Etiket: güncelhaber

  • Arıların geleceğini tehdit ediyor

    Arıların geleceğini tehdit ediyor

    Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ender Yarsan, “Baz istasyonlarıyla ya da yüksek gerilim hatlarıyla farklı bir şekilde oluşacak elektromanyetik alan, arı sağlığı üzerinde olumsuz etki meydana getirir” dedi.
    9 milyon 224 bin 881 adet arılı kovana sahip olan Türkiye, bal üretiminde dünyada ikinci sırada yer alıyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre ülkede geçtiğimiz yıl 114 bin 889 ton bal üretimi gerçekleşirken, iklim değişikliği sonucu hava sıcaklığının değişkenlik göstermesi ve kentlerin büyümesi sonucu değişen elektromanyetik alanlar arıları tehdit ediyor.

    Amerika Birleşik Devletleri merkezli “Journal of Experimental Biology” ve “Prooceeding of the National Academy of Science” dergilerinde yayımlanan araştırmalara göre bal arılarının kovan ve besinlerini bulmalarında onlara yol gösteren bir manyetik etkileşim söz konusu. Arıların her gün takip ettiği elektromanyetik dalgaların değişmesi, arının besinini ve kovanını bulmada problem oluşturuyor.

    Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ender Yarsan, arı varlığının korunması noktasında İHA muhabirine değerlendirmede bulundu. Arıların sağlığı gözetilmediği takdirde toplu arı ölümleri ve kolonilerin sönme durumu ile karşı karşıya kaldıklarını anlatan Prof. Dr. Yarsan, zirai ilaçlama yapılırken arılar noktasında dikkat edilmesi gerektiğini belirtti.

    “Zirai mücadele yapılırken arıların sağlığına dikkat edilmeli”
    Arılarda toplu ölümlere ve kayıplara neden olacak faktörlere değinen Prof. Dr. Yarsan, şunları kaydetti:
    “Bunları ortadan kaldıracak hususları özelikle ifade etmek gerekir. Bunların başında zirai mücadele ilaçları gelir. Pestisit adını verdiğimiz ilaçlar bilinçsiz kullanılırsa, arılığa yakın bir bölgede bu türden bir ilaçlama yapılırsa ve zamanlama doğru ayarlanmazsa. Örneğin Çukurova, Bursa ya da Aydın’da olacak şekilde yakın zamanda toplu arı ölümleri meydana gelmiştir.

    Bu anlamda pestisitler son derece önemli. Pestisitlerden kaynaklanacak çok önemli zehirlenmeler ve ölüm olayları şekillenmiş arılarda. 2018 yılından itibaren de yasaklanmıştır pestisitlerin kullanılması.” Yarsan, arı hastalıklarında uygulanan ilaçların da bilinçli kullanılması gerektiğini aktardı. Yarsan, arılarda önemli bir hastalık olan varroaya karşı kullanılan ilaçlar için Türkiye’de yapılan çalışmada yüzde 69 oranında dirençlilik tespiti yapıldığını vurguladı.

    Arılara “yalancı bahar” tehdidi
    İklim değişikliğinin arılar konusunda da olumsuz yanları olduğunu dile getiren Prof. Dr. Yarsan, “15 derecenin altına indiği zaman hava sıcaklığı kış uykusu adını verdiğimiz fizyolojik bir duruma geçerler. Yani kendilerini kapatırlar. Sıcaklık ‘yalancı’ olarak 15 derecenin üzerine çıkarsa hızlı bir şekilde sanki bahar gelmişçesine ‘yalancı bahar’ havasıyla kovanlarından dışarı çıkar polen ve nektar toplamak için. Ama ağaçlar da çiçeklenmediği için poleni bulamadıkları için arılar açısından olumsuz bir durum ortaya çıkar.

    Dolayısıyla iklim değişikliği ya da aşırı şekilde yağışların olması ‘lösema’ adını verdiğimiz bağırsak sistemiyle ilgili hastalıkları beraberinde getirir. Dolayısıyla bunlar iklim değişikliğinin arılar üzerindeki olumsuz faktörleridir” dedi. Prof. Dr. Yarsan, iklim değişikliği haricinde sel, yangın, fırtına, deprem gibi afetlerin de arılarda önemli olumsuz etkiler meydana getirdiğini ifade etti.

    “Elektromanyetik alan arı sağlığını olumsuz etkiliyor”
    Prof. Dr. Yarsan, elektromanyetik alanların arılar üzerinde ciddi etki oluşturduğunu belirterek, “Elektromanyetik bir alanın oluşması, baz istasyonlarıyla ya da yüksek gerilim hatlarıyla, cep telefonlarıyla farklı bir şekilde oluşacak elektromanyetik alan arı sağlığı üzerinde olumsuz etki meydana getirir. Arı çıktığı zaman kovanından kendine özgü hareketlerle ortamın polarizer ışığı, güneşi ve o ortamda bulunan elektromanyetiği takip ederek hedefi niteliğinde olan poleni ya da nektarı toplar” ifadelerini kullandı.

    Prof. Dr. Yarsan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
    “İşçi arı yaklaşık 13 kilometrelik bir alanda faaliyet gösterir. Elektromanyetik bir alan burada kırılması söz konusuysa arı hedef niteliğindeki bu söylediğimiz ürünleri, gıda maddesini toplayamaz. Topladı, geri kovana dönerken kovanı bulamaz. Elektromanyetik alan, arının fizyolojik ve davranış şekillerinde bozulmaya neden olur.”

    Söz konusu durumun kraliçe arı üzerinde de olumsuz etkiye neden olduğunu dile getiren Prof. Dr. Yarsan, kuluçka üzerinde ve yumurtadan çıkma oranı üzerinde olumsuzluklar meydana getireceğini dile getirdi. Yarsan, “Peki gıda maddesini getiremedi kovana. O zaman da protein konusunda bir eksiklik söz konusu olur. Protein de arının çeşitli bağışık ile ilgili mekanizmalarında kullandığı bir yapıdır.

    Hemolenfinin yüzde 1 ile 10’unu oluşturur. Elektromanyetik bir alan var ve arı besini getiremedi kovana, hemolenfindeki protein oranı söylediğimiz miktarların altına inerse o zaman arıda doku hasarıyla ilgili olaylarda olumsuzluklar gelişebilir” diye konuştu.
    Prof. Dr. Yarsan, bu olumsuzlukların başında enzim fonksiyonları ve bağışıklık sistemi olduğunu da vurguladı.

  • İstanbul’da barajlar alarm veriyor

    İstanbul’da barajlar alarm veriyor

    Sıcak yaz aylarının ardından kurak bir sonbahar geçiren İstanbul’da barajlardaki doluluk oranı her geçen gün düşüyor.

    Mega kentteki barajlarda doluluk oranı İSKİ verilerine göre yüzde 30,18’e geriledi. İstanbul’un en önemli kaynaklarından olan Alibey Barajı’ndaki su seviyesi de düşmeye devam ediyor. Son 10 yılın en düşük su seviyesini gören Alibey Barajı’ndaki doluluk oranı ise yüzde 6,07 oldu. Son verilere göre İstanbul’daki barajlarda doluluk oranları şöyle:

    “Ömerli yüzde 26,83
    Darlık yüzde 32,24
    Elmalı yüzde 51,93
    Terkos yüzde 40,67
    Alibey yüzde 6,07
    Büyükçekmece yüzde 32,46
    Sazlıdere yüzde 41,93
    Istrancalar yüzde 34,14
    Kazandere yüzde 8,27
    Papuçdere yüzde 7,95”

  • Hakim ve savcıların yükselmelerine ilişkin karar

    Hakim ve savcıların yükselmelerine ilişkin karar

    Hakim ve savcıların görevde yükselmesine ilişkin Hakimler ve Savcılar Kurulu Kararı Resmi Gazete’de yayımlandı. Resmi Gazete’de yer alan HSK Kararı ile 31 Ağustos 2024 tarihi itibarıyla görev sürelerini bitirip yükseltilmelerine karar verilen adli ve idari yargı hakimleri ile cumhuriyet başsavcı ve savcılarının isimlerinden oluşan liste yayımlandı. Ayrıca sürelerini bitirdikleri halde bu listede isimlerini göremeyenler 30 gün içinde HSK’ye yazılı başvuruda bulunarak durumlarının incelenmesini talep edebilecek.

  • Yaşlıları dolandırıcılardan nasıl korunabilir?

    Yaşlıları dolandırıcılardan nasıl korunabilir?

    Son yıllarda gelişen teknolojiye ayak uydurmakta zorlanan yaşlılar, dolandırıcıların hedefi haline geldi. Oltalama yöntemi ile yaşlıları arayarak çeşitli sebeplerden para isteyen dolandırıcılar bazen de telefonlarına gönderdikleri bir kod ile tüm bilgilerini ele geçirebiliyor. Bu durumun farkında olmayan vatandaşlar ise yıllarca uğraştıkları birikimlerini bir anda kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya kalıyor. Uzmanlar ise, yaşlıları dolandırılmaktan kurtarmak için dijital okuryazarlık derslerinin verilmesi gerektiğini bu konuda gençlere büyük iş düştüğünü, onları teknolojik anlamda yalnız bırakmamak gerektiğini ifade etti.

    “Dijital dolandırıcılık internet üzerinden gelen bir dolandırıcılık türü”

    Dijitalleşmenin insanlara pek çok fayda ve zarar getirdiğini ifade eden Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Salih Tiryaki, “Her alan dijitalleştiği gibi dolandırıcılığında da dijitalleştiğini görüyoruz. Dijital dolandırıcılık internet üzerinden gelen bir dolandırıcılık türü ve buradan kişisel bilgileri, finansal bilgileri ya da mal varlıklarını ele geçirmeye yönelik faaliyetleri oluşturuyor” dedi.

    “Dijital okuryazarlık seviyesinin yaşlılarımızda artırılması gerekiyor”

    Son dönemlerde yaşlıların dijital dolandırıcılık yüzünden binlerce lira parasını kaybettiğini belirten Doç. Dr. Tiryaki, “Son dönemlerde özellikle yaşlıların çokça hedef alındığını görüyoruz. Zorunlu uygulamalardan olan E Devlet, banka işlemlerinde bile bu kişilerin korktuğunu ve bu işleri yapmaktan çekindiğini görüyoruz. Temel okuryazarlık ve dijital okuryazarlık seviyesinin yaşlılarımızda artırılması gerekiyor. Bununla ilgili olarak da temelde eğitim ve bilinçlendirmenin öne çıktığı bir süreç yaşamak gerekiyor. Burada belli bir yaş üstündeki insanlara dijital okuryazarlık dersleri verilmesi ve bunların dışında gerekli güvenlik önemlerinin alınması, gizlilik ayarlarının (sosyal medya hesaplarında) yapılması gerekiyor” şeklinde konuştu.

    “Aile içi destek bu konuda çok önem arz ediyor”

    Yaşlıları dolandırıcılardan korumanın önemli unsurlarından birinin de mentörlük mekanizması olduğunu anlatan Doç. Dr. Tiryaki, “Yaşlı bireylere danışmanlık verecek başta aile bireyleri olmak üzere kurumların eğitimler vermesi ya da bu alanlarda mentörlük hizmeti verilmesi gerekiyor. Bunların dışında yaşlıların uğrak yeri olan emekli konaklarında dijital okuryazarlık eğitimlerinin verilmesi, risklerin öğretilmesi gerekiyor. Temel konulardan bir tanesi olan aile içi destek de bu konuda çok önem arz ediyor. Ailede dijital okuryazarlığı daha yüksek olan bireylerin yaşlılara destek olması önemli bir faktör. Hepimiz yaşadığımız sürede yaşlanıyoruz. Dijital okuryazarlık seviyemiz de zamanın şartlarına göre mutlaka geride kalacak. Bu durumda da yapılması gereken şu anda bu durumda olan insanlara destek vererek, eğitim vererek ciddi hatalar yapmalarını önlemek olacaktır. Bu yüzden alt nesil olan çocuklara ve torunlara büyük iş düşmekte” diye konuştu.

  • “İstersen Grup Toplantısını İmralı’da Yap”

    “İstersen Grup Toplantısını İmralı’da Yap”

    Partisinin TBMM grup toplantısında konuşan Dervişoğlu, “Baklayı ağzından çıkar bakalım. Sen Abdullah Öcalan denilen terörist başının TBMM’ye gelip konuşmasını mı yoksa serbest bırakılmasını mı istiyorsun? Sen yeni bir af planına kapı mı aralıyorsun?” dedi.

    Dervişoğlu, “Türkiye Büyük Millet Meclisi’yle, İmralı’nın ne farkı varmış. Lafa bakar mısınız? İmralı, Türk toprağı değil miymiş. İmralı, Türk toprağı olduğu için Türk düşmanı o müptezeli oraya tıktık. Ölene kadar da yatıracağız. Buradan bir kere daha sesleniyorum. Sen istersen gidip İmralı’da grup toplantısı yapabilirsin. Bu saatten sonra yakışır da! Ama binlerce şehidin katili, bizlerin cesedini çiğnemeden bu Meclis’e giremez. Vallahi giremez, billahi giremez!” ifadesini kullandı. Dervişoğlu, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’na gelen 2025 yılı bütçesi için ise “zulüm bütçesi” değerlendirmesini yaptı.

  • Fındık ihracatı geçen yılı geçti

    Fındık ihracatı geçen yılı geçti

    Fındıkta dünya pazarının yüzde 70’ini elinde tutan Türkiye, başta Avrupa ülkeleri olmak üzere dünyanın birçok ülkesine fındık ihraç etmeye devam ediyor. Üretiminde ve ihracatında dünyada 1. sırada olduğumuz fındık, Türkiye’de binlerce aile tarafından üretiliyor.

    Düzce İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ihracat verilerine göre ise bu yıl Ocak ayında 2 bin 294 ton, Şubat ayında 541 ton, Mart ayında bin 151 ton, Nisan ayında 884 ton, Mayıs ayında 741 ton, Haziran ayında 429 ton, Temmuz ayında bin 7 ton, Ağustos ayında 534 ton, Eylül ayında bin 948 ton, Ekim ayında da 4 bin 552 fındık ihraç edildi.

    Düzce’den Avrupa Birliği ülkelerine 2023 yılında 9 bin 730 bin ton iç fındık ihracatı gerçekleşti.

  • THY’den sefer iptalleri açıklaması

    THY’den sefer iptalleri açıklaması

    Konuyla ilgili THY Basın Müşavirliği’nden yapılan açıklamada, “Havana, Krakow ve Bağdat Havalimanlarında olumsuz hava şartları nedeniyle 06 Kasım tarihli bazı seferlerimiz iptal edilmiştir. Ayrıca Mozambik’te yaşanan politik huzursuzluk sebebiyle de yarın yapılması planlı TK 38 Johannesburg-Maputo ve TK 39 Maputo-Johannesburg ara seferlerimiz iptal edildi” denildi. Havayolu şirketi, Polonya’nın Krakow kentine hava şartlarının uygun olması durumunda ilave sefer planlaması yapıldığını da açıkladı.

  • Büyükbaş hayvanlar şap hastalığına karşı aşılanıyor

    Büyükbaş hayvanlar şap hastalığına karşı aşılanıyor

    Erzincan’da sonbahar şap aşılama kampanyasında 110 bin hayvan aşılanacak.
    Erzincan’da yaklaşık 3 aylık süre içerisinde veteriner sağlık ekipleri 6 bin 708 işletmeye tek tek giderek tüm büyükbaş hayvanları şap hastalığına karşı aşılayacak. Erzincan ve ilçelerinde sonbahar dönemi şap aşılama kampanyası devam ediyor. Erzincan ve ilçelerinde 500’ün üzerindeki köyde ilkbahar döneminde tüm büyükbaş hayvanlar aşılanmıştı.

    Erzincan Tarım ve Orman İl Müdürlüğü Hayvan Sağlığı, Yetiştiriciliği ve Su Ürünleri Şube Müdürlüğü ile ilçe müdürlüklerinde kurulan veteriner sağlık ekipleri tarafından ilkbahar döneminde yapılan aşılama kampanyaları başarılı bir şekilde sonuçlanmış ve 2024 yılında Erzincan’da hiçbir şap hastalığı mihrakı oluşmamıştı.

    Erzincan Tarım ve Orman İl Müdürlüğü Bakanlığın planlı aşılama programı kapsamında sonbahar şap aşılama kampanyası kapsamında 6 bin 708 işletmede bulunan 110 bin 656 adet büyükbaş hayvanı tek tek aşılayacak.
    Sonbahar dönemi şap aşılama kampanyası ile ilgili bilgi veren Erzincan Tarım ve Orman İl Müdürü Murat Şahin, şap aşılama kampanyasının önemine değindi.

    İl Müdürü Şahin, “Şap aşısı ülkemizde büyük ekonomik kayıplara neden olan şap virüsünden korunmak için uygulanmaktadır. Hastalık hızlı bir yayılıma sahip olup, sığırlarda kalıcı olabilen verim düşüklüğü ve değer kaybı gibi çeşitli olumsuzluklara sebep olmakta, yayılımı ve etkisi itibarıyla özellikle süt hayvancılığına büyük darbe vurmaktadır. Bu nedenle işletmedeki hayvanların aşılanması zorunludur.

    İşletme sahibinin kampanya döneminde hayvanlarını aşılatmaması halinde idari para cezası uygulanır. Şap aşısı uygulanmamış olan hayvanlar il içinde işletmeden işletmeye nakledilemez, il dışı veteriner sağlık raporu düzenlenemez, buzağı desteklemesinden faydalanamazlar. Aşılamaya uygun tüm hayvanların aşılanması önem arz etmektedir. Şap aşısı 2 aylıktan büyük tüm sığır cinsi hayvanlara uygulanmaktadır. Şu anda Erzincan genelinde kampanyamız tüm ilçelerde başarılı bir şekilde yürütülmektedir” diye konuştu.

  • Trabzon kuymağı tescillendi

    Trabzon kuymağı tescillendi

    Trabzon’a özgü lezzetlerden biri olan Trabzon kuymağı Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası’nın (TTSO) yaptığı başvuru sonucu Türk Patent ve Marka Kurumu’nca coğrafi işaret tescili aldı. Ganita Restoran’da düzenlenen Trabzon Kuymağı Coğrafi İşaret Tescil Belgesi Teslim Töreni’nde konuşan Trabzon Valisi Aziz Yıldırım, “Her gün yeni bir şey söylediğimizde işte bunun adı yeni fikirler oluyor. Eğer bunları paraya çevirebilirseniz, bunları ticarileştirebilirseniz, bunları fabrikasyon ya da endüstri içerisinde ekonomiye katabilirseniz o zaman para da kazanıyorsunuz. Dünya bunun peşinde. Bizler de belki bunun peşindeyiz. Bazen de kültürümüzü devam ettirmektir. Para kazanmakla birlikte Trabzon’a gidilince ne görünür, ne yenilir diye konuşulur. Gezilecek pek çok destinasyonumuz var. Bir taraftan da ne yenilir denildiğinde işte kuymak burada öne çıkıyor. Kuymak yüzyıllardır yapılıyor. Üç dört çeşit kuymak bulabilirsiniz. Patent Enstitüsü, kuymağın Trabzon mutfağının bir ürünü olduğunu tescilledi. Bunun için gayret eden bütün arkadaşlarımıza, teşekkürü bir borç biliyorum. Bundan sonra kuymak artık Trabzon’la anılacak” dedi.

    Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç ise şehrin değerlerine sahip çıktıklarını belirterek, “Ülkemizin bütün şehirleri çok güzel. Çok şükür Cenab-ı Allah böyle güzel bir toprak parçasını ebedi yurt olarak Türk milletine nasip etti. Bu şehirlerimizin özellikleri, güzellikleri ve değerleri var. Trabzon’umuz da bunlardan bir tanesi. Çok önemli özel değerlerimiz var. Trabzon bir tarih, kültür, sanat, ticaret, spor ve turizm şehri. Gastronomi de turizmde çok önemli bir alanımız. Trabzon’umuz bu konuda son yıllarda öne çıkan bir şehrimiz. Biz de bu şehrin değerlerine, bu şehrin ürettiklerine sahip çıkma ve onları bu şehirle müsemma haline getirme konusunda bir gayreti hep beraber Valimizin riyasetinde ortaya koymaya çalışıyoruz. Bu şehrin alametifarikası olarak ortaya çıkarma konusunda da aynı kararlılığı sergiliyoruz. Bugüne kadar çok önemli çalışmalar yapıldı. Hakikaten hepsi takdire şayan çalışmalar” şeklinde konuştu.

    “Dünyada markalaşmalıyız”

    Başkan Genç, “Ürünlerimizin şehre aidiyetini tescilliyoruz. Bu önemli bir şey. Kuymak başka yerlerde de var ama bunun merkezi coğrafi işareti ismi üstünde. Bunun sicili, tescili Trabzon diyor. Öncelikle onu teminat altına alıyoruz. Bu işin daha önemli bir kısmı da bu tescil dediğimiz ürünü ticari değere dönüştürebilmek. Bu tanıtım aynı zamanda şehrimizin de tanıtımına sebebiyet veriyor. Bakın halkalar nasıl genişliyor? Sadece Avrupa’daki 28 ürünümüz değil artık daha üst bir çatı olan dünyada markalaşma konusunda da inşallah önemli adımlar atarız. Bu konuda bize ne düşüyorsa hep beraber şehrin yöneticileri olarak yapacağız, gayret edeceğiz. Çünkü netice itibariyle bu masanın etrafında olan herkes bu şehrin menfaatini düşünüyor. Şehrin turizmine çok çok önemli katkılar sağlayacağına ben yürekten inanıyorum. Kuymak artık Trabzon’un. Trabzon’umuza, ülkemize hayırlı olmasını diliyorum” diye konuştu.

    “Marka demek zenginleşmek demek”

    TTSO Başkanı Erkut Çelebi de, Trabzon bölgesi olarak 13’ncü coğrafi işaret aldıklarını vurgulayarak, “Markalaşmayı paraya çevirmek gerekiyor. Marka demek zenginleşmek demek. Borsalar Birliği Başkanımız, Dünya Odalar Borsalar Birliği Başkanı bizim ürünlerimizin markalaşması ve coğrafi işaret alınması konusunda büyük destek veriyor. Türkiye’de şu ana kadar coğrafi işaret olarak bin 600’ü geçmiş durumdayız. Yıl sonuna kadar bu rakamlar belki 2 bine yanaşacak. Avrupa Birliği’nden bir coğrafi işaret alabilmek çok önemli. Şu ana kadar Avrupa Birliği’nden coğrafi işaret aldığımız ürün sayısı 27, yıl sonuna kadar 29 olacak. Bu yeterli mi değil. Türkiye’de yüzlerce çeşit peynir var. Bunları toplasanız Avrupa’daki bir markanın getirdiği kazancın çok altında kalıyor. Avrupa’da bir peynir markası milyarlarca dolar gelir getirebiliyor. Biz de bu ürünümüzü gerçekten paraya çevirebilmek için markalaşmamız gerekiyor ve bunu da Avrupa’da tanıtmamız gerekiyor. Biz buna çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.

    “Ürünlerimiz katma değere dönüşecek”

    Türk Patent ve Marka Kurumu Başkanı Prof. Dr. Muhammed Zeki Durak, Trabzon’un zengin bir il olduğu dile getirerek, “Bugün 13. tescil belgesi olan Trabzon kuymağını takdim ediyoruz. Öncesinde Trabzon telkârisi ve hasırı, keşanı, Akçaabat köftesi, Trabzon kazaziyesi, Hamsiköy sütlacı, Sürmene bıçağı, Vakfıkebir ekmeği, Tonya tereyağı, Sürmene pidesi, Yomra elması, Vakfıkebir, kürek peyniri, Arsin Foşa fındığı tescillenmişti. Trabzon kuymağıyla on üçü tamamlamış olacağız. Tonya tereyağı için bir AB başvurusu var. Onunla ilgili süreci de takip edeceğiz. Zenginliklerimizi tescil altına almak çok önemli. Bu zenginliklerimiz gösteriyor ki biz her geçen gün zenginliği daha da artan bir ülkeyiz. Dünyada Çin’den sonra en fazla coğrafi tescile sahip ülkeyiz. Avrupa’da en fazla coğrafi tescile sahip olan ülkeyiz. Her geçen gün sayılarımız artıyor. Bizler de Trabzon’un değerlerini Avrupa’da, dünyada tanıtacak ve çok daha katma değer elde edecek hale getirmiş olacağız. Zenginliklerimizi dünyada da marka haline getirme çalışmalarımız devam edecek” dedi.

    Coğrafi tanıtım projesi başlatıldı

    Dünya Fikri Mülkiyet Teşkilatı (WIPO) Geçiş Ülkeleri ve Gelişmiş Ülkeler (TDC) Bölümü Direktörü Prof. Dr. Habip Asan ise, “Daha önce Trabzon’da birkaç kez coğrafi işaret töreni vesilesiyle bulunmuştum. Türkiye bu alanda çok büyük mesafe kat etti. Bugün burada yapılan Trabzon kuymağıyla ilgili tanıtım ve belge töreni son derece önemli. Aslında tescil işin en kolay tarafı. Tescilden sonra buradan bir katma değer oluşturmak, bölgeye ve ülkemize daha fazla katkı sağlanması için çeşitli projeler geliştirmek çok önemli. Trabzon’da başlattığımız projeye ilave olarak bir de coğrafi işaretin tanıtımıyla ilgili bir proje başlattık. Önümüzdeki aylarda bu projeye aktif olarak başlıyoruz. Avrupa Komisyonu’nda tescil yapmak önemli. Şimdi burada yapılan benzer etkinlikleri Avrupa şehirlerinde yapmak önemli. Türkiye’nin Türkiye’den dışarı çıkarak bu tür etkinlikleri Avrupa başkentlerinde yapması gerekiyor” şeklinde konuştu.
    Toplantının sonunda katılımcılara kuymak ikramı yapıldı.

    Törene; Vali Aziz Yıldırım’ın yanı sıra Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, TTSO Başkanı Erkut Çelebi, Akçaabat Belediye Başkanı Osman Nuri Ekim, Dünya Fikri Mülkiyet Teşkilatı (WIPO) Geçiş Ülkeleri ve Gelişmiş Ülkeler (TDC) Bölümü Direktörü Prof. Dr. Habip Asan, Türk Patent ve Marka Kurumu Başkanı Prof. Dr. Muhammed Zeki Durak ve Ticaret Odası üyeleri katıldı.

  • Ortağı tarafından öldürülüp ormana atıldı

    Ortağı tarafından öldürülüp ormana atıldı

    Recep Ataş isimli iş adamı 19.10.2024 günü Arnavutköy’de bulunan tekstil üzerine faaliyet gösteren iş yerinden çıktıktan sonra bir daha haber alınamadı.

    Sultangazi Polis merkezine 20 Ekim 2024 tarihinde başvuran Recep Aktaş’ın kardeşi Şerif Ataş (48), son olarak iş yerinden ayrıldıktan sonra bir daha kendisinden haber alamadıklarını söyleyerek yardım istedi. İhbar üzerine harekete geçen polis ekipleri olayla ilgili çalışma başlattı. Yapılan çalışmalar doğrultusunda ilk önce Recep Ataş’ın iş yeri ortağı olduğu öğrenilen Sedat T.’nin ifadesi alındı. İş ortağı Recep Aktaş ile 19.10.2024 günü öğle saatlerine kadar iş yerinde olduklarını, öğle saatlerinde Recep Aktaş ile dışarı çıktıklarını, Recep Aktaş’ın işinin olduğunu beyan ederek kendisine ait olan araçtan indiğini, o tarihten itibaren haber alamadığını, kendisinin de Recep Aktaş isimli şahsı aradığını belirtti.

    Asayiş Şube Müdürlüğü Kayıp Şahıslar Büro Amirliği tarafından yapılan kamera çalışmalarında; kayıp Aktaş’ın iş ortağı Sedat T. ile birlikte Sedat T.’ın aracı ile 19.10.2024 günü saat:14.30 sıralarında Arnavutköy’de bulunan Balaban köyüne gittiğini daha sonra Balaban köyünden Arnavutköy ilçe merkezine Sedat T. isimli şahsın yalnız döndüğü tespit etti.

    Ortağını öldürdüğünü itiraf etti

    Sedat T., 30.10.2024 günü Asayiş Şube Müdürlüğü Kayıp Şahıslar Büro Amirliği ekipleri tarafından yapılan operasyon ile gözaltına alındı. Sorgusunda Recep Aktaş isimli şahsa kendisin borcu olduğunu ve Recep Aktaş’a bu borcundan dolayı kendisini sıkıştırdığını ve çok bunalttığından dolayı 19.10.2024 tarihinde Aktaş’ı silahla öldürdüğünü, Recep Aktaş’ın cesedini Arnavutköy’de bir araziye bıraktığını itiraf etti. Daha sonra olayda kullandığı silahı aynı bölgede bir yere attığını söyledi.

    Kadavra köpekleri ile yer gösterme çalışması yapıldı

    Polis ekipleri kadavra arama köpekleri ile birlikte Sedat T.’yi olayın yaşandığı yere götürdü. Olay yerinde yapılan çalışmalar da maktulün cesedi ve suç aleti silah bulundu. Emniyette işlemleri biten şüpheli şahıs 31.10.2024 günü sevk edildiği mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.