Etiket: güncelhaber

  • Soğuk havayla balığa rağbet arttı

    Soğuk havayla balığa rağbet arttı

    Kent genelinde son günlerde soğuk ve yağışlı hava etkisini göstermeye devam ederken, kış aylarının vazgeçilmez besinlerinden biri olan balığa Eskişehirli vatandaşların rağbeti oldukça arttı. Eskişehir’de balık tezgahtarlığı yapan Barış Çağan, satışların çok iyi gittiğini belirtirken, vatandaşların genelde hamsi tükettiklerini belirtti.

    “Vatandaşların çinekop ve barbun almalarını tavsiye ederim”
    Son zamanlarda satışların oldukça iyi olduğunu anlatan tezgahtar Barış Çağan, palamut satışında yavaşlama olduğunu belirterek, “Hemen hemen bütün balıklara halkımız tarafından rağbet var, her çeşit balık tercih ediliyor.

    En çok hamsi gidiyor, onun fiyatı da yenice 300 liraya çıktı. Ayrıca vatandaşların çinekop ve barbun almalarını tavsiye ederim çünkü hamsi parasına düştü.
    Barbunun fiyatı 250 lira, çinekopun fiyatı ise 300 lira oldu. Vitamin olarak ise çinekopu tavsiye ederim. Vitamin bazında bu balık daha zengin” şeklinde konuştu.
    “Çinekop alanlar aynı fiyata daha çok et yerler”
    Hamsinin en çok tercih edilen balık olduğunu belirten Barış Çağan, “Hamsi 12 ay boyunca bulunabilir ama temizlendiği zaman bir kilo hamsiden geriye 600 gram et kalır ve 400 gramı çöpe gider.
    Ama çinekop hem lezzetli hem de yağlı bir balık olduğu için temizlendiği zaman bir kilo çinekoptan 800 gram net balık çıkıyor.
    İnsanlar çinekop alırlarsa aynı fiyata daha çok et yemiş oluyorlar. Bu balıklar arasında en pahalısı 300 lira ile çinekop en ucuzu ise 250 lira ile çıplak mezgit dediğimiz Karadeniz mezgiti. Bunun fiyatı hep sabittir, hiç inip çıkmaz. Mezgit de çok lezzetlidir, kesinlikle tavsiye ederim herkese” dedi.
  • Bartın’da feci kaza: 5 ölü

    Bartın’da feci kaza: 5 ölü

    Edinilen bilgiye göre Bartın’ın İnkumu semtinde düzenlenen partiden çıktıkları öğrenilen 5 arkadaş, 74 BC 310 plakalı otomobille evlerinin bulunduğu il merkezine doğru hareket etti. Yolda karşılaştıkları arkadaşları ile yarışa tutuştuğu ileri sürülen gençler, karşı şeritten gelen 74 DH 890 plakalı kamyonun altına girdi. Feci kazada otomobilin ön kısmında bulunan 2 kişi olay yerinde hayatını kaybederken arka taraftaki 3 arkadaş ise ağır yaralı olarak kaldırıldığı Bartın Devlet Hastanesi’nde yaşamını yitirdi.

    Olay yerine çok sayıda polis, jandarma, itfaiye ekibi yönlendirilirken, araçta sıkışan 2 kişi güçlükle araçtan çıkarıldı.

    Olay yerine cenaze aracı ile gelen Bilal Yılmaz, aracın sağ ön koltuğunda bulanan kişinin kayınbiraderi Rahmi Can Odabaş olduğunu öğrendi. Yımaz, büyük acı yaşarken dakikalarca olay yerinde cenazenin çıkarılmasını bekledi. Acı olayı öğrendikten sonra telefonla kayınpederini arayan Yılmaz, Rahmi Can’ın nerede olduğunu sordu. “Evde yatıyor” cevabı üzerine ise Yılmaz, “Bak yatağında mı?” diye sordu. Yatağına bakılıp yerinde olmadığının görülmesi üzerine ise Yılmaz, “Kaza yapmış” diyerek acı haberi verdi.

    Bilal Yılmaz, Rahmi Can Odabaş’ın cenazesinin araçtan çıkarılmasının ardından kendi elleri ile önce tabuta, ardından da cenaze aracına koydu.

    Öte yandan feci kazada, ölenlerin kimlikleri de belirlendi.

    Feci kazada Rahmi Can Odabaş’ın yanı sıra Murat Can Körükçü, Koray Uğuz, Özgür Çomak, Berkay Kaya da hayatını kaybetti.

    Olayda, ismi açıklanmayan kamyon sürücüsü gözaltına alınırken, kazayla ilgili soruşturma başlatıldı.

  • Çocuklar direksiyon başına geçti

    Çocuklar direksiyon başına geçti

    Bursa’da 4 yıl önce çocuklar için tasarlanan parkur, ayda 5 bin öğrenciye ev sahipliği yapıyor. 7-13 yaş arası öğrenciler, öğretmenlerinin Milli Eğitim Bakanlığı’ndan aldığı onay sonrası, Trafik Şube Müdürlüğünce kendileri için hazırlanan parkurda trafik eğitimi alıyor. Kurulan dersliklerde polis ekiplerinden trafik kurallarını öğrenen minikler, daha sonra piste çıkarak direksiyon başına geçiyor.

    Polis ekipleri eşliğinde önce, karşıya geçmeyi daha sonra üst geçit kullanmak gibi, birçok hayati bilgiyi hızla miniklerin eğlenceli eğitimi bununla da yetinmiyor.

    Son olarak kendileri için tasarlanan özel bisikletlerle polis eşliğinde trafiğe çıkan öğrenciler, kırmızı ışık, geçiş önceliği, hız kuralları gibi bilgileri de öğreniyor. Verilen eğitimlerle minik sürücüler, kendi can güvenliklerini sağlayan önemli bilgileri kavrıyor.

  • 350 yıllık tarihi konak alev alev

    350 yıllık tarihi konak alev alev

    Karabük’ün evleri ile ünlü Safranbolu ilçesine bağlı Yörük köyünde 350 yıllık 3 katlı tarihi konak çıkan yangında alevlere teslim oldu.

    Edinilen bigliye göre, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Safranbolu’nun minyatürü niteliğindeki Yörük köyünde henüz belirlenemeyen bir nedenle 3 katlı 350 yıllık tarihi konakta yangın çıktı.

    Alevlerin hızla büyüdüğü tarihi konaktaki yangına olay yerine sevk edilen çok sayıda itfaiye ile müdahalede bulunuluyor.

    Alevlerin diğer konaklara sıçramaması için itfaiye ekiplerinin müdahalesi devam ederken, Yörük köyü geçtiğimiz haftalarda Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü’nün (UNWTO) “İyileştirme Programı”na dahil edilmişti.

  • Dijital kumarı yaygınlaştırıyor

    Dijital kumarı yaygınlaştırıyor

    Teknolojinin gelişmesiyle birlikte sanal ortama taşınan kumar, ulaşımının kolay olması nedeniyle yaygınlaşıyor.

    Dijitalleşen dünya ile birlikte bazı bağımlılıklar ve alışkanlıklar da değişebiliyor. Bu bağımlılıkların ve alışkanlıkların başında kumar geliyor. Kumarın sanal ortama taşınması ise yaygınlaşmasına neden oluyor. Uzmanlar, kumarın ulaşım kolaylığı ile birlikte yayıldığını belirtiyor.

    “Çok rahat bir şekilde ulaşım kolaylığı ile birlikte yayılıyor”
    Gelişen ve değişen dünya ile birlikte özellikle dijitalleşen dünyada bazı alışkanlıkların ve bazı bağımlılıkların da değişmeye başladığını belirten Bilişim Uzmanı Doç. Dr. Yağmur Küçükbezirci, bunlardan birisinin de dijital kumar olduğunu söyledi.

    Doç. Dr. Küçükbezirci, eskiden kumarın belli lokallerde, belli yerlerde oynanırken şu anda her evin içinde, hatta bulunulan her ortamda teknolojik aletlerle ulaşılmasının mümkün olduğunu belirterek, “Bu şekilde insanlar evinde, iş yerinde ve belki okulda maalesef bu kumar sitelerine çok rahat bir şekilde ulaşabiliyor.

    Bu konuda çevremdeki insanlara ne yapıyorsunuz diye sorduğumda, maalesef bunların içerisinde gençlerimiz de var; dijital yolla oynanan sanal kumar oyunları maalesef çok rahat bir şekilde ulaşım kolaylığı ile birlikte yayılıyor.

    Örneğin geçenlerde konuştuğumuz bir gencimiz 3 bin lira yatırmış, 5 bin lira kazanmış. Kazandığı 5 bin lirayı yatırmış, 10 bin lira kazanıyor ama algoritma öyle bir işliyor ki belli bir rakama geldikten sonra bu programı yapanlar, düzenleyenler kesinlikle o parayı oynayan kişide bırakmıyor.

    Eski bir tabir vardır, ‘kumarda sadece oynatan kazanır’ diye. Dijitalleşen dünyada da değişen hiçbir şey yok, kumarı oynatan kazanıyor. Bu konuda bunun genci yaşlısı da yok açıkçası, görüştüğümüz, konuştuğumuz ve sohbet ettiğimiz birçok insan farklı meslek, farklı yaş gruplarında olsun maalesef sanal kumarın, davranışsal bağımlılık dediğimiz bu bataklığın içerisinde maalesef.

    Onların hepsine uyarı olarak konuştuğumuz ve söylediğimiz, kumardan hiç kimse para kazanıp da zengin olmuyor. Böyle bir dünya kesinlikle yok. Sadece kazanan bu programı hazırlayanlardır” dedi.

    “Aileler, nasıl olsa çocuğum evinde, odasında gayet güvenli diye düşünebilir ama aslında değil”
    Sanal kumarın evde oynanabildiğini ifade eden Doç. Dr. Yağmur Küçükbezirci, “Aileler çocukları güvenli bir ortamda, nasıl olsa çocuğum evinde, odasında gayet güvenli diye düşünebilir ama aslında değil. Böyle konularda takipçisi olmak gerekiyor.

    Bunu da anne baba olarak, özellikle gençlerimizi, çocuklarımızı uyarırken iyilikle, güzellikle anlatmaları gerekiyor.

    Kazananın hiçbir zaman kendileri olmayacağı, kazananın oynatanlar olduğu, bunun altını özellikle çizerek söylüyorum, çünkü bu algoritmanın, bu programın yapılması bunun üzerine kurulmuş. Tamamıyla bu programı yapanlar kazanıyor.

    İnsanlar gerçekten bu konuda öncelikle harçlıklarıyla başlıyor. Sonra değerli eşyalarını satmaya kalkıyorlar, daha sonra borç para alıyorlar, hatta kredi çekip de kumar oynayan kişiler bile var. O yüzden benim tavsiyem en güzel yol da başlamadan boşlamak.

    Bu sanal kumar olayının en güzel yolu da bir an önce bırakmaktan başlıyor” şeklinde konuştu.

  • Suavi’ye Bodrum’da ağaç katliamı cezası

    Suavi’ye Bodrum’da ağaç katliamı cezası

    Muğla Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü ekipleri, sanatçı Mehmet Suavi Saygan’a ait arazide gerçekleştirdiği incelemelerde Bodrum Belediyesi’nin onayladığı projede yer alan ‘ağaç rölöve paftası’na göre korunması ve taşınması gereken ağaçların kesildiğini belirledi. İncelemeye göre 29 ağacın taşınmadığı, 11 ağacın ise korunması gerekirken yok edildiği tespit edildi.

    Arazinin kuzeybatısında bulunan park alanında da benzer bir doğa katliamı yaşandığı ortaya çıktı. Alanda bulunan tüm ağaçların kesildiği ve yalnızca bir zeytin ağacının bırakıldığı görüldü. Ağaçsız bırakılan park alanının durumu, ekiplerce yerinde kayıt altına alındı. Projeye uygunluk denetiminde yalnızca ağaçların değil, yapıların da usule aykırı olduğu tespit edildi. Projede 50 santimetre yüksekliğinde taş duvar olarak belirtilen yapıların mahallinde tuğla ile inşa edildiği ve üzerlerine sıva ya da taş kaplama yapıldığı belirlendi.

    Bodrum Orman İşletme Şefliği Koruma Ekibi’nin raporlarına göre, inşaat faaliyeti yürütülen alanda 40 ağacın kaybolduğu belirlendi. Kesilen ağaçlar arasında 1 zeytin, 2 palmiye, 26 çam ve 11 pırnal meşesi bulunuyordu. Orman varlığına zarar veren bu faaliyetler sonucunda toplam 8,303 metreküp doğa yok oldu.

    Doğa sevgisini vurgulamıştı

    Daha önce çevre duyarlılığıyla bilinen isimlerden biri olarak sıkça gündeme gelen Suavi’nin çevre ile ilgili söylemleri ve uygulamaları arasındaki çelişkiyi tartışmaya açtı. Hatırlanacağı üzere sanatçı geçmişte birçok çevre projesine destek olmuş, konserlerinde ‘doğa sevgisini’ vurgulamıştı.

    Olayın ardından Bodrum Orman İşletme Şefliği yetkilileri, bölgede denetimlerin sıklaştırıldığını ve doğal kaynakların korunması adına yasadışı faaliyetlere karşı mücadeleye devam edileceğini açıkladı.

  • Yerli ve milli klonal kestane

    Yerli ve milli klonal kestane

    Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Burak Akyüz tarafından yürütülen proje ile Türkiye’nin ilk yerli ve milli klonal kestane anaçları elde edilecek. Kestanenin klonal olarak çoğaltılmasıyla bitkiler tohum ile çoğaltılmak zorunda kalmayacak. Bu tohumlar iç pazarda, satış amacıyla kullanılabilecek.

    ‘Klonal Kestane Anaç Adaylarının Klasik ve Yeni Nesil Tekniklerle In Vitro Çoğaltımı’ isimli bir proje yapan Dr. Öğr. Üyesi Burak Akyüz, proje ekibi Prof. Dr. Ümit Serdar, Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Tütüncü ile birlikte köklenmesi zor olan kestane bitkisinin, yeni nesil teknikler kullanarak doku kültürü yöntemi ile köklendirilmesi ve böylece Türkiye’nin ilk yerli ve milli klonal kestane anaçlarının çoğaltılmasını hedefledi.

    Proje hakkında bilgi veren Akyüz, “Özellikle kestane olmak üzere sert kabuklu türlerinde çalışmalar yapıyoruz. Kestane özellikle tohumdan çoğaltılan bir meyve türüdür. Tohumun üzerine aşılama yapılıyor. Ancak bu durumda hem sattığımız tohumu toprağa gömmüş oluyoruz hem de genetik bir açılma oluyor.

    Tohumdan çıkan bitkiler bire bir aynı bitkileri vermemiş oluyor. Bu yüzden biz aynı klon olan anaçlara ihtiyaç duyuyoruz. Proje kapsamında klonal olarak kestaneye çoğaltmayı hedefledik. Bu çalışma ile ilk yerli ve milli anaçlarımızı elde etmeyi hedefledik. Proje kapsamında 3 dönem aşılar yapıldı. Gençleştirme uygulamasıyla aşılar yapıldı.

    Doğal haliyle köklenmeyen bir meyve türüdür. Bu amaçla biz bunlara daha genç dokulara aşılayarak nasıl köklendiririz, bunu hedefledik. Çimlenmiş tohuma aşılar yaptık. Buradan elde ettiğimiz sürgünleri laboratuvar ortamında doku kültürüne alarak çoğalma katsayılarını tespit etmeye çalıştık. Hangi aşamada daha iyi köklenme olacak bunu belirlemeye çalışıyoruz.

    Yerli ve milli ilk kestane klon anaçlarımızı elde etmeyi hedefledik. Bu çalışmada ‘Akyüz’ ve ‘Macit55’ kestane çeşitlerini kullandık. Akyüz çeşidinde şu an çok başarılıyız. Biyoreaktör dediğimiz yeni nesil sistemlerde test ettik ve oradan köklenmiş bitkilerimizi elde ettik.

    Buradan elde ettiğimiz bitkileri sera ortamında şaşırttık. Daha sonrasında buradaki bitkileri arazi şartlarında şaşırtarak ana bitki damızlığımızı kurmayı hedefliyoruz. Yerli ve milli anaçlarının sayısı arttırmayı hedefliyoruz” dedi.

  • MGM’den azot dioksit açıklaması

    MGM’den azot dioksit açıklaması

    MGM, sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda, “Bazı basın yayın organlarında yayınlanan bir haberde, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün ülkemizin iç ve batı kesimlerinde azot dioksit gazının etkili olarak, kötü kokuya sebep olacağı belirtilerek bu konuda internet sitesinde uyarı yayınladığı bilgisi verilmiştir. Meteoroloji Genel Müdürlüğü olarak bu konuda herhangi bir uyarımız bulunmamaktadır” bilgisi kamuoyuna duyuruldu.

  • Murat Kurum’dan iklim finansmanı tepkisi

    Murat Kurum’dan iklim finansmanı tepkisi

    Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, bu yıl 8’incisi düzenlenen “TRT World Forum” programının “Yarını Dönüştürmek: Eko-Rejenerasyonun Gücü” oturumuna katıldı.

    Ana teması “iklim” ve “enerji” olan forumda konuşan Bakan, “doğa ve “insan” uyumuna dikkat çekerek, “İnsanlık, doğayı bir hammadde değil, kardeş olarak görmeli; doğanın efendisi değil, hizmetkarı olduğunu artık anlamalıdır. İnsanlık, bunu anladığı nispette başarıya ulaşabilir, iklim krizini durdurabilecek gücü ortaya çıkarabilir. Biz Türkiye olarak, her politika ve eylemimizde bu şuurla hareket ediyoruz. Tüm dünyaya bir kez daha, Cumhurbaşkanımızın insanlığa sunduğu ‘adil gelecek vizyonunu’ ifade etmekten şeref duyuyoruz. Doğasıyla, çevresiyle, ekonomisiyle, insan haklarına saygısıyla daha adil bir dünya mümkündür ve bu adil dünya bir gün mutlaka kurulacaktır” şeklinde konuştu.

    “Kahramanmaraş’ta 155 bininci konutun anahtarlarını teslim edeceğiz”

    Türkiye’nin, iklim krizinden en çok etkilenen ülkelerden biri olduğunu işaret eden Bakan Kurum, forumda, Türkiye’nin iklim ve enerji konusunda yaptığı çalışmaları anlatarak, “Enerji sektörü, sera gazlarının yüzde 70’inden fazlasından sorumludur. Ülkemizde, geçtiğimiz 10 yıllık süreçte yenilenebilir enerji kapasitemizi 2 katına çıkardık. Önümüzdeki 10 yıl içinde güneş ve rüzgar enerjisi kapasitemizi 4 kat daha arttıracağız. Emisyonların yaklaşık üçte ikisi şehirlerde gerçekleşiyor. Bu nedenle ulaştırma ve yapılaşma konularında yenilikçi çözümler üretiyoruz. Asrın felaketinden etkilenen 11 ilimizde, 453 bin ev ve işyerimizin yapımını, Sıfır Atık uyumlu ve enerji verimli uygulamalarla inşa ediyoruz. Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın teşrifleriyle Kahramanmaraş’ta 155 bininci konutun anahtarlarını vatandaşlarımıza teslim edeceğiz” açıklamasında bulundu.

    “10 dakikada 20 deniz kuşu ve 2 kaplumbağa ölüyor”

    Sıfır Atık hareketi kapsamında önemli adımlar attıklarını kaydeden Bakan Kurum, “Sıfır Atık’ın önemini daha iyi anlayabilmemiz için, çarpıcı bir gerçeği sizlerle paylaşmak istiyorum. Konuşmama başlayalı 10 dakika oldu. 10 dakikada dünyamızda, 5 bin 900 ton plastik atık oluştu. 370 ton atık okyanuslara karıştı. 20 deniz kuşu ve 2 kaplumbağa maalesef öldü, 77 hektar ormanlık alan yok olmuştur. Ve en acısı da şu geçen 10 dakika içinde çöpe attığımız 25 bin ton gıdayla, 2,2 milyon Gazzeli kardeşimizin 1 haftalık gıda ihtiyacını çöpe atmış olmamızdır” dedi.

    “Sıfır Atık küresel israf uçurumundan kurtulmada önemli bir adım”

    Emine Erdoğan öncülüğündeki Sıfır Atık’ın bu acı tabloyu durdurmanın tek yolu olduğunun altını çizen Bakan Kurum, “Sıfır Atık hareketi, insanlığı bu küresel israf uçurumundan kurtarmanın önemli bir adımıdır. Bugün Sıfır Atık, küresel bir çevre hareketine dönüşmüştür. Türkiye, 193 bin binada Sıfır Atık Yönetim Sistemi’ni kurmuş, toplam 60 milyon ton atığı geri kazanmış, tam 498 milyon ağacın kesilmesinin önüne geçmiştir” diye konuştu.

    “7 bölgemizde, Sıfır Atık pilot ilçelerimizi belirleyeceğiz”

    Bakan Murat Kurum, önümüzdeki yıl devreye alınacak Depozito Yönetim Sistemi ile ilgili de, “7 bölgemizde, Sıfır Atık pilot ilçelerimizi belirleyeceğiz. Depozito Yönetim Sistemimizin kurulumunu, 2025 yılı sonuna kadar yapacak, ülke genelinde uygulamaya geçeceğiz” açıklamasını yaptı. Bakan Kurum, İklim Kanunu’nun da bu yıl bitmeden Meclis’ten geçip yasalaşmasını beklediklerini dile getirdi.

    “Finansal destek meselesi süratle çözülmelidir”

    Bakan Kurum, konuşmasında Azerbaycan’da gerçekleştirilen Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği 29. Taraflar Konferansı ile ilgili de şunları söyledi:
    “Dünyanın en zengin yüzde 1’lik kesiminin, en yoksul yüzde 66’lık kesimden daha fazla karbon salımına neden olduğu bir ortamda, bu adaletsizliğin devam etmemesi gerektiğini tüm dünyaya ilettik. Şayet insanlık, doğanın yeniden kendisini toparlamasını istiyorsa o zaman finansal destek meselesi süratle çözülmelidir, herkes verdiği sözü acilen yerine getirmelidir. Şu andaki iklim finansı düzeyi, dünyanın karşılaştığı sorunun büyüklüğü düşünüldüğünde çok gerilerdedir. Yani finansal destekleri sunacak olan ülkeler adeta yanan bir eve, bardakla su dökmektedir. Ve inanın, iklim finansmanı meselesi adil bir seviyeye ulaşmadıkça; bu yangın daha da büyüyecektir. Umuyorum ki COP29 toplantısındaki ‘Bakü İklim Birliği Paktı’ kararları hızla uygulanır ve ortak evimiz dünyamızı hızlıca iyileştirebiliriz.”

    “Türkiye Filistinli kardeşlerine en çok yardım yapan ülkedir”

    Bakan Murat Kurum, konuşmasının sonunda Gazze’de yaşanan insanlık dramına dikkat çekerek, “Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğiyle Tüm Türkiye, adil bir dünya, Filistin’in özgürlüğü için, Filistinli kardeşlerimizin gür sesi olmaya devam ediyor. Bakın çok net söylüyorum. Bugün Türkiye Cumhuriyeti Devleti İsrail’le ilişkisini tamamen dondurmuş ve tüm dünya ülkelerine baktığınızda Filistinli kardeşlerine en çok yardım yapan ülkedir. Bu kararlılığımızdan asla ödün vermeyeceğiz. Ne pahasına olursa olsun Filistinli kardeşlerimizin yanında durmaya devam edeceğiz” açıklamasında bulundu.

  • Şanlıurfa’da silah kaçakçılığı operasyonu

    Şanlıurfa’da silah kaçakçılığı operasyonu

    Şanlıurfa’da silah kaçakçılığı operasyonunda 7 şüpheli gözaltına alındı.

    Jandarma Genel Komutanlığı koordinesinde İl Jandarma Komutanlığı ekiplerince Siverek, Viranşehir ve Bozova ilçelerinde belirlenen 7 adrese operasyon düzenlendi.

    Operasyonda 10 ruhsatsız tabanca, 3 ruhsatsız av tüfeği, 1 uzun namlulu tüfek, farklı silahlara ait 19 şarjör, 2 balistik yelek ve 2 bin 77 merminin ele geçirildi. 7 şüpheli gözaltına alındı.
    Olayla ilgili soruşturma sürüyor.