Etiket: güncelhaber

  • Muğla-Aydın Arası Deniz Seyahati Başlıyor

    Muğla-Aydın Arası Deniz Seyahati Başlıyor

    Deniz ulaşımını daha verimli hale getirmek ve denizlerden daha fazla faydalanmak amacıyla Muğla Büyükşehir Belediyesi Bodrum-Turgutreis-Didim ve Fethiye-Marmaris güzergahlarında deniz otobüs seferlerini başlatıyor. Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras’ın seçim vaatlerinden biri olan proje ile özellikle yaz aylarında karayollarında yaşanan trafik yoğunluğuna çözüm olarak deniz yolu toplu taşıma hatları oluşturuldu. Bodrum-Turgutreis-Didim seferleri 1 Temmuz Kabotaj Bayramı’nda ve Fethiye-Marmaris seferleri de 2 Temmuz’da başlıyor.

    İlk Sefer Kabotaj Bayramı’nda

    Muğla Büyükşehir Belediyesi ve Aydın Büyükşehir Belediyesi işbirliği ile başlayacak olan Didim-Turgutreis-Bodrum seferi 1 Temmuz 2024 Kabotaj Bayramı’nda Didim’den başlayacak. 1 Temmuz Pazartesi günü saat 10.30’da Didim D-Marin Yolcu İskelesi’nde Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’nun katılımı ile açılış töreni düzenlenecek.

    Didim-Turgutreis Deniz yolu ile 1 Saatte Gidilecek

    Muğla Büyükşehir Belediyesi, Aydın Büyükşehir Belediyesi işbirliği ile hayata geçirilen proje ile Aydın Didim-Muğla Bodrum Turgutreis arası karayolu ile 140 km olan mesafe yaz aylarındaki trafik yoğunluğu ile yaklaşık 3 saatte gidilebilirken 21 deniz mili uzunluğundaki denizyolu hattının deniz otobüsleri ile 1 saatte gidilecek. 450 kişilik deniz otobüsleri ile iki turizm merkezi arasındaki mesafe kısalırken yaşanacak trafik yoğunluğunun da azalması hedefleniyor. Bu sayede, hem yerli hem de yabancı turistler için daha hızlı, güvenli ve konforlu bir ulaşım sağlanmış olacak. Ayrıca Turgutreis-Bodrum arası 14 km’lik mesafeyi yaz aylarında 1 saatte gidebilen vatandaşlar deniz otobüsü ile bu mesafeyi 35 dakikada gidebilecek.

    Marmaris-Fethiye Denizden 2 Saatte Gidilecek

    Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin 2 Temmuz’da başlatacağı Marmaris-Fethiye arası deniz otobüs seferleri ile kara yolu ile yaklaşık 140 km, denizden ise 48.5 deniz mili olan mesafe deniz otobüsleri ile 2 saatte gidilecek. 450 kişilik deniz otobüsleri ile seyahat edecek yerli ve yabancı yolcular deniz ulaşımı ile Ege’nin muhteşem kıyılarını seyrederek yolculuk yapma fırsatı bulacak.

    Feribot seferlerinin başlamasıyla birlikte Muğla’nın deniz ulaşımında yeni bir döneme girmesi hedefleniyor. Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin bu önemli girişimi, bölgenin turizm potansiyelini artırmak ve sürdürülebilir ulaşım çözümleri sunmak adına atılmış büyük bir adım olarak görülüyor.

  • 2023’te 1,2 milyon otomobil üretildi

    2023’te 1,2 milyon otomobil üretildi

    2023 yılı Yıllık Sanayi Ürün (PRODCOM) İstatistikleri’ne göre Türkiye’de geçen sene 1 milyon 203 bin 933 adet otomobil üretildi. Türkiye’de 2023 yılında 1 milyon 203 bin 933 adet otomobil, 9 milyon 986 bin 534 adet ev tipi buzdolabı ve dondurucu, 280 milyon 588 bin 963 ton hazır beton, 1 milyon 559 bin 366 adet kombi (hermetik), 17 milyon 373 bin 413 adet güneş pili ve 877 bin 479 adet motosiklet üretildi.

    Üretimden yapılan satışlar 13 trilyon 325 milyar 110 milyon TL oldu

    Girişimlerin ürettikleri ürünlerden yaptıkları satış 2023 yılında 13 trilyon 325 milyar 110 milyon TL oldu. Bu değer 2022 yılında 8 trilyon 937 milyar 773 milyon TL iken 2021 yılında 4 trilyon 214 milyar 521 milyon TL olarak gerçekleşti.

    Üretimden yapılan satışların yüzde 13,7’sini gıda sanayi ürünleri oluşturdu

    Girişimlerin 2023 yılında ürettikleri ürünlerden yapılan satış değerinin yüzde 13,7’sini gıda sanayi ürünleri oluşturdu. Bunu yüzde 10,7 ile ana metal sanayi ürünleri, yüzde 9,5 ile motorlu kara taşıtı, treyler (römork) ve yarı treyler (yarı römork) imalatı ve yüzde 6,3 ile tekstil sanayi ürünleri takip etti.

    Üretimden yapılan satış değerinin yüzde 3,4’ünü yüksek teknoloji ürünleri oluşturdu

    İmalat sanayinde 2023 yılında üretilen ürünler teknoloji düzeylerine göre sınıflandırıldığında, yüksek teknoloji sınıfındaki ürünlerin toplam satış değerinin yüzde 3,4’ünü oluşturduğu görüldü. Düşük ve orta-düşük teknoloji gruplarının toplamı yüzde 68,5 olurken orta-yüksek teknoloji grubunun payı yüzde 28,1 oldu.

    Ana sanayi gruplarında, ara malları yüzde 45,2 ile ilk sırada yer aldı

    İmalat sanayinde 2023 yılında üretilen ürünler ana sanayi gruplarına göre sınıflandırıldığında; toplam satış değerinin yüzde 45,2’sini ara malların, yüzde 22,1’ini dayanıksız tüketim mallarının oluşturduğu görüldü. Enerjinin payı ise yüzde 6,8 oldu.

    Motorlu kara taşıtı, treyler (römork) ve yarı treyler (yarı römork) imalatında en büyük paya sahip beş il, toplam satış değerinin yüzde 80,4’ünü oluşturdu. Üretimden yapılan satışların yüzde 30,2’si Bursa’da, yüzde 28,4’ü Kocaeli’nde, yüzde 12,3’ü Sakarya’da, yüzde 5,6’sı Aksaray’da ve yüzde 3,9’u İzmir’de gerçekleşti.

    Fason üretiminde en yüksek pay yüzde 36,4 ile giyim eşyaları imalatında gerçekleşti

    İmalat sanayinde 2023 yılında fason üretilen ürünlerin toplam satış değerinin yüzde 36,4’ünü giyim eşyaları imalatı, yüzde 18’ini tekstil ürünleri imalatı ve yüzde 8,2’sini fabrikasyon metal ürünleri imalatı oluşturdu.

  • Milli maçı izlerken parmağı koptu

    Milli maçı izlerken parmağı koptu

    Olay akşam saatlerinde kent merkezinde bulunan sahil bandında meydana geldi. İddiaya göre 56 yaşındaki İ.Y. milli maçı izlemek merdivenlere piknik sandalyesini koydu. Sandalyenin kayması sonucunda yaşlı adamın parmağı arasına sıkıştı. Sandalyeden parmağını çıkarmaya çalışan İ.Y.’nin parmağı koptu. Kanlar içinde kalan İ.Y. kopan parmağını alıp acılar içinde yardım istedi.
    İ.Y.’nin yardım çığlıklarını duyan polis ekipleri yaralı adamı ve ailesini polis aracına bindirerek Atatürk Devlet Hastanesine götürdü.
    Atatürk Devlet Hastanesinde ilk müdahalesi yapılan İ.Y., ambulansla Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi ve Araştırma Hastanesine sevk edildi.

  • “Hesap soran yargı sistemimiz var”

    “Hesap soran yargı sistemimiz var”

    Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi (AYBÜ) Hukuk Fakültesinin 2023-2024 yılı eğitim ve öğretim döneminin mezuniyet törenine katıldı. AYBÜ’nün Keçiören kampüsünde gerçekleştirilen törende konuşan Bakan Tunç, “Ülkemiz son 22 yıl her alanda önemli reformlara ve ilerlemelere sahne oldu. Kim ne derse desin, her alanda insanı güçlendirmek için çalıştık. Eğitime ve sağlığa önem verdik. Sosyal politikalardan kültüre, adalete, güvenliğe varıncaya kadar her büyük ilerlemeler sağladık” ifadesini kullandı.

    “22 yılda adliye binası 78’den 367’ye yükseldi”

    Son 22 yılda adalet sisteminde fiziki koşulların iyileştirildiğini belirten Bakan Tunç, “2002 yılında sadece 78 müstakil adliye binamız vardı ve onlar da fiziki olarak yetersiz binalardı. Bugün müstakil 367 müstakil adalet binamız var” ifadesini kullandı.

    “Hakim ve savcı sayısı 9 binlerden 24 bin 285’e ulaştı”

    Bakan Tunç, “9 bin 349 olan hakim ve savcı sayımız bugün 24 bin 285’e ulaştı. Personel sayımızı da 52 binden 186 bine yükseltmiş bulunuyoruz. Tabii ki fiziki imkanlar, hakim, savcı, avukat, insan unsuru ve personelimiz. Kanunlarımızın vatandaşlarımızın ihtiyaçlarına cevap verebilmesi adına da önemli ilerlemeler sağladık. Temel kanunlarımızın tamamını yeniledik. Anayasamızda gerçekleştirdiğimiz reformlarla hukuk devleti ilkesini güçlendirdik. Hak arama yollarını arttırdık. Temel hak ve özgürlükleri alabildiğince genişlettik. Hak arama yolları, bireysel başvuru hakkından bilgi edinme hakkına varıncaya kadar kişisel verilerin korunmasından, özel hayatın korunmasına, kamu denetçiliğine varıncaya kadar önemli reformları anayasal değişiklikleri milletimizin desteğiyle başardık” ifadelerini kullandı.

    “Askeri yargı ve devlet güvenlik mahkemeleri vardı, kaldırdık”

    Yapısal reformlar ile temel hak ve özgürlükleri demokratik ülkelere yakışır şekilde yükselttiklerini ifade eden Bakan Tunç, “Hukuk devleti ilkesini tahkim ettik. Yargı birliğini sağladık. Askeri yargı vardı, kaldırdık. Devlet güvenlik mahkemeleri vardı, kaldırdık. Milli Güvenlik Kurulunun yapısı, demokratik devleti ilkesiyle bağdaşmıyordu. Yine Anayasa Mahkememizin, Hakimler Savcılar Kurulumuzun yapısı. Tüm bunları demokratik hukuk devleti ilkesine uygun hale getirerek yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığını güçlendirdik” dedi.

    “Darbecilerin yargılanmasının yolunu açtık”

    Bakan Tunç, konuşmasını şöyle sürdürdü:
    “Ülkemizin de demokratik standartlarını yukarıya taşıdık. Anayasamızda sıkıyönetim diye bir madde vardı anayasamızda, kaldırdık. Anayasamızda darbeciler yargılanamaz diye bir madde vardı milletimizin desteğiyle bunları kaldırdık. Darbecilerin yargılanmasının yolunu açtık.”

    “Bağımsız yargı darbecilerden hesap sordu”

    Tarafsız ve bağımsız yargının son 22 yılda yapılan reformlar ile Türkiye’ye kazandırıldığını ifade eden Bakan Tunç, “Tarafsız ve bağımsız yargı bugün 28 Şubat darbecileri ve 12 Eylül darbecilerinden de hesap sordu. 15 Temmuz o karanlık gecesini yaşatan, FETÖ teröristleriyle ilgili olarak hemen evlerinden, o adliyelere koşarak yargılamaları, soruşturmaları başlatan o darbeci teröristler hakkında yakalama ve gözaltı kararlarını veren bağımsız ve tarafsız yargımızdır” diye konuştu.

    “Millet düşmanlarından hesap soran bir yargı sistemimiz var”

    Türk yargısını eleştirenleri işaret eden Tunç, şu ifadelere yer verdi:
    “Geçmişte maalesef bugün yargıyı eleştirenler, bugün yargının bağımsız olmadığı yönünde birkaç karardan yola çıkarak tüm yargı teşkilatını töhmet altında bırakmaya çalışanlara baktığımız zaman o geçmişte özellikle o günün ve bugün duayen gazeteci olarak köşelerinde ahkam kesen ve bazı televizyon kanallarında bir takım eleştirilerde bulunan o kişilerin geçmişte nasıl darbecilerin yanında olduğunu, o darbecileri destekleyen yargı mensuplarının bugünkü yargıdan daha bağımsız ve tarafsız olduğu yönündeki açıklamalarını duyduğumuzda evet onlar şunu diyoruz. ‘Bugün yargımız her zamankinden daha tarafsız ve bağımsızdır’. Geçmişte 27 Mayıslarda, 12 eylüllerde, 28 Şubat’larda darbecilerin, vesayetçilerin yanında duran, onlara destek veren darbecileri değil de darbe mağdurlarını yargılayan yargı yerine bugün milli iradenin yanında duran, darbecileri yargılayan, millet düşmanlarından hesap soran bir yargı sistemimiz var. İşte birilerinin de hazmedemediği maalesef budur.”
    Bakan Tunç, konuşmasının ardından hukuk fakültesi mezunlarına diplomalarını takdim etti.

  • Hacılar hediyelik eşyaları Türkiye’den alıyor

    Hacılar hediyelik eşyaları Türkiye’den alıyor

    Türkiye’den kutsal topraklara giderek hac farizalarını yerine getiren hacıların yurda dönüşleri devam ediyor. Yakınlarına kutsal topraklardan hediyelik eşya getirmek isteyen hacıların uğrak noktası da memleketlerinde bulunan hediyelik eşya satan iş yerleri oluyor. Suudi Arabistan’da hediyelik eşya fiyatlarının yüksek olması, vatandaşları Türkiye’de hediyelik eşya satan iş yerlerine yöneltirken hacılar daha çok seccade, renkli tespihler, akik kaplı asalar, inci, gümüş takılar ve kokulara ilgi gösteriyor.

     

    Hacdan dönen akrabası için hediyelik eşya alan Halil Kaya, “Akrabalarım hacdan geldi, Arabistan’dan alışveriş yapmadılar çünkü orada fiyatların iki katı olduğunu söylüyorlar. Biz de memleketimizde alışveriş yapıyoruz, fiyatlar da daha uygun oluyor hem de çeşit daha fazla” dedi.

    Toptan hac malzemesi satan esnaf Murat Çevik ise yurda dönen hacıların Mekke ve Medine’den alışveriş yapmayıp vakitlerini daha çok ibadet ile geçirdiklerini söyleyerek, “Hacılarımızın bir kısmı yurda döndü, dönüşler de şu an devam ediyor. Hacılarımız genelde alışverişlerinde bizleri tercih ediyorlar. Sebebi de hediyelik eşyaları Arabistan’da iki katına almak zorunda olmaları. Bu nedenle hacılarımız Yozgat’ımızda bizi tercih edip alışverişlerini buradan yapıyorlar. Bizim buralar daha ekonomik, istedikleri gibi alışverişlerini yapıyorlar. İş yerimizde her türlü hac malzemesi bulunuyor, seccade, teşbih, kına, yüzük her şey elimizde mevcut, hacılarımıza yardımcı oluyoruz. Onlar alışveriş yerine daha çok ibadetleriyle uğraşıyorlar, kimse orada alışverişle uğraşmak istemiyor. Bu şekilde daha güzel ibadetlerini yerine getiriyorlar. Hacı adayları hediyelik eşyaları Türkiye’den tercih ediyorlar, bizlerden de alışveriş yapmaları kendileri için de çok makul oluyor” şeklinde konuştu.

  • Şeker çeşmesinde şifa arıyorlar

    Şeker çeşmesinde şifa arıyorlar

    Tokat’ın Niksar ilçesine 27 kilometre uzaklıkta bulunan Kapıağzı köyü yakınlarında Orman İşletme Müdürlüğü ekipleri tarafından keşfedilen kaynak suyu, lezzetiyle dikkat çekiyor. Bölgede yapılan çalışmalar sırasında buz gibi sudan içen ekip üyelerinden şeker hastası olanlar, kan şekeri seviyelerinde belirgin bir düşüş olduğunu gözlemledi. Çeşmenin tamamlanmasıyla birlikte suyun şifalı olduğuna inanan vatandaşlar, zorlu arazi şartlarına rağmen bölgeye akın etmeye başladı. Bölgeye gelenler, bidonlarla su doldurarak evlerine götürüyor. Su sadece yerel halkın değil, çevre illerden gelen vatandaşların da ilgisini çekiyor. Özellikle şeker hastalığı ve diğer rahatsızlıkları olanlar, suyun kendilerine iyi geleceğine inanıyor. Kaynak suyunun sağlık üzerindeki etkileri bilimsel olarak henüz tam anlamıyla kanıtlanmamış olsa da vatandaşların ilgisi ve suyun şifalı olduğuna dair inançları, bölgeyi popüler bir uğrak yeri haline getirdi.

    Şeker çeşmesi hakkında bilgi veren Kapıağzı köyünün muhtarı Bayram Yıldırım, “Burası Niksar’a 27 kilometre uzaklıkta bulunuyor. Köyümüz 8 mahalleden oluşuyor. Bu su şeker hastalığına çok yarayışlıdır. Buraya su doldurmaya çok gelen oluyor. Bu sudan çok içen oluyor. Samsun, Amasya ve Sivas başta olmak üzere her taraftan geliyorlar. Bu su şifalıdır. Bu çeşmeyi Orman Müdürlüğü yapmıştı. Orman müdürümüzde şeker hastalığı vardı ve bu su ona çok iyi geliyordu. Yol yapıldı ama kumlaması yapılacak. Buraya zorla geldik. Bu yolun kumlaması olması lazım ki buraya rahat gelsinler. Buranın havası çok güzel. Söz verdiler, kamelyalar yapılacak. Orman işçileri burada çalışırken çadırlar vardı. Orman işçilerinden iki tane şeker hastası varmış. Şeker 500’den aşağı düşmüyormuş. Sudan içtikten sonra 100’e düşmüş. Doktor da nerede durdunuz ki değerler düşmüş diye sormuş. Ondan sonra devamlı bu sudan kullanmaya başladılar. Bunu duyup bu sudan alan şifasını gördü, içen şifasını gördü” dedi.

    Su almaya gelen vatandaşlar ise, bölgenin turizme kazandırılması gerektiğini vurguladı.

  • Avrupa’daki işini bırakıp arıcı oldu

    Avrupa’daki işini bırakıp arıcı oldu

    Daha önce Sibirya ve Galler’deki çeşitli işlerin yanı sıra turizm sektöründe de çalışan 28 yaşındaki Nilay Boyluoğlu, böcek korkusu olmasına rağmen, kendini ait hissettiği doğaya dönmeye karar verdi. Yurtdışındaki başarılı dolu turizm kariyerini geride bıraktıktan sonra, korkularını yenerek baba mesleği arıcılığı devam ettirmek isteyen Boyluoğlu, Odunpazarı Belediyesi tarafından hizmete açılan Arıköy’de eğitim aldı. Burada donanımını arttıran kadın girişimci kent merkezinden 38 kilometre uzaklıktaki Mihalgazi ilçesinin Karaoğlan Mahallesi yakınlarında bulunan sarp arazide 200 kovanın adeta başına geçti. Hayali olan sürdürülebilir hayatta babasıyla birlikte üretim yapan Nilay Boyluoğlu’nun yeni hedefi ise markalaşıp, kadın arıcılarla bir araya gelmek.

    “Babam da sağ olsun her zaman arkamda”

    Uluslararası turizmdeki görevini bırakıp Eskişehir’in dağlarında arılarıyla bal üreten Nilay Boyluoğlu, “Bu serüvenim tamamen işte, turizmden sonra yurt dışı projeler için koşturdum. Yurt dışında tamamen sürdürülebilir doğal odaklı bir projeye gittim. Ondan sonra Galler’de ofis işinde çalıştım sonrasında dedim ki ben bu ikisini neden bağlamayayım? Sürdürülebilir bir ortamda yaşamak istiyorum proje işleriyle de kendimi büyütmek istiyorum. En sonunda dedim; ‘babacığım ben yanında seninle bu yolda ilerlemek, sana destek olmak istiyorum’. Babam da sağ olsun her zaman arkamda, böyle başladı yolculuğumuz. Şu anda işte bir sosyal medyam var, orada keyifli videolar, bilgiler paylaşıyorum. Daha da ilerlemeyi düşünüyorum. Tabii ki desteklere de başvuracağım bu süreçte, bir yıllık bir arıcıyım daha yeniyim. Daha çok kadın arıcıyla birlikte olmak istiyorum ki Eskişehir’de çevresinde kadın arıcıyı kendime çekmek istiyorum. Burada böyle birlikte ilerleyebileceğimiz sadece kadınlarla ilerleyebileceğimiz” dedi.

    “Her kovanın bal verimi 16 ile 20 kilogram”

    Üretim bilgileri hakkında bilgi veren Nilay Boyluoğlu şöyle devam etti;
    “Türkiye ortalaması normalde bir kovana yıllık düşen bal verimi 16 ile 20 kilogram. Hani bu arılara bırakılan kuluçkalıktaki arılara bırakılır, 0lması gereken budur. Bize yine 15-16 kilo kalıyor ama değişebiliyor. hani. Bazı kovanlar alamaya da biliyorsun. Şu an toplamda bizim 200 kovanımız var. Ama hani ben yeni başlayan olduğum için kendi kovanlarım da ayrı 10 kovanla başladım, 20’ye çıkarttım bölme yaparak. Arı bakımları her dönem değişiyor, şu anda bir bal hasadı için çalışıyoruz. İşte arıları geliştiriyoruz, geliyoruz, suları boşaldıysa ki bu demek ki arılar yavruya yatıyor. Daha çok su içiyorlar. Sularını kontrol ediyoruz, önceden bellidir zaten yapacağımız işler. İşte bugün gelip şu kovana bakılacak. Bu kovanın anası yok belki işte, bu kovana bir de takviye vermemiz gerekiyor gibi olaylarımız var.”

  • Bolu’da ormanlık alanlara giriş yasaklandı

    Bolu’da ormanlık alanlara giriş yasaklandı

    Bolu Valiliği, belirlenen orman ve tabiat parklarında yer ateşi yakılmaması şartıyla kontrollü piknik yapılabileceğini açıkladı. Valilikten yapılan açıklamaya göre, ormanlara giriş yasağı 1 Temmuz itibarıyla başlayacak ve 30 Eylül tarihine kadar sürecek. Abant, Yedigöller ve Gölcük’te sadece piknik tüpü kullanılabilecek. Orman ve tabiat parklarında ise ocak/barbekü, semaver ve piknik tüpü kullanılabilecek. Orman ve tabiat parkları ile ormanlık yerlere yakın yerlerde orman yangınına sebep olabilecek havai fişek, dilek balonu vb. yanıcı maddeler de yasaklandı.

    Bolu Valiliğinden yapılan açıklamada, “Belirtilen yerler dışındaki ormanlık alanlarda piknik ateşi vb. her türlü ateşin yakılması; mangal, semaver, piknik tüpü, barbekü kullanarak ateşli veya ateşsiz piknik yapılması yasaktır” denildi.

  • İmamoğlu’ndan Kılıçdaroğlu ile yemek açıklaması

    İmamoğlu’ndan Kılıçdaroğlu ile yemek açıklaması

    Her yıl 16-22 Eylül tarihleri arasında sürdürülebilir ulaşıma yönelik tedbirlerin teşvik edilmesi amacıyla kutlanan Avrupa Hareketlilik Haftası’nın 2024 lansmanı, Türkiye Belediyeler Birliği’nde (TBB) gerçekleştirildi. Teması ‘Paylaşımlı Kamusal Alanlar’ olarak açıklanan etkinliğe, TBB ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun yanı sıra, Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut da katıldı. Etkinliğin açılış konuşmasını yapan İmamoğlu, gaz salınımını düşürecek farklı yakıt türleri, enerji takviyeleriyle farklı araçların kullanılmasının kentlerde artırılmasının bir zorunluluk olduğunu dile getirdi. İmamoğlu, Avrupa Hareketlilik Haftası kapsamında hafta boyu bisiklet eğitimleri, otomobilsiz kent etkinlikleri, spor festivalleri, yarışmalar, yürüyüşler, bisiklet sürüşleri başta olmak üzere pek çok etkinlik gerçekleştirileceğini kaydetti. Kentlerde vatandaşların hareketinin arttırılması ve daha sağlıklı bir toplum için çalışmalarına hız kesmeden devam edeceklerini dile getiren İmamoğlu, “İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Türkiye Belediyeler Birliği olarak sürdürülebilir kentsel hareketliliğe ve Avrupa Hareketliliği Haftası’na çok önem veriyoruz. İstanbul, Türkiye’nin ama aynı zamanda Avrupa’nın en büyük ve en kalabalık şehri. Başta İstanbul olmak üzere büyükşehirlerde ortaya koyacağımız bu kabiliyetler hem ülkemizin şehirleri hem Avrupa’nın, hatta bütün dünyanın şehirleri için ilham verici hamleler olmalıdır diye iddiamızı ortaya koymalıyız” ifadelerini kullandı.

    “Bu yemeğe olan ilgiyi hayretle izliyorum”

    Etkinliğin ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan İmamoğlu, Kemal Kılıçdaroğlu ile yapacağı görüşmeye ilişkin, “Bu yemeğe olan ilgiyi hayretle izliyorum. Biz önceki dönem genel başkanımızla buluşuruz, buluşacağız. Bunun böyle bir olaya dönüşmesi CHP camiasını rahatsız ediyor. Biz hem Genel Başkanımız Özgür Özel ile hem de önceki dönem genel başkanlarımız Kemal Kılıçdaroğlu ile görüşürüz, buluşuruz, çay kahve içeriz, yemek yeriz. Parti kültürümüzde ve insani diyaloğumuzda bu vardır. Bence gerçekten merak edilmesi gereken, bizim buluşacağımız yemek değil de vatandaşlarımızın, toplumumuzun yemeklerinde neleri yiyemedikleri konusu. Ekonomi ve başka hususlar daha önemli diye düşünüyorum” değerlendirmesinde bulundu.

  • Can Kıraç hayatını kaybetti

    Can Kıraç hayatını kaybetti

    İş adamı Can Kıraç hayatını kaybetti. 97 yaşında hayatını kaybeden Can Kıraç, sağlık problemleri nedeniyle bir süredir Amerikan Hastanesi’nde tedavi görüyordu.