Etiket: güncelhaber

  • 40 yıldır cama sanatını işliyor

    40 yıldır cama sanatını işliyor

    Asırlardır hayatın her yerinde olan cam, antik çağlardan beri birçok eşyanın yapımında yoğun olarak kullanılıyor. Günlük ihtiyaçlara dönük üretimlerin yanı sıra cam, usta ellerde sanata dönüşüyor.
    Cam işleme sanatına 1984 yılında çırak olarak başlayan Erzincanlı İbrahim Ballan (56), mesleğini büyük aşk ile sürdürüyor. Cam üzerine isim ve desen işleyerek bardak, sürahi ve şişeleri sanata dönüştüren Ballan, fuarlara katılarak işini zevk ile yaptığını söyledi.

    Fuarlara katılarak Türkiye’nin her bölgesi ve şehrine giden Ballan, gittiği şehirlerde çok ilgi gördüğünü ve ailesini zamana direnen sanatı sürdürerek geçindirdiğini belirtti.

    Türkiye’de cam işleme sanatını profesyonel olarak yapan 3 kişiden biri olduğunu ifade eden Ballan, çırak bulmada zorlandıklarını, çırak bulamamanın nedeninin cep telefonu bağımlılığı ile yeni neslin tembel ve hantallığına bağladı.
    14 yaşlarında bu işe başladığını belirten Ballan, “İşi öğrenmem sıkıntılı geçti. Taşın başına oturup bardağı eline aldığı zaman insanda bir korku oluşuyor. Bardak kırılma korkusu, çatlama korkusu. Bu tür şeyler olduğu zaman insanda çekinme oluyor. Bu korku endişe süreci 4-5 ay sürdü. Ondan sonra alışıyorsun zaten. Alıştıktan sonra insana heves ve zevk veriyor. İşi öğrenme sürecinde çoğu kez elimi kestim. Serçe parmağımı kestim işlevini kaybetti parmağım. Çok farklı bir sanat olduğu için sürekli yapmak istiyorsun. Kimsede olmadığı için bu sanat cezp ediyor. Ben şimdi bu işi bıraksam başka bir işte çalışamam” dedi.
    Mesleğinde usta olduktan sonra atölye açtığını, 15 yıl boyunca toptancılara çalıştığını dile getiren Ballan, “15 yıldan sonra atölyeyi kapatıp fuarlara başladım. Şu anda şükürler olsun insanların ilgisi beni teşvik ediyor” diye konuştu.

    “15-20 sene sonra sanayilerde çırak bulunmayacak”

    Çırak bulamadığını ve nedenini aktaran Ballan, “Bu işi bizden sonra gelen nesil öğrenmeyi tercih etmiyor. Hevesleri yok. Cep telefonu yüzünden kimse öğrenmiyor. Çırak bulamıyorum. Nedeni dediğim gibi cep telefonu, hazır yemeleri, baba parayı veriyor yiyor. Eskiden babamız kulağımızdan tutar götürür bir ustanın yanına ’bu çocuğun eti senin kemiği benim’ derdi iş biterdi. Şimdi öyle bir şey yok. Şimdi çocuk yanıma işi öğrenmeye gelse bir şey söylesem ya da bir tokat atsam sabah sülalesi bakıyorsun kavga etmeye gelmiş. Sırf bu yüzden 15-20 sene sonra sanayilerde çırak bulunmayacak. Makinemi getirmişim, bardaklara isim ve desen yazıyorum. Millet görüyor, merak ediyor. Ailemi bu meslekle geçindiriyorum. İşler iyi Allah’a şükürler olsun. Bizimki helalinden olsun. Bin lira olacağına 500 olsun helalinden olsun” şeklinde konuştu.

  • Renkleri tablolarında dans ettirdi

    Renkleri tablolarında dans ettirdi

    Bursa’da Sulh Hukuk Hakimi Fadıl Çakır’ın eşi olan Ressam Sema Çakır, çocukları okula başladıktan sonra 2003 yılından itibaren bir süre karakalem çalışması yaptı. Daha sonra çeşitli sanat galerinde yağlı boya resim tabloları yapmaya başladığını söyleyen Çakır, “Gerçek hayatta var olmasını hayal ettiğim güzellikleri resmetmeye niyet ettim. Bu niyetimi dans ettirmeye çalıştığım renkler aracılığı ile gerçekleştirmek istedim. Azda olsa becerip beceremediğimi sanat severlerin takdirine bırakıyorum” dedi.

    Ressam Sema Çakır’ın 90’a yakın yağlı boya tablo resimleri protokol ve sanatseverlerin izlemine sunuldu. Protokol a ve açılışa katılan davetlilere resim tablolarına tek tek göstererek, çalışmaları hakkında bilgiler veren Çakır’ın birbirinden güzel yağlı boya resim sergisi açıldı.

    Ördekli Kültür Merkezi’ndeki Ressam Sema Çakır’ın sergisinin kurdelesini Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar, Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Fethi Yıldız, Bursa Bölge Adliye Mahkemesi Başkanı Abdulkadir Şahin, Bursa Adalet ve Yargı Komisyonu Başkanı Ömer Gümüş, Bölge Adliye Mahkemesi Emekli Başsavcısı Sait Gürlek birlikte kesti.

  • Yeni ‘Naimler’ Yıldırım’da yetişiyor

    Yeni ‘Naimler’ Yıldırım’da yetişiyor

    Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın da desteğiyle 2019 yılında açılan ve 34 bin metrekarelik alanda karateden taekwondoya, güreşten masa tenisine, cimnastikten yüzmeye 11 farklı branşta eğitimlerin verildiği Naim Süleymanoğlu Spor Kompleksi’nde hem Yıldırım hem de Bursa’nın birçok yerinden vatandaş sporla buluşuyor. Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, vefatının 5. yılı dolayısıyla Naim Süleymanoğlu’nu rahmetle andığını söyledi. Başkan Oktay Yılmaz, yeni Naim’lerin yetişmesine öncülük ettiklerini ve Yıldırım’ı bir spor kenti yapmak için çalıştıklarını söyledi. Yılmaz, “Başarı, azim ve çalışkanlığının gelecek kuşaklara ilham olması ümidiyle milli haltercimiz Naim Süleymanoğlu’nun adını Bursa’nın en büyük spor kompleksinde yaşatıyoruz. 2 bin 500 kişilik spor salonu, karate ve taekwondo salonu, boks ve kick boks ringleri, fitness salonları, olimpik yüzme havuzu, cimnastik salonları, güreş salonu, hamam ve sauna, bireysel oyun salonları, masa tenisi salonu, satranç salonu, halter salonu, özel eğitim salonu, kütüphanesi ve kafeteryasıyla çocuklarımızı ve gençlerimizi sporla buluşturarak Yıldırım’da yeni Naim’lerin yetişmesine öncülük ediyoruz” dedi.

    365 gün eğitim

    Naim Süleymanoğlu Spor Kompleksi’nde gençlere 365 gün spor eğitimi verdiklerini dile getiren Başkan Oktay Yılmaz, “Yıldırım’ın spor kenti kimliğini güçlendiren hizmetlerimiz şükürler olsun meyveleri veriyor. İlçemizi birçok müsabakada temsil eden evlatlarımız geride bıraktığımız 3,5 yılda bin 985 madalya ve 121 kupa kazandı. Yıldırım belediyesi olarak, 2022 yılı itibariyle lisanslı sporcu sayımız 3 bin 750 oldu. 2019 yılından bu yana; yaz ve kış spor okullarında 20 farklı branşta 79 bin 385 çocuğumuza, cimnastik okullarında 14 bin 557 çocuğumuza, kadın spor merkezlerinde 31 bin 35 kadınımıza, sosyal sorumluluk projelerinde 11 bin 382 çocuğumuza, özel gereksinimli 741 çocuğumuza toplamda ise 137 bin 100 vatandaşımıza spor ve eğitim hizmeti verdik. Yıldırım’ı spor kenti yapacak çalışmalarımızı arttırarak sürdüreceğiz” diye konuştu.

    Özel çocuklara özel eğitim

    Komplekste, Yıldırım’ın özel çocuklarına birebir hocalar eşliğinde sportif beceriler kazandırıldığını söyleyen Başkan Yılmaz, “Yıldırım Belediyesi olarak 2019’dan bu yana 741 özel çocuğumuzun hayatına dokunduk. 4 hocamızın verdiği birebir özel temel beceri dersleri ile şu anda 65 çocuğumuzun eğitimleri devam ediyor. 3 ay boyunca, evlatlarımızın yeteneklerinin keşfedilmesi için birebir hocalar eşliğinde başlayan eğitimlerde, verilen genel spor becerilerinin derslerinin ardından, yeteneklerine göre çocuklarımız gruplara ayrılıyor ve takımlar halinde müsabakalara hazırlanıyor” şeklinde konuştu.

  • Irak’ın kuzeyinde 5 terörist öldürüldü

    Irak’ın kuzeyinde 5 terörist öldürüldü

    MSB’den yapılan açıklamada:

    “Irak’ın kuzeyinde başarıyla devam eden Pençe-Kilit Operasyonu bölgesinde 5 PKK’lı terörist etkisiz hale getirildi.” ifadelerine yer verildi.

     

     

  • Karacabey’de korkutan yangın

    Karacabey’de korkutan yangın

    Karacabey’in Hamidiye Mahallesi 402 Sokak’ta Onur B. ve Melahat B.’ye ait ailenin oturduğu müstakil evde henüz belirlenemeyen sebeple yangın çıktı. Korku dolu anların yaşandığı yangında, 1 yaşındaki Mücahit Alparslan B., 3 yaşındaki Kerem Onur B. ve 5 yaşında olan Süreyya B. evde mahsur kaldı. Yangın sırasında evde bulunan anne Melahat B. mahalleliden yardım istedi. Komşuları Alper G. tarafından yanan evden çıkarılan yaralı çocuklar, Karacabey Devlet Hastanesi acil servisine kaldırılarak tedavi altına alındı.

    Olay yerine gelen itfaiye ekiplerinin müdahalesi ve çevre güvenlik tedbirlerinin alınmasından sonra yapılan incelemede, yangın nedeniyle evin tamamen yandığı ve kullanılamaz hale geldiği öğrenildi.
    Yangının çıkış sebebi ile ilgili soruşturma sürüyor.

  • Ölen kardeşlerin evine hırsız girdi

    Ölen kardeşlerin evine hırsız girdi

    Fatih Molla Gürani Mahallesi Oğuzhan Caddesi’ndeki bir evde yaşayan 4 kardeşe 6 Kasım 2019 günü ulaşılamayınca polis ekipleri adrese gitmişti. Ekipler, Cumhuriyet savcısının talimatıyla girdikleri dairenin kapısında “Dikkat siyanür var, polisi arayın, içeri girmeyin” notuyla karşılaşmıştı. Ekipler tarafından yapılan incelemede Cüneyt Yetişkin (48), Oya Yetişkin(54), Kamuran Yetişkin(60) ve Yaşar Yetişkin(56) kardeşlerin hayatını kaybettiği belirlendi. Kapıdaki not ve evdeki koku nedeniyle adreste incelemeler yapıldı. Yapılan ön otopside kardeşlerin, siyanür içerek hayatlarına son verdiği anlaşılmıştı. Olayın ardından daire mühürlendi.

    Hayatını kaybeden dört kardeşin 3 yıl önce toprağa verilmesinin ardından 36 yıllık aile dostları Serpil Alkan, cenazeleriyle ilgilendi. Üç yıldır hukuki yönden bir mücadele başlatan Alkan, siyanürden arınan ve siyanür testi temiz çıkan evin kapısındaki mührü bir türlü açtıramadı. İddiaya göre, yaklaşık 1 buçuk ay önce mührü kırarak eve giren hırsızlar içeride bulunan televizyonu çaldı. Hırsızlara teşekkür eden Alkan, içeride bulunan eşyaları satarak kedilere mama alacağını, bilgisayarı da doğudaki bir okula vereceğini söyledi. Polis ekipleri hırsızlık olayının ardından konuyla ilgili çalışma başlattı.

    “Kardeşlerine siyanür içiriyor”

    4 kardeşin ölümü hakkında iddialarda bulunan Serpil Alkan, “Oya’nın 60 bin lira bir borcu vardı. O yüzden bu sıkıntı oldu. Kardeşlerine siyanür içiriyor. Onlar öldükten sonra kendini imha ediyor. 3 cinayet ve 1 katil oluyor. Sonuç bu. Borçlarından dolayı psikolojisi bozuluyor. 3 sene oldu. Şimdi de eve hırsız girdi” şeklinde konuştu.
    “İki avukatımızla 3 sene uğraştık”
    Eve giren hırsıza teşekkür eden Serpil Alkan, “Onların sayesinde ben Pazartesi günü eve gireceğim. Biz iki avukatımızla 3 sene uğraştık. Temiz kağıdımız var. Belediyenin açması lazımdı ama açmadı. Beni oradan oraya yolladılar. Belediye, ‘kırın kapıyı, içeri girin’ dedi. Onu da yapmadı. Bugüne nasipmiş” dedi.

    “Eşyaları satıp kedi maması alacağım”

    Ev sahibi ile eve gireceğini söyleyen Alkan, “Pazartesi günü eve gireceğim. O eşyaları alıp iki el olarak satıp kedi maması alacağım. Bilgisayarı da doğudaki bir okula hibe etmek istiyorum. Hırsız sadece televizyonu çalmış. Evin içi berbatmış. Temizlenecek ve eşyaları alacağız. Hırsıza teşekkür ediyorum. O televizyonu helal ediyorum. Beni 3 sene koşturdular. Göğüs kanseri oldum. Kendimle de mücadele ediyorum” diye konuştu.

    “AFAD’tan temiz kağıdı aldık”

    Evdeki eşyalarda siyanür olmadığına dair AFAD’tan belge aldığını söyleyen Alkan, “Olaydan sonra AFAD, bilirkişi, hakime hanım ve benim avukatımla beraber geldik. Bu siyanürle ilgili ölçüm yaptırmak istediğimi söyledim. ‘En azından eşyalarını fakirlere verelim ya da imha edelim’ dedim. Fakirlere verince bir zehirlenme olur. ‘Ben vicdanen rahatsız olurum’ dedim. Onlar da geldiler. AFAD’tan temiz kağıdı aldık. ‘Kullanabilirsiniz, verebilirsiniz’ dediler” şeklinde konuştu.

    “1986’tan beri sanatçı arkadaşımdı”

    Siyanürden ölen 4 kardeşle olan arkadaşlığını anlatan Alkan, “Benim 1986’tan beri sanatçı arkadaşımdı. Bir kardeş gibiydik. Oya ve Kamuran ile biz sahne yapmıştık. Oradan tanıyoruz. Oradan sonra kardeşten daha öte olduk. 7 buçuk sene biz Oya ile çalıştık. Her günümüz beraberdi. Ablası Kamuran ile de 2-3 ay çalıştık” dedi.

  • Oltasına ‘domuz köpekbalığı’ takıldı

    Oltasına ‘domuz köpekbalığı’ takıldı

    Çınarcık ilçesine bağlı Esenköy beldesinde balık avına giden Emrah Ekinciel, oltasına takılan balığı görünce şaşkınlığa uğradı. Balığı oltadan çıkararak ölmemesi için muhafaza altına alan Ekinciel, ilk kez gördüğü canlının cinsini araştırmaya başladı. Ekinciel, balığın fotoğraf ve videolarını çekerek İstanbul Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesine ulaştırdı.

     

    Üniversiteden gelen cevapta ise bu balığın Latince ismi “oxynotus centrina” olan “domuz köpekbalığı” olduğu belirtildi. Bu türün Türk denizlerinde nadir rastlanan bir tür olduğunun ifade edildiği geri bildirimde, balığın yeniden doğal yaşam alanına salınması tavsiye edildi. Bunun üzerine Ekinciel, domuz köpekbalığını kent merkezindeki Yürüyen Köşk Sahili’nden denize bıraktı.

  • Tartışma silahlı kavgaya dönüştü

    Tartışma silahlı kavgaya dönüştü

    Olay, önceki gün saat 23.00 sıralarında Kağıthane Talatpaşa Mahallesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, gece saatlerinde Nusret Taşçar (20) ve diğer iki şahıs arasında henüz bilinmeyen bir nedenle tartışma çıktı. Büyüyen tartışma bir anda kavgaya dönüşünce, taraflar birbirlerine silahla ateş açmaya başladı. Kısa süreli çatışma sonucunda 3 şahıs vücutlarına isabet eden kurşunlarla ağır şekilde yaralandı. Kavganın ardından vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine sağlık ve polis ekibi sevk edildi. Kısa sürede olay yerine gelen sağlık ekipleri, ağır yaralı 3 genci yaptıkları ilk müdahalenin ardından tedavi edilmeleri için çevre hastanelere götürdü.

    Nusret Taşçar, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti. Diğer ağır yaralı iki şahsın ise, hayati tehlikelerinin devam ettiği öğrenildi.
    Polis ekiplerinin olayın neden çıktığı ilgili çalışma başlattığı öğrenildi.

     

  • Sanığa avukattan “Meclis kartı” sorusu

    Sanığa avukattan “Meclis kartı” sorusu

    14 Ekim 2021’de Ömer Türkçakal Bulvarında meydana gelen olayda, İl Emniyet Müdürlüğü ekiplerinin rutin trafik uygulaması sırasında 06 CHP 50 plakalı otomobil durduruldu. Polis memuru B.Y.’nin kontrol etmek istediği otomobilin sürücüsü kaçmak için aracı hareket ettirdi. Bu sırada polis memuru B.Y., aracı durdurmak isterken yaklaşık 30 metre sürüklenerek yaralandı. Polis memurunun vücudunda kırıklar oluştu.
    Kaçan sürücünün ise CHP’de bir dönem ilçe gençlik kolları başkan yardımcılığı ve il gençlik kolları başkan vekilliği yapan Bülent Sadıkoğlu olduğu belirlendi. Gözaltına alınan Sadıkoğlu tutuklandı. Yaklaşık 3 ay cezaevinde tutuklu bulunan Bülent Sadıkoğlu, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

    Duruşma görüldü

    Olaya ilişkin açılan davanın duruşması Kocaeli 2. Asliye Ceza Mahkemesinde görülmeye devam etti. Duruşma salonunda tutuksuz sanık Bülent Sadıkoğlu, avukatı ve tanıklar hazır bulunurken, müşteki polis memuru B.Y. ve avukatı SEGBİS ile duruşmaya katıldı.

    “Şekerim yükseldi ve panikledim”

    Savunması için söz hakkı verilen Bülent Sadıkoğlu, olay gününü anlattı. Sadıkoğlu, “Gökhan isimli arkadaşımla aracımla seyir halindeyken görevli polis memuru beni durdurdu. Kimliğimi istedi, benden istediği belgeleri kendisine verdim. Polis memuru bana aracın yakalaması olduğunu söyledi. Ben de ekonomik çıkmazın içindeydim, borcum vardı. Aynı zamanda şeker hastasıyım, şekerim yükseldi ve panikledim. Her şey o an gerçekleşti. O sırada polis memurunun kafası aracın içerisinde değildi. Ben bir anda gaza bastım, polis memuru eliyle araca tutundu, sürüklenmesi bu sebeple oldu. O panikle uzaklaştım. Pişmanım, böyle bir şeyin yaşanmasını istemezdim. Müştekiden de özür diliyorum. Normal de sakin bir yaşantım var” dedi.

    “Meclis kartını kullanmadım”

    Müşteki avukatı Hasan Dalak, sanığa aracında neden Meclis kartı bulunduğunu sordu. Dalak, “TBMM 26. Dönem CHP milletvekili misiniz? Değilseniz neden araç camının ön kısmında adınıza düzenlenmiş Meclis kartı vardı?” diyerek sonu yöneltti. Bülent Sadıkoğlu, avukatın sorusunu, “Ben o kartı hiçbir şekilde kullanmadım. Kart, camın ön kısmında değildi. O kart aracın ya torpidosundadır ya da güneşliktedir” şeklinde cevapladı.

    “Sanık Meclis kartını göstererek ‘Bırak gideyim’ dedi.

    Olay tarihinde yaralanarak hastanelik olan polis memuru B.Y., “O gün radar uygulaması yapıyorduk. Radar ekipleri telsizden 06 CHP 50 plakalı aracın şehir içinde aşırı hız yaptığını ve cezalandırılması için durdurulması gerektiğini söyledi. Bunun üzerine usulüne uygun bir şekilde aracı durdurdum. Aracın sorgusunu yaparken otomobilin yakalaması olduğunu fark ettim. ‘Beyefendi aracınız yakalaması var, bilginiz var mı?’ diye sordum. Kendisi de camın ön kısmında bulunan Meclis kartını göstererek ‘Bilgim var, bırak gideyim’ dedi. İşlem yapmak için aracı bağlamam gerektiğini söyledim. Tabletten sanığa aracın yakalaması olduğunu söylediğim ve aracı bağlamam gerektiğini gösterdiğim esnada sanık benim kolumdan tutarak aracı hareket ettirdi. Sanık yanında bulunan vatandaşın ‘Bırak düşsün’ dediğini hatırlıyorum” diye konuştu.

    “320 gün fizik tedavi gördüm”

    Yere düştükten sonra bir süre hafıza kaybı yaşadığını söyleyen B.Y., “Aracı ben tutmadım. Aracın beni sürüklemesi ve sanığın beni bırakmasıyla yere düşerek başımı yere çarptım. Şikayetçiyim. Meclis kartının camın önünde olduğunu kendi gözlerimle gördüm. 320 gün fizik tedavi gördüm. 2018 yılından bu yana polis memuruyum. Daha önce buna benzer bir olayla karşılaşmadım” şeklinde konuştu.

    “Bülent aracın bağlaması olduğunu duyunca afalladı, korktu”

    Olay tarihinde sanık ile aynı araçta bulunan Gökhan T., “Bülent ile seyir halindeyken polis çevirmesine takıldık. Aracın yakalaması olduğu anlaşıldı. Bülent bunu duyunca afalladı, korktu. Aynı zamanda şeker hastası olması sebebiyle bir anda olay gerçekleşti. Bülent polise, ‘Bırak gideyim’ dedi. Polis memuru Bülent’in omuzundan tuttu, o esnada Bülent gaza bastı. Polisin sürüklendiğini görmedim. ‘Bırak düşsün’ diye bir şey demedim” ifadelerini kullandı.

    “Araç daha da hızlandı ve arkadaşımız sürüklenerek yere düştü”

    Tanık olarak dinlenen başka bir polis memuru, “Drone uygulamalı kural ihlali yapanlara yönelik ekiplerimizi bilgilendiriyorduk. Bir ses duydum, arkamı döndüğümde 50-100 metre ilerde B.Y.’nin bir aracın sorgusunu yaptığını gördüm. B.Y.’nin bir eli camın içindeydi, diğer eliyle de bize sesleniyordu. Ona ‘Bırak’ diye bağırdım. Daha sonra B.Y.’yi içeriden bir mi tuttu, o mu araca tutundu bilmiyorum ama B.Y. daha da aracın içine çekildi. Araç daha da hızlandı ve arkadaşımız sürüklenerek yere düştü. Telsizle aracın plakasını bildirdim ve ambulans çağırdım” dedi.
    Mahkeme heyeti, sanığın tutuksuz yargılanmasının devamına karar vererek, duruşmayı erteledi.

  • Paylaştığı video yürekleri dağladı

    Paylaştığı video yürekleri dağladı

    7 Ekim günü sabah saatlerinde Gebze ilçesi Mustafapaşa Mahallesi 721. Sokak’ta bulunan 3 katlı binanın 2. katındaki dairenin bir odasında yangın çıktı. İhbar üzerine adrese itfaiye, sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Yangını kontrol altına aldıktan sonra odaya giren ekipler, 15 yaşındaki Büşra Kabataş’ın hayatını kaybettiğini belirledi. Olay yerine Kocaeli Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı Cinayet Bürosu dedektifleri çağrıldı. Polis ekipleri, genç kızın annesi Aylin Çelik’e platonik olarak aşık olan Taner Yaylacı’yı gözaltına aldı. Taner Yaylacı’nın eve geldiği, genç kız ile tartışma yaşadığı, ardından genç kızı işkence ederek öldürdüğü belirlendi. Zanlının delilleri karartmak amacıyla odada yangın çıkardığı da öğrenildi. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen şahıs, çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.

    Sevgilisinin paylaştığı video yürekleri dağladı

    Öte yandan, genç kızın erkek arkadaşı Emirhan Aktağ, Büşra Kabataş ile yaşadıkları anıları video haline getirdi. Aktağ, sosyal medya hesabında paylaştığı video içerisinde bulunan her fotoğrafın hikayesini de yazdı. Videonun Büşra Kabataş’ın mezarının yer aldığı fotoğraflarla sona ermesi ve fotoğrafları