Kurban Bayramı’na sayılı günler kala İstanbul’da 9 günlük tatili değerlendirmek isteyenler yola çıkmaya başladı. Trafiğin en yoğun olmasının beklendiği megakent İstanbul’da saat 16.30 itibarıyla yoğunluk yüzde 60 seviyelerine yaklaştı. Avrupa yakasından Anadolu yakasına geçişlerde 15 Temmuz Şehitler Köprüsü ve Fatih Sultan Mehmet Köprüsünde yoğunluk yaşanıyor. D-100 Karayolunda ise Ataşehir, Maltepe, Kartal istikametinde yoğunluk artıyor.
Etiket: güncelhaberler
-
Tatilciler yollara akın etti
Ulaşımda 43 ilin geçiş güzergahı “kilit kavşak” Kırıkkale’de, 9 günlük Kurban Bayramı tatili dolayısıyla trafik yoğunluğu yaşanıyor. Özellikle Ankara-Kırıkkale kara yolundaki trafik adeta durma noktasına gelirken, araçlar tampon tampona ilerlemek zorunda kaldı. Kırıkkale-Kayseri kara yolunda da trafiğin akıcı şekilde ilerlediği görüldü. Kavşaklarda ve araçların yoğun olduğu noktalarda trafik akışını düzenlemek için ek tedbirler alındı. Jandarma ve emniyet ekipleri, yoğunluk sebebiyle ulaşımın aksamaması için çalışmalarını sürdürüyor.
Kırıkkale Emniyet Müdürlüğü, sosyal medya hesaplarından yaptığı açıklamada, vatandaşları trafik kurallarına uymaları konusunda uyardı. Özellikle hız limitlerine dikkat edilmesi, emniyet kemerlerinin takılması gerektiği açıklamada, cep telefonu kullanımından da kaçınılması gerektiği vurgulandı.
-
Cevdet Yılmaz’dan enflasyon açıklaması
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, enflasyonu 2025’te yüzde 20’nin altında, 2026’da ise tek haneli oranlara ulaştırmayı hedeflediklerini bildirdi. Yılmaz, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Merkez Bankası anketinde enflasyon beklentilerinin düşmeye ve hedeflerine yaklaşmaya devam ettiğini belirtti.
“Yapısal reformlar ile sonuç alacağız”
Siyasi istikrar ve güven ortamında Orta Vadeli Programı uygulamayı sürdüreceklerine dikkati çeken Yılmaz, şunları kaydetti:
“2025 yılında yüzde 20’nin altında, 2026 yılında tek haneli oranlara ulaşmayı hedefliyoruz. Para politikasının yanı sıra maliye politikası ve verimliliği artıran yapısal reformlar ile sonuç alacağız. 2024’ün ikinci yarısında başlayacak olan dezenflasyon dönemi istikrar içinde büyüme ve sosyal refahı kalıcı olarak artırma amacımıza da hizmet edecek.”
-
Limanlarda elleçlenen yük miktarı arttı
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, 2024 yılının Ocak-Mayıs döneminde limanlarda elleçlenen yük miktarının bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 4,6 artarak 225 milyon 464 bin 363 ton, elleçlenen konteyner miktarının ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 13 artarak 5 milyon 644 bin 97 TEU’ya ulaştığını duyurdu. Bakan Uraloğlu, Denizcilik Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan Ocak – Mayıs dönemine ilişkin denizcilik istatistiklerini açıkladı. Türkiye’nin denizcilikte daha fazla söz sahibi olması için duraksamadan çalıştıklarını, bu çalışmaların yansımalarını deniz ticaretinde kendini gösterdiğini kaydetti.
Bakan Uraloğlu, 2024 yılı Mayıs ayında limanlarda elleçlenen yük miktarının 45 milyon 988 bin 445 ton olduğunu açıkladı. Uraloğlu, Ocak – Mayıs döneminde limanlarda elleçlenen yük miktarının ise toplam 225 milyon 464 bin 363 tona ulaştığını söyleyerek, “Mayıs ayında limanlarımızdan yurt dışı limanlarına giden yük miktarı yılın en yüksek rakamına ulaşarak bir önceki yılın aynı ayına göre %15,8 artışla 13 milyon 64 bin 494 ton, yurt dışı limanlarından limanlarımıza gelen yük miktarı ise bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 10,7 azalarak 21 milyon 653 bin 465 ton olarak gerçekleşti. Mayıs ayında yurt dışı yük taşımaları bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 2,2 azalarak 34 milyon 717 bin 959 ton olarak gerçekleşti” şeklinde konuştu.
“En fazla yük Aliağa’da elleçlendi”
Bakan Uraloğlu, Mayıs ayında limanlarda deniz yoluyla yapılan transit yük taşımalarının, 5 milyon 524 bin 847 ton olduğunu kaydetti. Mayıs ayında kabotajda taşınan yük miktarının ise 5 milyon 745 bin 639 ton olduğunu söyleyen Uraloğlu, “En fazla yük elleçlemesi 7 milyon 767 bin 170 ton yük ile Aliağa Bölge Liman Başkanlığı idari sınırlarında faaliyet gösteren liman tesislerinde gerçekleşti. Aliağa Bölge Liman Başkanlığını 7 milyon 505 bin 471 ton ile Kocaeli Bölge Liman Başkanlığı ve 5 milyon 590 bin 859 ile İskenderun Bölge Liman Başkanlığı takip ediyor” dedi.
“En fazla taşınan yük artışı hurda demirde”
Uraloğlu, Mayıs ayında taşınan yük cinsleri bazında bir önceki aya göre en fazla artışın hurda demir elleçlemesi olduğunu kaydederek, limanlardan 1 milyon 835 bin 933 ton hurda demir yük elleçlemesi gerçekleştirildiğini bildirdi. Bunu ham petrol ile feldispat yüklerinin izlediğini belirten Uraloğlu, “Mayıs ayında portland çimento 1 milyon 73 bin 823 ton ile limanlarımızdan yurt dışına gitmek üzere gemilerle en fazla taşınan yük cinsi oldu. Portland çimentoyu, fuel oil ve motorin takip etti. Ham petrol ise yurt dışından limanlarımıza gelen gemilerde en fazla taşınan yükler arasında ilk sırada yer aldı. Bunu sırasıyla, hurda demir ve briketlenmemiş taşkömürü takip etti.” ifadelerini kullandı.
“En fazla yükün gittiği ülke İtalya oldu”
Uraloğlu, Mayıs ayında limanlarımızdan deniz yolu ile yurt dışına gitmek üzere yapılan yüklemelerde en fazla yük taşıması İtalya’ya yapılan taşımalarda gerçekleştirildiğini ve bunu ABD ve İspanya’ya yapılan taşımaların takip ettiğini aktardı. Deniz yolu ile limanlarımıza en fazla yükün Rusya’dan geldiğini belirten Uraloğlu, “Mayıs ayında limanlarımızda elleçlenen 34 milyon 717 bin 959 ton yurt dışı yükün yüzde 6,7’si Türk bayraklı gemilerle taşındı. Mayıs ayında Türk bayraklı gemilerle taşınan yurt dışı yük miktarı 2 milyon 309 bin 446 ton ile bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 10,5 azaldı. Yabancı bayraklı gemiler ile taşınan yurt dışı yük miktarı ise 32 milyon 408 bin 513 ton ile bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 1,6 azaldı” dedi.
Uraloğlu, Mayıs ayında limanlarda elleçlenen konteyner miktarının ise geçen yılın aynı ayına göre yüzde 3,4 artarak 1 milyon 161 bin 725 TEU’ya ulaştığının altını çizerek, Ocak-Mayıs döneminde limanlardan elleçlenen konteyner miktarının da 5 milyon 644 bin 97 TEU’ya ulaştığını söyledi. -
Hizmet üretim endeksi arttı
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Nisan ayı Hizmet Üretim Endeksi’ni açıkladı.
Buna göre hizmet üretim endeksi, 2024 yılı Nisan ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 2,3 arttı. Aynı ayda ulaştırma ve depolama hizmetleri yüzde 2,7 arttı, konaklama ve yiyecek hizmetleri yüzde 10,4 arttı, bilgi ve iletişim hizmetleri yüzde 1,0 arttı, gayrimenkul hizmetleri yüzde 1,3 azaldı, mesleki, bilimsel ve teknik hizmetler yüzde 6,8 azaldı, idari ve destek hizmetleri ise yüzde 3,8 arttı.
Hizmet üretim endeksi aylık yüzde 2,2 azaldı
Hizmet üretim endeksi, 2024 yılı Nisan ayında bir önceki aya göre yüzde 2,2 azaldı. Aynı ayda ulaştırma ve depolama hizmetleri yüzde 2,1 azaldı, konaklama ve yiyecek hizmetleri yüzde 3,2 arttı, bilgi ve iletişim hizmetleri yüzde 5,7 azaldı, gayrimenkul hizmetleri yüzde 9,6 azaldı, mesleki, bilimsel ve teknik hizmetler yüzde 5,5 azaldı, idari ve destek hizmetleri ise yüzde 1,7 azaldı.
-
Ücretli çalışan sayısı arttı
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Nisan ayı Ücretli Çalışan İstatistikleri’ni açıkladı. Buna göre sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında ücretli çalışan sayısı 2024 Nisan ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 4,6 arttı. Ücretli çalışan sayısı bir önceki yılın aynı ayında 14 milyon 617 bin 730 kişi iken, 2024 yılı Nisan ayında 15 milyon 283 bin 78 kişi oldu.
Ücretli çalışanların alt detaylarına bakıldığında; 2024 Nisan ayında ücretli çalışan sayısı yıllık olarak sanayi sektöründe yüzde 1 arttı, inşaat sektöründe yüzde 12,9 arttı ve ticaret-hizmet sektöründe yüzde 5,1 arttı.
Ücretli çalışan sayısı aylık yüzde 0,2 arttı
Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında ücretli çalışan sayısı 2024 Nisan ayında bir önceki aya göre yüzde 0,2 arttı.Ücretli çalışanların alt detaylarına bakıldığında; 2024 Nisan ayında ücretli çalışanlar aylık olarak sanayi sektöründe yüzde 0,2 azaldı, inşaat sektöründe yüzde 1,0 arttı ve ticaret-hizmet sektöründe yüzde 0,2 arttı.
-
Türbe gibi aile kabristanlığı
Fatsa ilçesinde esnaf olan Remzi Alakurt’un (74) gençliğinde gördüğü bir mezarlık ilgisini çekti. Alakurt, bir süre sonra aile kendilerine ait fındık bahçesinin bir kısmını keserek aile mezarlığı yaptı, 1997 vefat eden babasını, ardından torununu ve akrabasını da buraya defnetti.
Babası, eşi ve kendisinin olduğu mezarları koruma altına almak isteyen Alakurt, babasının mezarı ile yan tarafında bulunan boş 2 mezar alanının etrafını kapatarak, yaklaşık 9 aylık çalışma sonucu ‘türbe’ gibi koruma altına aldı. Dışarıdan bakıldığında türbeyi andıran, içerisinde 2’si boş toplam 3 mezar bulunan yapının renkleri de dikkat çekiyor. Yapıda mavi renk gökyüzü ve sonsuzluğu, siyah renk ise ölümü hatırlatıyor.
“Aile kabristanlığımı koruma altına aldım”
Aile kabristanlığını koruma altına aldığını ve bunun bir heves olduğunu belirten Remzi Alakurt, “Ben farklı bir yerde görmüştüm ve özenmiştim. Gençliğimden bu yana özel bir mezarlık yapma isteğim vardı. Burası kendi arazimdi, fındık ağaçlarını keserek aile kabristanlığı yaptık. 1997 yılında babam vefat edince buraya defnettik. Sonrasında bu şekilde bina yaparak kapatma kararı aldım, aile kabristanlığımız koruma altına almış oldum. Buradaki mavi gökyüzünü, siyah renk ise ölümü temsil ediyor.
Benim kendi mezarım ile eşimin mezarı da içeride. Mezarımızın burada olduğunu bilmek benim için tuhaf olmuyor, sonuçta burası son durak. Burada şimdi çevre düzenlemesi yapılacak, bu yapının etrafında da ilerleyen zamanda mezarlar olacak, kapalı alanda babam, eşim ve ben olacağız” diye konuştu.
-
Tarih ve doğanın buluşması
Göğe yakın dağların arasında, tarih ve doğanın iç içe geçtiği mekan bahar mevsimiyle birlikte renk cümbüşüne dönerken vadiden akan köpük köpük derelerdeki tarihi köprüler ve yüksek dağlardan akan şelaleler eşsiz görüntüler oluşturdu.
“Vadideki cennet” ve “Doğa ve tarihin kucaklaştığı yer” olarak da adlandırılan, yüzlerce yıllık taş binaları, kiliseleri, çeşmeleri ve eşsiz doğasıyla büyüleyici bir atmosfere sahip olan Santa Harabeleri, yüzlerce yıllık eserleriyle ziyaretçilerine hem zamanda yolculuk yaptırıyor hem de eşsiz manzaralarıyla hayran bırakıyor.Kimi kaynaklara göre 17. yüzyılda kimi kaynaklara göre de daha eski tarihlerde kurulduğu bilinen ve 7 mahalleden oluşan Santa Harabeleri, her bir mahallesinde dönemin özelliklerini yansıtan ve zamana meydan okurcasına dimdik ayakta duran tek ve iki katlı evleri, kiliseleri, okulları, şelaleleri ve çeşmeleriyle döneminin kendine özgü sivil mimari özelliklerini sergiliyor.
Doğu Karadeniz’in önemli kültürel miraslarından birisi ve geçmişin izleriyle dolu olan Santa Harabeleri, tarihi ihtişamı ve doğal güzellikleriyle ziyaretçilerine büyüleyici bir atmosfer ve enfes manzaralar sunuyor.
Çevresindeki yemyeşil ormanları, huzur dolu yürüyüş yolları ve mistik yapısıyla ziyaretçilerine doğanın kalbinde dingin anlar yaşatan Santa Harabelerini ziyaret eden Berfin Özkan, Gümüşhane’nin önemli turizm ve kültür alanlarından biri olarak dikkat çeken Santa’nın tarihi ve doğal güzelliklerin harmanlandığı ve her mevsim farklı güzelliklerin görüldüğü bir yer olduğunu söyledi.“Göğe komşu toprakların şelaleler, dereler, köprüleriyle çok güzel bir doğası var”
Santa’yı “Göğe komşu topraklar” olarak nitelendiren Özkan, “Burası çok güzel doğası olan bir yer. Göğe komşu topraklar diyebilirim. Buraya yürürken çok fazla güzelliklere şahit olduk. Birçok tarihi köprüye şahit olduk. Şelaleler, dereler, köprüleriyle çok güzel bir doğası var. Zifin çiçekleri de açmış durumda. Herkesin gelip görmesini isteriz. Etrafımız yeşil, üstümüz mavi. Burada yüzlerce yıldır ayakta kalan birçok tarihi yapı var. Köprüler var, dereler var, şelaleler var, dağlar var. Yani her şey şu an burada toplu diyebilirim. Burası İsveç değil, burası Gümüşhane herkesin gelip görmesini isteriz” diye konuştu.
“Kesinlikle her ilkbahar ve yaz aylarında gezilip görülmesi gereken yer”
Bahar mevsiminde hafta sonlarını dağ bayır gezerek geçirdiklerini belirten Gümüşhane Üniversitesi akademisyenlerinden Dr. Merve Gençosmanoğlu da “Gümüşhane, Trabzon, Giresun hattında gerçekten çok güzel yerler var. Özellikle ilkbahar yaz aylarında bayağı gezilesi, görsel şölen olan yerler var. Bunlardan bir tanesi de Santa Harabeleri. Çok güzel eski yapılar var. Hala şeklini, yapısını koruduğu için sık sık ziyaret etmeye çalışıyoruz. Yerli yabancı bütün turistlerin de gelmesini isteriz. Tabii ki doğal dokuyu koruyup buraya sahip çıkarak. Sadece Santa Harabeleri değil etrafta çok güzel yaylalar, manzaralar var. Endemik bitkiler, türler, ağaçlar, çiçekler var. Kesinlikle her ilkbahar ve yaz aylarında gezilip görülmesi gereken yerler buralar. Herkesi buraya bekleriz. Gelene de yardımcı oluruz. Buranın halkı da çok misafirperver ve yardımseverdir. Her tür konuda yardımcı olacaklarını düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.
İki sıradağın oluşturduğu dar ve derin bir vadi içinde yer alan Santa, kaybolmaya yüz tutmuş önemli bir değer olarak biliniyor. Arkeolojik ve doğal sit alanı olan Santa Harabeleri geçtiğimiz yıllarda kesin korunacak hassas alan olarak ilan edilmişti.
Tarihi eserler yönünden oldukça zengin olan, bazı mahallelerinde kiremit fabrikası ve kireç ocaklarının da bulunduğu Santa Harabeleri, Yanbolu deresinin doğduğu üç ayrı yamaçta denizden ortalama bin 500 metre yükseklikte yer alıyor.
-
Kavurucu sıcakta zorlu hasat
Türkiye’nin bereketli topraklarından olan Hatay’da yaz mevsiminin gelmesiyle birçok tarım ürününde hasat başladı. Havası ve toprak yapısıyla çok sayıda ürünün yetişebildiği Arsuz ilçesinde kayısı hasadı başladı. Aroması ve ürün kalitesiyle ön plana çıkan Kurtbağı Mahallesi’nde çiftçiler, 40 derecenin üzerinde seyreden sıcak havada hasada devam ediyorlar. Litrelerce su tüketerek çalışmayı başaran işçiler günde 700 TL yevmiye alırken, kayısı tarladan 25 TL ile 30 TL arasında alıcı buluyor.
Hasattan memnun olduğunu dile getiren 56 yaşındaki Mustafa Kale, “Hatay’ın kayısıda merkezi Kurtbağı Mahallesi ve damak tadını bu kadar iyi veren başka bir lezzet yoktur kayısıda. 30 dönüm arazinin hasadını yapıyoruz. Günlük çalışanların yevmiyesi 600 TL ile 700 TL arasında değişiyor. Hasat yaklaşık bir ay sürer ve bu sıcaklarda işçi bayağı zorlanıyor. Allah hakkımızda hayırlısını versin ama fiyat konularında sıkıntılıyız, emeğimizin karşılığını alamıyoruz. İlaç pahalı, gübre pahalı, işçilik pahalı ve şu anda 25 TL ile 30 TL civarında kayısı” dedi.
“10 litrenin altında su içen olmaz, ben kendim 15 litre su içerim”
Kavurucu sıcakta günlük 15 litre su tüketerek serinlemeye çalıştığını belirten bahçe sahibi 32 Sezer Kala, “30 dönüm arazide 300 ağacın olduğunu hesap edersek ortalama olarak 100 kiloluk ağaç da var, bir tonluk ağaç da var. Meyve tutumu olarak ortalama 200 kilo civarında biz hesap ediyoruz. Toplamda 60 ton mahsul hesap ediyoruz. Sabah saat beşte başlıyoruz hasada. Saat dokuzdan, ondan sonra da sıcak artık kendini göstermeye başlıyor. Saat birde bırakıyoruz. O saatten sonra artık çok daha sıcak oluyor, ama şükür yine bu sıcaklar mahsulümüze herhangi bir zarar vermiyor. Buranın rakımı yüksek olduğu için etkili bir şey yok çok şükür. Üstüme de bakacak, olursanız yani ortalama olarak 10 litrenin altında su içen olmaz, ben kendim 15 litre su içerim günde belki de. Haziran’ın ayı gelmesiyle birlikte kayısı hasadı başladı, şu anda devam ediyor. Ortalama olarak bir ay ya da 45 gün süreyle meyve tutumuna göre değişiyor” ifadelerini kullandı.
-
54 yaşında liseden mezun oldu
Bolu’da ilkokuldan mezun olduktan sonra aile ekonomisine katkı sağlamak için çobanlık yapmaya başlayan ve eğitimine devam eden Muhittin Akkuş; Antalya ve İstanbul’da da garsonluk, komilik, bulaşık yıkama gibi işlerde çalıştı. 1997 yılında abisi Durmuş Akkuş ile ortak olarak, Bolu’da lokanta açan Muhittin Akkuş, hayat koşturmacasında eğitim hayatını devam ettirmeye fırsat bulamadı. 2020’de abisi Durmuş Akkuş’un hayatını kaybetmesiyle Muhittin Akkuş’un hayatı değişti.
Her bir köşesinde abisinin anısı olduğu için lokantayı devretme kararı alan Muhittin Akkuş, Bolu Lokantacılar Aşçılar ve Pastacılar Esnaf Odası’nda başkan vekilliği görevini sürdürdü. Bu süre zarfında kendine zaman ayırmaya fırsat bulan Akkuş, ilk olarak ortaokuldan mezunu oldu. Ardından sınavlara hazırlanarak Bolu İzzet Baysal Mesleki Eğitim Merkezi’nde lise hayatına başladı. 2 yıllık lise eğitim hayatını tamamlayan 3 çocuk babası ve 3 torun sahibi Akkuş, mezun olmanın sevincini yaşadı.
“Hayat okuluna başlamış olduk”
1983’de ilkokuldan mezun olduğunu söyleyen Muhittin Akkuş, “İçimde hep okumak vardı. Ortaöğretim, lise ve üniversite eğitimlerini tamamlamak istiyordum ama benim çocukluk dönemlerimde imkanlar kısıtlıydı. İlkokulu bitirdim ve 3-4 yıl çobanlık yaptık. Çobanlık yaptıktan sonra da gurbete çıkmam gerektiğini anladım. Gurbete çıktık ve ilk olarak bulaşık yıkamaya başladım. O zaman ayaklarımız bile erişmiyordu, altımıza kasa koyup bulaşıkları yıkıyorduk. Yani bir nevi ortaöğretim değil de hayat okuluna başlamış olduk. Hayat okulunda bulaşık yıkadık. Sonra Antalya, İstanbul derken 1997 yılında çok sevdiğim rahmetli Durmuş abimle beraber bir iş yeri açtık. 23 yıl lokanta çalıştırdık ta ki Türkiye’yi de sarsan korana hastalığına kadar. 10 Kasım 2020 benim için çok acı bir gün çünkü abimi kaybettim. Abimi kaybettikten sonra meslekten soğudum. İşten soğudum. Dükkana girdim, her yerde bir anı var. Artık bu hatıralarla yaşayamayacağımı anladım ve dükkanı devrettim” dedi.
“İlkokul mezunuyum demeye utanıyordum”
Eğitim durumunu soranlara “İlkokul mezunuyum” demeye utandığını, bu sebeple eğitim hayatını devam ettirmeye karar verdiğini anlatan Akkuş, “Bolu Lokantacılar ve Pastacılar Odası Başkanı Murat Abak’a, ‘Başkanım ben okumak istiyorum’ dedim. Küçüklükten beri içimde okuma isteği vardı. Birisi ‘Ne mezunusun?’ deyince ‘İlkokul mezunuyum’ demeye utanıyordum. Allah razı olsun başkanım da, ‘Sen de bu azim varken bırak liseyi, üniversite de okursun’ dedi. Allah razı olsun o destekle ben ortaokula başladım. Ortaokulu bitirdim. Sıra geldi liseye, liseye yazıldık. Lisede de çok başarılı bir dönem geçirdik. Ben bu kadarını beklemiyordum. Mesleki Eğitim Merkezi’ndeki hocalarımıza da çok teşekkür ediyorum. Bu yaşta öğrenmemiz biraz zor oluyor. Usanmadan, bıkmadan anlattılar. Birinci de anlamadık, ikinci de anlamadık, üçüncüyü anlattılar, dördüncüyü anlattılar böyle böyle beynimize yer etti. Murat Abak’a, benim arkamdaki gizli kahramanım sevgili eşim Hacer Akkuş’a çok teşekkür ediyorum” diye konuştu.
“Ben 54 yaşındayım üniversiteye hazırlanıyorum”
Hedefinin Yükseköğretim Kurumları Sınavı’nın (YKS) olduğunu kaydeden Akkuş, “Şimdi hedefimde üniversite var. Ben gençlere şunu söylemek istiyorum; 54 yaşındayım ve üniversiteye hazırlanıyorum. Bizim zamanımızda olmayan imkanlar şimdi var. Gençler uzun süre dışarıda, sokakta, kafelerde oturacağına günde en az 1 saat derse çalışsınlar. En iyi yerlere gelirler. Gençler okusun, ben bu yaşta okuyorsam gençlerin de okumasını istiyorum” şeklinde konuştu.
“O his çok farklıydı”
Akkuş, torunlarının mezuniyete geldiğini ifade ederek, “O his çok farklıydı. Genelde dedeler torunlarına belgesini verir, mezuniyet törenine giderler ama benim mezuniyetime torunlarım geldi. Torunlarım bana çiçek takdim etti, mezuniyet belgemi verdiler. O farklı bir duygu. Allah isteyen herkese nasip etsin” ifadelerini kullandı.