Etiket: güncelhaber

  • “Aralıklı oruç diyeti ile zayıflamak mümkün”

    “Aralıklı oruç diyeti ile zayıflamak mümkün”

    Beslenme ve Diyet Kliniği’nden Diyetisyen Melisa Karataş, aralıklı oruç diyeti ile ilgili açıklamalarda bulundu. Aralıklı orucun ne olduğundan bahseden Karataş, “Aralıklı oruç, etkileyici etkinliği ve uzun vadeli sağlık yararları nedeniyle son yıllarda önemli bir popülerlik kazanmıştır. Oruç tutma ve yemek yeme dönemlerini stratejik olarak uygulayan bu yöntem, kas kütlesini korurken vücudunuzun yağ yakımını kolaylaştırıyor. Diyet yaparken insanların kendini mutsuz ve tatminsiz hissetmesine neden olan geleneksel diyetlerin dışında ‘Intermittent Fasting’ olarak da bilinen aralıklı oruç diyeti, kilo verme ve genel sağlığı iyileştirme konusunda devrim niteliğinde bir yaklaşım sunuyor. Sağlıklı bir şekilde kilo verdirirken aynı zamanda vücudu gençleştirmeye de yardımcı oluyor” diye konuştu.

    “Birçok faydası mevcut”

    Aralıklı oruç diyetinin basit ancak etkili bir yaklaşım olduğunu söyleyen Diyetisyen Melisa Karataş: “Düzenli bir şekilde aralıklı oruç diyetini yeme programınıza dahil ettiğinizde vücudunuz çeşitli faydalar elde eder. Yağ yakımının artması, metabolizmanın hızlanması, insülin duyarlılığının artması ve iltihaplanmanın azalmasına kadar olumlu faydalar sağlamaktadır. Bilimsel olarak kanıtlanmış bu yöntem, sürekli olarak kalori saymanıza veya kendinizi kısıtlamadan sevdiğiniz yiyeceklerin tadını çıkarmanıza ve sağlıklı bir yaşam tarzı sürdürmenize imkan tanır. Aralıklı oruç diyeti ile bir yandan hayatın zevklerini yaşarken bir yandan da sürdürülebilir zayıflamayı sağlayabilirsiniz” ifadelerine yer verdi.

    “Vücudunuzu temizleyebilir”

    Yapılan araştırmalarda aralıklı orucun potansiyel yaşlanma karşıtı etkilere sahip olabileceğini ve genel uzun ömürlülüğe katkıda bulunabileceğini öne sürdüğünü söyleyen Karataş, “Çalışmalar, aralıklı oruç diyetinin hücresel otofajiyi destekleyebildiğini, bunun da vücudunuzu içeriden temizlemeye ve gençleştirmeye yardımcı olduğunu göstermektedir. Düzenli bir şekilde yapılan aralıklı oruç diyeti ile kilo yönetiminin ötesinde birçok faydayı keşfedeceksiniz. Neyi ne zaman yiyebileceğinizi kısıtlayan geleneksel diyetlerin aksine aralıklı oruç esneklik sağlar. Yeme kalıplarını yaşam tarzınıza ve tercihlerinize göre uyarlayabilirsiniz. Aralıklı oruç diyeti, metabolizmanızın hızlı çalışmasına yardımcı olarak gün boyu yağ yakımının artmasına neden olur. Yaygın yanlış inanışın aksine, aralıklı oruç aslında insülin seviyelerini stabilize ederek ve hücresel onarım süreçlerini geliştirerek enerji seviyenizi artırabilir” dedi.

    “Oruç saatlerinde bol su içilebilir”

    Diyetisyen Melisa Karataş, herhangi bir diyet değişikliğinde olduğu gibi, aralıklı oruç diyetine başlarken de vücudun uyum sağlamasının zaman aldığını belirterek, şunları söyledi:

    “Öncelikle oruç programınızı belirleyin. 16/8 yöntemi, 5:2 diyeti veya ye-dur-ye gibi çeşitli yöntemler arasından bir seçim yapın. Sizin için en uygun olanı bulmak için denemeler yapın. Susuz kalmamak ve açlığı frenlemek için oruç saatlerinizde bol su için. Herhangi bir diyet değişikliği gibi, aralıklı orucun da vücudunuzun uyum sağlaması zaman alır. Kalıcı sonuçlar elde etmek için sabırlı ve tutarlı olun.”

    Karataş, aralıklı oruçta tercih edilebilen besinleri şöyle sıraladı:
    Sabah: Saat 12.00 ile 13.00 arası: 2 adet yumurtadan omlet veya menemen, 2 dilim peynir, 5 adet zeytin, 1 tatlı kaşığı reçel veya marmelat, yarım simit veya bir dilim börek, mevsim yeşillikleri
    Ara öğün: Saat 15.00- 16.00: Kahve, 1 adet meyve
    Akşam: 18.00-19.00: 3 köfte kadar et, tavuk veya balık, 8 kaşık pilav veya makarna, salata

  • Çiftçilere “anız” uyarısı

    Çiftçilere “anız” uyarısı

    Tarlalarda kalan anızların yakılmaması hususunda Bayburt İl Tarım ve Orman Müdürlüğünce uyarıda bulunularak, anız yakmanın sayısız zararlarından bazıları şunlardır:

    1- Anız yangınları toprak içerisindeki faydalı canlıların ve topraktaki organik maddenin yanarak yok olmasına neden olur.

    2- Anız yakılan toprakta bitkilere yarayışlı besin maddeleri azalmakta ve zamanla toprağın verimliliği düşmektedir. Verimli tarım topraklarımız zamanla verimsiz çorak topraklar haline gelmektedir.

    3- Anız yakılması su ve rüzgâr erozyonunu artırmakta, bu nedenle toprağın en değerli üst katmanları rüzgâr ve su ile taşınarak yok olmaktadır.

    4- Anız yakma sonucunda doğal denge bozularak zararlı böcekler ve hastalıklar çoğalmaktadır.

    Anızı yakmak yerine

    Hasat sırasında biçerdöverlerin biçimi mümkün olduğu kadar alçaktan yaptırılmalıdır. Anızın yakılması yerine toprağa karıştırılması ile toprağın organik madde içeriği artar, toprakta bitkiye yarayışlı besin maddeleri artar, topraktaki azot miktarını arttırır ve bir sonraki yıl toprağa verilecek gübre miktarını azaltır. Erozyona karşı toprak direnci artar, toprakta tutulan su miktarı artar böylece bitkiler kuraklıktan daha az etkilenirler.

  • Yüksekova beyaza büründü

    Yüksekova beyaza büründü

    İlçede aralıklı başlayan yağışlar hayatı olumsuz yönde etkilerken, ilçenin yüksek kesimlerinde ise kar yağışı etkili oldu.

    İlçe merkezinde dün gece başlayan yağışlar etkisini artırırken, 4 bin 135 rakımlı Cilo ve 3 bin 500 rakımlı İkiyaka dağları da yağan karla beyaza büründü. İlçe genelinde hava sıcaklığı hissedilir derecede düşerken, Yüksekova’da yağışlar aralıklarla devam ediyor.

  • Davayla ilgili önerge reddedildi

    Davayla ilgili önerge reddedildi

    İYİ Parti’nin, eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş’in öldürülmesine ilişkin dava dosyasında “suikastın ardından 9 ay geçmesine rağmen kamu vicdanını rahatlatacak bir ilerleme kaydedilmemiş olması” nedeniyle Türk adaletine olan güvenin bütünüyle sarsılmaması için gerekli önlemlerin alınması amacıyla TBMM Başkanlığına verilen Meclis araştırma önergesinin diğer önergelerin önüne alınarak bugün Genel Kurul’da görüşülme önerisi AKP ve MHP milletvekillerinin oylarıyla reddedildi. Önerinin gerekçesini açıklayan İYİ Parti Bursa Milletvekili Yüksel Selçuk Türkoğlu, şunları söyledi:

    “TÜRKİYE’NİN VİCDANINI YARALAYAN, VATANDAŞIN YÜREĞİNİ SIZLATAN ACIMASIZ BİR SUİKAST YAŞANDI”

    “Sizin hiç oğlunuz acımasızca pusularda katledildi mi? Sizin hiç can parçanız kurşun yağmuruna tutularak sizden koparıldı mı? Siz hiç yaralı yüreğinizin acısıyla bir ömür boyu yaşamaya mahkûm edildiniz mi? Ben Bursa milletvekiliyim ve böyle bir acılı babayı, yüreği yaralı anayı, gözü yaşlı eşi, boynu bükük iki yavruyu çok iyi tanıyorum. Onların asla dinmeyecek acılarını paylaşmaya çalışıyorum. İtiraf edeyim ki kelime dağarcığım onları teskin edecek söz bulmakta zorlanıyor.

    30 Aralık 2022’de Türkiye’nin vicdanını yaralayan, vatandaşın yüreğini sızlatan acımasız bir suikast yaşandı. Ankara’nın tam ortasında meydana gelen saldırıda genç bir akademisyen Ülkü Ocakları eski genel başkanı Hacettepe Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş kurşun yağmuruna tutularak öldürüldü. Biliyor musunuz ki yürek yangınındaki acılı baba Musa amcanın bizden, sizden, hepimizden ne beklentisi var? Duyuyor musunuz ki her doğan güne kan ağlayarak uyanan Saniye annenin, Ayşe bacının yüce Meclis’e bir çağrısı var. Görüyor musunuz ki boynu bükük iki günahsız yetimin çaresiz bakışları ‘baba’ diye haykırışları var.

    “SİNAN ATEŞ CİNAYETİ TÜRK MİLLİYETÇİLERİNİN KERBELASI’DIR”

    Yaşadıkları tarifsiz travmaya rağmen her görüştüğümüzde er ya da geç Türk adaletine güven duymak istediklerinin tanığı oluyoruz. Sinan Ateş cinayeti Türk milliyetçilerinin Kerbelası’dır. Günümüz teknolojisinde mobeselerin, HTS kayıtlarının, plaka takip sistemlerinin bu derece gelişmiş olmasına rağmen cinayetin tüm ayrıntılarıyla çözülmemiş olması hiçbir biçimde izah edilemez. Teröristlerin ayakkabı numaralarını bildiğini gururla ifade eden irade başkentin ortasında cinayet işleyen şebekeyi tüm unsurlarıyla ortaya çıkarmalıdır, çıkarmak zorundadır.

    İstiklal Caddesi’ndeki bombalı saldırıdan birkaç saat sonra bombacı kadını evde yakalayan bizim devletimizdi. Sultan Ahmet bombacısının Suriye’de hangi aşiretten olduğunu kamuoyuna aktaran bizim devletimizdi. Bir yılbaşı gecesi basılan Reina’daki katliamı birkaç gün içinde çözerek IŞİD’çi katili yakalayan bizim devletimizdi. Daha örnekler çok. Şimdi sayın Adalet Bakanına soruyorum; emniyet ayağında gösterilen başarı, yargı ayağında neden gösterilmiyor? Aradan bir yıla yakın süre geçmesine rağmen henüz bir iddianame dahi neden hazırlanabilmiş değil? Dava dosyası için halen gizlilik kararının bulunmasının sebebi nedir?

    Olay anında nöbetçi savcı sıfatıyla adli işlemler başlatılmış sonrasında yerine bir başsavcı vekili ve bir Cumhuriyet Savcısı görevlendirilmişti. Olaydan yaklaşık 7 ay sonra ise bu iki savcının dosyadaki yetkileri alınmış bu kez yeni bir başsavcı vekili koordinatör olarak atanarak olayın başındaki nöbetçi savcı tekrar dosyada görevlendirilmiştir. Dosyada ki bu denli savcı hareketliliği normal midir? Milletin gönlüne yerleşen Sinan Ateş gerçekten ne zaman ölecektir biliyor musunuz? Adalet tam olarak tecelli ettirilmediğinde ölecektir.

    Suikast dosyasına ilişkin manidar gelişmeler ve dosyaya dair tehdit iddiaları adalete inanç ve güveni sarsmaktadır. Konunun bütün boyutlarıyla araştırılıp, soruşturularak incelenmesini yüce Meclis’imizden saygılarımızla arz ediyoruz.”

    “ÖNCE ADALET, HER DAİM ADALET, HERKESE ADALET ŞİARIMIZ OLMALIDIR”

    Saadet Partisi grubu adına söz alan İstanbul Milletvekili Birol Aydın şunları kaydetti:

    “Önce adalet, her daim adalet, herkese adalet şiarımız olmalıdır. Adalet her işin başıdır. Gömleğin ilk düğmesidir. Onu yanlış iliklediğimiz takdirde diğer hiçbir sahada başarıya ulaşmamız mümkün değildir. Bugünkü Türkiye manzarası da işte bunun ispatıdır. Son 20 yılda devasa adliye binaları inşa ettik. Ancak kabul edelim ki içine adaleti sokamadık. Koca koca beton yığınları haline geldi adalet saraylarımız.

    Artık öyle bir vakitteyiz topyekûn ‘çekin artık ellerinizi hakimlerin, savcıların, adaletin, yargının üzerinden’ diye haykırasımız geliyor. ‘Ankara’daki büyükler acaba ne der’ diye düşünmekten bağımsız karar veremez hale geldiler yargıçlarımız. Bu koşullarda yargı mensupları vicdanlarının sesine ve hukukun ne dediğine kulak kesilemiyorlar. Kulak kesilmeleri de mümkün değildir. Öteden beri faili meçhuller hem bu çatı altında hem de kamuoyunda hep konuşulmuştur. Önce inkâr edilen sonra dönem değişince ispatlanmıştır ve ne yazık ki hala aydınlatılamamış gerçek failleri bulunamamış veya bulunsa bile korunmuş onlarca hadise vardır. Üzülerek ifade ediyorum ki bunun sonuncusu cumhuriyetimizin yüzüncü yılında Ankara’nın ortasında güpegündüz işlenen Sinan Ateş suikastıdır.

    Genç bir akademisyen, kamuoyunun tanıdığı bir isim, Ankara’nın orta yerinde bir cinayete kurban gitmiştir. Aradan geçen aylara rağmen ne yazık ki hala soru işaretleri giderilmiş değildir. Bu olayı aydınlatmak önce merhumun evlatlarına, ailesine ve ardından da insanlarımızın tamamına olan borcumuzdur. İnsanların kendilerini şehirlerimizin sokaklarında güvende hissettiği, adliye binalarından çıkarken yüreğinden gele gele, ‘adalet yerini bulmuştur’ diyebileceği, siyaset kurumunun yargıyı elinde adeta bir kılıç gibi kullanmadığı, yargıçlarımızın, hakimlerimizin kaybedecekleri sınavlara tabi tutulmadığı, baskı altında olmadığı bir Türkiye’yi hep beraber arzu ediyoruz, istiyoruz. Başta Sinan Ateş cinayeti olmak üzere bütün faili meçhullerin aydınlatılmasını bu ülkenin her bir insanı, evladı olarak ümit ediyor, temenni ediyor, takip ediyoruz.”

    “HİÇBİR CİNAYET DAVASI BU KADAR UZUN SÜRMEDİ”

    CHP Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal ise şunları söyledi:

    “Burada genç akademisyenin cinayetiyle ilgili maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasını eğer AKP ile MHP grubu eğer istiyorsa bu öneriye evet demelerini bekliyorum. Rahmetli aynı zamanda Milliyetçi Hareket grubunda danışmanlık görevi de yapıyordu. Netice itibarıyla bir ÇED davası dahi bu kadar uzun süre sürmez. Hiçbir cinayet davası bu kadar uzun sürmedi. Cinayet 30 Aralık 2022, bugün 10 Ekim 2023. 10 ay geçmiş. Hani anayasada derler ya, ‘savcılar görevlerinden azledilemez, yargıçlar görevlerinden azledilemez.’

    Savcılar görevden alındı, savcılar baypas edildi. O savcıların bazılarıyla milletvekillerinin boy boy fotoğrafları çıktı. Bu bir adi cinayet değil; bu bir siyasi cinayettir eğer AKP’yle MHP bu olayın üzerine gitmezse, araştırma önergesi kabul edilmezse demek ki bu suçun, bu katilin, bu sonuç ipin ucu AKP’yle MHP’ye ulaşmış olacak. Cumhurbaşkanı bu cinayetle ilgili hassasiyeti neden göstermiyor? Sizin canınız canda rahmetlinin canı patlıcan mı? İnsanlar arasında bu ayrıştırma niye yapılıyor?

    “BU DAVADA ADİL YARGILAMA İLKESİ İHLAL EDİLİYOR”

    Bu davada adil yargılama ilkesi ihlal ediliyor. Usul ekonomisi bu ihlal ediliyor. Tarafsız ve bağımsız yargı o savcılar nerede? Görevden alınıyor, görevden çektiriliyor. Şüphelinin ifadesi var, ifadesinde diyor ki, ‘ben iki polis nezaretinde İstanbul’dan Ankara’ya getirildim.’ Bu kirli bağırsakların hepsinin temizlenmesi lazım. Böyle olmaz. Böyle cezasızlıkla böyle faili meçhuller ülkesi olmak istemiyoruz. Şu anda bir Milliyetçi Hareket Partisi milletvekili bu davayla ilgili soruşturmayı daha yeni başlattılar. Bence derhal tutuklanmalı, soruşturmanın selameti için derhal tutuklanmalı. Eğer iktidarın yanlısı olan birileri teşvik etmemiş olsaydı yedi sülalesi cezaevinde olacaktı.”

  • Bu limonun fiyatı: 40 TL

    Bu limonun fiyatı: 40 TL

    Türkiye’nin yaş sebze ve meyve üretim merkezlerinden Mersin’in Erdemli ilçesinde ülkenin limon ihtiyacının yüzde 52’si karşılanıyor. Hasat başlamasıyla birlikte üreticiler bahçede limonu 3-4 TL bandında satıyor. Örnek bir genç üretici olan 38 yaşındaki Armağan Alan’ın ata toprağı 30 dönüme kurduğu rüzgar ve güneş enerjisi ile elektriğini ürettiği, depoladığı yağmur suyunu kullandığı doğa dostu bahçesinde yetiştirdiği yeşil limonun kilogramı ise 40 TL’den fazlasına alıcı buluyor. Yazın hasadı başlayan sonbahar sonuna kadar devam eden çekirdeksiz yeşil limonun dışı gibi içinin de yeşil olduğu, sağlık açısından birçok fayda sağlayan kabuğu ile tüketilebildiği belirtildi.

    Tekstil mühendisliğini bıraktı, doğa dostu üretici oldu

    Aslında tekstil mühendisi olduğunu belirten Armağan Alan, “10 yılı aşkın süredir büyükşehirlerde, büyük firmalarda tekstil mühendisi olarak, yönetici olarak çalıştım. Yaklaşık 10 sene önce de Mersin’e yerleştim, tarımla uğraşıyorum. Aslında tarımı 10 sene içerisinde öğrendim ama biraz farklılaştırmaya çalıştım” dedi.

    “Bahçe sıfır karbon ayak izine sahip”

    Ata toprağı bahçelerinde çok değişik türler ürettiklerine dikkat çeken Alan, “Thai lime bunlardan biri. Yine eski Anadolu’nun unutulmuş meyveleri var, kan portakalı gibi, şeker portakalı gibi. Tropik meyvelerimiz var. Mersin’e döndüğüm zaman hem değişik ürünler hem de bunları da en sağlıklı şekilde üretmeye çalıştım. Bugün bulunduğumuz bahçede 30 dönüm kadar bir alanda yaklaşık 10 çeşit üretiyoruz. Bulunduğumuz bu yerde tüm enerjimizi kendimiz üretiyoruz. Rüzgar tribünü, güneş enerjisi panelleriyle beraber, yağmur suyu hasadı yapıyoruz. Bulunduğumuz bu işletme neredeyse sıfır karbon ayak izine sahip, böyle bir bahçe” ifadelerini kullandı.

    “Biz limonu 40 TL’den satıyoruz”

    Ürettikleri yeşil limon ile ilgili de bilgi veren Alan, “Biz bu limonu 40 lira civarına satıyoruz. Bildiğim kadarıyla endüstriyel olarak üretilen limonun fiyatı 3-4 lira kadar. Yani on kat daha yüksek bir fiyata satabiliyoruz. Yeşil limon farklı bir kategoride olan bir limon. Bu ürünün değerli olmasının en büyük sebebi aslında işlenmemiş olması. Normalde limon kabuğunda bağışıklık sistemimiz için enzimler ve vitaminler var. Biz bu ürünü kesinlikle işlemiyoruz. Kabuğu ile birlikte tüketilmesini sağlıyoruz. Bu sayede kullanıcı maksimum fayda sağlamış oluyor limonumuzdan. Bir diğer özelliği ürünün cildinin güzel olması için ilaçlamalar yapmıyoruz. Bizim için cildi önemli değil, müşterilerimiz içinde aynısı geçerli. Herhangi bir işlem yapmadığımız için rekolte düşüklüğümüz oluyor, fakat ürün fiyatını daha yüksek tutabildiğimiz için bunu tolere edebiliyoruz” şeklinde konuştu.

  • Hamaney’den İbranice paylaşım

    Hamaney’den İbranice paylaşım

    Hamas’ın İsrail’e karşı gerçekleştirdiği Aksa Tufanı Operasyonu’nu destekleyen İran dini lideri Ayetullah Ali Hamaney, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı İbranice paylaşım ile İsraillilere seslendi. Hamaney, “Bu felaketi başınıza siz getirdiniz” ifadelerini kullanarak, “Diktatör Siyonistler, 7 Ekim yenilgisinin etkisinden kurtulamazsınız” dedi.

    Öte yandan Hamaney son yaptığı açıklamada, “Aksa Tufanı Operasyonu’nu gerçekleştiren ve tasarlayan Filistinlileri alınlarından öpüyoruz” ifadelerini kullanmıştı.

  • “Selahattin Demirtaş’ı saygıyla anıyorum”

    “Selahattin Demirtaş’ı saygıyla anıyorum”

    CHP’nin 38’inci Olağan Antalya İl Kongresi, Nazım Hikmet Kongre Merkezi’nde yapıldı. 647 delegenin oy kullandığı kongrede mevcut başkan Nuri Cengiz’in yanı sıra, Cumhuriyet Halk Partisi eski Antalya Milletvekili ve bir dönem CHP Antalya İl Başkanlığı ve Kumluca İlçe Belediye Başkanlığı görevlerini sürdürmüş olan Nail Kamacı yarıştı. Yapılan sayımın ardından resmi olmayan sonuçlara göre mevcut İl Başkanı Nuri Cengiz 208 oy alırken, Nail Kamacı 390 oy aldı. Bu sonucun ardından Kamacı CHP’nin yeni il başkanı oldu.
    Kurulda konuşan CHP Yüksek Disiplin Kurulu üyesi Garip Erdoğan, “25 yıldır baskılara, zulme, işkenceye toplumsal bir muhalefeti oluşturamadığımız gibi buna bir önderlik de yapamadık. Şimdi Grup Başkan Vekilime soruyorum. Türkiye’de toplumsal muhalefete önderlik yapacak iki şeydi. Birisi siyasal önderlik oluşturamamışız demek ki. İkincisi örgütsel dinamiktir onu da maalesef oluşturamamışız, içini boşaltmışız. Kim diğerinden daha az günahkardır, tartışmak lazım. Ben 40 aydır Yüksek Disiplin Kurulu’nda görev yapıyorum. Burada vallahi billahi şu tanıtılan misafirlerin arasında anılmıyoruz bile böyle bir kural olur mu, böyle bir kurum olur mu? Bu doğru değil bir. Kendi iç hukukuna saygılı değiliz iki, üçüncüsünü söylüyorum Türkiye’de siz Yeşil Sol deyin, HDP deyin, devrimciler deyin, demokratlar deyin, yan yana gelmediği sürece iktidar size hayaldir, hayaldir, hayaldir. Başka bir şey daha diyeceğim, bütün belediye başkanlarım buradadır. Sizinle ticaretim olmaz, işim olmaz. Eyvallahım da olmaz” açıklamasında bulundu.
    İktidarın 25 yıldır oyunu arttırdığını muhalefetin ise oyunu düşürdüğünü anlatan Erdoğan, “Bunu sorgulamak bizim işimiz değil, mesele Kemal gitsin Ahmet gelsin meselesi değil. Sorunu incelememiz gerekmiyor mu? AKP’yi, Recep Tayyip Erdoğan’ı incelememiz gerekir. Tez olur üniversitede bize tez olur ve dert olur. Kadro hareketi yerine lider hareketiyle bir yere varılmayacağını. Türkiye’de solun temel 4 tıkanıklığı vardır. Sosyalist ve devrimci hareket örgütsel politik zaaf yaşamıştır, egemen güçler yönetme biçimini değiştirmiştir. Siyasal İslam dünkü gibi değil sizin gibi geriletecek her bir örgütlülüğe sahiptir. Her yerde iktidar olmuşlardır. Bizim Türkiye’de toplumsal hayata bakış açışımızı, yerel yönetimlerdeki yönetim biçimimizi, bu ülkede yaşayan, mağdur edilmiş, sistem dışına itilmiş, Kürtlerle buluşacak politikaları üretmediğimiz sürece başarısızlık kaçınılmazdır. Buradan Selahattin Demirtaş’ı saygıyla anıyorum, buradan Selahattin Demirtaş’a selam gönderiyorum. Can Atalay’a selam gönderiyorum. Yarım kalmış hikayesi olanlara selam gönderiyorum. Bizim yarışımız birbirimizle değil” dedi.
  • Çağlayan Köprüsü ortaya çıktı

    Çağlayan Köprüsü ortaya çıktı

    Kuzeyde kalan köylere alternatif ulaşımda kullanılan Çağlayan Köprüsü, 1996’da DSİ tarafından yapılan Kırklareli Barajı suyu altında kalmıştı.

    Şebeke suyunun sağlandığı barajın su seviyesinin düşmesiyle 4 yıl önce olduğu gibi köprü yeniden gün yüzüne çıktı.

    Kırklareli Barajı gibi bölgedeki diğer barajlarda da doluluk oranları geçen seneye göre düşük seviyede seyrediyor.

    Kuraklık nedeniyle doluluk oranları her geçen gün azalan Edirne, Kırklareli ve Tekirdağ’daki 14 barajda ortalama doluluk yüzde 34’e geriledi.

    DSİ Edirne 11. Bölge Müdürlüğünden alınan verilere göre Edirne, Kırklareli ve Tekirdağ’da DSİ sorumluluğundaki barajlarda geçen yılın aynı döneminde 526 milyon 742 bin metreküp su bulunuyordu.

    İlkbaharda beklenen yağışın düşmediği, yaz aylarında kavurucu sıcakların yaşandığı Trakya’daki barajlarda su seviyesi azalmaya devam ediyor.

    Söz konusu barajlarda doluluk oranı son ölçümlerde 380 milyon 549 bin metreküp olarak ölçüldü. 1 milyar 112 milyon 968 bin metreküp depolama hacmine sahip 14 barajın ortalama doluluk oranı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 13’ün gerisinde kaldı.

  • Fındık 125 lirayı görecek

    Fındık 125 lirayı görecek

    Fındık sezonunda Fındık tüccarı Tekin Denizhan, 96 liradan satılan fındığın fiyatının önümüzdeki süreçte 125 liraya çıkabileceğini söyledi. 2024 yılının Ocak ayı itibariyle bu fiyatın oluşabileceğini söyleyen Denizhan, “Elinde fındığı tutan altın yılını yaşar. Ciddi bir talep var, fındık yok satıyor. Dünya pazarında ülkemizde üretilen fındığa da ciddi bir talep var. Türkiye için Fındık çok önemli bir ihracat ürünü. O açıdan fındık yok satıyor. Talebin yoğun olduğu Türk fındığının yerini başka bir ülkenin fındığının dolduramayacağını açıkça görüyoruz. Onun şuan oluşan fiyatların, gelecek sezon daha da iyi olacağını düşünüyoruz. Bizim beklentimiz yılbaşında 5 dolar üzerine çıkması” şeklinde konuştu.

  • Kemal Sunal’ın Mercedes’i satışa çıkarıldı

    Kemal Sunal’ın Mercedes’i satışa çıkarıldı

    Giresun’da yaşayan Ahmet Yılmaz, 2007 yılında bir arkadaşı vasıtasıyla 200 marka satın aldığı Kemal Sunal’ın “Keriz, Sevimli Hırsız, Garip” gibi bir çok filminde de yer alan 34 NZ 427 plakalı 1984 model Mercedes’i bugüne kadar gözü gibi baktıktan sonra satmaya karar verdiğini söyledi. Kemal Sunal’ın hatırası olan arabayı sadece parasını verene değil, aynı zamanda hatırasına saygı duyan, arabaya gözü gibi bakacak birisi olması gerektiğini ifade eden Yılmaz, “İstanbul’da yaşayan bir arkadaşımın vasıtasıyla 2007 yılında bu arabayı almıştım.

    Alırken arabanın Kemal Sunal’ın olduğunu bilmiyordum. Öğrendiğimde çok mutlu oldum ve o günden sonra arabaya adeta gözüm gibi baktım. O dönemlerde çok almak isteyen oldu ama asla satmayı düşünmedim. Rahmetlinin anısına sahip çıkmanın ve onun aracını kullanmanın güzel duygularını yaşadım. Ama artık satmaya karar verdim. Sadece arabanın parasını verene vermeyeceğim. Aynı zamanda benim gibi Kemal Sunal’ın maneviyatına saygı da duymalı” dedi.

    Kemal Sunal’ın eşi Eşi Gül Sunal “Hatıralarına dayanamam” diye almak istememiş

    Daha önce Kemal Sunal’ın eşi Gül Sunal’ın arabayı almak istemediğini de kaydeden Yılmaz, “Merhum Kemal Sunal’ın vefatının ardından davet üzerine arabayla beraber 72. yaş gününde katılmıştım. Kemal Sunal’ın eşi ve yakınları arabaya büyük ilgi göstermişti. Hatta eşi ve kızı çok duygulanmıştı. Burada gazeteciler eşi Gül Sunal’a ‘Arabayı satın almak ister misiniz?’ diye sorduklarında gözyaşlarını tutamamıştı ve ‘Bu arabayı alırım ama o hatıralarına dayanamam, o yükü kaldıramam’ diyerek almak istemediğini ifade etmişti. Bugün ne düşünürler bilemiyorum ama Kemal Sunal’ın hatırasına artık benden sonra daha iyi bakacak, değerini bilecek birilerinin almasını isterim” diye konuştu.