Etiket: güncelhaber

  • Yüksek Hızlı Tren uçağı solladı

    Yüksek Hızlı Tren uçağı solladı

    Ankara-Sivas arasında 26 Nisan 2023 yılında açılışı yapılan Yüksek Hızlı Tren hattında beklenilenin üzerinde yolcu yoğunluğu yaşanıyor. Açılış töreninden önce depremzedelerin taşınmasında kullanılarak hizmete alınan hat ile Sivas-Ankara arasında seyahat süresi konvansiyonel trenle 12, otomobille 5 saat sürerken, Yüksek Hızlı Trenle 2,5 saate düşmüş oldu. İlk ayarda karşılıklı 4 sefer düzenlenirken, geçtiğimiz aylarda sefer sayısı karşılıklı 8 sefere çıkartıldı. Sefer sayısını iki katına çıkartılmış olmasına rağmen yolcular halen bilet bulamamaktan yana sıkıntılı.

    Uçağı solladı

    Seyahatlerinde Yüksek Hızlı Treni tercih edenlerin sayısı her geçen gün artarken, Temmuz ve Ağustos aylarında Yüksek Hızlı Treni tercih edenlerin sayısı uçağı tercih edenlerin iki katına çıktı. Sivas’ta Temmuz ayında 45 bin 150 yolcu uçakla seyahat ederken, 77 bin 703 yolcu Yüksek Hızlı Treni tercih etti. Ağustos ayında ise 42 bin 150 yolcu uçakla seyahat ederken 84 bin 183 yolcunun tercihi Yüksek Hızlı Tren oldu.

    Karamollaoğlu yanıldı

    Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, 13 Mayıs 2018 tarihinde Sivas’ta düzenlediği mitingde ki konuşmasında, hızlı trenin hizmet olmadığını, hızlı tren ile Sivas’tan göçün hızlanacağını belirterek, “Biz Sivas’a o kadar sahip çıktık ki şimdi hızlı treni getiriyoruz diyorlar. Ya mübarek hızlı trenin Sivas’a getireceği bir fayda demeyelim de kolaylık diyelim. Nedir o? Göçü hızlandıracak. Adam otobüsle gidip sıkıntı çekeceğine trene binip İstanbul’a biraz daha hızlı gidecek. Bu hizmet değil” ifadelerini kullanmıştı.

    Daha ekonomik ve daha konforlu

    Uçağa kıyasla Yüksek Hızlı Treni tercih eden yolcular, trenin uçağa oranla daha ekonomik ve konforlu olduğunu belirtti. Kaan Selçuk Çetindaş isimli yolcu, “Ekonomik olması tek tercih sebebim. Uçak ile hızlı trenin konforu eşit seviyede diyebilirim” dedi.
    Esra Gök isimli yolcu ise, “Hızlı tren ile geldim. Yolculuğumuz güzeldi. Ankara üzerinden geldik. Normalde Antalyalıyım. Antalya’dan Ankara’ya gelmiştik, Ankara’dan arkadaşım ile buluştuk ve hızlı tren ile Sivas’a geldik. Tren yolculuğu güzeldi hızlıydı. Daha önce uçağa da bindim hızlı tren daha ekonomik” dedi.

    Nildem Duman da, “Yolculuğum iyi geçti. Memleketime geldim, mutluyum. Tren konforu iyiydi hızlıydı. Bizi üzmedi. Otobüsle Muğla’dan Ankara’ya geldim. Ankara’dan da hızlı trenle Sivas’a geldim. Hem daha kısa sürdü hem de ekonomik olarak daha iyiydi. Ayriyeten havalimanına gitmekte bir süre ve ekonomi istiyor” şeklinde konuştu.

  • Yarın adaylığını ilan edecek

    Yarın adaylığını ilan edecek

    Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası (Eğitim-İş) Genel Başkanı Kadem Özbay’ı ziyaret etti. İkili arasında Eğitim-İş Genel Merkez binasında gerçekleştirilen görüşme yaklaşık 45 dakika sürdü. Görüşmenin ardından basın açıklamasında bulunan Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın seçim öncesi mülakatın kaldırılacağına dair ifadeleri ve Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in öğretmenlik alımında mülakat yapılacağına dair açıklamaları sorulması üzerine, “Daha önceki açıklamalarımda şu anda var olan siyasal iktidarın ahlaki ve siyasi meşruiyetinin olmadığını söylemiştim. Ahlaki ve siyasi meşruiyeti olmayan bir iktidarın ülkenin sorunlarını çözemeyeceğini de biliyoruz. ‘Ben mülakatı kaldıracağım’ deyip, seçim meydanlarında halka vaatte bulunanlar, seçimi kazandıktan sonra ‘ne mülakatı, mülakatı kaldırmayacağız. Mülakat gibi mülakat yapacağız’ diyorlar” diye konuştu.

    “Bugünkü TBMM, AK Parti’nin ve MHP’nin oylarıyla yolsuzluk dosyalarını kapatan bir meclistir”

    Kılıçdaroğlu, kamu görevlisine hakarettin kaynaklı hakkında açılan davayı değerlendirerek, “Sarayın talimatıyla dava açılabilir. Davayı açan da davayı açma talimatını veren de Kemal Kılıçdaroğlu’nu tanımıyor. Kılıçdaroğlu, haksızlığa boyun eğecek bir adam değildir. Kılıçdaroğlu, rüşvet alanların takipçisidir. Kılıçdaroğlu’nu toplumun tanımasının temel nedeni yolsuzluk dosyaları konusunda verdiği mücadeledir. TBMM, Gazi Meclis değildir. Bugünkü TBMM, AK Parti’nin ve MHP’nin oylarıyla yolsuzluk dosyalarını kapatan bir meclistir. Bugünkü TBMM, yine AK Parti ve MHP’li milletvekillerinin oylarıyla; ‘Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nda yolsuzluk yapanlar hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılamaz’ diye kanun çıkaran bir meclistir” ifadelerini kullandı.

    “(İYİ Parti’nin 81 ilde kendi aday kararı) Bir siyasi partinin aldığı kararı saygıyla karşılayacağız”

    İYİ Parti Sözcüsü Kürşat Zorlu’nun, Genel İdare Kurulu (GİK) toplantısı sonrası 81 ilde kendi adaylarıyla seçime gireceklerine dair açıklamalarının hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, “Bir siyasi partinin aldığı kararı saygıyla karşılayacağız. Bir siyasi parti diyor ki biz bağımsız olarak seçimlere gireceğiz. Biz, saygıyla karşılayacağız. Seçimden sonra zaten kurduğumuz ittifak bitti, bunu daha önce de söyledik. İttifak seçim dönemlerinde olur. Biz daha önce ittifakın daha uzun süreli olmasını istememizin temel nedeni; iktidara geldiğimizde neler yapacağımız konusunda Ortak Mutabakat Metni’ni hazırlamaktı. Onu yaptık biz” açıklamalarında bulundu.

    “Yarın Özgür Bey adaylığını ilan edecek”

    Kılıçdaroğlu, CHP’li Özgür Özel’in adaylığını açıklayacağına dair iddialara ilişkin ise şöyle konuştu:
    “Gayet güzel. CHP, diğer partiler gibi değildir. CHP’de her üyenin genel başkan olma hakkı vardır. Benden önceki bütün kurultaylarda dahil çok sayıda genel başkan adayı çıkmıştır. Demokratik yollarla adaylıklarını ilan ederler. Adaylıklarını ilan etmeleri için biz genel merkezimizde gerekli yerleri tahsis ederiz, her türlü ikramı sağlarız. Bunlar çıkarlar, adaylıklarını ilan ederler. Yarın Özgür Bey adaylığını ilan edecek. Daha sonra İstanbul’dan bir başka arkadaşımız, ‘ben de genel merkeze adaylığımı ilan edebilir miyim?’ diye mektup yazmış. Elbette adaylığınızı ilan edebilirsiniz diye hemen yanıt verdik. CHP kavgaların partisi değil. ‘Sen olamazsın, ben olurum. O zaman ben senin ayağını kaydırayım’ gibi bir düşüncemiz asla yok. Herkes özgürce genel başkan adayı olur, özgürce yarışır. Sonuçta delegelerimiz ya da partililerimiz karar verecekler, biz ona saygı gösteririz.”

  • Kuaförler çırak bulamıyor

    Kuaförler çırak bulamıyor

    Adana’da 41 yıldır erkek kuaförü olan Ahmet Uluçay, yanlarında mesleği öğretebilecek ve işi devredecekleri çırak bulamadıkları için sıkıntı çektiklerini ve bu durumda muzdarip olduklarını belirtti. Uluçay, “Bizler kuaför olarak yanımızda çalıştıracak çocuklar bulamıyoruz. Bunun sonucunda meslekler bitiyor. Bu sadece kuaförlükle ilgili değil. Tüm mesleklerde, demircilikten tutun tornacılığa, terziliğe, kaportacılığa birçok sektör yanlarında yetiştirecek ve bu nesli sürdürecek kendilerine ekip arkadaşları bulamıyorlar” dedi.

    “Çocuklar sosyal medyadan para kazanmayı düşünüyor

    Uluçay, ”Günümüzde sosyal medyanın da yardımıyla çocuklar para kazanmayı düşünüyorlar, çalışıyorlar. Bizler çırakken, ustalarımızın yanına gittiğimizde annelerimiz babalarımız demişlerdi ki ustaya eti de senin, kemiği de senin. Ama günümüzde çocuklar yine geliyorlar, anne baba çok istiyor. Bir gün iki gün kalıyor, sıkıya geliyor ve hemen kaçıyorlar. Ama maalesef ki bu şekilde meslek bitiyor” diye konuştu.

    “Devlet çıraklık okulundaki öğrencilere katkıda bulunuyor”

    Devletin mesleklere çıraklık okulu vasıtasıyla destek verdiğine dikkat çeken Uluçay, şunları kaydetti:
    “Devlet çıraklık okulunda okuyan çocukları asgari ücretin dörtte birini veriyor. Aynı zamanda açık liseyi lise diploması almış oluyor. Bizle ilgili kuaförlükle ilgili veya başka sektörle ilgili diplomasını alıyor. Kalfalık belgesi ile beraber diplomasını alıyor. Açık liseden mezun oluyorlar. Asgari ücretin dörtte birini alıyorlar. Aslında devletin yapmış olduğu bu çok iyiydi. Aileler belki bunları bilmiyorlar. Bilmeleri gerekiyor. Biz de buradan yanımızda yetiştirecek adamlar belki buluruz. Umarım yanımızda yetiştirecek çırak buluruz. Biz bu sanatı birilerine bırakmamız gerekiyor.”

    “41 yıldır kuaförüm, yetiştirebileceğim yanımda bir elemanım var sadece”

    41 yıldır kuaför olduğunu dile getiren Uluçay, ”Yanımda şu an bir tane elemanım var. Yetiştirebileceğim bir tane elemanım var. Yani şu an bizim son zamanlarda yetiştirdiğimiz elemanlar kısıtlı. Benim gibi birçok ustalar tek çalışıyor. Bizim buna buradan bir mesaj vermemiz gerekiyor. Ailelerin de bunu bilmeleri gerekiyor. Çıraklığa gönderdiklerinde, açık liseyle beraber ustaların yanına yolladıklarında devletin vermiş olduğu imkanlardan yararlanarak ve ustaların yardımlarıyla bu işin üstesinden geleceğimizi düşünüyorum” diye konuştu.

  • Toplandı, kurutuldu sıra kırmakta

    Toplandı, kurutuldu sıra kırmakta

    kendisi yapmak yerine kırma ve kavurma işlemini son yıllarda artan kırma ve kavurma hizmeti veren işletmelerde yaptırıyor.
    Karadeniz’in en önemli tarım ürünleri arasında yer alan fındıkta Ağustos ayında başlayan hasat işleminin ardından yapılan kurutma işlemi tamamlandı. Kimi üreticiler kurutma işleminin ardından fındığını tüccara satarken, kimi üreticiler ise tüketeceği fındığı yörede son yıllarda sayıları artan kırma ve kavurma işletmelerine getiriyor. Üreticiler fındığını kırılmış, kavrulmuş ve vakumlanmış paketlerde belli bir ücret karşılığı teslim alıyor.

    Mustafa Dereköylü, Ortahisar ilçesindeki işletmesinde yaptığı kırma, kavurma ve paketleme işleminin vatandaşların yoğun ilgisini çektiğini söyledi. Topladığı fındığını tüketmek isteyen vatandaşların işletmeye getirdiği fındığı aynı gün içerisinde kavurarak geri alma imkanını yakaladığını belirten Dereköylü, kilogram fiyatı 12-25 TL arasında değişen kırma işleminin yanı sıra vatandaş kendi fındığının fındık unu ve ezmesi olarak da alabiliyor.
    Fındıkta yapılan kırma, kavurma ve paketleme işlemleri ile ilgili bilgiler veren İsko Fındık sahibi Mustafa Dereköylü, kendi bahçesinin fındığını kırıp kavurmak satmak için böyle bir proje düşündüğünü belirterek “Giresun’a gittim, fındık tesislerini gezdim. Ardından bu işi yapmaya karar verdim. Herkesin fındığına ayrı ayrı işlem yapıyorum. Kabuklu fındığı alarak kırıyorum, kavuruyorum. İsterse sadece kırıp vakumlayarak veriyorum. İsterse kırıp kavurup veriyorum. Bunan yanı sıra fındık unu ve fındık ezmesi de yapıyorum. Bal ve pekmezli fındık çeşitleri oluyor” dedi.

    “Yöre halkı artık kendi fındığını çerez olarak tüketmeye başladı”

    “Bizler sayesinde vatandaş artık kendi fındığını yemeye başladı” diyen Dereköylü “Daha önce vatandaş fındığını tanımıyordu sadece tüccara veriyordu. Şimdi vatandaşların belli bir kısmı fındığını bizde işletiyor ister kavrulmuş ister çığ olarak ya hediye veriyor ya da satıyor. Fındık ezmesi yaparak satanlar bile var. Fındığın piyasa değerini artık yabancılar değil biz vermeye başladık. Önceden kızıyorduk, Almanlar bizim fındığımızın fiyatını niye belirliyor diye. Biz fındığı işlemediğimiz için kabuklu fındığı onlar alıyordu. Başka kimse almıyordu. Tüccara gittiğimiz zaman fındığımızı aldığı için mutlu oluyorduk. Biz sadece fındık toplama ve tüccara satmayı biliyorduk. Şimdi artık benim bu yaptığım iş gibi böyle işletmelerde çoğalıyor. Artık herkes kendi fındığını işleyip satabilecek. Satmasa bile kendi fındığını çerezlik olarak evinde tüketebilecek. Artık iç piyasada fındık fazla rağbet görmeye başladı. Trabzon fındığı randıman olarak düşük. Akçaabat, Vakfıkebir, Beşikdüzü, Giresun tarafında doğru gittikçe randımanlı oluyor. Bu fındığını işlemesi kolay oluyor” diye konuştu.

    “Bu işlemler ilkel şekilde yapılıyordu”

    Kırma ve kavurma işlemlerinin önceden ilkel şekilde yapıldığını kaydeden Dereköylü, “Önceden bu işlemler ilkel şekilde yapılıyordu. Vatandaş bu işi çok beğendi. Onlar için çok büyük bir kolaylık. Vatandaş artık fındık yiyor. Eskiden kendini 10 kilogram fındık ayırıyordu. Bu fındığı kırıp, kavurup yiyemiyordu. 1 sene sonra diğer fındıkla satıyordu. Fındığı vatandaşa aynı gün içerisinde teslim edebiliyoruz. Sabah getiriyorlar hazırlayarak akşama teslim ediyoruz. Fiyatlarımız oldukça makul düzeyde. Kırma fiyatı 12 TL’den başlıyor 25 TL’ye kadar çıkıyor. Bu sene randıman düşüklüğü var. 48 gelen randımanlar 46 geliyor. Giresun taraflarının randımanı yüksek geliyor” şeklinde konuştu.

    “Önceden genellikle soba üzerinde bu işlem yapılıyordu”

    Topladığı fındığı arkadaşlarına hediye göndermek için paketlemek isteyen Ertuğrul Bayram ise “Fındığı artık kırma işlemi geldi. Topladığımız fındığı arkadaşlarımıza hediye olarak göndermek için 1 kilogramlık yaparak göndermek istedik. Önceden genellikle soba üzerinde kavurup evde kendimizi kırıyorduk. Şimdi artık her şey değişti. Bu sistem işleri kolaylaştırdı” ifadelerini kullandı.

  • Turistler Bayburt’a hayran kaldılar

    Turistler Bayburt’a hayran kaldılar

    Bayburt’un sakin, huzurlu, havasının temiz olduğunu kaydeden 23 yaşındaki Jannik Westerholz, bu nedenle Bayburt’u çok sevdiğini vurguladı. Bununla birlikte Türkiye’nin en büyük 3’üncü kalesi olan Bayburt Kalesinin görkemli haline hayran kaldığını sözlerine ekleyen Westerholz, gezi rotalarını tamamladıktan sonra Almanya’ya döneceklerini, başka tarihlerde arkadaşlarıyla birlikte yeniden Türkiye’ye geleceklerini, Türkiye’nin çok güzel bir ülke olduğunu ifade etti.

    Şehir merkezinden bisikletleriyle geçen Alman turistlere meraklı gözlerle bakan Bayburtlular, “Bayburt’a hoş geldiniz, karnınız aç mı?” diyerek misafirperverlikliklerini gösterdiler. Gördükleri sevgi karşısında şaşkınlıklarını gizleyemeyen Alman turistler Bayburtlulara tercüman aracılığıyla teşekkür ederek, şükranlarını sundular. Türkiye’nin birçok ilinde insanların kendilerine sevgi gösterisinde bulunduğunu kaydeden, Westerholz, “Türkiye çok güzel, insanı çok misafirperver bizi gören herkes bizimle çok güzel ilgileniyor, hepsine çok teşekkür ediyorum” dedi.

  • Kütüphanenin çatısının içinden yükseliyor

    Kütüphanenin çatısının içinden yükseliyor

    “Köyün ortak giderlerine destek oluyor”

    Dikyar Mahallesi’nde bulunan köy kütüphanesi, yaklaşık 30 yıl önce köy halkının katkılarıyla yapıldı. Kütüphanenin yanında bulunan ceviz ağacı zamanla yapılan tadilat ve genişleme çalışmalarından etkilendi, neredeyse binanın içinde kaldı.

    Ancak köy sakinleri her defasında ceviz ağacın zarar görmemesi için özenli davrandı. Kütüphanenin üzerinin çatı ile kapatılması aşamasında ise ilginç bir yola başvuruldu ve ceviz ağacı çatının ortasından geçirilmesi sağlandı.

    Şimdilerde çay içip kitaplarını okuyan vatandaşlara gölgelik olan ceviz ağacı aynı zamanda üzerindeki cevizlerin hasadıyla köyün ortak giderlerine katkıda bulunuyor.

    “Hem kütüphane hem de ceviz ağacı yaşayacak”

    Köy sakinlerinden emekli öğretmen Göral Kayabumin (83) ve emekli müfettiş Cevdet Özer (70), bu hassasiyetle hem kültürel miraslarını koruma konusundaki kararlılıklarını hem de çevre duyarlılıklarını ortaya koyduklarını belirterek, “Asırlık ceviz ağacıyla bir arada yaşamaya devam ediyoruz.

    Köy kütüphanesi hem okuma meraklılarına hizmet vermeye devam ediyor hem de çevreye saygı noktasında bir farkındalık oluşturuyor. Burada topladığımız cevizleri köy camisinin ihtiyaçları başta olmak üzere ortak giderlerde kullanıyoruz. Canımız sağ oldukça kütüphane ve ağacımızı birlikte korumaya devam edeceğiz. Herkesi de çevreye ve özellikle ağaca karşı duyarlı olmaya davet ediyoruz” dedi.

  • “Yer altı kaya yerleşkesi” keşfedildi

    “Yer altı kaya yerleşkesi” keşfedildi

    M.Ö. 1. Yüzyıl’da kurularak M.S. 8. Yüzyıl’a kadar yerleşim amacıyla kullanıldığı tahmin edilen ve ortaya çıkarılan mozaikler dolayısıyla “Karadeniz’in Zeugması” olarak adlandırılan Hadrianaupolis Antik Kenti’nde yeni bulgular ortaya çıktı.
    Karabük Üniversitesi (KBÜ) Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Kazı Başkanı Doç. Dr. Ersin Çelikbaş yönetiminde Hadrianopolis Antik Kenti’nde 2023 yılı kazı çalışmaları sürdürülüyor. Antik kentteki kazılarda 5 bin 500 yıl önce kullanılmaya başlanan, insanların yaşam sürdüğü yer altı kaya yerleşkesi keşfedildi. Gazetecilere açıklamalarda bulunan Kazı Başkanı Doç. Dr. Ersin Çelikbaş, Hadrianopolis sınırları içerisinde 2022 yılında tespit edilen yer altı kaya yerleşkesindeki kazı çalışmalarına bu yıl başladıklarını söyledi.

    “Buradaki çalışma tabii uzun soluklu bir çalışma”

    Bu yıl kazı çalışmalarını burada gerçekleştirdiklerini ve çalışmaların halen daha devam ettiğini ifade eden Çelikbaş, “Burada tabii daha öncesinde bilinen bir yer olduğunu duymuştuk. Yerine geldiğimizde bir tonozlu galeriyle bir salona ulaştık ve burada içerinin yoğun bir şekilde toprakla dolduğunu gördük. Aslında kazı çalışmalarımız bizim bir bakıma içerideki bu dolgu toprağı almakla başladı diyebiliriz. Dolgu toprağı aldıktan sonra ulaştığımız birinci salondan farklı noktalara giden yine galeriler ortaya çıktı. Bu galerileri takip ettikçe ikinci salona ulaştık. İkinci salonda da yine üç noktada biz farklı yönlere giden, galerileri gördük. Toprak kalktıkça içerideki bilmediğimiz gözle göremediğimiz galeriler de ortaya çıkmaya başladı ve bu galerilerden bir tanesi büyük bir salona ulaştığını da gördük. Bu salondan ise yine içerideki toprak dolguyu kaldırmaya devam ettikçe farklı noktalara giden yine galeriler tespit ettik. Buradaki çalışma tabii uzun soluklu bir çalışma. Bunu 2023 yılı içerisinde bitirmemiz mümkün değil. Buradaki çalışmaları biz ekibimizle birlikte önümüzdeki yıl da devam etmeyi düşünüyoruz” dedi.

    “Batı Karadeniz’de böyle bir kaya yerleşkesinin varlığı gerçekten bizi heyecanlandırdı”

    Yer altı kaya yerleşkesinin öneminden bahseden Çelikbaş, “Tabii bu tip kaya yerleşkeleri yani yer altı yerleşkeleri daha çok Anadolu’da Kapadokya’yla özdeşleşmiş bir kültür varlığı. Hiç aklımıza gelmeyen bir noktada yani Batı Karadeniz’de, Karabük sınırları içerisinde böyle bir kaya yerleşkesinin varlığı gerçekten bizi heyecanlandırdı ve şaşırttı” diye konuştu.

    “Arkeolojik veriler 5 bin 500 yıl öncesinde kullanıma başladığını bize gösterdi”

    Alanda yapılan kazı çalışmalarında ulaşılan keşifleri aktaran Çelikbaş, şunları kaydetti:
    “Kazı çalışmaları sonucunda arkeolojik somut veriler bize bu kaya yerleşkesinin Kalkolitik Dönemden itibaren yani günümüzden yaklaşık olarak 5 bin 500 yıl öncesinde kullanıma başladığını ve insanların burada iskan faaliyetlerini gerçekleştirdiğini bize gösterdi. Tabii burası sadece o dönemle sınırlı değil. Yine arkeolojik veriler bu kaya yerleşkesinin Kalkolitik Dönemden, özellikle Roma döneminde yoğun bir şekilde ve Bizans Dönemine kadar da kullanım gördüğünü bize göstermiş oldu. Gelecek yıl da burada yine o tespit ve kazısını henüz tamamlamadığımız galerilere 2024 yılı içerisinde devam edeceğiz ve gerçekten bizler de heyecanlı bir şekilde bu galerilerin hangi salonlara, bu yerleşkenin hangi birimlerine fonksiyonel açıdan hangi birimlere ulaşacağını biz de bekliyoruz. Çalışmalarımızı da bu şekilde planlayacağız.”

    Çelikbaş, yer altı kaya yerleşkesine girişi sağlayan galeriler içerisinde dikkat edilecek noktalardan bir tanesinin de galerinin içerisinde sağlı sollu olarak aydınlatma işleri yapılmış olması olduğunu kaydederek, “Burasının mumlarla aydınlatıldığını söyleyebiliriz. Yine bir diğer tespitimiz ise bu galerilerde birkaç tane hayvan kabartması da karşımıza çıktı. Dolayısıyla insanların burada yaşamlarını da sürdürdüğünü söyleyebiliriz. Ayrıca buranın bir dini bağlantısı var mı? Bunu da henüz tam olarak tespit etmiş değiliz ama bu konunun üzerinde de şu anda araştırmalarımıza devam ediyoruz. Tabii ilerleyen kazılar bu konuda bize daha çok veri sağlayacağınıdüşünüyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

  • Ders çalışmak için çadır kurdu

    Ders çalışmak için çadır kurdu

    Kahramanmaraş merkezli depremlerde en büyük yıkım Hatay’da yaşanmıştı. Asrın felaketinden ağır yaralar alan kentte, insanlar hayatlarını devam ettirebilmek için kendi çözümlerini üretiyor. Samandağ ilçesinde yaşayan depremzede Suadiye ailesi de evlatları için ilginç bir çözüm buldu. Aile, 15 kişinin birlikte yaşadığı evde ders çalışmakta sorun yaşayan evlatları için evin damına çadır kurdu ve ders çalışma ortamı oluşturdu. Görenlere ilginç gelen dam üstündeki çadır, Suadiye ailesinin 4 öğrencisinin yeni ders çalışma alanı oldu.

    “Herkese komik geldi ilk başta ama evlatlarımız öğrenci olduğu için bu süreçte yapabileceğimiz tek şey buydu”

    Evlatlarının ders çalışması için evin üzerine kurdukları çadırın çevredeki insanların dikkatini çektiğini belirten Sibel Suadiye, “Burası barındığımız, yaşadığımız alan. Asrın felaketinde evimiz yıkıldı, her şeyimizi kaybettik. Bu süreçte en önemli olan şey çocuklarımızın barınma alanlarında rahat olamayışları. Çalışma ortamlarının olamayışı. Biz bu çadırı burada kurmak zorunda kaldık çünkü kurabilecek alanımız yoktu. Herkese komik geldi ilk başta ama evlatlarımız öğrenci olduğu için bu süreçte yapabileceğimiz tek şey buydu. Etraftan da çok komik geldi. En doğrusu bu, çocuklarımızın ders çalışması için bu çadırı kurduk. Evde ilk başta 25 kişi yaşadık, şu anda 15 kişiyiz” dedi.

    Evin kalabalık olmasından dolayı adapte olmakta güçlük çektiğini dile getiren Sude Suadiye, “11. sınıf öğrencisiyim, derslerimi buradan yürütmeye çalışıyorum. Derslerim iyi gidiyor. Çoğu zaman adapte olmakta zorlanıyorum. Bütün aile aynı yerde kaldığımız için zorlanıyoruz” şeklinde konuştu.

  • “İniş ve kalkışa müsait durumda”

    “İniş ve kalkışa müsait durumda”

    Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, bugün Sabiha Gökçen Havalimanı’nda yapımı devam eden 2’inci pistte incelemelerde bulundu. Havalimanında kuleye çıkan Bakan Uraloğlu, anons yaparak uçaklara uçuş izni de verdi. İncelemelerin beraberinde Bakan Uraloğlu basına açıklamalarda bulundu.

    Uraloğlu, “Ülkemizin yurtdışına açılan en önemli kapılarından biri olan Sabiha Gökçen Havalimanımızın 2’inci pist ve yeni üst yapı çalışmalarını yerinde inceledik. Sabiha Gökçen Havalimanımız her geçen gün artan yolcu sayısı ve vatandaşlarımızdan gelen talep üzerine ciddi bir kapasite artışına ihtiyaç duymaktaydı. Bu nedenle Sabiha Gökçen Havalimanı’nı yenilikçi ve vizyoner bir bakış açısıyla geliştirmeye devam ediyoruz.
    Biliyorsunuz 2020 yılına kadar havacılık sektörümüz her yıl rekor artışlarla sürekli büyüyordu.

    Ancak 2020 yılı pandemi nedeniyle ulaşım sektörü açısından faaliyetlerin durduğu, 2021 yılı da salgın etkilerinin yavaş yavaş ortadan kalktığı bir yıl oldu. Ama 2021 yılında iç ve dış hatlarda yaklaşık 181 bin uçuş trafiği ile yaklaşık 25 milyon yolcu ağırlayan Sabiha Gökçen’de 2022 yılında bu sayı yaklaşık 31 milyon yolcuya yükseldi. 2023 yılının ilk 8 ayında da Sabiha Gökçen Havalimanı’nda yaklaşık 150 bin uçuş trafiği gerçekleşti.
    Bu sayı geçen yılın aynı döneminde 131 bin civarındaydı. Yine geçen yıl aynı dönemde yaklaşık 19 milyon 700 bin olan yolcu sayısı ise bu yıl 24 milyon 300 bine yükseldi. Geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 23’lük bir artış var ve önümüzdeki yıllarda bu sayının artarak devam edeceğini öngörüyoruz” dedi.

    “3 bin 540 metre uzunluğundaki 2’inci pist ile en geniş gövdeli uçaklar da havalimanımıza inebilecektir”

    İkinci pist hakkında konuşan Bakan Uraloğlu, “İkinci bir pist ile havalimanımızın kapasitesini ikiye katlayacak çalışmaları başlatmıştık. Ve bugün Sabiha Gökçen Havalimanımızın 2’inci pistini iniş ve kalkışa müsait duruma getirdik. ILS test ve devreye alma uçuş kontrol çalışmaları ve test uçuşlarımız devam etmektedir. 3 bin 540 metre uzunluğundaki 2’inci pist ile en geniş gövdeli uçaklar da havalimanımıza inebilecektir. 1 adet 3 bin 520 metre, 1 adet 3 bin metre ve 1 adet 2 bin 400 metre uzunluğunda 3 adet Paralel Taksiyolu da proje kapsamındadır. 2’inci pist ve hızlı çıkış taksi yolları ile pistten orta aprona ulaşımı sağlayan bağlantı Taksiyollarına ait inşaat, elektrik ve elektronik imalatlarını da tamamladık. Ayrıca 2. pist yapımının yanı sıra; 46 uçak kapasiteli Orta Apron, 40 uçak kapasiteli Kargo Apronu, teknik blok, itfaiye ve garaj binası gibi 19 bin m2 kapalı alana sahip üstyapı tesisleri, ve 91 metre yüksekliğinde Hava Trafik Kontrol Kulesi de kazanmış oldu. Yeni hava trafik kontrol kulemiz 9 Ocak 2023 tarihinde hizmete girmişti. O günden itibaren tüm ATM sistemleriyle birlikte 7/24 hava trafik operasyonuna hizmet vermektedir.

    Kargo Apronu beton kaplama imalatlarımız da devam ediyor. Projemiz çerçevesinde Sabiha Gökçen Havalimanı – Pendik Bağlantı Yolu’nun yer altına alınarak üzerinden ikinci pistin geçirilmesi için çalışmalarımız da var. O çalışmalar çerçevesinde da şu an da, doğu tüp içerisindeki güçlendirme ile Doğu ve Batı Tüp Pist Bölgesindeki kemer imalatlarını tamamladık. Terminal-3 Bölgesindeki kemer imalatları devam ediyor. Şu anda TEM bağlantı yolu trafiği doğu tüpten veriliyor. Batı tüp içerisindeki temel ve iç perde imalatlarına da başladık. Orhanlı Bölgesi yol geçiş ve altyapı deplase imalatlarımız da devam ediyor. Sabiha Gökçen Havalimanı’nın yapılışını Tuz Gölü’ne alabalık tesisi yapmakla özdeşleştirenler vardı. Uçağın inmediği yere havalimanı yapan başka ülke gördünüz mü? diye eleştiri yapıyorlardı. Proje çerçevesinde inşa ettiğimiz TEM Bağlantı Yolu ve Tüneli çalışmalarına anlam veremeyerek sosyal medyada dağ olmayan yere tünel yaptılar diye yalan yanlış paylaşımlar da yayınladılar. Bugün Sabiha Gökçen Havalimanı ülkemizde yolcu trafiğinin en çok olduğu ikinci havalimanımızdır” dedi.

    Uraloğlu, “1 milyar 650 milyon insanın yaşadığı, 11 trilyon dolar ticaret hacimli 67 ülkeye en fazla 4 saat uçuş mesafesinde olmak gibi coğrafi üstünlüğe sahibiz. Bu çerçevede 2003 yılında başlattığımız Bölgesel Havacılık Politikası ile havacılık sektöründeki kayıp yıllarını telafi etmekle kalmadık, havacılıkta ülkemizi küresel bir merkeze dönüştürdük. Geride bıraktığımız Ağustos ayında havalimanlarımızda yaklaşık 25 milyon yolcuya hizmet verdik. 2023 yılı ilk 8 ayda ise tüm havalimanlarımızda 143 milyon 360 bin yolcu ağırladık ve 2003 yılında 34 milyon olan yolcu sayısını neredeyse 5’e katladık. Yolcu sayısındaki artışlara baktığımızda Cumhuriyetimizin yüzüncü yılında havalimanlarımızı kullanan yolcu sayısının 220 milyona çıkarak yeni bir tarihi rekor kıracağımızı öngörüyoruz” diye konuştu.

  • Ayçiçeği hasadı başladı

    Ayçiçeği hasadı başladı

    Türkiye’nin tahıl ambarı olarak bilinen Konya’nın 38 bin 873 kilometrekare yüzölçümünün yüzde 47’si tarım arazisi olarak kullanılıyor. Konya, yaklaşık 6 milyon ton tahıl üretimiyle ülke ekonomisine büyük katkı sağlıyor. Konya Ovası’nda geçen yıl 675 bin dekar alanda ayçiçeği ekimi yapan çiftçiler ise bu yıl 640 bin dekar alanda üretim yapıyor.

    İlkbahar yağışlarının diğer ürünlerde olduğu gibi ayçiçeğinde de etkisini gösterdiğini belirten Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Konya Şube Başkanı Burak Kırkgöz, “Nisan yağışları diğer yeşil mahsullerde olduğu gibi ayçiçeğinde de etkisini gösterdi. Nisan yağışlarının iyi olması ayçiçeği bitkisinin çıkışının daha hızlı olmasına neden oldu. Bu da Konya yöresinde büyük bir alanda ayçiçeği ekilişi olduğunu dikkate aldığımız zaman çok önemliydi. Bu yıl da inşallah verimimiz güzel çıkacak diye tahmin ediyoruz yağışlardan dolayı. Çiftçilerimiz gerekli bakımlarını, gerekli sulamalarını, ihtiyaç duydukları dönemdeki gübrelerini verdiler” dedi.

    “Şu anda ilk biçilen tarlalarımızda bile verimlerimiz güzel”

    Ova genelinde bereketli bir sezon beklediklerini aktaran Burak Kırkgöz, “Bu yıl ayçiçeği ekiliş alanlarında biraz daralma oldu. Konya’da 675 bin dekarlık bir ekilişimiz vardı bir önceki yıl, bu yıl ise yaklaşık 640 bin dekar civarında bir ekim alanımız mevcut. Tabii bundaki en büyük unsurlardan biri, ayçiçeği fiyatlarının geçtiğimiz yıl biraz düşük olması çiftçilerimizin ayçiçeğinden diğer ürünlere yönelmelerine neden oldu. Bu yıl verimlerimiz güzel çıkıyor. İlk biçilen tarlalar çok verimli olmaz ama şu anda ilk biçilen tarlalarımızda bile verimlerimiz güzel. İnşallah ekiliş alanı düşmesine rağmen rekoltemizde bir kayıp olmaz diye temenni ediyoruz” şeklinde konuştu.

    “Ayçiçeğinde ekstra desteklemenin yapılması tüketiminin herhangi bir sıkıntıya girmesini engellemiş olacaktır”

    Ayçiçeği fiyatlarının yeni hasat döneminde çiftçinin beklentisinin biraz altında kaldığını anlatan Kırkgöz, “İnşallah ilerleyen dönemlerde de bu fiyatların biraz yükselmesini bekliyoruz. Tabii yükselmesi yağ fiyatlarını da doğrudan etkileyeceği için burada belki Bakanlığımız ekstra ayçiçeğine bir destek verebilir. Bununla ilgili görüşmeleri yapmaya devam ediyoruz. Ayçiçeği yağının pahalıya tüketilmemesi için fiyatların artışından ziyade ayçiçeğinde ekstra desteklemenin yapılması hem çiftçimizi memnun edecek hem de tüketiminin herhangi bir sıkıntıya girmesini engellemiş olacaktır” diye konuştu.