Etiket: güncelhaber

  • İhracatta rota demiryolu

    İhracatta rota demiryolu

    Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, 2024 yılı Ocak – Temmuz dönemine ait ihracat amaçlı taşınan yük verilerini paylaştı. Bakan Uraloğlu, Türkiye’nin demiryolu taşımacılığında önemli bir ivme kazandığını vurgulayarak, “Ülkemizin ihracat taşımacılığında demiryolu kullanımının her geçen yıl arttığını görüyor, artan ihtiyacı karşılamak için Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde çevreci ve ekonomik yönleri ile öne çıkan demiryolu taşımacılığını ve ulaşım altyapımızı geliştirmek için durmadan çalışıyoruz. Neredeyse yüz yıldır el değmemiş konvansiyonel hatları da yeniledik. Organize sanayi bölgelerimizi, fabrikalarımızı ve limanlarımızı demiryolu ağımıza bağladık” dedi.

    7 ayda 1,2 milyon ton yük taşındı

    Bakan Uraloğlu, demiryolu taşımacılığının hem hız hem de kapasite açısından Türkiye’nin ihracat potansiyelini arttırdığını belirterek, “2024 yılının ilk 7 aylık döneminde 1,2 milyon ton ihracat taşıması gerçekleştirerek geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 13,2 artışla rekor kırdık. Türkiye’nin demiryolu taşımacılığının gelişen kapasitesi, önümüzdeki yıllarda ihracat hacmini daha da artıracak. Demiryolu ile gerçekleştirdiğimiz ihracat, ülkemizin ekonomik büyümesinin önemli bir unsuru. Hedefimiz, bu ağları genişleterek, Avrupa’nın ticaret hatlarında Türkiye’nin stratejik rolünü daha da pekiştirmek” ifadelerini kullandı.

    İhracatın yüzde 86’sı İstanbul ve çevre illerden

    Demiryolu taşımacılığında İstanbul ve çevre illerinin önemli bir rol oynadığını kaydeden Bakan Uraloğlu, “Söz konusu taşımaların yüzde 86’sına denk gelen 1 milyon 32 bin tondan fazla yük, İstanbul ve çevre illerden taşındı. Bunun yanı sıra İzmir, Eskişehir, Ankara ve Sivas gibi illerimizden de ihracat ürünlerini Avrupa’ya ulaştırıyoruz” dedi. Uraloğlu, bu taşımaların Türkiye’nin lojistik gücünü ve demiryolu taşımacılığının ihracattaki önemini ortaya koyduğunu belirterek, Avrupa ile bağlantısallığı sağlayan demiryolu bağlantılarının hem ekonomik hem de çevresel açıdan büyük katkılar sunduğunun altını çizdi.

    Türkiye ve Avrupa arasında işlettiğimiz günlük en az 8 yük treni Avrupa’ya kesintisiz ticareti sağlıyor”

    Bakü-Tiflis-Kars (BTK) demiryolu hattının faaliyete geçmesiyle Türkiye’nin Asya ve Avrupa arasındaki ticaret köprüsü olma rolünün daha da güçlendiğini vurgulayan Uraloğlu, altyapı iyileştirmeleri ve Avrupa ile Orta Asya demiryolları arasındaki işbirliği anlaşmalarının Türkiye’nin ihracat taşımacılığında daha fazla söz sahibi olmasını sağladığını belirtti. Türkiye’nin demiryolu taşımacılığında Avrupa ile olan bağlarının giderek güçlenmesi ve bu alandaki ihracat yönelimlerinin stratejik önemine değinen Uraloğlu, “Türkiye ve Avrupa arasında işlettiğimiz günlük en az 8 yük treni Avrupa’ya kesintisiz ticareti sağlıyor. İhraç edilen ürünlerin başında otomotiv yedek parçası, tekstil ürünleri, gıda, elektronik ürünler, kimyasal ürünler, çimento ve inşaat malzemeleri gibi ürünler geliyor. Bu taşımacılık altyapısı sayesinde sadece maliyet avantajı değil, aynı zamanda çevre dostu ve sürdürülebilir bir taşımacılık modeli sunuyoruz” dedi.
    Demiryolu ile taşımacılığın daha çevre dostu bir seçenek olarak öne çıktığını vurgulayan Bakan Uraloğlu, sera gazı azaltımını ve rekabetçiliği hedefleyen Avrupa Yeşil Mutabakatına uyum sağlamak ve Türkiye’nin 2053 net sıfır emisyon hedeflerine ulaşmak için demiryolu taşımacılığının kilit rol oynayacağını vurguladı.

  • Kısa vadeli dış borçta rekor

    Kısa vadeli dış borçta rekor

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 2024 yılı Haziran ayı Kısa Vadeli Dış Borç İstatistikleri Gelişmeleri’ni açıkladı. Buna göre Haziran sonu itibarıyla, kısa vadeli dış borç stoku, 2023 yıl sonuna göre yüzde 2,5 oranında artışla 180,5 milyar ABD doları olarak gerçekleşti. Bu dönemde, bankalar kaynaklı kısa vadeli dış borç stoku yüzde 10,2 oranında artarak 75,4 milyar ABD doları olurken, diğer sektörlerin kısa vadeli dış borç stoku yüzde 1,6 oranında azalarak 60,4 milyar ABD doları düzeyinde gerçekleşti.

    Bankaların yurt dışından kullandıkları kısa vadeli krediler, 2023 yıl sonuna göre yüzde 38,7 oranında artarak 17,5 milyar ABD doları seviyesinde gerçekleşti. Banka hariç yurt dışı yerleşiklerin döviz tevdiat hesabı yüzde 5,8 oranında azalarak 18,8 milyar ABD doları, yurt dışı yerleşik bankaların mevduatı da yüzde 4,9 oranında azalışla 19,7 milyar ABD doları olarak gerçekleşti. Ayrıca, yurt dışı yerleşiklerin TL cinsinden mevduatları geçen yıl sonuna göre yüzde 28,2 oranında artışla 19,4 milyar ABD doları seviyesinde gerçekleşti.

    Diğer sektörler altında yer alan ithalat borçları, 2023 yıl sonuna göre yüzde 1,9 oranında azalarak 53,2 milyar ABD doları seviyesinde gerçekleşti.

    Borçlu bazında incelendiğinde, tamamı kamu bankalarından oluşan kamu sektörünün kısa vadeli borcu 2023 yıl sonuna göre yüzde 11,1 oranında artarak 38,3 milyar ABD doları olurken, özel sektörün kısa vadeli dış borcu yüzde 2,3 oranında artarak 97,5 milyar ABD doları oldu.

    Alacaklı bazında incelendiğinde, özel alacaklılar başlığı altındaki parasal kuruluşlara olan kısa vadeli borçlar yıl sonuna göre yüzde 3,4 oranında artarak 99,3 milyar ABD doları, parasal olmayan kuruluşlara olan borçlar yüzde 2,4 oranında azalarak 76,7 milyar ABD doları düzeyinde gerçekleşti. 2023 yıl sonunda 1,2 milyar ABD doları olan kısa vadeli tahvil ihraçları, 2024 Haziran sonu itibarıyla 4,4 milyar ABD doları olarak gerçekleşti. Aynı dönemde resmi alacaklılara olan kısa vadeli borçlar 165 milyon ABD doları olarak gerçekleşti.

    2024 Haziran sonu itibarıyla, kısa vadeli dış borç stokunun döviz kompozisyonu yüzde 49,5’i ABD doları, yüzde 21,5’i Euro, yüzde 13,4’ü TL ve yüzde 15,6’sı diğer döviz cinslerinden oluştu.
    2024 Haziran sonu itibarıyla, orijinal vadesine bakılmaksızın vadesine 1 yıl veya daha az kalmış dış borç verisi kullanılarak hesaplanan kalan vadeye göre kısa vadeli dış borç stoku, 236,6 milyar ABD doları düzeyinde gerçekleşti. Söz konusu stokun 20,9 milyar ABD dolarlık kısmı, Türkiye’de yerleşik bankaların ve özel sektörün yurt dışı şubeleri ile iştiraklere olan borçlarından oluştu. Borçlu bazında değerlendirildiğinde, toplam stok içinde kamu sektörünün yüzde 23,0 Merkez Bankası’nın yüzde 18,9, özel sektörün ise yüzde 58,1 oranında paya sahip olduğu gözlendi.

  • Ümit Özdağ’dan erken seçim çağrısı

    Ümit Özdağ’dan erken seçim çağrısı

    Prof. Dr. Ümit Özdağ’ın konuşması şu şekilde;

    Büyük bir ekonomik yangın Türkiye’yi yakıyor. AKP, Saray ekonomi üzerindeki kontrolü tam anlamıyla yitirmiş durumda. Erdoğan’ın durumu ekonomi ile ilgili freni patlamış bir belediye otobüsünün yokuş aşağı hızla inen ve gittikçe hızlanan direksiyondaki şoföre benziyor. Yapabileceği hiçbir şey yok. Mehmet Şimşek de biletçi, o da düşmemek için bir yere tutunmuş sallanıyor sadece. Mehmet Şimşek’in modeli çok basit; enflasyonu düşürmek için dövizi sabit tutmak. Bunun için de sıcak paraya ihtiyacı var. Sıcak paraya büyük faiz veriyor. Bu sıcak para sonunda Türkiye’den çıkacak, büyük kazançlar elde ederek çıkacak. Bunun bedelini de bugün tarlada domatesin kilosunu geçen sene 4 lira iken bugün 5 liradan satan çiftçi ödüyor. Bunun bedelini 12 bin 500 liraya geçinmeye çalışan emekli ödüyor. Enflasyon düşüyor mu? Hayır, düşmüyor. Enflasyon artıyor. Yani, Mehmet Şimşek’in politikaları çökmüştür. Bu politikaların bir sonuç alması mümkün değildir. Bakın, muhasebeciler sokağa döküldüler., Türkiye’nin değişik yerlerinde miting yapıyorlar. Enflasyon muhasebesi makaleleri yazılıyor iş dünyasında bunların tartışmaları yapılıyor. Köylüler, Türkiye’nin değişik yerlerinde tarlalarını terk edip otoyollara çıkıp gösteriler yapmaya başladılar. Çanakkale’de, Balıkesir’de, Gaziantep’te, Antalya’da köylüler sokakta. Türkiye’de son kalan 500 bin çiftçi sokağa çıktı ve çıkmak üzere. Oysa çiftçi en sabırlı halk kesimidir. Üretim modelinden dolayı da çiftçi sabırlıdır. Eğer çiftçiler sokağa çıktılarsa bu ekonominin gerçekten kontrol edilemez bir yıkım içerisinde olduğunu göstermektedir.

    Türkiye’nin yüzde 10’un ancak doldurduğu lokantalar, AVM’ler hiç yanıltıcı olmasın. Yüzde 10 sadece. Onlar da artık para biriktirmenin anlamsızlığı ile evlerine gelen parayı hiç olmazsa bugün lokantada yiyeyim veya alayım, yarın yiyemem, alamam diye harcayan insanlar.

    Enflasyonun artması, işsizliğin artması bu ortamda hükümetin gizlemeye çalıştığı büyük israfın artması artık içinden çıkılmaz bir çembere dönüştü Türkiye için. Ekonomik olarak Türkiye yönetilemiyor. Türkiye’nin yönetilemediğini dün TBMM’de çıkan kavga da göstermiştir. Anayasa Mahkemesi bir karar almış, Can Atalay’la ilgili. Kararı beğenmeyebilirsiniz. Mesele burada Can Atalay siyasi görüşü değildir. Mesele burada sistemdir. Mesele burada hukuktur. Eğer hukuk uygulanmazsa guguk çıkıyor. Türkiye bugün hukuk devleti değil guguk devleti olmuştur.

    ‘Kürsü dokunulmazlığı’ diye bir kavram var biliyorsunuz. Şimdi, dün yaşananlardan sonra ‘kürsü yumruğu’ kavramı ile de tanıştı Türkiye. TBMM’de kürsüde, bir milletvekili dayak yemeden konuşamayacaksa Türkiye’de hiçbir vatandaşın bundan sonra özgürce fikirlerini dayak yemeden anlatma imkanı kalmamış demektir. Bu aslında yönetilemeyen bir Türkiye’yi ortaya koymaktadır.

    Türkiye ekonomide, siyasette, hukukta yaşadığı bu kilitlenmeyi aşmak için erken genel seçime gitmek zorundadır. Zafer Partisi olarak tek çareyi bu kilitlenmeyi aşmak için erken genel seçimde görüyoruz. Bu erken genel seçimde Türk halkı, seçmen sadece yeni bir partiyi seçmeyecektir. Halk, bunun ötesinde yeni bir ekonomik yaklaşımı, modeli tercih edecektir. Ekonomiyi kur ve faiz denklemi arasına sıkıştıran neoliberal ekonomik model, kalkınmadan, istihdamdan, büyümeden bahsetmeyen bu modelin dışında istihdamı, üretimi, sürdürülebilir planlı kalkınmayı, teknoparkları, petrokimya tesislerini, yüksek teknoloji, demir çelik sanayinde yeni atılımları, yeni iş yerlerini, yüksek katma değerli üretimi ve dar gelirli halk kitlelerinin dar gelirli olmaktan kurtulmaya başladıkları bir ekonomik modeli de bu seçimlerde Türk halkı seçecektir.

  • Filistinli iş adamına silahlı saldırı

    Filistinli iş adamına silahlı saldırı

    Saldırı, saat 22.30 sıralarında Kağıthane Hamidiye Mahallesi Dilaver Sokak’ta meydana geldi. İddiaya göre, kimliği belirlenemeyen bir kişi, içerisinde Filistinli iş adamı A.K., arkadaşı F.M. ve koruması E.K.’nin bulunduğu park halindeki 34 FDN 313 plakalı otomobile susturucu takılmış silahla saldırıda bulundu. Saldırıda şoför koltuğunda oturan Filistinli iş adamı A.K. (30) olay yerinde hayatını kaybederken arkadaşı olduğu öğrenilen Filistin uyruklu F.M. ve A.K.’nin koruması E.K. yaralandı. Filistinli iş adamına yönelik silahlı saldırıyı gerçekleştiren şüpheli, saldırı sonrası olay yerinden kaçtı. İhbar üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Olay yerine gelen polis ekipleri çevrede geniş güvenlik önlemi aldı, sağlık ekipleri ise yaralı F.M. ve E.K.’yi ambulansa alarak müdahalede bulundu. İlk müdahalenin ardından yaralılar ambulansla hastaneye kaldırıldı. Hastaneye kaldırılan Filistin kökenli F.M.’nin durumunun ağır olduğu öğrenilirken A.K.’nin koruması E.K’nin ise ayağından yaralandığı ve durumunun iyi olduğu öğrenildi. Onlarca kurşunun sıkıldığı saldırıda olay yeri inceleme ekipleri, çevrede ve otomobilde uzun süre incelemede bulundu. Yapılan incelemelerde, olay yerinde susturucu takılmış bir tabanca ile çok sayıda boş kovan bulundu. İncelemelerin ardından A.K.’nin cansız bedeni Adli Tıp Kurumu Morgu’na kaldırıldı.

    Olayla ilgili İstanbul Valiliği açıklamada bulundu

    Açıklamada, “18.08.2024 Pazar günü saat 22.30 sıralarında Kağıthane ilçemizde meydana gelen silahlı saldırı neticesinde yabancı uyruklu A.K. (1994) isimli şahıs hayatını kaybetmiş, şahsın arkadaşı F. M. isimli yabancı uyruklu şahıs da ağır yaralanmıştır. Saldırıda A.K.’nin koruma görevlisi E.K. de ayağından yaralanmıştır. Olay yerinde yapılan incelemede saldırıda kullanıldığı düşünülen susturucu takılmış bir tabanca ile çok sayıda boş kovan bulunmuştur. Saldırıda yaralanan 2 kişinin tedavisi, kaldırıldıkları hastanede devam etmektedir. Olayın failinin yakalanmasına yönelik geniş çaplı soruşturma başlatılmıştır” ifadeleri kullanıldı.

  • Antalya’da termometreler 40 dereceyi gösterdi

    Antalya’da termometreler 40 dereceyi gösterdi

    Meteoroloji 4. Bölge Müdürlüğünün verilerine göre, kentte hava sıcaklığı 40 derece olurken, deniz suyu sıcaklığı 30 derece ve nem oranı ise yüzde 49 olarak ölçüldü. Nemin de etkisiyle hissedilen hava sıcaklığının yüksek olması nedeniyle sıcaktan bunalan vatandaşlar ve turistler Konyaaltı sahili başta olmak üzere Sarısu sahillerinde denize girdi. Kendisini sahile atan vatandaşlar denizde vakit geçirirken bazıları ise şezlonglara ve kumsala uzanarak güneşlendi. Kimi vatandaşlar da gölgelik alanları ve ağaç altlarını tercih etti.

    “Antalya’nın yerlisi gibi olduk”

    Sahile yakın noktalarda ağaçlık alanlarda kamp sandalyelerinde oturanların yanı sıra birçok kişi de gölgelik alanlarda sıcaktan korunmaya çalıştı. Sarısu Plajı’nda ise vatandaşlar ağaçlık alanlarda piknik yapmayı tercih etti. Yoğunluk nedeniyle piknik alanında bazı vatandaşlar yer bulmakta zorlandı. 15 aydır Antalya’da yaşadıklarını, yeşili ve denizi ile güzel bir şehir olduğunu belirten Murat Utanç, “Antalya sıcak ama çok güzel, doğası ile denizi ile gerçekten güzel bir ilimiz. Antalya’ya geleli 15 ay oldu. Buraya alışmaya başladık. Hatta buranın yerlisi gibi olduk. Antalya güzel bir memleket, özellikle yeşili ve maviyi birleştirdiği için çok hoşuma gidiyor. Denizi ayrı bir güzel, yeşili ayrı güzel. Ama hava sıcaklıkları insanı biraz zorluyor” dedi.

    Vatandaştan izmarit uyarısı

    Sahilde güneşlenen Gözde Karataş isimli vatandaş ise, “Denizi çok seviyorum. Her gün gelmeye çalışıyorum. Özellikle işe gitmeden önce, hafta sonlarında da kaçırmamaya çalışıyorum. Sahile sigara atanları falan gördüğümde ikaz etmeye çalışıyorum. Sigara izmaritleri denize gidiyor. Lastik olduğu için doğanın dengesi bozuluyor. Yakında 2-3 sene sonra denize giremeyeceğiz diye korkuyorum. Buna bir çözüm yolu bulunması lazım. Herkesin duyarlı olması lazım. Sadece burada değil bütün sokaklarda sigarasını atanlara çok sinirleniyorum” ifadelerini kullandı.

    “Antalya’nın sıcağına alışamadım”

    Ailesiyle birlikte Sarısu Plajı’nda mangal yakarak piknik yapan Caner Bolat ise 24 yıldır Antalya’da yaşamasına rağmen sıcak havasına alışmakta zorlandığını belirterek, “Sıcakta sıcağın üzerine sıcak ekliyoruz. Yorgunluğumuzu böyle atıyoruz. Burada çok fazla gezilebilecek alanlar var. Tarihi alanlar var, ben çok gezmeyi severim. Genelde tarihi alanları geziyorum, kanyonlara falan gidiyorum. Geçen seneden beri ilk defa Sarısu’ya geliyorum. Normalde mangala çok vaktim olmuyor ama arabayla gezmeyi daha çok seviyorum. Aslında Ankaralıyım, 24 yıldır Antalya’dayım ama Antalya’nın sıcağına bir türlü alışamadım. Ben kış insanıyım ama Antalya yaşanabilir bir şehir. 79 il gezdim ama Antalya gibi yaşanabilir bir yer olmadığı için sıcağına katlanıyoruz” şeklinde konuştu.

  • Kilometrelerce sürüklenerek tüm köyü kapladılar

    Kilometrelerce sürüklenerek tüm köyü kapladılar

    Sivas’ın Ulaş ilçesine bağlı Kertmekaracaören köyünde ‘Kamışlı Göl’ olarak bilinen mevkide bulunan bir dağın, asırlar önce aktif bir yanardağ olduğuna inanılıyor. Köylülerin iddiasına göre dağ eteklerinde ve köy içerisinde hemen hemen her alanda lav cürufları bulunuyor. Bu cürufların ne zaman oluştuğuna dair kesin bir bilgi olmamakla birlikte köy halkı bölgedeki arazilerde tarım yaparlarken sıkça lav cüruflarıyla karşılaşıyor ve bu durum bazen tarımı olumsuz etkiliyor. Bu dağın eteğinde kendiliğinden bir göl oluştuğunu söyleyen köy halkından Erdal Hatip, bölgenin turizme kazandırılması gerektiğini ifade ederek, “Bu alan, dikkatli bir şekilde araştırılıp, uygun şekilde turizme kazandırılırsa hem bölge ekonomisine katkı sağlayabilir hem de doğal güzellikleriyle dikkat çekebilir” ifadelerini kullandı.

    “Etraftan nereyi kazarsak lav cürufları çıkıyor”

    Köyün her yerinde lav cürufu olduğunu söyleyen Erdal Hatip, “Buranın mevkii Kamışlı Göl olarak geçiyor. Burada doğal bir göl var. İçerisi tamamen bataklık. Gölün arkasında bir dağ var. Söylenene göre bu dağ asırlar önce aktif bir yanardağmış. Burada halen her yerde lav cürufları var. Tabi bunlar ne zaman olmuştur bilemiyoruz ama atalarımızdan duyduklarımız bunlar. Etraftan nereyi kazarsak lav cürufları çıkar. Köyümüz arazisinde tarım yapılıyor ama lav cürufları çıktığında tarımı engelliyor. Dağın aşağısında bulunan bu doğal göle avcılar geliyor. Ördek avlıyorlar ve almak üzere göle girdiklerinde daha çıkamıyorlar. 80’li yıllarda burada bir kişi böyle boğuldu. Bu alan incelenerek turizme kazandırılabilir” dedi.

  • Porsuk Çayı’ndan ceset çıktı

    Porsuk Çayı’ndan ceset çıktı

    19 Mayıs Caddesi Aydın Arat Parkı içinden geçen Porsuk Çayı’nda erkek cesedi gören vatandaşlar, 112 Acil Çağrı Merkezi’ni arayarak ihbarda bulundu. Polis ekipleri tarafından yapılan çalışmada, Porsuk Çayı içinde erkek cesedi olduğu belirlendi. Bölgeye çok sayıda polis ekibi gelirken, cesedin çıkarılması için AFAD su altı ekibi sevk edildi.

    Cumhuriyet Savcısı’nın incelemesinin ardından AFAD ekiplerince sudan çıkarılan cesedin, 67 yaşındaki Zeki Kireç olduğu belirlendi. Şahıs hakkında herhangi bir kayıp başvurusu bulunmadığı belirlenirken, düşme sonucunda boğulduğu tahmin ediliyor.
    Zeki Kireç’in cansız bedeni, Eskişehir Şehir Hastanesi morguna kaldırıldı.

  • Balığı metrelerce kovaladılar

    Balığı metrelerce kovaladılar

    Serdivan ilçesinden geçen Çark Deresi içinde su seviyesi düşük olduğu için zorlukla ilerlemeye çalışan balığı gören iki kişi, daha derin bir suya salmak için balığı yakalamaya çalıştı. Debisi az suda kaçan balığı iki kişi metrelerce kovaladıktan sonra yakalamayı başardı. Yakalanan balık başka bir bölgede tekrardan suya bırakılırken balığın kovalandığı anlar cep telefonu kamerasına yansıdı. O anlar cep telefonuyla kayda alan kişi ise adeta kahkahalara boğuldu. Görüntülerde, iki kişinin debisi az olan suda balığı elleriyle yakalamaya çalışması, balığın yakalanması ve görüntüleri çeken kişinin kahkaha atması yer alıyor.

     

  • İzmit Körfezi’nde heyecan dolu tatbikat

    İzmit Körfezi’nde heyecan dolu tatbikat

    Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Afet İşleri Dairesi Başkanlığı öncülüğünde organize edilen tatbikat, Değirmendere Çınarlık Meydanında gerçekleştirildi. Tatbikata Türkiye Sualtı Sporları Federasyonu, AFAD, Sahil Güvenlik Komutanlığı, Kocaeli Deniz Polisi, Kocaeli İtfaiye Daire Başkanlığı, Ankara Belediyesi İtfaiye Arama Kurtarma birimi, Gölcük Değirmendere Sualtı Topluluğu Spor Kulübü, Gölcük-Türkiye Radyo Amatörleri Cemiyeti, UMKE, Kocaeli Oksimed Hiperbarik Oksijen Tedavi Merkezi katıldı.

    4 kurtarma senaryosu

    Tatbikat, İzmit Körfezi’nde meydana gelebilecek muhtemel doğal afetler sonrasında deniz kazaları ve olaylarında arama ve kurtarma birimlerinin yerel ve adli makamlarla koordineli çalışma kapasitesini ölçmek, ihtiyaçları belirlemek ve eğitim ihtiyaçlarını tespit etmek amacıyla düzenlendi. Tatbikatta dört farklı kurtarma senaryosu başarıyla icra edildi

    Tatbikatlar başarıyla icra edildi

    İlk senaryoda, İzmit-Değirmendere hattında yolcu taşıyan bir motorun iskeleye yanaşması sırasında denize düşen bir kişinin kurtarılması canlandırıldı. Soğuk suyun etkisiyle şoka girip bayılan şahıs, kurtarma dalgıçları tarafından bulundu ve mevkii markalanarak resmi ekiplere bilgi verildi.
    İkinci senaryoda, Değirmendere Çınarlık Meydanı’nda denize giren bir kişinin yardım istemesi üzerine cankurtaranlar tarafından kurtarılması ve gerekli ilk yardımın uygulanması canlandırıldı.
    Üçüncü senaryoda, sportif dalış yapan dört kişilik dalgıç grubundan birinin enkaz içine girdiğinde meydana gelen düşük şiddetli bir deprem sonucu enkaz altında kalması ve kurtarma dalgıçları tarafından kurtarılarak sahile çıkarılması canlandırıldı. Sahilde ilk yardım yapıldıktan sonra, kişi profesyonel sağlık ekiplerine teslim edildi.
    Dördüncü senaryoda ise Değirmendere sahil şeridinde deprem sonucu 5 metre derinlikteki bir binada hava boşluğunda hayatta kalan vatandaşların güvenli bir şekilde su dışına çıkarılması ve karada ilk yardım uygulanarak profesyonel sağlık ekiplerine teslim edilmesi başarıyla gerçekleştirildi.

  • Muğla’da eş zamanlı orman yangını

    Muğla’da eş zamanlı orman yangını

    Yangın, eş zamanlı olarak Yatağan ilçesi Yava Mahallesi ve Ula ilçesi Yeniköy Mahallesi sırtlarındaki ormanlık alanlarda meydana geldi. Ormandan alevlerin yükseldiğini fark eden vatandaşlar durumu 112 Acil Çağrı Merkezi’ne bildirdi. İhbar üzerine bölgeye Muğla Orman Bölge Müdürlüğü ve Muğla Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı ekipleri sevk edildi. Hızla yangın bölgelerine ulaşan ekipler karadan rüzgarın da etkisiyle büyüyen yangınlara müdahaleye başlarken, yangın söndürme helikopterleri de sortileri ile havadan destek verdi. Havadan ve karadan yoğun bir şekilde alevlerle mücadelenin başladığı bölgelerde ekipler yangınları kontrol altına almak için çalışmalarını sürdürüyor.