Etiket: güncelhaber

  • Doğaseverlerin gözdesi ‘Uzandı Vadisi’

    Doğaseverlerin gözdesi ‘Uzandı Vadisi’

    Gebere Barajı’ndan başlayan ve Yeşilburç köyünde sona eren vadiye gelenler, vadinin sahip olduğu doğal güzelliklerle doğayla iç içe yürüyüş gerçekleştiriyor. Vadide yılın belli dönemlerinde yoğunlaşan şelalede fotoğraf çektiren doğaseverler, vadi boyunca devam eden akarsu kenarında yürüyüş yapıyor.

    Zondi Vadisi olarak da bilinen vadiye 40 kişilik grupla gelen Aksaray Dağ Arama Kurtarma ve Doğa Sporları Kulübü ile Niğde Doğa Aşkı Buluşturuyor Kulübü üyeleri birlikte doğa yürüyüşü gerçekleştirdi. ADASK Kulübü üyeleri ile yürüyüş gerçekleştirdiklerini söyleyen Niğde Doğa Aşkı Buluşturuyor Kulübü Başkanı Muazzez Toğrul, yaptıkları faaliyetlerle Niğde’nin doğal güzelliklerinin tanıtımına da katkı sağladıklarını da belirtti. Toğrul, “Çok şanslı bir yerde yaşıyoruz, ben Niğde’ye gelene kadar Niğde’de bu kadar bakir güzelliklerin olduğunun farkında değildim. Niğde’ye taşındıktan sonra daha çok sevdim. Bugün yürüdüğümüz rotada beklemediğim güzellikteydi. Tüm doğaseverleri bekleyen bir yer” dedi.

    Aksaray Dağ Arama Kurtarma ve Doğa Sporları Kulübü Başkanı Avni Gökçe yaptığı açıklamada, her bir köşesi cennet olan ülkemizin değerini bilmemiz gerektiğini söylediği açıklamasında çevreye karşı vatandaşları daha duyarlı olmaya davet etti. Tabiatın uyandığı dönemde muhteşem bir yürüyüş yaptık diyen Alper Lütfü Göncü ise, Niğde’nin doğa sporları anlamında çok büyük imkanlar sunduğunu belirtti.

    40 kişilik ekiple yürüyüşe gelen ADASK üyesi İbrahim Durmuş, vadiyi çok beğendiklerini söyledi. Durmuş, “Niğde doğa sporlarına çok uygun. Bu vadide ilk kez yürüdüm ve çok beğendim, herkese tavsiye ederim ama beni üzen şeylerden bir tanesi yerlerde çok fazla çöp gördük. Doğa bize büyük bir armağan. Sadece biz değil, bizden sonraki kuşakların da bu güzellikleri görmesi için doğayı korumalı ve sahip çıkmalıyız” şeklinde konuştu.

  • Lezzetini duyan sıraya giriyor

    Lezzetini duyan sıraya giriyor

    Adana’nın Feke ilçesinde babasından kalan mesleği ailesi ile birlikte sürdüren İsa Koştur keçi sütünden el yapımı dondurma üreterek taleplere yetişmeye çalışıyor.

    Bölge üreticilerden aldığı Keçi sütü ve salep ile yazın serinleten lezzeti dondurma üretimi yapan genç girişimci günlük taleplere yetişmeye çalışıyor. Adana, mersin Osmaniye gibi bir çok ilden keçi sütü dondurmasına talep gördüğünü aktaran İsa Koştur, “Kendi yöremizin kendine özgü sahlep ve keçi sütünden dondurma yapıyoruz. Bir iki hafta öncesinde stok yapıyoruz.

    Günlük taze taze satıyoruz. Tam donmadan bile alıyorlar. Çevre illerden geliyorlar yoğun bir talep var. Şu an günlük ortalama 80 kilogram ile üretimi sürdürüyoruz” dedi.

  • İpek böcekleri kozalarını örmeye başladı

    İpek böcekleri kozalarını örmeye başladı

    Türkiye’de üretilen ipekböceğinin kozalarının tamamı Sarıcakaya ilçesinde depolanıp muhafaza ediliyor. 64 ilde faaliyet gösteren Koza Tarım Satış Kooperatifleri Birliği’nin (Kozabirlik) satış merkezlerinden Eskişehir’deki Bursa Kozabirliği’ne bağlı Sarıcakaya ve Koza Tarım Satış Kooperatifi’nde görevli Kozabirlik Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Işık, ipekböceklerinin yetiştirilmesi ve işlenmesi hakkında bilgi verdi. 40 günlük bir üretim süreci olduğuna değinen Işık, üreticinin kısa sürede para kazanabileceğini söyledi. Üreticilerin devlet tarafından desteklendiğini hatırlatan Kozabirlik Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Işık, herkese bu üretim modelini tavsiye etti.

    “Bize her şey ücretsiz, yeter ki üretsinler”

    Sarıcakaya ve Koza Tarım Satış Kooperatifi’nde görevli Kozabirlik Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Işık şöyle konuştu;
    “Bursa Kozabirliği’ne bağlı bir kooperatifteyiz. Sarıcakaya ve Koza Tarım Satış Kooperatifi’ndeyiz. Burası Kozabirliği’nin toplama alanı, ana depomuz. Türkiye’de bütün üretilen kozalar buraya gelip depolanır. Ekonomik bir ürün olması için bunu buharda kurutuyoruz ve böyle hale geliyor. Kışın da bunun ipliğini çekiyoruz. Şimdi Ege’nin ve Akdeniz’de Mayıs ayının sonunda kozalar çıkıyor. Kısa 40 günlük bir üretim var, bu süre içerisinde paraya dönüşüyor. Bir de üreticinin ilk geliri oluyor. Ben tavsiye ederim, hiçbir masrafı yok. Sadece emeğini ve aklını kullanmak gerekiyor. Bu iş 2006 yılında hayvancılık desteği kapsamına girdi. Sayın Cumhurbaşkanımıza teşekkür ederiz. İpek böceği üreticisine destek veriyorlar, pozitif ayrımcılık yapıyor. Ben de üreticilerimize bundan faydalanmasını öneriyorum. Koza Birliği her daim yanlarında, bize her şey ücretsiz, yeter ki üretsinler.”

  • Tescilli Kale Biberinin hasadı başladı

    Tescilli Kale Biberinin hasadı başladı

    Denizli’nin Kale ilçesinde yetiştirilen ve büyük rağbet gören tescilli Kale Biberinin hasadı başladı. Türk Standartları Enstitüsü tarafından tescil edilerek coğrafi işaret verilen Kale biberi, kurutularak kışlık yiyecekler arasındaki yerini alıyor. Bölgedeki toprakların verimliliğinden kaynaklı olarak kendine has aromasıyla farklı bir tadı olan Kale biberi, tek tek toplanıyor. Hasadın ardından yöre halkı tarafından tarlalardan toplanıp ipe dizilerek evlerin balkonlarına asılıyor. Kale biberinden sos, salça, pul biber, toz biber, tarhanalık biber olmak üzere çeşit çeşit kışlık ürün elde ediliyor.

    Denizli’nin Kale ilçesinde üretimi yapılan ve yaklaşık olarak 900 dekar alanda üretimi yapılan Kale biberinde hasat hız kesmeden devam ediyor. Bu alandan yaklaşık 3 bin ton yaş biber üretimi gerçekleştiriliyor. Kale Muhtarı üretime değinerek, “Kale ilçemizde kale biberlerini yetiştiriyoruz. 900 hektar yetişmektedir. Geçen sene yıllık yaklaşık 3 ton üretim yapıyoruz. Tohumlar geçmiş Atalardan kalmış tohumlar” şeklinde konuştu.

    Çiftçilerin her zaman yanlarında olduğunu ve Kale Biberi’nin üretiminden hasada kadar olan her süreçte Ziraat Mühendislerle diyalog halinde olduğunu belirten Kale İlçe Tarım ve Orman Müdürü Fatih Muhammed Eren, “Çiftçilerimizin hasat aşamasında her daim yanındayız. Ziraat Mühendisi arkadaşlarımız tarafından her zaman bilgilendirme yapılıyor. Ürünlerimiz organiktir. Herhangi bir kimyasal kullanılmamaktadır. İlaçlamalar bizim periyodik takibimiz neticesinde gördüğümüz hastalıklara karşı Ziraat mühendislerimizin tavsiyesi doğrultusunda ruhsatlı ilaçlarla üreticiler tarafından uygulanmaktadır. Her aşamada üreticilerin yanındayız” dedi.

  • İzmir barajlarında tehlike yaklaşıyor

    İzmir barajlarında tehlike yaklaşıyor

    Türkiye genelinde sıcaklığın artması ve yağış ortalamasının düşmesi barajları da etkiledi. Türkiye’nin 3. büyük şehri İzmir’in barajlarında da tehlike çanları çalmaya başladı. Kentin içme suyu ihtiyacını karşılayan Tahtalı Barajı’nda su seviyesi yüzde 28 seviyelerine geriledi. Aynı barajda 2023 yılında doluluk oranı yüzde 39.87 olarak kayıtlara geçerken, bölgede suların çekildiği görüntüler ise görenleri üzdü. Yerleşim yerlerinin iyice ortaya çıktığı barajdaki görüntüler, su tasarrufunu da her zamanki gibi yeniden gündeme getirdi.
    Deniz Bilimci Prof. Dr. Doğan Yaşar, geçen sene yağışların daha fazla olduğunu söyledi. 2020’den sonra ciddi bir kuraklık dönemine girildiğini ifade ederek, “Geçtiğimiz sene 2023 yılında, Türkiye genelinde yüzde 12 gibi fazla yağdı. Çok güzel bir yağış aldık; ama Güneybatı Ege yağış almadı maalesef. İşte bu nedenden dolayı su açısından hem tarım hem kullanma suyu açısından biraz zorluk çekiyoruz” dedi.

    “Son yılların en düşük seviyesi”

    Tahtalı Barajı’nın son verilerine değinerek dikkatli olunması çağrısını yapan Prof. Dr. Doğan Yaşar, “Kullanma suyu olarak İzmir’de bizim ana barajımız Tahtalı Barajı’dır. 2020’den sonra beklediğimiz gibi ciddi bir kuraklık döneme girdik zaten. 2020 yılında yüzde 12 eksik yağdı, 2021’de yüzde 9 eksik yağdı, 2022’de tekrar yüzde 12 eksik yağdı; yani barajlar çok düştü. Şu anda yüzde 28 gibi çok ciddi düşük, son yılların en düşük seviyesindeyiz” diye konuştu.

    “İzmir, çok dikkatli olmak zorunda su kullanımında”

    Doğan Yaşar, “Yüzde 28, 80 milyon metreküp şu anda Tahtalı’da kullanabilir su var; yani o da iyi bir rakam aslında. Nüfusun artması nedeniyle fakirlik sınırına doğru yanaşıyoruz; ama İzmir 600 metreküple fakirin de fakiri. Bu nedenle İzmir, çok dikkatli olmak zorunda su kullanımında; ama biz bunu maalesef pek bu hassasiyeti belediyede görmüyoruz. Yüzde 70’lerde dolu olan bir Tahtalı Barajı’ndan, 2021’lerde dahi biz hala ısrarla yer altından su çektik. Hep yer altından, hep kuyulardan çektik ki İzmir’in suyunun yüzde 55’i zaten hep yer altından geliyor. Gerek yoktu. Biz bunları yüzde 70 doluyken Tahtalı’dan çekebilirdik; çünkü yüzde 70 doluluk demek bütün suyu Tahtalı’dan çekseniz belki 1,5 yıl boyunca size yetecek su var. Çok devasa bir oran bu” ifadelerine yer verdi.

    “Tamamen Tahtalı’dan kullanılırsa 4 ay, diğer kaynaklarla 8 aya kadar su var”

    İzmir için yüzde 28 oranı değerlendiren Prof. Dr. Doğan Yaşar, tamamen Tahtalı’dan kullanılırsa 4 ay, diğer kaynaklarla birlikte 8 aya kadar su kullanılabileceğini aktardı.
    Doğan Yaşar, “Yüzde 28, 80 milyon metreküp. Şu anda İzmir, yaklaşık 700 bin metreküp kullanıyor günde, o civarlarda. Bazen 600, bazen 750-700 bin olarak hesaplasak şöyle tamamen Tahtalı’dan kullanmak şartıyla en azından 4 ay gider; ama zaten diğer kaynaklarda var. 7-8 ay rahat suyumuz var. Burada suyu bugün için konuşmayalım; çünkü nüfusumuz çok daha artacak. Biz Tahtalı Barajı’nın dibini gördük 2007-2008 yılında. Yüzde 2’ye düştü. O günden bugüne İzmir nüfusu 750 bin daha arttı; yani çok ciddi rakam bunlar. Önümüzdeki 15 yıl sonra doğal olarak tekrar bir kurak dönem gelecektir. O zaman çok daha fakirleşeceğiz” şeklinde konuştu.

    “İzmir’i gerçekten tehlike bekliyor”

    Alınması gereken önlemlere de değinen Prof. Dr. Doğan Yaşar, şöyle devam etti:
    “İzmir Büyükşehir Belediyesinin planlar yapması lazım; A, B ve C planları. Hiçbir şekilde hazırlığımız yok. Bir anda ne yağış kalacak 6-7 yıl içinde, hiçbir şey kalmayacak. Bu nedenle belediyenin bütün bunları hesaplaması lazım; yani biz şu anda doğal süreçte kurak dönemdeyiz. Benim hep önerim şudur; ihtiyacımız yok; ama mutlaka bir deniz suyu arıtma projesini yapmamız lazım ve rafta durması lazım. Su da tasarruf olmaz, verimli kullanırsınız. Su demek; devlet demektir. Suyun bittiği gün devlet biter. Dünyadaki bütün medeniyetlerin bitiş nedeni; yani sonların geliş nedeni kuraklıktık, soğumadır, susuzluktur ve tabi gıdasızlıktır. Bu nedenle bizim su da çok çok dikkat etmemiz lazım. Şuanda İzmir’i gerçekten tehlike bekliyor. Geçtiğimiz sene Süper El Nino başladı. İşte bu sıcaklığın nedeni o. Bunun arkasından La Nina gelir. El Nino dediğimiz, yaramaz oğlan çocuğudur İspanyolca’da. La Nina ortamı soğutur. Soğuduğu zaman da kuraklık başlar. İşte o zaman yağmurlar kesilince işimiz çok çok zor.”
    Diğer barajların ise doluluk oranları şöyle; Balçova Barajı yüzde 68,3, Gördes Barajı yüzde 11,3, Ürkmez Barajı 41,15, Güzelhisar Barajı 81,61, Alaçatı Kutlu Aktaş Barajı 34,31.

  • Tatilciler erken dönüşe geçti

    Tatilciler erken dönüşe geçti

    43 ilin geçiş güzergahında yer alan ve “kilit kavşak” olarak adlandırılan Kırıkkale’de akşam saatlerinden itibaren trafik yoğunluğu başladı. Kırıkkale-Ankara karayolunda belirgin bir trafik yoğunluğu gözlemlenirken, Kırıkkale-Kayseri karayolunda da araç trafiğinin akıcı olduğu görüldü. İl Emniyet Müdürlüğü ve İl Jandarma Komutanlığına bağlı ekipler, kavşaklarda trafik akışını rahatlatmak ve sürücülerin güvenliğini sağlamak için yoğun çaba harcıyor.

    Trafik ekipleri, belirli uygulama noktalarında asayiş denetimlerini de sürdürüyor. Sürücülerden trafik kurallarına uymaları ve dikkatli olmaları istenirken, bayram dönüş yolculuklarının sorunsuz bir şekilde tamamlanabilmesi için çalışmalar aralıksız devam ediyor.

  • Sıcaklıklar daha da artacak

    Sıcaklıklar daha da artacak

    Meteoroloji Genel Müdürlüğünden alınan tahminlere göre hava sıcaklıklarında önemli bir değişiklik beklenmiyor. Mevsim normallerinin 5 ila 10 derece üzerinde seyretmeye devam edeceği tahmin ediliyor. Rüzgarın ise genellikle kuzeyli, zamanla güneydoğu kesimlerde batı ve güneybatı yönlerden hafif, ara sıra orta kuvvette, Marmara’nın güneybatısı ile Kuzey Ege kıyılarında yer yer kuvvetli (40-60 kilometre/saat) olarak eseceği tahmin ediliyor.

    Bazı illerde beklenen hava durumuyla günün en yüksek sıcaklıkları ise şöyle:

    Ankara: Az bulutlu 35

    İstanbul: Parçalı bulutlu 31

    Bursa: Parçalı bulutlu 33

    İzmir: Az bulutlu 37

    Adana: Az bulutlu, iç kesimleri parçalı bulutlu, bu akşam saatlerinde Toroslar kesimi yerel olmak üzere sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı 37

    Antalya: Az bulutlu, zamanla iç kesimleri parçalı bulutlu 31

    Samsun: Parçalı bulutlu 30

    Trabzon: Parçalı, yer yer çok bulutlu, zamanla yerel olmak üzere aralıklı sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı 26

    Erzurum: Parçalı bulutlu, yarın çok bulutlu ve yerel olmak üzere aralıklı sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı 29

    Diyarbakır: Az bulutlu ve açık, zamanla parçalı bulutlu 43

  • Dışişleri’nden o iddialara yalanlama

    Dışişleri’nden o iddialara yalanlama

    Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Öncü Keçeli, Ukrayna Barış Zirvesi’nde Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Fener Rum Patriği Bartholomeos‘la resmi bir ikili görüşme yaptığı yönünde çıkan haberler sonrası açıklama yaptı. Sözcü Keçeli iddiaları yalanlayarak, “Fener Rum Patrikhanesi’nin, 15-16 Haziran 2024 tarihlerinde İsviçre’de düzenlenen Ukrayna Barış Zirvesi’ne devlet statüsünde katıldığı ve Sayın Bakanımızın Zirve marjında Fener Rum Patriği Bartholomeos‘la resmi bir ikili görüşme yaptığı yönündeki haberler gerçeği yansıtmamaktadır” ifadelerine yer verdi.

    Sözcü Keçeli, Ortak Bildiri’ye bilahare Fener Rum Patrikhanesi’nin isminin de imzacı olarak eklenmesi üzerine İsviçre ve Ukrayna’dan izahat istendiğini belirterek, “Zirve sonunda kabul edilen ve kamuoyuyla paylaşılan Ortak Bildiri’ye bilahare Fener Rum Patrikhanesi’nin isminin de imzacı olarak eklendiğine dair iddialarla ilgili olarak Zirve’nin organizatörleri İsviçre ve Ukrayna’dan izahat istenmiştir. Öte yandan, Fener Rum Patrikhanesi’nin konumuna ilişkin devlet politikamızda herhangi bir değişiklik olmadığı da izahtan varestedir” ifadelerini kullandı.

  • Yanlış gözlük seçimi hastalığı hızlandırabilir

    Yanlış gözlük seçimi hastalığı hızlandırabilir

    Yaz aylarının gelmesiyle birlikte özellikle küresel ısınmanın mevcut durumda olduğunu aktaran göz sağlığı ve hastalıkları uzmanı yardımcı doçent doktor Oğuzhan Genç, ”Biz hastaların tümüne güneş gözlüğü tavsiye ediyoruz. Güneş gözlüğü seçerken dikkat edilmesi gereken bazı kurallar vardır. Gözlük camının kalitesi çok önemlidir. Kötü kalite camlar göze zarar verebilir. Çünkü bu gözlüklerde ki amaçlar ultraviyole ışınlar dediğimiz UVA ve UVB ışınların gözün kornea ve kurucu elemanlarından geçtikten sonra göz retinasına çok az miktarda ulaşmasını sağlamak ve burada oluşabilecek kalıcı hasarı engellemektir. Kötü camlar da ışığı süzmezse gözbebeğini büyüteceği için fayda değil de çok fazla zarar verebilir. İleri dönemde sarı nokta hastalığını hızlandırabilir. Retina hücrelerinde tahribat oluşturabilir. Bunların hepsi dikkat edilmesi gereken konulardır. O yüzden gözlük seçerken kalitesi sorulma ve doktora görünüp onun danışmanlığında gözlük alması önemli bir konudur. Güneş gözlüklerinin camları biraz daha koyu bir renge sahip bunun sebebi de güneş ışınlarının göze geçmesini engellemektir. Eğer kalitesiz sadece dış görünüş için alınırsa karanlık ortamda gözbebeği büyür ve göze daha fazla zararlı ışınlar geçer. Kalitesiz gözlük fayda vermez aksine zarar verir. Güneş gözlüğü estetik bir olaydır. Görünüş sağlar ama en önemli faktör camın kalitesidir. Camın kalitesi seçilirken göz doktoruna danışılmalı ve bir optikçi tavsiyesi ile alınması çok önemlidir. Gösterişe kaçalım derken gözlere zarar vermeyelim” dedi.

  • Çilek ekiminde yüzler gülüyor

    Çilek ekiminde yüzler gülüyor

    Muş’ta son yıllarda çiftçilerin tercihi olan çilek ekiminde yüzler gülüyor.

    Yılın ilk hasadının yapıldığı çilek tarlalarında çiftçiler, özellikle sabahın serin saatlerinden öğle saatlerine kadar çilek hasadı yapıyor. Merkeze bağlı Kepenek köyünde 15 dönümlük arazisinde daha önce yonca ekimi yapan Murat Özkan isimli çiftçi, geçen yıl çilek ekimine başladı. Manisa’dan getirttiği 100 bin adet çilek fidesini arazisine eken Özkan, yılın ilk hasadını yapmaya başladı. Hasadı yapılan tarlada aylık ortalama 40 ton çilek elde ettiğini ifade den Özkan, 15 dönüm arazisi olduğunu ve daha önce burada yonca ektiğini söyledi. Farklı bir arayışa girdiğini ifade eden Özkan, “Ben çilek ekmeye karar verdikten sonra Manisa’ya giderek 100 bin adet çilek fidesi getirdim. 2 yıldır çilek üretiyorum ve her yıl 8 ay boyunca mahsul elde ediyoruz. Ayda 5 ton dolayında mahsul elde ediyoruz ve bir yılda 30-40 tona ulaşmış oluyoruz” dedi.

    Ürettikleri çilekleri toptan sattıklarını belirten Özkan, “Bazen vatandaşlar gelip bizden toptan fiyatına alıyor ve yol kenarında satıyor. Tarlamızda günlük 25 kişi çalışıyor. Sabahtan öğlene kadar çalışıyorlar ve onların topladığı çilekleri müşterilerimize teslim ediyoruz” ifadelerini kullandı.

    Çiftçilere boş arazilerini değerlendirmeleri noktasında tavsiyelerde de bulunan Özkan, özellikle çilek, fasulye ve barbunya ekiminin karlı olacağını söyledi.