Etiket: güncelhaber

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan iklim değişikliği mesajı

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan iklim değişikliği mesajı

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “İklim değişikliği ve çevre kaynaklı sorunlarla mücadele sadece belli ülkelere havale edilemez. Ekonomik gücü, coğrafi konumu, tarihi sorumluluğu ne olursa olsun tüm ülkelerin elini taşın altına koyması şarttır” dedi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘BM Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi 15. Taraflar Konferansı’na (COP15) video mesaj gönderdi. Erdoğan, insanlık olarak iklim değişikliği, çevre felaketleri, kirlilik, su ve gıda güvenliği ile biyolojik çeşitlilik kaybı gibi sınamalarla karşı karşıya olduklarını belirterek, “Son dönemde dünyanın farlı köşelerinde yaşanan ve ciddi kayıplara yol açan tabii afetler bu sorunların ulaştığı vahim boyutları gösteriyor. Tabii afetler çevreye ve ekosisteme verdiği zararlar yanında insanların can ve mal güvenliğini de doğrudan tehdit ediyor. Şu gerçeği hepimiz biliyoruz; tabiattaki her şey zincirin halkaları gibi birbirine bağlıdır. Tahrip olan biyolojik çeşitlilik, kirletilen çevre, yok olan gıda ve su demektir. Bu durum ise çatışmalara yol açmakta ve insanları göçe zorlamaktadır. Medeniyetler beşiği olan Akdeniz’i büyük bir mülteci kabristanına çeviren sebeplerden biri de çevrenin tahrip olmasıdır. Geleceğimizi etkileyen bu tehdit karşısında elbette öncelikle adım atması gerekenler iklim değişikliğine yol açan sıkıntıların ortaya çıkmasında tarihi mesuliyeti bulunanlardır. Ancak iklim değişikliği ve çevre kaynaklı sorunlarla mücadele sadece belli ülkelere havale edilemez. Ekonomik gücü, coğrafi konumu, tarihi sorumluluğu ne olursa olsun tüm ülkelerin elini taşın altına koyması şarttır” dedi.

    ‘ANADOLU, YÜZLERCE BİTKİNİN ANA VATANIDIR’

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, konferansın temasının ‘Ekolojik Medeniyet: Tüm Canlılar için Ortak Geleceğin İnşası’ olarak belirlenmesinin isabetli olduğunu belirterek, “Türkiye ‘yaratılanı sev yaratandan ötürü’ anlayışıyla zengin biyolojik çeşitliliğini hem karada hem de denizlerinde korumakta kararlıdır. Bunu yaparken yaşam hakkına sadece biz insanların değil tüm canlıların sahip olduğu anlayışını esas alıyoruz. 2030’a kadar biyolojik çeşitlilik kaybını en aza indirmeyi temel alan, 2020 Sonrası Küresel Biyoçeşitlilik Çerçevesi sürecinin bu amaca hizmet edeceğine inanıyoruz. Üç farklı iklim kuşağı ve üç biyocoğrafi alan üzerinde yer alan Türkiye orman, dağ, step, sulak alan, kıyı ve deniz ekosistemlerine ve bunların farklı form ve kombinasyonlarına sahiptir. Dünyadaki 8 bitki gen merkezinden 3’ü Türkiye’de kesişmektedir. Anadolu buğdayın, mercimeğin, nohudun, zeytinin, elmanın, kirazın ve daha sayamadığımız yüzlerce bitkinin ana vatanıdır” diye konuştu.

    ‘ÖNCÜ ROL OYNAYACAĞIZ’

    Avrupa kıtasında yaklaşık 12 bin bitki türü bulunurken, Türkiye’nin yaklaşık 4 bini endemik olmak üzere 12 bin bitki türüne ev sahipliği yaptığını anımsatan Erdoğan, şöyle konuştu:

    “Ulusal Biyolojik Çeşitlilik Envanter ve İzleme Projemiz sayesinde biyolojik çeşitlilik envanterimizi çıkardık. Envanteri yapılan türlerden 428’i yerel endemik, 3 bin 275’i de endemik tür olup bu türler dünya üzerinde sadece Türkiye’de bulunuyor. Bu kapsamda biyoçeşitliliğin korunmasını, sürdürülebilirliğinin teminini ve ekonomiye entegrasyonunu uzun vadeli ve gerçekçi politikalarla planlıyor ve hayata geçiriyoruz. Birleşmiş Milletler Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi’ne atfettiğimiz önem çerçevesinde gelecek sene 16’ncı Taraflar Konferansı’na ev sahipliği yapacak ve 2022-2024 yıllarında sözleşme dönem başkanlığını deruhte edeceğiz. Bu süreçte yurt içinde ve yurt dışında biyolojik çeşitliliğin korunması için gerekli adımların atılmasında da öncü rol oynayacağız. Sözlerime son verirken karşı karşıya olduğumuz bütün küresel imtihanlara adil, hakkaniyetli ve vicdanlı çözümlerin bulunacağına olan inancımı tekrarlıyor, zirvenin hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.”

  • Merkez Bankası Başkanı’ndan önemli açıklamalar

    Merkez Bankası Başkanı’ndan önemli açıklamalar

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Şahap Kavcıoğlu, TBMM sunumunda güçlü parasal sıkılaştırmanın krediler ve iç talep üzerindeki yavaşlatıcı etkilerinin devam ettiğini belirtti.

    TCMB Başkanı Şahap Kavcıoğlu TBMM çatısı altında yaptığı sunumda enflasyon ve para politikasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

    Kavcıoğlu’nun sunuşunda şu ifadeler öne çıktı:

    • Öncü göstergeler yurt içinde iktisadi faaliyetin üçüncü çeyrekte dış talebin de etkisiyle güçlü seyrettiğine işaret etmektedir.
    • Aşılamanın toplumun geneline yayılarak hızlanması salgından olumsuz etkilenen hizmetler, turizm ve bağlantılı sektörlerin canlanmasına ve iktisadi faaliyetin daha dengeli bir bileşimle sürdürülmesine olanak tanımaktadır.
    • Olumlu dış talep koşulları ve uygulanmakta olan sıkı para politikası cari işlemler dengesini pozitif etkilemektedir.
    • İhracattaki güçlü artış eğilimi ve aşılamadaki kuvvetli ivmenin turizm faaliyetlerini canlandırmasıyla yılın geri kalanında cari işlemler hesabının fazla vermesi beklenmektedir. Cari işlemler dengesinde görülen iyileşme eğilimi fiyat istikrarı hedefi için önem arz etmektedir.
    • Enflasyonda son dönemde gözlenen yükselişte; gıda ve ithalat fiyatlarındaki artışlar ile tedarik süreçlerindeki aksaklıklar gibi arz yönlü unsurlar, yönetilen/yönlendirilen fiyatlardaki artışlar ve açılmaya bağlı talep gelişmeleri etkili olmaktadır.
    • Bu etkilerin arızi unsurlardan kaynaklı olduğu değerlendirilmektedir. Diğer taraftan, güçlü parasal sıkılaştırmanın krediler ve iç talep üzerindeki yavaşlatıcı etkileri devam etmektedir.
    • Parasal duruşun sıkılığı ticari kredilerde öngörülenin ötesinde daraltıcı etki yapmaya başlamıştır. Bunun yanında, bireysel kredilerin ılımlı seyre dönmesi için makroihtiyati politika çerçevesi güçlendirilmiştir.
    • TCMB, para politikasının etkileyebildiği talep unsurları, çekirdek enflasyon gelişmeleri ve arz şoklarının yarattığı etkilerin ayrıştırılmasına yönelik analizleri değerlendirmiştir.
    • Bu çerçevede para politikası duruşunda güncellemeye ihtiyaç bulunduğu değerlendirmesi yapılmış ve Eylül ayında politika faizinde indirim yapılmasına karar verilmiştir.
  • Afrin’de bomba yüklü araçla saldırı

    Afrin’de bomba yüklü araçla saldırı

    Suriye’nin Afrin bölgesinde, PKK/YPG’li teröristler tarafından bomba yüklü araçla saldırı düzenlendi. Saldırıda ölen ve yaralananlar olduğu belirtildi.

    Türk Silahlı Kuvvetleri’nce ‘Zeytin Dalı Harekatı’ ile terör örgütlerinden arındırılan Suriye’nin Afrin bölgesindeki pazar yeri yakınlarında, öğle saatlerinde PKK/YPG’li teröristler, bomba yüklü araç infilak ettirdi.

    Sivillerin yoğun olarak bulunduğu pazar yerindeki terör saldırısında ölen ve yaralananlar olduğu belirtildi. Yaralılar, sağlık ekiplerince hastanelere kaldırılarak tedaviye alındı.

    Kent genelinde önlemlerini artıran yerel güvenlik güçleri de saldırıyı gerçekleştiren teröristlerin yakalanması için çalışma başlattı.

  • Çavuşoğlu’ndan ABD Başkanı Biden’a tepki

    Çavuşoğlu’ndan ABD Başkanı Biden’a tepki

    Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, ABD Başkanı Joe Biden’ın Ulusal Acil Durum halini bir yıl daha uzatması ve Türkiye ile ilgili açıklamalarına yanıt verdi. Çavuşoğlu, “ABD yönetimi kongreye mektup yollarken ya da bilgi verirken doğruyu söylemiyor” derken, “PKK ile YPG arasında hiçbir farkın olmadığını çok iyi biliyorlar. Bu terör örgütüne çok iyi destek veriyorlar. Burada bulunma amacının da DEAŞ ile mücadele olmadığını biliyoruz. DEAŞ ile mücadele eden dünyadaki tek ordu bizim ordumuz” diye konuştu.

    Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, ABD’nin Suriye kararnamesini uzatması ve Türkiye açıklamalarıyla ilgili konuştu.

    Çavuşoğlu, “Bu mektup kopyala yapıştır bir mektup olmuş. Amerikan yönetimi Kongre’ye mektup yollarken ya da Amerikan halkına bilgi verirken doğruyu söylemiyor” dedi.

    Dışişleri Bakanı, “PKK ile YPG arasında hiçbir farkın olmadığını çok iyi biliyorlar. Bu terör örgütüne çok iyi destek veriyorlar. Bu ABD kanunlarına göre suç” derken, “Burada bulunma amacının da DEAŞ ile mücadele olmadığını biliyoruz. DEAŞ ile mücadele eden dünyadaki tek ordu bizim ordumuz” diye konuştu.

    ‘TÜRKİYE’Yİ SUÇLAMAK YERİNE KENDİ YANLIŞ POLİTİKALARINDAN VAZGEÇSİN’

    Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, “Türkiye’yi suçlamak yerine ABD kendi yanlış politikalarından vazgeçsin. Ayrıca Amerikan halkına da kongresine de daha dürüst davransın” diye konuştu.

  • Gençler için yeni aşı stratejisi

    Gençler için yeni aşı stratejisi

    Koronavirüs ile mücadelede aşı yaşının 5’e inmesi gündeme gelirken dünyada, başta İngiltere ve Norveç olmak üzere birkaç ülke çocuklara tek doz aşı uygulanmasının yeterli olduğunu ve ebeveynlere böyle bir seçenek sunduklarını belirtti. Bunun nedeni olarak tek doz aşının virüsten koruma sağladığı ancak iki dozdan sonra nadiren gözlemlenen potansiyel zararların olmayacağı aktarıldı. Aşının gençler üzerindeki etkileri üzerine İsrail’de yapılan yeni araştırmada ise gençlerde mRNA aşısı sonrası 100 binde 11 kalp sorunu yaşandığını, can kaybının ise hastalık geçmişi olan 1 kişi olduğu vurgulandı.

    Koronavirüs ile mücadele kapsamında aşılama yaklaşık 10 aydır devam ederken geçtiğimiz gün Pfizer-BioNTech, 5 ila 11 yaş arası çocuklara aşı uygulamak adına ABD Gıda ve İlaç Dairesi’ne (FDA) başvuruda bulundu.

    Son dönemde gençlerde ve çocuklarda artan koronavirüs vakaları nedeniyle atılan adımların ardından, bazı ülkeler çocuklara yalnızca tek doz aşının yeterli olabileceğini belirterek, ebeveynlere seçenek sunduklarını belirtti.

    Başta İngiltere ve Norveç olmak üzere Hong Kong ve diğer ülkelerdeki yetkililer 12 yaş ve üstü çocuklar için tek doz Pfizer-BioNTech aşısını tavsiye ettiklerini bildirdi.

    Tavsiyenin nedeninin ise tek doz mRNA aşının virüsten koruduğu ve bununla birlikte iki dozun ardından nadiren de olsa gözlemlenen potansiyel zararlardan korunmak olduğunu bildirdi.

    Bu ülkelerdeki sağlık görevlileri, kalp iltihabı olan miyokarditin vakalarının aşılamadan sonra ergenler ve genç yetişkinler arasında sanıldığından daha yaygın olabileceğini düşündüren verilerin artmasından endişe duyduklarının altını çizdi.

    MİLYONDA 70 YAN ETKİ GÖRÜLDÜ

    ABD’de ise Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (CDC) danışmanları, Haziran ayında miyokardit hakkındaki verileri gözden geçirip oybirliğiyle, mRNA aşısının faydalarının risklerinden çok daha ağır bastığını söyleyerek, 12 yaş ve üzeri çocuklar için önerme kararı almıştı.

    CDC, Amerika Birleşik Devletleri’nde 12 ila 17 yaşları arasındaki aşılanmış her 1 milyon erkek çocuk için, aşıların maksimum 70 miyokardit vakasına neden olabileceğini belirtirken, ülkede meydana gelmiş 5 bin 700 enfeksiyonu, 215 hastaneye yatışı ve iki can kaybını önleyebileceğini vurgulamıştı.

    Çalışmalar ayrıca Covid-19’un, mRNA aşılarından daha fazla kalp sorunu oluşturabileceğinin altını çizmişti.

    SON ARAŞTIRMA: AŞI OLAN 100 BİNDE 11 VAKA, 1 CAN KAYBI

    Aşıların ergenler ve genç yetişkinler üzerinde yapılan ve The New England Journal of Medicine’de yayımlanan en son analizinde, İsrail’de mRNA aşısı olduktan sonra sonra miyokardit görülme olasılığının 16 ila 29 yaşındaki erkekler arasında en yüksek olduğunu buldu.

    Araştırmada, bu yaş grubundaki her 100 bin erkekten yaklaşık 11’inin aşılandıktan birkaç gün sonra miyokardit geliştirdiği bildirilirken ülkede tanımlanan 54 vakadan sadece birinin solunum desteği aldığını, kalp hastalığı olan 1 hastanın ise hayatını kaybettiği bildirildi.

    Çalışmada aşı olan ve daha sonra yan etki gösteren gençlerden tamamının birkaç hafta sonra kişilerin tamamen iyileşti belirtildi.

  • 130 bin personel alınacak

    130 bin personel alınacak

    Türkiye İş Kurumu (İŞKUR), 130 bine yakın personel alımı için ilan paylaştı. Uygun personel alımı için çalışmalarını sürdüren İŞKUR’un açık iş ilanları bölümünde, imalat-toptan, perakende-ticaret, konaklama ve yiyecek hizmetleri, inşaat-ulaştırma, depolama gibi alanlar bulunuyor.

    Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) son olarak açıkladığı işgücü istatistiklerine göre işsizlik temmuzda yüzde 12’ye yükselmişti. Geniş tanımlı işsizlik oranı da yüzde 23,6 seviyesine çıktı.

    İŞKUR aracılığıyla, bazı sektörlerde çalıştırılacak sürekli, geçici veya mevsimlik işçilerin istihdam süreçleri sağlanıyor.

    İşçi alım ilanları kurumun internet sayfasının ‘açık iş ilanları’ bölümünde yayımlanıyor.

    Türkiye İş Kurumu, hem özel hem kamuda 130 bine yakın açık işe hızlı bir şekilde uygun personel alımı için ilana çıktı.

    Bugün itibariyle 130 bin açık iş ilanı bulunan İŞKUR’un açık iş ilanları bölümünde; imalat-toptan, perakende-ticaret, konaklama ve yiyecek hizmetleri, inşaat-ulaştırma, depolama başı çekiyor.

    İŞKUR, 2021’de 988 bin kişiye istihdam yarattı.

  • Akşener: Ben cumhurbaşkanlığına talip değilim

    Akşener: Ben cumhurbaşkanlığına talip değilim

    İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, “Ben cumhurbaşkanlığa talip değilim. Ama seçimlerden 1’inci parti olarak çıkmaya ve bunu hep birlikte başardığımızda, ‘İyileştirilmiş ve güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’in ilk başbakanı olmaya talibim” dedi.

    Akşener, TBMM’de partisinin grup toplantısında konuştu. Akşener, yeni yasama yılında Türkiye’yi, milletin evinde milletle birlikte yöneteceklerini belirterek, iktidar için yolun sonunun göründüğünü söyledi. Akşener, “Çünkü, mızrak artık çuvala sığmıyor. Geçtiğimiz günlerde Sayıştay, denetim raporlarını açıkladı. Bu sene ki raporlarda da yolsuzluk ve israf hız kesmemiş. Daha kış gelmeden, ne kadar zorlu bir kış geçireceğimizi iktidarın açıkladığı zamlarla görmeye başladık. Elektrik üretiminde kullanılan, doğal gaz fiyatına temmuz ayında, yüzde 20 zam yapılmıştı. Bu ay üzerine yüzde 15 daha yapıldı” dedi.

    ‘KEBAPÇILAR TERÖRİST OLDU’

    Meral Akşener, MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin, ‘kebapçı teröristler’ ifadesine yönelik değerlendirmesinden önce lokanta sahibi bir esnafa söz verdi. Ardından konuşmasına devam eden Akşener, “Her hafta, toplumumuzun yeni bir kesimi, terörist ilan edilir hale geldi. Çiftçimiz, esnafımız, üreticimiz, zaten bayağıdır iktidarın terör listesinde. Yakın zamanda marketler bu kategoriye alındı. Daha geçen hafta barınamayan öğrencilerimiz terörist ilan edildi. Dün itibarıyla da, kebapçılar terörist oldu” dedi.

    ‘TÜRKİYE BU SİSTEMLE YÖNETİLEMEZ’

    Meral Akşener, son günlerde ‘Başbakanlığa talibim’ sözleri üzerinden yapılan tartışmalara değinerek şunları söyledi:

    “Millet İttifakı olarak, bir Cumhurbaşkanı adayı göstereceğiz. Ve bu aday da, Türkiye’nin 13’üncü Cumhurbaşkanı olacak. Ama, Cumhur İttifakı paydaşlarının aksine, biz yeni bir Sayın Erdoğan seçmeyeceğiz. Çünkü biz biliyoruz ki; aday göstereceğimiz kişi, dünyanın, en becerikli, en muteber insanı bile olsa, Türkiye, bu ucube sistemle yönetilemez.”

    ‘CUMHURBAŞKANLIĞA TALİP DEĞİLİM’

    Akşener, “İster 2023, ister daha önce yapılacak olan bir seçimde, Millet İttifakı’nın adayının, yani Türkiye’nin 13’üncü Cumhurbaşkanı seçilecek olan kişinin, öncelikli görevi; Türkiye’yi hızla, bu çağ dışı sistemden kurtarmak ve kuvvetler ayrılığına dayalı bir demokrasiyi hayata geçirmek olacaktır. Evet ben bu ucube sistemdeki cumhurbaşkanlığa talip değilim. Ama seçimlerden 1’inci parti olarak çıkmaya ve bunu hep birlikte başardığımızda, iyileştirilmiş ve güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’in ilk başbakanı olmaya talibim. Millet ile devlet arasındaki bağları, yeniden kurmaya, Türkiye’yi güçlendirmeye, milletimizi zenginleştirmeye talibim” dedi.

  • “İl bazında kapanma düşünmüyoruz”

    “İl bazında kapanma düşünmüyoruz”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Artık gençlerimizin hayal ettikleri yere yerleşemedikleri için, hayatlarının baharlarında tekrar tekrar üniversite sınavına girmelerine gerek bırakmayacak, daha güçlü bir sistem kurmalıyız. Bir yanda üniversite sınavı peşinde vakit kaybetmeden gençlerin, diğer yanda üniversitelerimizde atıl kapasitenin bulunduğu mevcut tabloyu süratle değiştirmemiz şarttır” dedi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen ‘2021-2022 Yükseköğretim Akademik Yıl Açılış Töreni’ne katıldı. Akademik yılın hayırlara vesile olmasını dileyen Erdoğan, “2020 yılı Mart ayından beri koronavirüs salgını dolayısıyla pek çok alanda olduğu gibi eğitim-öğretim hizmetlerinde de büyük zorluklar yaşadık. Uzaktan da olsa eğitimin devam ettirilmesi elbette önemlidir. Ancak bunun yüz yüze eğitim-öğretim tecrübesinin yerini tutmayacağı açıktır” diye konuştu.

    ‘İL BAZINDA KAPANMA DÜŞÜNMÜYORUZ’

    Erdoğan, hükümet olarak her kademedeki eğitim kurumlarını belirlenen vakitte faaliyete geçirmek için her türlü tedbiri aldıklarını kaydederek “Eylül ayının başından itibaren okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve lise seviyesindeki okulları açtık. Milli Eğitim ve Sağlık Bakanlığımız okullarda alınması gereken önlemleri belirledi. Halihazırda 71 bin okulumuzun tamamı açıktır. Şu ana kadar sadece 2 okulumuzda karantina uygulamasına gidilmiştir. Vaka durumuna göre bazı sınıflar karantinaya alınabilir ama okul, ilçe veya il çapında bir kapanma kesinlikle düşünmüyoruz. Yükseköğretimde de bugün hem yeni akademik yılın açılışını yapmanın hem de yeniden yüz yüze eğitim öğretimin başlanmasının sevincini yaşıyoruz. Salgın tehdidine karşı gereken tedbirleri almak suretiyle üniversitelerimizde de eğitim-öğretimin kesintisiz sürmesi konusunda kararlıyız. Tüm planların ve hazırlıkların buna göre yapılmasında fayda görüyorum” ifadelerini kullandı.

    ‘YENİ ÜNİVERSİTELER ARZU ETTİĞİMİZ SEVİYEYE ÇIKACAKTIR’

    Erdoğan, Türkiye burslarına yapılan başvuruların her geçen gün arttığına dikkati çekerek, “Bu yıl 3 bin 500 burs için 165 bin başvuru aldık. Yeni kurulan üniversitelerle ilgili zaman zaman haksız değerlendirmeler yapıldığını görüyorum. Halbuki bu üniversitelerimiz her geçen gün daha güçlenmekte ve kurumlaşmaktadır. Tıpkı daha önceki dönemlerde kurulan üniversiteler gibi bunlar da zamanla arzu ettiğimiz seviyelere çıkacaklardır. Yeni üniversitelerimizden bazılarının gerek akademik yayın, gerek patent gerekse diğer pek çok çalışma bakımından şimdiden sergiledikleri başarıları da yakından takip ediyoruz” dedi.

    Erdoğan, Cem Karaca’nın, ‘İşçisin, sen işçi kal’ şarkısını anımsatarak, “Karaca’nın dile getirdiği ruh haliyle Anadolu’daki evlatlarımızın önünü tekrar kesmek isteyenlere izin vermeyeceğiz. Tam tersine tüm şehirlerimizin, tüm gençlerimizin kendileri ve ülkeleri için yapacakları her çalışmaya, geliştirecekleri her projeye, her girişime destek olmayı sürdüreceğiz. Türkiye’nin insan kaynağını zenginleştirmek ve böylece rekabet gücünü artırmak için yatırımlara devam edeceğiz” diye konuştu.

    ‘DOKTORALI İNSAN KAYNAĞI SAYIMIZ AZ’

    Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu alanlarda 5 bin üzerinde nitelikli insan kaynağı oluşturmak için YÖK tarafından başlatılan doktora projesinin de gayet verimli olduğunu belirten Erdoğan, “Buna rağmen doktoralı insan kaynağımızın halen hedeflerimizin çok gerisinde olduğunu görüyoruz. Eğitim kalitesi ile uluslararası yayın sayısını artırmak, öğretim üyesi başına düşen öğrenci sayısını azaltmak için doktora mezunu sayısını daha da yükseltmemiz gerekiyor. Aynı şekilde ileri teknolojiye dayalı ürünler üreterek ekonomiye daha çok katkı yapabilmemiz için de doktora mezunu sayımızı artırmaya ihtiyacımız bulunuyor. Bu alandaki açığın kapatılması için siz yükseköğretim yöneticilerinden daha fazla gayret göstermenizi bekliyorum. Özel müfredatla ve özel hocalarla üstün nitelikli bilim insanları yetiştirmek için YÖK başarı bursu ile öğrencilerimizi destekliyoruz” ifadelerini kullandı.

    ‘MEVCUT TABLOYU SÜRATLE DEĞİŞTİRMEMİZ ŞART’

    Erdoğan, Türkiye’nin son 19 yılda yaptıkları yatırımlar ve reformlar sayesinde yükseköğretimde kapasite sorunu olmayan bir ülke haline geldiğini aktararak “Artık gençlerimizin hayal ettikleri yere yerleşemedikleri için, hayatlarının baharlarında tekrar tekrar üniversite sınavına girmelerine gerek bırakmayacak, daha güçlü bir sistem kurmalıyız. Bir yanda üniversite sınavı peşinde vakit kaybeden gençlerin diğer yanda üniversitelerimizde atıl kapasitenin bulunduğu tabloyu süratle değiştirmemiz şart. Bunun yolu da kamu ve özel sektörü kapsayan iş piyasalarındaki talep ve eğilimleri iyi takip etmekten, müfredatın ve programların bu doğrultuda güncellenmesinden geçiyor. Elbette temel bilimlere ve ileriye teknolojiye dayalı araştırma alanlarına özel önem vereceğiz. Önümüzdeki gerçeklere de gözümüzü kapatmayacağız” dedi.

    ‘BİZE BÖYLE ÖĞRENCİLER GEREKMEZ’

    Erdoğan, bazılarının her konuda olduğu gibi yükseköğretim hususunda da yapılanları takdir etmek, hayırlı adımlara destek vermek, milletin sahiplendiği vizyona katkı sağlamak gibi bir derdi olmadığını üzüntüyle takip ettiklerini belirterek, “Hele rektörünün arabasının üzerine çıkıp orada tepinen öğrencilerin olduğu bir Türkiye’yi kabullenemiyorum. Bize böyle öğrenciler gerekmez. Öğrenci her şeyden önce irfanın, hikmetin, ilmin kendisini güçlendirdiği insan olmalıdır. Halbuki üniversiteye girmenin ayrı bir dert; girdiniz, okuyup bitirmenin ayrı bir sıkıntı olduğu dönemlerden bugünkü kapasiteye ulaşmış olmamız gerçekten tarihi bir başarıdır.

    Ne demek, rektörünüz aracın içinde siz önünü kesiyorsunuz daha sonra aracın üzerine çıkıp tepinmeye başlıyorsunuz. Böyle bir öğrenci olamaz. Bunlar olsa olsa ancak işte üniversitelerin içine sızmış teröristlerdir. Gelişmiş ülkeleri dahi geride bıraktığımız bir kapasitemiz var. Kalite ile perçinlediğimizde, Allah’ın izniyle önümüzde durabilecek hiçbir güç tanımıyoruz. Üstelik sadece bu kadarla da kalmadık, ülkemizde üniversite eğitim almak isteyen hiçbir öğrencimizin barınma ve maddi kaynak sıkıntısı çekmemesi için eşi benzeri görülmemiş adımlar attık. Mesela yurt sayımızı 190’dan 774’e, bu yurtlardaki yatak sayımızı 192 binden 724 bine çıkardık. Yurtlarımızın fiziki şartlarını fevkalade iyileştirdik” diye konuştu.

    ‘TERÖR ESTİREN TERÖRİSTLER’

    Dünyada yükseköğretim öğrencilerine en fazla barınma imkanı sağlayan ülkenin Türkiye olduğunu hatırlatan Erdoğan, şunları kaydetti:

    “Nedir o Allah aşkına parklarda, bankaların üzerinde sere serpe yatanlar ya bunlar öğrenci mi? Ne alakası var ya. Bunlar dışarıdan gelip aynen Gezi’de olduğu gibi buralarda terör estiren teröristler. Öğrenciye en büyük saygıyı duyan iktidarız. Göreve geldiğimizde verilen burs 45 liracıktı. Şimdi 650 liraya çıktık. Nereden nereye. Geçtiğimiz yıl salgın sebebiyle yurtlar kapalı olduğu için hem yeni kayıt yaptıranlar, hem geçtiğimiz yıl üniversiteye başlayanlar başvuru yaptı. Bu da başvuruda yığılmayı beraberinde getirdi. Hamdolsun, üstesinden gelemeyeceğimiz bir sorunla karşı karşıya değiliz. Pek çok şehrimizde yurtlarda kalmak için başvuran öğrencilerimizin neredeyse tamamının talebini karşıladık. Halen inşaatı süren yurt çalışmalarıyla 110 bin üzerinde yeni yatağı öğrencilerimizin hizmetine sunacağız. Böylece yurt sorununu tamamen çözmüş olacağız.”

    Programa Erdoğan ile birlikte TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu ile Yükseköğretim Kurulu Başkanı Erol Özvar katıldı.

  • Kişisel bilgiler çalınmış olabilir

    Kişisel bilgiler çalınmış olabilir

    Dünyada milyonlarca kullanıcısı bulunan WhatsApp, Facebook ve Instagram dün çöktü. Konuyla ilgili değerlendirmede bulunan Yazılım Mühendisi Prof. Dr. Ali Okatan, “Bu platformlar dün siber saldırıya uğradı. Bu bilgiler çalınmış olabilir ancak hisseler düşmesin diye bunu söylemeyeceklerdir. Kullanıcılar, platformları kullanırken çok dikkat etmeli. Özellikle IBAN gibi önemli bilgiler bu platformlardan paylaşılmamalı” dedi.

    Anlık mesajlaşma uygulaması WhatsApp ve sosyal medya platformları Instagram ile Facebook uzun süreli erişim probleminin ardından yeniden kullanıma açıldı. Dünya çapında yaşanan bu problem için değerlendirmede bulunan İstanbul Aydın Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Yazılım Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ali Okatan, “Bu platformların hepsi birer büyük yazılımdır. Özellikle dağıtık sistem dediğimiz sistemlerde parça parça yazılımların bir araya gelmesiyle oluşmuş bir yazılım parçasıdır. Bence bu platformlara siber saldırı yapılmıştır. Bilgiler de alınmıştır.Bu bilgiler alındı diye kimse söylemeyecektir çünkü büyük hisse düşüşleri olacaktır. Böyle uzun süreli bir arıza, basit bir arıza değil. Biz yazılımların ne zaman çalışmayacağını biliriz ve bu bir siber saldırı” ifadelerini kullandı.

    KULLANICILAR BU PLATFORMLARI DİKKATLİ KULLANMIYOR

    Platformlardaki sistemi bir binanın kapısına benzeten Prof. Dr. Okatan, şunları söyledi:

    “Bu platformlarda kullanıcıların girdiği bir kapı vardır. O kapı bir binanın müşterilerin girdiği ön kapısına benzer, bir de o binada malzemelerin geldiği arka kapı vardır. O kapı platformun sahibine aittir. Kullanıcılar kendi kapılarını dikkatli kullanmıyorlar yani siz kullanıcı ayarlarını yaparken bütün bilgilerin herkes tarafından görülmesini ya da görülmemesini sağlayabilirsiniz ama buna birçok kişi önem vermiyor. Arka kapı da çok kısıtlı kişilerin bildiği şifrelerle korunmaktadır. O hackerler o kapıları kırıyorlar. Bilgi alırken de sistemi durduruyorlar.”

    DÜN YAŞANAN OLAY GELECEĞİN HABERCİSİYDİ

    Bu tip erişim problemlerinin 20 saate yakın sürebileceğini dile getiren Prof. Dr. Okatan, “Aslında dünkü olaylar geleceğin habercisidir. Aylar süren, tekrar çalıştırma çalışmaları olabilir. O yüzden çok dikkatli olmak gerekir. Gelecekte bu tarz çöküşleri yaşayacağız. Siz önlemleri geliştirdikçe siber saldırıyı yapanlar da ona göre yeni yöntemler geliştiriyorlar. Bilgiler, muhtemelen çalındı” dedi.

    ALTERNATİF PLATFORMLAR TERCİH EDİLEBİLİR

    Prof. Dr. Ali Okatan kullanıcıların haklarını dikkatle takip etmesi gerektiğini belirtti.

    Kullanıcıların platformlarda ihtiyaç duyduğu kadar izin yetkisi vermesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Okatan, “İhtiyaç duyduğunuzda izin vermelisiniz. Arka kapı için yapacak fazla bir şey yok. Bunun da tek çaresi alternatif başka platformlara da üye olmak ve onları denemektir. Operasyonlarınız için bu tip platformlar çok gerekliyse hemen başka bir platforma geçiş hazırlığı yapmalısınız. Yedekte başka bir platform kullanmalıyız çünkü bu durumlar her zaman olabilir ama o platformların başına da gelebilir. Bilgiler her zaman alınabilir, çalınabilir” diye konuştu.

    KULLANICILAR RİSKİ DAĞITABİLİR

    Kullanıcıların mesajlaşma uygulamalarında ya da sosyal medyada riskleri dağıtabileceğini ifade eden Prof. Dr. Okatan, sözlerini şöyle sürdürdü.

    “Kullanıcı ayarlarını yaparken, kimlerin görmesini istediğinizi uygulama soruyor. Bu bilgilerin kötü kullanım yapacak kişilerin eline geçmemesi için ayarları yapmanız lazım. Belirli bir arkadaş çevresi, gruplar oluşturabilirsiniz. O gruplardan ancak belirli olanlara erişim izni vererek kendinizi biraz sağlama alabilirsiniz. Gerekli gereksiz her bilgi ve resmi de sosyal medyaya koymamak gerekiyor. Aksi takdirde birileri kötü amaçlı kullanıyor sonrasında da mahkeme süreci başlıyor. Platformların esas yapısını değiştirecek şifrelerin çalınmasını engelleyemezsiniz. Bunun için platform sahipleri yetkili. Siber saldırılar her platform için geçerlidir. Elimizden geldiği kadar riski dağıtmalıyız. Bazı bilgileri farklı, bazılarını farklı platformlara taşımalıyız. Eğer onlardan biri hacklenirse, bazı bilgilerimiz açığa çıkmış olabilir ama diğerleri kalabilir. Biz bilgisayarlarda da bilgilerin yok olmaması için aynı şeyi yaparız.”

    WHATSAPP’TAN IBAN PAYLAŞMAYIN

    WhatsApp uygulaması üzerinden IBAN paylaşıldığını ve bunun da bazı bilgileri riske attığına vurgu yapan Prof. Dr. Okatan, “Kişisel bilgileri yanlış anlamda kullanabilirler. Orada siz IBAN veriyorsunuz. Böyle olunca sizin banka hesaplarınız da biliniyor. Biraz bilgisayar ve yazılım bilen kişiler bunları yapabilir. Mali, banka ve özel bilgileri bu platformlarda paylaşmak yerine SMS kullanılabilir. Hiçbir şirket güvenli değil ve bunların hepsi bir yazılım” dedi.

    UZUN SÜRELİ ARIZA FAZLA BİLGİLERİN ÇALINDIĞINA İŞARET

    Platformları kullanıcılarının aslında ortaya çıkan riskleri de bir nevi kabul etmiş sayıldığını söyleyen Prof. Dr. Okatan, “Kullanıcılar da bu riski kabul ediyor ve kesin olarak bu riskten kurtulmak mümkün değil. Böyle uzun süreli bir arıza, basit bir arıza değil. Biz yazılımların ne zaman çalışmayacağını biliriz ve bu bir siber saldırı. 1 saatlik bir siber saldırı bile olsa, aktarılacak bilginin miktarı daha az olurdu. Uzun süre olunca, o sistemden bütün bilgiler çalınabilir” ifadelerini kullandı.

  • Kira zam oranı belli oldu

    Kira zam oranı belli oldu

    Ekim 2021 kira artış oranı ne kadar oldu? Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) enflasyon rakamlarını açıklanmasının ardından ekim ayı kira artış oranı da belli olmuş oldu. Enflasyon (TÜFE) rakamlarının on iki aylık ortalaması baz alınarak belirlenen kira artış oranı ekim ayı için yüzde 16,42 olarak gerçekleşti.

    Enflasyon rakamlarının açıklanmasıyla ekim ayı kira artış oranları belli oldu.

    TÜFE on iki aylık ortalaması baz alınarak belirlenen kira artış oranı ekim ayı için yüzde 16,42 oldu.

    TÜİK tarafından açıklanan verilere göre ise, TÜFE 2021 yılı eylül ayında bir önceki aya göre yüzde 1,25, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 13,04, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 19,58 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 16,42 artış gerçekleşti.