Etiket: güncelhaber

  • Deprem anı güvenlik kamerasında

    Deprem anı güvenlik kamerasında

    AFAD verilerine göre Hatay’ın Kırıkhan ilçesinde saat 05.32 sıralarında 4,9 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Merkez üssü Kırıkhan ilçesi Taşoluk Mahallesi olan deprem; Adana başta olmak üzere komşu illerde de hissedildi. Deprem anı İskenderun ilçesi Denizciler Mahallesi’nde güvenlik kamerasına yansıdı.

     

     

  • Konteyner iş yerlerinde kışlık ürünler

    Konteyner iş yerlerinde kışlık ürünler

    6 Şubat depremlerinde iş yerlerini kaybeden Kapalı Çarşı esnafı, Ulu Cami Meydanında kurulan konteyner iş yerlerinde faaliyet göstermeye başlamıştı. Kış aylarının gelmesi ve havaların soğuması ile birlikte konteyner iş yerlerinde yazlık elbiseler yerini kışlık elbiselere bıraktı. Yaz sezonunu kapatan esnaf, raflarını mont, kazak, yağmurluk ve polar gibi giysilerle donatmaya başladı.

    “Kışlık ürünlerimizin hepsi hazır”

    Yazlık ürünlerle kışlık ürünlerin raflardaki yerinin değişmeye başladığını söyleyen esnaflardan Hacı İlyas Gündoğdu, “Kış mevsiminin kendisi halen gelmediği için kışlık ürünlerimizin hepsi hazır. İşlerin artık açılmasını bekliyoruz ama yine de buna şükür. Çok şükür memnunuz bir sıkıntı yok. İşler de havalar soğursa açılacak yani. Kışlık ürünlerde monta kadar her şey mevcut. Elimizde eksik hiçbir ürün yok” dedi.

    “Her bütçeye uygun ürün bulunduruyoruz”

    Konteyner iş yerlerinde her bütçeye uygun kışlık kıyafet bulundurduklarını söyleyen bir diğer esnaflardan Ahmet Sümer, “Burada konteynerdeyiz ve kış sezonumuz başladı. Şu an durgunluk var ama işlerin açılmasını bekliyoruz, temennimiz buna göre. Kışlık ürün olarak hemen hemen her şeyimiz var. Yağmurluk, mont, kazak her türlü bütçeye uygun ürünlerimiz var. Yağmurluklar 200 liradan başlayıp 500 liraya kadar olan var. Her bütçeye uygun elimizde ürün bulunduruyoruz” diye konuştu.

    Kış ayının kendisini daha şiddetli hissettirdiği zaman işlerin daha da çok açılacağını söyleyen Mehmet Küçük ise “Sezonu açtık ama hava malum yaz gibi. İster istemez ürün getirsek de sıcak havalardan dolayı hareket olmuyor. Yağmur falan olursa hareket olacağına inanıyoruz. Şu an için konteynerde olduğumuz için memnunuz, rızık verici Rabbimizdir” ifadelerini kullandı.

  • CHP’de devir teslim töreni

    CHP’de devir teslim töreni

    2010’da yapılan 33. Olağan Kurultay’da Genel Başkan olarak seçilen ve 13 yıldır bu görevi aralıksız sürdüren Kemal Kılıçdaroğlu, 38. Olağan Kurultayda Genel Başkan olarak seçilen Özgür Özel’e koltuğu devretti.
    Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde gerçekleştirilen mazbata töreninin ardından CHP Genel Merkezine gelen Özgür Özel’i 7. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ve bir grup partili karşıladı. İki genel başkan daha sonra devir teslim töreni için makam katına çıktı. Makamda gerçekleştirilen töreninin ardından Özgür Özel kısa bir açıklama yaptı. Daha sonra Özel, Kılıçdaroğlu’nu CHP Genel Merkezinden uğurladı. Özel ve Kılıçdaroğlu’nun 45 dakika baş başa bir görüşme gerçekleştirdikleri daha sonra 15 dakikada heyetler ile birlikte görüştükleri öğrenildi.

    “Partinin bundan sonraki başarısı için yapılması gereken katkıları ifade etti”

    Yaptıkları 1 saatlik görüşmeden bahseden Özel, “Önemli öğütleri oldu. Bundan sonra da her kritik konuda karşılıklı istişare yapma konusunda mutabık kaldık. Kendisi birazdan izleyeceğiniz mesajında da partinin bundan sonraki başarısı için yapılması gereken katkıları ifade etti” dedi.
    Törende konuşan Kılıçdaroğlu, “Yeni genel başkanımızı hepimiz saygıyla selamlıyoruz. Ona yürekten başarılar diliyoruz. Başarılı olması içinde hepimiz elimizden gelen çabayı göstereceğiz. Ben tekrar kendisine hayırlı uğurlu olsun diyorum. Dolayısıyla Genel Başkanımızın bundan sonra vereceği mücadelede hep yanında olmakta Cumhuriyet Halk Partili olarak hepimizin ortak görevi. Bu ortak görevimizi güzel bir şekilde yerine getirmeye de özen göstereceğiz. Tekrardan Sayın Genel Başkanımıza hayırlı uğurlu olsun” ifadelerine yer verdi.

    “Genel Başkanımız için en büyük onur bütün örgütümüzün, bütün üyelerimizin kendisini çok sevdiği ve hep sevecekleridir”

    Devir teslim töreninde konuşan Özel, “Genel Başkanımızın bu odada bulunan herkeste çok emeği var. En çok da bana emeği var, partimize çok emeği var. Kendisi partimizi çok zor dönemlerde Türkiye siyasi hayatının en çalkantılı, en zor dönemlerinde çok büyük bir mücadele verdi. Partimizin cumhuriyetle husumeti olan, cumhuriyetin kurucu kadrolarıyla husumeti olanların, iktidarların çok önemli bir bölümünde çok önemli bir mücadeleyi de Sayın Genel Başkanımız sırtladı” dedi.

    “Bana bir genel başkanın bilmesi gereken ve öğrenmesi gereken öğütleri, tutması gereken öğütleri bir saate yakın bir sürede aktardı” diyen Özel, “Bu Cumhuriyet Halk Partisi’nin geleneğinde olan ve Atatürk’ten bugünü miras bir geleneği sürdürerek aktardığı bilgileri ve o bilgiler için yapmam gerekenleri, almam gereken tedbirleri dikkat etmem gereken hususlara aklımın en nadide köşesinde bir an bile uzak tutmadan, unutmadan yerine getirmeye çalışacağım. Sayın Genel Başkanımız için en büyük onur bütün örgütümüzün, bütün üyelerimizin kendisini çok sevdiği ve hep sevecekleridir. Biz de bundan sonraki süreçte takıldığımız her yerde zorlandığımız her yerde kendisinin bilgisine, birikimine, deneyimine başvuracağız. Ben şahsıma her birimize her birinize bütün Cumhuriyet Halk Partililere ve partimize yapmış olduğu katkılar vermiş olduğu üstün emek için bir kez daha teşekkür ediyorum. Hakkınızı helal edin” ifadelerini kullandı.

  • Açık alanda son çilek hasadı

    Açık alanda son çilek hasadı

    Elazığ’da Uluova bölgesine özgü, tadı ve aromasıyla yöre halkının vazgeçilmezi olan çilekte son hasatlar devam ediyor. Yaz mevsimin rekoltesi az olmasına rağmen sonbahar mevsiminde de ürün alınan çilekte son hasada girildi.

    Sabah erken saatlerde mesaiye başlayan işçiler, toplanan çilekleri, Elazığ bölgesinde bulunan alıcılara teslim ediyor. Yazın 25 liradan satılan çilekler güz mevsiminde 40 ila 50 lira arasında satılıyor.

    Çilek üreticisi Necati Karataş, ‘‘Mart ayında başladığımız çilek hasadı güz döneminde halen devam ediyor. Rekolte azalsa da çilek hasadına devam ediyoruz. Mümkün oldukça kaliteli çilek üretmeye çalışıyoruz. Bu da müşterilerimiz tarafından taktir ediliyor. Müşterilerin olumlu geri dönmesi bizleri de mutlu ediyor. Çileğin kilosu şu anda 40 ile 50 lira arasında değişiyor. Üretim az olduğu için talep fazla. Burada ürettiğimiz çilekleri genelde Elazığ bölgesinde kalıyor. Eş dost ve akrabalarımıza da gönderiyoruz. Şu anda 4 kişi ile çilek hasadını gerçekleştiriyoruz. Çilek sezonunda ise 10 kişiyi buluyor. Üretim az olduğu için dolayısıyla çalışanlarımız da az. Hasat don olana kadar devam edecek. Kasım ayının 20’sine kadar açık alanda ocak ayının sonuna kadar da örtü altında devam ediyoruz” dedi.

  • Kuş cenneti, moloz sahasına döndü

    Kuş cenneti, moloz sahasına döndü

    Nadir kuşların görüldüğü alana dökülen molozlar ve avcılık faaliyetleri yaban hayatını tehdit ediyor. 304 kuş türüne ev sahipliği yapan Milleyha Sulak Alanı avcılığa ve moloz dökümüne yasaklanmıştı. Yasağa rağmen kimliği belirsiz kişi veya kişilerce alan moloz ve çöplerle dolduruldu.

    Kuş Gözlemcisi Erol Yüksek, “Burası bir kuş sahası ve Türkiye’nin önemli yerlerinden biri ve bunu bile bile maalesef buraya herhangi bir müdahalede bulunulmuyor, molozların buraya dökülmesi yetmiyormuş gibi buraya çöpler de atılıyor. Bunun dışında avcılarla da uğraşıyoruz. Çok basit bir tedbir alınması gerekirken bunu yapmıyorlar giriş çıkışlar belli burada insanlar herhangi bir saatte gelip çöpünü buraya döküyor bunun önüne geçmek kolay aslında, giriş çıkışlarda sürekli denetim olması çöp ve moloz dökülmesinin önüne geçilir” dedi.

    Yüksek, “Burası ava kapatılan bir bölge sulak alan ilan edilmiş daha önce avcılık faaliyeti yasak olmasına rağmen avcılar istedikleri gibi girip çıkabiliyor. Ben avcı gördüğüm zaman yetkili birimi arıyorum ama ne yazık ki gereken müdahale yapılmıyor. Avcılar sahadan çıkarılmıyor ekip gelmiyor. Burası korumasız kaldığı için herkes istediğini yapabiliyor gerekli önlemlerin alınmasını istiyorum” diye konuştu.

  • ‘Çocuğun gözünden deprem’

    ‘Çocuğun gözünden deprem’

    Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından gerçekleştirilen Antalya Kültür Yolu Festivali çerçevesinde Kepez ilçesi Dokumapark’ta açılan “Afetzede Çocukların Gözünden Cumhuriyet’in 100. Yılı” temalı sergi düzenlendi. Depremin ardından Kahramanmaraş, Hatay, Adıyaman ve İslahiye’de kurulan oyun çadırlarına giderek resim çizen 50 çocuğun eserinin yer aldığı sergide çocuklar, Cumhuriyet’in 100. yılı coşkusunun yanı sıra yaşadıkları depremi de resimlerinde yansıtınca duygusal anlar yaşandı.

    “Yerim yurdum falan vardı, ışıklarım yanardı”

    13 yaşındaki Fatma Sena Doğan’ın çizdiği bir resim ise dikkat çekti. Türk bayrağı ve kutlama yazısıyla 100’üncü yılı kutlayan Fatma, resminin sol üst köşesine 04.17’yi gösteren kırık bir saat çizdi, depremden etkilenen şehirlerin haritasını da kara bulutlarla özleştirip yağmur yağdırdı. Hemen yağmurun altında bir evin anahtarını çizen Fatma, ‘Yerim, yurdum falan vardı ışıklarım yanardı’ notunu yazdı. Resmin sol tarafında ise bir babanın enkaz altında hayatını kaybeden kızının elini bırakmadığı simge fotoğrafa da yer verdi.

    “Resimlerde ne kadar acı hüzün görsek de, bir umudu da görüyoruz”

    Sergiyle ilgili bilgiler paylaşan Minika Çocuk Dergileri Yayın Yönetmeni Salih Zengin, sergide deprem bölgesinde yaşayan 5-14 yaşları arasındaki çocukların Cumhuriyet’in 100’üncü yılı için resimler çizdiğini ve ortaya coşkunun yanında duygusal eserler çıktığını söyledi.

    Zengin, depremin acı ve hüznünü çocukların resimlerine yansıttığına dikkati çekerek, “Unutmadılar. Evet, hayat devam ediyor ama orada bir gerçek var. Bu çocukların evleri yok. Masalları hayalleri hep enkaz altında kaldı ve büyük bir travmatik sorun yaşıyorlar. Çocuklar travmalarını genelde konuşmazlar, konuşmak istemezler. Bunu oynadıkları oyunda ve yaptıkları resimde görürsünüz. Cumhuriyet coşkusu var ama bir burukluk da var bu çocuklarda. Çünkü enkaz altında kalan hayatları, umutları gelecekleri var. O umutla o geçmişte yaşadıkları deprem travmasını buluşturdular. Ama hepsinde yine ne kadar acı hüzün görsek de bu resimlerde bir umudu da görüyoruz. Yani uçan kuşlar, verdikleri renkler, boya kullanma biçimleri çocuklarda bu umudun var olduğunu, bu enkaza rağmen yine ayağa kalkacaklarının müjdesini veriyor. 100 yıl önce Milli Mücadele nasıl başladıysa bu çocuklarda kendi küllerinden bir anka kuşu gibi kanatlanacaklar ve bu ülkeye katkı sunacaklar” diye konuştu.

    “Bakınca insan duygulanıyor”

    2 Kasım’a kadar sürecek sergide çocukların duygularını resimlere yansıtmasını çok önemsediklerini aktaran, sergi hakkında bilgiler paylaşan Kültür Yolu Festivali Çocuk ve Sokak Etkinlikleri Koordinatörü Kerem Yılmaz da, serginin oldukça ilgi gördüğünü belirterek çizilen resimlerle vatandaşların Cumhuriyet coşkusunun yanı sıra duygu dolu anlar yaşadığını söyledi.
    Serginin Genel Koordinatörü Eyüp Bolat, 50 depremzede çocuğun zihinlerindeki cumhuriyeti resmettiğini ancak bunu yaparken depremin oluşturduğu travmanın da resimleri yansıdığına dikkat çekti.

    Sergiyi gezenlerden Azerbaycan vatandaşı Ayten Şirinova ise, resimleri görünce çok duygulandığını belirterek, “Bakınca insan duygulanıyor. Çocuklar çok güzel çizmişler, ellerine sağlık. İçlerinden ne geçiyorsa resme dökmüşler. Çok geçmiş olsun bir daha yaşamayalım. 100’üncü yılı kutluyoruz inşallah 1000 yılını da kutlarız Türkiye’mizin” dedi.

  • “Çadırda kalan vatandaşımız bulunmuyor”

    “Çadırda kalan vatandaşımız bulunmuyor”

    İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, İçişleri Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı, Göç İdaresi Başkanlığı ve Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nın 2022 yılı Sayıştay denetim raporları ile 2022 yılı kesin hesabı ve 2024 yılı gider bütçeleri hakkında Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Plan ve Bütçe Komisyonunda bir sunum yaptı. 6 Şubat’ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremler sonrası artık çadırlarda kalan vatandaş olmadığını kaydeden Bakan Yerlikaya, şu bilgileri aktardı:
    “6 Şubat tarihinde Kahramanmaraş merkezli depremlerle birlikte asrın felaketini yaşadık. O en zor anlarda depremzedelerimize çadırlarda ve tesislerde geçici barınma sağlandı. Bireyselde 586 bin çadır, 350 çadır kentte ise 59 bin çadır olmak üzere toplamda 645 bin kurulu çadırda 2,5 milyon depremzedemiz kaldı. 20 Eylül itibarıyla çadırda kalan vatandaşımız bulunmuyor. Bunun yanı sıra 1 milyon 188 bin 218 vatandaşımızı da tesislerde misafir ettik. Bugün itibarıyla 371 konteyner kent, 199 bin 675 kurulu konteynerde toplam 622 bin 85 vatandaşımız kalıyor. Bugün itibarıyla 340 bin 952 hanemize 9 milyar 267 milyon 779 bin lira kira yardımı yapılmıştır. Kira yardımlarının 7. ayını ödedik. 1 milyon 927 bin 72 hanemize 19 milyar 270 milyon 720 bin lira destek ödemesi, 542 bin 547 hanemize 8 milyar 138 milyon 205 bin lira taşınma yardımı, 40 bin 855 aile yakınına 4 milyar 85 milyon 500 bin lira vefat yardımı gerçekleştirildi. Deprem sürecinde bağış kampanyaları da düzenlendi. 87 milyar 594 milyon 316 bin 222 lirası ’Türkiye Tek Yürek’ kampanyasında olmak üzere toplam 122 milyar 180 milyon 741 bin 728 lira bağış toplandı. Bu bağışların bugüne kadar 64 milyar 592 milyon 101 bin 78 lirası depremzedelerimiz için harcandı. Geriye kalan 57 milyar 588 milyon 640 bin 649 lira yine depremzedelerimiz için harcanmaya devam ediyor.”

    “5 bini kırsalda olmak üzere toplam 46 bin konut afetzedelerimize teslim edilecek”

    Deprem bölgelerinde devam eden diğer çalışmalarla ilgili de konuşan Bakan Yerlikaya, 46 bin konutun afetzedelere teslim edileceğini aktararak, şu ifadelere yer verdi:
    “Deprem bölgesindeki 11 ilimizde toplamda 64 bin 68 Esen Kart dağıtıldı. Esen Kart’ların ağustos, eylül ve ekim ayı ödemeleri gerçekleşti. Her ayın 15’inde 3 bin lira kartlara yükleniyor. Deprem bölgesindeki 2 milyon 272 bin 938 binanın hasar tespiti yapıldı. Acil yıkılacak ve yıkık 60 bin 421 bina enkazının tamamı 68 günde kaldırıldı. 200 bin 250 ağır hasarlı binamızın 121 bin 481’inin enkazı kaldırıldı. Yıktığımız binaların toplamı 27 milyon 332 bin 349 metreküp. Hacme göre baktığımızda binaların yüzde 65’i yıkılıp, enkazı kaldırıldı. 30 Mayıs’ta başlayan hak sahipliği sürecinde 671 bin 804 talep değerlendirildi. Taleplerin tümü ilgili komisyonlar tarafından büyük bir hassasiyetle incelendi. Bu taleplerin 424 bin 596’sı kabul edildi. Kabul edilen taleplerin 371 bin 536’sı konut, 41 bin 506’sı iş yeri, 11 bin 554’ü ahırdı. Reddedilen talep sayısı ise 247 bin 208. İtiraz başvuruları devam ediyor. 18 Kasım tarihinde ise nihai hak sahipliği listeleri kesinleşecek. Bu yıl sonuna kadar 41 bini il ve ilçe merkezleri, 5 bini kırsalda olmak üzere toplam 46 bin konut afetzedelerimize teslim edilecek.”

    “İran ve Suriye sınırlarının yüzde 78’ine tekabül eden bin 152 kilometrelik kısmında güvenlik duvarı ve bin 226 kilometrelik devriye yolu tamamlandı”

    Hudut güvenliğine yönelik alınan önlemlerden bahseden Bakan Yerlikaya, “Sınır güvenliği açısından birinci derecede riskli olduğu değerlendirilen bin 471 kilometrelik İran ve Suriye sınırlarının yüzde 78’ine tekabül eden bin 152 kilometrelik kısmında güvenlik duvarı ve bin 226 kilometrelik devriye yolu tamamlandı. Sınır boylarımıza yüksek teknolojik kapasite ile hizmet veren 250’si doğu, 91’i batı sınırlarımızda olmak üzere 341 elektro optik kule kurduk. Doğu sınırımızın 740, batı sınırımızın 350 kilometrelik kısmı bu sistemle gözetlenmektedir. Ayrıca 132 asansörlü kuleden 35’inin de yapımı devam ediyor. 284 termal kamera, 139 zırhlı sınır gözetleme aracı ile sismik algılayıcı ve aydınlatma sistemleri hizmete konuldu” şeklinde konuştu.

    “Toplamda 155 Mobil Göç Noktası aracımız hizmet verecek”

    Mobil göç uygulamaları ile ilgili konuşan Bakan Yerlikaya, “Mobil Göç Noktası uygulamasını stratejimizde yer alan ‘sahayı daraltma ve sınır dışı süreçlerini hızlandırmaya’ yönelik olarak 19 Temmuz’da ilk kez İstanbul’da uygulamaya başladık. Burada düzensiz göçmen olduğu tespit edilen yabancı, kolluk görevlilerimizce geri gönderme merkezine götürülüp teslim ediliyor. Aynı zamanda sahadaki kolluk personelimize gerekli durumlarda yardımcı olması adına 157 Yabancılar İletişim Merkezi, 7 dilde tercüme desteği sunuyor. İstanbul modelinin başarılı olmasının ardından uygulama 4 Ekim itibarıyla Adana, Ankara, Bursa ve İzmir’de toplam 57 noktada hizmet vermeye başladı. Kasım ayı ortasında uygulama, kalan 25 büyükşehrimizde de uygulanacak ve toplamda 155 Mobil Göç Noktası aracımız hizmet verecek. 19 Temmuz-1 Kasım 2023 itibarıyla Mobil Göç noktalarında 79 bin 5 yabancının belge kontrolü yapıldı, bunlardan 39 bin 395’inin ülkemizde kalma hakkı olmayan göçmen olduğu tespit edildi. Bu düzensiz göçmenler sınır dışı işlemler için geri gönderme merkezlerine gönderildi” ifadelerine yer verdi.

    Bakanlığın toplam ödenek teklifi 1 trilyon 275 milyar 934 milyon 965 bin lira

    İçişleri Bakanlığının 2024 yılı için toplam ödenek teklifi 1 trilyon 275 milyar 934 milyon 965 bin lira olarak TBMM Plan ve Bütçe Komisyonuna sunuldu. Bakanlığın merkez birimleri bütçesi 76 milyar 295 milyon 436 bin lira, 305 milyar 479 milyon 702 bin lirası Emniyet Genel Müdürlüğü’nün, 189 milyar 693 milyon 588 bin lirası Jandarma Genel Komutanlığı’nın, 11 milyar 517 milyon 337 bin lirası Sahil Güvenlik Komutanlığı’nın, 21 milyar 631 milyon 742 bin lirası Göç İdaresi Başkanlığı’nın, 671 milyar 317 milyon 160 bin lirası AFAD Başkanlığı’nın olmak üzere tüm bağlı kuruluşların bütçe toplamı 1 trilyon 199 milyar 639 milyon 529 bin lira olarak komisyona sunuldu. İçişleri Bakanlığının bütçesinde 570 milyar 917 milyon 999 bin lira cari ödenekler, 705 milyar 16 milyon 966 bin lira ise yatırım ödeneği olarak sunuldu.

  • Karadeniz’in kadın reisleri

    Karadeniz’in kadın reisleri

    Türkiye’de sayıları az olan kadın balıkçılar, denizin sularına ağ atıyor. 1950 yıllarında gemici bulamadıkları için yardım için eşlerini çağıran Perşembe ilçesindeki balıkçılar, yıllardır karı-koca bu mesleği nesilden nesle aktarmaya devam ediyor. 70 yılı aşkın süredir devam eden gelenek sayesinde kadınlar, hem ev ekonomisine katkıda bulunuyor hem de zorlukların üstesinden geliyor.

    Balıkçı teknesi kullanıp, ağ atıyorlar

    Perşembe ilçesine bağlı Okçu Mahallesi’nde balıkçı kadınların sayısı 25’e ulaşırken kadınlar, gece saatlerinde açıldıkları kara sulardan, sabah ilk ışıklarıyla birlikte dönüyor. Gece boyunca ağ atıp çekerek eşleriyle birlikte balık yakalamaya çalışan kadınlar, aynı şekilde ağlara takılan balıkları soğuk suya ve havaya rağmen ayıklıyor. Kadın balıkçılar, kendilerine ait barınağın olması durumunda zorlukların üstesinden daha fazla gelebileceklerini belirtiyor.

    Balıkçılık yapan eşine sürekli olarak yardım ettiğini söyleyen Aynur Arslan, “Daha çok ağ temizleme ve ağ istifleme yapıyorum. Denize ağ kurmaya gidiyorum. Soğuk havalarda bir hayli zorlanıyoruz ama ekmek parası için çalışıyoruz” diye konuştu.

    “Önemli olan zoru başarmak”

    Kadın balıkçı Hacer Akkaya, sabahın ilk saatlerinde limana geldiklerini belirterek, “Eşim gece saat 03.30 sıralarında denize açılıyor, sabah saatlerinde de geri geliyorlar. Kadın olarak balıkçı olmak güzel ve farklı ama her şeyin olduğu gibi bunun da zorlukları var ama önemli olan zoru başarmak. Bu olmadan olmuyor, bizim geçimimiz balıkçılık. Eşimle birlikte 35 yıldır çalışıyoruz” ifadelerine yer verdi.

    “Kışın el ve ayaklarımın tutmadığı zamanlar olsa da ekmek parası”

    Eşlerinin bu işte zorlandıkları için ve yıllardır burada kadın balıkçılıkların bir gelenek haline geldiğini söyleyen Emel Deniz, “Buranın kadınlarının kısmeti diyebilirim. Biz de eşlerimize yıllardır yardım ediyoruz. ben denize çıkamıyorum ama burada ağdan balık temizleme yapıyorum. Balıkları da manava yetiştirmek lazım, o yüzden acele çalışıyoruz. İşimiz bitince de beraber eve gidiyoruz. Bunu yapmak aslında erkek işi ama yapıyoruz. Aslında her şeyden önce çok soğuk. Ellerim ve ayaklarımın soğuktan tutmadığı zamanlar oluyor ama ekmek parası için çalışıyoruz” şeklinde konuştu.

    “Bu bizim mesleğimiz”

    20 yıldan bu yana eşiyle birlikte denize açıldığını, balık avladıklarını ve balıkçı teknesini kullandığını, bunun mesleği olduğunu belirten Havagül Arslan, şunları söyledi:

    “Sabah 03.00 sıralarında denize açılıyoruz, sabah saatlerinde limana yanaşıyoruz. Ağımızı yaptık, şimdi limana gidiyoruz. Genel anlamıyla soğuk hava bizi çok etkiliyor. Limanımızda eksiklikler var, o da olursa çok daha güzel olur.”

  • E-İhracat Platformu yakında hizmete girecek

    E-İhracat Platformu yakında hizmete girecek

    Ticaret Bakanlığı, Türkiye İhracatçılar Meclisi ve Orta Anadolu İhracatçı Birlikleri ortaklığında Congresium Kongre ve Sergi Merkezi’nde düzenlenen “Ankara E-Ticaret Zirvesi” başladı. Programda e-ihracatın önemi, konsorsiyumlar, geleceğin trendleri ve pazar yerleri konularında paneller düzenlenecek.
    Programın açılış konuşmasını yapan Ticaret Bakanı Ömer Bolat, e-ticaret sektörünün ihracatı daha da arttırabilmesi amacıyla gerekli yasal düzenlemeleri yapacaklarını kaydetti.

    “Yeni destek modülleri hazırladık”

    Ticaret Bakanlığının e-ticaret sektöründe düzenleyici ve denetleyici etkilere sahip konumda olduğunu söyleyen Bakan Bolat, ilgi kanuni düzenlemelerini çıkaracaklarını belirterek, “Bu yıl e-ihracata yönelik desteklerimizle alakalı siz değerli sektör temsilcilerimizle yaptığımız istişarelerle yeni destek modülleri hazırladık. 2024’te bunları sizin istifadenize sunacağız” diye konuştu.
    E-ticaret ve e-ihracatta hedef pazar ürünlerinin test edildiği çalışmaların devam ettiğini vurgulayan Bakan Bolat, “Müşteri temsilcileriyle yeni ürünler keşfetmek ve mevcut ürünlere yenilikçilik katmak hedefindeyiz. E-ihracatın toptan satışlara göre yüksek kar marjlı olması avantajından hep birlikte yararlanmamız lazım. Üretim ve ödeme süreçleri itibarıyla da nispeten düşük riskli işlemler yapılmakta” ifadelerini kullandı.

    “E-ticaret sektörü çok büyük fırsatlar sunuyor”

    Türkiye’de genç nüfusun bilgi teknolojilerine yatkınlığına da değinen Bakan Bolat, “Genç girişimcilerimizle yeni teknolojileri hızla adapte edebilmeleri ve uygulayabilmeleriyle bizim çok gelişmiş ülkelerle aramızdaki gelişmişlik farkını kapatmamızda çok büyük bir rol oynayacak. Küçük ve orta büyüklükte işletmeler için de çok uzun yılların tecrübesi ve birikimiyle büyük işletmeler karşısında rekabet güçlerini arttırabilmesi amacıyla e-ticaret sektörü çok büyük fırsatlar sunuyor” ifadelerini kullandı.

    “Türkiye E-İhracat Platformu’nu yakında hizmete alıyoruz”

    Bakan Bolat, hiç ihracat yapmamış KOBİ’lerin ürünlerini yurt dışına ihraç etmelerini sağlamak için e-ihracat destekleri paketlerini devreye aldıklarını dile getirdi. Uzak ülkelere ihracatı arttırma hedefi çerçevesinde 18 hedef ülke içerisinde “Hedef E-ihracat Pazarları” raporu yayınladıklarını söyleyen Bakan Bolat, şöyle konuştu:
    “E-ihracat ve ticareti desteklemek için Türkiye E-İhracat Platformu’nu yakında hizmete alıyoruz. İhracatçılarımızı dijital ortama taşımış olacağız. Bu yeni nesil teknolojilerin kullanılacağı milli BTV platformunu Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Türkiye İhracatçılar Meclisi, Ticaret Bakanlığımızla birlikte hayata geçireceğiz.”
    Ankara E-ticaret Zirvesi, 10 Kasım’a kadar Congresium Kongre ve Sergi Merkezi’nde devam edecek.

  • “Soykırımın Başkenti Gazze” sergisi

    “Soykırımın Başkenti Gazze” sergisi

    Atatürk Üniversitesi Sanat Galerisi’nde açılan sergide öğretim üyeleri, doktora ve lisans öğrencilerinin ortaya çıkardığı eserler ziyaretçileri derinden etkiledi. “Soykırımın Başkenti Gazze” sergisinde sanatçıların kendi kanlarını kullanarak hazırladığı Filistin Haritası, şapkalardan damlayan kan ve küçük bebeklerinin cesetlerini andıran kefenlenmiş modellerin olduğu 53 eser yer aldı. Serginin açılışına Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Çomaklı, Vali Yardımcısı Ahmet Özdemir, rektör yardımcıları, dekanlar ve öğrencilerin katıldı. Sergi 17 Kasım’a kadar açık kalacak.

    “Bu sergi insanlık için bir uyanış çağrısıdır”

    Serginin açılışında konuşan Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Çomaklı, Gazze’de yaşanan savaşı ve bu çatışmanın insanlar üzerindeki etkisine dikkat çekmek istediklerini ifade ederek, “Gazze’deki zulmü kınıyoruz. Bu sergi, insanlık için bir uyanış çağrısıdır. Gazze’de yaşanan savaşın getirdiği acıları ve travmaları anlatan bu eserler, umarım insanlar arasındaki anlayışı artırmak, bu tür zulümlere, soykırımlara ve trajedilere son vermek için farkındalık oluşturmak için yardımcı olur. Gazze, tarih boyunca birçok zulme ve soykırıma dayanmış bir topraktır. Ancak son yıllarda yaşanan savaşların insanlara daha fazla acı ve zorluklar getirdiğini görmekteyiz. Gazze halkı zorluklara karşı inanılmaz bir direnç ve dayanıklılık gösterdi” diye konuştu.

    Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Muhammet Tatar, Gazze’de ve Filistin topraklarında dünyanın gözü önünde ve batılı devletlerin destekleriyle soykırım işlendiğini vurgulayarak, “Şehit edilenler genel olarak çocuklar, kadınlar ve siviller. Bu insan olarak herkesi derinden yaralıyor. Bu tür bir duyguyla sanatçı arkadaşlarla birlikte böyle sergi organizasyonu düşündük ve Gazze’deki soykırımı anlatan eserler yaptı. Bu soykırımların hepsi neredeyse tek seferlik olup biten olaylar. Fakat bu özellikle son 50 yıldır yoğunlaşmış sistematik bir soykırım olduğu için Gazze toprakları bir anlamda soykırımın başkenti durumuna gelmesi nedeniyle böyle bir sergi başlığı kullandık. Sergide etkileyici işler var. Buradaki bütün işler temel itibarıyla başkalarının acısını hissetmemizi sağlayacaktır. Bu sergiyle vermek istediğimiz temel mesaj bu. Eserlerde kullanılan kan dikkati çekti. Sanatçı olarak biz kendi kanımızı kullanıyoruz. Amaç oradaki akan kanı uzaktan görmek kolay bir durum, lakin bir yere kendi kanımız bulaştığı zaman onu içselleştirmek ve hissetmek daha derinden olduğu için kendi kanlarımızı kullanmayı tercih ettik” dedi.