Etiket: güncelhaber

  • Asırlık üzüm ağacı verimi şaşırtıyor

    Asırlık üzüm ağacı verimi şaşırtıyor

    Hakkari’nin Derecik ilçesine bağlı Koryürek köyünde bulunan ve yaklaşık 200 yıllık olduğu belirtilen üzüm ağacı, yaşına rağmen verimi eksilmiyor.

    10 metre yüksekliğindeki üzüm ağacının her bir dalındaki üzüm salkımlarının bolluğu köylülerin yoğun ilgisini görüyor. Ağacın yaşını tam olarak bilmediklerini ifade eden Suat Yılmaz,

    “Ağacın yaşı en az 200 yıllık olduğunu dedelerimizden aldığımız bilgidir. Her yılın eylül ayında da olgunlaşma evresini geride bırakıyor. Bu asırlık üzüm ağacın bol bol verimi olabiliyor. En keyifli tarafı da devasa ağaca tırmanarak üzümü dalından almaktır. Bu sene üzüm bağlarımız külleme nedeniyle hiç verim almadık ama bu üzüm ağacı bakımını yapmaksızın kendi doğallığına bırakıyoruz. Bu ağacın en önemli bir özelliği de yıllardır verimini bozmadan hasat alabilmemizdir. Bu üzüm ağacı bütün köylülerin ortak üzüm ağacıdır” dedi.

  • 10 parmağında 10 marifet

    10 parmağında 10 marifet

    Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi (EBYÜ) Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu (BESYO) Spor Yöneticiliği bölümü mezunu Selahattin Abdullah Yılmaz, henüz 1,5 yaşındayken geçirdiği ateşli rahatsızlık sonucu duyma kabiliyetini kaybetti. 2 yaşında işitme cihazı kullanmaya başlayan Yılmaz, ilkokul, ortaokul ve liseyi babasının da destekleriyle engelli okulunda değil normal okullarda tamamladı. Yılmaz, arkadaşlarını ve öğretmenlerini duymakta zorluk çekse de konuşmasını ilk olarak buralarda geliştirdi ve şuanda uzmanlığı bulunan dudak okuma özelliğini o dönemlerde geliştirdi. Daha sonra yaşıtlarından geri kalmayarak üniversite sınavlarına hazırlanan Yılmaz, Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu bölümünde eğitimine devam etti. Spora olan ilgisini okuduğu üniversiteyle de perçinleyen Yılmaz, badminton, masa tenisi, futbol, voleybol, atletizm gibi spor dallarında sayısız başarı, madalya ve kupalar elde etti. Zamanının büyük bir kısmını spor yaparak geçiren Yılmaz, Erzincan Gençlik Merkezi’nde ise uzun yıllardır gönüllü olarak faaliyetlere katılıyor. Etrafında ki insanlara da neşe kaynağı olan genç azmi ve başarılarıyla görenlere ilham kayağı oluyor.

    ‘Sessiz bir dünyada hayatımı yaşıyordum’

    Selahattin Abdullah Yılmaz, küçük yaştan beri yaşadığı zorlukları, sessiz bir dünyada yaşıyormuş gibi hissederken hayata sporla tutunduğunu belirtti. Yılmaz konuşmasında, “Ben Selahattin Abdullah Yılmaz, 21 yaşındayım. Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi BESYO Spor Yöneticiliği bölümü mezunuyum. 1,5 yaşında ateşlenme ve havaleden iki kulağımı da kaybettim. İki kulağım da duymuyor, işitme engelliyim. 2 yaşında işitme cihazı kullanmaya başladım. Anaokuluna gidene kadar işitme cihazı kullanıyordum ve konuşamıyordum. Anaokuluna ilk gittiğimiz zaman devlet okuluna kabul etmemişlerdi, işitme engelliler okuluna gönderin demişlerdi. Babam Milli Eğitim Müdürü ile konuşunca beni devlet okuluna almışlardı. Arkadaşlarım normal konuşan ama ben işitme engelliydim. Çok zorluklar çektim. Sessiz bir dünyam varmış gibi bir hayatım vardı. İlkokul, ortaokul ve lise de hep devlet okuluna gittim. Spora hevesim vardı. Sporda da ilk badmintona başladım ve sanki benim arkadaşım gibiydi. 2017’de Badminton Türkiye Şampiyonası’na hazırlanmıştım. Türkiye 3. olmuştum. Daha sonra görmüş olduğunuz madalyalarımı kazanmaya başladım.

    Sadece badmintonda değil, birçok sporla uğraştım. Masa tenisinde Türkiye 3. oldum. Bowling de Türkiye 3. oldum. Tekvando da, karate de, futbol da, voleybol da, atletizm de hemen hemen tüm branşlar da uğraştım. Hevesim vardı, seviyordum spor yapmayı. Sadece spor da yapmıyordum. Aynı zaman da işaret dili tercümanıyım, işaret dili ile iletişim kurabiliyorum, konuşabiliyorum. İşitme cihazı kullanarak duyabiliyorum. Normalde dudak da okuyorum. İnsanlar konuştukları zaman dudaklarını okuyabiliyorum. Erzincan Gençlik Merkezi’nde de gönüllüyüm. Önceden bu kadar eğlenceli değildim. Yalnızca spora gidip gelirdim. 7-8 senedir gönüllü gencim. Gençlik Merkezi’nde aktif olarak faaliyetlere katılıyorum. Erzincan Gençlik Merkezi’nde ilk işitme engelli benim. Buraya geldiğimde herkes beni güler yüzle samimi bir şekilde karşılıyorlar. Ben azmimle, inancımla, pes etmedim mücadelemle bir şeyleri başardım ve şuan çok mutluyum” dedi.

    ‘İşaret dili ile işitme engellilere tavsiye verdi’

    Yılmaz son olarak da işaret dili ile konuşma yaparak kendi gibi olan işitme engelli vatandaşlara tavsiyede bulundu. Yılmaz konuşmasında, “Benim gibi işitme engelli arkadaşlarım var. Onlar için işaret dili yapıyorum. Benim gibi olanlara tavsiyem var. Hiçbir zaman kaybetmezsin, çalışırsan başarırsın ve hedefin varsa ulaşırsın” ifadelerini kullandı.

  • Balı ‘taş’tan çıkarıyor

    Balı ‘taş’tan çıkarıyor

    Seydişehir’e bağlı Ortakaraören Mahallesi’nde yaşayan Şakir Cırık, Toroslardaki Sayalı Yaylası’nda kayaların arasındaki önceden belirlediği kovuklara, arıların yuva yapması için katran ağacından elde ettiği reçineyi sürüyor. Cırık reçinenin kokusuna gelerek kovuklara yerleşen arıların yaptığı doğal balı sonbaharda topluyor.

    “Bu bal yüzde yüz doğal”

    Şakir Cırık dedesinden öğrendiği yöntemle yıllardır yaylada arıcılık yaptığını anlatarak, “Toroslar’da yıllardır bu yöntemle doğal bal elde ediyorum. Hiçbir katkı maddesi olmadan, arının kendi ürettiği peteğe yaptığı balı topluyorum. Bu bal yüzde yüz doğal. Yerleşim yerlerinden, fabrikalardan uzakta bin 700 metre yükseklikteki yaylada hiçbir kimyevi madde olmayan çiçeklerden toplanan özlerle yapılıyor” dedi.
    İlkbaharda çok basit şekilde hazırladıkları kovuklara giren arıların sonbahara kadar bal yapmasını beklediklerini, ardından da balı hasat ettiklerini anlatan Cırık, “Bu işte en büyük yardımcım eşim. Aldığımız balı dostlarımıza ikram ediyoruz, kendimiz tüketiyoruz. Balını aldığımız arıları kovanlara alıp kışın yiyecekleri kadar bal koyarak yayladaki diğer kovanlarımızın yanına götürüyoruz” ifadelerini kullandı.

    “Mevsim şartlarına göre aldığımız bal miktarı değişiyor”

    Cırık, yayladaki yaklaşık 10 kaya kovuğundan her yıl bal aldıklarını belirterek, “Mevsim şartlarına göre aldığımız bal miktarı değişiyor. Doğal balın özel müşterileri var. En başta şeker hastaları, öksürüğü olanlar, akciğer hastaları, astım ve bronşit hastalığı olanlar, büyüme geriliği bulunanlar, çocuklar, halsizlik yaşayanlar için gelip benden bal alırlar. Bizler de büyüklerimizden gördüğümüz gibi her sabah bir kaşık bu baldan alırız. Ne şekerimiz olur ne kolesterol, doktora gitmeden yaşarız. İlk kez tadanlar daha önce böyle bir bal yemediklerini söylüyor, ertesi yıl yine almaya geliyor. Birçok derde şifa diyebilirim” şeklinde konuştu.

  • Serbest piyasada döviz fiyatları

    Serbest piyasada döviz fiyatları

    İstanbul Kapalıçarşı’da 27,1360 liradan alınan dolar 27,1380 liradan, 28,9060 liradan alınan euro ise 28,9080 liradan satılıyor. Son kapanışta dolar 27,03 liradan, euro ise 28,99 liradan satılmıştı.

  • Ayılar piknikçilerin sofrasına oturdu

    Ayılar piknikçilerin sofrasına oturdu

    Nemrut’a piknik yapmak için gelen bir grup, ayıların yanlarına gelmesiyle kamp yerlerini bırakarak uzaklaştılar. O esnada piknikçilerin yemeklerini yiyen anne ayı ve iki yavrusu vatandaşları korkuturken, piknikçilerin “Biraz da bize bırak” demeleri ise komik anlar yaşattı. Kır yürüyüşüne çıkan Dr. Öğr. Üyesi Cihan Önen, o anları cep telefonu kamerasıyla kayda aldı.

    Ayıların piknikçilerin sofrasına oturduğunu söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Cihan Önen, “Geçenlerde Nemrut’ta kır yürüyüşüne çıktım. O esnada bir bağrışmalar geldi. Bağrışmaların olduğu yöne gitti. Davetsiz anne ayı ve yavruları piknikçilerin sofrasına oturmuş ve sofrada bulunan pastaları, börekleri tüketmektelerdi. Tabi insanlar bir şoka girdiler, ne yapacaklarını bilemediler. Daha sonra bağırarak uzaklaştırmaya çalıştılar.

    Tabi ben uzun yıllardan beri bölgede olduğum için insanlara, ayılar konusunda nasıl davranacakları hakkında gerekli telkinlerde bulundum. Çok şükür herhangi bir kaza bela olmadan ayılar da bir süre sonra oradan uzaklaştılar” dedi.

  • “Balık tezgahları beklenen ilgiyi görmedi”

    “Balık tezgahları beklenen ilgiyi görmedi”

    Zonguldak’ta av sezonun kalkmasının 21’inci gününde de beklenen balık bolluğu yaşanmadı. Tezgahlarda hamsinin kilogramı 70 TL, istavritin kilogramı 100 TL’den satıldı. Vatandaşların fiyatları yüksek bulduğunu, tezgahlara beklenen ilgiyi göstermediğini anlatan balıkçı Zeki Beybeyoğlu, “Bu sene balık mevsimi başladı. Bugün 21’inci günümüz. Balıkta beklendiği gibi bir bollukla karşılaşamadık. Ağustos 15’inden sonra palamut balığı başlaması gerekirdi. Ama şuanda hiç yok. Ara ara geliyor böyle. Tezgahımızı istavrit ve hamsi süslüyor.

    Onlarda bolluk var mı, onlarda da yok. Bolluk olduğu zaman fiyatlara yansıyor. Fiyatlar 100 TL, 70 TL ve 50 TL bandında değişiyor. Bolluğa göre fiyatlar değişiyor. İnsanlar bize kızıyor ‘balık niye pahalı’ diye. Bolluk olunca zaten fiyatları düşürüyoruz. Ama bolluk olmayınca fiyatlar yükseliyor. Şuanda beklenen gibi balık bolluğu olmuyor” dedi.
    Umutlarının hamsi olduğunu ifade eden Beybeoğlu, “Bu sene umudumuz hamside. Hamsi garibanın zenginin ortak noktası. Hamsiyi sevmeyen aile yoktur. Havalar soğumadı. Havalar soğuyunca hamsi olacak. Havaların soğumasıyla hamsi bolluğu bekliyoruz” dedi.

  • Terörle yerli ve milli cihaz

    Terörle yerli ve milli cihaz

    Savunma sanayii tarafından geliştirilen yer altı görüntüleme cihazları teröristlerin yakalanması, mağara ve sığınakların tespitinin yanı sıra yaşanabilecek afetlerde de afetzedelerin yer tespiti için imkan sağlıyor. Cihaz, yüzyılın afetinde de enkaz altında kalanların yer tespitinde önemli rol oynayarak birçok insanın canlı olarak kurtarılmasına vesile oldu.

    Zonguldak’ta cihaz üzerinde uygulamalı eğitimler alan İl Jandarma Komutanlığı’nda görevli jandarma personeli, su altına dalış yapan Jandarma Su Altı Arama ekibinde yer alan dalgıcın yerini başarıyla tespit etti. Su altı arama kurtarma, mağara, sığınak arama gibi alanlarda kullanılan cihaz, deprem gibi doğal afetlerde de depremzedelerin yer tespiti için imkan sağlayacak.

    “Sığınak, mağara, tünel ve gömülü mühimmatın tespitinde de kullanılıyor”

    Firma yetkilisi Remzi Başbuğ, “Birkaç fonksiyona sahip olan cihazımızdır. Bilindiği üzere geçirmiş olduğumuz deprem felaketinde de kullanılmıştı. Enkaz altı canlı tespitinde yüksek başarı göstermiştir. Sadece enkaz altında canlı tespitinin dışında da birçok arama faaliyetlerinde de kullanılmaktadır. Bunlardan kısaca bahsedeyim. Sığınak, tünel, mağara tespiti veya gömülü olan mühimmat tespitinde Jandarma Genel Komutanlığımız tarafından kullanılmaktadır. Cihazımız Jandarma Genel Komutanlığı ile bizim tarafımızdan geliştirilmiş bir cihazdır. Cihazımız TSK’nın ve Jandarma Genel Komutanlığı’nın dışında da arama kurtarma faaliyetlerinde AFAD ve sivil arama kurtarma olarak da kullanıma aktiftir. Cihazımız ormanlık alanda kayıp şahısların tespitinde, deprem bölgesindeki çökmüş binaların altında veya çökmüş ahşabın altında kullanılmaktadır” dedi.

    “Eğitimler yaşanabilecek afetlerde eğitimli kullanıcının hazır konumda olmasını sağlıyor”

    Yaşanabilecek afetlerde de cihazın kullanılabileceğine dikkat çeken Başbuğ, “İnşallah yaşamayız ama olması beklenilen ilerleyen dönemlerdeki depremlerde de arama kurtarma faaliyetlerinde başrol oynayacağını düşünmekteyiz. Çünkü enkaz altında kalmış kişiler tabii ki köpekler ve ses dinleme cihazları ile tespit ediliyor ama cihazımız da bilindiği üzere geçtiğimiz depremde de çok başarılı bir şekilde kullanıldı. Uzaktan tam noktasına ve derinliğine varana kadar yaşanabilecek bir depremde kullanılır. Şu anda vermiş olduğumuz eğitimde de yaşanabilecek bir deprem durumunda eğitimli personelin ve eğitimli kullanıcının fazlalaştırılması ve hazır konumda olmasını sağlamaktır. Tedbirler bu şekilde alınmaktadır” diye konuştu.

    “Su altındaki canlı veya cansız kişiyi tespit edebiliyor”

    Filyos’ta gerçekleştirilen eğitime ilişkin konuşan Başbuğ, “Buradaki eğitimlerimiz bir hafta boyunca devam ediyor. Önümüzdeki hafta da devam edecek. Bu faaliyetimiz su altında bulunan veya kayıp bir kişinin nasıl tespit edileceğine dair eğitim faaliyeti vermekteyiz. Toprak altı, göçük altı ve aynı zamanda su altı tespitinde de kullanılmaktadır. Su altındaki canlı veya cansız bir kişinin nasıl tespit edilebileceğine dair bilgiler aktarmaktayız” şeklinde konuştu.

  • Mısır hasadına başlandı

    Mısır hasadına başlandı

    Bir milyon 200 bin civarında küçükbaş ve 3 bin büyükbaş hayvan varlığı ile Türkiye’nin önemli hayvancılık kentlerinden biri olan Muş’ta 36 bin dekara ekilen silajlık mısırın hasadına başlandı. Tarım ve Orman İl Müdürlüğünün düzenlediği programda, Muş Valisi Avni Çakır’ın biçerdöver makinasının direksiyonuna geçmesi ile hasat başladı. Daha sonra gazetecilere açıklamada bulunan Vali Çakır, sözleşmeli tarımın yaygınlaşması ile çiftçinin teknik yönden desteklenmesinin başarıyı getireceğini ifade ederek, “Türkiye’nin en bereketli 3’üncü büyük ovasına sahibiz.

    Devlet olarak biz bu verimli toprakların önemini biliyoruz. Muş Ovasının yüzde 45 olan sulama alanlarını projelerimizle hayata geçirdiğimizde, hedefimiz ilk etapta yüzde 55, daha sonra ise yüzde 100’dür. Tarımın yanı sıra bölgemiz hayvancılık bölgesidir. Dolayısıyla hayvancılığın gelişmesi yönünde bu yem bitkileri çok önemli. Ben Türkiye’nin her yerini karış karış bilen biri olarak Muş’un bereketli topraklarında yetişen böyle bereketli mahsul görmedim. Dolasıyla bu topraklarımızın bereketini de gösteriyor. Sözleşmeli tarımın yaygınlaşması için çiftçilerimizin teknik yönden desteklenmesi bize başarıyı getirir. Muş’u tarımla Çukurova’dan sonra Anadolu ve Ege ile yarışır bir halde görmek için el ele vereceğiz” dedi.

    Tarım ve Orman İl Müdürü Mehmet Gün ise yaptığı konuşmasında, Muş’ta büyükbaş ve küçükbaş hayvan sayısı bakımından çok iyi bir yerde olduğunu söyledi. Gün, ”İlimiz ve ülkemiz açısından hayvanların kaba yem ile beslenmesi çok önemli bir yer tutmaktadır. Bunlardan biri de silajlık mısırdır. Özellikle süt sığırcılığı ile silajlık mısırın büyük bir önemi vardır. 2023 yılında silajlık mısır ekiminde ilimizde 36 bin dekar alanda 240 bin ton hasat beklemekteyiz. Bu da il ekonomisine 260 milyon lira katkıda bulunacaktır” diye konuştu.

  • Çayla geçen çeyrek asır

    Çayla geçen çeyrek asır

    Çeyrek asır önce babasının yanında işe başlayan kahvehane işletmecisi Rahmi Aksoy, o günden bu yana eline aldığı çay tepsisinden vazgeçemedi. 40 yıl kahvehane işleten babasından işin inceliklerini öğrenen Aksoy, babadan kalma mesleği devam ettiriyor. Her gün sabahın erken saatlerinde gelip ocağını açarak çayını demleyen Aksoy, müşterilerine günde binlerce adım atarak çay servisi yapıyor. Evinin geçimini sağladığı mesleğini severek yaptığını belirten Aksoy, “Kendim nasıl çay içiyorsam, müşterilerime de aynısını veriyorum. Kalite ve temizlik bu işin olmazsa olmazı” dedi.

    “Önce kaynamış su sonra çay”

    Çay demlerken öncelikle kaynamış suyun ardından da yeteri miktarda çayın demliğe konulmasının en doğru çay demleme yöntemi olduğunu belirten kahvehane işletmecisi Rahmi Aksoy, “Vatandaşlarımız çay demleyecekleri zaman önce çayı sonrasında da kaynattıkları suyu ekliyorlar. Bu şekilde çayı demlemek yerine, haşlamış oluyoruz. Önce 100 derecede kaynamış duyun demliğe dökülmesi ardından da istenilen miktarda çayın konulması gerekiyor. Bu şekilde yapılan işlemle çayı en doğru şekilde demlemiş oluyoruz. Önce kaynamış su sonrasında çay bu sıra en doğru olandır. Ben de o şekilde hazırlıyorum ve bu işlemin ardından çayı yaklaşık yarım saat kadar demlenmeye bırakıyorum. Bu sıralama sonucunda içimi mükemmel bir çay ortaya çıkar. Tabi burada kullanılan çay da önemli” dedi.

    “Her ne meslek yapıyorsan önce ‘dürüst’ olacaksın”

    Günde ortalama bin bardak çay satışı yaptığını ve işinde dürüstlüğe önem verdiğini belirten Aksoy, “Her meslek gibi bu meslek de para kazandırıyor. Çok şükür evimin rızkını yıllardır buradan temin ediyorum. Her ne meslek yapılırsa yapılsın, önce işi dürüst yapacaksın. Kendi çayımı nasıl yapıp içiyorsan müşteri de aynısını içecek. Önceliğim temizlik ve kalite. Bunlardan asla ödün vermedim vermeyeceğim. Sabah 6’da buraya geliyorum, akşam 6’da gidiyorum. 12 saat ayakta kalıyorum. Sigara ve alkol kullanmıyorum. Çay satışı yapmak için her gün binlerce adım atıyorum. Bu da benim günlük sporum oluyor. Sigara ve alkol kullanmıyorum, sağlık sorunum da yok. Gücümün yettiği yere kadar, elden ayaktan düşene kadar bu mesleğe devam ettireceğim” ifadelerini kullandı.
    Uzun yıllardır Aksoy’un kahvehanesinden çay içtiklerini ve çayını çok beğendiklerini söyleyen vatandaşlar da, “Rahmi bey işini severek yapıyor. Uzun yıllardır her gün namaz vakitlerinden sonra mutlaka buraya gelir çayımızı yudumlarız. Lezzetinden ve kalitesinden bu zamana kadar ödün vermedi, ne zaman gelsek çayın tadı hep aynı” ifadelerini kullandı.

  • MSB: “Karabağ Azerbaycan toprağıdır”

    MSB: “Karabağ Azerbaycan toprağıdır”

    Ukrayna tarafından “Tahıl Koridorunun Rusya olmadan devamına” yönelik yapılan teklife ilişkin değerlendirmesi sorulan Milli Savunma Bakanlığı kaynakları, Türkiye’nin tahıl anlaşmasının daha önce olduğu gibi dörtlü olarak devamından yana olduğunu belirtti. Bu yöndeki temas ve girişimlerin devam ettiğini ifade eden kaynaklar, “Yeni bir teklif masamızda değil” dedi.
    Azerbaycan’ın Karabağ’da gerçekleştirdiği antiterör operasyonuna Türkiye’nin fiili olarak destek verip vermediğine ilişkin soru üzerine kaynaklar, Ermenistan’ın 10 Kasım’daki ateşkesin yükümlülüklerini yerine getirmediğine, bölgedeki istikrarsızlığı körüklediği ve gerilimi tırmandırdığına dikkati çekti.

    Ermenistan’ın Karabağ’daki gayrimeşru silahlı unsurları desteklediğini, bölgede istikrarsızlığa neden olacak faaliyetlerde bulunduğunu, mevzi kazmak, sınır ihlalleri gibi provokatif eylemleri gerçekleştirdiğini belirten kaynaklar, şu açıklamalarda bulundu:
    “Türkiye olarak her zaman dediğimiz gibi Azerbaycanlı kardeşlerimizin haklı davalarında tüm imkanlarımızla yanındayız. Askeri eğitim iş birliği, ordunun modernizasyonu faaliyetlerine uzun süredir devam ediyoruz. Azerbaycan ve Türk ordusunun aynı standartlara kavuşmasına yönelik çalışmalarda belli bir aşamaya gelindi. Azerbaycan ordusunun operasyondaki başarısı, gelinen aşamayı göstermesi bakımından önemli. Azerbaycan Silahlı Kuvvetlerinin kendi operasyonudur. Sonuç olarak Karabağ Azerbaycan toprağıdır, bunun dışında bir statünün dayatılması asla kabul edilmeyecektir.”

    Ortak Merkez’deki çalışmalar

    Türkiye’nin Azerbaycan’daki mayın temizleme çalışmalarına ilişkin soru üzerine kaynaklar, Ermenistan’ın bölgeyi yoğun olarak mayınladığını belirtti. Azerbaycan ordusunun Tek Vatan Harekatı’nı başarıyla tamamlamasının ardından bölgedeki mayınların temizlenmesine yönelik harekete geçildiğini belirten kaynaklar, Türk Silahlı Kuvvetlerinin bu konudaki eğitici eğitimleri ile çalışmaların devam ettiğini bildirdi.
    Türk-Rus Ortak Merkezinin çalışmalarına ilişkin soru üzerine kaynaklar, 30 Ocak 2021’de faaliyetlerine başlayan merkezin çalışmalarını sürdürdüğünü aktardı. Merkezin İHA’lar dahil kendi keşif ve gözetleme teçhizatlarıyla ihlalleri tespit ettiğini veya her iki taraftan gelen ihlal bildirimlerini takip ettiğini aktaran kaynaklar, yapılan çalışmalarla gerekli tedbirlerin alınmasının sağlandığını, raporlama işlemlerinin yapıldığını belirtti.

    ABD Dışişleri Bakanlığının 2023 Yılı İnsan Ticareti Raporu’nda Türkiye aleyhine yönelik ifadeye ilişkin soru üzerine, Dışişleri Bakanlığınca açıklama yapıldığını hatırlatan kaynaklar, asıl ABD’nin Suriye’de desteklediği unsurların, terör örgütü PKK/YPG’nin çocukları ailelerinden zorla alarak silah verdiğinin BM raporları dahil birçok raporda yer aldığına dikkati çekti.