlerinin yağmur ve sağanak yağışlı, diğer yerlerin az bulutlu ve açık geçeceği tahmin ediliyor. Kuzey ve iç kesimlerde pus ve yer yer sis hadisesi görülmesi bekleniyor.
    Meteoroloji Genel Müdürlüğünden alınan tahminlere göre; hava sıcaklıklarının Marmara’da 2 ila 4 derece azalacağı, diğer yerlerde önemli bir değişiklik olmayacağı düşünülüyor. Rüzgarın ise genellikle kuzey yönlerden hafif ara sıra orta kuvvette, Marmara’da yer yer kuvvetli (40-60 kilometre/saat) eseceği tahmin ediliyor.

    Bazı illerde beklenen hava durumuyla günün en yüksek sıcaklıkları ise şöyle:
    Ankara: Az bulutlu ve açık 15
    İstanbul: Parçalı ve çok bulutlu, akşam saatlerinden itibaren sağanak yağışlı 16
    İzmir: Az bulutlu ve açık 21
    Adana: Az bulutlu ve açık 27
    Antalya: Az bulutlu ve açık 26
    Samsun: Parçalı ve çok bulutlu 17
    Trabzon: Parçalı ve çok bulutlu 16
    Erzurum: Az bulutlu ve açık 10
    Diyarbakır: Az bulutlu 18

  • Bakan Yumaklı barınaktan köpek sahiplendi

    Bakan Yumaklı barınaktan köpek sahiplendi

    Arnavutköy Yassıören Mahallesi’nde kurulan İstanbul’un en büyük, toplam 51 bin 500 metrekarelik bir alan üzerine kurulu olan Arnavutköy Hayvan Barınağı ve Sahiplendirme Merkezi düzenlenen törenle hizmete açıldı. Açılış programına Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, İstanbul Milletvekili Seda Gören Bölük, Arnavutköy Belediye Başkanı Mustafa Candaroğlu ve çok sayıda vatandaş katıldı.

    “Ülkemizde 4 milyondan fazla sahipsiz köpek olduğunu tahmin ediyoruz”

    Programda konuşan Tarım ve Hayvan Bakanı İbrahim Yumaklı, “Bugün burada İstanbul’un en büyük Sokak Hayvanları Beslenme ve Sahiplendirme Merkezi açılışı vesilesiyle bir aradayız. Bu merkez sayesinde sahipsiz hayvanlarımız, sağlıklı ve mutlu bir şekilde yaşamlarına devam edecekler. Bu merkezin ülkemiz ve diğer belediyelerimiz için güzel bir örnek teşkil edeceğini düşünüyorum. Modern ve sağlıklı bu muhteşem mekanın, can dostlarımız sokak hayvanlarımıza ve siz sevgili İstanbullu hayvan dostları hemşerilerimize hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum. Bu kapsamda; Bakanlık olarak hayvan bakımevi yapımı ve kısırlaştırmayla ilgili yerel yönetimlere kaynak sağlıyoruz. Bakımevi için son 15 yılda 63 ilde 118 yerel yönetime mali destek verdik. Kısırlaştırmayla ilgili ise son 7 yılda 862 binden fazla hayvan için mali destek sağladık. Yerel yönetimler tarafından ise son 20 yılda yaklaşık 3 milyon sahipsiz hayvan aşılandı. 2,5 milyon hayvan kısırlaştırıldı. 533 binden fazla hayvan da sahiplendirildi. Ancak, ülkemizde 4 milyondan fazla sahipsiz köpek olduğunu tahmin ediyoruz” dedi.

    “Belediyelerimize 2028’in sonuna kadar görev verildi“

    Hiçbir şekilde hiçbir hayvana eziyet edilmesini kabul de tasvip de etmediklerini söyleyen Bakan Yumaklı, “Bu kanunda buna dönük herhangi bir kelime bile yoktur” dedi.
    Bakanlık olarak kendilerinin de 2025 yılı bütçesinde sahipsiz sokak hayvanları için önemli miktarda kaynak ayırdıklarını söyleyen Yumaklı, “Yasa değişikliğinde belediyelerimize 2028’in sonuna kadar görev verildi. Yükümlülükleri ile ilgili envanter çalışmasını bitirdik, güncelliyoruz. Bakımevi kurmak ve rehabilitasyon ve hayvanlar sahiplendirilinceye kadar onlara bakmak için; nüfusu 25 binden fazla olan belediyeler bütçe gelirlerinin binde beşi, büyükşehir belediyeleri ise binde üçünü ayırmak zorunda. Ve bu bütçe başka bir amaç için kullanılamaz. Eğer bu oranların üzerinde harcama yapılırsa; bu ekstra yapılan harcamanın yüzde 40’ı Hazine ve Maliye Bakanlığımız tarafından belediyelere verilecek. Bakanlık olarak biz de 2025 yılı bütçemizde sahipsiz sokak hayvanlarımız için önemli miktarda kaynak ayırdık. 2025 yılı bütçemizde 1,8 milyar liralık bir kaynak öngördük. Bu kaynağı, bakımevleri kurmak ve kısırlaştırma için yerel yönetimlere aktaracağız. Bu konuda üzerine düşeni hakkıyla yerine getiren belediyelerimizi tenzih ediyorum. Yasa değişikliği sonrası üzerinde titizlikle çalıştığımız Uygulama Yönetmeliği Taslağını ilgili kamu kurumları, yerel yönetimler, dernekler, STK’larla istişare ederek hazırladık. Her fikri dinledik. Son günlerde kamuoyundan taslakla ilgili eleştirileri ve yorumları takip ettiğimizi, kamuoyunda hassasiyet oluşturan hususları da göz önünde bulundurduğumuzu ifade etmek isterim. Çeşitli değişiklik ve düzenlemelerden sonra; artık son şeklini verdiğimiz yönetmeliğin önümüzdeki günlerde yürürlüğe girmesini bekliyoruz” ifadelerini kullandı.

    “Tesisimiz 51 bin 500 metrekarelik geniş bir alanda inşa edildi ve 2 bin hayvan kapasitesi ile dostlarımıza yuva olmaya hazırlanıyor”

    Açılış programında konuşan Arnavutköy Belediye Başkanı Mustafa Candaroğlu ise, “Bugün, Arnavutköy için, İstanbul için ve her şeyden önemlisi sokaklarımızda yaşayan hayvan dostlarımız için çok özel ve anlamlı bir gün. İstanbul’un en büyük Sokak Hayvanları Beslenme ve Sahiplendirme Merkezi’ni açmanın onurunu ve mutluluğunu yaşıyoruz. TBMM’de kabul edilen sahipsiz hayvanlara yönelik düzenlemeyle, hem hayvan dostlarımızın güvenli ve sağlıklı bir ortamda yaşamaları sağlanacak hem de tüm vatandaşlarımız için sokakların güvenliği arttırılacak. Bu düzenlemeler çerçevesinde açılışını yaptığımız merkezimiz; 51 bin 500 metrekarelik geniş bir alanda inşa edildi ve 2 bin hayvan kapasitesi ile dostlarımıza yuva olmaya hazırlanıyor. Merkezimizde, can dostlarımızın bakım, tedavi ve sahiplendirme süreçlerine destek olmayı amaçlayan 4 uzman veteriner hekim, 25 yardımcı personel ve 2 halkla ilişkiler çalışanımız görev yapıyor. Bu kapsamlı tesiste iki ameliyathane, muayenehane, laboratuvar, eczane, görüntüleme üniteleri, acil servis ve yoğun bakım gibi donanımlar yer alıyor. Ayrıca travma vakalarına anında müdahale edebilen bir hayvan ambulansımız da mevcut. Tüm bu imkanlar, hayvanlarımızın sağlık ve güvenliklerin en üst düzeyde korumamızı sağlıyor” dedi.
    Yapılan konuşmaların ardından katılımcılar tesisi gezerek detaylı bilgi aldı. Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, tesiste bulunan bir sokak köpeğini sahiplendi.

  • Laboratuvardan 43 maymun kaçtı

    Laboratuvardan 43 maymun kaçtı

    ABD’nin Güney Carolina eyaletinde tıbbi araştırmalar yapılan laboratuvarda deney yapılmak amacıyla yetiştirilen 43 maymunun kaçtığı açıklandı.
    ABD’nin Güney Carolina eyaletinde bulunan Alpha Genesis adlı bir şirkete bağlı araştırma laboratuvarındaki maymunların kaçtığı açıklandı. Yeni işe başlayan bir bakıcının maymunların kaldığı kafesin kapısını tam kapatmaması sonucu yaşanan olayda deneyler yapılmak üzere yetiştirilen 43 maymunun kaçtığı belirtildi.

    Polis, eyaletin Lowcountry olarak bilinen bölgesinde serbest kalan maymunlar için geniş çaplı araştırma başlatırken yetkililer bölge halkına kapılarını ve pencerelerini kapalı tutmaları ve maymunları görmeleri halinde yetkililere bildirmeleri uyarısında bulundu. Yemassee polisi ise, kaçak maymunların yaklaşık 3,2 kg ağırlığında genç ve dişi olduğunu açıklayarak bölgede tuzakların kurulduğunu ve termal kameralarla maymunların izlerinin sürüldüğünü duyurdu.

    Alpha Genesis CEO’su Greg Westergaard ise, maymunların kaçmasının “sinir bozucu” olduğunu ifade ederek, maymunların yakalanacağını umduğunu söyledi. Maymunların çarşamba günü kaçtığını dile getiren Westergaard, aslında 50 adet maymun bulunduğunu ancak 43 maymunun kaçtığını ifade ederek maymunların ormanlık alanda bulunduğunu sözlerine ekledi.
    Yemassee Polis Şefi Gregory Alexander düzenlediği basın toplantısında maymunların bölge halkı için tehlike oluşturmadığını söyledi.
    Alpha Genesis’te 2016 yılında yaşanan benzer bir olayda da 19 maymun kaçmış ancak 6 saat sonra geri getirilmişti. 2014 yılında da 26 maymun tesisten kaçmıştı.

  • Öğrencilerin su altı robotu birinci oldu

    Öğrencilerin su altı robotu birinci oldu

    Kocaeli’de lise öğrencilerinin geliştirdiği su altı robotu, Erzurum’da düzenlenen 16. Uluslararası MEB Robot Yarışması’nda parkuru en hızlı tamamlayarak birincilik kazandı. Askeri gözlem ve bomba taşımadan tehlikeli mesleklere kadar birçok alanda revize edilerek kullanılabilecek robot, gençlerin başarısını yansıttı.

    Kartepe’de bulunan Ertuğrul Gazi Anadolu Lisesi’nde öğrencilerin teknik gelişimini desteklemek amacıyla kurulan robotik kodlama ekibi, Erzurum’da düzenlenen 16. Uluslararası MEB Robot Yarışması’nda önemli bir başarı elde etti. Bilgisayar öğretmeni İsmet Kılıç önderliğinde 15 kişiden oluşan ekip, yarışmada sergiledikleri su altı robotu projesiyle tüm dikkatleri üzerlerine çekti. 5 öğrencinin yoğun çalışmalarıyla geliştirilen robot, parkur görevlerini diğer yarışmacılara kıyasla en hızlı şekilde tamamlayarak birinci oldu. Ayrıca, yine ekip tarafından yapılan başka bir robot da TEKNOFEST 2024 Robolig Yarışması’nda lise kategorisinde birincilik elde etti.

    “Parkuru en hızlı şekilde tamamladık”
    Erzurum’daki yarışmayla ilgili bilgiler veren Kılıç, “Yarışmada belli parkur görevleri olur. Bu parkurlarda bize verilen görevleri en hızlı şekilde tamamlamamız gerekiyor. Bu şekilde ilk 3 belirlenmiş oluyor. Bizde diğer yarışmacılara göre parkuru en hızlı şekilde tamamlamış olduk. Bir borudan geçme ve halka görevlerimiz vardı. 2 tane halkayı tutup, bir yerden diğer yere yerleştirmemiz gerekiyordu. Bunu da robotla yapmamız lazımdı” dedi.

    “Gurur verici”
    Su altı robot yapımının ve kullanımının zor olduğunu, bu sebeple yarışmaya çok sayıda okulun katılamadığını kaydeden İsmet Kılıç, “Yarışmaya katılabilen yaklaşık 20 robot vardı. 20 robot arasından birinci olduk. Bizi mutlu eden konu, öğrencilerin yaptığı bir ürünle yarışmada sergileyebiliyor ve yarışabiliyor olmasıydı ama tabii bunun yanı sıra birinci olmamız büyük bir gurur. Diğer yarışmacıları geçebilmek, en iyi olabilmek bizim için büyük bir gurur kaynağı” şeklinde konuştu.

    “Amacımız sadece yarışmalara katılmak değil”
    Yarışmalara katılmanın güzel bir deneyim kattığını ancak asıl hedeflerinin öğrencilerin teknik bilgi ve becerilerini artırmak, farklı insanlarla tanışmalarını sağlamak olduğunun altını çizen Kılıç, “Tabii yarışmalara katılıp, derece elde etmek çok güzel bir duygu ancak asıl amacımız bunlar değil. Temel amacımız, öğrencilerin teknik konuları öğrenebilmesi, yarışmalara gittiğimiz yerlerde farklı insanlarla tanışmaları, o ortamları görmeleri. Bu öğrencilere çok güzel şeyler katıyor. Kısacası amaç, bir şeyler üretmek, üretirken de öğrenmek. Öğrencilerin sosyal olmalarını da sağlıyoruz” ifadelerini kullandı.

    “Savaş halinde bomba taşıma işlemi yapabilir”
    İsmet Kılıç, su altı robotunun kullanım alanları hakkında da bilgiler verdi. Bu gibi araçların askeri alanda gözlem ya da bomba taşıma işlemleri için de kullanılabileceğini, ayrıca tehlikeli mesleklerde insanlara destek sağlayabileceğini vurgulayan Kılıç, “Su altında bazı insanların yaptığı tehlikeli meslekler var. Robotu, o görevleri yapabilecek şekilde revize edebiliriz. Robotumuz yarışma için hazırlandı ama bu gibi işler için revize edebiliriz. Örneğin su altı kaynakçılığı gibi tehlikeli bir meslek var. Tehlikeli olduğu kadar da zorlu bir meslek. Bu işi yapan kişilerin işlerini hafifletmek adına su altı robotu kullanılabilir” şeklinde konuştu.

    “Dronlar da yapıyoruz”
    Su altı robotunun yanı sıra birçok proje geliştirdiklerini de aktaran Kılıç, sözlerini şöyle noktaladı:
    “Değişik yarışmalara katılıyoruz ama bahsettiğim gibi, amaç bir şey üretmek. Farklı farklı şeyler üretmeye çalışıyoruz ki öğrenciler farklı alanlarda bilgi sahibi olsun. Sadece su altıyla ilgilendiğimiz zaman sadece su altının mekaniklerini ya da elektroniklerini öğretebiliyorsunuz ama biz dronlarla da ilgileniyoruz. Yarış dronları ya da normal dronlar yapıyoruz. Bu sayede öğrenciler dron yapımı ve pilotluğuyla ilgili bilgi sahibi oluyorlar”

    “Duyanlar mutluluktan çığlık attı”
    16. Uluslararası MEB Robot Yarışması’nda su altı robotunu kullanan 11. sınıf öğrencisi Zafer Dülger, birinci olduklarını öğrendiklerinde duydukları heyecanı, “Birinci olduğumuzu öğrendiğimiz an çok heyecanlandık, mutlu olduk. Otobüste hepimiz bir arada olduğu bir andı. Duyanlar mutluluktan çığlık attı, havalara zıpladık diyebiliriz. Hepimiz çok mutlu olduk” sözleriyle ifade etti.
    Dülger, yarışma sırasında robotu kullanırken zaman zaman heyecanlandığını da ifade ederek, “Her ne kadar yapabilsek ve yapabileceğimizi bilsek de o an herkes için çok farklı oluyor. Yarışma sırasında herkes için zamanın durduğu bir an oluyor. Ben robot kullandığım için stres oldum ama alıştığım için yapabildim ve yarışmaya odaklanabildim” ifadelerini kullandı.

    “Ben onlara ‘atanmış’ değil, ‘adanmış’ öğretmenler diyorum”
    Okul Müdürü Mesut Tekin ise Ertuğrul Gazi Anadolu Lisesi’nin 4 yıllık bir okul olduğunu söyleyerek, “4 yıllık bir okuluz ama içinde 40 yıllık bir tecrübe taşıyoruz. İlk kuruluş aşamasından bu yana da ana felsefimizin Türkiye’de sıradan bir lise olmak değil, sıradan ve klasik ötesi bir okul olma sevdasıyla yola çıktığımızı söylemiştik. İnanmış, öğretimi ve eğitimi dava edinmiş, gençlerimizi kendilerine evlat olarak gören iyi bir öğretmen arkadaş grubuyla çalışıyoruz. Ben onlara ‘atanmış’ değil, ‘adanmış’ öğretmenler diyorum. İşte bu ekip, adını sadece Kocaeli’de değil, Türkiye genelinde duyuruyor” dedi.

    “Öğrencilerimize kendilerini gösterebilecekleri ortamları sağlamaya çalışıyoruz”
    Okulun sadece derslerden oluşmadığının altını çizen Tekin, “Anadolu lisesi denince insanların aklına sadece matematik, kimya, biyoloji geliyor ama öyle değil. Biz okulumuzda resim, müzik, bilimsel ve proje çalışmaları gibi alanlarda öğrencilerimize kendilerini gösterebilecekleri ortamları sağlamaya çalışıyoruz. Bundan sonra da bu şekilde devam edeceğiz.

    Bu konuda kesinlikle ilgili kişilere teşekkürü bir borç bilirim. Kartepe İlçe Milli Eğitim Müdürümüzden, Kaymakamımızdan, Kartepe Belediye Başkanımızdan ve İl Milli Eğitim Müdürümüzden iyi bir destek görüyoruz. Onlar bize güveniyorlar. Bizde onları mahcup etmemek için elimizden geleni yapıyoruz ve yapmaya devam edeceğiz. Bunlar daha başlangıç. Akademik başarılardan sonra Ertuğrul Gazi Anadolu Lisesi’nin adını çok daha iyi yerlerde duyacağınızdan hiç şüpheniz olmasın” cümlelerini kullandı.

  • Bilecik yargısı Eskişehir’e bağlandı

    Bilecik yargısı Eskişehir’e bağlandı

    Resmi Gazete’de yayımlanan HSK Kararı ile Adalet Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğünün, Bilecik ilinin idare ve vergi mahkemeleri yönünden Sakarya yargı çevresinden çıkarılarak Eskişehir İdare ve Vergi Mahkemeleri çevresine bağlanması hakkında talebi genel kurulda görüşüldü. Bilecik’in coğrafi durumu, iş hacmi ve Eskişehir’e yakınlığı göz önüne alınarak talep kabul edildi. Karar 11 Kasım’dan itibaren uygulanmaya başlayacak.

  • Putin’den Trump’a tebrik mesajı geldi

    Putin’den Trump’a tebrik mesajı geldi

    Rusya’nın Soçi kentinde Valday Uluslararası Tartışma Kulübü’nün 21’inci oturumuna katılan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, gündeme dair açıklamalarda bulundu. 21. yüzyılın ilk çeyreğinde yeni bir dünya düzeninin oluşmaya başladığını ifade eden Putin, “Bu yirmi yıl yalnızca tarihsel boyutlarda önemli ve zaman zaman dramatik olaylarla dolu değildi. Gözümüzün önünde, Vestfalya ya da Yalta sistemi gibi geçmişten bildiklerimize benzemeyen, tamamen yeni bir dünya düzeni oluşuyor. Yeni devletler yükseliyor. Halklar kendi çıkarlarının, öz değerlerinin, özgünlüklerinin ve kimliklerinin daha net bir şekilde farkına varıyor. Kalkınma ve adalet hedefine ulaşma konusunda giderek daha ısrarcı oluyor. Uzmanlar, yeni bölgesel çatışmaların oluşturduğu tehditlerden, küresel salgınlardan, insan ve yapay zeka arasındaki etkileşimin karmaşık ve etik yönlerinin birbiriyle bağlanmasından bahsediyor. Dünya eski yapısını geri dönülemez bir şekilde terk ediyor” dedi.

    “Tehlikeli bir çizgiye yaklaştık”
    Bu değişimle birlikte uluslararası çatışmaların da meydana geldiğini vurgulayan ve yıkıcı silahların kullanımıyla ilgili de batılı ülkeleri uyaran Putin, “Uluslararası çatışmalar ve çarpışmalar karşılıklı yıkımı getiriyor. Sonuçta bunu yapabilecek silahlar (nükleer silahlar) mevcut ve sürekli geliştirilmekte, teknoloji geliştikçe yeni formlara bürünmektedir. Ve bu tür silah sahip olanlar artıyor. Hiç kimse tehditlerin çığ gibi artması, hukuki ve ahlaki normların nihai olarak yıkılması durumunda bunların (silahların) kullanılmayacağını garanti etmez. Tehlikeli bir çizgiye yaklaştık. Batı’nın en büyük nükleer silah cephaneliğine sahip olan Rusya’yı stratejik bir yenilgiye uğratmaya yönelik çağrıları, Batılı politikacıların çirkin maceracılığını gösteriyor” dedi.

    “Dünyanın Rusya’ya ihtiyacı var”
    Batılıların kendilerine yönelik uyguladığı ambargo ve kısıtlamaları eleştiren Putin, “Ülkemize uygulanan cezai önlemlerin hacminin tarihte benzeri yok. Rakiplerimiz, Rusya’ya ezici ve yıkıcı bir darbe vuracaklarını, bu darbeden sonra ülkenin artık toparlanamayacağını ve uluslararası ilişkilerin kilit unsurlarından biri olmaktan çıkacağını varsaydılar. Dünyanın Rusya’ya ihtiyacı var ve ne Washington’daki ne de Brüksel’deki şeflerin kararları bunu değiştirebilecek durumda değil” dedi.

    “NATO, Doğu’ya ilerleyerek kendi tüzüğünü ihlal ediyor”
    NATO’nun Doğu Avrupa’da ilerlemesi ve Rusya sınırlarına dayanmasına tepki gösteren Putin, “Bugün dünyada sözde zorunlu kurallar, katı ideolojik dogmalar ve klişelerle bir arada tutulan tek bir blok kaldı, o da Avrupa’nın doğusuna doğru genişlemesini durdurmadan kendi tüzüklerini ihlal ederek yaklaşımlarını dünyanın diğer bölgelerine yaymaya çalışan NATO. Günümüzdeki yaşanan tüm şiddetli çatışmalarından önce bile birçok Avrupalı lider bana ‘Neden bizi seninle korkutuyorlar? Korkmuyoruz, herhangi bir tehdit görmüyoruz’ diyorlardı. Bu doğrudan yapılan bir konuşma. ABD’nin bunu çok iyi anladığını düşünüyorum. Bunu hissettiler. Zaten kendileri de NATO’yu ikincil bir örgüt olarak görüyorlar. İnanın bana, ne konuştuğumu biliyorum. Ama yine de oradaki uzmanlar NATO’nun gerekli olduğunu anladılar. Peki değeri, çekiciliği nasıl korunacak? Korku salmak gerekiyor. Rusya ve Avrupa’yı, özellikle de Rusya ile Almanya ve Fransa’yı birbirinden ayırmak gerekiyor. Böylece Ukrayna’daki darbeye ve Donbass’ın güneydoğusundaki çatışmaya vardırdılar. Bizi basitçe misilleme yapmaya zorladılar” ifadelerini kullandı.

    “Rusya, dünyaya hakim olmak isteyenleri durdurmaya devam edecek”
    Batılıları kastederek birçok ülkenin Rusya’nın olmadığı bir dünya istediğini öne süren Putin, “Yine bazı insanlar Rusya’nın olmadığı bir dünyanın daha iyi olacağı düşüncesine sahip. O zamanlar Rusya’yı bitirmeye, Sovyetler Birliği’nin çöküşünden sonra kalan her şeyi yerle bir etmeye çalıştılar ve şimdi de öyle görünüyor ki, birileri de bunun hayalini kurarak dünyanın daha itaatkar olacağını ve daha iyi yönetileceğini düşünüyor. Ancak Rusya kim yaparsa yapsın, dünyaya hakim olmak isteyenleri defalarca durdurdu ve durdurmaya da devam edecek. Dünya, Rusya olmadan daha iyi hale gelmeyecek. Bunu yapmaya çalışanlar eninde sonunda bunun daha da zorlaşacağının farkına varmalı” dedi.

    “Donald Trump, cesur bir adam”
    ABD’nin Seçilmiş Başkanı Donald Trump’ı seçim zaferinden dolayı da tebrik eden Putin, “Bu fırsattan yararlanarak onu (Donald Trump’ı) ABD Başkanı seçildiği için tebrik etmek istiyorum. ABD halkının güvendiği herhangi bir devlet başkanıyla çalışacağımızı zaten ifade etmiştim” dedi.
    Trump’ın, Ukrayna’da savaşı durdurabileceğine dair sözlerine de değinen Putin, “Ukrayna krizinin çözümüne dair Rusya ile tekrar diyalog kurma arzusu hakkında söylenenleri kayda değer buluyorum” ifadelerini kullandı.
    Geçtiğimiz aylarda seçim kampanyası sırasında silahlı saldırıya uğrayan Trump’ın soğuk kanlı davrandığına da dikkat çeken Putin, “Suikast sırasındaki soğuk kanlılığından etkilendim. O cesur bir adam” dedi.

  • 14 ayda 57 kilo verdi

    14 ayda 57 kilo verdi

    Adana’da yaşayan 2 çocuk annesi ev hanımı Serpil Ata’nın eşi İsmail, 2016 yılında kalp rahatsızlığı nedeniyle vefat etti. Serpil Ata, eşinin ölümünün ardından depresyona girdi ve dengesiz beslenmeye başladı. Bir anda 60 kilodan 120 kiloya çıkan Ata, günlük rutin işlerini dahi yaparken zorlanmaya başladı ve yaşam kalitesi düştü. Ayrıca Serpil Ata, tansiyon, şeker, guatr başta olmak üzere birçok hastalığa yakalandı.

    Diyetisyene başvurdu, hayatı değişti

    Önce kızlarının daha sonra da çevresinin uyarılarını dikkate alan Serpil Ata, sağlık ocağı doktorunun yönlendirmesiyle Çukurova Sağlıklı Hayat Merkezi’ne başvurdu. Burada diyetisyen Emrah Gülek’in tavsiyeleriyle diyete ve spora başlayan Serpil Ata, 14 ayda 57 kilo verdi ve 63 kiloya düştü. Günde en az 10 bin adım atan ve spor yapan Ata, hem depresyondan çıktı hem de yaşam kalitesini arttırdı hem de hastalıklarından kurtuldu.

    “58 bedenden 36 bedene düştüm”

    Eşinin ölümün ardından depresyona girdiğini anlatan Serpil Ata, yaşadığı zorlukları İhlas Haber Ajansı’na anlattı. Ata, artık kıyafet alırken daha mutlu olduğunu belirterek, “Eşimin ölümünün ardından yememe içmeme hiç dikkat etmedim. 120 kiloya kadar çıktım. Sonra burayı önerdiler ve geldikten sonra günde 10 bin adım atmaya başladım. İlk aylarda 3-5 kilo verdim ve çok azmettim. 57 kilo verdim ve 63’e kiloya düştüm. Ayrıca bu kiloyu koruyorum, geri kilo almıyorum. Yıllarca giyemediğim kıyafetleri şu anda giymeye başladım. Gidip kendime 36 beden kıyafet alabiliyorum. 58 bedenden 36 bedene düştüm ve kızlarımın kıyafetlerini giyebiliyorum” dedi.

    “Azmettikten sonra yapılamayacak hiçbir şey yok”

    Mide küçültme ameliyatı olmayı hiç düşünmediğini söyleyen Ata, “Çevremde ameliyattan sonra vefat eden kişiler olmuştu. Ayrıca ameliyat olup zorluk yaşayan insanlar oldu. O nedenle hiç ameliyatı düşünmedim ve sadece diyet, sporla bu kiloları verdim. Azmettikten sonra yapılamayacak hiçbir şey yok. Yeter ki azim olsun. İnsanlar bana ‘Hasta mısın, kanser misin?’ diye soruyorlar. Hastalığım da kalmadı, ilaç da kullanmıyorum. Herkese kilo vermeyi öneririm, boşuna kilo taşıyoruz” ifadelerini kullandı.

    “Verdiğimiz diyete harfiyen uyuldu”

    Diyetisyen Emrah Gülek ise danışanının çok azimli olduğunu belirterek şunları söyledi:

    “Serpil Hanım gerçekten yüksek bir azme sahip. Verdiğimiz diyetlere harfiyen uydu. Kaçamak mümkün olduğunca yapmadı. Yürüyüşlerini aksatmadı ve her gün 10 bin adım attı. Kendisine bir beslenme, yaşam düzeni oluşturdu. Ayrıca Serpil Hanım verdiği kiloyu korudu. Çünkü bizim için kilo vermekten ziyade kiloyu korumak daha önemli. Böyle örneklerimiz çok. Birçok danışanımız güzel kilolar verdi. Herkesi merkezimize bekliyoruz.”

     

  • Yapışık ikizler Türkiye’de hayata tutundu

    Yapışık ikizler Türkiye’de hayata tutundu

    Cezayirli 10 yıllık evli Amal ve Said Belkacem çifti, büyük bir heyecanla, ikiz olduklarını öğrendikleri kızlarını kucaklarına almayı bekliyorlardı. 41 yaşındaki iki çocuk annesi Amal, 5 Nisan 2023 tarihinde, Rinad ve Rinas adını verdikleri ikiz bebeklerini sezaryenle dünyaya getirdi. Ancak daha önce yaptığı iki doğumun aksine, anne Amal uyanıp kendine geldiğinde ikizlerini bir türlü kucağına alamadı. İkizler göğüslerinden yapışık ve kalpleri ayrı şekilde tek bir kesenin içinde doğmuşlardı.

    Yapışık ikizlere Türkiye’den olumlu yanıt

    Cezayir’de ikiz bebekleri ayıracak ekip arayışları başladı. Cezayir dışındaki ülkeler araştırıldı. İstanbul’da özel bir hastaneyle temasa geçilerek olumlu yanıt alındı. İkizlerin henüz yaklaşık 5 aylık ve kilolarının çok düşük olmasından dolayı, vücut dirençlerinin artması, göğüs bölgelerinin toparlanması ve deri dokularının genişletilebilmesi için biraz daha büyümeleri için ameliyat sonraya alındı. Her birinin 8 kiloya ulaşması gerekiyordu.

    Rinas’ın kalbinin sık sık durması nedeniyle ikizlerin hastanede tedavi görmelerine karar verildi. Hastanede ikizlerin tedavileri sürerken hızlı kilo alabilmeleri için özel beslenme programı oluşturuldu. Bebekler 15 aylık olduklarında ameliyat için gerekli kiloya ulaştı. Ardından tüm planlamalar yapılarak, 5 Ağustos 2024’de ikizler, uçuş mesafesi yaklaşık 4.5 saat olan, 3 bin 300 km’lik yoldan İstanbul’daki hastaneye getirildi.

    Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Ersin Erek ve Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Erdem Güven’in liderliğinde, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Çocuk Kardiyolojisi, Çocuk Cerrahisi, Anestezi ve Reanimasyon ile Yoğun Bakım uzmanlarından oluşan özel bir konsey oluşturuldu, ayrılma ameliyatı ve sonrası için tedavi planlaması yapıldı. Ameliyat planlaması ve ilk işlemler 2 ay sürdü. Yapılan pek çok detaylı tetkiklerin ardından, göğüs duvarından yapışık olan ve kalpleri birbirine bakan ikizlerin kalplerindeki sorun tespit edildi. Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Ersin Erek, “Her insanın kalbi ‘perikart’ olarak adlandırılan ve kalbi göğüs kafesinin içinde sabit tutmasının yanı sıra enfeksiyonlardan da koruyan keseyle çevrili” dedi. Prof. Dr. Ersin Erek, ikizlerin kalplerinin ise ayrı ayrı kese yerine tek bir büyük keseyle çevrildiğini belirterek, “Tek bir büyük kesenin içinde minik iki kalp atıyordu. Ayrıca ikizlerden Rinas doğuştan kalp hastasıydı, kalpten çıkan büyük damarlarda terslik ve akciğere giden damarda darlık vardı. Kalpte karıncıklar arasında geniş bir delik de bulunuyordu” bilgisini verdi.

    Ameliyat öncesinde dokular genişletildi

    Bilgisayarlı tomografi ve MR (Manyetik Rezonans Görüntüleme) ile yapılan taramalardan elde edilen sonuçlar doğrultusunda da derideki defektin (eksikliğin) boyutu ve ne kadar dokuya ihtiyaç olduğu hesaplandı. Ardından, 21 Ağustos 2024 tarihinde ikizler ilk kez ameliyat masasına yatırıldı. Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Erdem Güven bu aşamayı şöyle anlattı: “Deri ihtiyacını gidermek için ameliyatın yapılacağı bölgenin yakınındaki bölgede fazla bir deri oluşturmaya çalıştık. Plastik cerrah olarak temel amacımız, dışarıdan yabancı bir doku almadan ikizlerin kendi dokularıyla onarım sağlamaktı. Özellikle çok küçük bebeklerde bu yöntem, ‘altın standart’ kabul edilir. Her iki bebeğe de silikon bir balon yerleştirdik. Haftalık periyodlar ile genleşme sağladık. Aynen hamile bir kadının karnının büyürken derisinin genişlemesi gibi düşünebilirsiniz. Bu çocuklarda da derinin büyümesini ve genleşmesini sağladık. Kendi canlılığı olan, aynı kalite ve renk tonunda bir deri elde ettik. Şayet başka bir doku kullanılsaydı, bu dokular bedenlerinde bir yama gibi dururdu.”

    Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanları Prof. Dr. Ersin Erek, Doç. Dr. Selim Aydın, Doç. Dr. Bahar Temur, Dr. Yakup Tire, Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Münür Selçuk Kendir, Anestezi ve Reanimasyon Uzmanı Dr. Mehmet Bilhan Hayırlıoğlu ve Dr. Sanem Özata ile Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Erdem Güven’den oluşan ekibin gerçekleştirdikleri ve 4.5 saat süren ameliyat başarıyla tamamlandı.

    Ameliyatta 8 kişilik anestezi ekibi görev aldı

    Anesteziyoloji ve Reanimasyon Uzmanı Dr. Mehmet Bilhan Hayırlıoğlu, ameliyat sürecinde 4 anestezi uzmanı ve 4 anestezi teknikeri olmak üzere 8 kişiden oluşan bir anestezi ekibinin görev aldığını vurgulayarak, “Yapışık ikizler çok sık karşılaştığımız bir hasta grubu değil. Dünya üzerinde görülme sıklığı çok düşük. Bizim açımızdan zorlayıcı olan nokta, ameliyat sırasında entübasyon, bir başka deyişle solunum yoluna tüp yerleştirme süreciydi. Göğüslerinden yapışık ve yüzleri de birbirlerine bakar pozisyonda olmaları nedeniyle Rinad ve Rinas’ın ameliyat masasında pozisyon vermekle ilgili sıkıntıları vardı. Aynı sebepten dolayı damar yolu açılması ve kateterizasyon ile ilgili de güçlükler yaşadık. Bunların yanı sıra ikizlerden Rinas’a, doğumsal kalp hastalığı olması nedeniyle daha özellikli bir anestezi uygulamamız gerekiyordu” diye konuştu.

    Bir başka önemli problemin ise aynı anda iki çocuğa müdahale etmek olduğuna işaret eden Dr. Mehmet Bilhan Hayırlıoğlu, sözlerine şöyle devam etti: “Normal prosedürün dışında, aynı anda, aynı ameliyat salonunda iki farklı hastayı takip etmemiz gerekiyordu. Rinad ve Rinas’a iki farklı anestezi ekibi belirledik. Bu iki ekip operasyon süresince hastalardaki değişiklikleri yakından takip edip gerekli müdahalelerde bulundular. Başarılı bir operasyon süreci sonunda her iki hastamızı yoğun bakım ekibine teslim ettik.”

    Ayrı kese oluşturuldu

    İkizlerin bir kese içinde yan yana atan kalplerinin ayrılması gerektiğini belirten Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Ersin Erek, her iki kalbi çevreleyen büyük kalp kesesini açtıktan sonra sığırdan elde edilen perikardit dokusunun, her bir kalbin kendine ait kesesi olacak şekilde dikildiğini söyledi. Ersin Erek, “Tek kese içinde iki kalbin yan yana attığını görmek ekip olarak hepimiz için heyecan vericiydi. Yaptığımız ameliyatla, her iki kalbe de iki kese oluşturduk. İki ayrı kesede atan kalpleri görmek daha büyük bir mutluluktu. Çünkü artık onlar iki ayrı bedende sağlıklı olarak atmaya devam edecekler” dedi. Prof. Dr. Ersin Erek, Rinas’ın stabil durumda olması ve büyük bir işlem yapılması gerektiği için kalbine müdahale etmediğini söyleyerek, “Rinas’a 6–12 ay içinde ikinci bir kalp ameliyatı yapılmasını planladık. Bu ameliyatla kalbindeki diğer sorunlar da giderilecek” diye konuştu.

    İkizlerin ayırma sürecinin sonrasında, tıbbi ekibin bebeklerin birbirini aradıklarını ve bu nedenle stres yaşadıklarını gözlemlediklerini söyleyen Prof. Dr. Ersin Erek, “Biz tüm ekip olarak, deneyimimizle bu ameliyatı başarıyla sonlandırdık. Çok mutlu da olduk. Ama ayrılan bebeklerin birbirini aradığını gördüğümüzde, hepimiz derinden etkilendik. Hüzünlendik de. Onlar kendini tek vücut olarak biliyorlar, şimdi sağlıklı ve iki ayrı birey oldular. Buna zamanla alışacaklar elbette” dedi.

    “Kemik dokusunu bir lego gibi kaydırdık”

    İkizler birbirlerine göğüs kafesinden bağlı oldukları için sağ ile sol kaburga kemiklerini bir arada tutan ve halk arasında “iman tahtası” olarak adlandırılan sternum kemiğinin gelişmediği belirtildi. KVC Uzmanı Prof. Dr. Ersin Erek ile Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Erdem Güven, ayırma ameliyatında ikizlere kendi kemikleriyle “iman tahtası” oluşturduklarını belirterek, süreci şöyle anlattılar: “İkizlerin göğüs bölgelerini ayırdığımızda, kaburgaların bağlantı yerlerini özel titanyum materyalleri ile birleştiririz diye düşünüyorduk. Ama bizi umutlandıran bir şey fark ettik. Boynun hemen altında ve göğsün üst tarafında olan yerde ikizleri birbirine bağlayan bir kemik oluşumu vardı. Bu o kemiğin halk arasında ‘iman tahtası’ denilen kısmın oluşturulması için yeterli olduğu anlamına geliyordu. Adeta bir lego gibi, kemik dokusunu kaydırarak göğüs kemiği oluşturduk. Böylece yapay bir materyale ihtiyaç olmadı. Bu gibi durumlarda en iyi olan şey kişinin kendi dokusunu kullanmaktır. Zira, bebekler büyüdüklerinde kendi dokularından olduğu için dışardan fark edilmeyecek ve güzel bir iyileşme sağlanacak.”

    “Kızlarımı üç gün boyunca göremedim”

    Doğum sonrasında kızlarının durumu kendisinden üç gün saklanan anne Amal Belkacem, “İkizlerimin yapışık olduğunu öğrendiğim an sanki dünyam başıma yıkıldı” diyerek, duygularını şöyle anlattı: “Kolumdaki serumu attığımı ve yere yığıldığımı hatırlıyorum. Acaba kızlarım birbirlerine nasıl yapışıklardı? Elleri veya ayakları yok muydu, sağlıkları nasıldı ve bundan sonra yaşamlarına nasıl devam edeceklerdi? Stresten sütüm aniden kesildi, ikizlerimi sadece dört gün emzirebildim.”

    Baba Said Belkacem ise ikizlerinin yapışık olduklarını doğumdan hemen sonra öğrendiğini belirterek, “Doktorlara ilk sorum, ‘Çaresi var mı?’ oldu. Birbirlerinden ayrılabileceklerini öğrendiğimde derin bir nefes aldım” diye konuştu.

    “Kızımın kalbi tüm üç kez durdu”

    Cezayir’deki tedavi sonrası ikizler taburcu edilirken, kalbinde sorun olan Rinas’ın hekim kontrolleri devam ediyordu. İkizler bir yaşına geldiklerinde aileyi perişan eden ciddi bir sorun yaşandı. Kalp hastası olan Rinas’ın kalbi bir yaşında iken bir ayda tam üç kez durdu. Rinas’ın kalbinin durması, Rinad’ın da hayata veda etmesi anlamına geliyordu. Anne Amal Belkacem bu süreci şöyle aktardı: “Evdeydik, ikizlerimden Rinad uyanmıştı. Mamasını hazırladım ve oğluma içirmesini söyledim. Oğlum mamasını içirince kalanını da uyandıysa diğer kızım Rinas’a vermesini belirttim. Oğlum ‘anne kardeşimin dudakları mosmor’ diye bağırınca soluğu Rinas’ın yanında aldım. Kızımda hiçbir tepki olmayınca, hemen hastaneye kaldırdık. Kalp masajı yapılarak hayata döndürüldü. Ardından bizi evimize gönderdiler. Bu acı yetmiyormuş gibi kızımın iki hafta sonra üstelik bir günde iki kez kalbi durdu. Yine kalp masajıyla hayata döndürdüler. Kalbim bir değil, iki kez yanıyordu. Çünkü kalbinden hasta olan Rinas hayatını kaybederse aynı bedende yaşayan diğer kızıma ne olacaktı? İşte bu kaygılar nedeniyle adeta benim de kalbim duracak sandım her defasında.”

    “Kızım gözleriyle ikizini arıyor”

    Ameliyatın ardından kızlarını ilk kez tek başına kucaklayabilmenin mutluluğunu yaşayan anne Amal Belkacem, ameliyat sonrasında kızı Rinad’ın gözleriyle yoğun bakım servisinde yatan kardeşi Rinas’ı aradığını belirterek, “Kızlarım 18 ay boyunca yüzleri birbirlerine bakacak şekilde göğüslerinden yapışık halde yaşadılar. Elleri, kolları ve ayakları sürekli birbirleriyle temas halindeydi. Bazen birlikte oyun oynarken, bazen de birbirlerine kızabiliyorlardı. Kızdıklarında saç çekmek ve ısırmak gibi zarar verebilecek şeyler yapabiliyorlardı. Ne yaşanırsa yaşansın, kendilerini bir bütün olarak görüyorlardı. Ameliyat sonrasında servise getirilen kızım Rinad sürekli kardeşinin olduğu yere bakmaya başladı. Geceleri tek uyuyamıyor, ancak yanında ben yatınca gözlerini kapatabiliyor. 18 ay boyunca baktığı yerde kardeşini göremeyen kızım sanırım ne olduğunu anlamaya çalışıyor” diye konuştu.

    “Sanki yeni doğum yapmış gibiyim

    Amal ve Said Belkacem çifti, ikizlerinin sağlıklı olarak birbirlerinden ayrılabileceklerine yönelik umutlarını hep koruduklarını belirterek, “Büyük bir heyecan ve umutla beklemiştik ameliyatı. Çok şükür ikizlerimiz Türk hekimlerinin büyük çabası ve başarısı sayesinde birbirinden ayrıldılar. Şimdi tek dileğimiz; kalp hastası olan kızımızın birkaç ay sonra gerçekleştirilecek olan ameliyatla sağlığına kavuşması” dediler.

  • Kirada yeni dönem başladı

    Kirada yeni dönem başladı

    Kullanıma açılan uygulamadan ilk aşamada, 18 yaş üzerinde olan e-Devlet kullanıcıları faydalanabiliyor. Hizmetin ilk bölümünde, taşınmaz sahibi gerçek kişiler tarafından e-Devlet Kapısı “Kira Sözleşmesi İşlemleri” üzerinden hazırlanan sözleşme, kiracı tarafından yine e-Devlet Kapısı üzerinden onaylanması şeklinde ilerleniyor.

    Bursa’da faaliyet gösteren gayrimenkul danışmanı Furkan Gültaş, yaptığı açıklamada, son yıllarda gayrimenkul kira fiyatlarındaki ciddi artışlar sebebiyle bazı kiracı ve mülk sahipleri arasında anlaşmazlıklar yaşandığını belirti.

    Hazine ve Maliye Bakanlığınca bunların önüne geçebilmek amacıyla çalışma başlatıldığını belirten Gültaş, “Bakanlığın üzerinde çalışmış olduğu e-Devlet üzerinde kira sözleşmeleri hizmeti 5 Kasım’da vatandaşların kullanımına sunuldu. Bu hizmetin ilk aşaması mülk sahipleri ve kiracıların kullanımına açık. İkinci aşamada ise gayrimenkul danışmanlarının ve yetki verilen diğer kişilerin sözleşme hazırlama ve tarafların onayına sunulması da sürece dahil olacak.” dedi.

    Uygulamayla sözleşme sürecinde şeffaflığın sağlanmasının hedeflendiğini dile getiren Gültaş, şunları kaydetti:

    “Bu uygulama sayesinde taraflar arası anlaşmazlıkların önüne geçilerek daha şeffaf bir sözleşme süreci yürütülürken tarafların sözleşmeye ulaşması, sözleşme üzerindeki değişiklikleri sağlayabilmesi kolaylaşacaktır. Aynı zamanda fahiş kira rakamlarının ve artışlarının da önüne geçilerek gayrimenkul değer haritasına veri sağlama konusunda önemli destek sağlayacaktır. Ayrıca kiralama süreçlerinde sözleşmelerin teminini talep eden kurumların bu sistem üzerinden sözleşmelere ulaşarak tarafların sözleşme iletme yükünden de kurtarılması hedefleniyor.”

  • 125 personelle Gabar’da petrol tatbikatı

    125 personelle Gabar’da petrol tatbikatı

    Şırnak Merkez Gabar Dağı Şehit Aybüke Yalçın Petrol Kuyusunda Yerel Düzey Afet Sağlık Grubu Operasyon Planı kapsamında, Şırnak İl Sağlık Müdürlüğü UMKE ambulans ekipleri, Şırnak İl Jandarma Komutanlığı, Şırnak Belediyesi Başkanlığı, Şırnak AFAD, TPİC Bölge Müdürlüğü, TPAO Bölge Müdürlüğü ve Kızılay ekiplerinden oluşan 125 personel ve 22 araç ile saha tatbikatı yapıldı.

    Tatbikatta petrol kuyusunda, senaryo gereği sondaj kulesinde kontrolsüz gaz girişi nedeniyle yangın ve patlama meydana geldi. UMKE ekipleri yaralılara müdahale ederken, itfaiye ekipleri yangını söndürdü. Jandarmanın çevre güvenliğini sağladığı alanda AFAD ekipleri ile kimyasal gaz kontrolü yaptı.
    Tatbikat başarılı bir şekilde sona erdi.