Etiket: güncelhaber

  • Azmin sonunda gelen başarı

    Azmin sonunda gelen başarı

    Konya’da 2007 yılında ailesi istemediği için ortaokuldan sonra eğitimine devam edemeyen 31 yaşındaki Ayşen Çebiç, iş aramaya başladı. Bitkilere olan ilgisini fark eden Ayşen Çebiç, bir aktar toptancısına giderek iş başvurusunda bulundu. Bir süre sonra iş yerinde muhasebe elemanı olarak işe başlayan Çebiç, bu sırada okuluna açık öğretim üzerinden devam etti. Bitirdiği üniversitenin ardından iş hayatında kendini geliştirmeyi sürdüren Çebiç, ikinci üniversite olarak Tıbbi Aromatik Bitkiler Bölümünü bitirerek eğitim hayatını tamamlayarak, kamuda memur olarak atandı. Daha sonra alanında kendini geliştirdiğine inanan Ayşen Çebiç, babası ile birlikte çalıştıracağı aktar dükkanı açmaya da karar verdi. İş yerini kısa sürede açmayı başaran ancak babası vefat edince görevinden istifa eden Çebiç, kendi aktar dükkanında patron olarak iş hayatını devam etmeye karar verdi.

    “İşin en temelinden aktar toptancısının yanında muhasebeci olarak başladım”

    Çalışma hayatını başladığı yılları anlatan bir çocuk annesi Ayşen Çebiç, “8. sınıftan çıktıktan sonra bir meslek ve kimlik karmaşası yaşadım. Acaba ben ne olacağım diye düşünce vardı. Ailem okumamı istemiyordu. Okumadan yana çok sıcak bakılmıyordu. Daha sonrasında çalışmaya karar verdim. Çünkü babam asgari ücretle çalışan, evin idaresini zor sağlayan ve ekonomik anlamda düşük maaş alan bir adamdı. Muhasebe mesleğiyle işe başladım. Muhasebe kurslarını bitirdikten sonra muhasebecilik yapıyordum. Bu işin en temelinden aktar toptancısının yanında muhasebeci olarak başladım, en büyük avantajım diyebilirim” dedi.

    “Babam vefat ettikten sonra dükkanın başına geçmem gerektiğini fark ettim”

    Kendini iş alanında geliştirerek kendine güveninin arttığını anlatan aktar Ayşen Çebiç, “Daha sonrasında kendimi geliştirmeye başladım. İlk üniversitemi bitirdim ve ikinci üniversiteyi okuma kararı aldım. Tıbbi Aromatik Bilgiler Bölümünü de bitirdim. Bitkilere olan sevgim daha da fazlalaştı. Bu bölümün bana çok fazla katkısı oldu. Daha sonrasında neden kendime iş yeri açmıyorum bu kadar bilgi, tecrübe ve yetenekle kendime bir dükkan açmam gerektiğini düşündüm. Sonra dükkan arayışlarım başladı. Çok fazla hayal kırıklığına uğradım. Boş bir dükkan buldum, başka biri kiraladı. Kirası çok yüksek geldi. Konumu bana uymadı. Erkek kardeşimle birlikte sokak sokak dükkanı aradık. Daha sonrasında bu dükkanı buldum. Benim iş yeri açmamdaki bir amacım ise babamdı. Babam için açacaktım bu dükkanı ve destek verecektim babama bu anlamda. Çünkü kendim de memurluk kazanmıştım. Bu süre zarfında elimizde olmayan sebeplerden dolayı babamı kaybettim. Babam vefat ettikten sonra dükkanın başına gelmem gerektiğini fark ettim. Çünkü dükkan bensiz olmuyordu. Bu iş bilmeden yapılabilecek bir iş değil. Bilen birinin yapması gereken bir iş. Dükkanımın başına geldim. Şu an dört tane elemanımla birlikte burada faaliyet gösteriyoruz” şeklinde konuştu.

    “Mesleği beğenen kişinin araştırma yaptıktan sonra bu mesleğe yeltenmesi gerekiyor”

    Bu işi yapmak isteyenlere seslenen Çebiç, “Bu mesleği hayal eden bayan arkadaşlarımız ya da beyefendi arkadaşlarımız varsa önce bunun alanında okunması, bir araştırmasını yapması daha sonrasında bu mesleğe heves etmesi gerekiyor. Çünkü bilmeden, tecrübe sahibi olmadan, gelişigüzel yapılacak bir meslek değil, kişinin can sağlığı söz konusu burada. Daha doğal ürünler arıyorum diye gelen müşterilerimiz var. Bu alanda ise benim devlet büyüklerimizden istediğim alternatif tıbba biraz daha emek verilmesi, bitkilerimizin çoğaltılması, çiftçilerin bu konuda desteği ve alternatif tıbbın daha fazla ilerlemesi yönünde olması faydalı olur bence. Çünkü gerçekten bitkiler doğru kullanıldığında ve doğru hastalıkta kullanıldığında çok güzel şifa içeren ürünlerdir” diye konuştu.

  • 150 yıllık kazanı mutfağından ayırmıyor

    150 yıllık kazanı mutfağından ayırmıyor

    Eskişehir’de yaşayan Kırım Tatarı Kübra Köken, küçük yaşlardan beri evlerinde her zaman yapılan çiböreğin yapımını büyük bir tutkuyla sürdürürken, kültürüne düşkün olmasıyla ön plana çıkıyor. Köken, uzun yıllar Sakarya’daki iş yerinde çibörek yapan, daha sonra Eskişehir’e gelerek benzer işletmeyi burada açarak kardeşi ile birlikte çalışmaya başladı. Kübra Köken, Tatar ailelerin Mevlit okumalarından sonra çibörek yeme geleneğini dükkanında sürdürürken, bir taraftan da turistlere workshop düzenleyerek Tatar mutfağının bu geleneksel lezzetini tanıtıyor. Köken, çiböreğin tarihinin çok eskilere dayandığını belirterek “Eskilerimiz şöyle anlatır; Çibörek pişirilip, kağıtlara sarılıp askerlere yolluk olarak verilirmiş, içerisinde hava olduğu için kıyması asla bozulmazmış. Hamur hava almadığı için bir çeşit streç film görevi görüyor. Çiböreği patlatmadan pişirmek bu yüzden çok önemli, açılan patlayan olursa lezzetli olmaz. Bunun için özel materyalimiz var, ama eskiler bakır kazanlarında yaparlarmış. Bakır tencerelerin kenarlarıyla keserlermiş çibörekleri yapışsın ve kabarık olsun diye” dedi.

    “Atalarımdan miras kalan ‘Çöven’ hala mutfağımdadır”

    Köken, Tatarların nesiller boyu adetlerini aktarmaya çalıştığını anlatarak, “Bölgede Kırım Tatar nüfusunun çok olması Eskişehir’le çiböreği özdeşleştirmiştir. Bizim büyük atalarımız 1881 yılında gelmeye başlamışlar. Bu insanlar o gün geldiklerinde bir kazan getirmişler, çibörek onda yapılırmış. Bu dökümlü kazana ‘Çöven’ deriz. Atalarımdan miras kalan çöven hala mutfağımdadır. Tatar halkı hala Kırım’daki adetlerimizi nesiller boyu aktarmaya çalışır. Kırımdan göçerken bile kimse bırakmamış, çöven bize miras olmuş. Ateşlerini de bu kazanlarla taşıyıp oba kurdukları yerlerde harlıyorlarmış. Kırım’dan yaktıkları ateşi bu şekilde taşıyan insanlar var bizim tarihimizde. Bizim kültürümüzde düğünlerde bir hatim olur ve sonrasında insanlara çibörek ikram edilir. Cenazelerin yıl dönümlerinde mevlüt okutulduktan sonra, bebek Mevlitlerinden de sonra çibörek ikram edilir. Biz Tatarlar ne zaman toplansak çibörek yeriz. Çi, lezzetin zirvesi demektir. Köylerde misafir geldiğinde herkes dolabındaki eti keser, bıçaklarla kıyardı. Ununu herkes kendisi değirmende yaptığı için evde hep bulunurdu ve hemen misafir yemeği olarak çibörek yapılırdı. Çibörek, bizler için hem ekmek, hem yemektir ve sıcak servis edilir” diye konuştu.

  • Böyle sütannelik görülmedi

    Böyle sütannelik görülmedi

    Olay Tunceli merkeze bağlı Atlantı köyünde yaşandı. Taylan Sinbat isimli vatandaş, kedi ile köpeğin yakınlaştığını gördü. Cep telefonunu çıkaran Sinbat, o anları kayıt altına almaya başlarken, hiç ummadığı bir durum ile karşı karşıya geldi. Birbirleri ile didişmeleri ve kavgalarıyla bilinen hayvanların, adeta anne ve yavrusu şeklinde hareket etmesi izleyenleri duygulandırdı. Usulca köpeğin yanına sokulan kedi, patisiyle yerini yaptıktan sonra köpekten süt emdi. O anlar, izleyenlerin de içini ısıttı.

     

  • Emlak ilanlarında yeni dönem

    Emlak ilanlarında yeni dönem

    Elektronik İlan Doğrulama Sistemi (EİDS) Bilgilendirme Toplantısı, İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi Nuray Eyigele İşleyen’in açılış konuşmasıyla başladı. 49. Gayrimenkul Faaliyetleri Meslek Komitesi Başkanı Gülçin Okay’ın moderatörlüğünde düzenlenen toplantıda, T.C. Ticaret Bakanlığı İç Ticaret Genel Müdürlüğü Sektörel Ticaret ve Taşınır Rehni Dairesi Başkanı Erdem Karaman, Ticaret Uzmanı Sevil Özakca, Sahibinden.com Mevzuat ve Rekabet Uyum Başkanı Derya Genç ile Emlakjet Müşteri Deneyimi Direktörü Cansu Demir birer konuşma gerçekleştirdi.
    Toplantıya, İzmir Ticaret İl Müdürü M. Çağrı Ergünen, İzmir Ticaret Odası Meclis Üyeleri Adnan Bozbay, Dilek Katal ve Dilek Güleroğlu, İzmir Emlak Komisyoncuları Odası Başkanı Mesut Güleroğlu, İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı Denetim Koordinasyon Müdürü Hatice Çeliker, İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı Denetim Koordinasyon Müdürlüğü Bölüm Şefi Cansın Özer, 49. Gayrimenkul Grubu Meslek Komitesi Üyesi Mesut Yılmaz Gazioğlu, Sahibinden.com İzmir Bölge Müdürü Murat Siper, Emlakjet Bölge Müdürü Pınar Akın katıldı.

    İşleyen: “Sektörün soru işaretlerini gidere fırsatı sunacak”

    İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi Nuray Eyigele İşleyen, toplantının Elektronik İlan Doğrulama Sistemi Uygulaması hakkındaki yeni gelişmeler ve uygulamadaki işleyişin öğrenilmesinin yanı sıra sektörün geleceğine dair önemli gelişmeleri de öğrenme ve ilgili soruları doğrudan aktarma fırsatı sunduğunu dile getirdi.

    Karaman: “EİDS yakında uygulanmaya başlayacak”

    T.C. Ticaret Bakanlığı İç Ticaret Genel Müdürlüğü Sektörel Ticaret ve Taşınır Rehni Dairesi Başkanı Erdem Karaman, kimliği belli olmayan ilan portalları üyelikleri, manipülatif fiyat artışları, sahte ilanlar, tüketici mağduriyeti, ilanlardaki bilgi kirliliği gibi sorunların çözülmesi amacıyla Elektronik İlan Doğrulama Sisteminin oluşturulduğunu belirtti. Teknik çalışmaların tamamlanmasının devamında EİDS’yi yakın zamanda uygulamaya geçirmeyi planladıklarını ifade eden Karaman, toplantının sistemi geliştirmeye katkı sağlayacağını ifade etti.

    Özakca, mevzuat değişikliği ile ilgili bilgi verdi

    Sunumunda 31 Ağustos 2023 tarihli taşınmaz ticaretine dair mevzuat değişikliğine dair bilgiler veren T.C. Ticaret Bakanlığı Ticaret Uzmanı Sevil Özakca, bu kapsamda; düzenlemenin gerekçesi olan ilan verme sürecinde yaşanılan sorunlar ve mevzuat değişikliği ile gelen süreç içerisinde yapılan çalışmalar hakkında bilgilendirmede bulundu.
    Kasım 2023’te kimlik ve yetki doğrulamalarıyla ilgili düzenlemenin sektör hayatına girdiğini ve ilk uyum gösteren platformun Sahibinden.com olduğunu ifade eden Sahibinden.com Mevzuat ve Rekabet Uyum Başkanı Derya Genç, bu konuda Ticaret Bakanlığından beklentilerinin, her mecraya aynı düzenlemelerin uygulanması yönünde olduğunu belirtti. Genç, ayrıca, EİDS uygulaması için bir pilot süreç belirlenerek ortaya çıkabilecek sorunların kayıt altına alınması ve çözüme yönelik sektör temsilcileriyle görüş alışverişinde bulunulması yönünde beklentileri olduğunu dile getirdi.

    Demir: “Sistemle ilgili daha fazla duyuru yapılsın”

    Emlakjet Müşteri Deneyimi Direktörü Cansu Demir ise, Elektronik İlan Doğrulama Sistemine ilan girişi ve sistemin aktif ilan, pasif ilan ve süresi dolan ilan panellerine ilişkin bilgiler verdi. Ayrıca taşınmaz sahiplerinin, e-devlet üzerinden ilan izni vermesine ilişkin basın bülteni, haber ve kamu spotları, TV ve dijital mecralarda yayın yapılması gerekliliğine dair görüşünü dile getirdi. Konuşmaların ardından yetkililer katılımcıların sorularını yanıtladı.

    EİDS Hakkında

    1 Kasım 2023’te hayata geçirilen EİDS’nin ilk aşaması olan kimlik doğrulama uygulamasında, ilan sitelerinde ilan vermek isteyen herkesin E-Devlet Kapısı üzerinden kimlik bilgileri doğrulanıyor. Böylece, kimlik bilgileri doğrulanmayan kişiler, ilan platformlarında ilan girişi yapamıyor.
    İkinci aşama olan yetki doğrulama uygulaması ise yakında devreye alınıyor. Yetki doğrulaması uygulaması ile ilan platformlarındaki emlak ilanları sadece taşınmazın sahibi, taşınmaz sahibinin 2. dereceye kadar kan hısımları veya eşi ile taşınmaz sahibince EİDS üzerinden yetkilendirilen yetki belgeli emlak işletmelerince verilebilecek.
    EİDS ile birlikte ilan platformlarında yer alan sahte ve aldatıcı ilanların ve bu ilanların yol açtığı spekülatif fiyat artışlarının önlenmesi, ilan kirliliğinin, tüketici mağduriyetlerinin, yetki belgesiz ve kayıt dışı emlakçılık faaliyetlerinin engellenmesi amaçlanıyor.

  • “Askere gidiyoruz” diyerek dolandırıyorlar

    “Askere gidiyoruz” diyerek dolandırıyorlar

    Kimliği belirsiz kişiler, boyunlarına astıkları Türk bayrağı motifli tülbentle kapı kapı gezerek, milli ve manevi duyguların yoğunlaştığı zamanlarda milletten para istiyor. Ellerinde tepsiyle gezen şüpheliler, insanlara önce kolonya ikram ediyor. Çevredekilerle bir süre sohbet eden dolandırıcılar, maddi durumlarının iyi olmadığını söyleyip “asker harçlığı” adı altında para topluyor.

    Geçtiğimiz haftalarda Bandırma Cumhuriyet Meydanı, Cumhuriyet Caddesi ve çevresinde kapı kapı dolaşan üç kişi, askere gitme bahanesiyle vatandaşlardan para dilendi. Yine görünen şahıslar, çekim yapıldığını fark edince üzerlerindeki Türk bayrağı motifli tülbenti çıkarıp, arkasına bakmadan gözden uzaklaştı.

  • Bir haftada 94 terörist öldürüldü

    Bir haftada 94 terörist öldürüldü

    Milli Savunma Bakanlığı tarafından basın bilgilendirme toplantısı düzenlendi. Bakanlıkta gerçekleştirilen basın toplantısında konuşan Milli Savunma Bakanlığı Basın Halkla İlişkiler Müşaviri Tuğamiral Zeki Aktürk, “Son bir haftada, biri terörden arananlar listesinde kırmızı kategoride yer alan 94 terörist etkisiz hâle getirilmiştir. Böylece, 1 Ocak 2024’ten bugüne kadar Irak (726) ve Suriye’nin (795) kuzeyinde etkisiz hâle getirilen terörist sayısı bin 521 olmuştur. Ayrıca, etkin ve kararlı operasyonlarımız neticesinde Irak’ın kuzeyindeki barınma alanlarından kaçan 3 PKK’lı terörist daha Habur’daki Hudut Karakolumuza teslim olmuştur. Terör inlerine kilit vurmayı sürdüren Türk Silahlı Kuvvetlerimiz; Irak’ın kuzeyindeki Pençe-Kilit Operasyon bölgesinde teröristlere ait çok sayıda mühimmat, mayın ve yaşam malzemesi de ele geçirmiştir” ifadelerini kullandı.

    Tuğamiral Aktürk ayrıca Pençe-Kilit operasyonu bölgesinde el yapımı patlayıcı sebebiyle yaralanan ve tedavi gördüğü Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesinde 19 Temmuz’da şehit olan Piyade Yarbay Abdullah Cem Demirkan’a bir kez daha Allah’tan rahmet diledi.

    Hudut hattının Cumhuriyet tarihinin en etkin tedbirleri ve çok yönlü güvenlik sistemleriyle kesintisiz bir şekilde korunduğuna vurgu yapan Tuğamiral Aktürk, “Hudutlarımızda son bir hafta içerisinde, 8’i terör örgütü mensubu olmak üzere 395 şahıs yakalanmış, 1 Ocak’tan bugüne kadar yasa dışı yollarla geçmeye çalışırken yakalananların sayısı 7 bin 102 olmuştur. Son bir haftada engellenen 834 şahıs ile birlikte bu yıl içerisinde engellenen kişi sayısı da 66 bin 59’a ulaşmıştır” şeklinde konuştu.

    Tuğamiral Aktürk konuşmasın şöyle sürdürdü:

    “17 Temmuz’da Deniz Kuvvetleri Komutanlığımıza ait insansız hava aracı ile gerçekleştirilen keşif ve gözetleme faaliyeti esnasında Yunanistan’a ait Sahil Güvenlik unsurlarının Midilli Adası’nın kuzeyinde kalan bölgede düzensiz göçmenleri taşıyan bir botu, kara sularımıza iterek bölgeden ayrıldığı tespit edilmiş, Sahil Güvenlik Komutanlığımız bilgilendirilerek söz konusu göçmenlerin kurtarılması sağlanmıştır.”

    Tuğamiral Aktürk, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’in yarın Azerbaycan’ın Ankara Büyükelçisi Reşad Memmedov ile bir araya geleceğini bildirdi.

    İsrail’in Gazze’de insanlık dışı katliamlarına devam ettiğini dile getiren Tuğamiral Aktürk, “İsrail’in süregiden saldırıları ve İsrailli yetkililerin kışkırtıcı açıklamaları Gazze’de devam eden çatışmaların bölgesel savaşa dönüşme ve yeni felaketlere yol açma riskini artırmaktadır. İsrail uçaklarının Yemen’e gerçekleştirdiği hava saldırıları ve İsrail-Lübnan sınırında artan gerginlik bölgesel barış ve istikrarı tehdit etmektedir. 1967 sınırlarında, bağımsız, egemen ve coğrafi bütünlüğü haiz, başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin Devleti’nin kurulması uluslararası hukukun gereğidir. Nitekim, Uluslararası Adalet Divanı da son Kararında Filistin topraklarındaki İsrail yerleşimlerinin uluslararası hukuka aykırı olduğunu net bir şekilde ortaya koymuştur” şeklinde konuştu.

    Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, insani yardım faaliyetleri ile orman yangınları başta olmak üzere afetlerle mücadeleye ilgili diğer kurumlarla koordinasyon içerisinde destek vermeye devam ettiğini vurgulayan Tuğamiral Aktürk, “Rezerv Güç kapsamında, bugüne kadar 16 ayrı yerde meydana gelen orman yangınlarının söndürülmesine 48 helikopter ile 968 sorti icra edilerek destek sağlanmıştır” ifadelerini kullandı.

    Milli Savunma Sanayii ile birlikte Türk Silahlı Kuvvetler’in imkan ve kabiliyetlerinin arttığına dikkati çeken Tuğamiral Aktürk, “Kara Kuvvetleri Komutanlığımızca, muhtelif miktarda T-70 Genel Maksat Helikopteri ile, Sabit Kanatlı Dikey İniş Kalkışlı İnsansız Hava Aracının (BAHA) muayene ve kabul faaliyeti tamamlanmıştır. Ayrıca, Bakanlığımıza bağlı ASFAT ile BOTAŞ arasında ‘Deniz Temizlik ve Petrol Toplama Gemisi’ üretilmesine yönelik sözleşme imzalanmıştır” açıklamasında bulundu.

    İtalyan bayraklı R/V IEVOLI RELLUME gemisinin Ege denizindeki faaliyetleri

    Milli Savunma Bakanlığı kaynakları, Ege’nin güneyinde Türk deniz yetki alanına girmeye çalışan bir İtalyan gemisiyle ilgili gerginlik yaşandığına ilişkin haberlerle ilgili şunları söyledi:

    “Yunanistan tarafından 21 Temmuz tarihinde İtalyan bayraklı R/V IEVOLI RELLUME Kablo döşeme gemisinin icra edeceği faaliyetlere ilişkin bir kısmı Deniz Yeki Alanlarımıza giren seyir duyuruları yayınlanmıştır. Konuyla ilgili olarak tarafımızdan derhal itiraz nitelikli seyir duyuruları yayınlanmış ve Deniz Yetki Alanlarımıza giren bölgelerde çalışma yapılabilmesi için Türkiye Cumhuriyeti makamlarından izin alınması gerektiği bildirilmiştir.

    22 Temmuzda söz konusu gemi Deniz Yetki Alanımıza girmemesi konusunda uyarılmış ve gemilerimiz tarafından engellenmiştir. Daha sonra yapılan koordinasyon neticesinde belirtilen koordinatlarda çalışma yapılmasına izin verilmiş ve Deniz Kuvvetlerimize ait gemiler refakatinde faaliyetini tamamlayarak kıta sahanlığımızdan ayrılmıştır. Bahse konu geminin faaliyetleri bölgede bulunan Deniz Kuvvetleri unsurlarımızca yakından takip edilmektedir. Deniz yetki alanlarımıza saygı duyan ve iş birliği yapan Yunan ve İtalyan makamlarına teşekkür ediyoruz.”

    Irak Cumhurbaşkanı Eşi’nin Türkiye aleyhine açıklamaları

    Bakanlık kaynakları, Irak Cumhurbaşkanı Abdüllatif Reşid’in eşi ve ülkenin eski Cumhurbaşkanı Celal Talabani’nin baldızı Shanaz İbrahim Ahmed’in “TSK’nın operasyonları sivil halka zarar veriyor” şeklindeki sözlerine şu cevabı verdi:

    “TSK’ya yönelik söz konusu iddialar asılsızdır. Ayrıca, bu açıklama ve ithamların, Irak’ın genelini yansıtmadığı açıktır. Kaldı ki Irak tarafı da PKK’yı yasaklı örgüt olarak ilan etmiştir. Ülkemiz kardeş Irak ile bu türden asılsız iddialar üzerine diyalog geliştirmemektedir. Türkiye olarak ikili ilişkilerimizi her alanda geliştirmek istiyoruz. Bu alanlardan biri de terörle mücadeledir. Irak’ın kuzeyinde kilit kapanacak ama terörle mücadele hiçbir zaman bitmeyecek. ‘Terör’ kelimesi bu coğrafyadan tamamen silinene kadar mücadelemiz devam edecek.”

    ABD’nin Suriye’ye Avenger Stinger hava savunma sistemlerini nakletmesi

    Bakanlık kaynakları, ABD’nin Suriye’ye Avenger Stinger Hava Savunma Sistemlerini naklederek bunları terör örgütü PKK/YPG’ye verdiğine dair haberlere ilişkin şunları kaydetti:
    “TSK, savunma ve güvenlik konusunda her gelişmeyi yakından takip etmektedir. ABD, bölgede bulunan kendi üslerinin hava savunmasını sağlamak maksadıyla Avenger stinger Hava Savunma Sistemleri göndermiştir. Müttefikimiz ABD’den beklentimiz, daha önce DEAŞ’la mücadele bahanesiyle terör örgütü PKK/YPG-SDG’ye verdiği tüm yardım ve desteği sonlandırması, bir terör örgütüyle işbirliği yapılarak başka bir terör örgütüyle mücadele edilemeyeceğini anlaması ve terörle mücadelemize samimi destek vermesidir.”

    İdlib’deki M4 karayolunda Rusya ile yeniden devriyeler başlayacak mı

    Bakanlık kaynakları, İdlib’deki M4 karayolunda Rusya ile yeniden ortak devriyelerin başlayıp başlamayacağına dair soruya şu cevabı verdi:

    “Bölgenin barış ve huzura kavuşması için Türk Silahlı Kuvvetleri her türlü girişimde bulunmaktadır ve gelecekte de bulunmaya devam edecektir. Bu kapsamda, M4 karayolunun güvenliğinin kontrol edilmesi konusunu başından beri ifade etmekteyiz. Bu konuda muhataplar ile görüşmeler sürmektedir. Türkiye, bölgede istikrar ve barışa katkı sağlayacak hiçbir çabadan çekinmemekte, sorumluluk almaktan imtina etmemektedir.”

  • Z kuşağı daha fazla sosyalleşiyor

    Z kuşağı daha fazla sosyalleşiyor

    Pandemi dolayısıyla eğitim hayatının bir kısmını evinde tamamlayan, mülakatlarını çevrim içi yapan, hatta ilk iş deneyiminden itibaren çalışma hayatını uzaktan veya hibrit olarak sürdüren Z kuşağı, iş arkadaşlarıyla sosyalleşmek için de sosyal ağları tercih ediyor. Bu durum iş ilişkilerinin yüzeysel kalması, takım çalışmalarının etkisinin azalması gibi riskleri barındırsa da şirketlerin yaptığı esenlik çalışmaları hem çalışanlar arasındaki ilişkileri güçlendiriyor hem de başta Z kuşağı olmak üzere çalışanların sosyalleşmesine ve ruh haline olumlu etki ediyor. 2021 yılından bu yana global adım yarışması Wellbees Challenge’ı düzenleyen yeni nesil çalışan esenliği platformu Wellbees’in CEO’su Melis Abacıoğlu, adım atmanın ve diğer katılımcılara meydan okumanın (challenge) genç çalışanlar üzerindeki olumlu etkileri hakkında bilgi verdi.

    “Z kuşağı sosyalleşebileceği bir iş ortamı arıyor”

    İş dünyasının Z kuşağını yakalamak için sosyal ağlara önem vermesi gerektiğini belirten Abacıoğlu, “Türkiye, internet ve sosyal medya kullanımının en yoğun olduğu ülkelerden biri. Özellikle 35 yaş altında internet kullanımı yedi saatin üzerine çıkıyor ve bunun da yaklaşık üç saati sosyal medyada geçiyor. Bu da çok normal bir durum. Çünkü Z kuşağı hem teknolojinin içine doğdu hem de pandemi dolayısıyla eğitim ve çalışma hayatının bir kısmını uzaktan geçirmek durumunda kaldı. Tabii sosyal medya, erişim ve sosyalleşme açısından ilk başta avantajlı gibi görünse de sosyal ilişkilerin daha yüzeysel kalmasına neden olabiliyor. Dolayısıyla şirketlerin hem çalışanlarının sosyalliğini hem de işe ve iş yerine bağlılığını artıracak çalışmalar yürütmesi gerekiyor. Genç yeteneklerin beklentilerini analiz ettiğimizde de çalıştıkları şirketlerde inisiyatif alabildikleri, bireysel ve özgür ruhlu olabildikleri, sosyalleşebildikleri bir iş ortamı aradıklarını görüyoruz” dedi.

    “Sağlıklı yaşamı oyunlaştırma ve meydan okumayla birleştiriyoruz”

    Son olarak geçtiğimiz Mayıs ayında 8’incisini düzenledikleri global adım yarışmasının Z kuşağı üzerinde bıraktığı olumlu etkiye dikkat çeken Abacıoğlu, “Yarışmada şirketler daha çok adım atmak için birbirleriyle mücadele ederken şirketin çalışanları da birbirleriyle mücadele ediyor. Biz bu yarışmayla aslında Z kuşağının çok sevdiği oyunlaştırma ve meydan okuma gibi dinamikleri sağlıklı yaşamla birleştiriyoruz. Son yarışmamızda da yarışma öncesindeki bir aylık dönem, yarışma sırası ve yarışma sonrasındaki bir aylık dönemi değerlendirdik. Buna göre Z kuşağının yarışma sırasındaki sosyalleşme puanı yarışma öncesine göre yüzde 53 artış gösterdi. Yarışma sonrasındaki süreçte de yarışma öncesine göre yüzde 25’lik artış devam etti. Bu da aslında Z kuşağının sosyal ağlarda, iyi ve güçlü bir içerik olduğunda kaliteli zaman geçirebileceğinin, şirketlerin bu tarz meydan okumalarla Z kuşağı çalışanlarını memnun edebileceğinin bir göstergesi” diye konuştu.

  • “Suriyelilerin ülkelerine dönmesi gerekiyor”

    “Suriyelilerin ülkelerine dönmesi gerekiyor”

    Bakan Fidan, İsrail’in Gazze’ye saldırıları ve ateşkes müzakereleri başta olmak üzere Türkiye’nin Suriye ve Irak ile ilişkilerinin yanı sıra, Orta Doğu’daki gelişmelere dair Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) merkezli Sky News Arabia televizyon kanalına mülakat verdi.

    “Dünyada Gazze halkının yaralarını sarmak için muazzam bir seferberlik var”

    Gazze’de ateşkes sağlanması için yürütülen diplomasi trafiğinde Türkiye’nin hangi aşamada olduğu sorusuna Bakan Fidan, “Bütün insanlık kurallarının ayak altına alındığı bir soykırımı canlı yayında maalesef bütün insanlık izliyor. Bunu durdurmak için yoğun bir çaba var. Dünyada Gazze halkının yaralarını sarmak için muazzam bir seferberlik var ve Filistin Devleti’nin tanınması için muazzam bir seferberlik var. Bütün bunların hepsi aynı anda oluyor. Türkiye olarak bütün taraflara elimizden gelen desteği ateşkes konusunda vermeye çalışıyoruz. Hamas’la da bu konuda temaslarımız var, konuşuyoruz. Hem istihbaratımız hem bakanlığımız yoğun bir diplomasi trafiği içerisinde. Bir an önce amacımız bu savaşın, bu katliamın durması. Bunun için uğraşıyoruz” cevabını verdi.

    Gazze’de yaşanan çatışmanın sona ermesinde engelin Netanyahu’nun politik amaçları olduğunu aktaran Bakan Fidan, Filistin tarafının anlaşma hükümlerini kabul etmede çok büyük adımlar attığını kaydetti. Hamas liderlerinin Doha’dan kovulması iddialarının gerçeği yansıtmadığını belirten Bakan Fidan, konunun gündeme gelmesiyle Türkiye’nin muhtemel ev sahipliği yapması sorusu üzerine şu cevabı verdi:

    “Türkiye, Hamas’ı bir siyasi parti olarak tanıyor. Filistin’in bütün siyasi partilerini tanıdığımız için, Filistin Devleti’nin çatısı altında bulunan bütün Filistin partilerini tanıdığımız gibi Hamas’ı da siyasi parti olarak tanıyoruz. Filistin direnişinin İsrail’le olan askeri kavgası, mücadelesi başka bir boyut ama şu anda Doha’dan çıkmaları söz konusu değil.”

    “Türkiye de dahil başka ülkeler Filistin Devleti’nin ve barış anlaşmasının ayakta kalması için elini taşın altına koymaya hazırız”

    İki devletli çözüm konusunda anlaşma olması halinde Türkiye’nin garantörlük mekanizmasını öne sürdüğünü hatırlatan Fidan, “İki devletli çözümün muarızları, yani ona karşı çıkanların söyledikleri hep şu oluyor; ‘Peki bu nasıl uygulanacak? İsrail’in güvenliği nasıl olacak?’ Evet, Filistinlilere de devlet verilirse biz diğer İslam ülkeleriyle konuştuk, başka ülkelerle de konuştuk, Türkiye de dahil başka ülkeler bu devletin ve barış anlaşmasının ayakta kalması için elini taşın altına koymaya hazırız. Bunda bir sıkıntımız yok” diye konuştu.

    “Arap ülkeleriyle ittifak kurarak bölgedeki güvenlik sorununu kökünden çözecek bir perspektifimiz var”

    Arap ülkeleri ile ilişkilerin mükemmel bir düzeye ulaştığını kaydeden Bakan Fidan, “Türkiye olarak hem ilişkilerimizi çok ileri düzeye taşımak hem de güvenlik krizleri başta olmak üzere başka türden krizler yaşamamak için çalışıyoruz çünkü yakın tarihten çıkan çok ders var. Bakın, Irak’ta işgal oldu, Suriye’de iç savaş çıktı. Yemen’de olan olayları biliyorsunuz. Şu anda Gazze ve bölgedeki bütün ülkeler diken üstünde. Herkesin bir güvenlik ihtiyacı var. Herkesin kalkınma yolunda attığı adımlar var. Bizim bu güvenlik ihtiyacına yönelik Türkiye olarak özellikle Arap ülkeleriyle ittifak kurarak bölgedeki güvenlik sorununu kökünden çözecek bir perspektifimiz var” değerlendirmesinde bulundu.

    “Suriyelilerin güvenli bir şekilde ülkelerine dönmesi gerekiyor”

    Türkiye’nin bölgedeki kardeş ve dost ülkelerle normalleşme süreçleri gibi Suriye’yle de belli noktalarda adımların atılmasının istendiğini dile getiren Bakan Fidan, şu ifadeleri kullandı:
    “Cumhurbaşkanımız bu konuda en üst düzeyde zaten politika ilanını yaptı. Biz aramızdaki mevcut sorunları çözmek için her türlü diyaloğu, Cumhurbaşkanlığı dahil olmak üzere her türlü seviyede yapmaya hazırız. Bu, çok kıymetli ve önemli bir çağrıdır. Çünkü sorunları çözmek için bir araya gelmeye ve konuşmaya ihtiyaç var. Bizim 2017’den itibaren çeşitli kanallarla yürüttüğümüz görüşmeler oldu, çoklu ortamlar oldu ve bu ortamlarda yapılan tartışmalar var ve bunların faydasını da gördüğümüz anlar oldu. İlk olarak, şu anda bakın son 6-7 yıldır Suriye’de, Suriye muhalefetiyle rejimi arasında bir çatışma yok. İkincisi, Suriye’den daha fazla mülteci halihazırda bölge ülkelerine ve dünyaya gitmiyor. Suriye rejiminin bu süreç içerisinde altyapı sorunlarını, ekonomi sorunlarını gidermek için, bazı siyasi sorunlarını gidermek için bir imkânı oldu. Savaş yok çünkü ortalıkta. Tabii bu geçici durumu daha kalıcı bir hâle dönüştürmemiz lazım. Çünkü biliyorsunuz Suriye’den bölge ülkelerine gitmek zorunda kalmış hayatlarından endişe eden milyonlarca insan var. Ürdün’e gittiler, Lübnan’a gittiler, Körfez ülkelerine gittiler, 1 milyon mülteci Avrupa’ya gitti, birkaç milyonu Türkiye’ye geldi. Milyonlarca Suriyelinin yarıdan fazlası şu anda ülke dışında. Bunların güvenli bir şekilde ülkelerine dönmesi gerekiyor. İkincisi, terörizm konusunun Suriye’den temizlenmesi gerekiyor. Özellikle PKK’nın işgal ettiği Arap toprakları var büyük ölçüde, ele geçirdiği petrol tesisleri var. Suriye halkının kaynaklarını gasp eden bir örgüt var. Yani bununla savaşıp, bunun elindeki petrolü, enerji kaynaklarını alıp Suriye halkına geri vermemiz gerekiyor. Çünkü bu insanlar kazandıkları parayla, çaldıkları servetle hem Suriye halkına karşı hem Türk devletine karşı muazzam bir savaş içerisinde.”

    Bakan Fidan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Esad’ın görüşmesine ilişkin, “Cumhurbaşkanımız böyle bir teklifte bulundu, yani bizler de bu konuyla ilgili çalışıyoruz. Şimdi bir şey söylemek için erken ama çalışıyorum” şeklinde konuştu.

    “PKK, Irak’ın bir milli güvenlik sorunu oldu”

    Ankara ve Bağdat’ın ortak perspektifinin terörü ortadan kaldırmak olduğunu vurgulayan Bakan Fidan, “Türkiye olarak sürekli Irak’ta hem siyasal istikrarın hem can güvenliğinin sağlanması için yapıcı katkıda bulunduk. Şimdi PKK, 20 yıldır Irak’taki bu karışıklıktan istifade eden başlıca aktörlerden biri. PKK’nın amacı Irak’ta üslenerek Türkiye’deki istikrarı bozmak, Türkiye’yi işgal etmekti. Fakat ne oldu? Türkiye’de bir şey yapamadı, şimdi Irak’ı işgal ediyor. Irak’ta Kürt bölgesinde yaklaşık üçte birlik bir bölümü işgal etmiş durumda. Sincar’ı işgal etmiş durumda, Kerkük’te PKK varlığı var, Süleymaniye’de PKK varlığı var, Kandil’de PKK varlığı var. Şimdi PKK, Irak’ın her yerini kanser hücresi gibi sarıyor. Bu bizim sorunumuz olmaktan çıkıp Irak’ın bir milli güvenlik sorunu oldu. Biz Sudani’yle oturup konuştuğumuz zaman hep şunu diyoruz; biz Irak’ın kalkınmasına yönelik politikaları önceliyoruz ve Irak’ta özellikle Kalkınma Yolu’nu, ki çok önemli bir proje. Irak ilk defa pozitif ajandayla gündeme geliyor. Ve Sudani’yi de destekliyoruz, oradaki partileri de tebrik ediyoruz. Bu konuyu da sonuna kadar destekliyoruz.

    Cumhurbaşkanımız oraya gittiğinde 27 tane anlaşmaya imza attı. Biz Irak’ın pozitif gündemle bir araya gelmesini istiyoruz ama düşünün kalkınma projesini, Basra Körfezi’nden başlayacak Irak’ı geçecek, Türkiye’ye gelecek ve Avrupa’ya gidecek. Birleşik Arap Emirlikleri imza sahibi, Katar imza sahibi, başka ülkeler de düşünüyorlar. Türkiye imza sahibi, Irak imza sahibi. Şimdi bu bölgeye bizim yatırımcı getirmemiz için güvenliğin olması lazım. Şimdi kontrolsüz terörist gruplar olursa, PKK gibi silahlı unsurlar belli yerleri işgal etmiş, buraya yatırımcı getiremezsiniz. Irak hükümetiyle biz bu konuda perspektif birliği içerisindeyiz. Yani bölgenin silahtan arındırılmış, teröristlerden arındırılmış, çatışmadan arındırılmış bir yer olması lazım. DEAŞ de olsa bunlar yok edilmeli, PKK da olsa bunlar yok edilmelidir. Artık Irak halkının çektiği sıkıntılar yeter. Yani Irak yatırıma, temel hizmetlere büyük ihtiyacı var ve Sudani hükümeti bunu yapmaya çalışıyor. Biz de onlarla beraber bunu gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Bunun şartlarından biri de terörü ortadan kaldırmak” dedi.

    Türkiye ve Mısır ilişkilerini değerlendiren Fidan, Mısır Cumhurbaşkanı Sisi’nin Ankara ziyareti öncesinde ağustos ayında Kahire’ye resmi ziyarette bulunacağını belirterek, “Hazırlıklarımız iyi gidiyor, yani hazırlıkları tamamlamak üzere. Benim ağustos ayı başında inşallah Kahire’ye bir ziyaretim olacak. Orada Mısırlı yeni meslektaşımızla bir araya gelip, iki lider arasında olacak toplantının hazırlıklarını yapacağız. Biliyorsunuz Cumhurbaşkanımız Kahire’ye gitmişti, şimdi Sisi’yi de Ankara’da ağırlayacağız” ifadelerine yer verdi.

    “Hafter’le temasımız var”

    Libya’nın doğusuyla ilişkilerin olumlu ilerlediğini aktaran Bakan Fidan, “Biz hem doğunun, hem batının birleşip bir bütünleşik, bağımsız, egemen bir Libya devletinin tekrar hayata geçmesini arzuluyoruz. Bu noktada batıyla zaten ilişkilerimiz var, doğuyla da ilişkilerimizi ilerletiyoruz. Doğuda Meclis Başkanı Akile Salih birkaç defa ülkemize geldiler. Hafter’le temasımız var, oğullarıyla görüşüyoruz. Doğuda başkonsolosluğumuzu açtık şu anda, hizmete geçiriyoruz. Yani her türlü ilişki devam ediyor ama biz bu ilişkimizi, doğuyla batıyı bir araya getirmede nasıl kullanabiliriz şu anda ona bakıyoruz” şeklinde konuştu.

  • “Ortak ruhla hareket etmeliyiz”

    “Ortak ruhla hareket etmeliyiz”

    CHP’nin 7’nci Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İzmir programları kapsamında ilk olarak dün Basın Özgürlüğü ve Medya Araştırmaları Derneği (BAMAD) tarafından düzenlenen ‘Basın Özgürlüğü’ konulu panele katılmıştı. Kılıçdaroğlu, programının ikinci gününde ise bugün İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ı makamında ziyaret etti. Ziyaretin ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Kılıçdaroğlu, “Her belediyenin olduğu gibi İzmir’in de sorunları var. Sorunsuz bir belediye yok. Ama biz Cemil Tugay başkanın var olan sorunları akılcı politikalarla çözeceğine inanıyorum. Dolayısıyla kendisini hepimizin huzurunda tekrar kutluyorum ve görevinde başarılar diliyorum” diye konuştu.

    “Var olan politikalar başarı ile sürdürülecek”

    İlk 4 aylık dönemi nasıl değerlendirdiklerine ilişkin soruya yanıt veren Kemal Kılıçdaroğlu, “Daha değerlendirme aşamasında değil, başkan daha yeni oturdu. Var olan politikalar başarı ile sürdürülecek. Bundan emin olmasını isterim” ifadelerini kullandı.

    “Ortak ruhla hareket etmeliyiz”

    İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay da “Önceki dönem genel başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu bugün belediyemizi ziyaret etti, bizleri onurlandırdı. Kendisinin geçmiş dönemde yaptığı çalışmalar hepimizin taktirindedir. Özellikle topumun farklı kesimleriyle kurduğu bağlar sonucu oluşmuş siyasal zemin Özgür Özel’in Türkiye İttifakı adını verdiği uzlaşmanın zemin oluşturmuştur. Önümüzdeki seçimde de partimiz için iktidar yolunu açan çalışmalardan olacaktır. Bugün de bizlerin yanında olması bize güç veriyor. İktidar için bize en çok gereken şey birlik ve beraberliktir. Hepimiz birlikte olmalı ve ortak ruhla hareket etmeliyiz. Bugün de bizleri ziyaret etmesi ve yanımızda olması bize güç veriyor. Bunun için ihtiyaç duyduğumuz her şey partimizde var. CHP Türkiye’nin en demokrat partisidir. İçimizde çok farklılık olmasına rağmen onların bu farklıları birleştiriyoruz. Bizim çağrımız o ki herkes iktidara gelebilmemiz için elimizden geleni yapmalı. Tüm değerlerimize sahip çıkıyoruz” diye konuştu.

    “Önceki belediye başkanlarının yaptıklarını yok etme gibi bir durumumuz yok”

    Sözlerini sürdüren Tugay, şöyle konuştu:
    “Bazı konularda farklı düşünebiliriz ama sosyal demokrat bir belediyenin yapması gerekenleri Tunç başkan da yapmaya çalıştı, ben de yapmaya çalışıyorum. Benden sonraki arkadaş da yapmaya çalışacak. Var olan sorunlar vardı, bu sorunları çözmek için hareket ederken yanlış anlaşılmalar olabilir. Ancak daha önceki belediye başkanlarının yaptıklarını yok etme gibi bir durumumuz yok. Biz geçmiş dönemde yapılanların üstüne koyuyoruz, bazı konularda fikir ayrılıkları olabilir bu da gayet doğaldır.”

    “Ben yasalara tabiyim”

    CHP Genel Merkezi’nin TİS krizine dahil olma sürecinin yetki gaspı olmadığını vurgulayan Tugay, “Sosyal Denge Tazminatı (SDT) konusunda benim endişem ve değişmesi gereken konu son Sayıştay incelemesine de yansımış. Yasal sınırın üstüne geçtiğimizdeki yapılacaklar yargısından sonra arkadaşlar ‘mevcut haklardan geri gitme olarak’ değerlendirdi ve kabul etmedi. Ben yasalara tabiyim. Teklif edebileceğimiz üst sınırdaki teklifi yaptık, kabul etmediler sonra da bir eylemlilik süreci başladı. Bunların bazıları genel merkezde bazıları da il başkanlığında yapıldı. Onların talebi üzerine CHP Genel Merkezi müdahil oldu. Ben de genel merkez de müdahil olmalarını istemedim ama sendika istedi. Bugün yine yasal sınırın üstüne çıkıyoruz ama meclis kararı istedik. Ben onlara ne il başkanlığına ne de Genel Merkeze gidin demedim. Kendileri taşıdılar” cümlelerini aktardı.

    Yürüyen merdivenler konusu

    Yürüyen merdivenlerin bakım ve onarımlarına dair kendisine yöneltilen soruya yanıt veren Tugay, “Ağustos’un başına kadar yürüyen merdivenlerin kontrolleri ve onarımları tamamlanacak. Daha sonra bir kaza olmaması için bu süreci yürütüyoruz. Daha önceden bir şirketten bakım ve onarım işi alınıyordu. Şimdi kendi içimizde kurduğumuz birim takibini yapacak” diyerek sözlerini tamamladı.

  • 36 yıldır oturarak uyuyan adam

    36 yıldır oturarak uyuyan adam

    Muzaffer Işık, 36 yıldır yatmadan, oturduğu yerde uyuyor. KOAH hastası olan ve yattığı anda kalp ritminde baskı oluştuğundan dolayı nefesi kesilen 67 yaşındaki Işık, evde koltukta, dışarda ise sandalye üzerinde uyku ihtiyacını karşılıyor. Yatamadığı için sürekli yorgun uyanan Işık’ın en büyük hayali ise rahat bir yatakta deliksiz bir uyku. Ayaklarında ve bacaklarındaki bazı damarların tıkalı olan ve belden alt kısmında şişlikler oluşan Işık, yürümekte de zorluk çekiyor. Sırt üst yattığı günleri özlemle hatırlayan Muzaffer Işık, sağlığın ne kadar önemli olduğunu bu vesileyle çok iyi anladığını belirtti. Işık Allah’a her gün sırt üstü yatacağı günün gelmesi için dua ediyor.

    “’Cenab-ı Rabbim, bugün de sağ çıktım’ diyerek şükrediyorum”

    Neden koltukta oturarak uyuduğunu anlatan Muzaffer Işık, “Ben 36 yıldır yatak yüzü görmüyorum. Doktor bana, ‘Uyurken yanında refakatçi olacak. Nefesin kesildiği zaman uyandırması lazım. Eğer refakatçin yoksa bir anda gidersin, kurtuluşun yok’ dedi. Ben sandalyenin üzerinde sabaha kadar oturuyorum. Sabahleyin de saat 04.30 gibi hoca Allahu Ekber dediğinde, ‘Cenab-ı Rabbim, bugün de sağ çıktım’ diyerek şükrediyorum. KOAH’ım. Akciğerimde fıtık olduğundan KOAH kalp ritmine baskı yaptığı için nefesim komple gidiyor. Sırt üstü hiç yatamıyorum. Koltuğun üzerinde sabaha kadar oturuyorum. Herkes uyuyor, ben çocuk gibi ağlıyorum. Sürekli oturmak rahatsızlık veriyor. Oturduğum zaman da hareket etmem gerekiyor. Nefesim yine kesiliyor. Evin içinde dört dönüyorum. Hastane yakın olduğu için ara sıra acile gidiyorum, serum veriyorlar. Serum rahatlatıyor ama acil doktorunun bunun 48 saat bunun etkisi olduğunu, sonra yeniden hastaneye gitmemi söyledi. Ben de onu idare ediyorum” dedi.

    “’Allah’ım ben de şöyle yatsam ve bir uyusam’ diye dua ediyorum”

    Hayatta en büyük dileğinin ayaklarının şişinin inmesi ve yatarak uyumak olduğunu belirten Işık, şöyle devam etti;
    “Benim ayaklarım kılcal damarlar tıkalı olduğundan dolayı yukarıya kan basınç yapmadığı için kangrene çevirdi. Ayaklarım kütük gibi şiş. Kalp damar doktorlarına çıktım. Doktorlar, ‘Kan yukarıya sıçrayamadığından ve diz kapaklarının ikisi zayıfladığından ayakların kesilmesi lazım’ dediler. Ama analiz doktoru, ‘Bu şahsın nefes darlığı olduğu için masada kalması yüzde 90’ diye belirtti. Bakıcım olmadığı için ben bir kardeşimle beraber kaldığımdan dolayı kestirmedim. Sonuçta arkadaşlar da tavsiye etmedi. Hastane yatağı aldım, arkayı kaldırdım. Onu kaldırdığım halde nefesim daraldığı için iptal ettim. Tekli bir koltuk aldım, onun üzerinde oturuyorum. Sırt üstü yatmayı çok istiyorum. Herkes yattıktan sonra gece 12.00 saatlerinde çocuk gibi ağlıyorum. ‘Allah’ım ben de şöyle yatsam ve bir uyusam’ diye dua ediyorum. En büyük istediğim 2 şey var. Biri ayaklarım, diğeri de uyku. Oturarak uyuduğum için vücut yorgunluğu oluyor. Tam dinlenemediğim ve uyku sistemi bozuk olduğu için böyle dışarıya çıkıyorum. Sandalyede uyuyunca millet, ‘Eyvah amcaya bir şey oldu’ diye telaş ediyor. Uyumamaya çalışıyorum ama mecbur gözlerimi kapatıyorum. Boynumda tutulma oluyor. Sanki yel girmiş gibi oluyor, sağa sola bükemiyorum, tutuluyor.”