Etiket: güncelhaber

  • Cumhuriyet’in 100. yılına mektup

    Cumhuriyet’in 100. yılına mektup

    PTT, 21 yıl önce ‘2023’e Cumhuriyetimizin 100’üncü Yılına Mektup’ isimli bir kampanya başlatmıştı. Kampanya çerçevesinde vatandaşlar o yıllarda yazdıkları mektuplarını 2023 yılında teslim edilmek üzere PTT’ye emanet etmişti. Kütahya’da 8 Mayıs 2002 günü oğlu Yasin Yılmaz’a yazdığı mektubu teslim alan Kütahya İl Genel Meclisi eski Başkanı Musa Yılmaz, duygusal anlar yaşadı. Yılmaz’ın 21 yıl önceki öngörülerinin hemen hemen hepsinin neticelendiği görüldü.

    Yılmaz’ın mektubunda, “Koalisyon hükümetinin kötü yönetimi, yıllık enflasyonunun yüzde 75’ler seviyesinde olması, başörtüsü zulmü, daha özgür, müreffeh, demokratik Türkiye temennisi” o dönemin problemleri ve çözüm önerileri gözler önüne serdi.

    Öngörülerinin gerçekleşmiş olmasından mutluluk duyduğunu kaydeden Yılmaz, “Mektup benim içinde sürpriz oldu, hatta belli bir süre unutmuştuk. En son ulaştırma bakanımız onu gündeme getirince bizde hatırladık bu mektubu. Adres güncellemesi yaptık. Tabii ki 2023’e yazıyoruz, sene 2002. Hayat bu belli olmaz diye. Hayatta oluruz olmayız diye. En kolay ulaşabileceği baba ocağının adresini vermiştik ama bugün çok şükür hayattayız ve kendi adresimize PTT’miz getirdi. Mektupta 2002 yılını çok özet olarak anlatmışım, çok detaylı, hem özet hem detay vererek konu başlıklarını arkalı önlü 2 sayfalık bir mektup, ailevi konulara değinmişim, çocuklardan beklentilerimi yazmışım. Çok mutlu oldum bugün, o gün öngördüğüm şeyler üzerinde çocuklarımın varmış olduğu noktayı bir de memleketin genel durumu, o gün başörtüsü sorununa değinmişim, İnşallah önümüzdeki yılların, Türkiye’nin daha özgür ve bu tip tartışmaları aşacak bir ülke olmasını dinlemişim, onu da gördük. O günkü kriz ortamındaki ekonomik durumu özetlemişim çok kötü olduğumuzu ve seçimlerden, 2002 seçimlerinden, 3 Kasım seçimlerinden 6 ay önce yazdığım bir mektup ve İnşallah bugünkü Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın iktidara geleceğini öngörmüşüm ve onun gelmesiyle birlikte tabi bir takım da sıkıntılar, ceza vs. o günkü şartlarda var, engellenmeye çalışıldığına değinmişim. Amerika’nın dünyanın tek sahibi olduğunu ve gerçekten dünyaya zulmettiğine değinmişim. Bu mektupta, kısacası 2002 yılı ortamında baktığım her konuda tespit ettiğim ve çocuklarımıza hedef gösterdiğim ülkemiz için temenni ettiğim şeylerin hepsinin gerçekleşmiş olmasından çok mutluyum. Mektup bizim için de önemli. 8 Mayıs 2002 Çarşamba günü saat 10.00’da yazmışım. Devletimiz o zaman PTT Genel Müdürlüğü bir kampanya yapmıştı. Cumhuriyetin 100. yılına diye, ona katılmışım. Benim yazı alışkanlığım var. Bu benim için kıymetli bir ödül oldu bugün. Bu mektubu çocuklarımdan birinin adresine, ismine yazmışım, Yasin Yılmaz ismine. O günlerde Anadolu Öğretmen Lisesinde okuyordu. Ona bir hedef koymuşum. Tabii kırsal kesimden geldiğimiz için bir tıp doktoru olmasını çok arzuluyorduk çünkü kendisi çok başarılıydı ve bu alanda da kendisini geliştirmesini çok arzu etmiştik. O da bir anlamda gerçekleşti. İyi bir dereceyle okulundan mezun oldu. Güzel bir dereceyle Cerrahpaşa Tıp Fakültesini bitirdi. Sonrasında ihtisaslar yaptı, yan dal uzmanlıkları yaptı ve şu anda da kendi alanıyla ilgili Amerika’da çalışmalar yürütüyor, eşiyle birlikte. O da ülkemiz adına gelecekte çok faydalı projeleri gerçekleştireceğine inanıyorum. Bundan da çok memnun oldum. Bu mektubu biraz sonra çocuklarıma, tabi sayfa olarak atacağım, whatsapp üzerinden. Onlarda heyecanlanacak ve o günkü düşüncelerimi görmüş olacaklar” diye konuştu.

     

  • Tunceli’de benekli semender görüldü

    Tunceli’de benekli semender görüldü

    Tunceli’de soyu tehlikede olduğu için Dünya Doğayı ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği (IUCN) tarafından koruma altına alınan lekeli semender fotoğrafçı Düzgün Bozay tarafından görüntülendi.

    Kentte kısa süreli yağışın ardından merkeze yakın bir noktada benekli semenderi fark ettiğini dile getiren Bozay, “Koruma altında olan bir tür olduğu için kameramla kayıt altına aldım. Görüntüledikten sonra çalılık alana doğru giderek gözden kayboldu” dedi.

    Boyları 14 ile 19 santimetre kadar olan benekli semenderler, genellikle böcek ve solucanlarla besleniyor. Türkiye’de endemik bir tür olarak kabul edilen lekeli semenderin, habitat kaybı nedeniyle soyu tehlike altında bulunuyor.

  • Adana’da “Gezen Mağaza”

    Adana’da “Gezen Mağaza”

    Kozan’da gezen mağaza vatandaşların ilgi odağı haline geldi. Aracın tavan ve kaputuna kırsal mahallelerde satılmak üzere kadın, çocuk giyim ürünlerini koyan sürücü haftada bir kez Kozan merkezde dostlarını ziyaret ederken, mahalle sakinleri tarafından da çalışkanlığı ile takdir topluyor.

    Otomobilinin tavanına, kaputuna ve bagajına yüklediği kıyafetleri 20 TL’den başlayan ve 100 TL’ye kadar çıkan fiyat aralığında köylerde sattığını söyleyen mahalle sakini Halil Kurt, Kozan’da herkesin gezen mağaza olarak aracı bildiğini ifade etti.

    Gezen mağazadan memnun olduklarını aktaran Halil Kurt 4 yıldır Kozan’da yaşadığını belirterek, “Aslında iyi bir şey. Aracı olmayan kırsal kesim vatandaşlar için güzel bir şey düşünmüş. Gezen mağaza diyoruz biz bu esnafa” dedi.

  • Merkez Bankası’nın toplam rezervleri arttı

    Merkez Bankası’nın toplam rezervleri arttı

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Haftalık Para ve Banka İstatistikleri’ni açıkladı. Buna göre, Merkez Bankası toplam rezervleri 20 Ekim ile biten haftada 1 milyar 627 milyon dolar artarak 126 milyar 125 milyon dolar oldu.

    Brüt döviz rezervleri 740 milyon dolar azalarak 83 milyar 307 milyon dolardan 82 milyar 567 milyon dolara indi.

    Altın rezervleri ise 20 Ekim haftasında 2 milyar 367 milyon dolar artarak 41 milyar 191 milyon dolardan 43 milyar 558 milyon dolara yükseldi.

  • Galata Kulesi’nde Cumhuriyet’e özel sergi

    Galata Kulesi’nde Cumhuriyet’e özel sergi

    Sergiye ilişkin konuşan Galata Kulesi Müzesi Müdürü M. Murat Bozcu, “Galata Kulesi Türkiye’de, dünyada İstanbul denince akla gelen ilk yapılardan biri, yerli ve yabancı ziyaretçilerden yoğun ilgi görüyor. Günde 4 bin 500 – 5 bin kişi ziyaret ediyor, sergiye yoğun ilgi gösteriyorlar. Sergide Türk bayrağındaki ay yıldız motifinin tarihsel gelişimi anlatılıyor, balmumu Atatürk heykelini 30 Ekim tarihine kadar ziyaretçilerimiz görebilecekler. Vatandaşlarımızı hem Galata Kulesi’ne hem sergimizi görmeye davet ediyoruz” dedi.

    Yüzyıllar öncesinden bugüne ulaşan İstanbul’un sembol yapılarından Galata Kulesi’ni her gün yerli ve yabancı çok sayıda vatandaş ziyaret ediyor. 2020 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığınca gerçekleştirilen restorasyonun ardından kuledeki restoran gibi alanlar kaldırılırken alanda daha fazla ziyaretçiye imkan sağlanmıştı. 2013 yılında UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne dahil edilen kulede Cumhuriyet’in ilanının 100’üncü yıl dönümüne özel 1 Ekim’de açılan Kün Ay’dan Ay Yıldız’a Türk Bayrağı Sergisi vatandaşların ilgisini topluyor.

    İstanbul’un mest eden manzarasını kuleden seyretmek isteyen ziyaretçiler kuleye geldiklerinde Galata Kulesi Geçici Sergi Salonu’nda yer alan ay yıldız motifinin tarihsel gelişimini anlatan sergiyi görme ve Cumhuriyet’in yüzüncü yılı için Madame Tussauds Müzesi’nden ödünç alınan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün balmumu heykelini görme imkanı yakaladı. Sergiye yönelik bilgiler veren Galata Kulesi Müzesi Müdürü M. Murat Bozcu, vatandaşların ilgisinin yoğun olduğunu ifade ederken herkesi Galata Kulesi ve Kün Ay’dan Ay Yıldız’a Türk Bayrağı Sergisi’ni görmeye davet etti. Öte yandan kulenin katlarında Galata Kulesi’ne ait bilgi veren eserler yer alırken, İstanbul’un mest eden manzarasını gösteren seyir dürbünleri bulunuyor. Kulede yer alan seyir terası ise vatandaşlardan yoğun ilgi görüyor.

    “Ay yıldız motifinin tarihsel gelişimi anlatılıyor”

    Serginin yeni yıla kadar alanda ziyarete açık olduğunu aktaran Galata Kulesi Müzesi Müdürü M. Murat Bozcu, “Sergimizi 1 Ekim itibariyle ziyarete açtık ve 31 Aralık tarihine kadar ziyarete açık olacaktır. Sergide Türk bayrağındaki ay yıldız motifinin tarihsel gelişimi anlatılmıştır. Ay yıldız motifi bütün dünyada dini ve siyasi sembol olarak tarih boyunca kullanılmış. Hunlar, Göktürkler daha sonra Asya’da hüküm sürmüş Türk kavimlerinde yaygın olarak kullanılan ve devleti simgeleyen bu motifin Osmanlı Dönemi sonuna kadar ve daha sonra da Türkiye Cumhuriyetimiz döneminde çıkarılan Bayrak Kanunları ile son şeklini almasını ziyaretçilerimize anlatmaya çalıştık. Galata Kulesi’nin dış cephesinde video mapping teknolojileri kullanılarak Türk bayrağımız milli gün ve bayramlarda yansıtma yapılır, Galata Kulesi bu nedenle Türk bayrağımızla özdeşleşmiş bir yapı halini aldı. Ayrıca Galata Kulesi’nin tarihi görsellerinde de aleminin üzerinde bayrak dalgalanmış. Bu nedenle serginin Galata Kulesi geçici sergi salonunda hazırlanması Kültür ve Turizm Bakanlığı’mızın katkılarıyla uygun görüldü ve ziyaretçilerimizin beğenisine sunuldu. Galata Kulesi hem tüm Türkiye’de hem tüm dünyada İstanbul denince akla gelen ilk yapılardan biridir, son derece popüler hem kültürel hem de turistik bir mekan olarak yerli ve yabancı ziyaretçilerden yoğun ilgi görüyor. Günde 4 bin 500-5 bin kişi ortalama Galata Kule’mizi ziyaret ediyor. Vatandaşlarımız sergimize yoğun ilgi gösteriyorlar” dedi.

    “30 Ekim’e kadar ziyaretçilerimiz Atatürk heykelini görebilecekler”

    Sözlerini sürdüren Galata Kulesi Müzesi Müdürü Bozcu, “Kadim Türkçe’de kün ay olarak takip edilen ay yıldız motifi örneklerini görebilecekler. Osmanlı padişahlarının silahlarında, kaftanlarında ay yıldızı görecekler, daha sonra da günümüze ulaşan orijinal bayrak ve sancakların görsellerini de burada görüp idrak edebilecekler. Öğretmenlerimizin öğrencilerini bu sergiye getirmelerini şiddetle tavsiye ederiz. 2000 yıldan uzun süredir kullanılan ve hepimiz için bağımsızlığımızın sembolü olan ay yıldız motifinin gelişimini öğrencilerin de sağlıklı şekilde idrak etmesi için sergiyi ziyaret etmek son derece yararlı olacak. Liderimiz olarak Londra’da ilk defa yapılan balmumu Atatürk heykeli İstanbul’a getirilmiş biz de İstanbul Madame Tussauds Müzesi’nden bu heykeli ödünç aldık. 30 Ekim tarihine kadar ziyaretçilerimiz sergi salonuna geldiklerinde balmumu Atatürk heykelini görebilecekler. Vatandaşlarımızı hem Galata Kulesi’ne hem sergimizi görmeye davet ediyoruz, bekliyoruz. Müze karta sahip vatandaşlarımız başka hiçbir ücret ödemeden Galata Kulesi’ni ve Tüm Türkiye’de 300’den fazla müze ve ören yerini ücretsiz olarak edebilirler. Turistler müze bileti almak suretiyle Galata Kulesi’ni görebilirler.”

    “Almanya’dan gezi için geldik, bunu yapanların ellerine sağlık”

    Almanya’dan geldiğini ve sergiyi çok anlamlı bulduğunu söyleyen Fatma Aslan, “Türk olmaktan gurur duyuyorum, çocuklarımıza da bu imkanı tanıdığı için Atatürk’ümüze teşekkür ediyorum. En büyük dileğimiz; inşallah hayırlı öğrencilerimiz güzel şekilde yetişir. Harika bir şey, harika bir duygu, bunu yapanların ellerine sağlık. Almanya’dan gezi için arkadaşımla 5 günlüğüne geldik, İstanbul’u geziyoruz. Galata’ya da uğrayalım dedik, her şey çok güzel. Bütün tarihi eserler harika” dedi.

    “Türk bayrağı başka, bunu anlatamam”

    Alandaki serginin herkes için önemli olduğunu aktaran vatandaşlardan Nursel Ekinci, “Galata Kulesi’ne geldik, İstanbul’a bakmaya geldik. Çok güzeldi gezimiz, arkadaşlarımızla bütün her yeri gezdik, her yer çok güzel, memleketimiz bir başka. Bayrağımız çok önemli, Türkiye’nin bayrağı, Türk bayrağı başka, bunu anlatamam. Biraz bekledik ama değdi, mükemmel gözüküyor, İstanbul ayaklarının altında” şeklinde konuştu.

  • Kalpteki ‘kaçak elektrik’ yakılıyor

    Kalpteki ‘kaçak elektrik’ yakılıyor

    Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde görev yapan kardiyoloji uzmanları Prof. Dr. Erkan Baysal ve Doç. Dr. Metin Okşul tarafından uygulanan ablasyon (yakma) yöntemiyle kalp ritim bozukluğunun kaynaklandığı dokular ortadan kaldırılarak hastaların sağlığına kavuşması sağlanıyor.

    Prof. Dr. Erkan Baysal, kalpteki ritim bozukluklarını 3 boyutlu haritalama sistemiyle kalpteki elektriksel bölgeleri işaretledikten sonra sorunlu alanlara ablasyon işlemini uyguladıklarını belirtti.

    Teknolojinin gelişmesiyle işlerinin daha da kolaylaştığını dile getiren Dr. Baysal, “Son yıllarda teknolojideki gelişimlerle birlikte bizim de kendi alanımızda büyük gelişmeler oldu. Bunlardan bir tanesi ritim bozukluklarının tedavisidir. Bundan yaklaşık 30 yıl önce hiç aklımıza gelmeyecek tedavi yöntemlerini şu an yaygın bir şekilde kullanmaktayız. Bunlardan bir tanesi de 3 boyutlu haritalama sistemidir. Bu sistemle kalbin 3 boyutlu haritasını çıkarıyoruz. Oradaki gerekli elektriksel bölgeleri işaretliyoruz, sorunlu olan alanları tespit edip bu alanlara ablasyon işlemi uygulayarak ritim bozukluklarını ortadan kaldırmayı hedefliyoruz” dedi.

    “Günde yaklaşık 14 hasta alabiliyoruz”

    Bölgenin en büyük elektrofizyoloji laboratuvarına sahip olduklarını söyleyen Dr. Baysal, “Hastanemizdeki elektrofizyoloji laboratuvarı son 10 yılda işlem sayısında giderek artan bir sayıyla bölgenin en büyük elektrofizyoloji merkezi özelliği taşımaktadır. Merkezimizde 7/24 hizmet veriyoruz. Oldukça yetkin bir ekibe sahibiz. Bölgenin en büyük elektrofizyoloji merkezi olduğu için buradaki temel problemlerden bir tanesi hastalarımıza yetişemiyoruz. Hastalarımızın hepsine hemen işlem yapma imkanımız maalesef yok. Randevu ile sırayla hastalarımızı alabiliyoruz. Günde yaklaşık 14 hasta alabiliyoruz” ifadelerine yer verdi.

    Durumu kritik olan hastalara yaklaşık 6 saat işlem yapmak zorunda kaldıklarını ifade eden Dr. Baysal, “Bazen sadece bir hastada 5-6 saat işlem yapmak zorunda kalabiliyoruz. Özellikle ölümcül ritim bozukluğu dediğimiz hastalar ortalama 4-5 saatimiz alıyor. Normal hastalarımız ise bir saat içerisinde tedavi ediliyor. Bazı hastalarımıza genel anestezi kullanmak zorunda kalıyoruz. Çünkü yaptığımız işlem ağrılı olabiliyor. Özellikle ölümcül ritim bozukluğu olan hastalarımızın masada hareket etmemesi için bazen genel anesteziyle işleme alabiliyoruz. Rutin işlemlerimizde hastalarımıza çok hafif sedasyon yapıyoruz. Çünkü çok fazla anestezi yaptığımızda da hastalarımızın ritim bozukluğu ortaya çıkmayabiliyor. Bu da bizim emek ve zaman kaybımıza neden olabiliyor” diye konuştu.

    Son olarak laboratuvarlarında pediatrik elektrofizyolojinin de uygulandığını aktaran Dr. Baysal, “Hastanemizdeki elektrofizyoloji laboratuvarının diğerlerinden bir farkı da pediatrik elektrofizyolojinin de yapıldığı bir merkezdir. Özellikle son bir yıldır bölgedeki çocuk hastalara yönelik işlemlerin de rutin olarak uygulandığı bir merkezdir. En küçük hastamız bir yaşındaydı. O yönden hastanemizdeki laboratuvar biraz daha farklılık gösteriyor” şeklinde konuştu.

  • Maltepe sahilinde yunus balıkları görüldü

    Maltepe sahilinde yunus balıkları görüldü

    Maltepe sahilinde teknesiyle tur atmaya çıkan vatandaşlar, denizde yunus balıklarına denk geldi. Yunus balıklarının oluşturduğu görsel şöleni teknedeki vatandaşlar kayda aldı. Görüntülerde yunus balıklarının birbiriyle olan uyumu dikkat çekti. Teknedeki vatandaşlar ise yunus balıklarını hayranlıkla izledi.

  • Binaların yerini araziler aldı

    Binaların yerini araziler aldı

    Kahramanmaraş merkezli asrın felaketinde ağır yaralar alan Hatay’da depremin yaraları sarılıyor. Depremin ardından inşaatına başlanan afet konutları yükselirken, bir yandan da ağır hasarlı binaların yıkımları ve enkaz kaldırma çalışmaları devam ediyor. Hatay Valiliği koordinesinde devam eden enkaz kaldırma çalışmalarında Hatay genelinde yüzde 77 seviyesine, depremin en büyük yıkımı yaptığı Defne ve Antakya ilçelerinde yüzde 80 seviyesine gelindi. Enkaz kaldırma çalışmalarında 693 kamyon, 902 ekskavatör, 3 yükleyici 130 arazöz ve 83 de çeşitli iş makinesi görev alıyor. Ekiplerin gece gündüz ve mesai mefhumu gözetmeksizin yürüttüğü çalışmalar sonrası binaların yerini araziler aldı. Depremzede vatandaşlar, yıllarca yaşamlarını sürdürdükleri memleketlerini, mahallelerini ve sokaklarını tanıyamaz hale geldiler.

    “Mahallemizde şu anda sokaklarımızı tanıyamaz olduk”

    Emek Mahalle Muhtarı Celal Sarı, yıllarca yaşadıkları sokakları tanıyamaz hale geldiklerini belirterek, “Şu anda Emek Mahallesi’ndeyiz. Gördüğünüz gibi arkamızdaki emlak konutları buralarda yıkıldı. Şu anda dediğimiz gibi yüzde 80 civarında yıkımlarımız bitti. Son olarak bizim yıkım firmamız da burayı bitirdikten sonra temelleri düzeltip ondan sonra bırakacak. Evet, mahallemizde şu anda sokaklarımızı tanıyamaz olduk. Zaten sokaklarımızın çoğu da girilemez durumda. Yavaş yavaş zaten hafriyatlar da kalkıyor. Mahallemiz gördüğünüz gibi yukarıdan aşağıya doğru bazı orta ve az hasarlı binalarımız var. Bunlarla yetinmeye çalışıyoruz” dedi.

    “Bir vatandaşım geldi ve ağlayarak gitti çünkü evinin yerinde yerler esiyordu”

    Muhtarlık görevini yürüttüğü Emek Mahallesi’nde kentsel dönüşümün başlayacağına dikkat çeken muhtar Sarı, “İlerleyen zamanda da inşallah, kentsel dönüşüm adı altında yeni evler yapılacak. Yavaş yavaş inşaatlarımız başlayacak. Yeni bir yerleşme olacak inşallah rabbimin izniyle. Tabii ki çok üzgünüz. Çünkü çoğu vatandaşımızın buradan her biri ayrı ayrı illere, ilçelere, köylere, mezralara taşındı. Şu anda da hepsi gelip görüyorlar. Hatta dün yine şahit oldum. Bir vatandaşım geldi ve ağlayarak gitti. Çünkü evinin yerinde yerler esiyordu” ifadelerini kullandı.

    “Yedi yıldır oturduğum binamın yerini seçemiyorum”

    Depremzede Şevket Küçük, 7 yıl boyunca yaşadığı apartmanın yerini tanıyamadığını belirterek, “Burası Emek Mahallesidir. Benim mahallem saray kenti. Saray kenti zaten şu anda komple yok oldu. Tamamen yok oldu. Artı depremde ana fay direkt bizim mahallenin altından geçmiş. Ben kiracıydım ama bizim evimiz tamamen yıkıldı. Biz indikten sonra yıkıldı. Zaten biz inerken kolon kırılmıştı. Bina hafif yattı, kolon kırılmıştı. Biz saniyelerle kurtulduk. Biz indikten sonra bina yıkıldı. Şu an bizim bulunduğumuz saray kent bölgesi yerler bir oldu. Mahallenin yüzde 100 gitti. İnanın zaman zaman mahallemden geçiyorum. Yedi yıldır oturduğum binamın yerini seçemiyorum. İnanın o kadar yani söyleyeyim size. Hatay’ın yüzde 90’ı gitti. Bu benim şahsi görüşüm. Rabbim razı olsun yine devletimiz olsun, AFAD olsun yine elinden geleni yapıyor. Yedi yıldır yani oraya bir yuvamızı kurduk. Ondan sonra oradan o kadar zor şartlar altında çıktık ki inanılmaz yani. Yani şu an bile anlatırken bak gözlerim doldu. Rabbim kimseye göstermesin bunu. Allah bir daha hiçbir kuluna, hiçbir insanoğluna bu vahşeti bir daha yaşatmasın” şeklinde konuştu.

  • Erzincan’da sobacılar sezonu açtı

    Erzincan’da sobacılar sezonu açtı

    Erzincan’da kış aylarına girilmesiyle beraber ısınma için kullanılan sobalar esnaf tarafından satışa çıkarılmaya başlandı. Kovalı soba, sac soba, odun sobası, döküm kuzine sobası gibi çeşitli modellerdeki sobalar alıcısını bekliyor.

    Sobaların fiyatı 4 bin liradan başlarken, 10 bin liraya kadar çıkıyor. Soba satıcıları, kış döneminin yavaş yavaş gelmesiyle beraber özellikle kırsal kesimlerdeki vatandaşların sobalara rağbet gösterdiğini ifade etti. Kent merkezinde neredeyse her evde bulunan doğal gaz nedeniyle sobalara ihtiyaç kalmadığını dile getiren esnaf, soba yakarken baca temizliğine dikkat edilmesi hakkında vatandaşları uyardı.

    20 yıldır sobacılık yaptığını belirten Ahmet Sinan Uğurtürk, “Soba satışları önceki yıllara göre çok düştü. Bu düşmenin sebebi özellikle evlerin doğalgazlı oluşudur. Aynı zamanda maliyetlerin yüksek oluşu satışları etkiliyor. Bundan önceki yıllarda biz burada zaman bulamıyorduk. Çok kalabalık ve sipariş verenler oluyordu. Şuanda bitti. Daha çok köylere veya bahçeli bağ evlerine hitap ediyoruz. Fiyatlarımız çeşidine ve kalitesine göre 4 bin lira ile 10 bin lira arasında değişiyor. En çok kuzine sobaya talep oluyor” dedi.

  • Yılkı atları büyük ilgi çekti

    Yılkı atları büyük ilgi çekti

    Spil Dağı Milli Parkıyla özdeşleşen ve milli parkın sembolü haline gelen yılkı atları sık sık Manisa şehir merkezine sürüler halinde inerek vatandaşların ilgi odağı oluyor.

    Kent merkezinde bulunan Milli Parklar 4. Bölge Müdürlüğüne bağlı Manisa Şube Müdürlüğü yanındaki parka kadar gelen yılkı atları parkta beslenerek ve birbirleriyle oynayarak vakit geçirdi. Atları gören vatandaşlar ise cep telefonlarıyla o anları görüntülerken, kimi zamanda atlara yaklaşarak sevmeye çalıştı.

    Son zamanlarda yılkı atlarını sık sık şehir merkezinde görmeye başladıklarını kaydeden Mehmet Ali Kışla isimli vatandaş, “Yılkı atları Manisa Milli Parklar Müdürlüğünün yanına kadar geldiler ve buralarda gezmeye başladılar. Atlar herhalde buraya gelerek Milli Parklara biz açız bizi unutmayın diyorlar” dedi.

    Bir diğer vatandaş ise yılkı atlarının Spil’de bulamadıklarını şehir merkezinde aradıklarını ve onların serbest olduğunu söyledi. Özellikle çocukların büyük ilgisini çeken atlar, birbirleriyle de oyunlar oynayarak vakit geçirdi.