Etiket: güncelhaber

  • Kocasını demir sopayla öldürdü

    Kocasını demir sopayla öldürdü

    Olay, akşam saatlerinde Güney ilçesine 10 kilometre uzaklıkta bulunan Aşağıçeşme Mahallesi’nde meydana geldi.

    2’si kız 3 çocukları bulunan 44 yaşındaki Murat Kutludağ ile 42 yaşındaki eşi Ayşe Kutludağ arasında henüz belirlenemeyen bir nedenden ötürü tartışma çıktı. Karı koca arasında çıkan kavgayı ayırmak isteyen üniversite öğrencisi olan evin en büyük çocuğu F.K., kolundan bıçakla hafif şekilde yaralandı.

    Oğlunun yaralandığını gören anne, öfkeye kapılarak eline geçirdiği demir sopayla kocasının başına vurdu. Kanlar içinde kalan Murat Kutludağ olay yerinde hayatını kaybederken, kocasının ölümüne neden olan kadın ise jandarma ekipleri tarafından gözaltına alındı.

    Hayatını kaybeden kocanın cenazesi, savcının olay yerinde yaptığı incelemenin ardından adli tıp morguna kaldırıldı.

  • Afyonkarahisar’da 4,4 büyüklüğünde deprem

    Afyonkarahisar’da 4,4 büyüklüğünde deprem

    AFAD verilerine göre, saat 06.24’te merkez üssü kent merkezi Ataköy Mahallesi olan 4,4 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Yaklaşık 10 saniye süren deprem sonrası vatandaşlar kendilerini sokağa atarken, sarsıntının çevre illerden de hissedildiği belirtildi. İlk deprem sonrası 06.30’da 3,5 büyüklüğünde ikinci bir deprem meydana gelirken o da yaklaşık 5 saniye sürdü.

  • Kadir İnanır yoğun bakıma alındı

    Kadir İnanır yoğun bakıma alındı

    Yeşilçam’ın usta oyuncularından Kadir İnanır’ın (75) akciğerinde oluşan hafif enfeksiyon nedeniyle yeniden Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi’nde yoğun bakıma alındığı öğrenildi.

    AKCİĞERİNDE ENFEKSİYON OLUŞTU

    Usta oyuncunun hayat arkadaşı Jülide Kural yaptığı açıklamada, büyük bir rahatsızlık ya da entübelik bir durumun olmadığını söyledi.

    Kural “Fizik tedavi merkezinde tedavi devam ediyordu ancak akciğerinde görülen hafif enfeksiyon nedeniyle yeniden hastaneye döndük. Yoğun bakımda üçüncü gündeyiz ama tedbir amaçlı.” dedi.

  • Bin yıllık oyun, ‘aşık oyunu’

    Bin yıllık oyun, ‘aşık oyunu’

    UNESCO’nun maddi olmayan miraslar listesinde yer alan ve unutulmaya yüz tutmuş binlerce yıllık “aşık oyununu” Erzincanlı esnaf yeniden canlandırarak genç nesillere aktarmaya çalışıyor.
    Erzincan’da Merkez çarşısı esnaflarından Hamza Karaman, binlerce yıllık tarihe sahip aşık oyununu boş zamanlarında dükkanının önünde oynayarak gençlere öğretmeye başladı.

    Teknolojik aletlerin yaşantımıza girmesiyle unutulmaya yüz tutan binlerce yıllık aşık oyununu yeni nesillere aktarmak isteyen Karaman, gençlere aşık oyununu öğretip aşık kemiği atmanın ve galip gelmenin tüyolarını vererek gençlerin hem hareket etmelerini hem de sosyalleşmelerini sağlıyor.
    Esnaf Hamza Karaman, “Bizim çocukluğumuzun vazgeçilmez oyunu Aşık’ı Erzincan’da arkadaşlarımızla toplanıp oynuyoruz. Bu oyun bilen için vaz geçilmez bir oyundur. Çocukluğumuzdan bu yana hep aklımızdadır bu oyun. Burada esnaf arkadaşlarımızla boş kaldığımız zamanlarda bu vazgeçilmez aşık oyununu kendi çabamızla yeni nesile bir nebze de olsa aşılamaya çalışıyoruz. Şimdiki çocuklarımız teknoloji bağımlı oldukları için, bizim oynadığımız oyunları görsünler tanısınlar diye biz bu oyunu burada yaşatmaya çalışıyoruz” diye konuştu.
    Küçük yaştan itibaren aşık oyununu oynadığını söyleyen Gürbüz Araz, ise “Küçüklüğümüzde köyde oynadığımız en güzel oyundu. Şimdiki çocuklar bu aşık oyununu bilmezler. Bizde bu oyunu unutturmamak için arkadaşlarla şehir merkezinde oynayarak canlandırmaya çalışıyoruz” dedi.

    “Unesco listesinde yer alıyor”

    İsmini koyun, kuzu ve keçilerin arka bacaklarındaki diz ekleminde bulunan aşık kemiğinden alan aşık oyunu, Anadolu’daki misket ve bilye ile oynanan oyunun da esin kaynağı olarak biliniyor. Türk tarihinin en eski dönemlerinden bugüne kadar ulaşan “aşık” oyunu UNESCO İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Listesi’nde yer alıyor.

    Aşık oyunu nasıl oynanır?

    Aşık, koyun veya keçinin arka bacaklarından çıkarılan dört yüzlü kemikle oynanıyor. Aşık oyununun üç ayak, daire, ompa ve han oyunu gibi dört çeşidi oynanıyor. Oyun iki veya daha fazla kişi tarafından oynanabiliyor. Aşıklar üç ayak oyununda üç ayak mesafesi olacak şekilde diziliyor. Burada oyuncu aşığı vurup üç ayak mesafesinden daha fazla uzağa çıkartıyor. Han oyununda aşıklar dairenin içerisine atılıyor ve han denilen aşık son olarak vurulup daireden çıkartılıyor. Ompa oyununda iki daire çiziliyor. Bu dairelerden birinde aşık yatay diğerinde ise dik bir şekilde yerleştiriliyor. Yatay aşıkları daireden çıkaran oyuncu dik yerleştirilen aşığı daireden çıkarırsa oyunun galibi oluyor ve bütün aşıkları alıyor. Daire oyunun da ise aşıklar çizilen dairenin tam ortasına gelecek şekilde diziliyor. En fazla aşığı vurarak daire dışına çıkaran oyuncu oyunun galibi oluyor.

  • Sönmüş lavların arasında, gizemini koruyor

    Sönmüş lavların arasında, gizemini koruyor

    Van’da görevli drone pilotu öğretmen Muzaffer Salcıoğlu tarafından Çaldıran ilçe merkezine 20 kilometre uzaklıktaki bölgede, sönmüş lav akıntılarının arasında gizemli bir kaleye rastlandı. Van’ın tarihini merak eden ve buna ilişkin araştırmalar yapan Salcıoğlu, 1855 yıllarında volkanik patlamanın meydana geldiği Tendürek Dağı ile ilgili araştırmaları inceledi. Daha sonra uydu görüntülerini de inceleyen Salcıoğlu, volkanik patlamadan en çok etkilenen ilçeye bağlı Soğuksu Mahallesine gitti. Burada mahalle sakinlerinin yönlendirmesiyle sönmüş lav akıntılarının bulunduğu araziyi drone ile inceleyen Salcıoğlu, kaleye benzer bir yapıya rastladı. Mahalleli tarafından “Arap Zengi Kalesi” veya “Zeyn Kalesi” olarak isimlendirilen gizemli kale, ilk kez Salcıoğlu tarafından havadan görüntülenmiş oldu.

    “Tendürek Dağı’nın uydu görüntülerine baktım”

    Muhabirlere konuşan Muzaffer Salcıoğlu, Van’ın tarihi ve doğasına ilişkin görüntüler çektiğini belirtti. Aynı zamanda Van’ın tarihine ilişkin de araştırmalar yaptığını ifade eden Salcıoğlu, “Boş zamanlarımda Van’ı geziyorum. Aynı zamanda Evliya Çelebi’nin de Van ile ilgili kitaplarını okuyorum. Bu araştırmaları yaparken Tendürek Dağı’nda 1855 yıllarında bir patlama olduğuna rastladım. Daha sonra bu bölge bende ilgi uyandırdı. Tendürek Dağı’nın uydu görüntülerine baktım. Volkanik patlamadan en çok etkilenebilecek köyleri araştırdım. Uydu görüntülerinden Çaldıran’ın Soğuksu köyünün yarısını lavların yuttuğunu fark ettim” dedi.

    “Çok heyecanlandım ve parmaklarım titremeye başladı”

    Uydu görüntülerinin ardından Çaldıran’ın Soğuksu Mahallesi’ne gittiğini ve burada mahalleliden bölge hakkında bilgi aldığını dile getiren Salcıoğlu, “Lavların olduğu bölgede tarihi eser, ev gibi yapıların olduğunu söylediler. Bu da benim ilgimi çekti. Oraya giderek droneyi uçurdum. Bölgeyi incelerken ekranda bir yükselti gördüm. Sonra drone ile oraya yöneldim. Orada kocaman bir kale fark ettim. O an çok heyecanlandım ve parmaklarım titremeye başladı. Normalde bir çırpıda çektiğim görüntüleri ellerim titriyor diye çekemedim. Kaleyi etraflıca çektim ve kalbe benzeyen çok hoş bir görüntüsü vardı. 13 Haziran tarihinde bu görüntüleri sosyal medya hesaplarımda paylaştım. Kaleyle ilgili hiçbir bilgiye rastlamadım. Orayı ilk keşfedip yayınlayan bendim. İnanılmaz derecede ilgi gördü” diye konuştu.
    Sönmüş lav akıntılarının arasında görüntülediği kalenin turizme kazandırılmasını isteyen Salcıoğlu, kalenin müze olarak da değerlendirilebileceğini kaydetti.

  • Porsuk Çayı yosun tuttu

    Porsuk Çayı yosun tuttu

    Eskişehir kent merkezinden geçen ve şehrin simgesi Porsuk Çayı’nın yüzeyi yosun tuttu. Özellikle suyun akışının durağan olduğu yerlerin kıyıya yakın bölümlerinde yosun yoğunluğu oluştu. Oluşan yosunlar çevredeki vatandaşların dikkatini çekti. Yosunların azalan su akış hızından dolayı oluştuğu öngörülüyor. Porsuk Çayı’nın Odunpazarı ilçesi Gökmeydan Mahallesi’nden geçen kısmında oluşan yosun yoğunluğu havadan görüntülendi.

    “Bu yıl daha çok yosun birikintisi gördüm”

    Yosun oluşan noktaya yakın bir parkta kitap okuduğu esnada yüzeyi kaplayan yosun tabakasını gören Esma Acar, oluşan görüntü hakkında şöyle konuştu;
    “Benim de dikkatimi çekti. Ben bu parka yakın ikamet ediyorum. Daha öncesinde de bu parkta gezintiye çıkıyordum. Bu yıl daha çok yosun birikintisi gördüm.

    Sanırım yağışların azalması buna sebep oluyor. Ya da barajlardan daha az su bırakılıyor olabilir. Tam emin değilim ama böyle bir görüntüyle karşılaştım. İlginç bir görüntü, daha öncesinde görmemiştim. Öncesinde daha fazla su görünüyordu. Şimdi yosun görüntüsü olması kesinlikle daha kötü bir durum.”

  • Arazide çıkan yangın ormana sıçradı

    Arazide çıkan yangın ormana sıçradı

    Dursunbey’e bağlı kırsal Beyce Mahallesi’nde arazide başlayan yangın ormana sıçradı. Yangına havadan ve karadan 16 arazöz, 4 su ikmal aracı, 3 ilk müdahale aracı, 1 hizmet aracı, 2 helikopter, 4 uçak, 2 dozer olmak üzere 33 araç ve 60 personel ile müdahale edildi. Ekiplerin yoğun çalışması sonrası kontrol altına alınan yangında, soğutma çalışmalarına devam ediliyor.

  • “Hedefimiz 10 milyar dolarlık yatırım”

    “Hedefimiz 10 milyar dolarlık yatırım”

    Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Aplarslan Bayraktar, ‘Dünya Bankası Türkiye Enerji Dönüşümü Çalıştayı’na katıldı. Çalıştayda enerji dönüşümünün kritik yönleri tartışılarak, Türkiye’nin enerji dönüşümü hedefleri, enerji dönüşümü yol haritası ve bu konuda Dünya Bankası ile işbirliği geliştirme konuları değerlendirildi. Çalıştayda konuşan Bakan Bayraktar, mevcut proje portföyünün yanı sıra enerji dönüşümünü hızlandırmak için uluslararası finansal kuruluşlarla iş birliğinin ileri seviyeye taşınması gerektiğini ifade etti. Bayraktar, geleneksel enerji sistemlerinde çok köklü bir değişiklik olacağını belirterek, bu noktada özellikle birçok paydaş ve uluslararası finansal kuruluşlarla işbirliğinin önemli olduğunu kaydetti. Türkiye’nin enerji arz güvenliğini emniyete almaya ve ithalat bağımlılığını azaltmaya çalışan bir ülke olduğuna dikkati çeken Bayraktar, enerji dönüşümünde stratejik adımlar atılması ve enerji dönüşümü sürecinin iyi yönetilmesi gerektiğini vurguladı.

    “10 yıl içerisinde de yaklaşık 10 milyar dolarlık bir yatırım hedefimiz var”

    Türkiye’nin yenilenebilir enerjide iddialı hedefleri olduğunu ve bu hedefler için şebekelerin ihtiyaç duyduğu yatırımları yapmaları gerektiğini ifade eden Bayraktar, “Burada bizim karşı karşıya olduğumuz birkaç zorluk var. Bunların en başındaki husus, sistem işletmesinin, yani bizim elektrik işletim sistemimizin sağlıklı bir şekilde bu kadar yenilenebilir kaynağı sisteme katarken, doğru bir şekilde yönetilmesi ve bunun güçlendirilmesi ihtiyacı. Bu anlamda iletim sistemimizi genişletmek, artan bu ihtiyacı karşılayacak yeni yatırımları, kapsamlı yatırımları yapabilmek için de önümüzdeki 2030 yılında, 10 yıl içerisinde yaklaşık 10 milyar dolarlık bir yatırım hedefimiz var. Dolayısıyla daha güçlü bir iletişim şebekesinin sahibi olan bir Türkiye, aynı zamanda komşularıyla elektrikli iletim bağlantı kapasitesi daha artmış bir ülke. Bugün Gürcistan’da bizim 700 megawatı bulan bir enterkonneksiyonumuz var ama mevcut kapasiteleri mutlaka artırmamız lazım. Avrupa yönünde mutlaka Bulgaristan’la ve Yunanistan’la olan mevcut enterkonneksiyon kapasitemizi daha da arttırmamız lazım. Dolayısıyla bir taraftan enterkonneksiyon kapasitesi artmış, iletim şebeke yatırımları, genişleme yatırımları artmış bir Türkiye’den bahsediyoruz” diye konuştu.

    “Yatırımların hayata geçmesi için en önemli konulardan bir tanesi finansman”

    Bayraktar, bugüne kadar tahsis edilen 80 bin watt’lık kapasitelerin hayata geçirilebilmesi için izin süreçlerinin önemine vurgu yaparak, “Yatırımcılarımızın elinde olan mevcut kapasiteler, bu yeni tahsis edeceğimiz kapasitelerle alakalı mutlaka gerekli izin süreçlerinin, birçok farklı kurumdan alınan izin süreçlerinin bir şekilde sadeleştirilmesi, basitleştirilmesi ve bunların çok daha hızlı bir şekilde ama herhangi bir çevreyle ilgili değerlendirme eksik yapılmaksızın en kısa sürede yatırım yapılabilir hale gelmesi. Elbette ki bu yatırımların hayata geçmesi için en önemli konulardan bir tanesi finansman. Onun için bu toplantı çok çok daha önemli. Bu finansmanın da sağlıklı bir şekilde sürdürülebilir finansal yapıda sağlanmasını hedefliyoruz. Elbette ki sürdürülebilir enerjinin geleceği için yenilenebilir projelerimizin yanı sıra önemli unsurlardan bir tanesi bunların ekipman tedariki. Yani bizim mutlaka güneş panelleri, rüzgar santralleri için türbinlerin sağlıklı bir şekilde herhangi bir tedarik zincirinde kırılmaya sebebiyet vermeden veya önümüzdeki süreçte bu anlamda yaşanacak sıkıntıları aşacak şekilde de doğru bir değer zinciri içerisinde konumlandırılması ve çözülmesi gerekiyor” şeklinde konuştu.

    “Enerji verimliliğinde Türkiye’nin yaklaşık 20 milyar dolarlık bir yatırım ihtiyacı var”

    Binalarda, tarımda, ulaştırmada ve birçok farklı sektörde enerji verimliliğinde ciddi bir potansiyel olduğunu belirten Bayraktar, “Türkiye olarak biz bu konuda bakanlık olarak özellikle bu işin koordinasyonundan sorumlu kurum olarak 2024-2030 yıllarını kapsayan bir Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Programı tanımladık. Burada adeta her sektörde hangi alanlarda ne kadarlık bir iyileştirme yapacağımızı ifade ettik. Buna göre Türkiye’nin bu süre içerisinde yaklaşık 20 milyar dolarlık bir yatırım ihtiyacı var. Bir yatırım hedefi var. Bunun sonucunda da primer enerjide yüzde 16’lık bir tasarruf ve dolayısıyla enerji yoğunluğunu iyileştirme ve aynı zamanda yaklaşık 100 milyon tonluk bir karbon emisyonundan da kaçınma gibi bir sonuç ve hedefle karşı karşıyayız. Dolayısıyla enerji verimliliği konusu bizim büyük bir dikkatle üzerine eğileceğimiz, yine burada uluslararası finansal kuruluşlarla birlikte işbirliği yapacağımız önemli alanlardan bir tanesi” değerlendirmesinde bulundu.
    Yeşil hidrojenin de enerji dönüşümünde önemli yeri olduğunu ifade eden Bayraktar, hidrojen üretim kapasitesinin geliştirilmesinde üretimden depolamaya, dağıtıma kadar geniş bir yelpazede çok yakın iş birliğine ihtiyaç duyulduğunu ve bu konuda Dünya Bankasının katkılarıyla yeni projeler geliştirilebileceğini kaydetti.

    “Kömürde karbonsuzlaşma veya karbon yoğunluğunu düşürmeyle alakalı bir program üzerinde çalışıyoruz”

    Bayraktar, Türkiye’nin karbon nötr bir ekonomiye gitmesi için kömürle alakalı da bir planlamanın olması gerektiğine işaret ederek, “Kömürde de özellikle karbonsuzlaşma veya karbon yoğunluğunu düşürmeyle alakalı bir program üzerinde çalışıyoruz. Kömür santrallerinin geleceğiyle ilgili bir dönüşüm programı üzerinde çalışıyoruz. Bu yıl bitmeden bir dönüşümle alakalı, kömür santrallerimizin düşük karbona geçişiyle alakalı bir planlamayı inşallah kamuoyuyla paylaşırız. Bu konudaki teknik çalışmalarımız devam ediyor” diye konuştu.

  • Sanayi üretimi azaldı

    Sanayi üretimi azaldı

    Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Mayıs ayı Sanayi Üretim Endeksi’ni açıkladı. Buna göre, sanayi üretimi yıllık yüzde 0,1 azaldı. Sanayinin alt sektörleri incelendiğinde, 2024 yılı Mayıs ayında madencilik ve taş ocakçılığı sektörü endeksi bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 2,2 arttı, imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 0,4 azaldı ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi yüzde 0,9 arttı.

    Sanayi üretimi aylık yüzde 1,7 arttı

    Sanayinin alt sektörleri incelendiğinde, 2024 yılı Mayıs ayında madencilik ve taş ocakçılığı sektörü endeksi bir önceki aya göre yüzde 3,9 azaldı, imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 2,1 arttı ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi yüzde 1 arttı.

  • Limanlarda elleçlenen yük miktarı arttı

    Limanlarda elleçlenen yük miktarı arttı

    Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, 2024 yılının ilk yarısında limanlarda elleçlenen yük miktarının bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 3,2 artarak 269 milyon 182 bin 694 ton, elleçlenen konteyner miktarının ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 11,2 artarak 6 milyon 781 bin 483 TEU’ya ulaştığını açıkladı.Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Denizcilik Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan ocak-haziran dönemine ilişkin denizcilik istatistiklerini değerlendirdi. Türkiye’nin deniz ticaretinden daha fazla pay alması için çalışmalarını hız kesmeden sürdürdüklerini ifade eden Uraloğlu, 2024 yılı Haziran ayında limanlarda elleçlenen yük miktarının 43 milyon 703 bin 341 ton olarak gerçekleştiğini kaydetti. Bakan Uraloğlu, “Ocak-haziran döneminde limanlarımızda elleçlenen yük miktarı ise toplam 269 milyon 182 bin 694 tona ulaştı. Haziran ayında limanlarımızdan yurt dışı limanlarına giden yük miktarı bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 2,9 azalarak 11 milyon 266 bin 49 ton olarak gerçekleşti” şeklinde konuştu.

    Uraloğlu, yurt dışı limanlarından Türkiye’ye gelen yük miktarının ise bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 5,4 azalarak 20 milyon 920 bin 316 ton olarak gerçekleştiğini kaydederek, haziran ayında yurt dışı yük taşımalarının bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 4,5 azalarak 32 milyon 186 bin 365 ton olarak gerçekleştiğini belirtti.

    En fazla yük 7 milyon 208 bin 517 ton ile Aliağa’da elleçlendi

    Haziran ayında bölge liman başkanlıkları bazında en fazla yük elleçlemesinin 7 milyon 208 bin 517 ton yük ile Aliağa Bölge Liman Başkanlığı idari sınırlarında faaliyet gösteren liman tesislerinde gerçekleştiğini bildiren Uraloğlu, “Aliağa Bölge Liman Başkanlığını 7 milyon 4 bin 32 ton ile Kocaeli Bölge Liman Başkanlığı ve 5 milyon 539 bin 625 ile İskenderun Bölge Liman Başkanlığı takip etti” dedi.

    Uraloğlu, haziran ayında limanlarda deniz yoluyla yapılan transit yük taşımalarının 5 milyon 933 bin 804 ton, kabotajda taşınan yük miktarının ise 5 milyon 583 bin 172 ton olarak gerçekleştiğini ifade etti.

    “Limanlarda 758 bin 659 ton soya fasulyesi elleçlendi”

    Uraloğlu, haziran ayında taşınan yük cinsleri bazında bir önceki aya göre en fazla artış gösteren yük cinsinin soya fasulyesi elleçlemesi olduğunu kaydederek, “Limanlarda 758 bin 659 ton soya fasulyesi yük elleçlemesi gerçekleştirildi. Bunu ham petrol ile briketlenmemiş taşkömürü yükleri izledi. Haziran ayında portland çimento 739 bin 238 ton ile limanlarımızdan yurt dışına gitmek üzere gemilerle en fazla taşınan yük cinsi oldu” dedi.

    Portland çimentoyu motorin ve klinker yük cinslerinin takip ettiğini kaydeden Uraloğlu, ham petrol yük cinsinin yurt dışından gelen gemilerde en fazla taşınan yükler arasında ilk sırada yer aldığını, listede ham petrolün ardından briketlenmemiş taşkömürü ve motorin yük cinslerinin yer aldığını söyledi.

    En fazla yük İtalya’ya taşındı

    Uraloğlu, haziran ayında limanlardan deniz yolu ile yurt dışına gitmek üzere yapılan yüklemelerde en fazla yük taşımasının İtalya’ya gerçekleştirildiğini, bunu ABD ve İspanya’ya yapılan taşımaların takip ettiğini aktardı. Deniz yolu ile limanlara en fazla yükün Rusya’dan geldiğini belirten Uraloğlu, “Haziran ayında limanlarımızda elleçlenen 32 milyon 186 bin 365 ton yurt dışı yükün yüzde 7,7’si Türk bayraklı gemilerle taşındı. Türk bayraklı gemilerle taşınan yurt dışı yük miktarı 2 milyon 493 bin 685 ton ile bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 14,1 azaldı. Yabancı bayraklı gemiler ile taşınan yurt dışı yük miktarı ise 29 milyon 692 bin 680 ton ile bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 3,6 azaldı” dedi.
    Uraloğlu, haziran ayında limanlarda elleçlenen konteyner miktarının ise geçen yılın aynı ayına göre yüzde 3,2 artışla 1 milyon 137 bin 388 TEU’ya ulaştığına işaret ederek, yılın ilk yarısında limanlarda elleçlenen konteyner miktarının da geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 11,2 artışla 6 milyon 781 bin 483 TEU’ya çıktığını belirtti.