Etiket: güncelhaber

  • İstanbul’da tersine göç sürüyor

    İstanbul’da tersine göç sürüyor

    İstanbul’dan göç edenlerin nedenleri arasında artan kiralar, yükselen yaşam maliyetleri ve eğitim gibi sorunlar yer alıyor.

    Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileri, 2018’den beri İstanbul’dan tersine göçün devam ettiğini gösteriyor.

    418 BİN FAZLA KİŞİ GİTTİ

    Rakamlara göre, 2022’de 418 binden fazla kişi İstanbul’dan ayrıldı. Son beş yıldaysa İstanbul’dan gidenlerin sayısının 2 milyon 182 bin kişiden fazla olduğu kaydedildi.

    İstanbul, her ne kadar en çok göç veren kent olsa da aynı zamanda en çok göç alan şehir unvanını da koruyor. Ancak gidenlerin sayısı gelenlerden çok daha fazla olduğu kaydedildi.

    EN FAZLA GÖÇ VEREN ŞEHİR TUNCELİ

    TÜİK’in iç göç verilerine göre, 2022’de 2 milyon 800 bine yakın kişi farklı şehirlere göç etti.

    Şehir değiştirenlerin çoğunluğuysa 20-24 yaş arasındakilerden oluştu. Türkiye genelinde en az göç veren şehir ise 7 bin 578 kişiyle Tunceli olarak kayda geçti.

  • 100 metrelik bayrakla Örümcek Ormanları’nda

    100 metrelik bayrakla Örümcek Ormanları’nda

    Gümüşhane’nin Kürtün ilçesinde bulunan ve sonbaharın gelmesiyle birlikte ağaçların renk değişimi ve doğanın tüm tonlarının bir arada olduğu büyülü bir manzaraya dönüşen Örümcek Ormanları Tabiatı Koruma Alanı Cumhuriyetin 100. Yılı vesilesi ile anlamlı bir etkinliğe sahne oldu.
    Türkiye’nin en önemli karışık ormanlarından birisi olmasının yanı sıra içerisindeki yüzlerce yıllık ağaçların göğe uzandığı canlı ağaç müzesi Örümcek Ormanları’nda gerçekleştirilen yürüyüşe, Gümüşhane Valisi Alper Tanrısever ile eşi Sema Tanrısever ve çocukları, Vali Yardımcısı Bahar Kaya, Gümüşhane Belediye Başkanı Ercan Çimen, Kürtün Kaymakamı Okan Dağlı, Kürtün Belediye Başkanı Enver Şen, Özkürtün Belediye Başkanı Yakup Turgut, Gençlik ve Spor İl Müdürü Mücahit Atalay ve 300’ü aşkın doğasever katıldı.

    Çıkrıkdüzü Yaylasından başlayan yürüyüşte Türkiye’nin 81’ilinden Gümüşhane’de eğitim görmeye gelen üniversite öğrencileri tarafından Cumhuriyetin 100.yılına özel olarak hazırlattırılan 100 metrelik Türk Bayrağı yaklaşık 7,5 kilometrelik yürüyüş boyunca taşındı.
    Sonbaharın eşsiz manzarasında gerçekleştirilen etkinliğin sonunda gençler 400’ü aşan yaşları bulunan anıt ağaçların bulunduğu bölgede Kürtün Belediyesi tarafından ikram edilen sıcak çay ve kahvaltılıkla yorgunluklarını attı.

    “Bu müthiş coğrafyaya hep beraber sahip çıkacağız”

    Yürüyüşe katılan ve ilk kez geldiği Örümcek Ormanları’nın doğasına hayran katıldığını ifade eden Gümüşhane Valisi Alper Tanrısever, “Cumhuriyetimizin 100. yılının kutlama programı kapsamında Kürtün ilçemize bağlı Örümcek Ormanları’ndayız. Örümcek Ormanları yüzlerce yıldan oluşan anıt ağaçları, olağanüstü renk cümbüşü ve vahşi doğasıyla ünlü. Gümüşhane’de okuyan, özellikle şehir dışından gelen gençlerimizle birlikte bu doğa harikasını, Allah’ın bir lütfu olan bu coğrafyayı hep beraber tanıma imkanı bulduk. Benim ilk defa geldiğim ama görür görmez aşık oldum bir coğrafya. Cumhuriyetin 100. yılında sevgili gençlerimizle birlikte Cumhuriyetimiz Atatürk’ün gösterdiği hedefe doğru, muasır medeniyet seviyesine doğru yükselteceğiz. Gençlerimizle beraber bu olağanüstü coğrafyaya, atalarımızın mirası bu müthiş coğrafyaya hep beraber sahip çıkacağız ve gelecek nesillere aktarmanın yollarını arayacağız” dedi.

    “Herkesin bu doğan harikasını ziyaret etmesini tavsiye ediyorum”

    81 ilden gelen üniversite öğrencileriyle birlikte Cumhuriyet yürüyüşü yapıldığını söyleyen Kürtün Belediye Başkanı Enver Şen de “Örümcek Ormanlarımızda genelde sonbahar aylarındaki renk cümbüşüne Türkiye genelinden insanlarımız gelerek bu güzelliğe şahit oluyorlar. Bugün Cumhuriyetimizin 100. yılı dolayısıyla 81 ilden öğrencinin bulunduğu grupla Cumhuriyet yürüyüşü yaptık. Gümüşhane Valiliği ve Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’nün organize ettiği etkinliğe biz de Kürtün Belediyesi olarak katkı sunduk. Endemik bitkisinin yanında Avrupa’nın ve Kafkasya’nın en uzun ağaçlarını bünyesinde barındıran, şelaleleri ile 3 asırdan fazla ömrü olan ağaçlarıyla burası eşsiz bir mekan. Mevsim geçmiş değil. Bu doğa harikasını insanların ziyaret etmesini tavsiye ediyorum” diye konuştu.

    “Gençler 100 metrelik Türk Bayrağını 7,5 kilometre taşıdılar”

    Üniversite öğrencilerinin etkinlikten çok memnun kaldığını söyleyen Herkes İçin Spor Federasyonu (HİS) İl Temsilcisi Osman Yılmazer ise “Bugün Cumhuriyetimizin 100. yılı dolayısıyla Örümcek Ormanları’na, Gümüşhane’nin bu doğal güzelliğine bir yürüyüş düzenledik. 300’e yakın sporcumuzla bu yürüyüşü gerçekleştirdik. Yürüyüşte 100 metrelik Türk Bayrağımız vardı. Arkadaşlarımız bu bayrağı 7,5 kilometre boyunca ellerinde taşıdılar, yoruldular. Ben onlara yanlarından geçerken “Arkadaşlar yoruldunuz ama Cumhuriyetimizin 100. yılını kutlamak bize nasip oldu, bu bayrağı taşımak sizlere nasip oldu” dedim. Bütün arkadaşlarımız çok mutlu oldular. Cumhuriyetimizin 100. yılı kutlu olsun” dedi.
    Etkinliğe katılan sporculardan Sevcan Özdal da “Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’nün düzenlediği Cumhuriyetimizin 100. yılı kutlamaları kapsamında burada bulunduk. Öğrencilerin hepsi çok mutlu yeşille ve doğayla iç içe olduk. 7,5 kilometre yürüdükten sonra sonbaharın renkleriyle şenlendik ve mutlu bir şekilde sonlandırdık” ifadelerini kullandı.

  • Abant’ta hazan mevsimi güzelliği

    Abant’ta hazan mevsimi güzelliği

    Şehir merkezine 35 kilometre uzaklıkta bulunan, Türkiye’nin önemli turizm merkezlerinden biri olan Abant Gölü Milli Parkı’nda ekim ayında sonbahar güzelliği yaşanıyor.

    Sonbaharın gelmesiyle birlikte sarı, kahverengi, yeşil ve kırmızının her tonu ile renk cümbüşünün yaşandığı Abant’ta muhteşem manzara dronla havadan görüntülendi.

    Etrafı ormanlarla çevrili olan Abant Gölü’nün ağaçlarının sararmasının yanı sıra, yeşil alanlarda ise Abant çiğdemleri çiçek açtı. Doğasever vatandaşların huzur dolu vakit geçirdiği Milli Park’ta oluşan görsel şölen görenleri mest etti.

  • Hastalıklarından korunmak isteyenler aktarlara koşuyor

    Hastalıklarından korunmak isteyenler aktarlara koşuyor

    Soğuk havalarda sıkça görülen öksürük, grip, nezle gibi hastalıklara yakalanmak istemeyen vatandaşlar, bu hastalıklar başta olmak üzere vücudun bağışıklığının güçlendirilmesinden sindirim kolaylığa kadar birçok faydası olan şifalı bitkilere ilgi gösteriyor. Havaların soğuması üzerine vatandaşlar soğuğa bağlı hastalıklara yakalanmamak için zencefil, zerdeçal, tarçın, ıhlamur gibi bitkilere yöneliyor. Ihlamur, zerdeçal, zencefil, tarçın ada çayı gibi bitkiler, vatandaşların gözdeleri arasında yer alıyor. Kimileri farklı ot ve çiçekleri karışık bir şekilde alırken, kimileri ise sadece bir faydalı bitkiyi alıyor.

    Gaziantep’te ıhlamurun kilosu 350 TL ila 500 TL arasında satılırken, tarçının kilosu 350, zencefil ve zerdeçalın kilosu 100-150 TL’den satışa sunuluyor. Geçen yıla göre fiyatları yüzde 50 ile 100 oranında artan şifalı bitkiler, ayrı ayrı ya da karıştırılarak tüketiliyor. Karışık ya da ayrı ayrı hazırlanan bitkiler, bir süre demlendikten sonra soğuk havalarda iç ısıtan şifalı çaylara dönüştürülüyor.

    “En çok ilgi odağı her zamanki ıhlamur, ıhlamurdan ve baldan vazgeçmiyor”

    15 yıldır aktarlık yapan Murat Demirkurt, şu anda talep gören şifalı bitkilerin başını ıhlamur ve balın çektiğini söyleyerek, “Kış aylarında soğukla beraber soğuk algınlığı, grip en çok sıkıntı olan vatandaşlarımız bunun için de doktora, eczaneye gitme yerine bizi tercih ediyorlar. Çünkü daha önce kullandıkları için her kış kullanıyor. Bir de atadan dededen gördükleri için mesela ıhlamur yapılıyor. Ihlamurun içinde işte Polat şekeri atılıp bu şekilde kullanılıyor zencefil, zerdeçal kaynatılıp içerisine balla şekerlendirilip kullanılıyor.

    Hem soğuk algınlığını hem grip hem sıcak tutma açısından kış aylarında en çok tüketilen tahin var. Tahin de yine sıcak tutucu helva bu tarz şeyleri vatandaşın talebi var. Gaziantep’te daha doğrusu doğuda bizim bu bölgede eczaneden çok aktariyeye, baharatçılara gelen insanlarımız. Çünkü rahatlatıyor verdiğimiz ürünler kışın soğuk algınlığı oluyor. Soğuklar ve soğuk algınlığı, öksürük, bu tarz şeyler için vatandaşlarımızın talep ettiği zencefil zerdeçal, ıhlamur, kuşburnu, tarçın, bunların yanında tabii pekmezlerimiz var. İşte pekmezin içerisinde zencefil zerdeçalı karıştırıyor veya ıhlamurla zencefili karıştırıp çay olarak içiliyor. Bu tarz şeyler insanlarımız rahatlıyor. En çok ilgi odağı her zamanki ıhlamur ıhlamurdan ve baldan vazgeçmiyor” dedi

    “Bizim de kendimize göre özel karışımlarımız oluyor”

    Demirkurt, yaptıkları karışımları doktor kontrolünde tüketilmesini belirterek, “Tabii bizim de kendimize göre özel karışımlarımız oluyor. Çeşitli macunlarımız oluyor. Bal veya pekmezin içine çeşitli attığımız baharatlardan, soğuk algınlığı için bazı şeyler yapılıyor. Tabii bunların kararında yapıyoruz. Azı da zarar, çoğu da zarar gibi bir şeyler söylüyor. Yani yine de doktor kontrolünde olması gerekiyor. Doktordan sonuç alamayan vatandaşlar bize de gelen oluyor. Bu şekilde kendilerine bizim terkimiz olan, karışımımız olan macunlardan veya çaylardan satıyoruz. Onlar da bu şekilde şifa buluyorlar. Bu baharatta pek bir bu ürünlerde pek bir zam artışı olmadı. Çünkü bunlar dışarıdan geliyor. Dolar kaynaklı geliyor, fiyatlar hemen hemen aynı yüzde 5, yüzde 11 arası zam oldu. Zencefil, zerdeçal, ortalama 100 TL ila 150 TL arası ıhlamur 350 TL ila 500 TL lira arası değişiyor. Ballar kalitesine göre çiçek balığı işte değişik yörelerin balları oluyor. Onlar da 300 TL ila 500 TL arası değişiyor. Pekmez zaten Antep’in üzüm pekmezi onunda kilosu 150 TL’dir” diye konuştu.

  • AK Parti’den “Büyük Filistin” mitingi

    AK Parti’den “Büyük Filistin” mitingi

    AK Parti İstanbul İl Başkanlığı, İsrail’in saldırıları altındaki Filistin’e destek için miting düzenleyecek.

    28 Ekim Cumartesi günü, Atatürk Havalimanı’nda gerçekleşecek mitinge, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da katılacak.

    Mitinge, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, Hüda-Par Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu ve DSP Genel Başkanı Önder Aksakal’ın da katılması bekleniyor.

    Medya, spor, sanat ve iş dünyasından isimlerin de katılımının beklendiği mitinge katılımın yoğun olması bekleniyor.

  • Karakaya Barajı balıkçıların ekmek teknesi

    Karakaya Barajı balıkçıların ekmek teknesi

    Kahramanmaraş merkezli depremlerde etkilenen kentlerden biri olan Malatya’da, enkazlar kalkıp yerini inşaatlar aldıkça umutlar güçleniyor. Balıkçılık yaparak geçimlerini sağlayan vatandaşlar depremle birlikte bir süre ara verdikleri ekmek kavgasına kaldıkları yerden devam ediyor.
    Kale ilçesinde yaşayan ve Karakaya barajında avlanarak geçimlerini sağlayan balıkçılardan Bayram Yıldız baba mesleği olan balıkçılığı sürdürdüğünü belirterek, “Balıkçılık baba mesleği, çocukluğundan buyana bu işi yapıyorum. Karakaya Baraj gölünde avlanıyor geçimimizi buradan sağlıyoruz.

    Toplanan balıklar Diyarbakır üzerinden İran ve Irak gibi ülkelere gönderiliyor” dedi. Aylık ortalama asgari ücret dolayında kazançları olduğunu belirten Yıldız, “En fazla kara balık ve aynalı sazan, alalık balık ağlarımıza takılıyor. Bizle beraber 11 balıkçı arkadaşımız iki köprü arasında çalışıyor. Çok şükür ekmeğimiz çıkıyor” diye konuştu

    Diğer bir balıkçı esnafı Turan Yalçınkaya ise balıkçılığın zor bir meslek olduğunu ifade ederek yaklaşık 15 yıldır balıkçılıkla geçimlerini sağladıklarını söyledi.

  • Şiddetli yağmur kuru fasulyeyi vurdu

    Şiddetli yağmur kuru fasulyeyi vurdu

    Türkiye’nin kuru fasulye ihtiyacının yüzde 8’ini karşılayan Ahlat ilçesinde 20 gün önce başlayan hasat, şiddetli yağmur nedeniyle sekteye uğradı. Önceden sökümü yapılıp tarlalarda kurumaya bırakılan kuru fasulye bitkileri yağmur nedeniyle kuruyamadı. Şiddetli yağmur altında ıslanan kuru fasulye çiftçiyi zor durumda bıraktı. Yaklaşık 10 bin dekar tarım arazisinde kuruması beklenen kuru fasulye bitkisinin çiftçiler tarafından çevrilme işlemi yapılıyor.

    Yağışlar sonrası ürünleri tarlada kalan çiftçileri ziyaret eden Ahlat Ziraat Odası (AHZO) Başkanı Necat Demirden, “Yaklaşık bir haftadır yağmur yağıyordu. Hava şartlarının elverişsizliğinden dolayı sökümü yapılan kuru fasulyeler patoza vurulamadan tarlada kaldı. Şimdi çiftçiler havaların güzel olmasını fırsat bilerek kuru fasulye bitkilerinin kuruması için çevirme işlemine başladılar. 10 gün havalar böyle güzel giderse yerde fasulyemiz kalmaz inşallah. Yüzde 20 zararımız olur ama ona da yapacak bir şeyimiz yok” dedi.

    “Her yıl olduğu gibi bu yıl da kuru fasulyelerimiz oldukça güzel, verimi güzel” diyen AHZO Başkanı Demirden, sözlerini şöyle sürdürdü:
    “Ürünlerimiz çok kaliteli. Sadece yağışlardan dolayı etkilendik, toplamada zorluk çektik. Yağışlar uzun sürdü. Bu yıl Ahlat’ta yaklaşık 50 bin dekar alanda kuru fasulye ekimi yapıldı. 20 bin ton kuru fasulye elde etmeyi düşünüyoruz. 10 bin dekar alanda ürünlerimiz yağışlardan dolayı yerde kaldı. Havalar böyle giderse 10 gün içerisinde onlarında hasadı yapılır.”

    “Ahlat kuru fasulyesi, Türkiye pazarında aranılan bir üründür”

    Ahlat kuru fasulyesinin kalite olarak çok tercih edilen bir ürün olduğunu vurgulayan Ahlat Ziraat Odası (AHZO) Başkanı Necat Demirden, “Ahlat kuru fasulyesi kendine özgü aroması, tadı ve görünümüyle bölgede ve Türkiye pazarında aranılan bir üründür. Yemeklik kuru fasulye olarak Türkiye pazarının ilk 5 sırasının içindeyiz. Tohum üretiminde de Türkiye birincisiyiz. Çiftçilerimiz yağışlardan dolayı mağdur oldular, satışlar birazda düşük. Fiyatlarda düşmeye başlamış. İnşallah bunlar yakın zamanda düzelir. İnşallah Toprak Mahsulleri Ofisimiz ve Tarım Kredi Kooperatifimizin de alıma gireceğini düşünüyoruz. Bugünlerde onlarda alıma girerlerse çiftçimizin bu mağduriyetini gidermiş olacağız” diye konuştu.

    Yağışlar nedeniyle tarlada ürünü kalan kuru fasulye üreticilerinden Safter Efendioğlu ise “Yaklaşık 10 yıldır çiftçilik yapıyorum. Kuru fasulye ekiyoruz. Bu sene olumsuz hava şartlarından dolayı mahsulümüz yerde kaldı. Tek temennimiz hava şartlarının biraz düzelmesi oldu. Çiftçiler mağdurdur, büyük kısmının ürünleri halâ yerdedir. Şu an tarlada çevirme işlemi yapıyoruz. Mahsul kurusun diye bekliyoruz ki satabilelim” dedi.

  • Sonbahar’ın renkleri kendini gösterdi

    Sonbahar’ın renkleri kendini gösterdi

    Doğu Karadeniz’de sonbaharla birlikte yeşilin yerini sarı ve turuncu tonlar hakim olmaya almaya başladı. Artvin’in doğal güzellikleri ile beğeni toplayan Şavşat ilçesi de sonbaharla rengarenk oldu.

    Ahşap köy evleri, sessizliği, kültürü, müziği ve doğal yaşamıyla dikkati çeken Şavşat, yeşil doğası ve coğrafi güzellikleriyle yerli yabancı turistlere görsel şölen sunuyor. İlçenin tabiat parkları, ormanları, Karagölleri’nin yanı sıra köyleri de bir birinden farklı güzellikleri barındırıyor. Bunlardan biri olan İlçeye 40 kilometre uzaklıkta bulunan Maden köyü, sonbaharın farklı tonlarıyla ziyaretçilerini ağırlıyor.

    Trabzon’dan Şavşat’ın maden köyüne gelerek kamp yapan Ahmet Yörük (40), yaptığı açıklamada ”Mesafe biraz uzak ama geldiğimizde buna değdiğini görüyoruz. Trabzon’da yeşilin tek bir tonunu görüyoruz. Bu dönemde yeşilin, sarının, turuncunun ve kırmızıya yakın renklerin bir çoğunu burada görebiliyoruz” dedi.

    Rize’den Şavşat’ın son bahar renklerin görmeye gelen Turan Bayrak (45) ise “Hafta sonları mümkün oldukça gelmeye çalışıyorum. Son baharda buraya eş dost akraba varsa getiriyorum. Herkese de tavsiye ediyorum gelip görmeleri gereken bir yer” ifadelerini kullandı.

  • AFAD’dan Marmara depremi açıklaması

    AFAD’dan Marmara depremi açıklaması

    Trakya Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlenen “Her Yönüyle Deprem Sempozyumu” için Edirne’ye gelen Yılmaz, gazetecilere yaptığı açıklamada, Türkiye’nin deprem kuşağında yer alan bir ülke olduğunu ve farklı yerlerde büyük depremlerin yaşanabileceğini ifade etti.

    AFAD olarak depremlere karşı çalışmalar sürdürdüklerini anımsatan Yılmaz, 4 aşamadan oluşan bütünleşik afet yönetimi sistemi kapsamında afet öncesi ve sonrasına yönelik planlar yapıldığına dikkati çekti. Marmara Denizi’nde olası bir depremin İstanbul başta olmak üzere çevresindeki 7 ili etkileyeceğini dile getirdi.

    İstanbul gibi 16 milyondan fazla insanın yaşadığı bir yerde hazırlıkların ciddi bir şekilde ele alınması gerektiğine işaret eden Yılmaz, “Bu kapsamda 2016 yılında İstanbul Afet Müdahale Planı devreye girdi, bunu her yıl tüm kurumlarla güncelliyoruz. Afetle ilgili olan tüm kurumlarda araç, ekipman, personel ve plan hazırlama gibi tüm hazırlıkları tamamlamaları için çalışmalar yürütüyoruz.” dedi.Yılmaz, depremle ilgili çalışmaların en önemli ayağının dirençli kentler oluşturmaktan geçtiğini belirtti.

    İstanbul’da afet riskinin azaltılması ve gerekli bina ve altyapı yenilemelerinin yapılması gerektiğini anlatan Yılmaz, şunları kaydetti:

    “İstanbul gibi 3 imparatorluğa başkentlik yapmış, içerisinde 2 bin yıllık yapıları ve ciddi bir nüfusu barındıran büyük bir şehirde her şeyden önce eskiyen köhnemiş yapıları yenilememiz gerekiyor. İstanbul gibi bir metropolün en önemli afet hazırlığı, şehri dirençli bir kent haline getirmek, kentsel dönüşüm dahil olmak üzere bina yenilemelerini yapmak ve aynı zamanda şehrin enerji, içme suyu, ulaşım ve haberleşme altyapılarını sağlamlaştırmaktan geçiyor. Köprülerimizi, viyadüklerimizi, içme suyu hatlarımızı sağlamlaştırma noktasında kurumlarla ortaklaşa çalışmalar yürütüyoruz. AFAD olarak 6 Şubat depremlerini bir daha yaşamamak için çalışıyoruz. Biz eğer afetler öncesi gerekli önlemleri alırsak ve dirençli şehirler oluşturursak, depremi sadece bir doğa olayı olarak yaşar ve normal hayata geçişi çok daha kolay sağlayabiliriz.”

    Yılmaz, İstanbul’da 2019 yılında yaşanan 5,8 şiddetindeki depremin ardından paydaş kurumlarla 800’e yakın toplantı gerçekleştirildiğini ifade etti.

    Bu kapsamda kurumların şehrin altyapısını güçlendirmek için çalışmalar yaptığını aktaran Yılmaz, “İstanbul’un enerji altyapısını güçlendirmek için TEİAŞ tarafından çalışmalar yapıldı. Karayolları ve Büyükşehir Belediyesi köprü ve viyadüklerin risk analizlerini tespit ederek, yenilenmesi ve güçlendirilmesi gereken yerlerde çalışmalar yaptılar. Aynı şekilde haberleşme noktasında GSM operatörü şirketleri kendi baz istasyonlarının risk analizlerini yaptılar. Bunların herhangi bir afet durumunda zarar görme ihtimaline karşı mobil baz istasyonları getirdiler.” diye konuştu.

    Yılmaz, İstanbul’un yapı stokunu yenilemek için çalışmaların sürdüğünü belirterek, “2012 yılında çıkan ‘6306 Sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun’ ile İstanbul yapı stokundaki yenileme süreci hız kazandı. O günden bugüne yaklaşık 100 bine yakın yapıyı riskli ilan ettik ve yüzde 90 oranında bu yapılar yıkıldı. Yerine yeni yapılar yapıldı.” dedi.

  • 2 bin yıllık kehribar

    2 bin yıllık kehribar

    Elazığ’da tespih ustası olan ve satış mağazası bulunan Hadin Bulut’un elinde, 2 bin yıllık olduğu değerlendirilen damla kehribar taşı bulunuyor. Bulut, bu taşı, tespih yapılması için suda bekletiyor.

    Bir süre sonra çıkaracağı taşı tespihe dönüştürecek olan Bulut, ürünlere özellikle Arap ülkelerinden talep geldiğini söyledi. Bulut, ‘’Bu taşı suda muhafaza etmemiz lazım. Çünkü doğal bir şey, bu istersen canlı diye kıyasla, istersen amber damla diye de söyleyebilirsin. Bu taşa damla kaya amber diyoruz. Talep olursa tespih yapıyoruz. Her usta da bu taşı işleyemez. Şöyle bir şey içinden çıkacak malzemenin ne olduğu bilmiyorsun, üst düzey bir malzemede çıkabilir. Bir kaya alıyorsun ve içinden ne çıkacağını bilmiyorsun. Bu taş Ukrayna’dan geldi. Sertifikalı bir şekilde geliyor. Öyle düz bir şekilde getiremezsin. Bir de suyun içinde muhafaza etmek lazım. Bir ay dışarda kalsa paramparça olur. Hiçbir şekilde işleyemezsin’’ dedi.