Etiket: güncelhaber

  • Biden, çatışmada duraklama istedi

    Biden, çatışmada duraklama istedi

  • Galata Kulesi’nin külahı restore ediliyor

    Galata Kulesi’nin külahı restore ediliyor

    İstanbul Valiliği’nin sosyal medya hesabından yaptığı açıklamaya göre, Galata Kulesi’nin külahında 5 gün önce restorasyon çalışmaları başladı. Hız kesmeden devam eden çalışmalar sonucunda tarihin ve İstanbul’un simgesi kulenin daha güzel bir hal alacağı belirtildi.

    1 Kasım tarihinde 8’inci katta bulunan “Seyir Terası” bölümünün restorasyon sebebiyle kapandığını, diğer katların ise ziyaretçilerini ağırlayabileceğini duyuruldu.

    Galata Kulesi’nin külahında yapılan restorasyon çalışmaları dron ile görüntülendi. Görüntülerden iskelelerin kurulduğu işçilerin de çalışmalara devam ettiği görülüyor.

  • Samsun’da kivi hasadı

    Samsun’da kivi hasadı

    Samsun Tarım ve Orman İl Müdürlüğü koordinatörlüğünde, Çarşamba İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından ‘2023 Yılı Kivi Hasat Etkinliği’ düzenlendi. Etkinlik, 2015 yılında Çarşamba İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından proje çerçevesinde verilip tesis edilen Savaş Aydemir’e ait 15 dekarlık kivi bahçesinde düzenlendi. Törenin açılış konuşmasını yapan Çarşamba Eğrikum Mahalle sakini çiftçi Savaş Aydemir yaptı. Akabinde konuşan Samsun Tarım ve Orman İl Müdürü İbrahim Sağlam, “Çarşamba Ovamızda her ne kadar fındık üretimi ağırlıklı olsa da, alternatif ürün olarak kivi gibi tıbbi aromatik bitki aronya gibi ürünler de üretiliyor. Karşılaştırdığımızda getirisi yaklaşık 1 buçuk kat daha fazla görünüyor. Dolayısıyla fındığın olmadığı yerlerde, çiftçimize ürün çeşidi olarak kiviyi önerebiliyoruz. Ülkemizde kivi üretimi en fazla Marmara ve Karadeniz’de var. Kivinin ülkemizde 42 bin dekar alanda 100 bin ton üretimi bulunmaktadır. İlimizde ise 5 bin 020 dekar alanda 12 bin 977 ton Kivi üretimi gerçekleştirilmektedir. İlimiz kivi üretimde ülkemizde yüzde 12,88 pay ile 3. sıradadır” diye konuştu.

    “Çarşamba ilçemiz ülkemizin en fazla kivi üretim alanına sahip ilçesi”

    Müdür Sağlam şunları söyledi:
    “Çarşamba ilçemiz ise ülkemizin en fazla kivi üretim alanına sahip ilçesidir. Çarşamba ilçemiz tek başına 12 bin 320 ton üretim ile ilimiz kivi üretiminin yüzde 95’ini gerçekleştirmektedir. İlçemizde aynı yerde 600 dekar alanda Türkiye’nin ve Avrupa’nın en büyük kivi bahçesi bulunmaktadır. Bu alanda ve ilçemizde üretilen kivi yurtdışına ihraç edilmektedir. Kilo fiyatı 20-25 TL arasında değişen kivide en önemli ihtiyaç soğuk hava deposudur. Sanayicilerimizden veya sektör içindeki çiftçilerimizden bu ihtiyacı karşılamak isteyen olursa buna yüzde 50 hibe desteği sağlayacağız. Özel sektörün küçük çaplı soğuk hava depoları olsa da ilimiz geneline baktığımızda bunu tamamlanması gereken bir ihtiyaç olarak görüyoruz. Ayrıca paketleme ve işleme konusunda da sektörün gelişmesini istiyoruz.”

    Sonrasında konuşan Çarşamba Kaymakamı Doç. Dr. Şükrü Yıldırım ise kivinin bu havzada tuttuğunu, piyasasında sorun olmadığını, üreticinin de memnun olduğunu gördüklerini söyledi. Soğuk hava deposu konusunda yer tahsis edileceğini söyleyen Yıldırım, ilçedeki bu ihtiyacı gidermek için girişimcilere çağrıda bulundu.
    Konuşmaların ardından protokol üyeleri ve çiftçiler birlikte kivi toplayıp toplu hatıra fotoğrafı çektirdi.

  • Özgür Özel’e İzmir’de yoğun ilgi

    Özgür Özel’e İzmir’de yoğun ilgi

    Cumhuriyet Halk Partisinin (CHP) 38. Olağan Kurultayında, Kemal Kılıçdaroğlu’ndan daha fazla oy alarak genel başkan seçilen Özgür Özel, memleketi Manisa’ya gitmek için İzmir Adnan Menderes Havaalanına uçakla iniş yaptı. Havaalanında partililer tarafından coşkuyla karşılanan Özgür Özel’e yoğun ilgi gösterildi.

    Alandaki yoğunluk nedeniyle, basın mensupları ve vatandaşlar zaman zaman ezilme tehlikesi yaşadı. Yeni Genel Başkan Özgür Özel, daha sonrada kara yoluyla memleketi Manisa’ya gitmek üzere yola çıktı

  • Deprem mağdurlarına müjde

    Deprem mağdurlarına müjde

    Malatya Barosu’ndan Avukat Çağdaş Karaoğlan, 6 Şubat sonrası hasarlı binalar yönelik DASK ödemelerine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Avukat Çağdaş Karaoğlan ağır hasarlı konutların DASK poliçelerinde zeyilname zorunluluğu bulunup bulunmadığına ve eksik alınmış tazminatlara ilişkin birçok bilgi paylaşıldığını, ağır hasarlı ve yıkılmış konutların zararlarının daha büyük olması sebebiyle az ve orta hasarlı konutların bir süre ikinci planda kaldığını belirtti. Karaoğlan, orta ve az hasarlı binalara ilişkin mağduriyetlerin hala devam ettiğini ve bu konuda yapılan çalışmaların yeni yeni gün yüzüne çıkmaya başladığını dile getirdi. Karaoğlan, bu gelişmelerden birinin de az ve orta hasarlı konutlara ilişkin arabuluculuk çözüm yoluna başvurulması olarak karşımıza çıktığına değindi.

    “Az ve orta hasarlı konut sahipleri DASK’tan kısa sürede ek tazminat alabilecek”

    Avukat Çağdaş Karaoğlan, “DASK, az ve orta hasarlı konut sahiplerine, konutlarında meydana gelen zararlar veya güçlendirme masrafları için bir miktar ödeme yaptı, bu miktarlar, zararın büyüklüğü sebebiyle eksper incelemesi yapılmaksızın, sigorta bedeli üzerinden tespit edilen bir oran ile ödendi. Bu oran, orta hasarlar için sigorta bedeli olarak belirtilen miktarın az hasarlı konutlar için yüzde 15’i yüzde 50’si olarak uygulanmıştı. Ancak zaten bu ödemelerin en baştan beri zararların tazmini için kısmi bir ödeme olduğu, zararlarını giderenler için erken çözüm, zararını gideremeyenler için de kısmi çözüm olduğu DASK tarafından belirtilmişti. Zararlarını tam olarak gideremeyen depremzedelerin ise zararlarını ispatlayacak belgeler ile tekrar başvurmaları gerektiği bildirilmişti. Ancak uygulamada ek ödeme talepli ikinci başvurular, belki de hala ilk başvuruları sonuçlanmayan hak sahiplerinin bulunması sebebiyle genellikle sonuçsuz kaldı. Şimdi ise zararlarını gideremeyen depremzedelerin, bu zararlara ilişkin resmi belge sunmaları dahi beklenmeksizin ek ödeme alabilecekleri gündemde” şeklide konuştu

    Süreç nasıl işleyecek

    Süreç hakkında da bilgi veren Avukat Karaoğlan, “Zararlarını karşılayacak kadar ödeme almamış ve henüz tadilat yaptırmamış hak sahibinin arabulucuya başvurması halinde, az veya orta hasarlı konutundaki gerçek zararının tespiti için eksper ataması yapılıyor. Eksper incelemesi sonucu hasarın, gerçekten ödenen miktardan fazla olduğu görülür ise aradaki fark için arabuluculuk yoluyla bir anlaşma sağlanarak, hesaplanan miktar derhal hak sahibine ödeniyor” dedi.

    İlgililerin arabuluculuğa konu uyuşmazlıklar için eksper atamasının çok hızlı yapıldığını belirttiklerini de dile getiren Karaoğlan, birkaç hafta içerisinde tespitin tamamlanabileceğini bildirdi.

    Karaoğlan, “Tadilata çoktan başlamış yahut tadilatını tamamlamış hak sahiplerine ilişkin ise; tadilatın başlandığı, tamamlandığı hallerde doğal olarak zararın tespiti için eksper incelemesi yapılamıyor. Burada sigortalının yapması gereken, konutun hasarlı hallerinin fotoğraflarını yahut başkaca delillerini Arabulucuya veya varsa Avukatına iletmek, tahmini zararını ve talebini belirtmek olacaktır. Burada ispata ilişkin bu belgeleri, mahkemelerde delil olarak sunulan belgeler gibi algılamamak gerekiyor. Arabuluculuk sürecinde önemli olan DASK’ı, zararın gerçekten ödeme miktarından daha fazla olduğu konusunda ikna edebilmektir. Bu yüzden belgelerin resmi belge niteliğinde olması şartı aranmıyor. Burada mahkeme gibi doğrudan bir yargılama ve hüküm söz konusu olmayacak, Arabuluculuğun tarafları olan hak sahipleri ve DASK arasında bir anlaşma söz konusu olacaktır. Belirtilen gelişmeler, hak sahiplerinin zararlarının yargılama sonucunu beklemeye gerek kalmaksızın hızlıca çözüme kavuşturulması için sarf edilen çabalar sonucu ortaya çıkmış, depremzedelerin mağduriyetlerinin giderilmesi için alternatif bir yöntem olarak ele alınıyor. Ayrıca mahkemelerin iş yükünü azaltmak da yöntemin diğer bir faydası olarak karşımıza çıkıyor. Ancak burada çok önemli bir husus şudur ki, Arabuluculuk ile anlaşma yapılması halinde bu uyuşmazlığa ilişkin artık dava açılamayacağının bilinmesi gerekiyor. Dolayısıyla hak sahibinin burada, Arabuluculuk ile DASK’tan bir kısım daha ödeme alıp, daha sonra dava da açabilirim düşüncesinde olmaması gerekir” diye konuştu.

    Karaoğlan, hak sahibinin zararını karşılayacağına ikna olduğu miktarı kabul ederek anlaşma yapması gerektiğinin, aksi halde hak kaybına uğramamak adına anlaşmayı kabul etmemesi ve dava yoluna gitmesi gerektiğinin de altını çizdi.

  • Limon dalında kaldı

    Limon dalında kaldı

    Türkiye’nin en önemli tarım merkezlerinden Adana’da 150 bin dönüm alanda üretimi yapılan mayer cinsi limonun hasadı Eylül ayında başladı. 600 bin tona yakın rekolte beklenen limonda ilk hasatta fiyatı 4-5 liraya satılırken talep olmaması nedeniyle bahçede kilogramı 30 kuruşa kadar geriledi.
    Mayer cinsi limona talep gelmeyince binlerce üretici ürününü satamadı. Üreticiler, Tarım Kredi Kooperatiflerinin limonları üreticiden alıp limonata yaparak vatandaşa satması çağrısında bulundu. Ayrıca üreticiler, belediyelerin de limonları üreticiden alıp ihtiyaç sahibi vatandaşlara dağıtması gerektiğini söyledi.

    “Bu ürünleri toplayacak işçimiz yok”

    Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, “Biz 520 bin ton rekolte bekliyorduk ama rekolte 600 bin tonunda üzerinde. Bu ürünleri toplayacak işçimiz yok. Adana’da 3 milyon 200 bin ton narenciye rekoltesinin en az yüzde 25’i ağaçta kalacak” ifadelerini kullandı.

    “Ucuz işçi getirmeliyiz”

    Tarım Kredi Kooperatifleri ve belediyelere çağrıdan bulunan Doğan, “Lütfen işçi bularak gelip bu limonları sizler toplayın. Bütün okullarda, kurumlarda limonata içilmeli. Tarım Kredi Kooperatifleri bu ürünleri alıp limonata yapmalı. Doğal limonu tüketelim. Kış mevsiminde bu ürünün tüketilmesi çok iyi olur. İşçi de bulamadığımız için bu ürünlerin yüzde 25’i ağaçta kalacak. İşçi fiyatları 560 liraya çıktı ama yine de işçi bulamıyoruz. Ucuz işçi getirmediğimiz sürece bu sorun hep olacaktır” dedi.

    “Limonlar halka dağıtılmalı”

    İşçi bulunmadığı için 3 milyon 200 bin ton narenciyenin yüzde 25’inin ağaçta kalacağını anlatan Doğan, “Adana’da ve diğer illerde hangi ürün para etmiyorsa bu ürünler alınıp sosyal yardım olarak metropol illerde ve diğer illerde dağıtılmalı. Bu da aslında bir ihtiyaç. Hükumetimiz ve büyükşehir belediyeleri tarafından bu limonlar halka dağıtılmalı. 3 milyon 200 bin ton narenciyenin yüzde 25’i ağaçta kalacağına insanlara dağıtılsın. Türkiye Ziraat Odaları Birliği Başkanı Şemsi Bayraktar’da bunu sürekli dile getiriyor” şeklinde konuştu.

    “Fiyat farkı çok fazla”

    Öte yandan, bahçede 30 kuruşa dahi alıcı bulamayan limonun zincir marketlerde 15-20 liraya satılmasına da tepki gösteren Doğan, “Aradaki fiyat farkı çok fazla. Siz buradan ücretsiz bir ürün dahi alsanız nakliye, işçi, paketleme tesisleri ücretiyle 10 liradan metropol illerde satılıyor. Bu durum girdi fiyatlarının yüksek olmasından kaynaklanıyor” şeklinde konuştu.

  • TBMM’den İsrail mallarına boykot

    TBMM’den İsrail mallarına boykot

    TBMM Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada, Gazze’de masum insanları katleden İsrail’in savaş suçlarına açıkça destek verdiklerini ilan eden şirketlerin ürün ve mallarının boykot edilmesine yönelik toplumsal duyarlılığa bir destek de milli iradenin tecelligâhı Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığından geldi.
    TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un talimatıyla, İsrail’in Gazze’de işlediği soykırım suçuna destek veren şirketlerin ürünleri Meclis kampüsü ve tesislerindeki lokanta, kafeterya ve çay ocaklarında artık satılmayacak.

  • AFAD’dan sel ile ilgili açıklama

    AFAD’dan sel ile ilgili açıklama

    Aydın’ın Söke ilçesinde meydana gelen sel felaketin ile ilgili AFAD’dan yapılan açıklamada “Kayıp bir vatandaşımızı arama kurtarma çalışmaları aralıksız devam etmektedir” ifadelerine yer verildi.Geçtiğimiz hafta sonu etkili olan sağanak yağışın ardından Aydın’ın Söke ilçesinde sel ve su baskınları meydana gelirken, konu ile ilgili Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’ndan (AFAD) açıklama yapıldı. Selin yaralarının sarılmaya çalışıldığına dikkat çekilen açıklamada, sel ve su baskınları sonucu kaybolan Ali Alptekin’in arama kurtarma çalışmalarının aralıksız devam ettiği belirtildi.

    Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte arama ve kurtarma faaliyetine katılan tüm ekipler yeniden çalışmalarına başlarken, sel sularına kapılan 51 yaşındaki Ali Alptekin için ekipler adeta seferberlik ilan etti. Konu ile ilgili AFAD’dan yapılan açıklamada ise “5 Kasım tarihinde Söke ilçemizde başlayan yağışlar sonucunda, bölgede sel ve su baskınları meydana gelmiştir. Tüm kurum ve kuruluşlara bağlı ekiplerimiz bölgedeki çalışmalarını aralıksız sürdürmektedir. AFAD Başkanımız Vali Okay Memiş, Aydın Valisi Yakup Canbolat ve AFAD Müdahale Genel Müdürümüz çalışmaları bölgede koordine etmektedir. Bölgeye, 480 personel, 1 helikopter, 1 arama köpeği, 5 dalgıç pompa ve toplam 70 araç sevk edilmiştir. Sel ve su baskınları sonucu 3 vatandaşımız hayatını kaybetmiş, 2 vatandaşımız yaralanmıştır. Kayıp bir vatandaşımızı arama kurtarma çalışmaları aralıksız devam etmektedir. Jandarma ve Sahil Güvenlik Komutanlığı’ndan profesyonel Sualtı Arama ve Kurtarma ekipleri bölgeye sevk edilmiştir. Bölgede meydana gelen enerji kesintileri giderilmiştir. Bölgeye 3 mobil baz istasyonu kurulmuştur. Türk Kızılay tarafından bölgeye 2 ikram aracı sevk edilmiş, 300 kişilik kumanya dağıtılmıştır. Hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, ailelerine ve yakınlarına başsağlığı; yaralılarımıza acil şifalar dileriz. Sel ve su baskınlarından etkilenen vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimizi sunarız. Gelişmeleri takip ediyoruz” ifadeleri yer aldı.

  • Hamas İsrail istihbaratını kandırdı

    Hamas İsrail istihbaratını kandırdı

  • Kasım’da termometreler 30 dereceyi gösterdi

    Kasım’da termometreler 30 dereceyi gösterdi

    Turizmin başkenti Antalya’da hafta sonu sağanak yağışla dışarıya çıkamayan vatandaşlar, bugün bahardan kalan bir hava görünce neye uğradığını şaşırdı. Kasım ayı olmasına rağmen termometreler 30 dereceyi gösterdi. Mevsim normalleri üzerinde seyreden sıcaklığa yüzde 75’lere varan bunaltıcı nem eşlik edince kentin sahillerini turistlerle doldurdu. Kent sakinlerinin de akın ettiği Konyaaltı Sahili’nde turistler ve vatandaşlar bol bol güneşlenerek denize girmeyi de ihmal etmedi.

    Deniz keyfi yaşayan vatandaşlardan biri, Antalya’yı şu sözlerle özetledi:
    “Kasım ayında bile denize girebiliyoruz. Yazlar uzadı gibi, dün yağmur vardı ama bugün yazdan kalma bir hava var. 4 mevsimi bir arada yaşıyoruz ama genelde kış ayını görmüyoruz.”