Etiket: güncelhaber

  • Borsa günü düşüşle tamamladı

    Borsa günü düşüşle tamamladı

    Borsa İstanbul 100 (BIST) endeksi günü yüzde 1,15’lik düşüşle tamamladı. Endeks, 61,24 puanlık azalışla 5.261,41 puandan kapanırken, toplam işlem hacmi 83,9 milyar lira oldu. Gün sonunda bankacılık endeksi yüzde 1,03 değer kazanırken, holding endeksi yatay seyretti.

  • Sinop’u sis yuttu

    Sinop’u sis yuttu

    Şehir merkezinde öğle saatlerinde etkili olan yoğun sis nedeniyle görüş mesafesi düştü. Sisin etkili olduğu yerlerde araç kullanan sürücüler trafikte daha dikkatli olmak zorunda kaldı. Trafik ekipleri de sürücüleri dikkatli olmaları konusunda uyardı.

    Sinop’ta sis dolayısıyla oluşan manzara dron ile havadan görüntülendi.

  • Çadırda yaşayan aile, depremi anlattı

    Çadırda yaşayan aile, depremi anlattı

    Kahramanmaraş’ta meydana gelen 2 büyük deprem 11 ilde büyük yıkımlara ve binlerce vatandaşın hayatını kaybetmesine neden oldu. Deprem mağduru binlerce aileden bazıları şehrin belirli noktalarına kurulan çadır kentlerde yaşamını sürdürürken birçok aile ise yurdun dört bir yanında çevre il ve ilçelere gitti. Depremin en fazla yıkıma neden olduğu Kahramanmaraş’ta evleri yan yatan Çalık ailesi, Sütçü İmam Üniversitesi yerleşkesi içerisine kurulan çadır kentte hayatlarını sürdürürken, aile fertleri yaşadıkları korku dolu anları anlattı.

    “Maraş eski Maraş değil”

    Yaşadıkları korku ve panik anlarını anlatan ailenin en büyük çocuğu Sariye Çalık,” O olay anlatılmaz yaşanır diye bir şey var ya öyle bir şeydi. Kısacası kıyamet gibi bir şeydi. Çünkü o an gördüğün o şey, insanların koşuşturması, merdivenlerden indiğimiz anlar sonra arkamdan gelen insanları görüyorum kar yağıyor ve etrafa bakıyorum Maraş eski Maraş değil. Evde de deprem anında bir sağa bir sola gittiğimi, binanın iki yana doğru gittiğini gördüm. Yıkıldı dedim, öleceğiz demim ama Allah yaşattı. Evden deprem durduğu zaman çıktık. Ben sonra hemen kardeşim Tolga, Kevser ve Asel çıktık. Ben hemen montları aldım üşümemek için. Annem ve babam ise sonradan ve diğer eşyalarımızı aldıktan sonra geldiler. En küçük kardeşimiz Asel’i Tolga almış ve düşmüşler. Ama Allah korumuş kardeşimizi bir şey olmamış. Sonra onları önüme alarak hep beraber çıktık dışarı” dedi.

    “Deprem o kadar şiddetliydi ki bizi dışarı atacaktı”

    Depremin çok şiddetli olduğunu kendilerini aşağı atacak büyüklükte olduğunu dile getiren Kevser Çalık, “Deprem anını özetlemem gerekirse ben uyanmadım çünkü uykusu ağır olan birisiyim. Deprem anında benim en büyük şansım üniversiteden gelen ablam ile birlikte uyumaktı. Eğer ablam üniversiteden gelmeseydi ben uykudan uyanamazdım. Sonrasında tekrardan uykuya daldım, uyku sersemiydim, o esnada kafama köpük düştü o şekilde uyandım. Deprem o kadar şiddetliydi ki, bizi aşağıya atıyordu. Evimizin içerisinde duvara monteli olmayan eşyalar üzerimize uçuyordu ve duvarlar yıkılsaydı biz dışarı çıkamayacaktık. Depremlerin bitmesini beklemek zorunda kaldık. Bizim en büyük şanssızlığımız deprem çantası hazırlamamış olmamızdı. Çünkü annem kardeşimin çantasını hazırlamak zorunda kaldı, erkek ve kız kardeşim mont için tekrardan içeri girdi. Babam da yoktu o anda ve korkumuz çok büyüktü. Daha sonrasında annemin arabanın anahtarını alması ile hayatımızı o şekilde kurtardık” diye konuştu.

    “Kendime hepimiz öleceğiz ama en azından çocuklarımız korkmadan ölsünler dedim “

    Anne Huriye Çalık ise, deprem anında büyük dehşet yaşadıklarını dile getirerek, “Çok kötü bir uğultuydu, mahşer gibi bir şeydi çok kötü bir şeydi o uğultu. Daha sonra bir ışıklar yandı ve kendi kendine söndü çok kötü sallandı. O esnada kendi kendime dedim hepimiz öleceğiz ama en azından çocuklarımız korkmadan ölsünler dedim ve o an çok kötü oldum. Deprem durduktan sonra herkes bağırmaya başladı, her yerler kırık dökük bizim koridorlarımız falan çok kötü uçmuş. Çocuğumu aldılar en önden gittiler, benim aklıma gelen ilk şey çocuğumun bez çantası oldu. Karanlıkta bulamadım o esnada ama sonunda buldum ve üzerimdeki battaniye ile direkt çıktım. Herkesten Allah razı olsun, tüm insanlara teşekkür ederim. Bir depremzede olarak şu an çok çükür iyiyiz. Her şey var. Tabi ki evimiz gibi olmaz ama Allah razı olsun devletimiz yapar verirse ona da şükür. Elimizden geleni biz de devletimize yapmak zorundayız. Allah kimsenin başına vermesin, başkasının başına da gelirse biz de bunları yapmamız gerekiyor. Böyle bir şeyi hiç kimse yaşamasın” şeklinde konuştu

    “2 gün su dolu ayakkabıyı giymek zorunda kaldım”

    Depreme çalıştığı iş yerinde yakalanan baba Abbas Çalık da,“ Sabit bir şeyin 2,5 metre gidip geldiğini gördüm ve hızla dışarı attım kendimi. Toplandık ve ilk yaptığım şey ailemi aramak oldu ve ulaştım. Onların sağ olduğunu duyduktan sonra rahatladım. Ama o esnada kar yağıyordu ve ayaklar su dolu. 2 gün boyunca su dolu ayakkabıyı giymek zorunda kaldım. Olağanüstü bir şey var ama yardımlaşmalar falan oldukça önemliydi. KKTC Cumhurbaşkanının buraya gelip bizi ziyaret etmesine memnun olduk. Devletimiz her zaman bizlere moral veriyor. Burası tabi ki evimiz gibi olmuyor ama buna çok şükür. Daha kötü durumda olan insanlar vardır halen bilmiyorum ama devletimiz ve milletimiz her şeyimizi veriyor. Olağanüstü yardımlaşma var herkes üzerimize düşüyor” dedi.

    “Küçük kardeşimiz Asel’i aldığım gibi dışarıya koştum”

    Ailenin tek erkek çocuğu olan Ali Tolga Çalık, “Ben yatakta yatıyordum depremden 5 dakika önce kalkmıştım uyuyamamıştım. Deprem oldu ve depremin durmasını bekledim hemen ailemin yanına koştum. Daha sonra en küçük kardeşimiz Asel’i aldığım gibi dışarıya koştum. Merdivenin yanındaki duvarlar merdivene düşmüş ona takıldım ve düştüm. Ama çocuğa zarar gelmedi” ifadelerini kullandı.

  • Su kullanımına kısıtlamalar geldi

    Su kullanımına kısıtlamalar geldi

    Çanakkale’de yağışların beklenen seviyede olmaması nedeniyle barajlardaki su miktarı gederek azaldı. Çanakkale merkezinin içme ve kullanma suyu ihtiyacını karşılayan 54 milyon 115 bin metreküp su kapasitesine sahip Atikhisar Barajı’ndaki su miktarı 23 milyon metreküpe düştü.

    Kentin içme suyu ihtiyacını da karşılayan Atikhisar Barajı’nda su miktarının iyice azalması üzerine Çanakkale Belediyesi harekete geçerek, Encümen kararıyla su kullanımına yönelik bazı yasaklar getirdi.


    Çanakkale Belediye Encümeni tarafından, tüm dünyada ve ülkede yaşanan küresel ısınmanın etkisiyle su kaynaklarının azaldığını, yaşanmaya başlanan sıkıntılar göz önünde bulundurularak, kentin tek su kaynağı olan Atikhisar Barajının sürdürülebilirliğini sağlamak, yaşam kaynağı olan suyu korumak adına kenti yakından ilgilendiren önemli kararlar alındı.


    Encümen kararları istikametinde, konut ve işyeri önlerinin ve içlerinin hortumla yıkanmasının yasaklanması, yüksek su tüketimi olan sanayi tesislerinde suyun tasarruflu kullanılabilmesi için mevcut kullanımları göz önüne alınarak kısıtlamaya gidilmesi, halı ve kilim yıkamalarının yasaklanması, şehir şebeke suyu ile hortumla araba yıkanmasının yasaklanması, oto kuaför-yıkama işletmelerinde su tüketiminin max. 20 m3/Ay olarak uygulanmasına, oto kuaför-yıkama, halı yıkama hamam, WC vb. gibi su tüketimi yüksek olan işyerlerinde ön ödemeli elektronik sayaç takılmasına, yeraltı suyu kullanımı varsa mekanik sayaç takma mecburiyetinin getirilmesine böylece yeraltı su kullanımının tespitinin yapılmasına, bahçe sulamalarının sabah ve akşam, mümkünse kuyu suyu ile ve yağmurlama/damlama sistemleri kullanılarak yapılması, park, bahçe, yeşil alan, tarımsal maksatlı üretim yapılan yerlerde sulamaların kısıtlandırılması, acil sulama ihtiyacı olan yerlerin yağmurlama, damlama sulama ile su kullanımının minimuma indirilmesi yönünde kararlar alındı.


    Alınan bu kararların su kaynağı (Atikhisar Barajı) rezervinin yeterliliğine göre, Belediye Encümenince yeniden değerlendirilmek üzere 30 Nisan 2023 tarihine kadar geçerli olmasına, kontrol ve denetimin Belediyenin ilgili müdürlükleri tarafından yapılmasına, encümence alınacak su tasarrufuna yönelik bu kararlara uymayanlar hakkında “5326 Sayılı Kabahatler Kanununca” cezai işlem yapılmasına oy birliği ile karar verildi.

  • İstanbul’da göç başladı

    İstanbul’da göç başladı

    Kahramanmaraş merkezli depremlerde yaşanan büyük yıkımdan sonra yeniden 1999 depremini hatırlayan İstanbullu, kenti terk etme arayışına girdi. Eski yapıların yoğunlukta olduğu Kadıköy başta olmak üzere, Avcılar, Beylikdüzü, Bağcılar, Sefaköy gibi pek çok ilçeden şehir dışına deprem göçü başladığı belirtiliyor. Kenti terk ederken aile yanına yada daha küçük evlere taşınma nedeniyle bazılarının eşyasını yanında götürmediği, bu nedenle kentteki depolarda da doluluk oranlarının arttığı dikkat çekiyor.

    Evden Eve Nakliyatçılar Derneği (END) Başkanı Ali Ayılmazdır, depremden sonra İstanbul’dan taşınma hareketliliğinin arttığına dikkat çekerken, “Sezonun düşük olduğu bu dönemde deprem öncesinde hemen hemen her firmamızı günde 2-3 kişi ararken şimdi bu sayı ortalama 20 ila 25 kişiye çıktı. İstanbul’dan hemen hemen her bölgeye doğru bir göç var. İkinci evi nerede varsa oraya gidiyor. Çoğunlukla da evlerinin eski olması nedeniyle oluşan kaygılardan dolayı bu taşınmaları gerçekleştirdiklerini söylüyorlar” diye konuştu.İstanbul’da özellikle Avrupa Yakası’ndan çok fazla taşınma talebi aldıklarını aktaran Ayılmazdır, “Beylikdüzü, Avcılar, Bağcılar, Sefaköy, Pendik, Kartal tarafından yoğunlukla Karadeniz bölgesine bir talep var. Anadolu Yakası’ndan ise Kadıköy’den göç fazla. İnsanların birçoğu da daha deprem testleri yapıyor. O testlere göre daha artacak diye düşünüyoruz” diye konuştu.

    Ayılmazdır, İstanbul’u terk edenlerin bir kısmının da eşyalarını depolara verip öyle gitmeyi tercih ettiğini anlattı. Eskiden arayanların hazırlanmak için 1 aya yakın bir zaman istediklerini anlatan Ayılmazdır, şimdi hiç düşünmeden bir an önce kentten ayrılmaya odaklandıklarını da söyledi. Ayrıca bu günlerde sektörün fahiş fiyat taşımalarla gündeme gelmesi konusuna da değinen Ali Ayılmazdır, “Bunu yapanlar dernek üyelerimiz değil. Dernek olarak ayrıca önümüzdeki günlerde biraraya gelerek sektörde taşıma kaynaklı oluşabilecek fiyat sıkıntılarını da çözmeye çalışacağız. Bölgelere göre belli fiyatlar belirlenebilir” dedi.

    Kahramanmaraş deprem sonrası insanların önce oturdukları bölgeyi, sonra evlerini ciddi şekilde sorgulamaya başladığını söyleyen Tüm Girişimci Emlak Müşavirleri Derneği (TÜGEM) Başkanı Hakan Akdoğan, “Bu sorgulamalar hem iç göçe hem de dış göçe neden oldu” diye konuştu. Ipsos araştırmasının da bu isteğe işaret ettiğini belirten Akdoğan, “Araştırmada insanların yüzde 60 ila 70’inin daha sağlam bir eve geçmek istediğini ortaya koyuyor. Yani ekonomik koşullar iyi olsa bu insanların önemli bir kısmı çok daha hızlı bir şekilde müstakil bir yaşama, yada tepelere doğru daha sağlam binalara geçecektir. Ancak şu anda sadece ekonomik şartları iyi olanlar bu hareketliliğin içinde” dedi.

    6 Şubat’tan sonra eski binadan çıkıp eşyasını depoya vermek isteyenlerin sayısının arttığını söyleyen Hayatoğlu Nakliyat’ın sahibi Mehmet Bağlar, “Eskiden haftada 2-3 kişi depolama için ararken, şimdi son bir haftada bu sayı 30-40 kişiye çıktı. Bunun yanı sıra şehirlerarası taşıma da arttı. Ege Bölgesi’ne yazlık bölgelere gidenler var. Ayrıca İstanbul’dan Kocaeli ve İzmit bölgesine çok fazla göç var. Eşyalarını götürmeyip gidecekleri yerlerde daha küçük alanlarda daha uygun fiyata ya da anne babasının yanında kalabiliyorlar” dedi.



    Kadıköy’den Fenerbahçe, Kızıltoprak’tan özellikle çıkış olduğunu söyleyen Bağlar, İstanbul’a dönüşün ise deprem bölgesi dışında neredeyse hiç olmadığını belirtti. Bağlar, on 10 günde İstanbul’dan çıkışların neredeyse son 20 yılın zirvesine çıktığını dile getiren Bağlar, talebin sürmesi halinde genel olarak depolarda kısa zamanda yer kalmayacağını öne sürdü. Bağlar, İstanbul içindeki göçün ise Göktürk bölgesine doğru yoğunlaştığını, son bir hafta içinde bölgeye yapılan göçte yüzde 30 oranında artış yaşandığını söyledi.

  • Depremde 5 öğrencisini kaybetti

    Depremde 5 öğrencisini kaybetti

    Üniversiteden yapılan açıklamada o öğrencilerin Halil İbrahim Dost, Emre Er, Hilal Kara, Mehmet Mithat Hasırcı ve Gülnur Yapıcı’nın olduğu bildirildi.
    Açıklamada, “Kahramanmaraş merkezli 11 ilimizde etkili olan deprem felaketinde kıymetli öğrencilerimizi kaybetmenin derin üzüntüsünü yaşıyoruz. Öğrencilerimize Allah’tan rahmet, kederli ailelerine, yakınlarına ve sevdiklerine başsağlığı diliyoruz” ifadelerine yer verildi.

  • Fay hattının başlangıç noktası

    Fay hattının başlangıç noktası

    Türkiye’yi yasa boğan Kahramanmaraş depremlerinin doğaya verdiği zarar da her geçen gün ortaya çıkmaya devam ediyor. Özellikle ikinci depremin merkez üssü Elbistan ilçesine komşu Afşin ilçesi kırsalında Kuşkayası ile Karagöz mahalleleri arasında yer alan arazideki görüntü, görenleri endişelendirdi. Fay hattı kırsal bölgedeki arazide hem devasa göçük oluşturdu, hem de derin yarıklar ortaya çıkardı. Bölgedeki göçük ve yarıklar hem yarış hem de normal dron ile görüntülendi. Görüntüler asrın felaketini de bir kez daha gözler önüne serdi.

    “Fay hattının başlangıç noktasındayız”

    Bölgedeki Karagöz Mahallesi Muhtarı Bedri Arslaner, “6 Şubat’taki asrın felaketinin fay hattının başlangıç noktasındayız. Karagöz Mahallesi’nin sınırlarının içerisinde Afşin’imizi bu hale getirdi. Ülkemize ve milletimize çok çok geçmiş olsun. Allah bir daha böyle acılar yaşatmasın” dedi.

  • 160 bin kişilik yemek kapasitesi

    160 bin kişilik yemek kapasitesi

    Bakan Hulusi Akar Hatay’ın Defne İlçesi’ndeki Harbiye Hidropark’ta Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından yürütülen çalışmaları inceledi. Günlük 10 bin kişiye yemek verilen aşevini gezen Bakan Akar, Mehmetçik dershanelerinde eğitim gören öğrenciler ile konuştu.

    Ziyareti sonrasında açıklamalarda bulunan Bakan Akar depremin ilk anından itibaren bölgedeki çalışmaların devam ettiğini belirterek, ”Şu anda günde 160 bin kişiye sıcak yemek verecek kapasiteye ulaştık. 385 bin ekmek üretiyoruz deprem bölgesinde her gün. Çalışmalarımızın artarak devam etmesi için gayret gösteriyoruz. Bulunduğumuz 10 bin kişilik mutfağımızda gayretlerimizi sürdürüyoruz. Mehmet Yalçınkaya şef de bizimle birlikte. Çalışmalarımıza katsı sağlıyor” ifadelerini kullandı.

    Deprem bölgesinde eğitim faaliyetleri gerçekleştirdiklerini anlatan Bakan Akar, “Milli Eğitim Bakanlığımızla yaptığımız çalışmalar çerçevesinde anaokulu, ilkokul, ortaokul ve liseler için Mehmetçik okulları, dershaneler kurmak suretiyle ihtiyaca cevap veriyoruz. Üniversite hazırlık ihtiyaçları karşılamak için kitap ve doküman temin ettik. Öğretmenlerimiz hazır. Bu konuda da gençlerimize yardımcı olacağız” şeklinde konuştu.

    Depremin ilk gününden bu yana çalışmalarda büyük mesafeler alındığını vurgulayan Bakan Akar, “Daha da çok işimizin olduğunun da farkındayız. Bu konuda milletimiz, devletimiz ayakta. Tek yumruk tek yürek olarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz. İnşallah bütün bu yaraları saracağız. Devlet olarak, millet olarak, silahlı kuvvetler olarak gücümüz, imkanımız, kudretimiz var. Daha önce benzer felaketlerin üstesinden nasıl geldiysek, bunun da üstesinden geleceğimizden eminiz. Silahlı kuvvetlerimiz milletimiz ile beraber. İlk andan itibaren seferber olduk. Çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Yaralar sarılacak. Bunları yapacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın” açıklamalarında bulundu.

  • Eğik evlerde diken üstünde yaşam

    Eğik evlerde diken üstünde yaşam

    Antalya’nın Muratpaşa ilçesine bağlı Kızıltoprak Mahallesi’nde, ‘Yediarıklar’ diye bilinen bölgeden geçen arıkların kurumasının ardından 1965 yılında yumuşak zeminde yapılaşma başladı.

    Zemindeki çökmeler nedeniyle alanda bulunan 200 civarındaki gecekondudan birçoğu, göçükten etkilenerek yana ve öne doğru yatmaya başladı. Zaman ilerledikçe evlerdeki eğim de artarak neredeyse yıkılacak duruma geldi. Bir bölümü tapu tahsis belgeli olduğu belirtilen gecekondulardaki vatandaşlardan bazıları evlerinde oturmaktan vazgeçti, bazıları ise yaşamını sürdürmeye ediyor.

    “Bir sallantı olsa yıkılırlar”

    Kızıltoprak Mahalle Muhtarı Mustafa Yılmaz, mahalleden daha önce geçen Yediarıklar’daki suyun çekilmesinin ardından bölgeye gecekondular yapıldığını ve toprakta yaşanan çökmeler sonucu evlerde yan yatmalar yaşandığını kaydetti. Yılmaz, “200 civarında burada gecekondu var. Yazıktır, günahtır. Buradaki bir evde mesela içinde hala yatan var. Allah korusun burada bir sallantı olsa yıkılacaklar. Evlerin içi de yamuk. 40’a yakın kişinin tapu tahsis belgesi var ancak diğerlerinin yok” ifadelerini kullandı.

    “Evin içi rampa gibi”

    61 yıldır bölgede yaşayan 87 yaşındaki Kemal Çetin de, suyun çekilmesi sonucu evlerin yan yatmaya başladığını ve bazı evlerde çatlaklar oluştuğunu söyledi. “Deprem olsa hepsi yıkılır” diyen Çetin, tedirgin olmadığını belirterek, “Ev yatınca mecbur evin içi de yana yatıyor ve rampa gibi oluyor. Tutup beton dökersen öyle düzeliyor. Şu ana kadar yıkılan olmadı ancak çatlaklar oluyor, onları da alçıyla sıvıyoruz. Allah yıkım göstermesin” diye konuştu.

  • İç sularda balık avı yasağı

    İç sularda balık avı yasağı

    Denizli’de su ürünleri kaynaklarının korunması ve sürdürülebilirliğin sağlanması amacı ile tüm göl, gölet, akarsu, çay, dere gibi tüm iç sularımızda su ürünleri avcılığı 1 Mart -31 Mayıs 2023 tarihleri arasında yasaklandı. Artan nüfus ve gelişen ihtiyaçlar doğal kaynakların daha fazla kullanılmasına, doğal balık stoklarının olumsuz etkilenmesine neden olmaktayken, sürdürebilir avcılığın sağlanması, ekosistemin koruması, her balığa en az bir kere üreme hakkı verilmesi ancak av yasaklarının getirilmesi ile sağlandığı ifade edildi.

    Su ürünleri av yasağı denetimleri Denizli İl ve İlçe Tarım ve Orman Müdürlükleri’nde görevli teknik personel, emniyet ve jandarma personeli ile belediye zabıtaları tarafından yapılmakta olup, ticari ve amatör su ürünleri avcılığı yapan vatandaşların mağduriyet yaşamamaları için su ürünleri av yasaklarına uymaları hem kendi menfaatleri hem de su ürünleri kaynaklarının sürdürülebilirliği açısından büyük önem taşıdığı aktarıldı. Yasak süresince tüm balıkçılarımızın mevzuat hükümlerine uymalarını, aksi takdirde yasağa uymayanlar hakkında 1380 sayılı Su Ürünleri Kanunu çerçevesinde yasal işlem uygulanacağı müdürlük tarafından açıklandı.