Etiket: güncelhaber

  • TBMM Başkanvekili Akbelen’de

    TBMM Başkanvekili Akbelen’de

    TBMM Başkanvekili Gülizar Biçer Karaca, Akbelen’de yapılan ağaç kesimine karşı çıkmak için mücadele eden doğaseverleri ziyaret etti. Akbelen’de köylüler ve doğaseverlerle birlikte basın açıklaması yapan Karaca, şöyle konuştu:

    “Dün akşam Sayın Genel Başkanımız’ın görevlendirmesiyle sabah yola çıktım Denizli’den. Milletvekili arkadaşlarımıza da bir çağrı yaptık. Çevrede bulunan milletvekili arkadaşlarımızla önce bugün sabaha karşı oldukça sert bir müdahale sonucunda gözaltına, gözaltına diyemeyeceğim çünkü bir gözaltı işlemi de yoktu. Ormanına, doğasına ve buradaki yurttaşlarımızla birlikte bir dayanışma duygusuyla, mücadelesiyle buradaki her bir ağaca sahip çıkabilmek için mücadele eden yoldaşlar, karakolun bahçesindeydi. Onlarla görüştük. Dört arkadaşla ilgili de gözaltı kararı verildi saatler sonra. Diğer arkadaşlarımız da ifadeleri alınarak serbest kalacaklar.

    “İKİ YIL ÖNCE BİR AĞACI KURTARMAK İÇİN ŞEHİT OLAN YURTTAŞIMIZ, NE İÇİN ŞEHİT OLDU?”

    Biz buraya geldik tam yukarıdaki bu katliama tekrar geldiği boyutu görmek için çıktığımız sırada yeni bir gözaltı işlemi uygulanmış. Şunu ifade etmek isterim: Bugün Marmaris yangınlarının iki yıl önceki Marmaris yangınlarının çıktığı gün. Hepimiz hatırlayalım. Burada bulunan, bulunmayan 100’lerce yurttaşımızla birlikte güvenlik güçlerimizle birlikte ve topyekûn bir ağacı kurtarmak için hep beraber seferber olmuştuk. Hatırlayın. Muğla’daki bir kardeşimiz, yangın söndürme mücadelesindekilere kendi olanaklarıyla su taşırken şehit olmuştu. Şimdi ben soruyorum buradan, bu ülkede bu iki şirketin çıkarını korumak için dilleri lal olmuş iktidara soruyorum: O iki yıl önce bir ağacı kurtarmak için şehit olan yurttaşımız, ne için şehit oldu? İki yıl önce o ağaçlar yanmasın diye topyekûn, her birimiz elimizdeki bütün olanaklarla su taşırken günlerce ormanlarımız yanmasın diye mücadele ederken bugün bu yaşanan katliam, neden? O gün korunan ormanlar bugün neden korunmuyor? O gün ormanlar korunurken iki şirketin çıkarı olmadığı için mi korundu? Bugün o iki şirketin çıkarları için mi korunmuyor?

    “DAKİKA DA BİR NEREDEYSE AĞAÇLAR İNDİRİLİYOR ARKADAŞLAR”

    Buradan sadece bir milletvekili değil, aynı zamanda TBMM Başkanvekili sıfatımla konuşuyorum. Dört yıl önce Akbelen’e geldiğimde bu yurttaşlarımız, yaşam alanlarının mücadelesini veriyordu. Az önce dün sayın Genel Başkanımız geldikten sonraki manzarayı gördük. Dün Genel Başkanımızın geçtiği güzergahtakiler tamamen yok olmuş, kesilmiş. Dakika da bir neredeyse ağaçlar indiriliyor arkadaşlar. Burası su havzası, şu anda büyükşehirlerin diğer illerin kalan su miktarını tartışır durumdayız. O zaman su havzalarını katletmek hangi akla, hangi vicdana sığıyor? Anayasa’da ormanları korumak, genişletmek görevi iktidarın, devletindir. Soruyoruz: Dönümlerce ormanı katledilirken o anayasal görevinin gereğini yerine getirmeyen iktidar, anayasal suç işlemiyor mu şimdi?

    “BUGÜN AĞAÇ DİKEREK BU AYIBI, BU SUÇU ÖRTBAS EDEMEZSİNİZ”

    Deniliyor ki şu kadar ağaç diktik. Bu ağaçlar kaç yılda bu hale geliyor? Bir ormanın orman olabilmesi için en az 50-100 yıl gerekir. Bugün ağaç dikerek bu ayıbı, bu suçu örtbas edemezsiniz. Az önce de talan edilen yerleri de gezdik. Bütün buralar o hale gelecek. Su havzaları yok olacak. Yangınlar, sel baskınlarıyla, iklim krizi ile mücadele ederken neden iklim krizini tetikleyecek bu katliama sessiz kalınıyor? Neden iki şirketin daha çok kar etmesi için sessiz kalınıyor? Bunu kabul etmeyeceğiz. Tüm yurttaşlarımıza şikayet etmeye devam edeceğiz. Ama bir şey daha burada ifade etmek isterim. Geçtiğimiz yıl Paris İklim Anlaşması’nı TBMM’de onayladık diyerek gerim gerim gerinip koltukları kabararak gezinen iktidar milletvekillerine de buradan sesleniyorum: Paris İklim anlaşması eğer kabul edilmişse, uygulanacaksa burada bu talanı yapamazsınız, izin veremezsiniz. Sıfır karbon derken bu talan böyle devam ederse sadece Avrupa’ya, dünyaya daha şık görünmek için, oradaki yeşil fonları cebe indirmek için Paris İklim Anlaşması’nı imzaladıysanız kimseyi kandıramazsınız. Tüm dünya buradaki katliamı, talanı görecek. O nedenle bu ülke hepimizin. Bizler, kuraklıkla, sellerle, ormansızlaştırmayla mücadele ederken sizler de aynı ülkede yaşıyorsunuz. Bütün yurttaşlarımıza buradan bir davet de çıkarmak istiyorum. Gelin Akbelen’i kurtarırsak Türkiye’yi de kurtaracağız. Ülkemizin her bir köşesinin, Anadolu’nun bağrına saplanmış bir hançerleri Akbelen’den çıkartabilirsek gerçekten yaşam hakkımız kazanacak. Birlikte kazanacağız. Tüm yurttaşlarımızı buradaki mücadelede dayanışma için davet ediyorum.”

  • Çeşme’de orman yangını

    Çeşme’de orman yangını

    Edinilen bilgiye göre, ünlü tatil merkezi Çeşme ilçesi Ildır Mahallesi’nde orman yangını başladı. Saat 15.45’de başlayan yangına 15.54’de ilk müdahale yapıldı.

    4 uçak, 7 helikopter, 23 arazöz ve iş makineleriyle yangının söndürülmesi için çalışmalar devam ediyor.

  • Reyhan otunun 24 saatlik serüveni

    Reyhan otunun 24 saatlik serüveni

    Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde üretilen ve reyhan adı verilen otun yapraklarından yapılan ve lezzetli, ferahlatıcı özelliğe sahip olan reyhan şerbeti vatandaşlar tarafından yoğun ilgi görüyor. Ferahlatan tadı ile harareti atmayı sağlayan reyhan şerbeti, reyhan otunun yapraklarının su, şeker ve limon ile harmanlanarak bekletilmesinden elde ediliyor. Yapraklardan gelen koku ve hafif nane tadı içeceğin damaklarda bıraktığı benzersiz aromayı oluşturuyor. Yaz aylarının vazgeçilmez ve geleneksel içeceği, göz hastalıklarına, mideye ve anksiyeteye iyi gelmesiyle de biliniyor. Ferahlatıcı içeceği içen vatandaşlar ise sıcak havalarda harareti alma konusunda çok iyi geldiğini belirterek herkesin reyhan şerbetini tatmasını tavsiye etti.

    “Gizemli aromaya sahip içecek”

    Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde üretilen bitkiden, işletmeye ait gizemli bir karışım ile yaz aylarında ferahlatıcı bir şerbet elde ettiklerini belirten Ökkeş Öztürk, “Reyhan şerbeti, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde yaygın olarak üretilen bitkiden biz yöresel içecek yapıyoruz. İçerisinde reyhan otunun yaprağı başta olmak üzere tarçın ve karanfil kullanıyoruz. Diğer kullandıklarımızın bilgisini veremiyoruz. İşletmemize ait özel karışım olduğu için. Bizim ürettiğimiz çok önemli bir içecektir” dedi.

    “Faydası saymakla bitmiyor”

    Reyhan şerbetinin birçok hastalığa iyi geldiğini ve yaz aylarında talebin daha çok olduğunu anlatan Öztürk, “Reyhan şerbetinin birçok faydası var, bunları saymak gerekirse başta göz hastalıklarına, mide hastalıklarına ve anksiyeteye iyi geliyor. Hem güzel ve sağlıklı bir içecek hem de yaz aylarında rahatlatan ve ferahlatan bir içecektir olduğu için çok tercih ediliyor” ifadelerini kullandı.

    “24 saatlik bir serüvenden geçerek insanlarla buluşuyor”

    Reyhan şerbetinin tadını merak eden vatandaşlara içeriği hakkında bilgi verdiklerini ve gazlı içeceklerden çok geleneksel ferahlatıcı şerbeti önerdiklerini söyleyen Öztürk, “Tadı çok merak edildiği için yoğun ilgi görüyor. Renginin nasıl geldiğini merak eden vatandaşlarımıza ise kullandığımız reyhan otunun mor renkte olduğunu ve 24 saatlik bir serüvenden geçerek reyhanın şerbet olabilmesi için özdeşleşmesi gerektiğini ve yapım aşamasından dolayı zahmetli bir içecek olduğunu anlatıyoruz. Daha sonrasında ise soğuk ve buzlu bardaklara koyarak insanlarla buluşturuyoruz” şeklinde konuştu.

    “günde 20 litre satış yapıyoruz”

    Makul fiyatı ile insanlara serinletici bir lezzet sunduklarını ve tatmak isteyen vatandaşlara kargo ile gönderim yaptıklarını aktaran Öztürk, “Genellikle yaz aylarında tüketilen bir içeceğimizdir. Havaların sıcaklığından dolayı ferahlamak isteyen vatandaşlar bizim yaptığımız reyhan şerbetini tercih ediyor. Biz de müşterilerimize gazlı içeceklerden çok yöresel içeceğimiz olan reyhan şerbetini öneriyoruz. Tüketim beklediğimizden fazla oluyor, günde 15-20 litre satış yapıyoruz ve 35 TL gibi makul fiyatıyla içenlerin damağında benzersiz bir tat bırakıyoruz. Tadını beğenen müşterilerimiz farklı şehirlere göndermek istediğinde ise şişelere koyarak paketler halinde gönderim yapıyoruz” diye konuştu.

  • 700 yıldır dimdik ayakta

    700 yıldır dimdik ayakta

    Samsun’un Çarşamba ilçesi Kızılot Mahallesi’nde bulunan ve yapılan incelemelerde yaklaşık 700 yıllık olduğu belirtilen dev çınar ağacı geçmişle bugün arasına köprü kuruyor. Tarih Araştırmacısı ve Emekli Öğretmen Hasan Topuz, ilçede bulunan asırlık çınar ağacının geçmişi Selçuklu ve Osmanlı Devletlerine dayandığını, yüzyıllardır ağacın sapasağlam durduğunu söyledi.

    “Osmanlı Devletini, Selçuklu Devletini ve Cumhuriyet dönemini görmüş bir ağaç”

    Kendisinin de Çarşambalı olduğunu ve bölgenin tarihini araştırarak çeşitli makale ve kitaplar yayınladığını belirten Tarih Araştırmacısı ve Emekli Öğretmen Hasan Topuz, “30 seneden fazla bir süredir kendi bölgemi araştırmaktayım. Araştırmalarım sonucunda 30 köyü anlatan ‘Arım Düzünde Zaman’ ve Çarşamba Belediyesinin yayınladığı ‘Çarşamba Nüfus Defteri’ adlı iki kitabı kaleme aldım. ‘Çarşamba Nüfus Defteri’ adlı kitapta Çarşamba’nın 700 yıl öncesine dayanan nüfus yapısını araştırıp anlattım. Yine diğer kitabımda da Çarşamba’nın önemli yaşam noktası olan Arım bölgesinde ki yaşamı, tarihi gelişmeleri ve nüfusu gibi önemli konuları araştırıp yayımladım. Araştırmalarıma göre ağacın geçmişi 700 yıla dayanıyor. Selçuklu Devleti’ni, Osmanlı Devleti’ni ve Cumhuriyet dönemini görmüş bir ağaç. Orta Asya’dan şöyle bir söyleniş var. Türkler göç ettiği yerlere bir çınar ağacı dikerlermiş. Bu ağaca bizim yöremizde kavlağan ağacı derler. Bu ağaç türü bölgemizde pek yok.

    Çocukluğumda bazı köylerde gördüm ama en ünlüsü budur. Bu ağaçtan daha yaşlı ağaç yoktur. Ağaç işleriyle uğraşan bilimciler, ağacın 700 yıllık bir yaşının olduğunu tespit etti. Ağacın bulunduğu konumda da birçok önemli olay yaşanmış. Bölgede geçmişte kum tepeleri ve çakıl tepeleri bulunuyormuş. Buralardaki tepeler, 1600’lü yıllarda yaşanan büyük bir depremde kaybolmuş. Arım bölgesi olarak adlandırdığımız bölge birçok tarihi olaya şahitlik etmiş diyebiliriz” dedi.
    Mahalle sakinleri hiç bakım yapılmadan bu halde ağacın sağlam bir şekilde yaşamını sürdürdüğünü belirterek, ağacın bölge için önemli bir değer olduğunu ifade ettiler.

  • Yaylada yüzlerce kelebeklerden görsel şölen

    Yaylada yüzlerce kelebeklerden görsel şölen

    Erdemli ilçesinden yaklaşık 42 kilometre uzaklıkta bin 600 rakımda bulunan Evdilek yaylası tarihi ve eski yerleşim yerlerinin yanı sıra doğal klima özelliği ile de dikkat çekiyor. Yurt genelinde kavurucu sıcağa rağmen yaylada bahar mevsimi yaşanıyor.

    Kar sularının erimesiyle ortaya çıktığı değerlendirilen buz gibi doğal kaynak suyu ve serin havası nedeniyle bölgeyi bilenlerin uğrak noktaları haline gelen yaylada bu mevsimde ortaya çıkan Polyommatus syriaca olarak bilinen Çokgözlü Levantin Çilli Mavisi yüzlerce kelebek ise görsel şölen sunuyor. Bölgedeki çiftçilere ait hayvanların da serinleme noktası olan mağara ise dikkat çekiyor.

    50 yıldır Evdilek yaylasında yaşayan 8 çocuk annesi Hasibe Serin, “Burada doğal kaynak suları var. Piknikçiler gelir, kelebekler uçar. Şehir merkezi çok sıcak olduğu için buraya gelen çok olur” dedi.

  • Bolu’da gizemli kazı

    Bolu’da gizemli kazı

    Edinilen bilgiye göre, Bolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından gizli yürütülen adli soruşturma çerçevesinde Mudurnu ilçesine bağlı Kovucak köyünde nisan ayında iş makinesiyle kazı çalışması başlatıldı. Mayıs ayında bölgeye Türkiye Taşkömürü Kurumu Zonguldak Üzülmez Müessese Müdürlüğü’nden 15 maden işçisi getirildi. Tam teçhizat bölgeye gelen madenciler, yer altına inerek kazıya başladı. Havalandırma ve jeneratör sistemleriyle maden işçileri 2 aylık süreçte yerin metrelerce altına indi. Büyük gizlilik içerisinde süren esrarengiz kazının halen devam ettiği bildirilirken, jandarma ekipleri ise dışarıda güvenlik önlemi aldı.

    Maden işçileri ile diğer işçilerin çalışmalar sırasında görüntü almamaları için her gün kazı öncesi telefonlarının toplandığı iddia edildi. Kazı çalışmalarında Bolu İl Kültür Turizm ve Müze Müdürlüğü ekiplerinin ise yer almadığı öğrenildi. Görüntü ve fotoğraf alınmasına izin verilmeyen kazı alanının çevresi onlarca güvenlik kamerasıyla 24 saat izleniyor.

    Kazı çalışmasının yürütüldüğü bölgede önceki yıllarda onlarca kişinin define kazısı yaparken yakalandığı ve jandarma tarafından haklarında adli işlem yapıldığı öğrenildi.

  • 72 göçmen ülkelerine geri gönderildi

    72 göçmen ülkelerine geri gönderildi

    Kocaeli ve çevre illerde farklı tarihlerde yakalanan 72 düzensiz göçmen, yapılan işlemlerinin ardından ülkelerine gönderildi. Kocaeli ve çevre illerde yapılan çalışmalar neticesinde güvenlik güçleri tarafından farklı tarihlerde 72 düzensiz göçmen yakalandı. Kocaeli İl Göç İdaresi Müdürlüğü Gündoğdu Geri Gönderme Merkezine teslim edilen düzensiz göçmenler, yapılan işlemlerinin ardından sınır dışı edilerek ülkelerine gönderildi.

  • Kuraklık tehdidi

    Kuraklık tehdidi

    Tekirdağ’da geçmişte kullanılan su seviyesi işaretlerinin kıyıdan uzakta olduğu ve yer altı su kaynaklarının ciddi oranda azaldığı belirtiliyor. Su ve Kanalizasyon İdaresi (TESKİ) Genel Müdürü Turhan Toprak, 15-20 yıl önce 70-80 metre derinlikte su alınabilirken, şimdi 400 metrelik kuyular açılarak 180 metre derinliklerden su alındığını ifade ediyor. Bu durumun her yıl 2 metre daha kötüye gittiği ve ağır metal kirliliği sorunu yaşandığı aktarılıyor.

    Kentte uzun süredir mevsim normallerinin üzerinde hava sıcaklıkları görülüyor ve beklenen yağışların düşmemesi baraj göllerindeki su seviyelerinin azalmasına yol açıyor. Özellikle Naip ve Türkmenli barajları riskli seviyede bulunuyor. TESKİ Genel Müdürü Toprak, ciddi sıkıntılar yaşanmaması için su kesintilerine mahalle bazında veya gece saatlerinde gitmek zorunda kalınabileceğini belirtiyor.

    Hava sıcaklıklarının mevcut seviyede devam etmesi halinde, kuraklık riskine karşı önlemlerin artırılması planlanıyor. Su kaynaklarının korunması ve tasarruflu su kullanımının teşvik edilmesi gerektiği vurgulanıyor.

  • Yunan tanrılarına ait heykeller bulundu

    Yunan tanrılarına ait heykeller bulundu

    Çavdarhisar ilçesindeki Aizanoi Antik Kenti’ndeki kazı çalışmaları, Kütahya Dumlupınar Üniversitesi (DPU) Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü’nce 80 işçi ve 20 teknik personel ile Penkalas Çayı, agora ve tiyatro bölümlerinde sürdürülüyor.

    Tarihi M.Ö. 3000’li yıllara dayanan ve tiyatro, stadyum, agora ve Zeus Tapınağı gibi tarihi yapıları ile dönemin metropolislerinden biri olduğu düşünülen antik kentte kazılar, Penkalas Çayı’nda yoğunlaştırıldı.

    Son kazı çalışmalarında 2 metre 10 santim yüksekliğindeki erkek heykelini korumaya alan arkeologlar, Yunan mitolojisinde aşk tanrısı olarak bilinen ‘Eros’, şarap tanrısı ‘Dionysos’ ve yarı tanrı ‘Herakles’in heykel başlarını gün yüzüne çıkardı.

    Penkalas Çayı’ndaki kazılarda Roma dönemine ait 2 No’lu mermer köprünün restorasyonunun tamamlandığını kaydeden Kütahya Dumlupınar Üniversitesi Arkeoloji Bölümü’nde görevli, Kazı Başkanı Prof. Dr. Gökhan Coşkun, tamamen yıkılan 3 No’lu köprüde çalışmaların sürdüğünü söyledi.

    Her gün yeni esere ulaşıldığına dikkat çeken Coşkun, şu bilgileri paylaştı:

    “2022 yılında köprünün bulunduğu alanda yaptığımız çalışmalarda bizi oldukça heyecanlandıran sürpriz buluntularla karşılaşmaya devam ettik. Bir önceki sezondan beri bu alanda bol sayıda irili ufaklı çeşitli mermer heykel parçaları buluyorduk ki bunlardan bazıları, tam olsalar yükseklikleri 3- 3,5 metreyi bulacak parçalar.”

  • Askerlik yerleri açıklandı

    Askerlik yerleri açıklandı

    Ağustos, eylül ve ekim 2023 döneminde silah altına alınacak yedek subay/astsubay adayları ile erlerin sınıflandırma sonuçları açıklandı.

    Milli Savunma Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, “Ağustos/Eylül/Ekim 2023 döneminde silahaltına alınacak yedek subay/astsubay adayları ile erlerin sınıflandırma sonuçları belirlenmiştir. Sonuçları e-Devlet ve askerlik şubelerinden öğrenebilirsiniz” denildi.