Etiket: güncelhaber

  • Artık şehirde bir tek o kaldı

    Artık şehirde bir tek o kaldı

    Erzincan kent merkezinde babasının yanında çırak olarak işe başlayan 68 yaşındaki Cevat Naldan, unutulmaya yüz tutan dedesinden yadigar saraçlık mesleğini 59 yıldır sürdürüyor. Naldan, deriye şekil verilerek koşum takımı, at süslemesi, köpek tasması, kemer ve eyer yapıyor. Cevat Naldan günümüzde gelişen teknoloji ile birlikte talebin azaldığı ve bitme noktasına gelen mesleğini eski sanayi sitesinde 12 metre kare dükkanında yaşatmaya çalışıyor.

    Özellikle atların gündelik hayattaki önemini büyük ölçüde kaybetmesiyle birlikte her geçen gün ilginin azaldığı meslekte tek usta olan Naldan, ülke genelinde de sayılı saraçlardan biri olarak biliniyor. Dedesi Dursun Naldan’dan ata yadigarı olan saraçlığı babası Celal Naldan’dan öğrenen Cevat Naldan 3 çocuğunu bu meslek ile okuttu. Geçmişin en gözde mesleklerinden olan saraçlık mesleğini Erzincan’da 59 yıldır devam ettiren Cevat Naldan, şehirde bu mesleği yapan tek usta olarak kaldı. Sabır ve emek isteyen bu mesleği Erzincan’da Cevat Ustadan sonra da yapacak kimse yok. Naldan, mesleğini sağlığı el verdikçe ve ömrü yettiği sürece yapacağını söyledi.

    ‘Teknolojiye karşı dayanacak gücümüz yok’

    Saraçlık mesleğinin Erzincan’da ki tek ustası Cevat Naldan, mesleğinin eksi albenisi olmadığını ve teknolojiye karşı ayakta durmanın zor olduğunu belirterek, “50 seneden fazladır bu meslekteyim. İlkokul 4’ncü sınıftaydım dükkâna girdim. 5’nci sınıftan sonra okumadım. 1964 yılından beri bu işe devam ediyorum. At malzemesi, at eteri, at çulu, hazır alıp sattığımız malzemeler var, semer tamiri yapıyoruz, semerci kalmadı, palancı hiç yok. Bu at malzemeleri üzerine en son biz kaldık. Her memlekette ya bir tane kaldı ya da iki tane kaldı. Tokat’ta 60-70 tane saraç vardı bugün bir adam kalmış.

    Başka kimse yok. Erzurum’da 2-3 tane var. Çırak yetişmiyor. Bu meslek bizi doyurmaz ki çırak da gelsin ekmek yesin. Zamanında çok hevesli bir meslekti. İşi elimize aldığımızda hevesle yapardık. Son demleri artık başka kalmadı. Teknolojiye de dayanacak gücümüz yok. Pat patlar çıktı köylü at arabasından vazgeçti onla artık işini görüyor. Çevre illerden Erzurum, Bayburt, Tunceli, Gümüşhane’de de yok, buraya gelen oluyor” diye konuştu.

  • Osman Kavala’ya ödüle tepki

    Osman Kavala’ya ödüle tepki

    Açıklamada, “Vaclav Havel İnsan Hakları Ödülü’nün, ülkemizde hakkında yargı tarafından hükmedilen kesinleşmiş mahkumiyet kararı bulunan bir kişiye verilmiş olması kabul edilemez.” denildi.

    Ödülün, demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğü ilkelerinin rehberliğinde faaliyet göstermesi gereken Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) çatısı altında verildiği hatırlatılan açıklamada, “Avrupa Konseyi’nin insan hakları idealine yönelik müktesebatının ve bu ideal uğruna uzun yıllardır sarf edilen müşterek çabanın hiçe sayılması anlamına gelmektedir.” ifadeleri kullanıldı.

    Açıklamada, şunlar kaydedildi:

    “Ödülün, hakkında kesinleşmiş mahkumiyet kararı bulunan bir kişiye verilmesi hukukun siyasileştirilmesine yönelik girişimlerin bir uzantısıdır. Ortak değerlerin korunmasına hizmet etmesi beklenen uluslararası kuruluşlar, bu tür siyasi gündem yaratma arayışlarına alet edilmemelidir. Yargı kararına saygısızlık oluşturan bu tasarrufla, AKPM’nin itibar ve inandırıcılığı ciddi şekilde zedelenmiştir.”

    Merkezi Fransa’nın Strazburg kentinde olan Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisinde (AKPM), Gezi Parkı davasında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan Osman Kavala’ya 2023 Vaclav Havel İnsan Hakları Ödülü verilmişti.

  • Doğa tutkunları sonbaharın keyfini çıkarıyor

    Doğa tutkunları sonbaharın keyfini çıkarıyor

    Sonbahar mevsiminin gelmesiyle birlikte adeta renk cümbüşüne dönüşen, sarı, kızıl ve turuncunun muhteşem uyumunu sunan Gümüşhane dağları doğa doğaseverleri kendine çekmeye devam ediyor.

    Kurulduğu 2008 yılından bugüne kadar her 2 haftada bir doğa yürüyüşü etkinliği düzenleyen Gümüşhane Dağcılık, Doğa Sporları ve Gençlik Derneği (GÜDAK), sonbaharın tüm güzelliklerini doyasıya yaşamak, muhteşem doğal güzellikleri keşfetmek için sonbahar mevsimine özel her hafta program yapmaya başladı.

    Üst üste düzenlenen yürüyüş etkinlikleri artan bir taleple devam ederken programa katılan sporcu ve doğaseverler şehrin göz kamaştıran ormanlarını, manzaralarını, göl ve göletleriyle şelale ve yaylalarını keşfediyor.

    Bu haftaki yürüyüş parkuru Söğütağıl köyünün 2 bin 160 metre rakımlı Madenin Sırtı mevkiinde İsmet Şişman’ın 35 metre yüksekliğindeki kayayı asma köprüyle birleştirerek yaptığı seyir terası, asma köprü ve dağ evinden başladı.

    Etkinliğe katılan 41 sporcu Söğütağıl köyünden başladıkları yürüyüşte taş evleri, camisi ve köye adını veren çeşmeleriyle ünlü Akpınar köyüne, oradan da sonbaharın renkleriyle bezenen ormanların içinden Süle köyündeki gölete ulaştı.
    Burada yemek molası verip fotoğraf çekilen sporcular daha sonra yine ormanlık alandan geçerek toplamda 14 kilometrelik parkuru tamamlayarak Süle köyü merkezinde yürüyüşü sonlandırdı.

    Gümüşhane’nin büyülü sonbaharını yaşamak isteyen herkesi etkinliklerine katılarak doğanın ve sporun keyfini çıkarmaya davet eden GÜDAK Başkanı Mustafa Akbulut, Türkiye’de sonbaharın en ihtişamlı ve rakım farkı nedeniyle en uzun süreli yaşandığı şehirlerden birisi olan Gümüşhane’de düzenledikleri sonbahar yürüyüşlerinin hem doğanın tadını çıkarmak isteyenler için hem de spor yapmak isteyenler için ideal bir fırsat sunduğunu söyledi.

    “Herkesi sonbaharın renkleriyle boyanan Gümüşhane dağlarında sonbaharın tadını çıkarmaya davet ediyoruz”

    Etkinliklere katılanların aynı zamanda şehrin tarihi ve kültürel zenginliklerini de yakından gözlemleme fırsatını bulduklarını ifade eden Akbulut, “Sonbaharın renk cümbüşü Gümüşhane’deki yürüyüş etkinliklerimizle birleşerek unutulmaz bir deneyim sunuyor. Gümüşhane sonbaharın en güzel yaşandığı şehirlerden birisi. Bu güzellikleri keşfetmek için mevsim boyunca her hafta etkinlik yapıyoruz ve yoğun bir ilgiyle karşılaşıyoruz. Bu hafta yaptığımız etkinliğe her yaş grubundan, her meslek grubundan 41 kişi katıldı. Bu talepler bizim yaptığımız etkinliklerin şehrin tanıtımına olan katkısını doğrudan gösteren bir durum.

    Gümüşhane yüksek dağlarının yanında Karadeniz’e yakın ilçelerinin varlığı nedeniyle rakım farkının çok yüksek olduğu bir bölge. Bu nedenle sonbaharın coğrafya üzerindeki muhteşem güzelliklerini yüksek kesimlerde başlayıp alçak kesimlerde Kasım ayına kadar gözlemleyebiliyoruz. Bu minvalde arkadaşlarımızla bu güzellikleri herkesin görüp yaşaması için her hafta etkinlik düzenliyoruz ve yoğun bir ilgiyle karşılaşıyoruz. Herkesi sonbaharın renkleriyle boyanan Gümüşhane dağlarında sonbaharın tadını çıkarmaya davet ediyoruz” diye konuştu.

  • Yılda 300 kat çoğalabiliyor

    Yılda 300 kat çoğalabiliyor

    Fındık başta olmak üzere tarım ürünlerine ciddi zarar veren, insan sağlığı açısından bir tehlike oluşturmayan kahverengi kokarca, yaz mevsimi sonunda kışlamak için özellikle ev, depo gibi korunaklı alanları tercih ediyor. Ordu’da son günlerde özellikle Fatsa ve Perşembe ilçelerinin yanı sıra Altınordu, Ünye ve Gülyalı ilçesinde görülen kokarcalar, fındık hasat sezonunun ardından üreticiler tarafından sık karşılaşılıyor. Bir yıl ömrü olan, zirai, tuzak ve mekanik mücadele edilen kahverengi kokarca, bıraktığı yumurtalar ile 300 kata kadar çoğalabiliyor.

    “Kışı geçirmek için evlere ve kuru yerlere giriyorlar”

    Türkiye Ziraat Odaları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Arslan Soydan, 2017 yılından bu yana Karadeniz Bölgesi’nde görülen kahverengi kokarcaya, özellikle fındık hasat sezonu sonrasında çok sık rastlandığını söyledi. Soydan, “2023 yılının bahar aylarındaki fındıkta ilaçlama dönemi, yağmurların çok yağmasından dolayı iyi geçmedi. İlimizin özellikle Fatsa ve Perşembe bölgesinde yoğunluk olmakla beraber Ünye, Altınordu ve Gülyalı ilçelerinde de görülüyor. Son günlerde özellikle evlerde görülmeye başladı çünkü kışı geçirecekler. Kalmak için evlerin çatılarında, samanlık ve balkonlarda yani her boşluğa girmeye çalışıyorlar” diye konuştu.

    “Toplu ilaçlamayı hedefliyoruz”

    Kahverengi kokarca ile ilgili vatandaşların sürekli olarak bilgilendirildiğini ve toplu bir şekilde ilaçlama yapılması gerektiğini aktaran Soydan, “Şu anda samanlık, ev ve balkonların ilaçlanması gerekiyor. Şu anda her noktada kokarca olduğu için bütün kurumlarımızın mücadele içerisinde olması gerekiyor. En kısa zamanda toplu ilaçlamayı hayata geçirmeyi hedefliyoruz” ifadelerine yer verdi.

    “Fındık ve diğer tarım ürünlerine ciddi zarar veriyor”

    Kahverengi kokarcaların fındık başta olmak üzere tüm tarım ürünlerine ciddi zarar verdiğine dikkat çeken Soydan, “İnşallah ne kadar aza indirirsek o kadar iyi olacak. Kokarca şu anda konuşlandıktan sonra ve kışı geçirdikten sonra özellikle bahar döneminde fındık bahçelerine inecek. Sadece fındığa zarar vermiyor, kivi ve diğer tarım ürünlerine de ciddi zararlar oluşturuyor. Üreticilerimiz burada panik yapmasınlar, en iyi mücadeleyi yapmak zorundayız” şeklinde konuştu.

    “Bir yıl ömrü var, 300 kat çoğalabiliyorlar”

    Bir yıllık ömrü olan kahverengi kokarcaların çok hızlı bir şekilde çoğaldıklarını ifade eden Soydan, şunları söyledi:
    “Hızlı bir çoğalma şekli var, 25-30 civarında yumurtlayarak, bunlardan 300’lere yakın bir böcek oluşuyor. Yaşama süresi uzun ve bir yıl kadar ömrü var. Oksijen ve beslenme ile çok problemi olmayan uzun süre dayanıklı olan, kıştan bahara kadar bir şey yemeden durabilen bir şekli var. Hem pis kokulu, diğer canlılar da bunlara yaklaşmıyor. Burada vatandaşlarımızın imha etmeleri lazım. ne kadar imha edersek bahar dönemine o kadar az görülür.”

  • İstiridye yetiştiriciliği için büyük adım

    İstiridye yetiştiriciliği için büyük adım

    Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, yürüttükleri çalışmalar ile ülkede balık yetiştiriciliğinde olduğu gibi diğer su ürünleri yetiştiriciliğinde de ilerlemeler kaydedildiğini bildirdi.

    “İllerimizde yapılan midye yetiştiriciliğinde 50 bin tonluk kapasiteye ulaştık”

    Çift kabuklulardan olan ve deniz suyunu organik temizleyip yem ve tatlı su tüketmeyen midyenin Türkiye’de yetiştiriciliğinin 2015 yılında başlatıldığını, halihazırda yılda 5 bin 500 ton üretim gerçekleştirildiğini vurgulayan Yumaklı, şu bilgileri aktardı:
    “Su ürünleri yetiştiriciliği alanında ülkemizin sahip olduğu potansiyeli değerlendirmek amacıyla başlattığımız çalışmalar kapsamında, midye yetiştiriciliğinde önemli bir yol katettik. Teşvik kapsamına aldığımız midye yetiştiriciliği için destekleme ödemesi yapıyoruz. Bununla birlikte ülkemizde halen Sinop, Bursa, Yalova, Balıkesir, İzmir, Muğla ve Çanakkale illerimizde yapılan midye yetiştiriciliğinde 50 bin tonluk kapasiteye ulaştık. Bu kapasitemizi kullanmak ve üretim miktarımızı daha yukarılara taşımak için çalışmalarımızı kararlılıkla sürdürüyoruz.”
    Bakan Yumaklı, dünyada su ürünleri pazarında önemli bir yere sahip diğer bir ürünün istiridye olduğunu belirterek tatlı su tüketmeyen bu ürünün de yem verilmeden yetiştiriciliğinin yapılabildiğine dikkati çekti.

    “Sektörden gelen talebi de değerlendirerek özellikle uygun alanlarda istiridye yetiştiriciliğini başlatmayı planlıyoruz”

    İstiridye yetiştiriciliğinde Fransa başta olmak üzere İspanya, Çin, Avustralya ve Yeni Zelanda’nın önemli bir pazar payına sahip olduğuna işaret eden Yumaklı, şu değerlendirmelerde bulundu:
    “Sektörden gelen talebi de değerlendirerek özellikle uygun alanlarda istiridye yetiştiriciliğini başlatmayı planlıyoruz. Bu sayede Marmara ve Karadeniz’de doğal olarak var olan ancak nesli tehlikeye girmiş istiridye tekrar kaynaklarımıza kazandırılacak. İhracatta önemli bir rakamı yakaladığımız balıkta olduğu gibi diğer su ürünlerinde de yetiştiriciliğimizi geliştirerek ülkemize gelir kazandırmayı hedefliyoruz. Bu çerçevede Bakanlığımız Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğümüz ve FAO iş birliği ile Çift Kabuklu Yetiştiriciliğinin Geliştirilmesi Çalıştayı düzenlendi. Çalıştayın çıktılarını değerlendirip Bakanlık olarak yol haritamızı oluşturacağız ve en kısa zamanda ülkemizde de istiridye üretiminin başlaması için düğmeye basacağız.”

    Dünyada 9 milyar dolarlık pazara sahip

    Dünyada 6 milyon ton üretime sahip istiridye yetiştiriciliğinin yaklaşık 9 milyar dolarlık pazarı bulunuyor.
    Başlatılan çalışmalar doğrultusunda, Türkiye’de 5 yıl içinde 10’un üzerinde üretim çiftliği kurulması ve buralarda 5-10 bin tonluk üretim yapılması öngörülüyor. Türkiye’nin bu üretimden gelirinin ise 100 milyon dolara yaklaşabileceği değerlendiriliyor.

  • MSB’den ‘Barış Pınarı Harekatı’ paylaşımı

    MSB’den ‘Barış Pınarı Harekatı’ paylaşımı

    MSB, 4 yıl önce başlatılan ‘Barış Pınarı Harekatı’ ile ilgili paylaşımda bulundu. MSB tarafından gerçekleştirilen paylaşımda “4 yıl önce bugün başlatılan Barış Pınarı Harekâtı ile Kahraman Mehmetçik, PKK/YPG ve DEAŞ terör örgütlerine büyük bir darbe indirdi. Terör koridoru hayali kuran teröristleri hendeklere gömen Kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerimizi selamlıyor, şehitlerimizi rahmetle anıyoruz. Kahraman Gazilerimize de sağlıklı ve mutlu uzun ömürler diliyoruz” ifadelerine yer verildi.

     

  • Ekonomi Nobeli sahibini buldu

    Ekonomi Nobeli sahibini buldu

    Nobel Ekonomi Ödülü’nü kadın emeğinin rolü üzerine çalışan ABD’li Claudia Goldin kazandı. Claudia Goldin, Harvard Üniversitesinde ekonomi tarihi ve emek ekonomisi üzerine çalışıyor.

    Goldin, ABD Ulusal Ekonomik Araştırma Bürosu Ekonomi Çalışma Grubu’nda eş direktör. Daha çok kadın emeği üzerine yaptığı çalışmalarla biliniyor.

    Goldin yaklaşık 1 milyon dolarlık ödülün sahibi olacak.

    Ödül töreni 10 Aralık’ta düzenlenecek.

  • Dev lahanaların hasadı başladı

    Dev lahanaların hasadı başladı

    Sivas’ta ev hanımlarının turşu ve sarma yapmak için kullandığı lahanaların hasadı başladı. Her yıl Mayıs ayı ile birlikte toprakla buluşturulan lahana tohumları, Ekim ayı ile birlikte hasat edilmeye başlandı. Lahana sarması ve kışlık turşu yapmak isteyen vatandaşların öncelikli tercihi olan Sivas lahanası, sıfırın altında 20 dereceye kadar dayanabiliyor.

    Tamamen doğal yöntemlerle yetiştirilen Sivas lahanasının ağırlığı 40 kilograma kadar ulaşabiliyor. Ekim ayında başlayan hasat, yılbaşına kadar devam ediyor.

    “Bu lahanalar ata tohumu, dışarıdan gelen tohumlardan değil”

    Sivas lahanasının özelliklerini anlatan üretici Mustafa Gücer, “Bu lahanalar ata tohumu, dışarıdan gelen tohumlardan değil. Bu lahanalarla sarma yaparlar, tuşu yaparlar. Bu lahana diğer lahana cinslerine göre daha güçlü ve tatlı olur. Hasat soğuklar gelene kadar, don olana kadar sürer. Bunları biz Mayıs ayında diktik ve şimdi hasat ediyoruz. Metre kareye bir tane dikeriz biz, mesela burası 15 dönüm ve burada 15 bin lahana var. Eskiden 50 kilolara kadar oluyordu ama şimdi 25-30 kilo anca oluyor” dedi.

    “Bu lahanalar sıfırın altında 15-20 derecelere kadar dayanır”

    Lahana satışı yapan perakende sebze hali esnafı Ferhat Çobanoğlu ise Sivas lahanasının ağır kış şartlarına dayandığını söyleyerek, “Bir haftadır lahana hasadı başladı. Bizde ürünleri buradan alıp tezgâhımızda satıyoruz. Sivas lahanasını üreten sayıyı çiftçimiz kaldı, bu durum bizi üzüyor. En büyüğü 35-40 kilogramağırlıklara ulaşan lahanalarımız var. Bu lahanalar sıfırın altında 15-20 derecelere kadar dayanır. Sivas’ta yaşayan vatandaşlar turşu yapmak için soğuk havayı bekler, lahananın üzerine kırağı yağıp donacak ki turşusu olsun.

    Donan lahanayla yapılan turşu dayanıklı oluyor, barlanma olmuyor, erime olmuyor. Mayıs ayına adar yapılan turşuyu yitebiliyorlar. Lahana suyu pek sevmeyen bir ürün olduğu için belli aralıklarla sulanması gerekir. Bu sene etkili olan aşırı yağış lahanalara hastalık getirdi, onun sıkıntısını yaşıyoruz. Aşırı yağışlardan dolayı bazı tarlar hiç olmadı, bazıları ürün alamadı” ifadelerine yer verdi.

  • Eylülde en çok borsa kazandırdı

    Eylülde en çok borsa kazandırdı

    Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Eylül ayı Finansal Yatırım Araçlarının Reel Getiri Oranları’nı açıkladı. Buna göre, aylık en yüksek reel getiri, yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) ile indirgendiğinde yüzde 3,14, tüketici fiyat endeksi (TÜFE) ile indirgendiğinde ise yüzde 1,81 oranlarıyla BIST 100 endeksinde gerçekleşti.

    Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde; yatırım araçlarından mevduat faizi (brüt) yüzde 1,69, dolar yüzde 3,16, külçe altın yüzde 3,59, euro yüzde 5,18 ve Devlet İç Borçlanma Senetleri (DİBS) yüzde 11,45 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi. TÜFE ile indirgendiğinde; mevduat faizi (brüt) yüzde 2,96, Amerikan Doları yüzde 4,41, külçe altın yüzde 4,83, Euro yüzde 6,41 ve DİBS yüzde 12,59 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi.

    BIST 100 endeksi, üç aylık değerlendirmede; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 26,01, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 19,35 oranlarında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı oldu. Aynı dönemde DİBS, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 28,27, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 32,06 oranlarında yatırımcısına en çok kaybettiren yatırım aracı oldu.

    Altı aylık değerlendirmeye göre BIST 100 endeksi; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 23,06, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 18,33 oranlarında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı olurken, aynı dönemde DİBS, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 39,75, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 42,06 oranlarında yatırımcısına en çok kaybettiren yatırım aracı oldu.

    Yıllık değerlendirmede en yüksek reel getiri BIST 100 endeksinde gerçekleşti

    Finansal yatırım araçları yıllık olarak değerlendirildiğinde BIST 100 endeksi; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 65,47, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 51,04 oranlarında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı oldu.

    Yıllık değerlendirmede, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde; yatırım araçlarından külçe altın yüzde 13,96 ve euro yüzde 7,83 oranlarında yatırımcısına reel getiri sağlarken; dolar yüzde 0,01, mevduat faizi (brüt) yüzde 21,57 ve DİBS yüzde 43,30 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi. TÜFE ile indirgendiğinde külçe altın yüzde 4,02 oranında yatırımcısına reel getiri sağlarken; euro yüzde 1,57, doları yüzde 8,73, mevduat faizi (brüt) yüzde 28,42 ve DİBS yüzde 48,24 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi.

  • Tarlada 5 markette 30 lira

    Tarlada 5 markette 30 lira

    Malatya’nın Doğanşehir ilçesinde çiftçilerin önemli gelir kaynaklarından biri olan elmada hasat dönemi başladı. Yüzlerce dönüm üzerine dikili ağaçlarda yetişen elmalar, tüccarlar vasıtasıyla dalından satın alınarak sebze-meyve haline götürülüyor. Meyve suyu fabrikalarının da alıcısı olduğu elmalar kilogram başına tarlada 3 ila 5 lira arasında alıcı bulurken, Doğanşehir Ziraat Odası Başkanı Burhan Tanışık, ilçede soğuk hava depolarının olmaması nedeniyle çiftçinin kazanamadığını söyledi.

    Hasadın sürdüğünü belirten Tanışık, mutlaka ilçelerinde bir soğuk hava deposunun yapılması gerektiğini söyledi. Bu sorunun çözülmemesi durumunda elmaların para etmeyeceğini ifade eden Tanışık, “Şuanda ölü fiyatına meyve suyu fabrikasına veriyoruz. Bunun yanı sıra yakın illere de satışımız sürüyor. Bizim elmanın aroması ve rengi hiçbir yerde yok ama sahibi de yok. Biz bu elmaları değerlendiremiyoruz” dedi.
    Önceki dönemlerde 28 bin ton olan elmanın rekoltesinin bu yıl 20 binlere kadar düştüğüne de dikkat çeken Başkan Tanışık, “Böyle giderse 1-2 seneye daha da düşer rekolte. Bu nedenle yetkililerden canı gönülden soğuk hava deposu yapılmasını istiyoruz Bu olmasa kalanı da gidecek” ifadelerine yer verdi.

    Bu yıl kaliteli ürünlerinin olduğunu belirten Tanışık, tarla ile markette yaşanan fiyat farkının kapanması adına da çiftçinin soğuk hava deposu sorunun çözülmesi gerektiğini söyledi. Bu konuda Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan’ın kendilerine söz verdiğini de hatırlatan Tanışık, önümüzdeki dönemde bu sorunun ortadan kalkacağına inandığını ifade etti.