Etiket: güncelhaber

  • Vapur seferlerine lodos engeli

    Vapur seferlerine lodos engeli

    Şehir Hatları AŞ’nin internet sitesinden yapılan duyuruda, Bostancı-Moda-Kadıköy-Kabataş ve Bostancı-Karaköy-Kabataş seferlerinin lodos nedeniyle iptal edildiği, bazı seferlerde de gecikmeler yaşanabileceği belirtildi.

  • Havalimanında unutulan eşyaların ihalesi yapıldı

    Havalimanında unutulan eşyaların ihalesi yapıldı

    Sabiha Gökçen Havalimanı Dış Hatlar Terminali’nde 2020 ve 2021 yılları içerisinde unutulan ve sahipleri tarafından alınmayan binlerce valiz, çanta, 2 bin 400 adet elektronik cihaz ve binlerce çeşit eşya yapılan ihaleye çıkarıldı. İhaleyi Avcılar’da ikamet eden Aziz Korkmaz, kazandı. Korkmaz, satış öncesi binlerce eşyayı mağazasına ait depoya götürerek ayrıştırdı. Valizlerden çıkan eşyaları çeşidine göre ayıran Korkmaz, Avcılar’daki ‘Unutulan Eşyalar’ satış mağazasında 11 Mart cumartesi günü satışa sunacak. 35 yıldır bu işi yaptıklarını belirten Korkmaz, daha çok elektronik cihazların satıldığını söyledi.

    “11 Mart’ta satışa koyacağız”

    Yaklaşık 30 yıldır bu işi yaptığını belirten mağaza sahibi Aziz Korkmaz, “2020-2021, 2.5 yıl Sabiha Gökçen Havalimanında unutulmuş, kayıp ve buluntu eşyaların ‘kayıp eşyalar’ ihalesini firmamız kazandı. Tabi ihale ile alınan ve yüksek bir fiyata aldık. Depolarımıza çektik malları, 11 Mart’ta satışa koyacağız. 5 tır mal çektik. Ayrıca uçak içerisinde, bekleme salonlarında ve dış hatlarda unutulan eşyaların, saatti, gözlüktü, kitaptı bu tür şeyleri de ayrıca çektik yani 6 tır mal çektik. Aklınıza ne geliyorsa her türlü eşya var. Bu işi yaklaşık 35 senedir yapıyoruz, bugüne kadar 2 kişi var. Onları da jest olsun diye unuttukları eşyayı ispat ettiler, ücretsiz olarak verdik” dedi.

  • SAT-2 tipi şap virüsü alarmı

    SAT-2 tipi şap virüsü alarmı

    Türkiye’nin farklı illerinde yaklaşık 2 aydır görülen SAT-2 tipi şap virüsü nedeniyle Tarım ve Orman Bakanlığı harekete geçti. Bakanlık hayvanlarda görülen bu hastalığın yayılmasını önlemek amacıyla çeşitli önlemler aldı. Alınan tedbirler istikametinde ithalat, ihracat ve kesim maksatlı sevkler dışındaki tüm hayvan hareketleri yasaklandı. Ayrıca ülke genelindeki hayvan pazarları da kapatıldı. SAT-2 tipi şap virüsü nedeniyle Tarım ve Orman Bakanlığı’nın talimatı istikametinde, tüm Türkiye’de ikinci bir emre kadar veteriner hekim, veteriner sağlık teknikeri ve teknisyenlerinin izinleri de iptal edildi.

    Elazığ Tarım ve Orman İl Müdürlüğünden yapılan açıklamada, ”Ülkemizde görülen şap hastalığının bu türünden dolayı hayvan pazarları kapanmıştır. İkinci bir emre kadar hayvanların satışı ve hareketi yasaktır. Aksi durumda kolluk kuvvetleri tarafından 36a kanunun ilgili maddesine göre hastalıkların yayılmasının önlenmesi amacıyla Bakanlık tedbirlerine uymayanlara 46 bin 159 lira idari para cezası uygulanacaktır” denildi.

    Ayrıca Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından çiftçilere gönderilen mesajda ise aşı çalışmalarına başlandığı belirtilerek tespit edilen virüs SAT-2 olup, aşı çalışmalarına özel sektör ve devlet eliyle başlanmış olup üretimi tamamlandığında sahaya verileceği vurgulandı.

  • Deprem sonrası tonlarca kayısı kaldı

    Deprem sonrası tonlarca kayısı kaldı

    Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat tarihindeki depremlerin büyük yıkıma neden olduğu Malatya’da Büyük Şire Pazarı da ağır hasar aldı. Aynı zamanda Türkiye’nin önemli kayısı üretim merkezlerinden olan ve 100 bin dekar alanda 1 milyona yakın kayısı ağacı bulunan Elazığ’ın Baskil ilçesinde, yılda ortalama 60 bin ton kayısı üretimi gerçekleşiyor. Elazığ’daki bu kayısının yüzde 95’i ise 20 bin nüfuslu Baskil ilçesindeki bahçelerde oluyor. İlçede üretilen kalitesi ve aroması ile ilk sıralarda yer alan Baskil kayısısının önemli pazar yeri Malatya oluyor. Yaşanan depremler sonrası Malatya’daki ticaret merkezinin ağır hasar alması, kayısı üreticilerini tedirgin etti. Baharın gelmesiyle birlikte ilaçlama ve gübreleme sezonunun açıldığı kayısı sektöründe, Baskil’de STK temsilcileri ve çiftçiler gerek Elazığ gerekse Malatya’daki üretimin devamının sağlanması için çağrıda bulundu. Bölgenin tekrar ayağa kalkabilmesi için ticaretin yapılabileceği Şire Pazarı’nın oluşturulması talep edildi.


    “İlçemizde 100 bin dekarlık alanda 1 milyon kayısı ağacı var”

    Bölgedeki kayısı üreticileri için Elazığ’da Şire Pazarı’nın elzem olduğunu ifade eden Baskil Ziraat Odası Başkanı Murat Zilayaz, “Deprem afetinden ülkemizin büyük bir kesimi etkilendi, hasar gördü. Çiftçilerimiz daha büyük bir hasar, yara aldı. Özellikle Baskil için düşünürsek, Malatya’da yaşayan Baskilli vatandaşlarımız evlerini, iş yerlerini kaybettiler ve ilçemize gelmek zorunda kaldılar. Gelmeleri ise Baskil’de büyük bir hareketliliğe neden oldu. Tam da tarımın, kayısının bakım dönemine denk geldi. Bu dönemde işçi bulmak, ilaçlama dönemi, gübreleme çok büyük sıkıntılara neden oldu. En önemli konu, Malatya Kayısı Borsası depremde yıkıldı. Şu anda Şire Pazarı dediğimizi kayısı borsası yok. Çiftçiler elinde olan kayısıyı satacak bir yer yok. Kayısı denince Malatya akla gelir ama Baskil de ciddi bir kayısı üretim alanıdır. Baskil ilçemizde 100 bin dekarlık alanda 1 milyon kayısı ağacı var. Ürünü kaliteli olan bir ilçemiz. Elazığ’da da kayısı borsasının olmasını talep ediyoruz” dedi.

    “Evlerinde depolarında tonlarca kayısı olduğunu gördük”

    Elazığ ve Malatya’daki üretimin devam etmesi için ilgili kurumlara ortak çağrıda bulunduklarını belirten Yukarı Fırat Derneği Başkanı Ahmet Özden Özen, “6 Şubat tarihli Kahramanmaraş merkezli iki büyük deprem yaşandı. Bu iki büyük deprem ülkemizde 11 ili olumsuz bir şekilde etkiledi. Asrın felaketi olarak tarihe geçen bu deprem maalesef ülkemizde büyük acılara yol açtı. Deprem komşu şehir Malatya’yı daha farklı bir şekilde etkiledi. Bunu da baharın gelişiyle biz anladık. Çünkü Malatya kayısının merkezi ve kayısı üreticilerinin özellikle takip ettiği bir bölge. Maalesef, Kayısı Ticaret Merkezinin depremle birlikte yerle bir olduğunu gördük. Ziraat Odası Başkanı, Baskilliler Derneği Başkanı, Baskil’deki muhtarlar ve çiftçiler ile yaptığımız görüşmeler sonucunda evlerinde depolarında tonlarca kayısı olduğunu gördük. Şu anda ihtiyaç hasıl olduğundan dolayı satmak gereği duyuyorlar ama maalesef satacakları bir pazar yok. Bu konuda iyi biliyoruz ki Malatya’da Ticaret Borsası yapılacak ama depremden dolayı bunun da epey bir zaman alacağı biliniyor. Biz de özellikle kayısı ile ilgili bu konuyu dile getirmek istiyoruz. Baskil, Sivrice, Keban ve Elazığ’ın köylerinde ciddi bir şekilde kayısı üretiliyor. Elazığ’da kurulacak bir kayısı ticaret pazarının Elazığ’a olduğu gibi Malatya’ya da katkısı olacaktır” diye konuştu.

    Elazığ Baskilliler Derneği Başkanı Aygün Çam ise, “Malatya ilinde yaşayan 110 bin Baskilli vatandaşımızın yaklaşık 55 bini şu anda ilçemizin mahallelerine, köylerine ve mezralarına yerleşmiş durumda. Bu sosyolojik anlamda önemli bir konu, durum. Çok şükür büyük bir mağduriyet yaşanmadan tüm vatandaşlarımız sağ salim bir şekilde evlerine yerleştiler. Gerek sivil toplum kuruluşları gerekse kamu kuruluşları tarafından tüm ihtiyaçları sağlandı ve büyük bir problem yaşanmadı. Önümüzdeki süreçte yaşanacak problemlerle ilgili derneğimiz olarak, Baskil Ziraat Odası ve Yukarı Fırat Derneği ile bir araya gelerek ortak bir basın açıklamasıyla ortak bir çağrıda bulunuyoruz. Çağrımız, Elazığ Ticaret Merkezi ve Borsasının Baskil’de veya Elazığ ilinde kurulmasıdır” ifadelerini kullandı.

  • 3,8 büyüklüğünde deprem

    3,8 büyüklüğünde deprem

    Kahramanmaraş merkezli yıkıcı depremlerin ardından beşik gibi sallanmaya devam eden Türkiye’de hemen hemen her bölgeden deprem haberleri geliyor. AFAD ve Kandilli Rasathanesi 9 Mart sabahında saat 08.01’de Samsun Bafra açıklarında 42.497 enlem, 36.27 boylamı üzerinde 3,8 büyüklüğünde bir depremin meydana geldiğini duyurdu.

    AFAD ve Kandilli, Bafra açıklarında meydana gelen depremin büyüklüğünü 3,8, derinliğini 14,1 km, kıyıya uzaklığını ise 90,4 km olarak açıkladı.

  • Kentsel dönüşüm ivme kazanıyor

    Kentsel dönüşüm ivme kazanıyor

    Kahramanmaraş’ta yaşanan depremler sonrası kentsel dönüşüm tekrardan gündeme geldi. 1999 deprem öncesi riskli yapıların dönüşüme girmesi olası bir depremde minimum zarar için önem arz ediyor. İstanbul’da yaklaşık 700 bin bağımsız birimin kentsel dönüşümü tamamlandı. Bakanlık çeşitli projelerle kentsel dönüşüme destek sağlarken, belediyeler ve garantörlüklerin de ilave çalışmalarıyla dönüşümün ivme yakalayacağı düşünülüyor. Müteahhitler ile toprak sahipleri arasında yaşanan anlaşmazlıkların da arabulucu ile çözülebileceği önerisi de sektör temsilcileri tarafından iletiliyor.

    İstanbul’un yeni yerleşim yerleri kuzey ilçeleri

    Mega kent İstanbul’da bitişik nizamlı ve dar sokakları bulunan Zeytinburnu, Fatih, Bağcılar, Esenler gibi bölgeler risk altında yer alıyor. Kahramanmaraş merkezli depremlerden sonra İstanbul’da yaşayan vatandaşlar daha az riskli bölgeleri araştırmaya başladı. İstanbul’un yeni yerleşim yerlerinin daha kuzeyde yer alan Başakşehir, Arnavutköy, Çekmeköy, Şile gibi ilçelerin olacağı düşünülüyor.

    Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Emlak Uzmanı Mustafa Hakan Özelmacıklı, “Özellikle deprem felaketi sonrası 11 ilde ağır hasarlı, yıkık veya acil yıkılacak binalarla ilgili çeşitli veriler ortaya çıktı. Bu çerçevede tüm Türkiye genelinde deprem bilinci biraz daha yoğun hissedilmeye başlandı. Şimdiye kadar Türkiye’de 900 bine yakın bağımsız bölüm kentsel dönüşüm çerçevesinde yenilendi” dedi.

    Geçen yıldan itibaren gerek kentsel dönüşüm ile ilgili verilen kredilerde gerekse de bu kapsamda verilen kira desteklerinde bazı düzenlemeler olduğunu belirten Özelmacıklı, “Örneğin; eskiden vatandaşlar sadece binasını yenilemek için bir kentsel dönüşüm kredisi alabilirken, şimdi hem krediyi hem de kira desteğini birlikte alabiliyorlar” ifadelerini kullandı.

    “2023’te kentsel dönüşüm hızlanacak”

    Kentsel dönüşümün 2023 yılında biraz daha hızlanacağını ve kat maliklerinin biraz daha bilinçleneceğini söyleyen Özelmacıklı, “Kentsel dönüşüm zorlu bir süreç, hemen de yapılan bir süreç değil. İstanbul kentsel dönüşümün merkezi durumunda yer alıyor. Kentsel dönüşüm kapsamında yapılan yaklaşık 900 bin bağımsız bölümün yaklaşık 675 bini İstanbul’da yapıldı” diye konuştu.

    “Fatih, Zeytinburnu, Bağcılar ve Esenler gibi bitişik nizamlı ilçeler risk altında”

    Kentsel dönüşümün sadece bakanlığın yapacağı bir dönüşüm olmadığını, belediyelerin de buna destek vermesi gerektiğinin altını çizen Özelmacıklı, “Bu kapsamda bazı garantörlükler de olması gerekiyor. İstanbul riskli bölgelerin başında geliyor. Ekonominin tüm dinamikleri burada. Özellikle Fatih, Zeytinburnu, Bağcılar ve Esenler gibi bitişik nizamlı dar sokaklı 1999 öncesi yapılmış yapı stokları bizim için en riskli alanlardır. İstanbul’un yeni yerleşim yerlerinin kuzey bölgeler olacağını düşünüyorum. Avrupa Yakası’nda Başakşehir, Arnavutköy gibi alanların, Anadolu Yakası’nda ise Çekmeköy ve Şile gibi ilçelerin daha çok rağbet gördüğünü söyleyebiliriz” dedi.

    “Müteahhitler ile toprak sahipleri arasında çıkan anlaşmazlıklar için arabulucu devreye sokulabilir”

    İnşaat maliyetlerinin özellikle yaşanan deprem felaketi sonrası da artışa geçtiğini dile getiren Özelmacıklı, sözlerine şöyle devam etti: “Gerek deprem bölgesinde yapılacak konutlar gerekse de dar gelirliler için yapılması planlanan konutlar yapı malzemelerine talebi artıracak. Buradaki maliyetler de artacak. Müteahhitler ile toprak sahipleri arasında çıkan anlaşmazlıklar için belki bir arabulucu devreye sokulabilir. Bu noktada belediyeler ve emlak işletmeleri de rol almalı. Çünkü dönüşüm bir ihtiyaç, deprem ise ülkemizin bir gerçeği.”

    Özelmacıklı, “Kentsel dönüşümde inisiyatifin kat maliklerine bırakıldığı durum var. Kentsel dönüşümde araştırmaların belediyeler tarafından yapılması gerekiyor. Belediyelerin bu süreçte etkili bir rol alması gerekiyor. Bölgelerindeki riskli yapıları tespit edip, kat maliklerini binalarının dönüşümüne ikna etmelerine ihtiyaç var. Dönüşüm yapılan bir yerde gayrimenkul fiyatının 3-4 katına kadar çıkabildiği örnekleri var” ifadelerini kullandı.

    Kentsel dönüşümü nispeten azaltan bazı unsurların da olduğunu hatırlatan Özelmacıklı, “Özellikle 10 milyona yakın vatandaş imar barışından faydalandı. Bu dönüşümler söz konusu dönemde biraz sekteye uğradı. Şimdi vatandaşlar artık oturduğu binayı sorguluyor” açıklamalarında bulundu.

  • Eski sevgilisini kezzapla yaraladı

    Eski sevgilisini kezzapla yaraladı

    Olay, Küçükçekmece Söğütlü Çeşme Mahallesi’nde bulunan bir sokakta meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, eski sevgilisi olduğu ileri sürülen 23 yaşındaki M.C.K. isimli şüpheli şahıs, 21 yaşındaki Y.T. isimli genç kadını işe gittiği sırada arkasından takip edip silahla tehdit ederek elindeki kezzabı kadına doğru attı. Çevredeki vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine polis ve sağlık ekibi sevk edildi.

    Genç kadın, sağlık ekiplerince ambulans ile hastaneye kaldırılırken polis ekipleri konuya ilişkin çalışma başlattı. Araştırmalarda; M.C.K. isimli şahsın madde bağımlısı olması sebebiyle 3 ay önce ayrıldıkları, ayrıldıktan sonra M.C.K.’nın Y.T.’yi rahatsız etmeye başladığı öğrenildi. Polis ekipleri tarafından yakalanarak gözaltına alınan şüpheli M.C.K.’nin sorgulamasında narkotik madde ticareti ve yaralama suçlarından kaydının olduğu tespit edildi.

    Konu ile ilgili yakalanan şüpheli şahıs hakkında uzaklaştırma kararı uygulanarak “Kasten Yaralama” suçundan sevk edildiği adli makamlarca tutuklanarak Ceza İnfaz Kurumuna teslim edildi. Öte yandan hastaneye kaldırılan genç kadının hastaneden taburcu olduğu öğrenildi.

  • Bir kadının başarı öyküsü

    Bir kadının başarı öyküsü

    Erzincan merkez Arslanlı Mahallesinde bulunan tandır ekmeği fırınında kadınlar ekmeklerini tandırdan kazanıyorlar. Deniz Kurutaş’ın eşiyle birlikte yaklaşık 5 yıl önce kurdukları fırında üretilen tandır ekmeklerine bolca talep var.

    Fırında hem patron hem işçi olan Deniz Kurutaş, “Ben Erzincan’ın Caferli köyünde dağ köyüydü orada büyüdüm. O zamanki imkânlar el vermediği için, okul kapatıldı, göç oldu o yüzden okuyamadım. İlkokul 1. sınıf terkim. Evlendikten sonra ortaöğretimi dışarıdan tamamladım. Ustalığımı geliştirdim. Böylece bu fırını açtık. Şuan işveren durumuna geldik yanımda 10 kadın çalışıyor. Demek istediğim her şeyi de okumamaya bağlamamak lazım. İstersek, azmedersek yapabiliriz. Düşe kalka geldik, kolay olmadı. Yeri geldi çuval çuval un alarak bu işyerini yürüttüm. Çok şükür çalıştık, başardık. Eşimle birlikte başladık. Sonrasında lavaşlarımız beğenildi. Bu şekilde büyüdük. Talepler artınca çalışan kadın işçi sayımızı da artırdık. Lokantalardan, marketlerden, il dışından talep geliyor.” dedi.

    Fırında çalışarak ev ekonomisine katkıda bulunup çocuklarını okutan Senem Korkmaz ise, “Bizim patronumuz iyi, hem patron hem bizimle birlikte işçi. Böyle görev dağılımı yapmışız. Birimiz yufka açıyor, diğeri kütle yapıyor, biri tandıra vuruyor. Tandırları yakıyoruz, merdaneci açıyor. Ateş önünde sıcak oluyor. Bize iş imkanı, çalışıyoruz. Çocuklarımızı kazandığımızla okutuyoruz” diye konuştu.

    Geçmişten günümüze uzanan bir gelenek olan ve Erzincan’da dağ köylerinde halen kullanılan tandırlar birbirinden güzel lezzetlerin pişirilmesinde kullanılıyor. Anadolu’da yüzyıllardır kullanıldığı bilinen tandırlarda, kadınlar tarafından geceden mayalanıp sabahın erken saatlerinde hazırlanan hamurlarla Türk kültüründe geniş yer tutan lavaş pişiriliyor.
    Her ailenin tüketimine göre üretilen lavaşlar, “çırpım” adı verilen desteler haline getirilip stoklanarak 10 gün boyunca tüketiliyor. Kadınlar lavaş üreterek hem UNESCO’nun somut olmayan kültür mirası listesine alınan lavaşı yaşatıyor hem de ekmek ihtiyacını karşılıyor.

    “Asırlık sofra kültürü: Lavaş”

    Erzincan’da tandırda kadınlar tarafından yapılan lavaşa Ramazan ayında daha büyük rağbet oluyor. Türk mutfağının geleneksel ekmeği lavaş, özellikle kebap, dürüm, çiğköftede kullanılıyor. Lavaş ekmeği, lokantalar ve iş yerleri haricinde sofralarda da yerini koruyor. UNESCO lavaş ekmeğini Ermenistan’ın kültürel mirası olarak dünya somut olmayan kültürel miras listesine almıştı. Azerbaycan’ın itirazı üzerine aradan 24 saat geçmeden UNESCO konvansiyonu uyarınca kaydedilen dosya ismi değiştirildi ve böylece lavaş, Ermenistan mutfağına has bir gıda türü olmaktan çıktı. O dönemde Türkiye ve Azerbaycan’ın lavaş için ortak proje hazırlığında olduğu belirtildi. Azerbaycan Kültür Bakanlığı da lavaş kararı ile ilgili olarak, “Komitede yapılan toplantı neticesinde, bir yiyecek türünün, Ermenistan topraklarında pişse bile Ermeni halkına has sayılamayacağı sonucuna vardık” açıklamasını yapmıştı.

  • Faylı köy, korkuyla yaşıyor

    Faylı köy, korkuyla yaşıyor

    Dünyanın en hızlı hareket eden ve en aktif sağ-yanal atımlı faylarından biri olan Kuzey Anadolu Fayı (KAF) bin 100 kilometre uzunluğunda sağ yönlü ve doğrultu atımlı aktif fay hattı olarak biliniyor. Yaklaşık olarak Van Gölü’nden Saros Körfezi’ne kadar tüm kuzey Anadolu’yu kesen KAF, tek bir faydan oluşmadığı gibi pek çok parçadan oluşuyor. İstanbul, Kocaeli ve Bursa kesiminden Marmara Denizine giren KAF Hattı, Tekirdağ’ın Şarköy ilçesine bağlı Gaziköy Mahallesinden denizden çıkarak Saros Körfezi ve oradan da Yunanistan’a uzanıyor.


    Diken üstünde yaşıyorlar

    Fay hattının denizden karaya çıktığı noktada bulunan Gaziköy Mahallesi sakinleri adeta diken üzerinde yaşıyor. KAF’ın Ganos Segmenti, en son 1912 yılında biriken enerji sonucunda 7.3’lük deprem üreterek büyük yıkıma sebep olmuştu. 111 yıldır uyuyan bu fayı, denizden çıkar çıkmaz Gaziköy Mahallesi ile buluşuyor. Mahallenin sit alanı olarak ilan edilmesi sebebiyle de bölgede yeni yapılar yapılmadığı gibi söz konusu bulunan yapılarda da herhangi bir güçlendirmenin olmaması da mahalle sakinlerinin korkularını artırıyor.


    Denize sıfır mahalle

    Muhtemel herhangi bir deprem sonrası oluşabilecek bir tsunami de denize sıfır olan mahallede büyük tehlikelere ve yıkımlara yol açabileceği gibi mahalle aynı zamanda heyelan bölgesine yakın alanlarda bulunuyor. Ganos Fay’ına yerleştirilen 150 metre sismik cihazlarla fayın hareketleri izlenilirken, mahalle muhtarı Ali Altıntaş, yetkililerin burası için acil bir proje yapması için çağrıda bulundu.


    Son deprem korkularına korku kattı

    Gaziköy Mahalle Muhtarı Ali Altıntaş yaptığı açıklamada, “Mahalle sakinleri olarak tedirgin yaşıyoruz. Zaten arkamızda gördüğünüz Marmara Denizi. Mahallemiz, fayın denizden karaya çıktığı yerde bulunuyor. Çok tedirginiz. Bulunduğumuz tepe Cumhuriyet tepesi. Arkeolojik sit alanının üzerindeyiz şu an. Aldığımız bilgilere göre bu tepe zaten binlerce yıl önce deprem sonrası oluşmuş bir alan. Tepenin yamaçlarında bolca deniz kabukları ve deniz taşları bulunuyor. Devletimizden yapılarımızın sağlam yapılması için bir proje istiyoruz. Mahallemizde yaşamak istiyoruz. Kahramanmaraş depreminden sonra çok tedirgin yaşıyoruz. Binalarımızın hepsi 1994’ten önce yapılmış binalar. Depreme dayanıksız binalar. Fay hattının Ganos Segmentinde bulunuyor mahallemiz. Tekirdağ açıklarında 3.8 şiddetinde bir deprem oldu. O bizi ayrı bir tedirgin etti. Uzun zamandır uyuyan bir fay. Burası uzmanların Marmara çukuru diye tabir ettiği yer” dedi.

  • Van’da ‘Kökünü Kurutma’ operasyonu

    Van’da ‘Kökünü Kurutma’ operasyonu

    Van Emniyet Müdürlüğünden yapılan açıklamada, ilde uyuşturucu ve uyarıcı madde ticareti yapmak ve kullanmak suretiyle gençleri zehirlemeye çalışan ve ‘torbacı’ olarak tabir edilen sokak satıcıları ile etkin mücadele edilmesi amacıyla ‘Kökünü Kurutma’ operasyonu yapıldığı belirtildi. Yaklaşık 4 ay süren çalışmalarda uyuşturucu madde ticaretine dair 194 ayrı ara yakalama yapıldığı ifade edilen açıklamada, “Bu süreçte ‘torbacı’ tabir edilen sokak satıcısı 52 şüpheli şahıs tutuklanmış, ‘Uyuşturucu Madde Bulundurmak ve Kullanmak’ suçundan 203 şüpheli şahıs olmak üzere toplam 255 şüpheli şahsa yasal işlem yapılmıştır. Operasyonlarda 58 kilo 836 gram esrar, 321 kilo 457 gram eroin, 149 kilo 759 gram metamfetamin, 1 kilo 261 gram sentetik kannabinoid (bonzai), 1 kilo 258 gram afyon sakızı, 488 adet ecstasy, 61 bin 172 adet sentetik ecza hap ele geçirilmiştir” denildi.

    Bugün saat 06.00’da planlı soruşturma çerçevesinde uyuşturucu madde ticareti yaptığı tespit edilen 75 şüphelinin yakalanması ve uyuşturucu başta olmak üzere suç unsurlarının ele geçirilmesi amacıyla 164 ekip, 20 Özel Harekat unsuru, 3 Çevik Kuvvet Timi, 1 helikopter, 1 İHA, 2 dron, 861 personel ve 14 narkotik dedektör köpeğinin katılımı ile 81 adrese eş zamanlı operasyon yapıldığı belirtilerek, “Operasyonda 36.07 gram eroin, 14.01 gram metamfetamin, 1 kilo 508 gram afyon sakızı, 708 gram esrar, 32 adet sentetik ecza hap, 2 adet hassas terazi, 1 adet 7.65 mm çapında tabanca, 1 adet av tüfeği, 1 adet kalaşnikof marka tüfek ve 151 adet fişek ile silaha ait 2 adet şarjör ele geçirilmiştir. Konu ile ilgili 71 şüpheli şahıs yakalanarak gözaltına alınmış olup, yapılan işlemlerin ardından adli makamlara sevki sağlanacaktır. Firari durumda olan şüpheli şahısların yakalanmasına yönelik çalışmalar devam etmektedir” denildi.

    Van Emniyet Müdürü Atanur Aydın, gazetecilere yaptığı açıklamada, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun talimatlarıyla kentte uyuşturucuyla mücadelede “kökünü kurutma” operasyonu düzenlendiğini belirtti. Dört aylık süren bir çalışma yürütüldüğünü söyleyen Aydın, “194 operasyon düzenledi ve 255 şüpheli gözaltına alındı. Emniyetteki işlemlerinin ardından adli makamlara sevk edilen 255 şüpheliden 52’si uyuşturucu ticaretinden tutuklandı, 203 şüpheliye de ‘uyuşturucu kullanmak’ suçundan işlem yapıldı. Operasyonlar bünyesinde 58 kilo 836 gram esrar, 321 kilo 457 gram eroin, 149 kilo 759 gram metamfetamin, 1 kilo 261 gram sentetik kannabinoid (bonzai), 1 kilo 258 gram afyon sakızı, 488 ecstasy, 61 bin 172 sentetik ecza hap ele geçirilmiştir” dedi.

    Bugün sabah saatlerinde ‘torbacı’ diye tabir edilen 75 sokak satıcısına yönelik operasyon düzenlediklerini ifade eden Aydın, şöyle konuştu:”164 ekip, 20 özel harekat, 3 çevik kuvvet timi, 1 helikopter, 1 İHA, 2 dron, 861 personel ve 14 narkotik dedektör köpeğinin katılımı ile 81 adrese eş zamanlı operasyon düzenledi. Bu operasyonlarda ekiplerimizin yaptığı aramalarda 36.07 gram eroin, 14.01 gram metamfetamin, 1 kilo 508 gram afyon sakızı, 708 gram esrar, 32 sentetik ecza hap, 2 hassas terazi, 1 tabanca, 1 av tüfeği, 1 kalaşnikof tüfek ve 151 adet fişek ile silaha ait 2 adet şarjör ele geçirilmiştir. Bu operasyonda 75 şüpheliden 71 gözaltına alınırken, 4 şüpheliyi yakalama çalışmaları sürüyor. İlimizde kesinlikle uyuşturucu satılmasına ve kullanılmasına müsaade etmeyeceğiz. Bu konuda aldığımız talimat çok net, her gün her şekilde operasyon yapacağız yapmaya devam edeceğiz. Bu konuda özelikle bakanımız başta olmak üzere genel müdürümüz ve ilgili daire başkanımıza Van Emniyet Müdürlüğü olarak çok teşekkür ediyorum.”