Etiket: güncelhaber

  • “Nefes” önemli rol oynayacak

    “Nefes” önemli rol oynayacak

    Tarım ve Orman Bakanlığı Orman Genel Müdürlüğü, TUSAŞ tarafından üretilen ve ilki daha önce envantere giren 2,5 ton su atma kapasiteli, gece gündüz görev yapabilen T70 helikopterinin ikincisini teslim aldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Nefes” adını verdiği helikopter, OGM Havacılık Dairesi Başkanlığı Tesisleri’nde basın mensuplarına tanıtıldı. “Nefes”, hangardan kalkarak basın mensuplarıyla Ankara semalarında uçuş yaptı.

    Uçuş öncesi Nefes ve insanlı keşif uçağı Otağ hakkında basın mensuplarına bilgi veren OGM Havacılık Daire Başkanı Mahmut Okudan, “Bu yıl ilk defa yangın söndürme görevi olarak OGM envanterindeki hava araçları görev yapmaya başlayacaklar. Bu kapsamda iki tane T-70 helikopterimizi envanterimize aldık. Bu yangın sezonunda iki tane helikopterimiz yangın söndürme görevi yapacak” dedi.

    Okudan, T-70 helikopterlerinin TUSAŞ tarafından üretildiğini hatırlatarak, “Bu yıl ilk olarak Muğla’da önümüzdeki haftadan itibaren görev yapacaklar. Bu helikopterde uçan pilotlarımız da genel müdürlüğümüzün kendi pilotları olacak. Türk pilotları yangın söndürme görevlerinde aktif olarak çalışmaya başlayacaklar” diye konuştu.

    Otağ’ın yangınların yönetilmesi maksadıyla tasarlandığını aktaran Okudan, uçağın da bu yıl yangın sezonunda aktif olarak kullanılacağını söyledi. Okudan, “Otağ uçağımız yangınlar esnasında havaya çıkarak hem görüntü aktarmasını yapacak hem de yangın sahasının sayısal haritasını ve verilerini üreterek saha yöneticilerine bir kara destek sistemi gibi görev yapacak. Şu ana kadar deneme uçuşlarımızı tamamladık. Gayet başarılı geçtiğini gördük. Bize yangınlar için büyük güç sağlayacak” ifadelerini kullandı.

    Tarihin en büyük hava gücü

    OGM hava gücünü uzun yıllar kiralama yoluyla devam ettirdiklerine dikkati çeken Okudan, şöyle konuştu:
    “Bu yıl geçen yıllardan farklı olarak 55’di geçen yıl helikopter sayımız. Bu yıl 69’a yükselttik. 69 yangın söndürme helikopteri, yangın bölgesinde, Hatay’dan Çanakkale’ye kadar ayrı ayrı konuşlandırılmış olacak. Bunlar gün doğumundan batımına kadar yangın görevi yapacaklar. Yine bunlara ilave olarak 17 olan uçak sayımızı da 19’a yükseltmiş olduk. Bu şekilde 88 yangın söndürme hava aracıyla 2023 yılı yangın sezonunda yangın sahasında gün doğumu, gün batımı bu hava araçlarımız görev yapacak. Bu da tarihimizdeki en büyük hava gücümüz.”
    Öte yandan OGM envanterine katılacak üçüncü T-70, yıl sonuna kadar teslim alınmış olacak.

  • ABD’li temsilciden MİT’e övgü

    ABD’li temsilciden MİT’e övgü

    ABD’nin eski Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey, ABD’nin Suriye’deki faaliyetleri, terör örgütü YPG’nin eylemleri ve DEAŞ liderinin MİT operasyonu sonucu etkisiz hale getirilmesi hakkında TGRT Haber’e konuştu. Jefrry, DEAŞ lideri Ebu Hasan el-Haşimi el-Kureyşi’nin MİT operasyonu sonucu öldürülmesine yönelik, Türk istihbaratının büyük bir iş çıkardığı değerlendirmesinde bulundu. Jefrry, Türkiye’nin Suriye’deki muhaliflerden oluşan SMO bileşenleri ile 2016’da başlattığı operasyonda DEAŞ’ın işgal ettiği birçok bölgeyi geri aldığını hatırlattı.

    “ABD, SDG’nin PKK’ya bağlı bir unsur olduğunu kabul etmeli”

    Washington’un Suriye’de yerel ortak olmadan herhangi bir faaliyet yürütmeyeceğini dile getiren Jeffry, “DEAŞ ile mücadele kapsamında bir durum. Öncelikle ABD hiçbir terör örgütünü desteklemez. Bu sadece politik bir durum. ABD onlarla iş birliği yaparken bu durumun Türkiye’de gerçek anlamda tartışmaya yol açtığının farkında olmalıdır. Türkiye’nin endişeleri giderilmeli. ABD terör örgütü YPG ya da diğer adıyla SDG’nin PKK’ya bağlı bir unsur olduğunu kabul etmeli. Aynı zamanda gizli bir tehlike teşkil ettiğini de. 2014’te Kobani DEAŞ’lı teröristlerce kuşatılmıştı. DEAŞ, 2015 yılında Türkiye’de yüzlerce sivili katletmişti. YPG yaklaşık 9 yıldır bu ortak görevde. ABD Suriye’den çekilirse DEAŞ’ın faaliyetleri genişler. Bu risk her daim mevcut” diye konuştu.

    “Biden hükümeti Amerikan askerini Suriye’den çekmeyecektir”

    Jeffry, “ABD, Afganistan’da olduğu gibi Suriye’den de çekilecek mi?” sorusu üzerine, “Afganistan’daki durum Suriye’deki gibi değil. ABD’nin öncülük ettiği Afganistan’daki uluslararası NATO komisyonu görevini yerine getirdi. Bu nedenle de çekilme kaçınılmazdı. Sonrasında Taliban 2 yıl sonra görevi yerine aldı. Türkiye burada çok önemli ve takdirle karşıladığımız bir rol oynadı. Suriye’de yer alan küçük Amerikan varlığı da hedeflerine başarılı şekilde ulaştı. Söz konusu hedefler resmi olarak DEAŞ’a karşı savaşmaktı. Türk ordusu DEAŞ’a karşı direkt olarak savaştı, inanılmaz bir performans gösterdi. Esas mesele Suriye hükümeti, İran ve Rusya’ya olabildiğince az toprak bırakmaktı. Ve müttefikimiz Türkiye gibi diğer ülkelere de tehdit oluşturmalarından endişe duyduk. Bu nedenle Biden hükümeti Amerikan askerini bölgeden (Suriye’den) çekmeyecektir” dedi.

    “PKK’yı terör örgütü olarak kabul ediyoruz, SDG dışında temas yok”

    ABD’nin PKK’nın bütün kollarıyla meşrulaştırılması için uğraştığı iddialarına ilişkin de Jeffry, “PKK’yı terör örgütü olarak kabul ediyoruz. SDG dışında temas yok. Şunun anlaşılması gerekiyor. SDG’ye komuta edenler, Suriye’de YPG’nin Doğu Kanadı diyorlar. Bunlar karşılıklı iş birliğinde olduğumuz ve konuştuğumuz kişiler. Yani 2014’ten bu yana ABD’nin desteği ile DEAŞ ile savaşan Suriye Demokratik Güçleri. Zaten biz bunun dışında birileriyle temas halinde değiliz. Tabii ki PKK’yı terör örgütü olarak kabul ediyoruz. Ortada DEAŞ tehlikesi var ve biz bu çerçevede mücadele ediyoruz” ifadelerini kullandı.

  • DAEŞ’in sözde Türkiye valisi yakalandı

    DAEŞ’in sözde Türkiye valisi yakalandı

    Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT), terör örgütü DAEŞ’e yönelik önemli bir operasyon gerçekleştirdi.

    Güvenlik kaynaklarından edinilen bilgiye göre, DAEŞ’in sözde eski Türkiye Valisi Şahap Variş’in Suriye’de saklandığı yer tespit edildi.

    MİT’in çalışmaları sonucu Variş ve beraberindeki 3 terörist yakalanarak emniyet birimlerine teslim edildi. Variş, çok sayıda terör eylemiyle bağlantılıydı ve İçişleri Bakanlığı aranan teröristler listesinde kırmızı kategoride yer alıyordu.

    29 Nisan’da yine MİT tarafından gerçekleştirilen bir diğer operasyonda DAEŞ’in lideri Ebu Hüseyin el-Kureyşi öldürülmüştü.

  • Dünya Pilates Haftası

    Dünya Pilates Haftası

    Büyükçekmece Belediyesi tarafından dünya pilates günü nedeniyle etkinlik düzenlendi. Mimaroba Büyük Atatürk Parkı’nda düzenlenen etkinliğe yoğun ilgi gösterildi. Pilates yapan kadınlara erkekler de eşlik etti. Dünya Pilates Haftası çerçevesinde düzenlenen etkinliğe katılan Büyükçekmeceliler Büyükçekmece Belediyesi Spor Akademisi eğitmenleri eşliğinde pilates, yüz yogası ve kahkaha yogası yaptı. Yüzlerce kişinin katılımıyla gerçekleşen etkinlik renkli görüntüler eşliğinde sürdü. Katılımcılar pilates yaparak hayatlarında daha mutlu ve dinamik olduklarını ifade etti.

    “İşi bırakırken ilk yapmak istediğim şey spor yapmaktı”

    Duygularını dile getiren Güllü Köse, “1 yıl oldu işi bırakalı ve işi bırakırken ilk yapmak istediğim şey spor yapmaktı. Ceylan hocanın adını çok duymuştum. O gruba dahil oldum. Vücudumda, evimde, düzende bana çok etkisi oldu. Özellikle işten ayrılmış birisi olarak düzen geldi hayatıma. Büyükçekmece bu konuda zaten çok aktif. Yapmak istediğim şeylerden birisiydi. Çok teşekkür ediyorum. Büyükçekmece’nin bu farkını yaşayarak hissetmek istedim. Sahilini, sporunu ve çok güzel bir etkinlik.’’

    “Başkanımıza çok teşekkür ediyorum”

    Etkinliğe katılan Semra Üge, “2002 yılında Büyükçekmece’ye yerleştim. 2002 yılından bugüne kadar belediyenin spor tesislerinde spor yapıyorum. Pilates hocamızla daha önce zumba var, aerobik var, yoga var. En son Ceylan hocamız ile başladık. Onunla devam ediyoruz. Ben 90 kiloydum buraya geldiğim zaman ve sporla bu haldeyim. Birkaç yıldır da bu kilomu koruyorum. Pilatesi A’sından Z’sine öğreten bir insan Ceylan hoca. Ben bu yüzden başkanımıza çok teşekkür ediyorum. Büyükçekmece kadınlarına böyle bir düzen sağladığı için.”

    Etkinlik sonunda Büyükçekmece Belediye Başkanı Dr. Hasan Akgün adına Büyükçekmece Belediyesi Koordinatörü Gürhan Ozanoğlu tarafından eğitmenlere çiçek takdim edildi.

  • Bu da hamam sergisi

    Bu da hamam sergisi

    Sındırgı Belediyesi Akpınar Yaşam Merkezi üyesi kadın girişimciler Hülya Sargıcı ve Serpil Can tarafından Türkiye’de ilk olarak geçmişten geleceğe hamam kültürünü yansıtan, hikâyeleri olan motiflerle kadınlar tarafından işlenen hamam ürünlerinin yer aldığı hamam ve şifahane arasındaki ayrımı ortaya koyan sergi geleneksel yöntemlerle açıldı. Şifahane ve hamam açılışlarında kurdele kesme âdeti olmaması, lavantanın şifa amaçlı kullanılması nedeniyle açılış lavanta kırarak yapıldı. Akpınar Yaşam Merkezi üyesi kadınların da işlediği ürünler bu sergide yer alıyor.
    Ziyaretçilere ürünler hakkında sunum gerçekleştirilerek hamam ve şifahane kültürü hakkında detaylı bilgiler veriliyor.

    Erzurum’dan başlayan araştırmaların Sındırgı’da taçlandığını belirten Hülya Sargıcı, “Bu sergiyi açma sebebimiz Erzurum’dan başlayan yolculuğumuz Antep, Erzincan, Bursa’ya kadar belli bir şekilde gelse de Bursa da bizi yol ayrımına getirdi. Yol ayrımında Bursa’dan İstanbul’a giden kısım hamamla devam ederken tesadüf diyelim Balıkesir, Sındırgı Şifahane olarak karşımıza çıktı. Şifahanenin merkezi Sındırgı, Balıkesir bölgesi, Ege bölgesine ait olduğu için bu gün burada gelecek nesillere bu kültürü doğru bir şekilde aktarmak adına kadın istihdamına yönelik ileriye dönük çalışmalar yapmak adına ve hamamla şifahane arasındaki o ince çizgiyi farkı anlatmak adına böyle bir sergi böyle bir çalışma yaptık. Şuan da sergimizde kantaron yağımız, lavanta yağımız, lavanta kolonyamız, peştamallarımız, özel dokuma kumaştan üretilen peştamallarımız, kadife havlularımız ve bohçalarımız var. Bu ürünlerimiz sıralanarak yapıldı. Kendi dönemine dönemsel olduğu mahalli kültürüne göre hamam bohçaları farklı renklerde işlenmiş örneğin siyah olan normal bir aileyi anlatır. Kadife sim sargı işlemeli olan bir bohça o yörenin ileri gelen bir ailesi ya da konak sahibini anlatıyor. Eğer bohça beyaz ise o evin kızının nişanlı olduğu ya da o evin yeni gelini olduğunu simgeliyor. Buradan yola çıkarak beyaz, siyah ve kadife simli o günkü dokusunu ve desenini bozmadan günümüze tasarlayarak işlemeleri ile getirdik” dedi.

    Böyle bir işin içinde olmanın çok keyifli olduğunu belirten Serpil Can, “Sındırgı çok güzel bir nokta doğal bir şehir. Sayın başkanım buradaki kadınların enerjisi, isteği, talebi çok yüksek. Doğal ortam çok etkin ve yetkin insanlar olduğu için burada bir lansman yapmak çok keyifliydi. Buradaki amacımız şuydu şifahane kültürü ile birlikte eskinin canlanması hamam kültüründe kullanılan malzemelerin modernize edilmesini sağlamaktı. Çok keyifli bir çalışma oldu bununla birlikte kadın emeği, kadın girişimiyle birlikte bence birçok kadına da iş imkanı sağlayacağız. Hamam kültürü ve şifahaneler hiçbir zaman kurdele ve makasla kesme gibi adet yok. Lavanta da hamam kültürü ve şifahanelerin temel malzemelerinden biri olduğu için onu kırarak daha gerçeğe özgün bir şekilde açılış yapmak en doğrusu gibi geldi” dedi.

    Hamam kültürü geleceğe taşınıyor, mimari özellikleri ile örnek tarihi hamam yaşatılıyor

    Bu tür faaliyetlerin kadın istihdamını arttırmak, kültürleri geleceğe taşımak adına etkili olduğunu belirten Sındırgı Belediye Başkanı Ekrem Yavaş, “Tarihimizi, doğamızı, doğal şehir Sındırgı’da korumaya devam ediyoruz, bu sebeple satın alıp da değerlendirdiğimiz bir hamamımız var 170 yıllık alttan ısıtmanın duman ile yapıldığı, suyun boyler sistemi ile ısıtıldığı azıcık odunla tasarruflu bir şekilde şehrin insanlarına hizmet eden hamam yıkık, dökük, virane bir haldeydi. Tarihi Kentler Birliği ile beraber bir restore projesi hazırladık. Valiliğimizden aldığımız bir destek ile beraber de ihya ettik. Şimdi burada bir hamam kültürünü yayacak güzel bir sergimiz var. Her bir alanında şifahane tütsüler ile müzikle, suyun sesi ile ve hamamda kullanılan malzemeler ile çok harika bir sergi oldu. Bir hafta boyunca açık kalacak olan bu sergi insanlarımızın hizmetine sunulacağı gibi bir hamam kültürünü de insanlara tekrar yöneltebilmek, termali olan bir şehirde çok da yakışık alacak diye düşünüyorum. Geçmiş olan doneler var işte bunlar kadınlarımızın emeği ile birleşiyor ve Sındırgı şifahanesinde hamamda sergileniyor” şeklinde konuştu.

  • Kemal Kılıçdaroğlu’nun kayınbiraderi hayatını kaybetti

    Kemal Kılıçdaroğlu’nun kayınbiraderi hayatını kaybetti

    Bir süredir Tepebaşı Belediyesi Yaşam Köyü ve Alzheimer Konukevi’nde tedavi gören Prof. Dr. Hüseyin Özdağ, bugün rahatsızlandı. 112 Acil Servis ekiplerince Eskişehir Yunus Emre Devlet Hastanesi’ne kaldırılan emekli akademisyen Özdağ, tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Zatürre ve solunum yetmezliği dolayısıyla hayatını kaybettiği tespit edilen Prof. Dr. Hüseyin Özdağ’ın cenaze namazı yarın 12.00’da Hacı Bektaş Veli Kültür Vakfı’nda kılınacak. Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun da kayınbiraderinin cenaze namazına katılması bekleniyor.

  • Havacılık ve uzay teknolojileri lisesi

    Havacılık ve uzay teknolojileri lisesi

    Savunma Sanayii Başkanlığı ile TUSAŞ iş birliğinde ilk defa havacılık ve uzay teknolojileri alanında lise düzeyinde eğitim verecek lisesinin açılması için çalışmalar tamamlandı. Ankara Havacılık ve Uzay Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, Ankara’nın Elmadağ ilçesinde açıldı.

    Milli Eğitim Bakanlı tarafından yapılan çalışma çerçevesinde havacılık ve uzay teknolojisi eğitiminin yaygınlaştırılması, eğitim içeriklerinin geliştirilmesi ve zenginleştirilmesi amacıyla hazırlanan havacılık ve uzay teknolojisi alanı öğretim programı Talim ve Terbiye Kurulunda kabul edildi.

    Müfredat, Savunma Sanayi Başkanlığı, Türk Hava Kurumu Üniversitesi, ASELSAN, ROKETSAN, TUSAŞ ve TEİ temsilcileri ile alan öğretmenlerinden oluşan komisyon tarafından hazırlandı.

    Eğitim binası, pansiyon ve atölye kısmı olmak üzere 3 ana yapıdan oluşan, yaklaşık 25 bin metrekare üzerine kurulan okul hakkında bilgiler veren Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Sadri Şensoy, Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer’in, savunma sanayii kuruluşlarında özellikle havacılık ve uzay teknolojileri alanında nitelikli eleman yetiştirilmesi amacıyla okulun açılması talimatını verdiğini aktardı.

    Bunun üzerinde Ankara Havacılık ve Uzay Teknolojileri Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’ni açtıklarını söyleyen Şensoy, “Burada açılmasının nedenlerinden bir tanesi bu bölgede savunma sanayii şirketlerinin çok fazla olması. Çocukların hem staj yapması açısından kolaylığı ve hafta içi çalışmalarda da gidip iş yerinde, sektörde çalışmaları yerinde izlemesi açısından bu bölgede kuruldu” dedi.

    Şensoy, okulun 25 bin metrekarelik bir alanda kurulmasından ötürü Türkiye’nin en büyük liselerinden biri olduğunu belirterek, okulun teknolojik anlamda son sistemlerle kurulduğunu kaydetti.

    “1 yıl hazırlık, 4 yıl mesleki eğitim vereceğiz”

    81 ilden öğrencilerin okulu çok rahatlıkla tercih edebileceklerine vurgu yapan Şensoy, şöyle devam etti:

    “Okulumuzun müfredatını Savunma Sanayi Başkanlığı, Roketsan, TUSAŞ, TEİ gibi sektörün önde gelen kuruluşlarından oluşan akademisyenlerden bir araya gelmiş komisyon tarafından hazırlandı ve Talim Terbiye Kurulu tarafından da kabul edildi. Müfredata göre bir yıl hazırlık okutacağız, 4 yıl da mesleki eğitim vereceğiz. LGS çerçevesinde bu okula öğrenci alacağız. Yüzde 1’lik dilimden öğrencinin geleceğini düşünüyoruz. Akademik anlamda çok başarılı öğrencilerin okuması tercih edeceğini düşünüyoruz.”


    Okula tasarım ve imalat, itki sistemleri, elektronik sistemler olmak üzere 3 dalda 60 öğrenci alınacağını vurgulayan Şensoy, “Öğrencilerimize laboratuvarlarımızda, sınıflarımızda sektörün ihtiyacı olan öğretim programlarını uygulayacağız. Burası bir proje okulu olarak hayata geçti. Öğretmenlerimizi seçerek alacağız. Öğretmenlerimiz de sektörlerde, işbaşı eğitimlerine tabi tutarak bilgilerini güncellemelerini sağlayacağız” diye konuştu.

    Şensoy, Bakan Özer’in gerek bakan yardımcılığı gerekse de bakanlık döneminde sanayi sektörünün ihtiyacı olan elemanları yetiştiren okulların açılmasına öncelik verildiğini dile getirerek, “Bu, havacılık alanında olan ilk okulumuzdu. Bundan sonra denizcilik, deniz taşıtları ve deniz savunma alanında bir okul açmayı planlıyoruz. Bu alanda bizim uçak bakım ve onarım olarak meslekler liselerimiz vardı. İlk defa bu okulla yapım ve imalat tasarım aşamasına yönelik eğitim veren bir okulumuz olumuz olmuş oldu. Biz bu süreci devam ettirmeyi düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.

    Okul, 2023-2024 eğitim öğretim yılından itibaren öğrenci alımına başlayacak.

  • THY 10 bin kişiyi işe alacak

    THY 10 bin kişiyi işe alacak

    THY Basın Müşavirliğinden yapılan açıklamada, 2022 yılında bünyesine 2 bin 577 kişiyi dahil eden şirketin, 2023 içerisinde de iştirakleriyle birlikte 10 bin yeni çalışanı istihdam etmeyi planladığı belirtildi.

    Bu kapsamda THY’nin iki yeni ilan (Take-Off JR ve Kabin Memuru) açtığı aktarılan açıklamada, “Bayrak taşıyıcı, yapılacak başvurularla 75 bin kişilik ailesini büyütmeyi hedefliyor. Türkiye ekonomisinde son 20 yıl içerisinde yaşanan gelişmelerle birlikte, uçak sayısını 66’dan 414’e, çalışan sayısını da 10 bin 267’den 7,5 kat artırarak 75 bine çıkarttı. Bayrak taşıyıcı, iştirakleriyle birlikte yapacağı işe alımlarla 2023 yılında çalışan sayısını da 85 bine çıkarmayı hedefliyor.” ifadelerine yer verildi.

    THY Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı Ahmet Bolat, şunları kaydetti:

    “Dünyanın en çok noktasına uçan bayrak taşıyıcı olarak, güçlü finansal yapımız ve geleceğe dönük hedeflerimiz doğrultusunda filomuzu ve çalışan sayımızı artırmaya devam ediyoruz. Ülke ekonomisinin büyümesine ciddi katkılar sağlayan bayrak taşıyıcımız, dünyanın ikinci büyük havayolu olma gayretiyle çalışmalarını sürdürecektir.”

    2033’TE 800 UÇAKLIK FİLO HEDEFİ

    THY’nin iştirak şirketleriyle beraber halihazırda 75 bin çalışanı bulunduğu hatırlatılan açıklamada, şirketin 2023 yılı sonunda 435 olması planlanan uçak sayısını 2033 yılında 800’e çıkarmayı, çalışan sayısını da 150 bine ulaştırmayı hedeflediği belirtildi.

    Tüm ilanlara ve açık pozisyonlara THY’nin resmi internet sitesi olan “kariyer.thy.com” adresinden ulaşılabilecek.

  • Yeni nesil mikroçip organlar

    Yeni nesil mikroçip organlar

    Avcı, yeni nesil mikroçip organları ve ESOGÜ bünyesinde yapılan çalışmaları anlattı. Çip üzerinde organ platformlarının insanın doku ve organlarını fizyoloji ve anatomiyi de içine alacak şekilde taklit etmeyi hedeflendiğini ifade eden Doç. Dr. Avcı, bu teknolojinin ilaç gelişimi ve hastalıklarının yanı sıra kozmetik sektöründe, takviye edici gıda maddelerinin test edilmesinde, nadir hastalıklar gibi klinik denemelerin, invivo hayvan denemelerinin yapılamadığı alanlarda kullanıldığını söyledi. Normal bir ilaç gelişiminin test edilmesinin 15 seneyi bulabildiğini, binlerce bileşiğin denenerek milyon dolarlara mâl olduğunu belirten Doç. Dr. Avcı, pandemi döneminde çip organ çalışmalarının ortaya çıktığını, hızla ilerleyen çalışmalarda başarıya ulaşılarak bu teknolojinin hayvan deneylerinin yerine geçmeye başladığını ifade etti. Avcı, şunları belirtti;


    “Bugün savunma sanayinde İHA’lar, SİHA’lar nasıl yeni bir konsept oluşturduysa, bu çip organların da sağlık sektöründe kısa süre içerisinde yeni bir yaklaşım biçimi oluşturacağını düşünüyorum. Bununla ilgili ilk bilimsel yayın 2010 yılında yayınlandı, 2012-2013’ten itibaren milyon dolarlık yatırımlar yapılarak şirketler kurulmaya başlandı. Bu pazarın büyüme beklentisi yüzde 35 yüzde 38, müthiş bir rakam bu. 2022 yılında dünyanın ortalama büyümesini yüzde 5 kabul edersek, bu sektörün çok hızlı bir şekilde büyüdüğünü söyleyebiliriz.”

    Doç. Dr. Avcı, Eskişehir Osmangazi Üniversitesinde Hücresel Tedavi ve Kök Hücre Üretim, Uygulama ve Araştırma Merkezine entegre olmuş multi ve interdisipliner bir laboratuvar olarak çip üzerinde organ platformları üzerine özellikle karaciğer üzerine çalışma yaptıklarını belirterek “Hastalıkların tedavisinde kritik rol oynayan karaciğer üzerine çalışıyoruz, çok iyi sonuçlar aldık, bazı ilaç şirketleriyle de görüşmeye başladık. TÜBİTAK ile Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Rektörlüğü bünyesinden aldığımız desteklerle multi ve interdisipliner bir ekiple tıp fakültesinden eczacılığa, eczacılıktan mühendislik ve temel bilimlere kadar farklı arka plana sahip akademisyenlerimiz ve araştırmacılarımızla bu teknolojiler üzerinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz” dedi.

  • İstavrit bolluğu oltacıları sevindirdi

    İstavrit bolluğu oltacıları sevindirdi

    Galata ve Haliç köprüleri ile Sarayburnu, Bebek, Beykoz sahilleri sabah erken saatlerde profesyonel oltacılar tarafından dolduruldu. Hafta sonu havanın da güzel olması ile birlkte oltacılar erken mesaiye başladılar. Boğazda çapari atan istavrit avcıları her seferinde 9 ile 15 tane arasında balık çektiler. İstanbul Boğazı’nda adeta istavrit akını herkesi şaşırttı. Bunun sebebini Ukrayna’daki büyük teknelerin savaş sebebiyle denize açılamaması olarak gören oltacılar, akşama kadar kovalarını doldurdular.

    Kıraça tabir edilen boyu 10 santim civarında olanlar kilosu 50 liradan, iri istivritler ise 80 ila 100 tl kilo fiyatı ile alıcı buldu. Birçok oltacı da komşularının siparişlerini tamamlamak için saatlerce olta salladılar. Et fiyatlarının yükseldiği şu günlerde ucuz ve taze balık ile buluşan İstanbul’daki orta direk ailelerin de yüzü güldü. İstavrit akınının Mayıs ayı boyunca devam etmesi bekleniyor. Bazı oltacılarda çocuk ve eşlerini de alıp sahile gelerek hem kazançlı hem de hareketli bir gün geçirmenin keyfini yaşadılar. Beykoz Sahiline sabah gün ağırması ile geldiğini belirten cam fabrikasından emekli servis sürücüsü Mustafa Emek, “Komşularım da balıktan bol istavrit ile döndüğümü biliyorlar. Herkes akşamdan rica ediyor. Ben de akşam saatlerinde onların siparişlerini yerine getirmeye çalışıyorum. 12 saattir olta salladım. Hem günlük ücretimi çıkarttım. Hem spor yaptım, hem boğazın bereketini evlere taşıdık. Hem de komşularımı sevindirdim” diye konuştu.