Etiket: güncelhaberler

  • Tatilciler dönüşe geçti

    Tatilciler dönüşe geçti

    43 ilin geçiş güzergahında yer alan ve “kilit kavşak” olarak adlandırılan Kırıkkale’de akşam saatlerinden itibaren trafik yoğunluğu başladı. Kırıkkale-Ankara karayolunda belirgin bir trafik yoğunluğu gözlemlenirken, Kırıkkale-Kayseri karayolunda da araç trafiğinin akıcı olduğu görüldü. İl Emniyet Müdürlüğü ve İl Jandarma Komutanlığına bağlı ekipler, kavşaklarda trafik akışını rahatlatmak ve sürücülerin güvenliğini sağlamak için yoğun çaba harcıyor. Trafik ekipleri, belirli uygulama noktalarında asayiş denetimlerini de sürdürüyor. Sürücülerden trafik kurallarına uymaları ve dikkatli olmaları istenirken, bayram dönüş yolculuklarının sorunsuz bir şekilde tamamlanabilmesi için çalışmalar aralıksız devam ediyor.

  • Asansöre girmeye çalışan yılan yakalandı

    Asansöre girmeye çalışan yılan yakalandı

    Edinilen bilgilere göre, Adıyaman merkez Altınşehir Mahallesi’nde bulunan bir binanın asansörünü kullanmak isteyen bina sakinleri asansöre girmeye çalışan yılanı fark etti. Korku ve paniğe kapılan bina sakinleri durumu itfaiye ekiplerine bildirdi. Kısa sürede olay yerine gelen itfaiye ekiplerinin çalışmaları neticesinde asansöre girmeye çalışan yılan yakalandı. İtfaiye ekipleri yakaladıkları yılanı kafese koyarak yerleşim alanına uzak bir noktaya bıraktı.

  • Urla’da orman yangını

    Urla’da orman yangını

    Yangın, saat 16.25 sıralarında ilçeye bağlı Balıklı Ova Mahallesi’ndeki makilik alanda çıktı. Henüz bilinmeyen bir sebeple başlayan yangına İzmir Orman Bölge Müdürlüğü ekipleri 5 uçak, 9 helikopter, 25 arazöz ve 4 su ikmal aracı ve 5 dozerle müdahale ediyor.

    Ekipler yangını kontrol altına alma çalışmalarını sürdürüyor.

  • Oğuz Murat Aci’nin ailesi konuştu

    Oğuz Murat Aci’nin ailesi konuştu

    Eylem Tok ile 17 yaşındaki oğlu T.C., iddiaya göre 1 Mart 2024’te Kemerburgaz’da kullandığı lüks otomobille bozulan ATV’lerini yol kenarına çeken kişilere çarpıp Oğuz Murat Aci’nin (29) ölümüne neden olurken annesi Eylem Tok tarafından Mısır’a oradan da ABD’ye kaçırılmıştı. Olayın üzerinden yaklaşık 3,5 ay geçerken kırmızı bülten de çıkartılan anne ve oğul ABD’de yakalandı. Dün ABD’de hakim karşısına çıkan anne ve oğlu hakkında ayrı ayrı tutukluluk hallerinin devamına karar verilerek duruşmaları 20 Hazirana ertelenmişti. Duruşma sonrası vefat eden Oğuz Murat Aci’nin annesi Pervin Aci ve babası Özer Aci ilk kez konuştu.

    “Eylem Tok çok uyanık”

    Murat Aci’nin acılı annesi Pervin Aci, Eylem Tok’un oğlu T.C.’yi ABD’de okula verdiğini söyleyerek “Çocuğunu okula veriyor, oraya yerleşmeye kalkıyor. Nasıl olsa ben burada 21- 22 yaşına kadar idare ederim. O çocuk Boston’da niye okula yazılsın? Çocuk nasıl olsa ABD vatandaşı, Eylem Tok çok uyanık. O çocuk derse girdiği zaman aklı nerede olur? Benim oğlumda olur” dedi.

    “Amerika’da da Türkler benim için orada bulundular, saatlerce yol gittiler”

    Bayramda oğlunun elini öpemediğini belirten anne Pervin Aci, “Bayramda sevinemedim, hep üzüldüm, hep ağlamakla geçti ama benim elimi tüm Türkiye, bayramımı tüm dünya kutladı, bundan çok memnun oldum. Herkese çok teşekkür ederim. Önce Adalet Bakanımıza, Cumhurbaşkanımıza, Kürşat Bey’e ve adı geçen tüm Bakanlara sonsuz teşekkür ederim. Dün çok iyi anladım ki, Amerika’da da Türkler benim için orada bulundular, saatlerce yol gittiler, hepsine teşekkür ediyorum. Eylem Tok, sağına soluna bakmış avukatından başka kimsesi yok. O şimdiden üzülsün, tüm Türkiye benimle” şeklinde konuştu.

    “Vahşice telefonları gasp ettiğini, ambulansı aramadığını, yaralılara yardım etmediğini, bu nedenden dolayı oğlumun öldüğünü herkes ve kamuoyu biliyor”

    Acılı baba Özer Aci, Eylem Tok’un avukatıyla anlaşmazlık yaşadığını ancak ABD’nin sistemine göre avukat değiştirme hakkının olmadığını belirterek “Avukatını değiştirebilir, fark etmez. Sonuçta suçlu suçludur. Onun vahşice telefonları gasp ettiğini, ambulansı aramadığını, yaralılara yardım etmediğini, bu nedenden dolayı oğlumun öldüğünü herkes ve kamuoyu biliyor. Sonunda biz bunu da Amerikan adaletine de bir şekilde anlatacağız. Onlar da anlayacaktır, nerede hata yaptığı, neden yargılandığı ortaya çıkacaktır. Daha sonra büyük ihtimalle iade edileceklerdir diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

    “Kırmızı bültenin sonuç vermesi devletimin, milletimin aynı zamanda benim çabalarımın sonucudur”

    Baba Özer Aci, ABD’de çocuk hapishanelerini şartlarının iyi olmadığını, daha iyi yere geçirilmesini istediğini fakat hakim tarafından reddedildiğini bildiklerini söyleyerek “Ben tek değildim, yalnız değildim davada yoktum ama beni temsilen birileri vardı. Bu durumdan günler sonra yüreğimize serpilmiş oldu. Tutukluluk hali devam etmesi bizim hoşumuza gitti. Bunlar bir başlangıç, neler çekeceklerini görecekler. Ben tek değilim, sabrettim. Sabretmenin yanı sıra çalıştım, çabaladım. ‘Davamla ilgili ne yapabilirim?’ şeklinde araştırma yaptım. Sonuçlarına ve amacıma ulaşmak için her yolu denedim. Tabi ki devletim yanımda. 3 buçuk ay sonra kırmızı bültenin sonuç vermesi bile devletimin, milletimin aynı zamanda benim çabalarımın sonucudur. Kamuoyunun baskısıdır yoksa geçmişe bakıldığı takdirde bu kadar kısa sürede kırmızı bültenin sonuç vermesi mümkün görünmüyor gibi bir olaydı. Devletimiz gerçekten bizim yanımızda oldu, Adalet Bakanımız her zaman yanımızda oldu. Dün tekrar görüştük, sağ olsun akşamüzeri müsait olduğu bir anda davayı takip ettiklerini, yakinen ilgilendiklerini ve merak etmemem gerektiğini söylediler, bayramımı kutladılar. Ne şartta olursa olsun cevap veriyordu. En azından acımızı paylaştığını hissediyorduk. Hissettirmeye de devam edeceğini biliyordum” şeklinde konuştu.

    “Takipçisi olacağız, ben pes etmeyeceğim”

    Kendisinin hiçbir zaman ‘kamuoyuna mal ettim nasıl olsa’ deyip, yan gelip yatmadığını belirten baba Aci, “Çalıştım, boş zaman geldi ağladım, çaba gösterdim. Ne yapabileceğimi tek tek eşimle müşavere ettik. “Kimi arayabiliriz, ne söyleyebiliriz, telefonu açar mı, açmaz mı, cevap verir mi, vermez mi”? Ama isteyince oluyor. Biz amacımıza bir nebze de olsa ulaştık. Bu saatten sonra bir kısım orda yargılanırlar, bir kısım buraya gelir yargılanırlar, bu bir başlangıç, birinci aşama. Takipçisi olacağız, ben pes etmeyeceğim, vazgeçmeyeceğim” ifadelerini kullandı.

    “Ben ölsem bile bu dava birileri tarafından takip edilecek”

    Eylem Tok’un pes etmeleri için çok çaba gösterdiğini belirten baba Aci, “Bu üç buçuk ay bize çok uzun gelse de bu çok kısa bir zaman. Ben ölsem bile bu dava birileri tarafından takip edilecek. Artık sonsuz inandım. Çünkü dünkü davada yüzlerce insan benim davamı takip etmek için geldiler. O turuncu kırmızı elbiseler içinde sağa sola bakmış, ‘acaba benim tanıdığım biri var mı yok mu diye’ ama kin ve nefretle yüzüne bakmaya çalışan, göz göze gelmeye çalışan binlerce insanla karşılaşınca bence şok oldu, bu birinci şokudur. Ben çok şok yaşatacağım” dedi.

    “Çocuğu ana kuzusuydu yanından ayrılmıyordu ama bugün dördüncü gün, yalnız kaldılar”

    Kazaya sebep olan Eylem Tok’un oğlu T.C. için ana kuzusuydu yanından ayrılmıyordu diyen baba Özer Aci, “Çocuğu ana kuzusuydu yanından ayrılmıyordu ama bugün dördüncü gün, yalnız kaldılar. Bakalım kaç gün daha yalnız kalacaklar o zaman söyleyeceğim. Evladına ne kadar kötülük yaptığını kendi bir zaman sonra öğrenecek ama çok geç olmuş olacak” şeklinde açıklamalarda bulundu.

  • Uşak’ta ormanlık alanda yangın

    Uşak’ta ormanlık alanda yangın

    Uşak merkeze bağlı Akbudak köyü yakınlarında çıkan yangına karadan müdahale devam ediyor.

    Yangın bölgesinde Uşak Vali Vekili Önder Can, İl Jandarma Komutanı Kıdemli Albay Fahri Semiz, İl Emniyet Müdürü Mehmet Ali Kolcu ve Denizli Orman Bölge Müdürü Ahmet Üçgül incelemelerde bulundu. Burada gazetecilere açıklamalarda bulunan Vali Vekili Can, dün akşam saatlerinde alınan yangın ihbarının ardından hızla bölgeye ekiplerin sevk edildiğini dile getirdi.
    Vali Vekili Can, rüzgarın da etkisiyle yangının sık sık yön değiştirdiğini ifade ederek “Uşak merkeze bağlı Köprübaşı, Kıran ve Akbulak köyü ekili araziler ve hasat yapılan bölge civarında yangın ihbarı alınmış, aşırı sıcaklık ve sık sık yön değiştiren rüzgar nedeniyle bu yangın ormanlık alanlara da sıçramıştır. Çevre mahalle ve köyleri tehdit edecek şekilde büyüdü.” dedi.

    Vali Vekili Can sözleri, şöyle devam etti; “Daha sonrasında tedbir amaçlı olarak AFAD ve jandarma ekiplerimiz tarafından Köprübaşı köyüne bağlı Hacışerifler Mahallesi’nde 6 hane, Velibeyler Mahallesi’nde 10 hane, Karaköse köyü Çamurak Mahallesi’nde 10 hane tedbir amaçlı boşaltıldı. Fakat bu evlerde herhangi bir zarar şu an itibarıyla bulunmamaktadır. Gündüz saatlerinde hava şartları uygun olduğunda bir helikopterle havadan müdahale edilmiş, havanın kararmasıyla beraber şu an itibariyle 495 personel, 107 araç ve iş makinesiyle yangına müdahale edilmektedir. Rüzgarın da şu an hızının azalmasıyla birlikte inşallah sabah saatlerine kadar kontrol altına almayı umuyoruz.” dedi.

  • Uşak’ta ormanlık alanda yangın

    Uşak’ta ormanlık alanda yangın

    Uşak merkeze bağlı Akbulak köyü yakınlarında dün saat 18.30 sıralarında çıkan tarım arazileri ile ormanlık alanda çıkan ve rüzgarın da etkisiyle hızla büyüyen yangına karadan ve havadan müdahale devam ediyor.

    Yangına havadan 4 helikopterin yanı sıra çok sayıda personel ve 154 kara aracıyla müdahale devam ediyor.
    Havanın aydınlanmasıyla beraber, havadan helikopterler müdahalesi başladı.

  • Anadolu Türklüğü’ne ait ilk şehitlik

    Anadolu Türklüğü’ne ait ilk şehitlik

    Konya’nın merkez Selçuklu ilçesinde bulunan ve Konya’nın en büyük mezarlığı olma özelliğini taşıyan Musalla Mezarlığı içerisinde Cennet Çukuru adı verilen bir yer bulunuyor. Cennet Çukuru, 1071 Malazgirt zaferinden sonra Anadolu’ya giren Selçuklu askerlerinden öncü birlik olarak Konya’ya gelen ve o dönem şehirde bulunan Bizans askerleri tarafından esir alınarak şehit edildiği alan olarak rivayet ediliyor. Konya, sonraki yıllarda Selçuklular tarafından fethedildiğinde bu alan şehitlik olarak nitelendiriliyor ve büyük boyutlarda Sille taşlarından şehitler için mezar taşları dikiliyor. Günümüze kadar ulaşan bu mezar taşlarındaki yazılar mezarlığa gelen vatandaşların da ilgisini çekiyor. Konya’da yaşayan çoğu vatandaşın bilmediği bu yerde 1989’da belediyenin aldığı kararla yeni cenazelerin defni yasaklandı ve alan çitlerle çevrildi.

    İç Anadolu Türklüğü’ne ait ilk toplu mezar şehitliği

    Cennet Çukuru’nun girişinde bulunan Konya Büyükşehir Belediyesi tarafından yerleştirilen bilgilendirme levhasında, “Kabristanın en eski yeri olarak bilinen 410 nolu ada, Cennet Çukuru olarak adlandırılan yerdir. Buranın kenarında eski bir kör kuyu vardır. Uzun yıllar Konyalıların bu kuyudan aldıkları su ile zemzem aşıladıkları rivayet edilir. İç Anadolu Türklüğü’ne ait ilk toplu mezar şehitliğinin burası olduğu söylenilir. Sultan Alparslan’ın Anadolu fethi öncesinde buralara gönderdiği öncü birliklerin Bizanslılar tarafından şehit edilerek atıldığı yerdir” ifadeleri yer alıyor.

    “Anadolu’nun ilk şehitliği olarak tabir edilen bir mekandayız”

    Konya Feritpaşa Mahallesi’nde 16 yıldır muhtarlık yapan emekli Almanca öğretmeni Yaşar Barışık, “Anadolu’nun ilk şehitliği olarak tabir edilen bir mekandayız. Buranın ismi Cennet Çukuru. Neden Cennet Çukur denilmiş? 1071 yılında Sultan Alparslan, Muş-Malazgirt’ten Anadolu’ya girdiğinde o yıllar Konya’da bulunan Bizanslılara 187 Selçuklu Alperen askerini gönderir. Ancak daha önce Konya’ya öncü kuvvetler gelmiştir. Gelen 187 Selçuklu Alperen askerlerini burada bulunan dönemin Bizans askerleri hiçbir sorgu yapmadan ellerini ve ayaklarını domuz bağı şeklinde bağlayarak o dönem de buraların bataklık olduğu için diri diri bataklığa gömerler. Geri kalan askerleri ise büyük bir çukur açarak yakarak şehit ederler” dedi.

    “Koruma altına alarak defin yasağı aldı”

    Muhtar Yaşar Barışık, Musalla Mezarlığının Konya’nın en eski mezarlıklarından biri olduğunu ifade ederek, “Bugün Musalla Mezarlığı dediğimiz alan 1071 yıllarında bataklıktı. 1989 yılına kadar bu alana defin oluyordu. Belediyemiz koruma altına alarak defin yasağı kararı aldı. Şu anda da zaten Musalla Mezarlığında defin yasağı var” şeklinde konuştu.

    “Şehitlerimizin ruhlarını sanki yaşarsınız”

    Cennet Çukuru hakkında detaylı bilgiler veren muhtar Barışık, “Buraya gelip ziyaret ettiğiniz zaman tüyleriniz diken diken olur. Şehitlerimizin ruhlarını sanki yaşarsınız. Cennet Çukuru dediğimiz zaman burada bulunan bir kuyu vardır. Bu su kuyusunun özelliği ne diye sorarsanız, su kuyumuz, 1987 yılına kadar Türkiye’den hacca veya umreye giden insanlarımız 4-5 litreden fazla zemzem getiremezlerdi. Bu kuyudan su alırlar, getirdikleri 4-5 litre zemzemi bu sular ile karıştırıp gelen misafirlerine ikram ederlerdi” diye konuştu.

  • Burası Çeşme değil, Sivrice

    Burası Çeşme değil, Sivrice

    Türkiye’de derinliği ile ilk sırada yer alan, 22 kilometre uzunluğa ve 6 kilometre genişliğe sahip Hazar Gölünün kıyıları Kurban Bayramı tatili ve sıcak havaların etkisiyle tatilcilerin akınına uğradı. Özellikle Diyarbakır, Malatya, Bingöl, Tunceli, Adıyaman, Şanlıurfa, Mardin ve Batman başta olmak üzere çevre illerdeki vatandaşlar, denize uzak olmaları nedeniyle tatil için Hazar Gölünü tercih etti. İki ada ve saklı kenti bulunan Hazar Gölü çevresi, apart otel, kamp çadır alanları ile tatilcilerin gözde mekanı oldu. Akdeniz ve Ege sahillerini aratmayan Hazar Gölü’nde tatilcilere şezlong, şemsiye, deniz bisikleti, tekne turu gibi imkanlar da sağlanıyor.

    ”İzmir’den gelmemize rağmen hiç aratmadı”

    Plajdaki yoğunluğa dikkat çeken tatilcilerden Buğrahan Sancak, ”İzmir’den geliyorum, burada öğrenciyim. İkinci yılımı dolduruyorum. Geçen sene deprem dolayısıyla buraların bu mevsimini göremedik. Bu sene nasip oldu, buralara geldik. İzmir’den gelmemize rağmen hiç aratmadı. Kalabalık, beklediğimden daha fazla ilgi var” dedi.
    Sivrice’ye ilk kez geldiğini dile getiren tatilcilerden Süleyman Özgün, ”Havalar çok ısındı. Buranın da böyle kalabalık olması güzel. Buraya ilk gelişim ama bu kadar kalabalık beklemiyordum” diye konuştu.

  • İnci kefalinin muhteşem yolculuğu

    İnci kefalinin muhteşem yolculuğu

    Van Gölü’nün tuzlu ve sodalı suyunda yaşayabilen ve nesli koruma altında olan inci kefalinin üreme dönemi nedeniyle 15 Nisan- 15 Temmuz günlerinde uygulanan av yasağı sürüyor. Van Gölü’nde yaşayan ve mayıs ayından itibaren suyun akışının tersine yüzerek tatlı sulara yumurta bırakmak için göç eden inci kefalinin muhteşem yolculuğu devam ediyor. Van Gölü havzasında balık göçünün en güzel izlendiği yerlerden biri olan Erciş ilçesindeki Deli Çay’da bulunan balık bendine gelen ziyaretçiler, suyun akışının tersine yüzen ve önlerine çıkan engelleri zıplayarak aşmaya çalışan balıkların eşsiz yolculuğuna şahit oluyor.

    “Bu sene çok güçlü bir şekilde balık göçü başladı”

    Balıkların tersine göçünü fotoğraflamak için bölgeye gelen doğa fotoğrafçısı Ferzende Coşar, uzun süredir Van Gölü havzasında fotoğraf çekiyorum. Bu sene çok güçlü bir şekilde balık göçü başladı. Şuanda balığın üreme dönemidir. Balık buraya gelip yumurtasını bıraktıktan sonra belli bir süre kaldıktan sonra tekrar geri dönüyor. Bu sene yağışların bol olması hasebiyle balıkların çok daha sağlıklı yumurtalama ve üreme dönemi geçeceğini tahmin ediyorum. Temenni ederiz ki yağışlar devam eder. Haliyle balık sağlıklı bir şekilde yumurtasını bırakır ve geri dönmeye başlar” dedi.

  • Çocuk gelişimine zararlı içeriklere müdahale

    Çocuk gelişimine zararlı içeriklere müdahale

    Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, son yıllarda dijitalleşme ile çocukların büyük bir risk altında olduğunu belirterek, çocukların dijital ortamda karşılaştıkları veya karşılaşabilecekleri içerikleri yakından takip ettiklerini belirtti. Bakanlık bünyesinde oluşturulan Sosyal Medya Çalışma Grubu ile çocukları dijital ortamlar üzerinden karşılaşabilecekleri risklerden koruduklarını vurgulayan Bakan Göktaş, çocuklara yönelik koruyucu ve önleyici hizmetleri titiz bir şekilde yürüttüklerini söyledi.

    Çocuğun üstün yararı ilkesini benimseyerek, her bir çocuğun güvenli ortamlarda yaşamalarını sağlayacak çalışmaları kararlı bir şekilde sürdürdüklerini kaydeden Bakan Göktaş şunları dile getirdi:

    “Çocukların dijital ortamlar üzerinden karşılaşabilecekleri riskleri tespit etmek, koruyucu ve önleyici faaliyetler yürütmek amacıyla Sosyal Medya Çalışma Grubumuz aktif bir şekilde görevini sürdürüyor.”

    “Çocukların psikososyal gelişimlerini olumsuz etkileyebilecek 2 bin 158 içeriğe müdahale ettik”

    Çocukların siber zorbalık, uygunsuz içerik, kişisel verilerin korunması ve mahremiyetin ihlali gibi konularda savunmasız bir konumda bulunduğunun altını çizen Bakan Göktaş, “Bakanlık olarak çocukların dijital ortamlarda psikososyal gelişimlerini olumsuz etkileyebilecek içerikleri yakından izliyoruz. Bu kapsamda Sosyal Medya Grubumuz aracılığıyla 2 bin 158 içeriğe müdahale ettik. Buna ek olarak riske maruz kaldığı tespit edilen çocuklara yönelik gerekli psikososyal desteği sağlıyoruz. İhtiyaç doğrultusunda sosyal hizmet müdahalesini de gerçekleştiriyoruz ” ifadelerini kullandı.

    Bakan Göktaş, çocukların olumsuz içeriklere maruz kalmaması için müdahale sürecinde Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı ve Radyo ve Televizyon Üst Kurulu ile iş birliği yaptıklarını ifade etti.