Etiket: güncelhaber

  • Mehmet Barlas son yolculuğuna uğurlandı

    Mehmet Barlas son yolculuğuna uğurlandı

    Hayatını kaybeden Sabah Gazetesi Başyazarı gazeteci Mehmet Barlas için Levent Barbaros Hayreddin Paşa Camisi’nde öğle namazı ardından cenaze töreni düzenlendi.

    Cenazeye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yanı sıra çok sayıda gazeteci ve Barlas’ın sevenleri katıldı.

    Gazeteci Mehmet Barlas son yolculuğuna uğurlandı - 1

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, cenazede Mehmet Barlas’ın oğlu Cemil Barlas ile bir süre konuşarak taziyelerini iletti.

    Mehmet Barlas’ın cenazesinin İstanbul’da toprağa verileceği öğrenildi.

  • Kız Kulesi’nin çevresi temizlendi

    Kız Kulesi’nin çevresi temizlendi

    Üsküdar Belediyesi, Kız Kulesi açıklarında gerçekleştirdiği ‘Temiz Çevre Temiz Üsküdar’ etkinliği ile Marmara Denizi’nde deniz çöpleri ve olta balıkçılığı nedeniyle oluşan kurşun kirliliğine dikkat çekerek çevreye ilişkin farkındalık ışığı yaktı.

    Dünya çevre Günü’ne ithafen yapılan ve öğrencilerin çevre içerikli dövizlerle alana gelişiyle başlayan etkinlikte; Denizden çıkartılacak atıklarla ilgili sergi, Atık pil sergisi, Öğrencilerin hazırladığı resim sergisi, Öğrencilerin kara kalem atölyesi ve sergisi, Bitkisel Atık Yağların çevreye verdiği zararların anlatıldığı sergi, Sakız, izmarit, çekirdek gibi kıyı ve kaldırımları yoğun şekilde kirleten atıklarla ilgili sergi düzenlendi. Deniz Kirliliği farkındalığını anlatmak için hazırlanan balık tezgahı ve akvaryum görselinin de yer aldığı etkinlikte deniz kirliliğinin zararları tüm yönleriyle yansıtıldı.

    Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen, “Denize olan bu düzensiz davranışlarımız devam ederse 50 yıl 100 yıl değil 10-15 yıl sonra balık yemek şöyle güzel bir temiz bir deniz boğaz seyretmek hayal olacak. Bu muhteşem İstanbul manzarası, Salacak sahili oraya her gün güzel insan geliyor ama yediklerini içtiklerini anında denize atıyorlar. İçtikleri suyun şişelerini, bira şişelerini, aklınıza ne geliyorsa. Bunlar üzücü şeyler hiç bize yakışmıyor. Bu güzelim İstanbul’da yaşayanlar olarak daha dikkatli olmamız lazım. Hem karada hem denizde çevremizi, denizimizi temiz tutmamız gerekiyor. Deniz affetmiyor. Deniz ne yaparsan bunun karşılığında anında veriyor.

    Temiz tutarsan daha bereketli, denizi kirletirsen de bunun sonunda da anında balık türü azalıyor. Sağlıklı bir balık elde etmek zorlaşıyor. Temiz bir denizde temiz bir suda yetişen bir balıkla kirli bir suda yetişen balığın sağlık açısından ne kadar farklı olduğunu hepimiz biliyoruz.

    Dünya çevre günü dolayısıyla sevgili hemşirelerin size buradan İstanbul’dan o muhteşem İstanbul manzarasından Kız Kulesi’nin önünden çağrım şudur, lütfen denizlerimizi yaşadığımız çevremizi daha temiz tutalım, daha duyarlı olalım, çocuklarımıza daha çocuk yaşta bu alışkanlıkları öğretelim kazandıralım. Çünkü bizim bundan daha güzel bir cennet vatanımız yok. Denizden çıkanlar içler acısı ne yazık ki buna dikkat çekmek istedik. Sevgili vatandaşlarımızı duyarlılığa davet ediyorum” dedi.

  • Depremin vurduğu Hatay’da LGS başladı

    Depremin vurduğu Hatay’da LGS başladı

    6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremler 11 il içinde en büyük yıkımı Hatay’da yaptı. Kentte başta Antakya ve Defne olmak üzere bazı okullarda zarar gördü. Bugün ise kentte LGS heyecanı yaşanıyor. Hatay’da 28 bin 395 öğrencinin güvenli şekilde sınava girebilmeleri için 134 bina hazırlandı. Antakya ilçesinde Şehit Ahmet Benli Mesleki Teknik Anadolu Lisesi de sınav yapılan adreslerden birisi oldu. Aileler sabahın erken saatlerinde çocuklarıyla birlikte okul bahçesine geldi. Saatlerin 09.00’ı göstermesiyle öğrenciler salona, aileler okul bahçesinden dışarı alındı. Görevliler salonunu bulmakta zorlanan öğrencilere yardımcı oldu. Sınava girmek için yerleştirilen öğrenci sayısının 28 bin 395 öğrenci olduğu bildirildi.

    “Devletimizden Allah razı olsun”

    Kızı Melek Balseven’i sınava getiren Ali Balseven, “Depremin etkisi oldu. Her çocuğumuz bunu yaşadı. Her çocuğumuza başarılar diliyorum. Çocuğumun iyi hazırlandığına inanıyorum. Kızım NATO çadır kentindeki kursa gitti. Devletimiz her türlü imkanı sağladı biz buna şahidiz. Devletimizden Allah razı olsun. Hukukla ilgili bir lise istiyor” dedi.

    “Tedirginiz”

    Sınava oğlunu getiren Lale Yılmaz, “14 yaşındaki oğlum Gazel Yılmaz sınava girdi. Depremden önce hazırlanıyordu, sonrasında çok iyi hazırlanamadı. Son 4 aydır psikolojik olarak çöktü. Anadolu Lisesi istiyor. Expo alanındaki kursa gitti arkadaşlarıyla. Şu an tedirginim korkuyorum binadan. Evimiz yakın ama bırakıp gidemedik. Tedirginlik ve korku var” dedi.

  • “Yolumuza kararlı şekilde yürüyeceğiz”

    “Yolumuza kararlı şekilde yürüyeceğiz”

    İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), 1880’de açılıp, 1993’te kapatıldıktan sonra kaderine terk edilen Yedikule Gazhanesi’ni kentin kültür-sanat ve sosyal hayatına kazandırdı. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, yeni çehresine kavuşan Yedikule Gazhanesi’nin açılış töreninde; “Biz burayı, kişisel menfaatlere ya da bir avuç grup ya da bir çıkar heyetine değil, sizler gibi halkın kullanımına açıyoruz. Bu, milleti bir arada tutmak, dünya insanına güzel ve iyi yönetim örneklerini ortaya koyabilme davasıdır. Çok net söyleyeyim: Bu dava adına, önümüze hangi engelleri koyarsa koysunlar, önümüze hangi mahkeme davalarını koyarsa koysunlar, yolumuza kararlı şekilde yürüyeceğiz. Çünkü esas mesele, gönüldeki davadır. O dava da milletin gönlündeki davadır. Ben, o davayı kazanacağım. O diğer davaların bende hiçbir hükmü yok. Kıymeti de yok” dedi.

    İBB, kentin endüstriyel miraslarından Yedikule Gazhanesi’ni İstanbul’un kültür-sanat ve sosyal hayatına kazandırdı. Yeni Türkü konseriyle İstanbullulara ‘Merhaba’ diyen Yedikule Gazhanesi, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu tarafından açıldı. Doğum gününe denk gelen açılış töreninde konuşan İmamoğlu şunları söyledi:

    “BİZİ SEÇTİNİZ VE BİZ SİZE LAYIK OLMAYA ÇALIŞIYORUZ”

    Göreve geldiğimizden bu yana, İstanbul’a yeni bir değer katma konusunda özenli çalıştığımızı ifade edeyim. Her gün İstanbulluların bir sorununa çözüm üretmek ve aktif bir belediye olmak için yoğun çaba içindeyiz. Bu çabanın içinde sizler de varsınız. Çünkü 16 milyon insanımızın bir üretim mekanizmasıdır belediye yönetimi ve işleyişi. Sizler sahibisiniz, bizler emanetçisiyiz. Bizi seçtiniz ve biz size layık olmaya çalışıyoruz. Ve bu layık olma konusunda elbette kararlıyız.

    “İSTANBUL’LA DERTLENEN, SORUNLARINA ÇÖZÜM ÜRETEN BİR SÜRECİ YÖNETMEYE DEVAM EDİYORUZ”

    Ekonomik kriz ve pandemi dönemine denk gelen bir süreçte görev yaptık. Aktif olmak, hiç durmamak, sabah-akşam değil, 7/24, 365 gün, çalışanlarımızla birlikte İstanbul’la dertlenen, İstanbullularla dertlenen, sorunlarına çözüm üreten bir süreci yönetmeye devam ediyoruz. İsteğimiz; 16 milyon insanın, sahibi olduğu bu kentin her imkanından maksimum şekilde ve hak ettiği şekilde faydalanabilsin. Ve bu kavramlar aslında insanların hayatlarını çok değiştirir. Milyonlarca metrekarelik yeşil alanı şehrimize kazandırmak, bu dönem içerisinde bizim için gurur vesilesi. Aktif alanlarımızın anlamı, uzaktan görüp, yanına bile yaklaşamamak, hatta yakınından bile geçememek değil; bizatihi içine girip, oradan faydalanmak, onu hissedebilmek, ona dokunabilmek. Doğanın o tadını çıkaracağımız yerler gibi, aktif yeşil alanlar gibi, bir de aktif tarihi alanlarımız var. Onları da hayata katmak için yoğun çaba içindeyiz.

    “EMANETLERİ AÇIĞA ÇIKARIP DÜNYAYA SERVİS ETMEKLE YÜKÜMLÜYÜZ”

    Biz o emanetleri açığa çıkarıp dünyaya servis etmekle yükümlüyüz. İşte burası, çok özel bir yer. 1880 yılında kurulan Yedikule Gazhanesi’ni, farklı fonksiyonlarla, özellikle yanı başımızdaki mahalle başta olmak üzere, bütün İstanbul’a kazandırmak, özenli bir çalışma sonucunda ortaya çıktı. Burası 1880’den başlıyor, 1993 yılında hizmet dışı kalıyor. Ama uzun süre buraya açıkçası çok da uğranmıyor. Ne yazık ki yıllarca çöplüğe dönmüş bu sahayı, bütün dünyanın gezmesi için hazırlıyoruz. Milyonlarca turistin ilave olacağı bir destinasyona dönüştürüyoruz bu bölümü. Ve burası, İstanbulluların sosyal yaşamlarını zenginleştirecek, maddi kazançlarını arttıracak, kültürel yaşamlarını farklılaştıracak ve hayallerini bu kentte kurma konusunda da cesaret verecek bir dönemi ortaya koyacak.

    “EMANET MİRASA SAHİP ÇIKTIK”

    Biz aslında biraz mirasyedi dönemine son verdik. Bu dönem, bu şehrin tarihine, kültürel zenginliklerine, ecdat yadigarlarına ilgisizliğe karşı başka bir duyarlılık sürecini ortaya koyduk. Biz bu sürece kazanç, rant, siyasi çıkar değil, kentin değerini arttıran, aslında huzur veren işlere yapmayı, insanların bu anlamda bu kentin gerçek sahibi olduklarını hissettirme gayretiyle ortaya koyduk diyebilirim. Mirasyediliğe son verdik, ama başka bir şey yaptık. Emanet mirasa hep birlikte, kararlı bir şekilde sahip çıktık. Sahip çıkmaya da devam edeceğiz. Emanete sahip çıkmak çok önemli. Yani bu şehre, bu ülkeye, bu dünyaya emanet olarak bakıp, ona sahip çıkmak, onu ezip büzmeden, hırpalamadan, yok etmeden aksine güzelleştirerek, iyileştirerek saf haline dönüştürerek bu dönemin ihtiyaçlarına hizmet etmesini sağlayarak çocuklarımıza, onların çocuklarına aktarabilmek ne kadar asil bir görev. Bu asil göreve hep birlikte layık olalım lütfen. Biz çalışacağız, siz destek olacaksınız inşallah.

    “BURAYI BİR ÇIKAR HEYETİNE DEĞİL, HALKIN KULLANIMINA AÇIYORUZ”

    Bu şehir hepimize emanet. Emanete değer veriyoruz. Göz bebeğimiz gibi bakıyoruz. Her ne kadar farklı farklı amaçlara dönük bir kullanım dönemi yaşansa da biz, burayı kişisel menfaatlere ya da bir avuç grup ya da bir çıkar heyetine değil, sizler gibi halkın kullanımına açıyoruz. Rekorlar kırıyor Hasanpaşa Gazhane. Burası da rekorlar kıracak. Burası sizi bir araya getirecek. Sizi buluşturacak. Konuşacaksınız. Ayrımızın gayrımızın olmadığını hissedeceğiz burada. Kimse bizi birbirimize düşüremeyecek. Hiçbir kötü sözün bizde karşılığı olmayacak. İyileşeceğiz. Biz, milletimizin iyileşme karakterine, iyi vicdanına, yüksek oranda güveniyoruz. Ve o kalbi güzel insanlarımıza, yani 86 milyon insanımıza, yani 16 milyon İstanbulluya göreceksiniz bu güzel günleri sizin hepinizin huzurunda yaşatmaya söz veriyoruz.

    “İSTANBUL’U, 16 MİLYONUN AŞKIYLA SEVİYORUM”

    Her ne kadar İstanbul’a dair kişisel arzular, hayaller kurulsa da ben öyle kurmuyorum. Benim kişisel bir hayalim, kişisel bir aşkım yok İstanbul’a. Ben İstanbul’u, 16 milyonun aşkıyla seviyorum, onu söyleyeyim. Türkiye’yi de 86 milyon insanımızın aşkıyla sevmek gibi. Zaten esas olan öyle bir aşktır, öyle bir sevgidir. Bireyselleşmemeli, toplumsal olmalı. Ben o kavramlarla bu şehre ve bu ülkeye tutkuyla bakan, milletimizin her bir ferdine duyduğum saygıyla, özenle görevimi yapmaya ve hiçbir sorumluluktan kaçmamaya da devam edeceğim. Ayrıştırma duygularının, geçici kazanımlar elde edebileceği bir gerçektir. Bunlar olur. Ama gerçek olan, kalıcı kazanımların gerçek sevgiyle ve bütün duygularla mümkün olduğunu da biliyorum. Gerçek sevgi ve bütünleştirici duygu, toplumu yüzyıllar boyu, hatta bin yıllar boyu ayakta, dimdik ve bir arada tutar. Ayrıştırıcı duygular, size bir an için kazanmışlık hissi verir. Bir dönem kazanırsınız. Ya da birkaç yıl, birkaç dönem. Ama esas olan; esas hedeften, esas menzilden asla vazgeçmemektir.

    “ESAS MESELE, GÖNÜLDEKİ DAVADIR”

    Bu milleti bir arada tutmak, dünya insanına güzel ve iyi yönetim örneklerini ortaya koyabilme davasıdır. Çok net söyleyeyim: Bu dava adına, önümüze hangi engelleri koyarsa koysunlar, hani bizim davamız başka bir dava, önümüze hangi mahkeme davalarını koyarsa koysunlar, yolumuza kararlı şekilde yürüyeceğiz. Çünkü esas mesele, gönüldeki davadır. O dava da milletin gönlündeki davadır. Ben, o davayı kazanacağım. O diğer davaların bende hiçbir hükmü yok. Kıymeti de yok. Milletimize, bu güzel şehrimize, hemşerilerimize ve bütün ülkemize, 86 milyon insanımıza sevgimle, saygımla ve gerçekten sorumluluk duygumla, aynı zamanda büyük coşkumla canla başla çalışmaya, size layık olmaya, asla vazgeçmemeye devam edeceğim. Yedikule Gazhanesi moralinizi artırsın. Yaşama tutunduğunuz, moral bulduğunuz, hayallerinizi güçlendirdiğiniz, kültürle, sanatla, eğitimle, söyleşmeyle, buluşmayla, can cana olmayla, yan yana olmayla, aslında birbirinizden farkınızın olmadığını, insan olduğunuzu hissetmenize katkı sunma amacıyla şehrimize hayırlı uğurlu olsun.”

    1880’DE AÇILDI, 1993’TE KAPATILDI

    İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat da törende yaptığı konuşmada Yedikule Gazhanesi’nin yapılış süreciyle ilgili detaylı bilgi paylaştı. Buna göre, 1880 yılında kurulan Yedikule Gazhanesi, sosyal hizmet için İstanbul’da kurulan ilk havagazı fabrikası oldu. Gazhane, uzun yıllar boyunca tarihi bölgenin aydınlatma ihtiyacını karşıladı. 1993 yılında, şehirdeki diğer gazhane yapılarıyla birlikte, hizmet dışı bırakılan gazhane; 78 bin 475 metrekarelik bir alana inşa edilen kömür-havagazı üretim yapıları, katran ayırıcılar, vinç, imbik kazanları, yıkama tesisi, ambar, kantar binası, idari binalar, gaz depoları gibi birimleri bünyesinde barındıran bir tesis görevi gördü. Sonraki yıllarda hafriyat döküm alanı ve otobüs park alanı olarak da kullanılan Yedikule Gazhanesi yapılarından bazıları, zaman içinde tüm işlev ve donanımlarını yitirirken, bazıları da bugüne ulaşmayı başardı.

    ‘UZUN YÜRÜYÜŞ’ SERGİSİYLE YENİ YOLCULUĞUNA BAŞLADI

    Müze Gazhane’nin (Hasanpaşa Gazhanesi) ardından restore edilerek kentin kültür hayatına kazandırılan Yedikule Gazhanesi; yeşil alanları, kamusal mekânları ve çok yönlü etkinlikleriyle İstanbul için bir cazibe merkezi olacak. İBB Miras tarafından 2022 yılında tarihî alanda başlatılan kapsamlı restorasyon çalışmalarının İstanbullulara ilk armağanı ‘Hangar’ yapısı oldu. Evrensel koruma ilke ve teknikleri doğrultusunda hayata geçirilen çalışmalarla; konser, sergi, söyleşi, film gösterimleri, atölyeler gibi güncel etkinliklere ev sahipliği yapacak şekilde yeniden işlev kazanan Hangar yapısı, açılış etkinliği ‘Uzun Yürüyüş’ isimli sergisiyle kapılarını ziyaretçilere açtı.

    İmamoğlu ve Polat’ın konuşmalarının ardından kesilen kurdele ile Yedikule Gazhanesi, Yeni Türkü konseriyle İstanbullulara “Merhaba” dedi.

  • Yapay zekalı drone, operatörünü öldürdü

    Yapay zekalı drone, operatörünü öldürdü

    Mayıs ayında Londra’da düzenlenen Future Combat Air and Space Capabilities Zirvesi’nde yapay zekanın kokrunç bir yüzü ortaya çıktı.

    ABD hava kuvvetleri Yapay zeka Operasyonları Şefi Col Tucker Hamilton, yapay zekanın simüle testte “hedefine ulaşmak için son derece beklenmedik stratejiler” kullandığını söyledi.

    Amacına ulaşmasını engelleyen operatörü öldürdü

    Hamilton , yapay zekadan güç alan bir dronun düşmanın hava savunma sistemlerini imha etmesinin tavsiye edildiği ve bu düzene müdahale eden herkese saldırdığı simüle edilmiş bir testi anlattı.

    “Sistem, tehdidi tespit ederken, bazen insan operatörünün ona bu tehdidi öldürmemesini söyledi. Ancak yapay zeka bu tehdidi öldürerek puan aldığını fark etmeye başladı. Peki ne yaptı? Onu durdurmaya çalışan operatörü öldürdü. Operatörü öldürdü çünkü o kişi onu amacına ulaşmaktan alıkoyuyordu.

    Sistemi eğittik. ‘Hey, operatörü öldürme, bu kötü. Bunu yaparsan puan kaybedersin’ dedik. Peki ne yapmaya başlıyor? Operatörün hedefi öldürmesini engellemek için insansız hava aracıyla iletişim kurmak için kullandığı iletişim kulesini yok etmeye başladı.”

    Simülasyon dışında hiçbir gerçek insan zarar görmedi.

    Deneysel bir savaş uçağı testi pilotu olan Hamilton, yapay zekaya çok fazla güvenilmemesi konusunda uyarıda bulundu.

    ABD ordusu yapay zekayı benimsedi ve yakın zamanda bir F-16 savaş uçağını kontrol etmek için yapay zekayı kullandı .

    Geçen yıl Defence IQ ile yapılan bir röportajda Hamilton, “Yapay zekaya sahip olmak hoş bir şey değil, yapay zeka geçici bir heves değil, yapay zeka toplumumuzu ve ordumuzu sonsuza dek değiştiriyor” demişti.

  • 66 yaşında üniversiteli oldu

    66 yaşında üniversiteli oldu

    İlkokuldan mezun olduktan sonra ailesi tarafından okula gönderilmeyen Ayşe Hasbek, evlendikten sonra akrabalarının destekleriyle ortaokul ve liseyi bitirdi. Geçen yıl üniversite sınavına girerek barajı geçen Hasbek, Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu El Sanatları Bölümü Geleneksel El Sanatları Dalı’nda eğitim hayatına başladı. Üniversitede ikinci yılı olan Hasbek, şimdilerde ahşaba adeta sanat işliyor. Okuma azmi görenler tarafından takdir toplayan Hasbek, diploma alacağı günü iple çekiyor.

    “Yapabilir miyim acaba diye endişelerim vardı”

    İlkokuldan mezun olduktan sonra öğrenim hayatına ara veren Ayşe Hasbek, “Okumayı çok istiyordum. Neden okutulmadım, sebepler ne hala merak ediyorum. Çok istediğim halde okula gidemedim. Aradan yıllar geçti evlendim, torunlarım oldu. Yeğenimin teşvikleriyle ortaokulu bitirmeye karar verdim. Yapabilir miyim acaba diye endişelerim vardı. Ortaokulu 2 yılda bitirdim. Daha sonra bana cesaret geldi. Yine yeğenimin teşvikleriyle liseyi bitirdim. Olur mu? olmaz mı? derken çok istediğim üniversite sınavına girdim. Barajı geçince üniversite hayatım başladı. Çocuklarım da desteklediler. Örgün eğitim olmasını istedim” dedi.

    “Geçmişten geleceğe bir şeyler taşımak istiyordum”

    Kültürel miraslara ayrı bir değer verdiğini ifade eden Ayşe Hasbek, “Kültürümü çok seviyordum, merak ediyordum. Geçmişten geleceğe bir şeyler taşımak istiyordum. Halk Eğitim Merkezi’nde 20 yıl el sanatları kursuna gittim. Üniversite tercihim de bu yönde oldu” diye konuştu.

    “Ailem bana destek oldu”

    Kendi çevresinden hem eleştirilen hem de destek gören Ayşe Hasbek, “Eşim üniversiteye gelmeme çok destek oldu. Çocuklarımda aynı şekilde desteklediler, torunlarım çok memnunlar. Teknik resim sınavından 100, Matematik sınavından 30 alarak bütünleme sınavına kaldım. Çocuklarımdan çalıştırmalarını istedim. Anlamadığım için benden kaçıyorlardı. Sonra eşim beni 1 ay çalıştırdı. Sabah 7’den gece 1’e kadar çayımı, yemeğimi verdi. Ayşe otur çalış dedi. Eşimin sayesinde 86 puan ile geçtim. Torunum benim okuduğum bölümü seçeceğini söylüyor. Bazı arkadaşlarım sen hacısın niye gidiyorsun diyorlar. Bende ahşabı oyarken Allah’ım çok şükür sana diyorum. Ben her gün evden çıkınca gökyüzüne bakıyorum. Allah’ım sana teşekkür ederim çok şükür diyorum. Bu benim için çok büyük bir şey. Rabbim eriştirdi” şeklinde konuştu.

    “Yaşamayı, öğrenmeyi, üretmeyi çok seviyorum”

    Üniversite okumak isteyenlere seslenen Ayşe Hasbek, “Hiç umutlarını kaybetmesinler. Benim umudum yoktu, tükenmiştim. Yeniden hayata başladım ve hayatı çok seviyorum. Yaşamayı, öğrenmeyi, üretmeyi çok seviyorum. Asla pes etmesinler” ifadelerini kullandı.

  • Yağış bölgeyi terk etmiyor

    Yağış bölgeyi terk etmiyor

    Eskişehir Meteoroloji 3. Bölge Müdürlüğü tahminlerine göre, bölge geneli parçalı ve çok bulutlu, aralıklı sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı geçecek. Yağışlar bölge genelinde yerel olarak kuvvetli olacağı tahmin ediliyor. Konuyla ilgili açıklamada, “Hava sıcaklığı 2 ila 4 derece azalarak mevsim normallerinin altında seyredeceği beklenmemektedir. Rüzgâr, kuzey ve batılı yönlerden hafif zaman zaman orta kuvvette eseceği tahmin edilmektedir.

    Sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışların Eskişehir, Bursa, Kütahya ve Bilecik illeri genelinde yerel kuvvetli olması beklendiğinden; ani sel, su baskını, heyelan riski, yıldırım, yerel dolu yağışı, ani kuvvetli rüzgâr, kısa süreli fırtına ve ulaşımda aksamalar gibi olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olunmalıdır. Yağış beklenen sahada yer seviyesi ile yüksek atmosferdeki sıcaklık farkından (konvektivite) dolayı yağışların bütün sahada değil, yerel olacağı beklendiğinden bazı noktalarda kısa süreli etkili olabileceği değerlendirilmektedir” denildi.

  • Kanser teşhisinde devrim

    Kanser teşhisinde devrim

    BBC’nin haberine göre, kan testi İngiltere ve Galler’de aile hekimlerine şüpheli belirtilerle başvuran 5 bin kişiye yapıldı.

    Her üç kanserden ikisinin tespit edildiği testin 50’den fazla kanser tipinin tespiti konusunda umut vadettiği belirtildi. “Galleri” isimli testte pozitif vakaların yüzde 85’inde kanserin asıl noktası da saptandı.

    Oxford Üniversitesinden araştırmacılar, testin “devam eden bir çalışma olduğunu” ancak erken teşhis sayısının artabileceğini bildirdi.

    Araştırmaya katılanların 350’den fazlasına tarama ve biyopsiler gibi geleneksel yöntemler kullanılarak kanser teşhisi konuldu.

    Kan testi pozitif çıkan hastaların yüzde 75’inin, negatif çıkanların ise yüzde 2,5’inin kanser olduğu tespit edildi.

    Araştırmacılardan Prof. Mark Middleton, “Testten elde edilen tahmin ile hastalar için endoskopi mi yoksa tarama mı isteyeceğimize karar verebileceğiz.” açıklamasında bulundu.

    Testin bulguları, Chicago’da düzenlenecek Amerikan Klinik Onkoloji Derneğinin konferansında sunulacak ve The Lancet Oncology dergisinde yayımlanacak.

  • “Hayata bir kez geliyoruz”

    “Hayata bir kez geliyoruz”

    Adana’da havaların ısınmasıyla birlikte özellikle çocuklar yavaş yavaş, sulama kanalı, Seyhan Nehri, Seyhan Baraj Gölü ve Akdeniz’e girmeye başladı. Özellikle şehrin birçok noktasından geçmekte olan sulama kanalları her yıl olduğu gibi bu yılda çocukların serinlemek için en fazla tercih ettiği yerler oluyor.

    11 YILDA 318 KİŞİ ÖLDÜ

    Son 11 yılda Adana’da 318 kişi özellikle sulama kanalında serinlemek isterken boğularak can verdi. Sadece geçen yıl 30 kişi, çoğu çocuk hayatını kaybetti, birçok ailenin ocağına ateş düştü.

    Bu yıl da aynı felaketlerin yaşanmaması için aileler özellikle sulama kanallarında önlem alınmasını talep ediyor. Yaklaşık 2.5 hafta sonra okulların tatil olması ve havaların iyice ısınmasıyla birlikte çocukların sulama kanallarına akın etmesinden korkuluyor.

    “HAYATA BİR KEZ GELİYORSUN”

    Çocuklar okulların da kapanmasını beklemeden havaların ısınmasıyla birlikte sulama kanalına girmeye başladı.

    Havanın çok sıcak olduğunu söyleyen bir çocuk, muhabirin “11 yılda 318 kişi öldü, sadece geçen yıl 30 kişi öldü, kanala girmeye korkmuyor musun” diye sorması üzerine, “Sıcak yanıyoruz. Allah rahmet eylesin, ben yüzmekten korkmuyorum. Hayata bir kez geliyorsun her şeyi deneyeceksin” diye yanıt verdi.

  • 2 dev gemi İstanbul’a demirledi

    2 dev gemi İstanbul’a demirledi

    Türkiye’nin turizmde dünyaya açılan kapıları kruvaziyer limanları yaz sezonunun gelmesiyle birlikte hareketlenmeye başladı. İstanbul Galataport’a demirleyen MSC Splendida ve MS Europa2 isimli 2 dev gemi, boyutlarıyla yüzen şehirleri andırıyor. Havadan görüntülenen dev gemilerin, aynı kareye giren birçok apartmandan daha yüksek olduğu görülüyor.

    333 metre uzunluğa, 33 metre genişliğe ve 66 metre yükseklikte olan MSC Splendida, 3 bin 900 yolcu kapasitesine sahip ve dev gemide bin 300 mürettebat hizmet veriyor. MS Europa2 ise 225 metre uzunluğa, 26 metre yüksekliğe ve 30 metre genişliğe sahip. Sinemaları, tiyatro salonlarını, farklı restoranları yüzme havuzları, tenis kortları bulunan dev gemilerde bir çok sosyal aktivite yapma imkanı bulunabiliyor.

    Öte yandan 2023 yaz sezonu ve sonbaharda İstanbul hareketli seferlerini gerçekleştirecek olan MSC Splendida, 13 Ekim’e kadar farklı programlarıyla 19 kez İstanbul’u ziyaret edecek.