Etiket: güncelhaber

  • 1 haftada 64 terörist öldürüldü

    1 haftada 64 terörist öldürüldü

    Milli Savunma Bakanlığı tarafından basın bilgilendirme toplantısı düzenlendi. Bakanlıkta gerçekleştirilen basın toplantısında konuşan Milli Savunma Bakanlığı Basın Halkla İlişkiler Müşaviri Tuğamiral Zeki Aktürk, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin her türlü tehdit ve tehlikeye karşı mücadelesini artan bir baskı ile sürdürdüğünü belirterek, “Operasyonlarla son bir haftada 64 terörist etkisiz hâle getirilmiştir. Böylece, 1 Ocak’tan bugüne kadar 796’sı Irak’ın, 856’sı Suriye’nin kuzeyinde olmak üzere etkisiz hâle getirilen terörist sayısı bin 652 olmuştur. Terör inlerine tek tek girmeyi sürdüren Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, Irak’ın kuzeyindeki Pençe-Kilit Operasyon bölgesinde teröristlere ait çok sayıda mağara/sığınak tespit etmiştir. Tespit edilen mağara/sığınaklar dâhil arama-tarama faaliyetlerinde muhtelif miktarda; el yapımı patlayıcı (EYP), el ve keskin nişancı dürbünü, telsiz, jeneratör, termal şemsiye, havan, roketatar ve keskin nişancı mühimmatı ile yaşam malzemesi ele geçirilmiştir. Bu vesileyle, 7 Ağustos’ta Pençe-Kilit Operasyonu bölgesinde şehit olan kahraman silah arkadaşımız Piyade Astsubay Çavuş Habip Murat Alp’a bir kez daha Allah’tan rahmet diliyoruz” diye konuştu.

    “Hudutlarımızda 3’ü terör örgütü mensubu olmak üzere 395 şahıs yakalandı”

    Hudut hattının dünya standartlarında ve teknoloji yoğunluklu sistemlerle korunduğuna dikkati çeken Tuğamiral Aktürk, “Hudutlarımızda; son bir hafta içerisinde, 3’ü terör örgütü mensubu olmak üzere 395 şahıs yakalanmış, 1 Ocak’tan bugüne kadar yasa dışı yollarla geçmeye çalışırken yakalananların sayısı 7 bin 807 olmuştur. Son bir haftada engellenen 973 şahıs ile birlikte bu yıl içerisinde engellenen kişi sayısı da 67 bin 948’e ulaşmıştır” açıklamasında bulundu.

    Tuğamiral Aktürk Türkiye’nin 7 Ekim’den bu yana İsrail’in Gazze’de süregiden saldırılarına karşı tepkisini açıkça ortaya koyduğunu hatırlatarak, “İsrail, daha fazla can kaybı yaşanmadan ve sorun daha büyük bölgesel felakete dönüşmeden saldırılarını bir an evvel durdurmalı ve kalıcı çözüme yönelik adımlar atmalıdır. Uluslararası toplum da on binlerce masum çocuğu öldüren ve bölgemizi felaketin eşiğine sürükleyen İsrail karşısında artık kararlı bir tavır takınmalı ve tüm dünyanın gözleri önünde yaşanan bu zulme dur demelidir. Ülkemiz, Gazze’de katliamın sona ermesi, Filistin devletinin kurulması ve bölgemizde kalıcı barışın tesis edilmesi amacıyla sürdürülen çabalara her türlü katkıyı sağlamayı sürdürecektir” şeklinde konuştuk.
    Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından oluşturulan Rezerv Güç ile yangın söndürme çalışmalarına aralıksız destek olunduğunu vurgulayan Tuğamiral Aktürk, “18 ayrı yerde meydana gelen orman yangınlarının söndürülmesine 54 helikopter ile bin 30 sorti yapılarak destek sağlanmıştır” açıklamasında bulundu.

    Yerli ve millî savunma sanayi ürünleriyle Türk Silahlı Kuvvetleri’nin etkinlik ve caydırıcılığının artırılması faaliyetlerine de devam edildiğini aktaran Tuğamiral Aktürk konuşmasına şöyle devam etti:

    “Kara Kuvvetleri Komutanlığımızca, muhtelif miktarda OMTAS Kuleli Zırhlı Tanksavar Aracı, Mini Akıllı Mühimmat ve NEFER Kuleli Zırhlı Muharebe Aracının muayene ve kabul faaliyetleri tamamlanmıştır. Ayrıca, Genel Maksat Helikopteri (GMH) projesi kapsamında 1 adet T-70 helikopterinin muayene ve kabul faaliyetleri TUSAŞ tesislerinde tamamlanarak Hava Kuvvetlerimizin envanterine alınmıştır. Diğer yandan, bu hafta içerisinde Defense News dergisi tarafından yayımlanan dünyanın en iyi 100 savunma sanayi şirketinin yer aldığı listeye girerek bizleri gururlandıran başta Bakanlığımız bağlısı Makine ve Kimya Endüstrisi Anonim Şirketimiz (MKE A.Ş) ile Askerî Fabrika ve Tersane İşletme Anonim Şirketimiz (ASFAT) olmak üzere ASELSAN, TUSAŞ ve Roketsan’ı kutluyor; ülkemizin kalkınmasına katkı sağlayan şirketlerimize, çalışmalarında başarılar diliyoruz.”

    Personel ve askerî öğrenci alım temin faaliyetlerinin planlandığı şekilde devam ettiğini belirten Tuğamiral Aktürk, “Ağustos, Eylül ve Ekim 2024 dönemlerinde silahaltına alınacak yedek subay/astsubay adayları ile erlerin sınıflandırma sonuçları 2 Ağustos’ta açıklanmıştır” ifadelerini kullandı.

    Pençe-Kilit Operasyon bölgesinde son durum

    Milli Savunma Bakanlığı kaynakları, terör örgütü PKK’ya yakın yayın organlarının Irak’ın kuzeyinde pek çok askerin şehit olduğuna dair iddialarına ilişkin sorulara şu cevabı verdi:
    “Pençe bölgesindeki operasyonlarımız etkili ve başarılı şekilde devam ediyor. Irak ile koordinasyonumuz hem olumlu, hem de her geçen gün artarak devam ediyor. Dönem dönem terör örgütüne müzahir basın-yayın organları ve sosyal medyada gerçek dışı bazı yayınlar yapılıyor. Bunlar terör örgütünün son çırpınışlarından başka bir şey değil. Operasyon bölgesi, de çatışmalar, sızma çabaları oluyor. Bunları biz kamuoyuna şeffaf şekilde açıklıyoruz. Bunun dışında terör örgütüne müzahir yayın organları tarafından yapılan gerçek dışı bütün açıklamalara ihtiyatla yaklaşılmasını tavsiye ediyoruz. Milli Savunma Bakanlığı’nın açıklamalarının dışındaki açıklamalar dikkate alınmamalı. Son dönemde bölgede etkisiz hale getirilen terörist sayısının artması, kapsamlı ve sürekli operasyon evresine geçmemizle alakalı bir konu. Oradaki mağaralarda kalan teröristler var, onlar yavaş yavaş temizleniyor. Orası tamamen temizleninceye kadar operasyonlar devam edecek. Kilidin kapatılmasına çok uzak değiliz.”

    Terörle mücadelede Irak Hükümeti ile temaslar

    Bakanlık kaynakları, terörle mücadelede kapsamında Irak hükümeti ile koordinasyonun nasıl devam ettiği, ortak operasyon yapılıp yapılmadığına dair sorulara “Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın son Irak ziyaretinde alınan kararlar çerçevesinde Irak hükümeti ile koordineli çalışmalarımız olumlu şekilde devam ediyor. Hem sahada hem de Irak tarafından alınan son kararlarda bunu açıkça görüyoruz. PKK’nın ‘yasaklı örgüt’ ilan edilmesi önemli bir adım ama biz tamamen ‘terör örgütü’ ilan edilmesini bekliyoruz. PKK ile bağlantılı üç organizasyonun kapatılmasını da önemsiyoruz. Sahadaki iş birliğinin artarak devam edeceğini öngörüyoruz.

    Suriyede Arap Aşiretleri ile terör örgütü SDG/PYD-YPG arasındaki çatışmalar

    Bakanlık kaynakları, Suriye’nin kuzeyinde Arap aşiretleri ile terör örgütü PKK/YPG arasında devam eden son çatışmalarla ilgili “Bu çatışmalar dönem dönem alevleniyor. Çünkü Deyrizor bölgesinde terör örgütü SDG ve YPG’nin yapmaya çalıştığı işlere oranın gerçek sahipleri olan yerel halk karşı çıkıyor. ABD’nin de o bölgeye oraya bir miktar SDG’liyi sevkettiğine dair bilgiler var. İsrail ile İran arasında yaşanan gerginlik sonrası İran’ın bazı ABD üslerine de saldırısı olmuştu. ABD’nin yeni bir saldırı endişesiyle SDG’lileri bu bölgeye sevk ettiğini değerlendiriyoruz” ifadelerini kullandı.

    Rusya ve Suriye rejiminin Ayn-El Arap bölgesinde ortak üs kurduğuna dair haberler

    Bakanlık kaynakları, Rusya ile Suriye rejiminin Ayn-el Arap bölgesinde ortak üs kurduğuna dair haberlerle ilgili şunları söyledi:
    “Barış Pınarı Harekatı sonrasında ABD ve Rusya ile iki mutabakat imzalamıştık. Bu mutabakatlar kapsamında; terörist unsurların belli bir bölgeye çekilmesiyle ilgili tedbir alınması yer alıyordu. Biz o günden bugüne kadar bu kapsamda yapılacak her türlü çalışmayı olumlu olarak değerlendiriyoruz. Orada da Ruslar ile rejimin bir faaliyeti olduğu açık ve bizim tespitlerimizde de bu var. Bu çalışmayı terör örgütü PKK/SDG/PYD-YPG varlığının o bölgede zayıflaması olarak değerlendiriyoruz ve yakinen de gelişmeleri takip ediyoruz. Bizim için esas olan sınırlarımızın, halkımızın güvenliğidir. O bölgelerden bize herhangi bir taciz, saldırı olması durumunda da gerekli karşılığı her zaman misliyle veririz.”

    Çok katmanlı hava savunma sistemi çalışmaları

    Bakanlık kaynakları, Savunma Sanayii İcra Komitesi Toplantısı’nda çok katmanlı hava savunma sistemi oluşturulmasına yönelik kararla ilgili sorular üzerine “Türkiye’nin hava ve füze savunmasını bir bütünlük halinde, çok katmanlı olacak şekilde sağlamaya yönelik olarak yerli ve milli radar ve hava savunma sistemleri ile birlikte komuta kontrol imkân ve kabiliyetlerimizi geliştirme çalışmalarımıza devam edilmektedir” yanıtını verdi.

    Yüksek Askeri Şura kararları

    Son Yüksek Askeri Şura Kararlarına yönelik sorular üzerine Bakanlık kaynakları şunları söyledi:
    “TSK’da görevli general/amiral ve albayların terfi ve emeklilik işlemleri 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu ile 3 ve 8 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri’nin ilgili maddeleri kapsamında icra edilmektedir. MSB tarafından, Genelkurmay Başkanlığı ile Kuvvet Komutanlıkları ve tüm TSK’nın katılımı ile yaklaşık 1 yıl süren, titiz bir çalışma yapılmaktadır. YAŞ değerlendirmesine girecek general/amiral ve albayların; meslekî safahatları ayrıntılı olarak değerlendirilmektedir. Tüm bu çalışma, inceleme ve analizler; Cumhurbaşkanımız başkanlığındaki, YAŞ Heyeti’nin değerlendirmelerine sunulmakta, heyetin değerlendirmeleri sonucu alınan YAŞ kararları, Cumhurbaşkanımızın onayı ile tekemmül etmesini müteakip, kamuoyu ile paylaşılmaktadır.

    926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu gereği General/Amiral rütbelerine yükselebilmek için; asgari lisans düzeyinde eğitim şartı aranmaktır. Bu kapsamda, yükselme sırasında bulunan albay rütbesinde bir personel, kaynağı ne olursa olsun, ilgili mevzuatta gerekli terfi şartlarını sağlaması halinde ve kadro ihtiyacı kapsamında, Cumhurbaşkanımız başkanlığındaki, Yüksek Askerî Şûra Heyeti’nin değerlendirmeleri neticesinde, dün olduğu gibi bugün de, generalliğe/amiralliğe yükseltilebilmektedir. Ayrıca, büyük bir özveri ve onurla görev sürelerini tamamlayarak emekliye ayrılan personelimizin de, özlük haklarına ilişkin herhangi bir hak kaybı bulunmamaktadır. Bu hususlara yönelik her türlü yasal düzenleme yapılmıştır. Sosyal medyada iddia edildiği gibi 400’den fazla Albayın emekli edildiği bilgisi doğru değildir, abartılı bir ifadedir. Emekli edilen Albay sayısı çok daha azdır. Emekli bildirimleri personelin kişilik haklarını korumak maksadıyla sadece ‘kişiye özel’ yapılmaktadır. Emekli edilen Albaylarla ilgili ortaya atılan iddialar doğru olmadığı gibi, TSK’nın ihtiyaçları doğrultusunda 455 Albayın görev süresi 2 yıl süreyle uzatılmıştır. TSK’da her bir personel kıymetlidir. Emeklilikle ilgili yapılan tüm değerlendirmeler TSK’nın ihtiyaçları, personelin mesleki safahati ve kadro durumuna göre yapılmaktadır.”

  • Starlink uyduları Edirne semalarında

    Starlink uyduları Edirne semalarında

    Edirne semalarında saat 22.15 sularında görülen Starlink uyduları heyecana neden oldu. Gökyüzünde tek sıra halinde geçen uydular vatandaşların ilgisini çekti. Elon Musk’ın sahibi olduğu SpaceX şirketine ait uydular, daha önce Türkiye’nin birçok ilinde de görülmüştü.

    Starlink projesi, Elon Musk’ın şirketi SpaceX tarafından dünya genelinde genişbant internet erişimi sağlamak amacıyla başlatılmıştı. Uzaya gönderilen binlerce uydu, dünya yörüngesinde düzenli geçişleriyle dikkat çekiyor.

  • Büyükada’da ceset bulundu

    Büyükada’da ceset bulundu

    Olay, Büyükada Mezarlığı’nda geçtiğimiz gün meydana geldi.

    İddiaya göre, yerde hareketsiz şekilde yatan şahsı gören vatandaşlar sağlık ekiplerine haber verdi. İhbar üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Sağlık ekipleri, şahsın hayatını kaybettiğini belirledi. Kafasına ateş ederek intihar ettiği belirlenen M.Ç. isimli erkek şahsın 30-35 yaşlarında olduğu bilgisine ulaşıldı. M.Ç’nin kardeşinin mezarı başında kafasına silahla ateş ederek hayatına son verdiği öğrenildi. Şahsın cesedi olay yerinde yapılan incelemenin ardından Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı.

    Polis olayla ilgili çalışma başlattı.

  • “Yerli ceviz kuraklıktan nasibini alıyor”

    “Yerli ceviz kuraklıktan nasibini alıyor”

    Tarımın sürdürülebilir olması sadece ekolojik ve çevresel açıdan değil, insan yaşamındaki gelişmeler açısından da büyük önem taşıyor. Türkiye, önemli ceviz üretim merkezlerinden biri. Cevizin yüksek kalorisi ve besin içeriği göz önüne alındığında, tüm dünya genelinde erişiminin artırılması gerekmekte. Ceviz yetiştiriciliğinde toprak ve su yönetimi büyük rol oynarken, ilkbahar geç donları da en önemli faktörlerden biri olarak öne çıkıyor. Ancak, iklim değişikliği projeksiyonlarına göre ceviz yetiştiriciliğine uygun alanlar azalıyor; 2050’de riskli, 2080’de ise çok riskli alanlara kayması öngörülüyor.

    Bu durum, ceviz üreticileri için büyük bir sorumluluk anlamına geliyor. İklim değişikliğinin tarımı etkileyen sorunlarını Ceviz Üreticileri Derneği (CÜD) Başkanı Ömer Ergüder ile konuştuk. Ergüder, “Yerli ceviz kuraklıktan etkileniyor. Kuraklık ve iklim değişikliği, sadece ceviz yetiştiriciliği değil, tüm tarım sektörü için en büyük tehditler arasında” diyor.

    Üreticiler, masraflarını 6-8 yılda, yatırımlarını ise 12-14 yılda geri alıyor

    Çeşitliliğinin satış kanallarına da avantaj sağladığını vurgu yapan Ceviz Üreticileri Derneği Başkanı Ömer Ergüder ceviz pazarını şöyle yorumluyor:

    “Son derece dinamik ve hızlı büyüyen bir kuruyemiş pazarının tam ortasındayız. Ülkemizde, diğer birçok ülkede pek rastlanmayan çeşitli satış kanalları bulunuyor. Bu geniş ve çeşitli satış kanalları, bize birçok avantaj sağlıyor. Günümüz koşullarında, dünya ile rekabet edebilecek verimli bir ceviz bahçesi yatırımı yapmak ve bu bahçeleri bilimsel yöntemlerle işletmek, yerli üreticiler için büyük önem taşıyor. Ceviz üreticileri masraflarının karşılığını 6-8 yılda, yatırımlarının karşılığını ise 12-14 yılda alabiliyor.

    Türkiye ve Orta Asya, cevizin anayurdu. Türkiye, yılda ortalama 150 bin ton ceviz tüketimi (kişi başı yaklaşık 3,3 kg.) ile dünyada en fazla ceviz tüketen ülkelerin başında gelmesine rağmen, maalesef tükettiğimiz cevizin yaklaşık yüzde 70’lik kısmını farklı ülkelerden ithal ediyoruz. Ülkemiz kendi ceviz ihtiyacının büyük bir kısmını ithalat yoluyla karşılıyor.
    Türkiye’ye en çok ABD (Kaliforniya), Şili ve Çin’den ithal ceviz geliyor. Eski mahsul ithal ürünler, mevcut yatırımcıları hayal kırıklığına uğratırken, yeni yatırımcıların ceviz yetiştiriciliğine adım atmasını da engelliyor. Bu durum, yerli üreticilerin rekabet gücünü zayıflatıyor ve ceviz üretimindeki potansiyelin tam olarak kullanılmasının önüne geçiyor.
    Yerli ceviz üreticilerinin desteklenmesi hem ülkemizin dışa bağımlılığını azaltacak hem de yerli üreticilerin sürdürülebilir bir şekilde büyümesini sağlayacak. Bilimsel ve modern tarım teknikleri kullanılarak yapılan yatırımlar, yerli ceviz üretiminin artırılmasına ve Türkiye’nin ceviz pazarında daha güçlü bir konuma gelmesine destek olacak.”

    Yerli üretici, ucuz ve kalitesiz ithalata karşı korunmalı

    “Ceviz bahçelerinin kurulup üretiminin artırılabilmesi ve Amerika, Şili, Çin gibi ülkelerle rekabet edilebilir hale gelmesi için yerli üreticinin ucuz ve kalitesiz ithalata karşı korunması büyük önem taşıyor. Bu korumanın sağlanabilmesi için ilk olarak cevize yönelik uygulanan gümrük vergilerinin, üretim ihtiyacını karşılayana kadar yükseltilmesi gerekli.
    Ticaret Bakanlığı ile yaptığımız görüşmeler sonucunda 2023 yılının kasım ayından itibaren tekrar yüzde 15’e çıkarıldı. Gümrük vergisi oranlarının 2018 yılı öncesindeki seviyelere revize edilmesi, yerli ceviz üretimine büyük fayda sağlayacak. Yüksek gümrük vergileri, yerli üreticilerin maliyetlerini dengelemesine ve kaliteli ceviz üretimine odaklanmasına olanak tanıyacak.
    Böylece, Türkiye’de yapılacak yeni ceviz yatırımları artacak ve oluşacak ölçek ekonomisi sayesinde hem üretim maliyetleri düşecek hem de satış fiyatları dünya pazarında rekabet edebilir seviyelere gelecek.”

    Türkiye 2070 yılında su kıtlığı yaşayabilir

    “İklim değişikliği, sürdürülebilir tarımın önündeki en büyük tehlike. Geçtiğimiz aylarda İspanyol Ziraat Mühendisi ve ceviz danışmanı Federico López Larrinaga’nın düzenlediği ‘İklim Değişikliği Sonucu Ceviz Üreticilerinin Alması Gereken Önlemler’ başlıklı seminere ev sahipliği yaptık.
    Federico López Larrinaga’nın verdiği bilgilere göre; iklim değişikliği nedeniyle artan sıcaklıklar, yağışlardaki düzensizlikler, zararlılar ve hastalıklar, coğrafi dağılımdaki değişiklikler, karbondioksit, fotosentez gibi ceviz ağaçlarının büyümesi ve gelişmesi için ihtiyaç duyulan çevresel koşulları değiştirilebilir.

    İklim değişikliğinin, Türkiye, Çin, Kaliforniya, Şili, Avustralya, İran ve Avrupa’daki ceviz bahçelerini, coğrafi özelliklerine bağlı olarak farklı şekillerde etkileyebilir. İklim değişikliği nedeniyle ülkemizde yağış miktarı azaldı. 1979 ile 2019 yılları arasında yıllık yağış miktarı 60 santimetreden 45 santimetrenin altına düştü ve yıllık ortalama sıcaklıklar 4 derece değişti.
    Türkiye, zaten su sıkıntısı çeken bir ülke. Kişi başına düşen su miktarı yaklaşık olarak, bin 500 metreküp. 2010, 2018 ve 2020, Türkiye’de kaydedilen en sıcak yıllardı. İklim değişikliğinden diğer ülkelere oranla çok daha ciddi şekilde etkileneceği tahmin edilen Türkiye’de; aşırı yağışlar arttı, hava koşulları daha da sertleşiyor. 2021’de güneyde büyük yangınlar, kuzeyde ise seller yaşandı. Mevsimsel olarak kış aylarında daha fazla yağış olabilir, ancak ilkbahar ve sonbaharda yüzde 50 daha az yağış görülüyor. Sıcak hava dalgaları ve kuraklık artıyor. Nüfus artışı ve iklim değişikliği nedeniyle Türkiye’nin 2070’li yıllarda su kıtlığı yaşaması kuvvetle muhtemel. Özellikle ceviz fazlasıyla su ihtiyacı olan bir ürün. Bu nedenle de yağışın az olduğu yaz aylarında su kullanımı kritik önem taşıyor. Özellikle kış mevsimlerinde ve ilkbahar aylarındaki yağmurlar hem bahçelerimiz hem de topraklarımız için yüksek değer taşıyor. Ne yazık ki bizler de kuraklıktan nasibimizi almış durumdayız. Derneğimizin üyeleri bahçelerinde yıllardır damlama sulama sistemleri kullanıyor. Dernek olarak veya bireysel olarak aldığımız tüm tedbirlere ve çabalarımıza rağmen gidişat endişe veriyor.”

    Teknoloji ile verim artırılabilir

    “Tarım teknolojisi, zaman içerisinde yüksek nüfusun gıda talebini karşılayabilmek adına otomasyon ve yapay zekâ sistemler ile ortak çalışıyor ve daha az iş gücü gerektirecek şekilde çözümler sunuyor. Özellikle gıda üretimi açısından tahmin edilemeyen hava koşulları üreticilerin en büyük problemleri arasında.
    Bu açıdan her türlü riski minimize edebilecek teknolojik yatırımlar, günümüzün olmazsa olmazı. Bu yatırımları; sulama ve enerji tasarruflarından, sürdürülebilirlik faydaları ve hatta üretim kalitesini artırmaya yönelik olmak üzere farklı açılardan değerlendirmek mümkün. Teknolojik tarım ile verimi artırmak mümkün. Bitki koruma, sulama ve gübreleme uygulamalarının doğru zamanlarda yapılması, sadece o yıla ait olan rekolteyi değil uzun yıllar boyu mevcut ağaçlardan yüksek verim almasını sağlayabilir.”

    Tüketici cevizin hangi tarihte, hangi bahçede üretildiğini görebilecek

    Ergüder, ithal cevizde tüketicilerin karşılaştıkları tehditleri ise şöyle değerlendiriyor: “Tüketicilerin yerli cevize karşı talebini artırmak için geçtiğimiz sezon yerli cevizin markalaşması adına önemli bir adım attık. Ancak ithal cevize karşı ilgi devam ediyor. Hâlbuki yerli ceviz kalite ve sağlık açısından ithal ürünlere kıyasla çok daha üstün. Ancak her bahçenin tek tek zincir marketlerde yer alarak tüketicilerle buluşması oldukça zor. Bu nedenle geçtiğimiz yıl bu işin anahtarı olacak olan CÜD AŞ’yi kurduk.

    Ceviz Üreticileri Derneği üye bahçelerden hasat edilen kabuklu yerli ceviz ürünlerini tüm Türkiye’de satışa sunduk. En büyük amacımız, tüketicilerimizi yerli cevizle yakınlaştırmak ve talebi artırmak. Paketlerin üzerinde yer alan barkodlar aracılığıyla satın alınan cevizin hangi bahçede üretildiği de görülebiliyor.

    Böylece tamamen şeffaf bir tedarik zinciri oluşumuna katkı sağlamış oluyoruz. İthal ürünler haşerelere ve böceklenmeye karşı kimyasal bir uygulamaya (fümigasyon) maruz kalıyor.

    Cevizde tazelik son derece önemli. İthal ürünlerin gelmesi ise aylar sürüyor ve nakliye esnasında ürünlere birtakım koruyucular uygulanıyor. Nakliye sırasında ortaya çıkabilecek küflenme (Aflatoksin) sorununu ortadan kaldırmak adına daha fazla kurutuluyor ve bu nedenle de lezzeti azalıyor. Yerli üreticiler olarak, kurutma işlemini daha yavaş yapıyoruz. Bu da cevizimizin daha az kuru ve daha çok lezzetli olmasına neden oluyor.
    Öte yanden sürdürülebilirlik açısından da ithal cevizlerin yüklenme aşamasından Türkiye’ye geliş safhasına kadar yarattıkları karbon ayak izi oldukça fazlayken bizim ürünlerimizde neredeyse yok denecek kadar az.

    KAYNAK:Ceviz Üreticileri Derneği

     

     

     

     

     

     

     

     

  • 20 yıl sonra düğün yaptılar

    20 yıl sonra düğün yaptılar

    Antalya’da yaşayan Ceylan (35) ve Ünal Mumcu (38) çifti, evliliklerinin 20’nci yılında 3 Ağustos 2024 tarihinde yıllar önce içlerinde kalan düğün hasretini sona erdirdi. “20 yıl önce evlendik, şimdi eğleniyoruz” yazdırdıkları davetiyelerini akrabalarına ve yakınlarına ulaştıran Mumcu çifti, 4 çocuğu eşliğinde düğününü gerçekleştirdi. Resmi nikahtan sonra Antalya’ya yerleştiklerini ifade eden Ceylan Mumcu, aslen Niğdeli olduklarını, ailelerinin Niğde’de yaşadığını belirtti.

    15 yaşında zorla evlendirmeye çalıştılar, çözümü kaçarak buldu

    35 yaşındaki Ceylan Mumcu, 15 yaşındayken ailesinin kendisini zorla başka bir kişiyle evlendirmek üzereyken bir kez gördüğü şimdiki eşine kaçalım dediğini ve kaçarak evlendiklerini aktardı. Ceylan, “15 yaşımdayken kaçarak evlenmiştik, çok şey içimizde kalmıştı, öyle olunca 20’nci yıla özel içimde kalan bu duyguyu sonlandırarak düğün yapmak ve gelinlik giymek istedim. 15 yaşında babam beni zorla evlendirmek istedi, nişan taktı. Nişanlıyken eşimle kaçtım. Nişanladığım taraf kötü olduğu için değil, hem benden yaşça büyük olduğu hem de istemediğim için kaçtım. İki taraflı evlenmek zorunda kaldım, ya eşimle ya da karşı tarafla evlenecektim. Bu yüzden eşimi tercih edip, eşimle kaçtım. İyi ki de kaçmışım diyorum. Böyle bir durum yaşayınca çok şey içimizde kaldı, çok erken başladık hayata. 4 çocuğumuz var, onlarla birlikte hayat mücadelesi veriyoruz” diye konuştu.

    Bir hafta önce tanıştığı eşine kaçalım dedi

    Eşiyle kaçmadan bir hafta önce tanıştıklarını anlatan Ceylan Mumcu, şöyle devam etti:
    “Aynı köylüyüz, kız kardeşi benim okuldan arkadaşımdı. Ağabeyi olduğunu biliyordum. Onun dışında konuştuğumuz ya da görüştüğümüz olmadı. Kız arkadaşımı aradım, ağabeyinin ne yaptığını sordum, o da Mersin’de tatil yaptığını söyledi. Bir hafta içinde geldi, görüştük. Öbür tarafı istemediğim için kaçalım dedim. Benim fikrimdi, o da beni kırmadı. Bu şekilde bir maceraya atladık. Niğde’nin Azatlı köyünden eşimin çalıştığı Koyunlu köyüne kaçtık, uzun zaman orada kaldık, açıkçası saklandık. Çünkü babamlar bizi arıyordu. Zor zamanlar geçirdik, öncelikle dini nikahı kıydık, eşimin ailesinde teyzesinde bekar evinde kalıyorduk, ailem kabul ettikten sonra ailemin onayıyla resmi nikah kıydık, eşim askere gitti, ben ailesinin yanında kaldım. Eşim askerden gelince Antalya’ya yerleştik.”

    “Kaçtığım için pişman değilim”

    Antalya’ya yerleşmeleriyle birlikte 4 çocuk dünyaya getirdiğini kaydeden Ceylan Mumcu, kendisinin aşçı eşinin ise tesisatçılık yaptığını dile getirdi. Mumcu, kaçma girişiminden hiç pişman olmadığını ama tek başına mücadele etmekten yorulduğunu söyleyerek, şu ifadelere yer verdi:
    “4 çocuğu tek başına büyütmek zor oluyor. Hem çalışıp hem evdeki sorumlulukları yerine getirmek kolay olmuyor. El birliğiyle hallediyoruz.”

    Davetiyeyi gönderdiğinde şaka sandılar

    20 yıl sonra düğün yapma fikrinin de kendi aklına geldiğini açıklayan Ceylan Mumcu, geçtiğimiz yıl 20’inci yıl için özel bir organizasyon planlama fikrinden yola çıkarak, aklında kalan düğün programını gerçekleştirmek için harekete geçtiğini ifade etti. Mumcu, “Düğün yapacağım dedim, çok da ciddiye almadılar. İş ciddiye binince davetiyeyi çevreye göndermeye başladım, kimse inanmadı. ‘İnternet üzerinden davetiye hazırladın, bize şaka yapıyorsun’ denildi. Düğün organizasyonun yapılacağı yeri gönderdim, her şeyin hazır olduğunu belirttim, gelip gördüler ve şok oldular. Mazıdağı’nda bir kır düğünü yaptık, çok eğlenceliydi. 4 çocuğuyla düğün yapmak herkese nasip olmaz. Arkadaşlarına ‘Annem babam evleniyor’ diye duyurmuşlar, arkadaşları da çok şaşırdı. Çocuklarım için de ileri de anlatabilecekleri çok güzel bir hatıra oldu diye düşünüyoruz. Eşim başlarda acaba mı diyordu ama sonra onun da kafasına yattı. Normal karşıladı. Eşim de hep düğün isteği içinde olduğumu biliyordu. Arkadaşlarımız davul ekibi getirerek bize sürpriz yaptı, davulu elime alıp çaldım. Alkolsüz şampanya serüvenimiz oldu, eş dost akraba herkes geldi. Ailelerimiz Niğde’de yaşadığı ve sağlık sorunları olduğu için katılamadı.”

    Çevreye örnek oldular

    Ceylan Mumcu’nun eşi Ünal Mumcu ise kaçarak evlenmeleri nedeniyle geçtiğimiz yıllarda tek taraflı basit bir eğlenceyle düğün organizasyonunu geçekleştirdiklerini ve eğlenceli bir düğünün hep içlerinde ukde kaldığını ifade etti. 17 yaşında damat olduğunu söyleyen Mumcu, “Eşim 20’nci yılımızı kutlayalım dediğinde saçma mı olur diye düşündükten sonra hayata geçiremediklerimizi imkanımız doğrultusunda yapalım dedik. Gayet mutluyuz, sevgimizi sergiledik, millete de örnek olduk diye düşünüyorum. İlk başta biraz tedirgindik ama herkes normal karşıladı, onlara da eğlence çıktı. Arkadaşlarımız da biz de mi yapsak diye düşünmeye başladı. Kendimize geldiğimizde içimizde ukde kaldı dedik, eşim gelinlik giyememişti. Arkadaşlar da destek oldu. Takı töreni yapmadık. Fikir eşimden çıktı, ben cesaret edemiyordum. 17 yaşında bilemiyorsun, şimdi çok eğlendik” ifadelerini kullandı.

    Oğullarının hayali gerçek oldu

    Ailenin 11 yaşında olan oğlu Mustafa Emir Mumcu ise, “Eğlenceliydi, beraber oynadık, ortam da çok güzeldi. Küçükken hep düğününde annem ve babamın arabasının önünü kestim diyordum, şimdi gerçek oldu” dedi.

  • Aydın’da orman yangını

    Aydın’da orman yangını

    Gümüşköy Mahallesi yakınlarında ziraat ve makilik alanda başlayan yangın rüzgarla birlikte ormana geçti. Yangın ihbarı üzerine bölgeye Aydın Büyükşehir Belediyesi ve Muğla Orman Bölge Müdürlüğü yangın söndürme ekipleri sevk edildi. Yangına havadan ve karadan müdahale edilmeye başlandı.

  • İsim benzerliği kamuoyunu yanılttı

    İsim benzerliği kamuoyunu yanılttı

    Kocaeli’de fan imalatı, silo filtre, siklon filtre gibi çeşitli ürünler üreten Baykar Filtre iflasın eşiğinde. Baykar Endüstriyel ve Filtre Sanayi Ticaret Limited Şirketi ve Baykar Filtre Sistemleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açılan konkordato davasında karar açıklandı. Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi, şirket için 3 ay süreyle geçici mühlet kararı verdi.

    Geçici mühlet kararıyla birlikte, şirketin kefil olma ve taşınmaz devri gibi işlemleri yasaklandı. Borçlu aleyhine yürütülen takipler durduruldu. Konuyla ilgili üç konkordato komiseri atandı. O isimler Onur Akpınar, Ferah Yıldız ve Yakup Oruç olarak açıklandı. Bu karar, İcra İflas Kanunu’nun ilgili maddeleri çerçevesinde ilan edildi.

    İsim benzerliği kamuoyunda yanlış anlaşıldı

    Baykar Filtre’nin konkordato başvurusu, kamuoyunda Türkiye’nin ilk milli SİHA ve İHA’larını geliştiren ünlü teknoloji şirketi Baykar ile karıştırılarak, büyük bir yanlış anlaşılmaya yol açtı. Sosyal medyada ortaya atılan algı ile konkordato başvurusu yapan şirket Baykar Teknoloji gibi lanse edildi. Birçok kişi, konkordato başvurusunu Baykar Teknoloji’nin yaptığını düşündü ancak iki şirketin hiçbir bağlantısı bulunmuyor.

  • Yaz tatili süresi kısalıyor mu?

    Yaz tatili süresi kısalıyor mu?

    2025-2026 eğitim öğretim yılında yaz tatilinin 20 gün kısalacağı haberi sosyal medyada viral oldu. Konuya dair açıklamada bulunan Milli Eğitim Bakanlığı, “Böyle bir kararımız veya açıklamamız olmadı, haberler gerçeği yansıtmıyor” dedi.

    Böylelikle yaz tatilinin kısalmayacağı netlik kazandı.

    BİRİNCİ DÖNEM ARA TATİLİ NE ZAMAN 2024-2025?

    Birinci dönem ara tatili 11-15 Kasım 2024 tarihleri arasında yapılacaktır.

    15 TATİL NE ZAMAN?

    2024-2025 eğitim öğretim yılında 15 tatil (yarıyıl tatili) 20-31 Ocak tarihleri arasında olacaktır.

    İKİNCİ DÖNEM NE ZAMAN BAŞLAYACAK?

    Yeni eğitim öğretim yılında ikinci dönem 3 Şubat 2025 Pazartesi başlayacak ve 20 Haziran 2025 Cuma günü tamamlanacaktır.

    İKİNCİ DÖNEM ARA TATİLİ BAŞLANGIÇ VE BİTİŞ TARİHİ

    İkinci dönem ara tatili 31 Mart 2025 Pazartesi günü başlayacak. 4 Nisan 2025 Cuma günü sona erecek.

  • Serbest piyasada döviz fiyatları

    Serbest piyasada döviz fiyatları

    İstanbul Kapalıçarşı’da 33,5430 liradan alınan dolar 33,5450 liradan, 36,6410 liradan alınan euro ise 36,6430 liradan satılıyor. Son kapanışta dolar 33,59 liradan, euro ise 36,74 liradan satılmıştı.

  • Afşin’de orman yangını

    Afşin’de orman yangını

    Yangın, ilçeye bağlı Ağcaşar Mahallesi’ndeki ormanlık arazide çıktı. Henüz çıkış nedeni bilinmeyen yangına ihbar üzerine çok sayıda ekip sevk edildi.
    Ekiplerin orman yangınını söndürmek için mücadelesi devam ediyor.