Etiket: güncelhaber

  • Askeri araç devrildi: 4 yaralı

    Askeri araç devrildi: 4 yaralı

    Kaza, Yayladağı ilçesi Topraktutan hudut karakolu mevkiinde meydana geldi. Sınır hattında devriye atan askeri araç devrildi. Kaza yerine haber verilmesi üzerine sağlık ve Hatay Büyükşehir Belediyesi itfaiye ekipleri sevk edildi. Araç içerisine sıkışan ve hafif yaralı olan 4 personel kurtarılarak sağlık ekibine teslim edildi.
    Ambulansta müdahalesi yapılan askerlerin sağlık durumunun iyi olduğu belirtildi

  • 4,1 büyüklüğünde deprem

    4,1 büyüklüğünde deprem

    AFAD’dan alınan bilgilere göre Van’da 4,1 büyüklüğünde deprem meydana geldi.

  • Depremzedelerin ihtiyaçlarını AFAD karşılayacak

    Depremzedelerin ihtiyaçlarını AFAD karşılayacak

    İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “2023 Yükseköğretim Kurumları Sınavı’na girecek depremzede gençlerimizin yanındayız. 2023-YKS’ye ikamet ettiği sınav merkezi dışında girecek depremzede adaylarımızın ulaşım ve konaklama ihtiyaçlarını, valilikler ve kaymakamlıklar üzerinden AFAD Başkanlığımız koordinesinde karşılıyoruz. Başvuru yapan 64 bin 412 öğrenci ve velimize ulaşım ve konaklama desteği sunuyoruz. Sınava girecek tüm öğrencilerimize başarılar dileriz. Yolunuz ve bahtınız açık olsun” ifadelerine yer verdi.

  • Akdeniz’de 4,3 büyüklüğünde deprem

    Akdeniz’de 4,3 büyüklüğünde deprem

    AFAD’dan son dakika deprem açıklaması geldi.

    Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) verilerine göre, Akdeniz’de saat 01.02’de 4,3 büyüklüğünde deprem oldu.

    Depremin derinliği 5,28 kilometre olarak kaydedildi.

  • Bakan Tekin, öğrencilerle oyun oynadı

    Bakan Tekin, öğrencilerle oyun oynadı

    Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Kahramanmaraş Depremlerinde yıkıcı etkinin yoğun olarak hissedildiği bölgelerden olan İslahiye ilçesini ziyaret ederek öğrencilerle buluştu. Pınarbaşı Ortaokulu’na giden Bakan Tekin, okulun bahçesinde öğrencilerle birlikte geçirme oyunu oynadı. Dikkat geliştiren oyun olarak bilinen pul oyunu bir süre sonra bitiren Bakan Tekin’i, yanında bulunan bir öğrenci ile aralarında ilginç diyalog yaşandı.
    Bakan Tekin, yanında bulunan bir çocuğun “daha maç bitmedi” demesi üzerine, “Niye? Hepsini geçirme dedin ya. Neyse” diyerek öğrencilerle sohbet etti. Bakan tekin, öğrencilerin tek tek ellerini sıkarak, tebrik etti.

  • Serada terapi

    Serada terapi

    Ordu Büyükşehir Belediyesi Altınordu, Fatsa, Gülyalı ve Ünye ilçelerinde anaokulu, ilkokul ve lise düzeyindeki toplam 11 okul bahçesine 50 metrekare üretim alanına sahip sera kurdu. “Öğrenciler Toprakla Buluşuyor Projesi” çerçevesinde başlatılan bu çalışmayla seraya giren çocuklar ve gençler, Büyükşehir Belediyesi ziraat mühendisleri ve öğretmenleri eşliğinde hem sebze üretiyor, hem de seraların bakımlarını yapıyor. Ordu Büyükşehir Belediyesi aynı proje ile birçok okulda sebze tohumu ve fidesi de dağıtarak çocukların toprakla olan bağını da arttırıyor.

    Özel öğrencilerin mutluluğu üreterek artıyor

    Bu okullardan yalnızca bir tanesi olan Fatsa Özel Eğitim Meslek Okulu, eğitim verdiği öğrenciler açısından diğerlerinden ayrılıyor. Okul bahçesinde kurulan seralar, gençleri toprakla tanıştırmanın ötesinde özel bir amaca da hizmet ediyor. Özel öğrencilere yönelik eğitimlerin yer verildiği bu okul bahçesindeki seralar özel öğrencilerin toprakla olan bağlarını güçlendiriyor. Büyükşehir Belediyesi tarafından okula verilen tavuklarda özel öğrencilerin en özel uğraş alanlarından bir tanesi oluyor.

    Okulda eğitim alan ve seralarda üretim yapan özel öğrencilerde duygu ve düşüncelerini dile getirdiler. Seralarda çok güzel zaman geçirdiklerini ifade eden öğrenciler seralarda sebze ve meyve ürettikçe mutlu olduklarını kaydettiler. Seraların yanı sıra tavuklarının da olduğunu aktaran gençler, yumurtalarını da toplayarak öğretmenlerine ve arkadaşlarını verdiklerini kaydettiler.

    “Seraya giren telefon ve tableti unutuyor”

    Fatsa Özel Eğitim Meslek Okulu Müdürü Mücahit Küçük, Büyükşehir Belediyesi tarafından okullarının bahçesinde kurulan seraların çok önemli bir görev üstlendiğini söyledi. Seralarda eğitim alan özel öğrencilerin hem teknoloji ile olan bağlarının azaldığını, hem de özel öğrenci olmaları sebebiyle üreterek özgüvenlerinin arttığını aktaran Küçük, “Okulumuz meslek okulu olması sebebiyle ve aynı zamanda özel eğitim olmasıyla burada bir tarım bölümümüz var. Tarım bölümünde ne yapmalıyız konusunda arayış içerisindeyken Ordu Büyükşehir Belediyesi bize çok önemli destekler verdi. Bu çerçevede okulumuzun bahçesine seralar kurdu. Bu serada diktiğimiz fideler konusunda desteklerini esirgemedi. Burada hem öğrencilerimiz boş zamanlarını değerlendiriyor hem de ileride meslek edinmelerine imkan sağlanıyor. Tüm çocuklarda bir teknoloji bağlılıkları var. Çocuklar buraya geldiğinde telefon ve tableti unutuyorlar. Çocuklar bu seralarda kendilerini mutlu hissediyorlar. Özel çocuklar oldukları içinde yaptıkları çalışmalarla özgüvenleri artıyor. Ailelerimizden de çok olumlu geri dönüşler alıyoruz. Bizlere bu imkanı sunan Büyükşehir Belediyemize de çok teşekkür ediyoruz” dedi.

    “Huyları iyi yönde değişti”

    Okulda eğitim alan ve seralarda üretim gerçekleştiren özel öğrencilerin velileri de çocuklarının toprakla uğraşmaya başladıktan sonra daha uysallaştıklarını belirttiler. Kendilerini de üretmeye teşvik ettiklerini aktaran veliler bu çalışma dolayısıyla hem Ordu Büyükşehir Belediyesi’ne, hem de eğitim aldıkları okula teşekkürlerini ilettiler.

  • Zehirli denizanaları İstanbul’da

    Zehirli denizanaları İstanbul’da

  • YKS adaylarına son uyarılar

    YKS adaylarına son uyarılar

    Yaklaşık 3,5 milyon öğrencinin ter dökeceği YKS’de başarının önündeki en büyük engelin stres ve sınav kaygısı olduğunu kaydeden İstanbul Esenyurt Üniversitesi Eğitim ve Öğretim Koordinatörü Dr. Öğr. Üyesi Muhsin Öztürk, aday öğrencilere önerilerde bulundu. Sınava kalan kısa süreyi dinlenerek, moral ve motivasyonlarını yükseltecek eğlenceli aktivitelerle geçirmelerini tavsiye eden Öztürk, aileleri ise çocukları üzerinde baskı kurmamaları konusunda uyardı. Öztürk, aşırı kaygı içerisinde olan adayların da hala vakitleri varken bir psikologdan yardım almalarının faydalı olacağını ifade etti.

    “Kaygıyı yenmelerinde ailenin yaklaşımı etkili”

    Stresi yenmede en önemli unsurun aile faktörü olduğunu ifade eden Öztürk, “Adaylar sınav öncesi kendilerini rahatlatmak adına streslerini yenmeye çalışsınlar. Stres ve kaygı içinde olmak sınav başarılarını olumsuz etkileyecektir. Bu açıdan aileler pozitif yaklaşımlarla çocuklarına sınavın yaşamları için ‘tek belirleyici unsur’ olmadığıyla ilgili telkinlerde bulunabilirler. Bunun bilincinde olan adaylar çok daha rahat bir sınav geçireceklerdir” dedi.

    “Sınavdan iki gün önce ders çalışma bırakılmalı”

    Adayların sınava kalan süreyi kendileri için verimli kullanmaları tavsiyesinde bulunan Öztürk, “Takıldıkları konulara göz gezdirebilirler. Bu noktada öğretmenlerinden de destek alabilirler. Ancak sınavdan iki gün önce ders çalışma bırakılmalı. Açık havada vakit geçirebilirler. Stres atmak için eğlenceli aktivitelerde bulunabilirler. Tabii bu aktiviteyi sağlıklarını tehlikeye atmadan yapmalarını öneriyoruz. Bunların dışında sınava girecekleri yerleri muhakkak önceden görsünler. Sınava geç kalma gibi sıkıntılar yaşamamaları için bu çok önemli. Ayrıca sınav için gerekli belgeleri önceden hazırlasınlar. Son güne bırakılması durumunda stres yaşayabilirler” diye konuştu.

    “Sorularla inatlaşmasınlar”

    Adayların sorular üzerinde bilgilerini doğru kullanmaları için sınava motive olmalarının çok önemli olduğunu belirten Öztürk, “Sınav gelecekleri için çok önemli bir olgu ancak her şey değil. Rahat bir şekilde bilgilerini kullanabilsinler. Morallerini yüksek tutarak sınavlarını geçirsinler. Sınavda özellikle bildikleri sorulardan başlasınlar. Yapamadıkları sorularla inatlaşmasınlar. ‘Ben bu soruyu yapacağım’ diye boşa zamanlarını harcamasınlar. Yapamadıkları her soruyu geçsinler. Sınav sonunda zamanları kalırsa eğer yapamadıkları sorulara tekrar dönsünler. Bunun yanı sıra kaydırmaya karşı son 15 dakikalarını kitapçık ile işaretledikleri cevap kağıdını karşılaştırabilmeleri için ayırsınlar ve cevaplarını gözden geçirsinler” tavsiyelerinde bulundu.

  • Kırçan otu pazara indi

    Kırçan otu pazara indi

    Bölgenin yöresel tatlarından biri olan kırçan otunun sezonunun başlamasıyla birlikte pazar yerinde satışa sunulmaya başlandı. Turşu, kavurma ve alternatif birçok şekilde sofraları süsleyen kırçan otu, pazar yerinde üreticileri tarafından kilosu 50 TL’den satılıyor. Fiyatına rağmen çokça beğenilen ve talep gören ‘yeşil altın’ kırçanın zahmetli bir toplama sürecinin ardından sofralara geldiğini belirten üreticiler, fiyatların geçen yıla göre bir miktar arttığını ifade etti.

    Üreticiler, “Müşteriler 50 TL’den sattığımız kırçanı pahalı bile bulmuyor. Çünkü toplaması çok zor. Herkes kırçan otu toplayamaz. Yağışların çok olması fiyatları etkiledi. Geçen seneye göre fiyatlar zamlandı. Ayrıca kırçan sezonu yeni başladı. İlerleyen günlerde belki fiyatlar düşebilir” dedi.
    Yöresel lezzet kırçan otu, dikenlik arazilerde el yordamıyla toplanıyor.

  • Kızamık vakalarında korkutan artış

    Kızamık vakalarında korkutan artış

    İstanbul’da kızamık hastalığı nedeniyle 2 çocuk hayatını kaybetti. Nisan 2022 – Mart 2023 arasında Türkiye, 457 kızamık vakası ile Avrupa’da 3. sırada yer aldı. Vakaların 343’ünün ise 2023’ün ilk 2 ayında görülmesi dikkat çekti.

    Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Haluk Çokuğraş, Cerrahpaşa Çocuk Kliniği’ne 4.5 ayda 22 kızamık vakası geldiğini dile getirdi. Çokuğraş, vakaların 11 tanesinin aşısız, 11 tanesinin aşılı olduğunu belirterek, “Bu 22 vakanın 3 tanesi yabancı uyruklu ama çoğunluğu Türk. Bir kere aşısızlar ciddi risk altında. Ama aşılı olmak da her zaman çok yeterli değil. Koruyuculuğu yüzde 96-98 gibi. Yani 100 çocuğa aşı yaparsanız bunlardan 3-4 tanesi korunamıyor.” dedi.

    “Bir kızamık salgınından bahsedebilir miyiz?” sorusuna da yanıt veren Çokuğraş “Evet, kızamıkta çok ciddi bir artış var. Çünkü kızamık yakın zamanlara kadar neredeyse sıfırlanmış bir hastalık gibiydi. Bunun için bir salgın diyebiliriz” diye konuştu.

    Kızamık salgınının en önemli nedeninin aşı karşıtlığı olduğunu belirten Çokuğraş, şöyle devam etti:

    “Pandemiden sonra özellikle aşı karşıtlığında bir artış söz konusu. Öte taraftan yurt dışından çok sayıda kontrolsüz insan ülkemize girdi. Ne yapıp edip çocuklarımızı yüzde 100 ya da ona yakın bir oranda aşılamamız gerekiyor.”

    Çokuğraş, “Anne babaların çocukları için aşı hakkında karar verdikleri ve bu kararlarla ilgili farklı yaklaşımlar ele alınmalı mı?” sorusuna da yanıt verdi. Pek çok ülkede aşısını yaptırmayan çocukların toplum içerisinde ya da kamusal alanlarda kabul edilmediklerini söyleyen Çokuğraş, “Bizim ülkemiz için bence birtakım yasal düzenlemeler gerekli. Çünkü o çocuk sadece anne babanın çocuğu değil, toplumun çocuğu her şeyden önce.” diyerek sözlerini noktaladı.