Düzce’nin Akçakoca balıkçı Tuncay Gür, avlanma yasağı nedeniyle balık fiyatlarının arttığını belirtti. Gür, “Balık fiyatları yüksek ve alım onun için az. İnşallah balık bollaşır. Şu anda istavrit balığı 150 lira, hamsi 200 lira, barbun balığı 350 lira, lüfer balığı boy boy 150-250-350 lira, sarı kanat balığı kilosu 500 lira, çinekop kilosu 500 lira. Balık bu gidişle ucuzlayacak gibi gözükmüyor. Çünkü balığı ufak kayıklar tutuyor, büyük tekneler avlanamadığı için az balık çıkıyor” diye konuştu.
Etiket: güncelhaberler
-
Klasik otomobil tutkunları Bodrum’da buluştu
Bodrum’da yaz sezonu öncesi her yıl düzenlenen Batı Anadolu Rallisi Yalıçiflik’ten start aldı. Bir birinden klasik 85 otomobilin katıldığı ralliye turistlerde yoğun ilgi gösterdi. Hapimag Sea Garden Otel’den start alan milyon dolarlık otomobilleri turistlerde yakından inceleme fırsatı buldu. Bazı klasik otomobillerin fiyatı ise dudak uçuklattı. Milyon dolarlık klasik araçlarla turistler fotoğraf çektirmek için bir birbirleriyle yarıştı.
Klasik Otomobilciler Kulüp Başkanı Sencer Sivridağ, bu yılın ikinci rallisi olduğunu ifade ederek “7’den 70’e tüm katılımcılarla inşallah Bodrum’un bu güzel yollarından kazasız belasız 2 gün geçireceğiz. Güzel bir yarış bizi bekliyor” şeklinde konuştu.
Hapimag Sea Garden Otel Operasyon Müdürü İlker Adaş ise, “Bizim için çok önemli bir yarış, otelimizin 30’uncu yılı. Bizim için çok önemli olan bu yılda. Böylesine güzel bir organizasyonla 4. kez ev sahipliği yapmaktan büyük bir mutluluk duymaktayız. Tesisimiz doğal ve sürdürülebilir bir tesis. Umarı sürdürülebilir bir şekilde klasik otomobil rallisini nice seneler düzenlemeye devam edebiliriz. Bir birinden klasik 85 otomobil yarışacak. Otomobiller bizi tarihi bir yolculuğa götürüyor” dedi.
Kıyasıya rekabetin yaşanacağı yarışlar 2 Haziran akşamı gala gecesinde yapılacak olan ödül töreniyle son bulacak.
-
25 yıldır ayakkabı boyacılığı yapıyor
Genç yaşlarda başladığı ayakkabı boyacılığı ile bugünlere kadar gelen Taştan, ayakkabı boyacılığının yanı sıra çocuklar için balon satışı, insört dağıtımı gibi çeşitli işler yaparak işlerini büyütmeye çalışıyor.
Ayakkabı boyacılığında eski zamanlarda ki hareketliliğin kalmadığı, meslekte işler her geçen gün azalsa da, meslek kaybolmaya yüz tutsa da, 42 yaşındaki Taştan, her gün Gediz Otogarı’nda bulunan ayakkabı sandığının başına geçerek nasibini bekliyor.
1999 yılından bu yana Gediz Otobüs Garajında ayakkabı boyacılığı ile uğraştığını belirten İsa Taştan, “Gediz otobüs garajında ayakkabı boyacılığı, ayakkabı işleri, ayakkabı keçesi ve bağcıkları satışı yapmaktayım. 1999’dan beri Gediz Otobüs Garajında bu işle uğraşıyorum. 2010 yılında çocuklara balon ve oyuncak satışı yapmaya başladım. Gerek düğünlere giderek gerek otobüs garajımızda oyuncak ve balonlar satmaktayım. 2024 yılı bu mayıs ayında halen daha devam ediyoruz. Ekmek yedik bu işten ve yemeye de devam ediyoruz” dedi.
-
Havyarının kilosu: 2500 dolar
Geçmişi 250 milyon yıl öncesine dayanıyor
Geçmişi 250 milyon yıl öncesine dayanıp ‘siyah inci’ diye adlandırılan havyarının kilosu 2 bin 500 dolardan satılan Mersin balığı üretiminin yapıldığı Karadeniz Bölgesi illerinden Amasya’da Tarım ve Orman Bakanlığı’na ait özel tesiste yetiştiriliyor. Bu yıl Yedikır Su Ürünleri Üretim ve Araştırma İstasyonu’nda 95 bin adet üretilen yavru balıklar Karadeniz ve bölgedeki akarsularla buluşmak için gün sayıyor.
Türk karasularını da aşıp Bulgaristan’da bulunmuştu
Tarım ve Orman Bakanlığı, sulara bırakıldığında Türk karasularını da aştığı belirlenen bu balıkları tek tek numaralayıp takibini de yapıyor. Geçen yıl Samsun’dan Karadeniz’e bırakılan bir balık Bulgaristan’da bulunup bildirilmişti.
6. yıldan itibaren havyar üretiminin gerçekleşebiliyor
Amasya İl Tarım ve Orman Müdürü Gürol Çetin, yumurtaları Mersin murt ağacının meyvesine benzediği için Mersin balığı adı verilen bu balıklardan 6. yıldan itibaren havyar üretiminin gerçekleşebildiğini belirtti. Son iki yılda üretilen 21 bin 500 adet Mersin balığının Karadeniz’in akarsularla birleştiği Samsun, Sinop ve Sakarya’nın da aralarında olduğu şehirlere dağıtıldığını hatırlatan Gürol Çetin, “8 anaç balığın sağılmasıyla 5 bin 200 gram yumurta elde ettik. Yapay dölleme yoluyla yaptığımız çalışma sonucunda toplamda 95 bin yavru mersin balığı elde ettik. Bunları da bakanlığımızın balıklandırma projesi kapsamında dağıtımını yapacağız” diye konuştu.
“Amasya Mersin balığı üretiminde bir numara olacak”
İlk aşamada yavru balık elde etmeyi isterken bu yıl kilosu 2 bin 500 dolardan başlayan fiyatla satılan havyardan örnek olması için 2 kilo üretmeyi planladıklarına değinen Çetin, “Tesisimizdeki gibi düzenli ve bu kadar sayıda bir üretim hiçbir yerde mevcut değil. Amasya’mızı Mersin balığı üretiminde bir numaralı hale getireceğiz” şeklinde konuştu.
-
Pamuk yorgana ilgi azaldı
Esnaf Atike Kubat, pamuk yorganların eskiden çok fazla üretimi olduğunu ancak şimdi tercih edilmediği için birkaç esnaf kaldıklarını söyledi.
Geçmiş yıllarda fabrika gibi çalışan makinelerin artık yayla göçü öncesi çalıştığının da altını çizen Kubat, el yapımı yün ve pamuk yorganların evlerin artık daha sıcak olması nedeniyle daha ince dikilerek yeniden talep gördüğünü aktardı.
Kubat, “Pamuktan, yünden doğal ata geleneği yorganları üretmeyi sürdürüyoruz. Sağlıklı ve doğal bir ürün. Vatandaşlar elyaf yorgana yönelince biz de pamuk yorganı eskisi gibi kalın değil daha ince hazırlıyoruz artık. En çok orta yaş grubu tercih ediyor ama yeni nesil gençler de tavsiye üzerine alıyor. Özel arayanlar var. Pamuk yorgan yazın serin kışın serin tutar. Sağlık açısından önemli olan bir yorgan” dedi.
-
Yağışlarla eski güzelliğine kavuştu
Keban Baraj Gölü havzasında Murat Nehri’ne sıfır konumda bulunan Aşağı İçme köyü, konumu, manzarası ve güzelliği ile tatil bölgelerini aratmıyor. Her mevsim farklı bir güzelliğe bürünen köy, yıllardır kuraklıkla boğuşuyordu. Bu yıl bahar aylarında etkili olan yağışların ardından barajın da debisi yükseldi. En son 5 yıl önce dalgalar köye vururken, bu sene de debi aynı seviyeye geldi. Debinin son 5 yıldır ilk defa bu kadar yükseldiğini ve bu yükselişin 15 Haziran’a kadar süreceğini dile getiren köy sakinleri, güzelliğiyle köyün tatil beldelerini aratmadığını dile getirdi.
Köyün etrafının eskiden arazi olduğunu belirten köy sakinlerinden Selahattin Mutlu, “Barajın gelmesiyle birlikte burası bir tatil köyüne dönüştü. 2019 yılından sonra su seviyesi ilk defa bu kadar yükseldi. Suların tekrardan yükselmesiyle birlikte köyümüz tekrardan güzel bir tatil köyü olmuştur. Manzarası, yeşilliği ve suyu ile meşhurdur. Buraya gelenler hem suyun tadını çıkartıyor hem de balıklarını yiyorlar. Bu sene bol yağışları barajları doldurdu. Geçen yıl su seviyesi daha aşağıdaydı fakat bu sene daha yukarıda. Haziran ayının 15’ine kadar da su seviyesi yükselebilir. Su ilk defa bu kadar yüksek oluyor. 2019 yılında da yüksekti fakat bu yıl daha yüksek bir seviyede. Dışarıdan gelenler burayı bir sahil köyü olarak görüyorlar. Aynı zamanda burada tekne turları yapıyoruz. Köyümüz tatil beldelerini aratmıyor. Türkiye’nin batısında dahil böyle bir köy bulamazsınız. Baraj suyu çekilmezse eğer köyümüz daha da güzel olacaktır” dedi.
-
Bitkiler sanata dönüşüyor
6 Şubat’ta yaşanan deprem sonrası hasar gören İskenderun HATMEK binası, Kurtuluş Mahallesi’ndeki yeni yerinde hizmete girdi. Kahramanmaraş merkezli depremlerden sonra, kursa kayıt yaptıran kadınlar bataklıktan topladıkları su sandalyesi bitkisiyle yaşadıkları afeti unutmaya çalışarak ekonomiye katkı sağlıyorlar.
Halk Eğitim ve Hatay Büyükşehir Belediyesi Meslek Edindirme Kurs Merkezi (HATMEK) bünyesinde eğitmen ve usta öğretici Azize Alay, “Şu anda 35 kişiyiz daha çok ekonomiye katkısı olması açısından ucuz malzemeyle kaliteli ürün çıkarmaya çalışıyoruz burada elimizden geldiğince de endemik olan bitkileri kullanıyoruz. Palmiye olsun, su sandalyesi, hasır otu olsun bunlar endemik olan bitkilerdir. Şimdiye kadar da kullanılmış olan bitkiler değil bunlar bir örücülük furyası oldu insanlar daha çok rattan örmeye rağbet etti, hazır ürün ıslayıp işliyorlardı. Bizler biraz daha araştırınca palmiyeyi de biz trend olarak oluşturduk. Su sandalyesini keşfettik bataklıkta yetişen bir bitki endemik olduğu için de kullanımı da ulaşımı çok kolay olan bir bitki. Öğrencilere verdik işlemesi gerçekten çok güzel ve çıkan ürünler çok güzel oluyor. Bataklıkta hiçbir işe yaramayan bir bitki bu tamamıyla bizim, şöyle söyleyeyim hasır otu toplarken fark ettiğimiz bir bitki ne olduğunu bilemediğim bir bitki resmini attım İstanbul Üniversitesi Peyzaj Mimarlığı bölümüne geldiler ilgilendiler araştırdılar aslında bu başka yerden gelmiş bizim burada ortamını bulmuş olan bir bitki olduğu söylendi ve su sandalyesi otu olarak geçiyor suyun içinde içi çok fazla su dolu onları topluyoruz, baş aşağı asıyoruz bütün suyunu salıyor suyunu saldıktan sonra da ıslayıp yeniden işliyoruz ve gerçekten bakın gördüğünüz gibi çok mukavemetli. Çok kullanışlı bir bitki haline geliyor çıkan ürünler de gerçekten çok güzel. Tedarik kısmını bizim nehirlerden ve bataklıklardan toplayarak sağlıyoruz kadınlar çizmeler buraya kadar bataklığa dalıp topluyoruz. Su sandalyesinden manken yapmak, bir büstiyer işlemek veya yelek işlemek gerçekten hiç de zor değil. Zamanım yetse sergiye onları da ekleyeceğim inşallah” ifadelerini kullandı.
El sanatının terapi olduğunu ve kendisini mutlu hissettirdiğini söyleyen 53 yaşındaki afetzede Halide Bayırlı, “Depremden sonra bize daha çok terapi gibi geldi, yani hem arkadaş ortamımız hem hocamızın bize sağlamış olduğu ortam çok güzel. Üretim durumunda yani o kadar güzel şeyler üretiyoruz ki, yani pozitif yönde etkiliyor bizi unutuyoruz bütün dertlerimizi tasalarımızı her şeyi bir kenara atıyoruz. Bir tek buna odaklanıyoruz yani güzel şeyler ortaya çıkınca çok mutlu ediyor bizi. Güzel bir dönüşüm çıkıyor ortaya” şeklinde konuştu.
-
Serbest piyasada döviz fiyatları
İstanbul Kapalıçarşı’da 32,26 liradan alınan dolar 32,2620 liradan, 34,9130 liradan alınan euro ise 34,9150 liradan satılıyor. Son kapanışta dolar 32,26 liradan, euro ise 35,01 liradan satılmıştı.
-
Japon deprem uzmanından uyarı
Iğdır Üniversitesi Karaağaç Kampüsü 15 Temmuz Şehitleri Konferans Salonu’nda konuşan Japon Yüksek İnşaat Mühendisi, Mimar ve Deprem Uzmanı Yoshinori Moriwaki, Türkiye’deki depremlerin birbirini takip ettiğini belirterek, “Türkiye’de deprem nasıl oluyor. 1939’da Erzincan’da deprem oldu ve 1941’de Tokat’ta deprem oldu. Yani Türkiye’nin depremi doğudan batıya tam domino taşı gibi gidiyor ve 1999 Gölcük Depremi’ne kadar geldi” dedi.
“Depreme karşı önlem, hasarı ve can kaybını yüzde 70 azaltır”
Moriwaki, “Bu depreme hepimiz hep birlikte hükümettir, belediyedir, şirkettir ailede depreme hazırlanıyorsak hesap kitap yapabilir, bina kaç yıllıktır, onu öğrenebiliriz. Daha sonra ona göre önlem alabiliriz. Eğer dikkat edersek depremde yüzde 70 önlem alabiliriz. Yüzde 70 çok büyük bir rakamdır. O zaman depreme karşı önlem için neden şimdiden başlamıyoruz?” diye konuştu.
“Iğdır’da deprem olma ihtimali var”
“Türkiye’nin 81 ilinin 71 ilini gezdim seminer verdim. Normalde Türkiye’deki iller kıpkırmızı oluyor” diyerek sözlerine devam eden Moriwaki, “Türkiye için öyle bir durum söz konusu değildir. Iğdır 2. tehlikeli bölgededir. Eski tarihlere kadar bakarsak 7’ye kadar büyük deprem yoktur. Fay hattı olduğu için hiç deprem olmaz diye bir şey söyleyemeyiz. Bir İzmir’de yaşayan veya İstanbul’da yaşayana göre o kadar korkmaya gerek yoktur” ifadelerine yer verdi.
“Maraş’taki deprem Hiroşima’daki atom bombasından 17 kat daha büyük”
Deprem Uzmanı Moriwaki, “Maraş’ta meydana gelen deprem Hiroşima’daki atom bombasından 17 kat daha büyüktür. Bazen depremler büyüklük olarak 1 gözüküyorsa güç olarak 32 kata eşit oluyor. Bingöl’de kaç defa deprem meydana geldi. Bazen soruyorlar hocam orda bir rahatlama oldu mu? Hayır diyorum. Bu depremler bin kattan sadece bir katı kırdı. Bunlar küçük uyarılardı. 999 tane daha orada bekleyen bir enerji var” şeklinde konuştu.
“Türkiye’de depremlerde can kaybı yüksek”
“Türkiye’nin bir inşaat mühendisi olarak, Türkiye’nin bir mimarı olarak ben bunu üzülerek utanarak söylüyorum” diyen Moriwaki, “Türkiye depremde can kaybı olarak üçüncü sırada yer alıyor. Bu çok kötü bir durumdur. Bu tablo neyi gösteriyor. Türkiye bir deprem ülkesi, evet ama çık sık ve çok büyük bir deprem yok. Buna rağmen depremde can kaybı çoktur. Bu da acı bir durumdur” dedi.
“Deprem olmaz denilen yerlerde de deprem oluyor”
Moriwaki, sözlerini şu şekilde tamamladı:
“Adana’dan sonraki Kıbrıs tarafı komple deprem bölgesinde yer alıyor. Bazen domino taşı geriye dönüyor. O zaman Bingöl, Karlıova, Muş ve Bitlis bu bölge için ikinci deprem bölgesi diyebiliriz. Üçüncü olarak Ege tarafında çok büyük bir deprem yok, yedi üstü yok ama çok sık deprem olabilir. En yüksek 6,5 diyebiliriz. Dördüncü olarak Marmara bölgesi yer alıyor. Depremin ne zaman nerede olacağını pek tahmin etmek de mümkün değil. Çünkü eskiden Konya, Karaman, Niğde tarafında deprem yok diye söyleniyordu. Ama deprem meydana geldi. Deprem artık her yerde oluyor. Bunu kimse anlamıyor. Japonya’da araştırmalar yapılıyor, deprem öncesi toprak yükseliyor, bunun için uydulardan kontrol yapılıyor.”
-
Yurtta hava durumu
Meteoroloji Genel Müdürlüğünden alınan tahminlere göre yağışların; Batı ve Orta Karadeniz’in iç kesimleri ile İç Anadolu’nun kuzeydoğusunda yer yer kuvvetli olması bekleniyor.
Hava sıcaklığının batı kesimlerde 2 ila 4 derece artacağı, Doğu Anadolu’da 3 ila 5 derece azalacağı tahmin ediliyor. Rüzgarın ise genellikle güney yönlerden hafif, ara sıra orta kuvvette esmesi bekleniyor.Bazı illerde beklenen hava durumuyla günün en yüksek sıcaklıkları ise şöyle:
Bursa: Parçalı bulutlu ve açık 28
Ankara: Parçalı ve çok bulutlu, bu sabah ve öğle saatlerinde yerel olmak sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı 23
İstanbul: Parçalı bulutlu 27
İzmir: Parçalı bulutlu 29
Adana: Parçalı ve çok bulutlu, bu sabah ve öğle saatlerinde yerel olmak sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı 28
Antalya: Parçalı ve çok bulutlu, iç kesimleri öğle saatlerinde yerel olmak üzere sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı 25
Samsun: Parçalı ve çok bulutlu 24
Trabzon: Parçalı ve çok bulutlu, aralıklı ve yerel olmak üzere sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı 21
Erzurum: Parçalı ve çok bulutlu 26
Diyarbakır: Parçalı bulutlu 35