Etiket: güncelhaber

  • “CHP asla demokrasiden ödün vermedi”

    “CHP asla demokrasiden ödün vermedi”

    Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, CHP Genel Merkezi’nde oluşturulan Bellek Sergisi’nin açılışını gerçekleştirdi. Özel, “Bugün CHP’de çok gecikmiş, çok yerinde bir çalışmanın başlangıcını yapmak üzere bir araya gelmiş bulunuyoruz. Sayın genel başkanlarımızın haklı uyarıları ile buraya ‘müze’ demiyoruz. Çünkü müze geride kalmış, tarihte kalmış eser ve yapıların muhafaza edildiği yerdir. Oysaki Cumhuriyet Halk Partisi canlı bir organizma ve her gün yenilenen, gençleşen, güçlenen bir yapı. Bunun için buraya ‘Bellek Sergisi’ adını vermeyi sayın genel başkanlarımızın takdirleriyle uygun gördük” ifadelerini kullandı. Özel, şunları kaydetti:

    “ÜZERİNE FAZLA TİTREMEKTEN GECİKTİ VE BUGÜNE KADAR KALDI”

    “Burasının bugün bizim tarafımızdan açılıyor olması bir emeğin yok sayılması anlamına asla gelmemeli. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun, önceki Genel Başkanımızın, benim de şahitlik ettiğim Merkez Yönetim Kurulu toplantılarında bu eksikliği dile getirmesi, o dönemde Genel Başkan Yardımcımız olan Sayın Gamze Akkuş İlgezdi’nin bu işi, bir görevin üzerinde önemli bir sorumluluk ve belki de belli yılların en önemli, en yoğun uğraşı olarak kendini bu işe adeta vakfetmesi sonucunda bugünlere kadar geldi. Buranın açılışı üzerinde fazla titizlenmekten gecikti ve bugüne kadar kaldı. Bugünkü dönemde benzer görevde olan Sayın Burhanettin Bulut’un emekleri var. Sayın Umut Akdoğan’ın emekleri var. Ama onlara serginin açılışında birer konuşma teklif ettiğimizde ilk başta, kendileri dediler ki, “Gamze Hanımın emeklerine saygısızlık olur. O yüzden biz böyle bir konuşma yapmayalım.” Gamze Hanımı davet ettik, sağ olsun. İstanbul milletvekilimiz, buraya geldiler, bugünkü açılışı hep birlikte yapıyoruz. Onların emeklerinin, gayretlerinin üzerine bugünkü arkadaşlarımızın çalışmalarıyla bu Bellek Sergimiz bugünkü halini aldı.”

    “BELLEĞİNİN SAĞLAM OLMASI GEREKİR”

    “Güçlü ve gelecek vaat eden yapıların, kurumsallaşmış yapılar olması gerekir. Kurumsallığın bir kez bugün güçlü bir yönetim mimarisi olması, kuvvetli repütasyonlarının, ilişkilerinin olması, yurtdışı ilişkilerinin yerinde olması, sağlam köklerine atfen belleğinin de sağlam olması gerekir. Bu eksiklik, Cumhuriyet Halk Partisi gibi kurulduğu günden sonra bir Kurtuluş Savaşı yaşamış, kurucularının tamamına yakınının İstiklal Savaşı madalyaları ve çeşitli madalyalar aldığı, kurucu kadrolarının cumhurbaşkanlıkları, başbakanlıklar, genelkurmay başkanlıkları görevleri yaptığı, ardından bir hem Meclis kurmuş, hem Cumhuriyet kurmuş, Sonra bu kurduğu Cumhuriyetin iktisadi kalkınması için arkamdaki duvarda gördüğünüz, bankalardan madenlere, basma fabrikalarından lastik fabrikalarına, şeker fabrikalarından rafinerilere kadar bu ülkenin bugünlere taşınmasında ve hatta son yıllarda vara yoğa çarçur edilerek elden çıkarıla çıkarıla bitmemesine rağmen bu ülkenin en önemli varlıklarını oluşturmuş, siyasi yönden bütün yetkiler bir kişinin elindeyken, aslında kimse onun mutlak hakimiyetini tartışmazken, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e sorulduğunda, ‘Tamam, savaşı kazandınız. Bundan sonra ne yapacaksınız, sarayda devam mı, İngiliz tipi krallık mı, ABD tipi başkanlık mı?’ dendiğinde, ‘Biz bir Meclis kurduk, millet onları seçer, Meclis ne görev verirse o görevi yaparız’ deyip, tek adam yetkilerinden bir demokratik Millet Meclisine, o Millet Meclisinin yetkilerini bırakın aşındırmayı, üstüne almayı, tartıştırmamaya; kendisine teklif edilen Başkumandanlık yetkisini bile kendi uhdesine üç aylığına kabul edip, üç ayda bir Meclis’in onayını aramaya ve bu büyük vizyonu bütün mücadele arkadaşlarına kabul ettirmeye yönelik bir liderlik göstermiş birisinden bahsediyoruz. Erken vedasından sonra bayrağı teslim alan İsmet İnönü’nün bu kez hem devrimleri sürdüren ama bir yandan da İkinci Cihan Harbi geldiğinde ülkeyi bir savaşa, bir felakete sürüklemek yerine her türlü riski alan ama en sonunda da o savaşa girmeyerek Türkiye Cumhuriyetini ayakta tutan güçlü liderliğine, ondan önceki dönemde Lozan ile bütün dünyaya Türkiye’nin tapu senedini kabul ettirmesine ve ardından 14 Mayıs 1950 günü bir seçim kaybedip de, ‘Bu şüphesiz benim en büyük yenilgim ama demokrasimizin en büyük zaferidir’ deyip, Demokrat Parti’ye yaverini yollayıp, ‘Paşa devir teslime hazırdır’ diyerek, Türkiye’yi gerçek demokrasiye geçirmesine şahitlik yapmış bir partide siyaset yapıyoruz.”

    “DÜNYADAKİ RÜZGARLARI DOĞRU OKUDU”

    “O paşa seçildiği gün Cumhurbaşkanıyken partisiyle fiilen bağını koparmış, kendisine bir vekil tayin etmiş, aynı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün örgüt, teşkilat işlerini kendisine vaktiyle bıraktığı gibi örgütle ilgili yetkilerini vekiline bırakmış birinden bahsediyoruz. Demokrat Parti’nin, 1946 seçimlerinin adil yapıldığından memnuniyetsizliğini dile getirmesi üzerine, Demokrat Parti’nin ve partisinin genel başkanlarını, birinin Başbakanını birinin genel başkanını çağırıp, konuşup, ardından 12 Temmuz beyannamesini radyodan okutarak hakim denetiminde seçim -ki bugüne kadarki kuvvetli seçim yasamızın temeli olan bu önemli adımdan bahsediyoruz. Ardından darbelerden, darbelerden sonra yeniden ayağa kalkmalardan, 1970’lerde dünyadaki rüzgarları doğru okuyup, partiyi doğru konumlandırıp, Ak Günlere Beyannamesiyle 1970’lerde umut olmuş Karaoğlan’dan, onun iki yerel, iki genel seçimde partisini birinci parti çıkarmasından, 1980’de kapatılan partinin genel başkanlarının, kurucularının, MYK üyelerinin hapis yatmasından ama o hapiste her gün tıraş olmalarından 9 Eylül’de kravat takıp takım elbise giyip hapishanede partinin kuruluş yıldönümünü kutlayacak bir kurumsal kültürden bahsediyoruz.”

    “VAKUR TAVIR”

    “Cumhuriyet Halk Partisi’nin tek birleştiği parti olan Sosyaldemokrat Halkçı Parti’yle birleşme protokolünden ve yeni, güçlü Cumhuriyet Halk Partisi’nden, o Cumhuriyet Halk Partisi’nin 1 Mart tezkeresinde Türkiye’ye 1 milyon Amerikan askeri gelmesine kapalı bir oturumda müthiş bir mücadele ile çoğunluğu AK Parti’de olan grubun 98’ini ikna edip o tezkereyi reddetmesinden bahsediyoruz. Daha sonra Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun 432 kilometre Adalet Yürüyüşünde yol yürümesinden, Artvin’de PKK kurşunuyla şehit verdiği konvoyunda dimdik o araçtan çıkıp da başını bir santim eğmeden dik duruşundan, bir şehit cenazesinde linç edilmeye çalışıldığı günkü vakur tavrından bahsediyoruz.”

    “CHP’NİN TARİH BOYUNCA KULLANDIĞI SEÇİM AFİŞLERİ DE MÜZEDE”

    “İşte bu kapıdan girdikten sonra Kemal Bey’in Adalet Yürüyüşündeki fotoğraflarını, kullandığı bazı özel malzemeleri de yine Sayın rahmetli Cezmi Kartay’ın, Necdet Calp’in resimlerini, anılarını, imzalarını da Sayın Karayalçın’ı da Sayın Altan Öymen’i de Sayın Hikmet Çetin’i de Bülent Ecevit’in sigarasını da çay bardağını da İsmet Paşa’nın dürbününü de Almanca satranç defterini de satranç dergisini de, Cumhuriyet Halk Partisi’nin birinci Genel Başkanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bu partinin Genel Başkanı olarak Osmanlıca kaleme aldırdığı bugün Greco kriterlerini aşan Grup İç Nizamnamesini de partinin ilk nizamnamesini de hep birlikte göreceksiniz. Burada Cumhuriyet Halk Partisi’nin tarihi boyunca kullandığı seçim afişlerini; arzu ederseniz bütün seçim müziklerini dinleyeceksiniz. Cumhuriyet Halk Partisi’nin o gün yasaların elverdiği oranda dağıttığı promosyonları, yaptığı kampanyaları göreceksiniz. Tarihin kritik kavşaklarında; 1972’de üç fidanın idamındaki gözyaşlarını, 1960 darbesinden sonra İsmet Paşa’nın idamlara mani olmak için gösterdiği insanüstü gayreti ve piyasada dolaşan dünya kadar saçma sapan, yalan uydurma ifadelerin karşısında bu partinin o günden bugüne 12 genel başkanıyla, asla ve asla ne darbeye meyil ettiğini, ne darbeciye yol verdiğini, ne demokrasiden ödün verdiğini, ne ‘Kurşun sıkılacak’ deyince otobüsün üstüne çıkmaktan kaçmadığını, aksine otobüsün üstüne çıktığını, suikastları atlattığını ama yılmadığını, hiçbir genel başkanın bir santim eğilmediğini, bir adım geri atmadığını, bir kelime eksik konuşmadığını göreceksiniz. Ve bu partinin bütün tarihiyle bugünkü hem yönetiminin, yöneticilerinin, önceki genel başkanlarının ve tüm üyelerinin nasıl barışık olduğunu kendi yüreğinizde hissedeceksiniz. Bu tip yapılar bugün sabitlenen, zamana ‘dur’ diyen yapılar değil aksine tarih önünde mıknatıs etkisi yapan yapılardır.”

    “BİR İLK ADIM MEKANI”

    “Böyle bir yer varsa, bu duyulursa, bilinirse, hiçbirimizin bilmediği, görmediği -ki yıllarca Gamze Hanım bunu yaşadı, bizler yaşadık. ‘Parti bir müze açıyormuş’ diye duymuşlar. Bir bellek sergisi açıyor. Partinin müzesinde dursun diye neler neler geldi, daha gelmeye devam edecek. Bu mekan kısıtlılıklarına rağmen iyi tasarlanmış, iyi kullanılmış, şu an için tatminkar ama bir ilk adım mekanıdır. Hedefimiz Cumhuriyet Halk Partisi’nin birinci Genel Merkezinin ki şu an tadilata muhtaç şekilde, çok ortaklı bir tapu senedine sahiptir. O tapuyu tekleştirmek ve o binayı edinmek için Çankaya Belediye Başkanımız Hüseyin Can Güner çeşitli çalışmalar içindedir, bizlerin görevlendirmesiyle. O binaya geçtiğimizde bambaşka bir tarihi mekanda, bambaşka bir bellek sergisi olacak. Ama o güne kadar, belki o güne kavuşana kadar burayı gitgide güçlendirmek ve artık mekanın yetmediği yerde başka mekan arayışlarına girişmek mümkün olacaktır. Ama gecikmiş ilk bir adımdır, çok emek verilmiş bir adımdır. Ben ilk günden bugüne kadar hem burada bir rozetten, kumaş rozete kadar, bir nizamnameden atılmış bir imzaya, 1970 kurultayında alınmış bir sigara paketine, 77’de dağıtılmış promosyon kibrite kadar bunları buraya ulaştıran bütün partililerimize çok teşekkür ediyorum. Biraz önce de söylediğim gibi Gamze Hanım’a, geçmişteki ekibine, Burhanettin Bulut’a, bugünkü ekibe, Umut Akdoğan’a ve katkı sağlayan tüm emekçilerimize yürekten teşekkür ediyorum. Partimizle gurur duyuyoruz, gurur duymaya devam edeceğiz. Şimdi her bir adımında partinizle ve bu partinin üyesi olduğunuz için kendinizle bir kez daha gurur duyacağınız bu güzel mekanın açılışına tensip buyurmaları durumunda sayın genel başkanlarımızı davet ediyorum.”

  • İhracat birim değer endeksi arttı

    İhracat birim değer endeksi arttı

    Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Temmuz ayı Dış Ticaret Endeksleri’ni açıkladı. Buna göre, ihracat birim değer endeksi Temmuz ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 0,9 arttı. Endeks bir önceki yılın aynı ayına göre gıda, içecek ve tütünde yüzde 8,4 arttı, ham maddelerde (yakıt hariç) yüzde 5,4 arttı, yakıtlarda yüzde 0,7 azaldı, imalat sanayinde (gıda, içecek, tütün hariç) yüzde 1,0 azaldı.

    İhracat miktar endeksi yüzde 12,8 arttı

    İhracat miktar endeksi Temmuz ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 12,8 arttı. Endeks bir önceki yılın aynı ayına göre gıda, içecek ve tütünde yüzde 1,9 azaldı, ham maddelerde (yakıt hariç) yüzde 6,5 arttı, yakıtlarda yüzde 4,5 azaldı, imalat sanayinde (gıda, içecek, tütün hariç) yüzde 15,2 arttı.

    İthalat birim değer endeksi yüzde 3,1 arttı

    İthalat birim değer endeksi Temmuz ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 3,1 arttı. Endeks bir önceki yılın aynı ayına göre, gıda, içecek ve tütünde yüzde 7,0 arttı, yakıtlarda yüzde 10,1 arttı, ham maddelerde (yakıt hariç) yüzde 3,9 arttı, imalat sanayinde (gıda, içecek, tütün hariç) yüzde 0,3 arttı.

    İthalat miktar endeksi yüzde 10,5 azaldı

    İthalat miktar endeksi Temmuz ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 10,5 azaldı. Endeks bir önceki yılın aynı ayına göre, gıda, içecek ve tütünde yüzde 17,1 azaldı, ham maddelerde (yakıt hariç) yüzde 5,5 azaldı, yakıtlarda yüzde 4,1 azaldı, imalat sanayinde (gıda, içecek, tütün hariç) yüzde 4,1 azaldı.

  • “Devlete güvenip yapılan zulümleri açıklayacağım”

    “Devlete güvenip yapılan zulümleri açıklayacağım”

    Suç örgütü lideri olduğu iddia edilen Ayhan Bora Kaplan’ın içerisinde bulunduğu 18’i tutuklu 61 sanığın yargılanmasına Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü’ndeki salonda görülen duruşmaya tutuklu sanıklar Bora Kaplan, Adnan Kaplan, Fethi Koyuncu, Yusuf İzzet Savaş, Kanber Keskin ile diğer sanıklar ve avukatlar yer aldı. Mahkeme Başkanı, örgüt tarafından öldürüldüğü iddia edilen Semih Arslan’ın ailesiyle yaşadığı evin ve öldüğünde üzerinden çıkan anahtarlar ile ailesinin teslim ettiği göbekler üzerinde keşfini yaptı. Keşif sonucunda anahtarlar ve göbeklerin uyumlu olmadığı görüldü. SEGBİS’le duruşmaya katılan hayatını kaybeden Mahfuz Tatar’ın annesi Aslıhan ile kız kardeşi Vesile Tatar, duruşmaya katılma talebinin olduğunu belirtti.

    Mahkeme bu celsede tanık dinleneceğini ardından sanıklara söz verileceğini bildirdi. Tutuklu sanık Fethi Koyuncu’nun mahkeme heyetinden talebi üzerine dinlenen tanık B.H.M., “2022 yılında restoran için Kızılay’da dükkan bakıyorduk. Fethi Koyuncu’nun bijuteri dükkanı vardı, orayla anlaştık. Fethi Koyuncu’yla bu şekilde tanıştık. 860 bin liralık çek verdim, 640 bin lirada nakit verdim. Ticareti yaptıktan sonra ‘Alaçatı Kafası’ adlı mekandan Emre aradı, çekim günü geldiği için sonra beraber gidip parayı tahsil ettik” dedi.

    Tanığın dinlenmesinin ardından söz alan tutuklu sanık Fethi Koyuncu, “Şimdiye verdiğim beyanların hepsi geçerlidir. Serdar Sertçelik anlatmış Fethi Koyuncu mekanlara çökmüş demiş. Kendisine ait olan mekanlara benim çöktüğümü söylemiş. ‘Alaçatı Kafası’ 5 yıllık sahibi Serdar Sertçelik’in zaten kendi beyanları var. Valeler hariç benim adım hiçbir şekilde geçmiyor. Benim için güvenlik demiş. SGK dokümanlarımla ilgili de buradaki şahısların hiçbiriyle alakası yok” beyanında bulundu.

    Herhangi bir örgüte üye olmadığını söyleyen Kanber Keskin ise şu ifadelere yer verdi:

    “Neyle suçlanıyorum onu da bilmiyorum. Adımın geçtiği olaylarda dahlim olmadığı müşteki beyanlarıyla ortaya çıkmıştır. Olayı sonradan duyup hastaneye geçmiş olsuna gitmiş olmamı bu işle bağdaştırıyorlar. Şahısların alışverişlerinde bulunmadım, ne şekilde ticaret yapıyorlar bilmem. Hiçbir irtibatımız yokken nasıl mekanların güvenliğini almış olabilirim. Mağduriyet yaşamaktayım. Suçsuzum, müşteki Emirhan Bostancı emniyette nasıl tehdit ve baskıya maruz kaldığını, benim fotoğrafımı göstererek Kanber Keskin bu diye nasıl zorla söylettirdiklerini de huzurunuzda söylemiştir. Her şey bu kadar açıkken 9 aydır tutukluyum. Tutukluluk halinin vicdani olmadığı kanaatindeyim. Sizden vicdanınıza göre karar vermenizi istiyorum.”
    Diğer tutuklu sanıklar da mahkemeden tahliyelerini talep etti. Ardından başkanın söz vermesi üzerine Ayhan Bora Kaplan beyanda bulundu.

    “Devletin gücünü arkasına alarak bize ne zulümler yapıldığını açıklayacağım”

    Herhangi bir makama haksızlık, saygısızlık yapmadığını söyleyen tutuklu sanık Ayhan Bora Kaplan, “Öncelikle 13. Asliye Ceza Mahkemesi’nde devam eden bir dava var. Bize ne kadar haksızlık yapıldığını, aslında devletin gücünü arkasına alarak bize ne zulümler yapıldığını açıklayacağım. Şevket Demircan denilen bir emniyet müdür yardımcısı var. Sizin kendisini tanıdığınızı, mesajlaştığınızı daha önce beyan etmiştiniz. Hatta tutanak tutmuştunuz. Ben ek ifade verdiğimde bize kumpas kuruldu, biz bu suçu işlemedik. Ben bu insanlarla örgüt kurmadım. Buradaki örgüt yöneticilerinden Fethi Koyuncu geçen gün Sercan Aslan, diyor ki ben bunu 2016’da ‘Makyaj’da gördüm. Yalan söylüyor. Kamber Keskin’in o dönem orada olduğunu söylüyorum. Ama Fethi Koyuncu yoktu. Annesi Adalet Aslan ilk ifadesinde diyor ki, ‘Bora Kaplan’ı Adli Tıp’ta görmüşler, o nedenle boynunda yanlış yazıldığını görünce dedim ki Adli Tıp raporunu değiştirmişler, o nedenle gittim itiraz ettim’. Mahkemeye geldi bu sefer de dedi ki ‘ben Fethi Koyuncu’yu gördüm’. Bunun hangisi doğru, hangisi yalan. Bunun yalan söylediği, kurgu olduğu bariz belli. Mahfuz Tatar’a geçince onu ayrıca tevsi tahkikatta söyleyeceğim” dedi.

    “Ben örgütsem neden kendi adamımı koymayayım, dışarıdan adam getiriyim”

    Örgüt adına bir husus bulunmadığını söyleyen sanık Kaplan, “Şimdi burada yönetici olarak söylenen Mutlu Ayaş, Yusuf İzzet Talaş, Fethi Koyuncu, bu arkadaşlar ben 2018’de o barları devrettikten sonra orada başlamışlar. Valelik yaptıklarında da haliyle başkasına yardımcı olmuşlar. Bunun gibi telefonla görüşmüşler. Bu insanların hava atmak için kendi aralarında konuşmuşlar, Ayhan Abi ile konuştum diye. Benim 10 sene önce birine tokat attım diye yalandan dosyaya koymuşlar. Bunların yaptıkları kumpasları tek tek anlatacağım. 2019 yılında Günay lokantayı ben işletiyorum, 2020’nin sonuna kadar. Ama Günay ile ilgili tek bir kelime yok. Neden? Bu insanlarla ilişkim yok. Günay’da elemanlarım var, çalışıyorlar. Ama maalesef orada hiçbirisi burada yok. Nasıl bir örgütüz biz? Ben örgütsem neden kendi adamımı koymayayım, dışarıdan adam getiriyim. Demek ki böyle bir örgüt yok” ifadelerinde bulundu.

    Ayrıca Bora Kaplan, Mahfuz Tatar’ı tanımadığını da söyledi. Sanık Kaplan, gizli tanık M7’nin firarı nedeniyle yargılanan eski Ankara İl Emniyet Müdür Yardımcısı Murat Çelik ve ekibini kendilerine kumpas kurmakla suçladı. Kaplan, soruşturmada görev yapan polislerin 17-25 Aralık benzeri bir operasyon yapmaya çalıştıklarını ileri sürerek, şunları dile getirdi:

    “Defalarca söyledim bunlar bize kumpas kurdu. Polislerden Şevket Demircan Yakup Yalçın isminde biriyle mesajlaşıyor. Mesajlaşmasında eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’dan bahsederken, ‘suç işleri bakanı’ diyor. Husumete bakın, düşmanlığa bakın. Benim hatam 15 Temmuz’da TRT’nin önüne çıkmaktı. Maalesef benim adım Süleyman Soylu ile birlikte anıldı. Adım anıldıktan sonra bunlar benim başıma bela oldular. Süleyman Soylu’dan sonra gelen ekip de geldi, biz Süleyman Soylu’ya yürürüz dediler. Biz Bora Kaplan’ı alırız dediler. 17-25 Aralık’ı yapan da iki tane emniyet müdürüydü ve bir savcıydı. Başka kimse değildi ki. Orada yaptılar ama burada yapamadılar. Eğer onların ‘bana imzala’ dediği ifadeyi ben imzalamış olsaydım emin olun 17-25 Aralık gibi bir şey yapacaklardı. Ama ben imzalamadım. Ben kimseye iftira atmam.”

    Sanık, tanık ve avukat beyanlarının ardından mahkeme başkanı, Ankara 13. Asliye Ceza Mahkemesi’ne müzekkere yazılarak soruşturma evresinde görevli olan emniyet personelleri hakkında devam eden dava dosyasına ilişkin iddianamenin ve duruşma zaptlarının bir örneğinin istenmesine karar verdi. Duruşma Çarşamba günü devam edecek.

  • CHP 101’inci yılında Anıtkabir’de

    CHP 101’inci yılında Anıtkabir’de

    CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve beraberindeki heyet, CHP’nin kuruluşunun 101’inci yıl dönümü dolayısıyla Anıtkabir’i ziyaret etti. Anıtkabir’deki törene Genel Başkan Özel ile Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, parti yöneticileri, milletvekilleri ve çok sayıda partili katıldı.

    Özel başkanlığındaki heyet, Aslanlı Yol’dan ilerleyerek Cumhuriyet’in kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün mozolesine geldi. Özel’in kırmızı ve beyaz karanfillerden oluşan çelengi mozoleye bırakmasının ardından saygı duruşunda bulunuldu.

    Saygı duruşundan sonra beraberindekilerle Misak-ı Milli Kulesi’ne giden Özel, Anıtkabir Özel Defteri’ne şu ifadeleri yazdı:

    “Sayın Genel Başkanım, iki büyük eserinizden biri olan Cumhuriyet Halk Partisi’nin her kademesinden yöneticileri ile partimizin kuruluşunun 101’inci yılında huzurunuzdayız. Sizden aldığımız büyük ilhamla partimizi iktidar yaparak Türkiye Cumhuriyeti’ni kuruluş felsefesinden sapmadan kurucu değerlerine bağlı kalarak demokratik, laik, sosyal, hukuk devletini niteliklerini güçlendirerek gösterdiğiniz hedefe ulaştırmak için durmadan, dinlenmeden mücadele edeceğimize söz veriyoruz. Sayın Genel Başkanım, Amasya’da kurtuluş reçetesi olarak ortaya koyduğunuz ‘Milletin istiklalini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır’ ilkesine partimizin 101’inci yılında sıkı sıkıya bağlıyız. Cumhuriyetimizi emanet ettiğiniz gençlerle birlikte yüceltmek, çizdiğiniz muasır medeniyet seviyesinin ilerisine taşımak, ülkemizin içerisinde bulunduğu ekonomik ve demokratik yoksunlukları milletimizle birlikte giderebilmek için azimle ve kararlılıkla mücadele edeceğiz. Aziz hatıranız önünde saygıyla eğiliyor, size, silah arkadaşlarınıza ve partimizin kurucu kadrolarını oluşturan yol arkadaşlarınıza minnetlerimizi sunuyor, şehitlerimizi ve demokrasi mücadelesinde yaşamını yitirmiş yurttaşlarımızı rahmetle anıyoruz.”

    Özel, daha sonra 2’nci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün mezarına da çelenk bırakarak saygı duruşunda bulunduktan sonra Anıtkabir’den ayrıldı.

  • Tunceli şehitleri uğurlandı

    Tunceli şehitleri uğurlandı

    Tunceli’nin Ovacık ilçesinde görev esnasında zırhlı aracın devrilmesi sonucu şehit olan Jandarma Uzman Çavuşlar Mehmet Aykanat, Orhan Burak Büyükçaylı ve jandarma Uzman Onbaşı Doğan Kızılateş için il jandarma komutanlığında uğurlama töreni düzenlendi. Ağır yaralı olarak Elazığ’a kaldırılan ancak kurtarılamayarak şehit olan Uzman Çavuş Ömer Eroğlu için de burada tören düzenlendi.

    Tunceli’deki uğurlama, şehit naaşlarının alana getirilmesiyle başladı. Şehitler anısına bir dakikalık saygı duruşunda bulunulmasının ardından özgeçmişleri okundu. Helallik alınması ve dualar edilmesinin ardından şehitler, memleketlerine gönderilmek üzere karayolu ile Elazığ’a gönderildi.

    Şehitler için düzenlenen uğurlama törenine Tunceli Valisi Bülent Tekbıyıkoğlu, İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Bülent Baykal, Cumhuriyet Başsavcısı Ebru Cansu, kurum amirleri, askeri erkan, polis, siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcileri katıldı.

  • 12 ilde terör operasyonu

    12 ilde terör operasyonu

    İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın paylaştığı bilgilere göre; Emniyet Genel Müdürlüğü TEM Daire Başkanlığı ve İstihbarat Başkanlığı koordinesinde; İl Emniyet Müdürlükleri TEM Şube Müdürlüklerince Antalya, Batman, Gaziantep, Edirne, Elazığ, Erzincan, Hakkari, İstanbul, Mersin, Muğla, Şanlıurfa ve Van olmak üzere 12 ilde BTÖ’ye yönelik “Gürz 13” operasyonları düzenlendi. Düzenlenen operasyonlar sonucu 33 şüpheli yakalanırken şüphelilerin Bölücü Terör Örgütü (BTÖ) içerisinde geçmiş tarihlerde faaliyet yürüttükleri, Bölücü Terör Örgütünün (BTÖ) propagandasını yaptıkları, yasa dışı yollardan yurt dışına kaçma teşebbüsünde bulundukları, kanunsuz gösterilere katıldıkları, molotofkokteyli ile saldırı ve terör örgütü adına kundaklama eylemi yaptıkları, haklarında kesinleşmiş hapis cezası ile aranma kaydı bulunduğu tespit edildi. Operasyonlar sonucu çok sayıda dijital materyal ele geçirildi.

  • Sözde sorumlu etkisiz hale getirildi

    Sözde sorumlu etkisiz hale getirildi

    MİT’in saha çalışmaları neticesinde PKK/KCK’lı Saliha Akbıyık’ın, Irak/Süleymaniye kırsalında İran sınırındaki Süleymaniye/Pencevin bölgesinde olduğu tespit edildi. MİT’in saha ajanları tarafından adım adım izlenen Saliha Akbıyık, en uygun anda düzenlenen nokta operasyon ile etkisiz hale getirildi. Nokta operasyonu ile etkisi hale getirilen ‘Nujiyan Amed’ kod Saliha Akbıyık’ın terör örgütünün İran yapılanmasında birinci derece sorumlu olarak faaliyet yürüttüğü belirtildi. 1993 yılından bu yana örgüt içinde bulunan Akbıyık’ın, İran-Irak sınır hattında barınan tüm teröristlerin faaliyetlerinden de birinci derecede sorumlu olduğu ifade edildi.

    Saliha Akbıyık hakkında

    PKK/KCK Merkez Komite ile YJA Star Merkez Karargah üyesi olan Saliha Akbıyık’ın aslen Diyarbakırlı olduğu belirtilirken, 1993 yılında Mersin’de PKK/KCK’nın kırsal kadrolarına katıldığı ve Yunanistan’da terör örgütünün kamplarında eğitim aldığı aktarıldı. Suriye’de bulunduğu dönemde gençlerin örgüte katılımını sağlayan Akbıyık’ın, terör örgütünün toplumsal, siyasi ve silahlı kanatlarında faaliyet gösterdiği, Irak’a geçtiği dönemde ise Kandil, Zap, Metina ve Mahmur’da silahlı faaliyetlerde yer aldığı belirtildi.

  • Narin’den 18 gündür haber alınamıyor

    Narin’den 18 gündür haber alınamıyor

    Merkez Bağlar ilçesi kırsal Tavşantepe Mahallesi’nde 21 Ağustos tarihinde kaybolan 8 yaşındaki Narin Güran, 18 gündür yoğun arama çalışmalarına rağmen hala bulunamadı. Narin’i arama çalışmaları devam ediyor.

    Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın konuyla ilgili yürüttüğü soruşturma sürüyor.

    Soruşturma kapsamında amca S.G. tutuklanmıştı.

  • Atama kararları Resmi Gazete’de

    Atama kararları Resmi Gazete’de

    Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı tarafından yapılan atama kararları ile birlikte, Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu yönetim kurulu üyeliklerine 9 isim atandı. Atamalar 4982 sayılı Bilgi edinme hakkı kanunun 14’üncü maddesi gereğince yapılırken atanan isimler ise şu şekilde, “İbrahim Acarlı (Yargıtay), Ahmet Hüsrev Vural (Danıştay), Mahmut Koca (Ceza Hukuku), Engin Saygın (İdare Hukuku), Hasan Tahsin Fendoğlu (Anayasa Hukuku), Veli Küçük (Türkiye Barolar Birliği), Hayrettin Kurt (Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurulu İkinci Başkanı), İsmail Kurul (Devlet Denetleme Kurulu Üyesi), Hakan Öztatar (Adalet Bakanlığı)”

    Ayrıca karar ile birlikte, Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdür Yardımcısı Alper Özkan, Tarım ve Orman Bakanlığı, 11’inci Bölge Müdürü Halim Özdemir, 9’uncu Bölge Müdürü Musa Kaya, 2’nci Bölge Müdürü Adil Şencan görevden alındı.

  • Urla’da orman yangını

    Urla’da orman yangını

    Yangın, saat 13.01’de Urla ilçesi Kuşcular Mahallesi’nde meydana geldi. Ormanlık alanda henüz belirlenemeyen sebepten dolayı çıkan yangına, İzmir Orman Bölge Müdürlüğüne ait 6 uçak, 6 helikopter, 29 arazöz, 15 su ikmal, 4 dozer ve 5 yer ekibi sevk edildi. Ekiplerin alevlerle mücadelesi havadan ve karadan devam ediyor.