Etiket: güncelhaberler

  • Şiddetli yağmur sele neden oldu

    Şiddetli yağmur sele neden oldu

    İlçeye bağlı bir çok mahallede akşam saatlerinde yağan şiddetli yağmur hayatı olumsuz etkiledi. Karacadağ Mahallesi’nde bazı evlerin zemin katları ve bahçeleri sel suları ile doldu. Mahallenin dere yataklarında bulunan evlerde mahsur kalan vatandaşlar ise itfaiye ekipleri tarafından kurtarıldı.

    Ekipler, su dolan evlerde çalışma yaparken sel nedeniyle evlerde maddi hasar oluştu. Karacadağ Mahallesi Muhtarı Fikret Gençağa, 2 ev selden dolayı etkilendiğini ve mahallenin sel yataklarında bulunan sokaklardaki yollarında dağdan gelen sel suları nedeniyle zarar gördüğünü söyledi.

  • Bakan Ersoy’dan ‘Alman FTI’ açıklaması

    Bakan Ersoy’dan ‘Alman FTI’ açıklaması

    Samsun Kültür Yolu Festivali açılışı Samsun Müzesi’nde gerçekleştirildi. Açılış töreninde konuşan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, “Sadece Türk tarihini değil, 20. yüzyıl ve sonrasının dünya tarihini şekillendiren mücadelenin başladığı şehirdeyiz. Kurtuluş Savaşımızın Başkomutanı Gazi Mustafa Kemal’in ilk fikrî ve fiilî adımları atarak, Türk milletinin zafere uzanan istiklal ve istikbal yürüyüşünü başlattığı Samsun’dayız. Sizleri saygıyla, muhabbetle selamlıyorum. Bu vesileyle Cumhuriyetimizin Kurucusu Büyük Önder Atatürk’ü, silah arkadaşlarını, bütün şehit ve gazilerimizi rahmetle, saygıyla ve minnetle anıyorum. Ruhları şad olsun. Çok değil bundan 3 ay önce, ‘Samsun İli Turizm Master Planı’ basın lansmanı için yine bir araya gelmiştik. Samsun, Türk turizminin Karadeniz’deki lokomotifi olmak için bu noktada ilk adımı atmıştı. Emeği geçen herkese bir kez daha teşekkür ediyorum. Zira turizmde yakalanan ciddi bir başarı ivmesi varken, bu alanda herkesin üzerine düşeni gecikmeden yapması çok değerli ve gerekli. Dünya Turizm Örgütü verilerine göre Türkiye bugün ilk beş turizm ülkesinden biridir. Ziyaretçi sayısı, turizm geliri, ürün çeşitliliği, tesisleşme ve altyapı, sürdürülebilirlik uygulamaları, pazar çeşitliliği, yıl boyuna ve ülke geneline yayılan turizm hareketi derken her başlıkta büyük ilerlemeler kaydettik. Bunu kamu ve özel sektör paydaşlarımızla birlikte başardık. Kazanımlarımızı koruyarak bu başarının devamlılığını da yine birlikte sağlayacağız. Tabii bu yükseliş ivmesi sadece turizmle sınırlı değil. Rekorlar kıran izleyici ve temsil sayılarıyla, ödülleri ve ihraç başarılarıyla konserlerden sergilere, tiyatrodan opera ve bale temsillerine, sinemadan dizi sektörüne bugün sanatta da bir Türk rüzgârı esmektedir. Yine dünyanın en yoğun ve kapsamlı arkeoloji çalışmalarıyla, aldıkları ödüllerle gerek yapısal gerek işlevsel anlamda uluslararası birer mimari simgeye dönüşen kültür-sanat merkezleri ve müzelerimizle, yasadışı yollarla yurt dışına çıkarılan kültür varlıklarımızın iade çalışmalarındaki başarımızla, gelenekselden evrensele uzanan kültür ürünlerimiz ve bilimsel faaliyetlerimizle kültür sahasında da öncü ve özgün bir Türkiye var artık. İşte Türkiye Kültür Yolu Festivali bütün bu başarıların hem sonucu olan hem de onlara katkı sunarak sürekliliği sağlaması için düşünülmüş bir projedir. Dünyanın en büyük ve kapsamlı festivalidir. Avrupa Festivaller Birliği üyeliğine kabul edilmiştir ve her yıl rekorlarla yoluna devam etmektedir. Samsun da artık bu büyük markanın bir parçası, ‘Kültür ve Sanatla Bütünleşmiş Turizm’ vizyonumuzun bir aktörüdür” diye konuştu.

    “600’e yakın etkinlik olacak”

    Bakan Ersoy, Samsun Kültür Yolu Festivali hakkında şu bilgileri verdi:
    “Bugün festivalimizi başlatırken öncelikle bütün vatandaşlarımıza ‘kulturyolufestivali.com’ web sitemizi ziyaret etmelerini öneriyorum. Ben burada farklı dallardan etkinlik örnekleri paylaşacağım tabii ama bu çok sınırlı sayıda olacak. Bütün etkinlikleri; sanatçı, içerik, yer ve saat bilgilerini sitemizde bulabilirsiniz. Festivalimiz boyunca konserlerden opera ve bale temsillerine kadar halkımızı çok geniş bir yelpazede sahne performanslarıyla buluşturacağız. Batı Park’a kurduğumuz ana sahnemizde Oğuzhan Koç, Buray, Uğur Aslan, Ferhat Göçer, Can Bonomo, Mert Demir, Fatma Turgut, Cem Adrian ve Bengü sahne alacaklar. Aslı Hünel, Dolapdere Big Gang, Şükriye Tutkun gibi farklı müzik dallarından daha birçok sanatçımız, koro ve topluluklarımız da verecekleri konserlerde Samsunlularla buluşacak. Sanatseverler, Devlet Tiyatroları ile Devlet Opera ve Balesi sanatçılarımızın eşsiz performanslarını da izleme imkânı bulacaklar. Farklı oyun ve temsillerin yanında ‘ŞAHMERAN’ operasının dünya prömiyerinin festival kapsamında Samsun’da gerçekleştirileceğini özellikle belirtmek isterim. Çok değerli sanatçılarımızın eserlerini içeren ‘Atatürk Kültür Yolunda’, ‘Samsun’dan Cumhuriyet’e Yüzde 100′, ‘Anadolu ve Zümrüd-ü Anka’ gibi resim, fotoğraf, hat, deri rölyef ve dijital içerikli birbirinden özel sergiler sanatseverler için kapılarını açacak. Böylesi farklı dal ve tarzlarda eserleri görme fırsatını kesinlikle kaçırmamanızı öneririm. Gastronomi de festivalimizin önemli başlıklarından. 15 tane ‘Festival Lezzet Durağı’ oluşturduk. Ziyaretçilerimiz hem bu coğrafyanın köklü ve geleneksel lezzetlerini tadacaklar hem de onların hikâyesini, içeriğini ve yapılışını öğrenecekler. Vatandaşlarımızın ekranlardan, sahnelerden yahut sosyal medya gibi farklı mecralardan severek takip ettikleri insanlarla buluşmalarını, onların bilgi ve deneyimlerinden faydalanmalarını önemsiyoruz. Merak ettikleri konulara cevap bulsunlar; ilgi ve bilgileri artsın, perçinlensin istiyoruz. Söyleşi ve panel gibi etkinlikleri bu bilinçle düzenliyoruz. Yeşilçam’ın duayenleri Ediz Hun ve Türkan Şoray gibi yıldızlarımızın da aralarında bulunduğu Türk sinemasının çok değerli isimleriyle söyleşiler yapılacak. Bununla birlikte ‘Rıfat Becerikli ve Aydın Sarman ile Orhan Gencebay Film ve Müzik Okumaları’ etkinliği de bu alana meraklı vatandaşlarımız için son derce bilgilendirici ve aydınlatıcı olacak. ‘Pelin Çift ile Gündem Ötesi- Yerinde Tarih’ programında Doç. Dr. Ali Faik Demir İle ‘Atatürk’ün Yolculuğu’ her yönüyle masaya yatırılacak. Herkesi bir devrin başlangıcına, Türk tarihinin yeni merhalesine dair ayrıntıları dinlemeye ve öğrenmeye davet ediyorum. Liste uzayıp gidiyor. Yaklaşık 1000 sanatçımızın katılımıyla 30’dan fazla noktada, 600’e yakın etkinlik olacak. Yani her zaman olduğu gibi Samsun’da da her yaştan, her kesimden, her ilgi ve beğeniye hitap eden bir festival yaşanacak.”

    “İsrail soykırım yapmaktadır”

    İsrail’in Gazze’de soykırım yaptığına dikkat çeken Bakan Ersoy, “Hazreti Musa’nın Firavun’a karşı verdiği mücadele gibi bugün de Filistin halkı İsrail’e karşı mücadele etmektedir. Firavun’u aratamayan bir vahşet, acımasızlık ve kibirle İsrail soykırım yapmaktadır. Ancak bilinsin ki dünyanın vicdanında çoktan mahkûm edildiler. Hiç kimse unutmasın ki Allah’ın izni ve yardımıyla Filistin halkı galip gelecek, özgürlüğünü kazanacaktır. Bütün bu gerçekleri her platformda vurguladığımız gibi sanat ve kültür çatısı altında da Filistin’in özgürlük mücadelesini anlatmaya devam ediyoruz. Türkiye Kültür Yolu Festivali şehirlerinde bu doğrultuda etkinliklerimiz oluyor ve olmaya devam edecek. Bu vesileyle Samsun Valisi Sayın Orhan Tavlı’ya, Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Halit Doğan’a, ilimizdeki turizm ve kültür-sanat paydaşlarımıza da Türkiye Kültür Yolu Festivali’ne verdikleri destek dolayısıyla şükranlarımı sunuyorum” şeklinde konuştu.

    “Almanya’nın en büyük tur operatörlerinden FTI’nın operasyonlarını durdurması”

    Bakan Ersoy, şunları söyledi:
    “Son olarak turizm gündemini meşgul eden önemli bir konuya değinmek istiyorum. Bildiğiniz gibi Almanya’nın en büyük tur operatörlerinden biri olan FTI grubu 4 Haziran itibari ile operasyonlarını dünya genelinde durdurma kararı aldı. Bakanlığımızca bir kriz masası oluşturduk. İlk olarak ülkemizde tatilde bulunan 25 binden fazla FTI misafirinin ülkelerine dönüşleri, herhangi bir mağduriyet oluşmasına izin verilmeden ve çok büyük oranda sorunsuz bir şekilde organize edildi. Bu bağlamda sürece yapıcı bir şekilde yaklaşan ve iş birliği yapan başta FTI Türkiye çalışanları olmak üzere konaklama tesislerimize, transfer şirketlerimize, hava yolu firmalarımıza, kamu görevlilerimize bakanlığım ve sektörüm adına teşekkür ederim. İkinci olarak FTI bünyesinde buluna ileriye dönük 4 yüz bin ziyaretçi rezervasyonunun minimum iptalle tekrar ülkemize yönlendirilmesi için çalışmalar yaptık. Başta firmaya atanan kayyum heyeti olmak üzere bu rezervasyonlara talip olan, içlerinde Türk kökenli operatörlerinde yer aldığı Almanya’nın önde gelen tur operatörlerinin yöneticileri ile görüşmelerimizi tamamladık. Dün itibari ile de bakanlık ve TGA olarak Almanya genelinde mevcut kampanyalarımıza ilave olarak yoğun ve uzun süreli bir tanıtım kampanyasını da başlattık. Tüm bu gelişmelerin sonucu olarak, aldığımız bilgilere göre FTI misafirlerinin ileriye dönük Türkiye rezervasyonları çok büyük bir oranda yine Türkiye olarak gerçekleşmekte. Üçüncü olarak firma yetkilileri, Türkiye genelinde işletmelerden olan alacaklarının işletmelere olan borçlarından çok daha fazla olduğunu sözlü olarak beyan etmektedirler. Bu konudaki mutabakat süreci sürmektedir. Sonuç olarak, krize tatilde yakalanan misafirlerin seyahat süreçlerinin diğer ülkelere nazaran sorunsuz bir şekilde gerçekleşmiş olması, tur operatörleri ile başlattığımız yeni kampanyanın da olumlu etkisi ile süreci Türkiye olarak çok az kayıpla kapatacağımızı ve sezon başında belirlediğimiz 7 milyon Alman ziyaretçi hedefini yakalayacağımızı ön görüyoruz.”

  • Afetzede kadınlar stres atıyorlar

    Afetzede kadınlar stres atıyorlar

    Kumlu ilçesinde Halk Eğitim Merkezi tarafından açılan kursta kadınlar, çeyizlik ürünler üretiyorlar. Depremin yaralarını ve yaşattığı stresi ilmek ilmek atlatan kadınlar, hem ekonomik gelir elde ediyorlar hem de sosyalleşerek zaman geçiriyorlar. Halk eğitim merkezinde 13 kadının katılımıyla gerçekleştirilen kursta kadınlar hem de meslek öğreniyorlar.
    Kursiyerlerin makineye oturduğunda stresten uzak olduğunu belirten Meral Çalım, “Burada çeyizlik ürünler hazırlıyoruz. Çarşaf, yorgan, nevresim, runner yapıyoruz. Kursa yaklaşık 13 kişi geliyor. Haftanın 5 günü saat 1 ile 5 arası geliyorlar. Fiyatları yaklaşık 750 TL’dir. Bir ürün 3 günde tamamlanabilir. Makineye oturduklarında yeni bir şey ürettiklerinde stresten uzak oluyorlar” dedi.

    afetzede kadınlar, ilmek ilmek stres atıyorlar

    “Buraya geldiğimizde kendimizi psikolojik olarak rahatlamış hissediyoruz”

    Kursa geldiğimde psikolojik olarak rahatladığını dile getiren Gülsüm Yıldır, “Burada ev tekstil ürünleri yapıyoruz. Çarşaf, nevresim takımları, çeyizlik ürünler yapıyoruz. Depremden sonra hepimiz psikolojik olarak etkilendik. Buraya geldiğimizde kendimizi psikolojik olarak rahatlamış hissediyoruz. İnsan bir el emeği yaptığında başardığında bunu eline alıp baktığında başka insanlara hediye ettiğimizde onlar çok mutlu oluyorlar. Biz de onlar mutlu olunca çok mutlu oluyoruz” şeklinde konuştu.

    afetzede kadınlar, ilmek ilmek stres atıyorlar

    Kursta olmaktan çok zevk aldığını söyleyen Neslihan Alaçay, “Burada el sanatları yapıyoruz. Çarşaf ve pike dikiyoruz. Boş zamanlarda el işi yapıyoruz. Çok zevk alıyoruz. Burada olmak çok güzel. Haftanın 5 günü kursa geliyoruz. Ürün fiyatlarımız yaklaşık 500 TL civarındadır” ifadelerini kullandı.

  • Topkapı Sarayı Haremi’nde bir ilk

    Topkapı Sarayı Haremi’nde bir ilk

    Milli Saraylar Başkanlığı tarafından Topkapı Sarayı’nın Harem bölümünde aşama şeklinde planlanan restorasyon faaliyetlerinden biri daha tamamlandı. Cariyeler Taşlığı ve Cariyeler Hamamı ile Kuşhane Mutfağı, yeni sergileme düzeniyle ilk defa ziyarete açıldı.

    Restorasyonu tamamlanan bölümler ziyarete açıldı
    Topkapı Sarayı’nda restorasyon sonrası açılan yeni bölümlerde Osmanlı Harem teşkilatının şekillendiği yapıları barındırması bakımından olduğu görülüyor. Bu bölümlerden Cariyeler ve Kadınefendiler Taşlığı, Harem’in en küçük avlusu olarak biliniyor ve etrafında kadınefendiler ile cariyelere ait koğuşlar yer alıyor. 16. yüzyılın ortalarında inşa edilen Taşlık’ta, dairelerin yanı sıra hamam, çamaşırhane ve kiler gibi günlük ihtiyaçların karşılandığı alanlar bulunduğu görülüyor.

    Hamam kültürünü yansıtan 120’ye yakın eser sergilenmeye başlandı
    Cariyeler ve Kadınefendiler Hamamı, titizlikle yürütülen restorasyon çalışmaları sonrasında, tarihinde ilk kez ziyarete açıldı. Topkapı Sarayı’nın en eski yapılarından biri olan hamam; soğukluk, ılıklık ve sıcaklık olmak üzere üç bölümden oluşuyor. Hamamda dönemin özelliklerini ve hamam kültürünü yansıtan 120’ye yakın eser sergilenmeye başlandı. Hamamın ardından Cariyeler ve Kadınefendiler Taşlığında yer alan ve restorasyonları tamamlanma aşamasına gelen diğer bölümlerin de yıl içerisinde ziyarete açılması planlanıyor.

    Topkapı Sarayı Haremi'nde bir ilk

    Padişahların özel mutfağı: Kuşhane Mutfağı
    Topkapı Sarayı Haremi’nde yeni açılan bir başka bölüm ise Kuşhane Mutfağı’da Altın Yol üzerinde bulunuyor. Mutfakta arşiv belgelerine göre padişahlara özel yemekler hazırlanıyor. Padişahlara sunulacak yemekler, saray mutfağından getirtilip burada servis ediliyor ve geceleri yemek ihtiyacı olduğunda yine bu mutfak kullanılıyor.
    Restorasyon sonrası modern sergileme düzeniyle ziyarete açılan Kuşhane Mutfağı’nda, Topkapı Sarayı Koleksiyonu’ndan seçilen tombak, gümüş, bakır kap ve kaşıkların da aralarında bulunduğu objeler yer alıyor. Aynı zamanda mutfağa adını verdiği düşünülen ‘kuşhane’ adlı tencerelerden gümüş örnekler de sergileniyor. Kostümü ve tipik özellikleriyle dönemin karakteristik özelliklerini yansıtan ve mutfakta yemek hazırlıyormuş gibi duran silikon heykel de ziyaretçileri tarihte yolculuğa çıkarıyor. Kuşhane Mutfağı, Osmanlı yemek ve sofra kültürüne ışık tutan detaylarıyla Topkapı Sarayı’nın görülmeye değer bölümleri arasında yer alıyor.

    Restore edilen alan havadan görüntülendi
    Yeni açılan bölümlerde, Milli Saraylar Koleksiyonlarından seçilen objelerle ve dönemin karakteristik özelliklerini yansıtan silikon heykelle canlandırmalar yapıldı. Restorasyonu tamamlanan Cariyeler Taşlığının son hali havadan drone görüntülendi.

    “Yaklaşık 120 eseri de içerisinde sergileyerek ziyaretçilerimizle buluşturduk”
    Gazetecilere açıklamalarda bulunan Milli Saraylar Topkapı Sarayı Daire Başkanı İlhan Kocaman, “Topkapı Sarayı’nın restorasyonlarının tamamlandığı bölümleri hızlı bir şekilde ziyaretçilerle buluşturmayı hedefliyoruz. Bu doğrultuda haremde özellikle Cariyeler Taşlığı olarak bilinen kısımda Kadınefendiler dairelerinin Cariyeler Koğuşu’nun ve Cariyeler Hamamı’nın olduğu bölümde restorasyonlarımız devam etmektedir. Cariyeler Hamamı’nın restorasyonlarını tamamladık ve buranın da bazı hamam eserlerini hamamda kullanılan eserleri orada sergileyerek, yaklaşık 120 eseri de içerisinde sergileyerek ziyaretçilerimizle buluşturduk. Aynı şekilde yine Mabeyn Yolu olarak ve devamı olan Altınyol’da da Kuşhane Mutfağı tefrişini tamamladık” dedi.

    “2019 yılında Topkapı Sarayı’nın restorasyonlarına başladık”
    Kuşhane Mutfağı’nın padişahın özel mutfağı olduğunu belirten Milli Saraylar Topkapı Sarayı Daire Başkanı İlhan Kocaman, “Sarayda usul bir yerde mutfakta sadece bir yerde yemek pişirilir. Sarayın belli bölümlerinde sunumlara hazırlanır. Padişahın sofrası da kuşhane mutfağı dediğimiz mutfakta sunumu hazırlanır. Orada hazırlanarak padişaha veya gece ihtiyaç halinde sunulmak üzere bir mutfak oluşturulmuştur. Biz 2019 yılında Topkapı Sarayının restorasyonlarına başladık. Bölümlerin özellikle gerek harem olsun gerekse üçüncü avludaki bölümler olsun bunların restorasyonlarını dönem dönem tamamladık. Üçüncü avluda bulunan seferli koğuşu, hazine, hazine koğuşu ve mukaddes emanetlerin geçen yıl haremde de yine Karaağalar olsun, padişah daireler olsun onların da restorasyonları tamamlanmak üzere. Yakın zamanda da ziyaretçilerimizle oraları buluşturacağız” şeklinde konuştu.

    “Milli Saraylar olarak bizim hedefimiz, sarayın her yerini ziyarete açabilmek”
    Topkapı Sarayı’nın her yerini ziyarete açmayı hedeflediklerini söyleyen Daire Başkanı İlhan Kocaman, “Milli Saraylar olarak bizim hedefimiz, sarayın her yerini ziyarete açabilmek. Ancak yapıların statik özellikleri ve yapıların giriş, çıkışları ve merdiven özelliklerinden dolayı belli bölümler ziyarete zorlanmakta. Bu nedenden dolayı belki kapalı kalacaktır. Ama onun ötesinde ziyarete açılabilecek bölümler ve ziyaretçinin girebileceği şekilde akışın olabileceği şekildeki bütün mekanları hızlı bir şekilde ziyaretçilerimizle buluşturmak istiyoruz” ifadelerini kullandı.

    “400 – 500 yıllık bir yapı olmasından dolayı da buranın elbette ki belli zorlukları var”
    Sarayın restorasyonunun uzun sürdüğünü ifade eden Daire Başkanı İlhan Kocaman, “Malum 400 yıllık, 500 yıllık bir yapı olmasından dolayı da buranın elbette ki belli zorlukları var. Bir de buralar saray harem hayatının yaşandığı mekan olmasından dolayı da saraydaki yaşayanların statülerine göre mekanlar belirlenmiştir. Bazı mekanlar örneğin Valide Sultan’ın, Hanım sultanların, şehzadelerin ve padişah kızlarının ait olan bölümler biraz daha ferah geniş olurken, hizmet erbabı olarak bildiğimiz cariyelerin mekanları daha dar ve günümüze göre daha kullanışlıdır. Ondan dolayı bu kısımların düzeyi biraz daha zor olmakta” diye konuştu.

    “Cariyelerin yaşam alanları genellikle o taşlığın çevresindeki alanlardır”
    Cariyelerin yaşam alanlarından bahseden Kocaman, “Cariyelerin yaşam alanları genellikle o taşlığın çevresindeki alanlardır. Orada hizmetlerini yürütürler, orada yatarlar. Çocuk yaşta oraya gelirler. Burada önce bir eğitim alırlar bu eğitimden geçen cariyelerin bazıları gözdeler olarak seçilir. Daha sonra ikbal ve padişaha kadın efendi olurlar. Çocukken verildikleri için bunlardan valide Sultan’da olan oluyor. Bazıları da daha sonradan aldıkları eğitim doğrultusunda paşalarla diğer devlet yöneticilerini evlendirilerek saraya çıkarlar, bazıları ise sarayda kalırlar” cümlelerini kullandı.

  • Mezuniyet balosu yerine arkadaşlarını sevindirdiler

    Mezuniyet balosu yerine arkadaşlarını sevindirdiler

    Elazığ Hilalkent İlkokulu, Okul Tabanlı İzleme Sistemi (OTİS) tanıtım programları dahilinde toplumsal sorumluluk bilinciyle dolu öğrencileri ile önemli bir projeye imza attı. Hayata geçirilen “Bir Adımı(mı)z Olsun” Projesi çerçevesinde, 4/B sınıfı öğrencileri mezuniyet balosu yerine, doğuştan spina bifida hastalığıyla mücadele eden Ülkü Hira Teştek’e destek olmak için harekete geçti. Öğretmenleri gözetiminde, velilerinin de destekleriyle öğrenciler, birlik ve dayanışma ruhuyla topladıkları paralarla 10 yaşındaki Ülkü Hira’ya bir akülü araba aldı. Projeye katılan öğretmenleriyle birlikte, Hira’yı evinde ziyaret eden öğrenciler ayrıca ona moral vermek adına çeşitli hediyeler ve mektuplar verdi. Öğretmenler ise arta kalan paraları da ailesine teslim etti.

    Mezuniyet balosu yerine arkadaşlarını sevindirdiler

    Gerçekleştirilen ziyaret ve kendisine verilen hediyelerden dolayı mutlu olduğunu dile getiren Ülkü Hira, ”Çok teşekkür ediyorum, beni çok mutlu ettiler. Mektuplar geldi, hediyeler geldi” dedi.

    Mezuniyet balosu yerine arkadaşlarını sevindirdiler

    “Öğrencilerim çok küçükler ama onların kocaman yürekleri var”

    Projelerindeki amacın özveri, yardımlaşma ve empati duygularının önemine vurgu yapmak olduğunu ifade eden Sınıf Öğretmeni Medine Coşkun, “2023-2024 yılı 4/B sınıfını mezun edeceğiz. Bizler öğrencilerimizi mezun ederken bir yüreğe dokunalım istedik. Sınıfımız olan 4/B ile ‘Biz adımız, bir adımımız olsun’ istedik. Bu ülkü ile yola çıktık. Güzel kızımızın yüreğinde bir iz bırakmak için sınıf arkadaşları ona küçük bir mektup yazdılar ve bir hediye almak istediler. Belki küçük bir dokunuş ama en azından yüreklerde iz bırakacağına inanıyoruz. Amacımız farkındalık oluşturmak. Öncelikle öğrencilerim çok küçükler ama onların kocaman yürekleri var. Onlar bir çok gerçeğin farkındalar, empati yetenekleri gelişti ve bazı şeyleri hissedebiliyorlar. O yüzden bu duyarlı davranışlarından dolayı öğrencilerime, destekleri için de velilerimize çok teşekkür ediyorum” diye konuştu.

    Öğrencilerden Ecrin Sena Bayrak, “Böyle bir etkinlik yapacağımızı duyduğumda çok mutlu olmuştum. Çünkü o kişinin yerinde olsam neler hissedeceğimi ve çok mutlu olacağımı düşünmüştüm. Yatmadan önce de Hira’nın seveceği bir resim çizdim ve mutlu olacağını düşündüm” şeklinde konuştu.

    Öğrencilerden Betül Özçelik ise ziyaretten dolayı duydukları memnuniyeti dile getirdi.

  • Yaptığı bıçaklar çiviyi kesiyor

    Yaptığı bıçaklar çiviyi kesiyor

    Alaplı Yedigelli köyünde, 1800’lü yıllarda dedelerinden gelen demircilik mesleğini sürdüren Yaşar Durmuş (61) bilek gücüyle sıcak demire verdiği şekillerle bayram öncesi özel siparişleri yetiştirmeye çalışıyor.

    Durmuş, 200 yıldan fazladır, kökleri Osmanlı dönemi demir ustalarına dayanan dükkanda babasından devraldığı mesleği atölyede sürdürmeye çalıştığı bıçakların demir ve çiviyi rahatlıkla kesebildiğini belirtti.

    yaptığı bıçaklar çiviyi kesiyor

    Sıcak yaz aylarında ocak başında atölyede çakıdan, baltaya kadar üretilen tüm ürünlerin bilek gücüyle sıcak demir dövülerek yapıldığını anlatan Sıcak demir dövme ustası Yaşar Durmuş, ”1800 yıllardan bu yana Demircilik mesleğimiz devam etmekte.en güzel demir çelikte işin uzmanı olmaktan geçer.şu görmüş olduğunuz bu bıçak bizim bölgenin fasulye bıçağı diye geçiyor.yaklaşık 2 bin derecelerde bu ocak ısındıktan sonra bu dövülerek karbon şeklinde yapılıyor.daha sonra yıllarda kurban bıçaklarına geçtik. Bıçaklarınızın uzun yıllar kullanılmasını istiyorsanız. Özelikle dövülürken çekiç darbeleri çok önemlidir. Bıçak üretiminde çekiç darbesiyle bıçak şeklini alıyor. Önemli olan bıçağa suyunu vermektir. Bütün bu işlemler bittikten sonra en son kemik ya da fiberden yaptığımız sapları takarak satışa hazır hale getiriyoruz” diye konuştu.

    “El yapımı bıçak ucuz olmaz”
    Kaliteli bir bıçağın zorlu bir süreçte üretildiğini anlatan Yaşar Durmuş, kalitenin yanında el işçiliğinin önemine de vurgu yaparak, “Yay çeliklerinden dövülerek yapılan bıçakların kesimi diğer çeliklere benzemez, çok güzel kesim yapar. İnce bir el işçiliğiyle ve doğru ustalıkla yapıldığı zaman iş görür. Ayrıca piyasada çok kalitesiz ürün var.Özelikle yaptığımız el emeği bıçakları Türkiye’nin birçok bölgesine satıyoruz başta Zonguldak olmak, İstanbul, Bolu ve Düzce illerindeki firmalara satıyoruz.” diye konuştu.


    Bir bıçağın 750 ile bin arasında çekiç darbesiyle üretildiğini belirten Durmuş, bıçak üretmenin çok hassas ve titizlik isteyen bir iş olduğunu vurguladı.

  • Anadolu kavalı batı flütüne karşı

    Anadolu kavalı batı flütüne karşı

    Tokat İl Milli Eğitim Müdürlüğü Ar-Ge birimi ve Tokat Valiliği iş birliğiyle ‘batı flütünden dilli kavala projesi’ hayata geçirildi. Proje kapsamında özellikle ilkokuldaki müzik derslerinde çalınan batı flütü yerine Anadolu’nun kültürü olan ve çoban sazı olarak bilinen kavala geçiş için çalışma başlatıldı. Türkiye’de ilk olarak yapılan bu projeyle Türk müziğinin ruhunu koruyarak gelecek nesillere otantik ve makamsal olarak aktarmak adına batı müziği enstrümanı olan blok flüt yerine öz çalgımız ‘dilli kaval projesi’ hayata geçirildi. Tokat’ın Niksar ilçesinde yaşayan kaval ustası Yaşar Güç, 2009 yılında Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Kültür Mirası Listesi’ne “Yaşayan İnsan Hazinesi” olarak kaydedildi. Yapılan dilli kavalların dağıtıldığı öğrenciler, müzik öğretmeni Burcu Ağıl ve kaval ustası Yaşar Güç’ten flüt yerine kaval çalma eğitimi aldı.

    Anadolu kavalı batı flütüne karşı

    “Batı müziğinin bizim sesimizi kısmasına müsaade etmeyeceğiz”

    İl Milli Eğitim Müdürü Hüseyin Kır, dilli kavalın Anadolu’nun zenginliğini gösterdiğini ifade ederek, “Musiki evrenseldir. Fakat musikinin her coğrafyada yansıyan farklı renk ve şekilleri vardır. Anadolu’da da bizim kültürümüze ve iç yapımıza, dünya görüşümüze uygun şekilde dile gelmiştir. Evrensel olan musiki bölgelerdeki farklılıklarıyla zenginlik kazanmaktadır. Dilli kaval da Anadolu’nun zenginliğini gösteriyor. Anadolu’da yani bu coğrafyada bu ses ortaya çıkmıştır. Buna benzer sesler de farklı yerlerde çıkmıştır. Bizim öz kültürümüz olduğu için bizi yansıttığı için bizim için çok önemlidir. Biz kendi kültürümüz yerel değerler üzerinden hareket ederek evrensele ulaşmamız gerekiyor. Batı müziğine karşı değiliz, mutlaka onları da öğrenmemiz gerekiyor ama batı müziğinin bizim müziğimize tahakküm etmesine, bizim sesimizi kısmasına kesinlikle müsaade etmeyeceğiz. Etmememiz gerekiyor. Atalarımızın ortaya koymuş olduğu bu musikinin gelişimini günümüzde de yansıtmamız gerekiyor” dedi.

    Anadolu kavalı batı flütüne karşı

    “Bir millet kültürüne sahip çıktığı sürece ayakta kalabilir”

    Kaval ustası Yaşar Güç, kavalın çoban sazı olarak bilindiğini söyleyerek, “Kaval bilindiği üzere ilk defa çoban elinde görüldüğü için çoban sazı olarak biliniyor. Günümüzde hayvancılık ve çobanlık mesleğinin yok olmasıyla beraber kaval da yok olmaya yüz tutmuş çalgımızdır. Bir millet kültürüne sahip çıktığı sürece ayakta kalabilir. O yüzden bu kültürü yaşatmamız gerekiyor. Bu kavalı da yaşatmak açısından ilk öğretimde kullanılan flüt yerine ahşap kavalımızı kullanmamız ve yaşatmamız gerekiyordu. Bu bakımdan bu proje çok önemli oldu” diye konuştu.
    Türküleri milli çalgı kavalla çalmanın güzel olduğunu ifade eden öğrenciler de projede emeği geçen müzik öğretmeni Burcu ve eşi Murat Ağıl’a teşekkür etti.

  • İlk kaya mescidi gün yüzüne çıkarıldı

    İlk kaya mescidi gün yüzüne çıkarıldı

    Ani Ören Yeri’nde başlayan yeni sezon kazılarında Anadolu’da Türkler tarafından inşa edildiği değerlendirilen ilk Kaya Mescidi’nin gün yüzüne çıkarılması için yoğun çaba sarf ediliyor.

    ilk kaya mescidi gün yüzüne çıkarıldı


    Kars Valisi Ziya Polat, kazı çalışmalarına başlanan Ani Ören Yeri’nde bir takım incelemelerde bulundu. Polat, Kazı Başkanı Prof. Dr. Muhammet Arslan’dan bilgi aldı. Kazı alanını da dolaşan Polat, İlklerin şehri Ani’de bir ilk daha başlıklı paylaşımında şu ifadelere yer verdi.

    ilk kaya mescidi gün yüzüne çıkarıldı


    “Yeni sezon çalışmaları başlayan Ani’deki kazılarımızda Anadolu’da Türkler tarafından inşa edildiği değerlendirilen ilk Kaya Mescidi’nin gün yüzüne çıkarılması için büyük gayret sarfediyoruz. Kaya Mescidi ve diğer mağara yerleşimlerindeki kazı ve koruma çalışmaları tamamlandıktan sonra Ani’deki gezi rotasına bir yenisini daha eklemiş olacağız.”

  • Dolandırıcıların yeni yöntemi: Yapay zeka

    Dolandırıcıların yeni yöntemi: Yapay zeka

    Yapay zekanın gelişmesiyle dolandırıcılar da yeni yöntemler kullanmaya başladı. Son dönemlerde ise bu teknoloji kullanılarak devlet yetkililerinin ve tanınmış kişilerin sesleri ve görüntüleri taklit edilebiliyor. Dolandırıcılar yapay zeka teknolojisini kullanarak sesini taklit ettikleri kişiler üzerinden gerçek dışı içerikler oluşturuyor. Tanıdığı kişilere güvenen vatandaşlar ise üretilen reklamlarda gördükleri bağlantılara tıklayarak dolandırıcıların ağına düşüyor. Sosyal medya platformlarında kullanılan sahte içerikler ile dolandırıcılar vatandaşları sahte haber sitelerine yönlendiriyor.

    Devlet yetkilileri taklit ediliyor
    Erdem Cırık, son dönemde sosyal medyada sahte içeriklerin arttığını ve kullanıcıları dolandırmak amacıyla yaygın şekilde kullanıldığını ifade ederek, “Araştırmalarımızda, sosyal medyada açtığımız sahte hesaplarla 90’dan fazla sahte reklam tespit ettik. Bu reklamlarda, devlet adamları ve ünlülerin resimleri, videoları ve seslerinin yapay zeka ile klonlandığını gördük” dedi.


    Reklamlara tıklayan kullanıcıların sahte haber sitelerine yönlendirildiğini belirten Cırık, “Bu sitelerde manipülatif içerikler üretiliyor. Örneğin, birisinin yüksek kazanç sağladığına dair sahte haberler yapılıyor ve kullanıcılar bu içeriklere inanarak dolandırıcıların tuzağına düşüyorlar” şeklinde konuştu.

    “Popüler olan kişilerin görüntüleri kullanılarak, kullanıcıların güveni kazanılıyor”
    Cırık, sahte içeriklerin yapay zeka yardımıyla oluşturulduğunu ve bu nedenle gerçeğe çok yakın göründüğünü dile getirerek, “Bu içeriklere tıklayan kullanıcılar, gerçek bir haber okuduklarını sanıyorlar ve en sonunda karşılarına çıkan formları dolduruyorlar. Bu formları dolduran kullanıcıların kişisel bilgileri dolandırıcıların eline geçiyor” dedi.


    Sahte reklamlarda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, BOTAŞ, Ekrem İmamoğlu, CZN Burak gibi tanınmış kişilerin görsellerinin kullanıldığını belirten Cırık, “Genelde sosyal medyada popüler olan kişilerin görüntüleri kullanılarak, kullanıcıların güveni kazanılıyor” ifadelerini kullandı.

    “Gerçek haber sitelerinin isimlerini kullanamıyorlar”
    Dolandırıcılık vakalarının artmasıyla birlikte, ünlü isimlerin de sosyal medya üzerinden sürekli uyarılarda bulunduğunu belirten Cırık, kullanıcıların dikkatli olması gerektiğini vurgulayarak, “Reklama tıkladığınızda, URL yapısını kontrol edin. Gerçek haber sitelerinin isimlerini kullanamıyorlar, bu yüzden sahte linklerle sahte bilgiler sunuyorlar” dedi.

    Yapay zeka ile üretilen içeriklerin ayırt edilmesinin zor olduğunu aktaran Cırık, “Ancak dikkatli bir incelemeyle, yapay zekanın robotik yapısının farkına varılabilir” şeklinde konuştu.

  • “12 ayrı suç örgütü çökertildi”

    “12 ayrı suç örgütü çökertildi”

    İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın paylaştığı bilgilere göre, Adana Valiliği, Adana Cumhuriyet Başsavcılığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Başkanlığı koordinesinde; Adana İl Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce yapılan çalışmalar sonucu 586 ekip, 2 bin 855 personel, 10 özel harekat unsuru, 3 hava aracı, 1 helikopter, 23 narkotik dedektör köpeğinin katılımıyla Adana’da “Narkoçelik-21” operasyonları düzenlendi. Operasyonlar sonucu 12 ayrı suç örgütü çökertildi. “Narkoçelik-21” operasyonunda 282 şüpheli yakalarınken Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından Türkiye’de tek operasyonda 266 tutuklama ile en yüksek tutuklama oranına ulaşıldı.