Etiket: güncelhaber

  • Çayda 4. sürgün gözüktü

    Çayda 4. sürgün gözüktü

    Doğu Karadeniz’de Rize, Artvin, Trabzon, Giresun ve Ordu’da yaklaşık 800 bin dekar alanda yaklaşık 200 bin üretici tarafından üretimi gerçekleştirilen çayda 3. sürgünü tamamlanmak üzere. 2024 yılı yaş çay sezonunun birinci sürgünü Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü (ÇAYKUR) tarafından 4 Mayıs 2024’te açıldı. 2. Sürgün yaş çay kampanyası ise yine ÇAYKUR tarafından 26 Haziran 2024 tarihinde başlarken 3. sürgün ise 15 Ağustos 2024 tarihinde başladı. 3. sürgünün bitiş tarihi henüz netleşmezken, bazı bölgelerde çay yeniden yeşermeye başladı.

    Normal şartlarda 3 sürgün olarak toplanan çay Doğu Karadeniz Bölgesini etkisi altına alan şiddetli yağışlar ve hemen akabinde gelen sıcak havalar nedeniyle yeniden yeşermeye başladı. Çayını özel sektöre yok pahasına satmak istemeyen çay üreticileri ise ÇAYKUR’a “4. Sürgün için fabrikaları açık tutun” diyerek seslendi.

    Yağışların ardından gelen sıcak hava ve güneşin çay bitkisinin sanki ilk sürgünmüş gibi verimli gelmesine sebep olduğunu ifade eden Fetiye Yıldırım “4. sürgün çay gelmiş. Bu gidişle 5. sürgün bile gelir. Havalar güzel gittiği için çay yeniden geldi. Havalar böyle güzel giderse daha da güzel gelir. Çok güzel, Maşallah ilk sürgün çayı gibi geldi” ifadelerini kullandı.

    Bir başka çay üreticisi Firdevs Ferah ise ÇAYKUR’un fabrikaları açık tutmasını istediklerini ifade ederek “Allah’ıma çok şükür olsun. Bu havalar nedeniyle 4. srgün çay da geldi. Bu gidişle 5’te gelecek. ÇAYKUR fabrikalarımızı açsın, kapatmasın. Özel sektörün verdiği fiyat ile geçinemiyoruz. Çaylıklarımız yem yeşil oldu” dedi.

  • Obruk oluşumu öncesi belirtilere dikkat

    Obruk oluşumu öncesi belirtilere dikkat

    Son yıllarda Türkiye genelinde etkili olan kuraklık Konya’da da etkisini sürdürüyor. Tarımın başkenti olarak bilinen Konya Ovasında yer altı su seviyesi her geçen gün daha da düşerken, obruk oluşumları da artarak devam ediyor. Son araştırmalarda yaklaşık 3 bin obruğun kayıtlara geçtiğine değinen Konya Teknik Üniversitesi Obruk Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Fetullah Arık, “Konya çevresindeki obrukların varlığını öteden beri biliyoruz. Hemen Konya’ya çok yakın noktalarda geçtiğimiz günlerde Kızılcakuyu bölgesinde oluşan obruk yakınlarında geçmişte de oluşmuştu. Buradaki obruk aslında bölgedeki yer altındaki suların çekilmesi neticesinde çökellerin sıkışması sonucunda oluşan çökme yapılarından bir tanesi. Bölgede 15-20 metre uzunluğunda bir yarığın ucundaki seviyede çökme meydana geldi. Burası da yola isabet ediyor. Tabii bölge içerisinde özellikle Hotamış formasyonunun içerisinde sıkça obruklar görülüyordu. Buranın farklı olarak Divanlar formasyonu dediğimiz daha yaşlı kayalardan malzeme almış olan bir döküntü malzeme içerisinde meydana gelmiş olması. Altta tabii karşılık sistem çalışmaya devam ediyor, dinamik bir süreç yürüyor. Bunun alttaki boşluklar üstteki malzemenin hareket etmesi neticesinde ortaya çıkmış oluyor. Tabii kent merkezine yakın olması doğal olarak bir panik havası oluşturmuş durumda ancak bundan daha yakın obrukların varlığını da biliyoruz. Özellikle Konya’nın doğu kesimlerindeki alanlarda daha küçük ölçekli çökme yapıları mevcut şu ana kadar tespit ettiğimiz obruklar içerisinde. Burada en önemli husus şu; bu havza içerisinde bu yıl da maalesef kuraklığın etkileri ciddi bir şekilde görüldü ve bölge içerisinde de yer altı suyu kullanımı devam ediyor. O nedenle son zamanlarda oluşan obruklarla yer altı su seviyesinin değişimleri ciddi bir ilişki kurulabiliyor. Bu nedenle vatandaşlarımızın yine her zaman olduğu gibi yer altı suyu kullanımında daha tasarruflu ve verimli yöntemler kullanmasını öneriyoruz” dedi.

    “Kapanmayan çekmeceler ve kapılar, sıkışan pencereler belirtiler olarak söylenebilir”

    Obruk Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Fetullah Arık, “Afet ve acil durumlarda müdahale edecek kurumumuz belli. AFAD İl Müdürlüğü ya da ilgili telefonları arayarak bunlara müracaat edebilirler. Obruklarla ilgili birçok belirti var normal çökme yapılarıyla da ilgili. Aslında bunları tekrar etmek gerekirse geçmişte su birikmeyen yerlerde suyun birikmeye başlaması, yerde kırıkların, çatlakların da oluşması, bina temellerinde oturmaların oluşması, yine bina içlerinde duvarlarda kırıkların, çatlakların oluşması, bazı kapanmayan çekmeceler, kapanmayan kapılar, sıkışan pencereler bütün bunlar belirtiler olarak söylenebilir. Tabii yer altı suyu kullanılan bölgelerde ise özellikle vatandaşların kuyularından çamurlu su akmaya başlaması ya da yerden gürültülerin duyulması obruk belirtisi olabilir. Bu durumda vatandaşlarımızın obruk oluşabilecek alandan uzak durmaları ve en yakın bilgiyi AFAD ve merkezine bildirmeleri uygun olacaktır. Eğer önlem alınması gerekiyorsa da yetkililer önlemlerini alacaklardır” şeklinde konuştu.

    “Bazı gözlem kuyularında 15-20 metreye ulaşan yeraltı seviyesi düşümleri de söz konusu”

    Yer altı su seviyesinin giderek düşmeye devam ettiğinin altını çizen Prof. Dr. Fetullah Arık, “Şu anda havza içerisinden bazı gözlem kuyularından alınan vatandaşlardan aldığımız bilgilere göre, yer altı seviyesinin giderek düşmeye devam ettiğini görüyoruz. Bu havza içerisinde özellikle Konya, Karaman, Aksaray’da farklı noktalarda, farklı seviyelerde olsa da düşüş ortalama 5-6 metre seviyesinde görüyoruz. Bazı gözlem kuyularında ve vatandaş kuyularında 15-20 metreye ulaşan yer altı seviyesi düşümleri de söz konusu. Dolayısıyla süreç sürekli olarak yer altı su kaynaklarının aleyhine ilerliyor. Bu havza içerisinde yer altı suyu kullanımı kaçınılmaz gibi görünüyor. Çünkü tarımsal üretimin devam etmesi için yer altı su kaynakları kullanılacaktır. Ancak havza içerisinde çok su ihtiyacı olan bitkilerin üretiminin bir planlamaya giderek biraz daha azaltılması gerekiyor. Bunu da yasaklamayla ya da cezayla değil, belki de daha az tüketen bitkilerin teşvik edilmesiyle mümkün olabilecektir. O da vatandaşlarımızın doğrudan yapacağı bir şey değil, devletimizin bununla ilgili bir planlama yapmasını gerektiriyor” diye konuştu.

  • TBMM Başkanı Kurtulmuş:

    TBMM Başkanı Kurtulmuş:

    Kurtulmuş, 28’nci Dönem 2. Yasama yılını değerlendirdi. Kurtulmuş, 28. Yasama döneminde iki bin 442 kanun teklifi verildiğini hatırlatarak, “Halihazırda Genel Kurul gündeminde 76, komisyonlarda ise 2 bin 153 kanun teklifi bulunmaktadır. Yine bu yasama dönemi içerisinde 4 kanun teklifi, Cumhurbaşkanı tarafından TBMM’ye sunulmuştur. 28’nci Yasama Dönemi’nde, toplam 73 kanun kabul edilmiş, 54 TBMM Başkanlığı kararı alınmıştır. 28’nci Yasama Döneminde, Genel kurul ve komisyonlarda 468 birleşim gerçekleştirilmiş. Toplam bin 512 saat 49 dakika toplantı yapılmış ve bu çerçevede 55 bin 459 sayfa tutanak tutulmuştur” ifadelerini kullandı.

    Kurtulmuş, Genel Kurul yaralayıcı sözlerin ve kavga görüntülerinin çıkmasından ötürü rahatsızlığını ifade ederek, “Bu anlamda bu görüntülerin TBMM’ye, Türkiye siyasetine yakışmadığının bir kere daha altını çizmek isterim. Bütün milletvekili arkadaşlarımızı, bu konuda daha hassas davranmaya davet ediyorum. Ayrıca hemen dönemin başında; parti gruplarına yapacağım ziyaretlerde de dile getireceğim konulardan birisi de budur” diye konuştu.

    Kurtulmuş Anayasa konusunda şöyle konuştu:

    “Yeni bir Anayasa TBMM’nin ödevlerinden biridir. Sivil, demokrat, katılımcı, güçler ayrılığı prensibini bütünüyle benimsemiş, Türkiye’nin gerçeklerine uygun ve milletimizin ihtiyaçlarını karşılayacak bir Anayasa çalışmasının yapılması zorunludur. Bildiğiniz gibi geçtiğimiz yasama yılında, bu konuyla ilgili olarak bütün siyasi partilerle temaslarımızı sürdürdük. O günkü şartlar içerisinde kategorik olarak hiçbir siyasi parti, kapıyı kapatmadı. Zaten görüşmelerine başlamadan evvel parlamentoda grubu bulunan ya da temsil edilen bütün siyasi partilerin, parti metinlerini inceledik. Hepsinde ya, ‘Yeni anayasa’ tabiri ya da, ‘Anayasanın köklü bir değişiklik yapılması talebi yer alıyor. Dolayısıyla parlamentoda bulunan siyasi partilerimizin tamamı anayasa konusunda; ya parti programlarında ya seçim beyannamelerinde bu zorunluluğu dile getirmiş vaziyettedir. Dolayısıyla bundan sonra da, bu zemini gerçekten demokratik üslup içerisinde tartışmaya açık tutulması ve bu müzakerelerin gerçekleştirilmesi için üzerime düşen sorumluluğu yerine getirmeye gayret edeceğim.”

    Kurtulmuş, Anayasa’nın içeriğine ilişkin görüş beyan edilmediğini hatırlatarak, “Sadece yönteme ilişkin ve tüm partilerin katıldığı, katılımcı ve bütün Türkiye’yi kapsayan, kuşatıcı bir anayasanın yapılması gerektiğinin üzerinde durduk. Bu çerçevede ilk 4 madde konusunda, parlamentomuzda temsil edilen partilerimizin hemen hemen tamamına yakınının herhangi bir iddiasının, teklifinin ya da bir sorununun olmadığını görüyoruz. Bundan dolayı ilk 4 madde hakkında yapılacak herhangi bir tartışmanın, sadece lüzumsuz gerilimlere ve zaman kaybına neden olacağını ifade etmek isterim. Dolayısıyla, Anayasa tartışmalarının şeffaf bir zemin içerisinde yapılması herhalde en hayati hususlardan birisidir. Ayrıca Parlamentoda grubu bulunan ve temsilcileri bulunan partilerin görüşlerinin alınması ve bu sürecin açık bir şekilde yürütülmesinin yanında üniversitelerin, hukuk camiasının, sivil toplum kuruluşlarının görüşü olan bütün kesimlerin, ‘Biz de bu konudaki teklife sahibiz’ diyen bütün kesimlerin görüşlerinin alınacağı, süre biraz uzun olabilir ancak bu tartışmaları olgunlaştırılacağı bir dönemin yürütülmesini TBMM Başkanlığı olarak kendi yükümüz sayıyoruz” şeklinde konuştu.

    Rusya ziyaretinde Türkiye’nin BRICS başvurusunun da gündeme geldiğini söyleyen Kurtulmuş, “Türkiye’nin de böyle bir platformun içerisinde olmasına müspet baktıklarını gördük. Ancak tabii BRICS, dünyada şu anda var olan ve yıllardır devam eden oluşumlar gibi, netleşmiş, kesinleşmiş bir oluşum olmadığı aşikardır. Henüz bir platform şeklindedir, öyle görmek lazım. Gelişme potansiyeli olan, ekonomileri ve nüfusları itibariyle dünyanın önemli bölgelerinde bulunan güç merkezleri özelliğine kavuşmak üzere olan bazı ülkeleri temsil ediyor. Bunun nasıl gelişeceğini ve ilerleyeceğini biz de zaman içerisinde göreceğiz. Ama Türkiye’nin çok taraflı diplomasinin bir gereği olarak, bugün bile aynı anda birden fazla yerle ilişkisini sürdürebilen bir ülkedir. Türkiye’nin bütün bu ilişkileri sürdürürken tekrar söylüyorum; Türkiye, ne doğunun ne batının ne kuzeyin ne güneyin paraleline ya da peykine düşecek bir ülke değildir”

    İsrail’in Lübnan’a gerçekleştirdiği saldırıda hayatını kaybeden Nasrallah ile ilgili sosyal medya paylaşımına ilişkin olarak Kurtulmuş, “Bu açıklamayı kendi inisiyatifim dahilinde yaptım. Şunu söyleyeyim; İsrail’in bu tavrı karşısında herkesin şunu görmesi lazım. İsrail bu Filistinlidir, Arap’tır, Acem’dir, Türk’tür, Sünni’dir, Şii’dir. Hatta ve hatta bu Hristiyan’dır, Dürzi’dir diye ayırt etmiyor. İsrail bu bölge halklarının tamamına karşı bir savaş yürütüyor. Keşke bu meczup tavrı bıraksalar, bundan memnun oluruz. Ama herkese karşı ve bir devlet adabı içerisinde, devlet anlayışı içerisinde davranmıyor. Terör örgütü gibi davranıyor” şeklinde konuştu.

    Can Atalay konusunda Kurtulmuş, “Hukuken meselenin bundan sonraki kısmı hukuki süreçlerle ilgilidir. Sonuç almak bakımından Meclis’in bu aşamada yapabileceği bir şey yoktur” ifadelerini kullandı.

  • Fenalaşan başpehlivan hayatını kaybetti

    Fenalaşan başpehlivan hayatını kaybetti

    Olay, öğlen sıraların Antalya’nın Konyaaltı ilçesinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre Döşemealtı Belediyespor güreşçilerinden Ali Altun, Konyaaltı ilçesinde bulunan bir spor salonunda antrenman yaptığı sırada fenalaştı.

    Kalp krizi geçirdiği değerlendirilen ve arkadaşları tarafından bölgede bulunan özel bir hastaneye götürülen Altun, burada doktorların tüm müdahalelerine rağmen kurtarılamadı. Ali Altun’un yarın Yeniköy mezarlığına defnedileceği öğrenildi.

    Başkandan taziye mesajı

    Öte yandan Ali Altun’un hayatını kaybettiğini öğrenerek kaldırıldığı hastaneye giden Döşemealtı Belediye Başkanı Menderes Dal, sosyal medya hesabından bir mesaj yayımladı. Dal mesajında, “Belediye güreşçimiz, başpehlivan Ali Altun, geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetti. Başpehlivanımızın genç yaşta hayatını kaybetmesinin derin üzüntüsünü yaşıyoruz. Ali Altun’a Allah’tan rahmet, ailesi ve yakınları başta olmak üzere güreş camiasına başsağlığı diliyorum” ifadesini kullandı.

  • Tedavi için geldi, ambulansı kaçırdı

    Tedavi için geldi, ambulansı kaçırdı

    Olay, Çeşme ilçesinde meydana geldi. İddiaya göre, Çeşme Devlet Hastanesine tedavi için gelen M.K. (42), hasta getiren İl Sağlık Müdürlüğü 112 Acil Sağlık Hizmetlerine bağlı ambulansı kaçırdı. İhbar üzerine olay yerine çok sayıda polis ekipleri sevk edildi. Ambulans içerisindeki takip sisteminden aracın konumunu belirleyen ekipler, hastane yakınlarında kovalamaca sonucu aracı durdurdu.

    Şüpheli M.K., ekiplerce araçtan indirilerek gözaltına alındı. Gözaltına alınan şüphelinin, “beni takip ediyorlar, kaçıracaklar” diyerekten ambulans şoförünü araçtan itmek suretiyle olayı gerçekleştirdiği ileri sürüldü. Olayla ilgili başlatılan soruşturmanın sürdüğü öğrenildi.

  • Marmara’da deniz ulaşımına fırtına engeli

    Marmara’da deniz ulaşımına fırtına engeli

    İstanbul Deniz Otobüsleri (İDO) ise sabah 08.30’daki Bursa, Armutlu, İstanbul seferini güçlükle ve 35 dakika gecikme ile gerçekleştirdi. Bazı çocuklu yolcuların dalgalardan korkan çocuklarına can yeleği giydirmesi dikkat çekti. İDO’nun Ulubatlı Hasan deniz otobüsü ile yola çıkacak olanlar sabah kaptan tarafından limanda ikaz edildi. Dalgalı deniz olduğunu bildiren kaptan, hassasiyeti olan yolcuların gemiye binmemesini istedi. Denizde tek sefer yapan gemi Ulubatlı Hasan vapuru idi. Tecrübeli kaptan 400 yolcu bulanan gemiyi, Armutlu Bozburun’dan sonra yer yer 3 metreyi aşan dalgaların arasında, en az dalga darbesi alarak yürüttü. İmralı Adası ile Çınarcık arasındaki hatta, rüzgar yer yer saatte 50 kilometre hıza ulaştı. Büyük dalgalarda savrulan gemiyi tecrübeli kaptan, Büyükçekmece istikametine sürüp, rüzgarı bordalayarak Z rotasında Yenikapı’ya yanaştırdı. Sallantılı İDO yolculuğunda istifra edenler ve fenalaşanlar vardı. Kaptan, fenalık geçiren bir yolcu için, sağlık görevlisi veya doktor yolcudan yardımcı olması talebinde bulundu.
    Üniversitelerin açıldığı ilk gün Bursa’dan İstanbul’a eğitime gelecek yolculardan BUDO’dan bilet alanlar ilk dersi kaçırırken, İDO ile hareket edenler derslerine gecikmeli de olsa gidebildiler. Marmara’da parçalı bulutlu havanın Salı günü de devam edeceği, rüzgarın etkisini kaybedeceği belirtilirken, Çarşamba’dan itibaren hava güneşli sıcaklıklar 29 derece civarında olacak.

  • 176 sokak köpeği bekçi oldu

    176 sokak köpeği bekçi oldu

    Büyükçekmece Belediyesi Sahipsiz Hayvanlar Bakım Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi’ndeki bakım ve tedavileri yapılan sahipsiz can dostları gönüllülük esasıyla ilçedeki şantiye, fabrika ve atölyelere sahiplendiriliyor. Büyükçekmece Belediyesi tarafından 12 Eylül 2024 tarihinde başlatılan projeye ilgi çığ gibi büyüyor. Sahiplendirme projesi kapsamında bugüne kadar 176 sokak köpeği sahiplendirildi.

    15 günde 176 can dost yeni yuvalarına kavuştu

    Büyükçekmece Belediyesi, Sahipsiz Hayvanlar Bakım Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi’nde binlerce can dosta bakım ve tedavi hizmeti veriyor. Başlatılan yeni proje çerçevesinde sahipleri tarafından sokaklara terk edilen cins köpeklerin bakım ve tedavileri tamamlandıktan sonra, ilçede faaliyet gösteren fabrika, şantiye, lojistik firması ve atölyelere gönüllük esasıyla sahiplendiriliyor. Büyükçekmece’deki işletmeler belediye web sitesi üzerinden seçtikleri köpekleri talep edebiliyor. Gelen talepler üzerine randevu usulüyle işletmeleri ziyaret eden belediye yetkilileri, şartları uygun işletmelere köpekleri protokolle teslim ediyor. Daha önce sokaklarda yaşam mücadelesi veren 176 cins köpek şimdilerde yeni yuvalarında hem bekçilik yapıyor, hem de sağlıklı bir ortamda yaşamlarını sürdürüyor.

    “En iyi şekilde ağırlanması da insani görevimizdir”

    Büyükçekmece Belediye Başkanı Dr. Hasan Akgün, yeni bir proje başlattıklarını belirterek şunları söyledi: “Sokaktaki köpeklerin sayısının azaltılması, kedi ve köpek sayısının azaltılması tabii ki hedefimizdir. Bunların en iyi şekilde bakılması, sokak arkadaşlarımızın en iyi şekilde ağırlanması da insani görevimizdir. Büyükçekmece’deki sokak hayvanlarımız kedilerimiz, köpeklerimiz bundan sonra yeni ailelerine daha yoğun şekilde kavuşacaklar. Hepsinde cip var. Takipleri yapılacak. Ne kadar atölye, fabrika varsa, çok miktarda var. Büyük çapta fabrikalar var. Her birini bu işe özendirerek, sürekli görüşüyorum arkadaşlarımızla. Karşılıklı protokol yapıyoruz.”

  • “Kuyu-30” operasyonlarında 23 şüpheli yakalandı

    “Kuyu-30” operasyonlarında 23 şüpheli yakalandı

    Bakan Yerlikaya, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Emniyet Genel Müdürlüğü KOM Başkanlığı koordinesinde, İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce yapılan çalışmalar sonucu Sultangazi, Eyüpsultan, Bakırköy, Bağcılar ve Ataşehir ilçelerinde düzenlenen “Kuyu-30” operasyonlarında kasten öldürme, kasten öldürmeye teşebbüs, kasten yaralama, iş yeri kurşunlanması, ikamet kurşunlanması, rüşvet, tehdit, mala zarar verme, genel güvenliğin kasten tehlikeye düşürülmesi ve 6136 Sayılı Kanuna Muhalefet suçlarını işledikleri tespit edilen 23 şüphelinin yakalandığını belirtti.

    Şüphelilerin, söz konusu ilçelerde farklı tarihlerde silahlı çatışmada olay yerinde bulunan bir şahsın yaralanması ve bir şahsın öldürülmesi, rüşvet, iş yerine silahlı saldırı ve iş yerine el bombalı saldırı gibi eylemlerde bulundukları tespit edildi.

    Operasyonda 5 ruhsatsız tabanca, 2 pompalı tüfek, 3 çelik yelek ve muhtelif miktarda esrar ve metamfetamin ele geçirildiğini aktaran Yerlikaya, “Halkımızın desteğiyle organize suç örgütlerinin kökünü kazıyacağız. Sokaklarımızda barınamayacaklar. Hepsini tek tek yakalayıp, adalete teslim edeceğiz. Operasyonları gerçekleştiren kahraman polislerimizi tebrik ediyorum. Allah ayağınıza taş değdirmesin. Milletimizin duası sizinle” ifadelerini kullandı.

  • İzmir Körfezi’nde balık ölümleri

    İzmir Körfezi’nde balık ölümleri

    İzmir’de, 20 Ağustos’ta Bayraklı ilçesi Turan Sahili’ne ölü balıkların vurması ve kötü koku sorununun ortaya çıkması sonrası kirlilik kaynağının tespiti ve önüne geçilmesi için başlatılan çalışmalar devam ederken, o günden bu yana kentteki balık ölümlerindeki artış devam ediyor. Bugün ise Karşıyaka İskelesi’nde denizin bir bölümünün rengi yeşile dönerken, binlerce ölü balık ise su yüzeyine çıkarak kıyaya vurdu. Deniz yüzeyindeki ölü balıklar dron ile görüntülenirken, İzmir Büyükşehir Belediyesi ekipleri ise hem açık denizde hem de kıyadan ölü balıkları toplama çalışması başlattı. Özellikle kıyıdan toplanan binlerce ölü balık siyah çöp poşetlerine konuldu ve sahil boyunca metrelerce poşetler dolusu ölü balık olduğu görüldü.

    “Deniz kokusu alıyorum diyen yalan söyler”

    Sıcak havanın da etkisiyle sahilde ağır bir ölü balık kokusu hakim olurken, bölgede bulunan vatandaşlar oluşan koku nedeniyle nefes almakta güçlük çektiklerini dile getirdi. Eşiyle birlikte Uşak’tan İzmir’e geldiklerini belirten 24 yaşındaki Tuğçe Otçu, “Etraf çok pis ve balıklar da zaten deniz üzerinde ölmüş durumda. Kenarda da poşet içerisinde balıkla var. Deniz kokusu alıyorum diyen yalan söyler muhtemelen” dedi. Otçu, Uşak’a döndüğün ise arkadaşlarına, “Deniz pis olduğu için gidip de bir deniz havası alın diyemem” çağrısında bulunacağını belirtti.

    “Yeri geliyor hiçbir şekilde çalışamıyoruz”

    Balık ölümlerinden dolayı oluşan kötü kokudan rahatsız olduğunu ifade eden Murat Güler (27) ise, “Çok kötü bir koku var. Buna bir çözüm bulunması gerekiyor. Ben zaten sahil kenarında çalışıyorum, kokudan bayağı rahatsız oluyorum. Yeri geliyor hiçbir şekilde çalışamıyoruz. Bu denizden kaynaklı değil, pis atıklardan kaynaklı olduğunu düşünüyorum. Allah’tan evim sahil şeridinde değil” diye konuştu.

    Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca toplu balık ölümleri ve kirlilikle ilgili araştırma ile çözüm önerilerini sunmak için oluşturulan “İzmir Körfezi Koordinasyon Kurulu”nun ilk toplantısı, geçtiğimiz günlerde Bakan Murat Kurum’un başkanlığında gerçekleşmişti.

  • Manisa’da orman yangını

    Manisa’da orman yangını

    Manisa’nın Alaşehir ilçesi Serinyayla Mahallesinde saat 14.40’ta çıkan orman yangınına 15 dakika içinde ekipler tarafından müdahale edilmeye başlandı. İzmir Orman Bölge Müdürlüğüne ait 6 uçak, 3 helikopter, 30 arazöz, 9 su ikmal, 5 dozer ve 8 yer ekibi ile yangını en kısa sürede kontrol altına alabilmek için müdahalenin devam ettiği öğrenildi.