Etiket: güncelhaberler

  • 45 yıldır zamana ayar veriyor

    45 yıldır zamana ayar veriyor

    Kahramanmaraş merkezli depremlerde kent merkezinde bulunan iş yerlerinin yıkılmasının ardından Valilik tarafından tahsis edilen konteynerde ekmek mücadelesine devam eden 57 yaşındaki saat ustası Mehmet Üzmez ilerleyen yaşına rağmen mesleğini sürdürüyor.

    45 yıldır zamana ayar veriyor

    Yaklaşık yarım asırdır zamana ayar veren Üzmez deprem sonrası çeşitli meslekte bir çok ustanın şehir dışına çıktığını ifade ederek, kendilerinin ise kenti terk etmeden ayakta durmaya çalıştıklarını kaydetti.

    45 yıldır zamana ayar veriyor

    “Mesleğe 1976 yılında başladım”
    Mesleğe küçük yaşlarda başladığını belirten kentteki zanaat ustalarının son temsilcilerinden biri olan Mehmet Üzmez, “Deprem sonrası memleketimizi terk etmedik. 20 yıldır Söğütlü caminin alt kısmında esnaflık yapıyordum, daha sonra cami yıkılınca valilik bizlere konteyner tahsis etti altı-yedi aydır buradan evimize ekmek götürüyoruz. Saatçilik mesleğini 1976 yılından beri yapıyorum. Saat ustası olarak çok fazla zanaatkar bulunmuyor, eski ustalardan beş-altı kişi kaldı. Bizlerde şehrimizi terk etmedik. Konteynerde işlerimizi sürdürüyoruz. Bugünde bir süre yanında kalfalık yaptığım ustamız Ömer Mecit’de ziyaretimize geldi mutlu olduk. Büyük bir felaket atlattık Allah bugünümüzden beter etmesin” dedi.

    45 yıldır zamana ayar veriyor

    “Müşterilerimiz bizi görünce mutlu oluyor”
    Depremler sonrası mesleğini sürdürmesi için çeşitli illerden teklifler de aldığını belirten Üzmez, çok fazla saat tamiri talebinin de bulunmadığını ifade ederek,” Saat satışlarımızda idare eder düzeyde. Müşteri potansiyelimiz yüksek. Az miktarda bir kaybımız oldu. Bizleri yeni yerimizdeki konteynerde gören müşterilerimiz mutlu oluyor, geçtiğimiz günlerde ziyaretimize gelerek gözyaşları döken müşterilerimizde var” diye konuştu.
    Bir süre beraberinde kalfalık yaptığı 86 yaşındaki ustası Ömer Mecit’inde ziyaret ettiği Üzmez, Ustası Mecit’te çok şey öğrendiklerini söyledi.

  • Türkülere konu olan madımağı ticarileştirdi

    Türkülere konu olan madımağı ticarileştirdi

    Tokat’ın Çördük köyünde 50 yıl önce başlayan bir girişim, bugün ulusal bir sektöre dönüştü. Halil Bayır’ın annesi ve dedesi, evin ihtiyacını karşılamak için dağlardan topladıkları madımak kökleri ve tohumunu 20 metrekarelik bahçelerine ekti.

    Türkülere konu olan madımağı ticarileştirdi

    Verim elde eden aile, madımak yetiştiriciliğini sektör haline getirmeye karar verdi. Bugün 70 dönüm arazide madımak yetiştiren Halil Bayır, ilkbahar aylarında ciddi bir gelir kaynağı sağlıyor. İstanbul ve Ankara gibi büyük şehirlere de pazarcılar aracılığıyla ulaştırılan madımak, yaz aylarında ise konserve haline getirilerek Tarım Kredi Kooperatif Market’te satışa sunuluyor. 1500 rakımlı araziye de madımak eken Bayır, Ar-Ge çalışmalarını tamamlayarak yayla madımağı yetiştirmeye de başladı. Köyün ve çevre bölgelerin ekonomisine önemli katkılar sağlayan bu ürün, sürdürülebilir tarım ve alternatif gelir kaynakları açısından da örnek teşkil ediyor.

    Türkülere konu olan madımağı ticarileştirdi

    “Madımak için yaylalar daha elverişli”

    Evin ihtiyacı için 20 metrekarelik bahçede başladıkları madımak yetiştiriciliğine günümüzde 70 dönüm araziyle devam ettiklerini söyleyen Halil Bayır, “Büyüklerimiz 50 yıl önce annem ve dedem dağlardan kökünü ve tohumunu toplayarak evimizin ihtiyacı için madımak getirirler. Kendi evimizin 20 metrekarelik bahçesine ekerler. Daha sonrasında orada verim alınır ve katma değer yüksek olduğu için bu ürünü çoğaltmaya karar verirler. Diğer mahsullere göre daha fazla yüksek para ettiği için çoğaltmaya karar verirler. Dolayısıyla çoğalır. Bugün de biz bu ürünü sektör haline getirdik. Şu an 70 dönüm kadar arazide madımağımız var. Bize bakıp örnek alarak bir o kadar da köyümüzde var. Köyümüz orman köyü olması nedeniyle ilkbahar aylarında ciddi bir gelir kaynağı elde ediyoruz. Bir madımaktan sulu tarımda bakıldığı zaman altı defa hasat edilebilir. Biz ilkbahar aylarında İstanbul, Ankara gibi metropol şehirlerimize pazarcılar marifetiyle ulaştırıyoruz. Yaz döneminde de biz kendimiz bunu pastörize yaparak, konserve yaparak süpermarketlere satıyoruz. Devletimizin Tarım Kredi Kooperatif Marketlerinde de mevcuttur. Mesela şu anki bulunmuş olduğumuz yerin rakımı 1500’dür. Bu rakımda arpa ve buğdaydan başka bir şey yetişmez. Burası yayladır. Fakat madımak burada çok daha elverişli, çok daha güzel oluyor. Daha önceden arazi yollarında yetiştiği için biz de oradan esinlenerek tarlamızda da bunu yetiştirmeye karar verdik. Burada da bir deneme çalışması yaptık, güzel oldu” dedi.

  • 70 kişilik otobüsün Ayşegül kaptanı

    70 kişilik otobüsün Ayşegül kaptanı

    Geçen yıllarda İstanbul’dan memleketi Ordu’ya gelen ve servis şoförlüğü yapan evli ve 3 çocuk annesi Ayşegül Kurt (47), bir arkadaşının tavsiyesi üzerine dolmuş şoförü olmaya karar verdi. Önceden de olan tecrübesi ile direksiyonun başına geçen Kurt, 8,5 metre uzunluğunda ve 70 yolcu kapasitesine sahip Ordu Büyükşehir Belediyesi özel halk otobüsü 1. etapta şoför olarak göreve başladı. Yaklaşık 2 haftadır 52 numaralı otobüsü kullanan kadın kaptan, meslektaşları ile yolcuların kendisine destek verdiğini belirtiyor.

    “Çocukluktan bu yana hevesti”
    Büyük araç kullanmayı çok sevdiğini, geçmişte de farklı araçlar kullandığını söyleyen Ayşegül Kurt, “Çocukluktan gelen bir heves. 15 gün önce bu mesleğe başladım, ilk defa görenler şaşırıyor ve tebrik ediyorlar. Genel olarak iyi gidiyor, ilk kez bu meslekte Ordu’da kadın görüldüğü için tebrik ediyorlar. Şoför arkadaşlar da gayet yardımcı oluyor, şu an için iyi gidiyor” diye konuştu.

    70 kişilik otobüsün Ayşegül kaptanı

    “Büyük sorumluluk üstleniyoruz”
    Trafikte bu araçları kullanmanın zor olduğuna, bir de yolcu sayısı fazla olunca daha çok dikkatli olunması gerektiğine değinen Kurt, “Ayakta, çocuk, yaşlı ve engelli yolcu oluyor, tüm bunları takip ederek araç kullanmak gerekiyor. Ayakta oldukları için ani fren gibi davranışları yapmamak gerekiyor, büyük bir sorumluluk alıyoruz” ifadelerine yer verdi.

    “Diğer sürücüler de toplu taşıma araçlarının olduğu noktalarda daha çok dikkat etmeli”
    Trafikteki diğer sürücülerin özellikle toplu taşıma araçlarının olduğu noktalarda daha çok dikkat etmeleri gerektiğini söyleyen Kurt, “Ani sollamalar, makas atma gibi davranışlarda özellikle toplu taşıma araçlarından uzak durmalarını rica ediyorum. Biz de kendimizi risk altına alıyoruz, sonuçta can taşıyoruz. Sinyal vermeden önümüze kırıyorlar, bu noktalarda da zorlanıyoruz çünkü ani fren yapamıyoruz” şeklinde konuştu.

    70 kişilik otobüsün Ayşegül kaptanı

    “Eşimle gurur duyuyorum”
    Eşine her zaman destek olduğunu ve bundan sonraki süreçte de olmaya devam edeceğini söyleyen Ahmet Kurt, “Her zaman arkasındayım, gurur duyuyorum. İnşallah Allah’ım kazasız ve belasız araç kullanmayı nasip eder. İnsanlarımız da artık çok olumlu sonuçlar veriyorlar” ifadelerine yer verdi.
    Yolcular ise kadınları bu tür sektörlerde görmekten dolayı mutlu olduklarını dile getirdiler.

  • At üzerinde tıraş

    At üzerinde tıraş

    Daha önce berberler uçurumda, motosiklette, nehirde, paraşütte tıraş yaptı. Veli Cura isimli berber çılgın yöntemlerle tıraşı bir adım daha öteye götürerek, müşterisi Mehmet Köseler’in isteği üzerine at üzerinde tıraş yaptı. Hem Köseler, hem de Cura, at üzerine bindi. Köseler at üzerinde gezerken Cura da onu tıraş etti. Tıraş makinesi çalışınca at biraz ürkse de Cura, Köseler’i tıraş etmeyi başardı.

    At üzerinde tıraş

    Köseler, “Sosyal medyada gezinirken paraşütte, uçakta ve helikopterde tıraş yapıldığını gördüm. Sadece at üzerinde yoktu. Bizler de Osmanlı torunları olarak, Türklüğün simgesi olarak atın üzerinde tıraş olduk. Veli abimden rica ettim ve at üzerinde zorda olsa biraz oldu. At makine sesinden ürktü, zorlandık ve tam olmasa da tıraşımızı olduk. Başka berberlere de gittik ama güldüler, ama biz at üzerinde başardık. At ürktüğü için korktuk, tıraş biraz acıttı” dedi.

    At üzerinde tıraş

    Veli Cura ise, “Müşterimiz at üzerinde tıraş olmayı istedi biz de kıramadık. Cesaretimizi topladık, at biraz sıkıntılıydı ama bir şekilde yapmaya çalıştık. Dükkanda tıraş ile at üzerinde dağlar kadar fark var. At üzerinde elimizde makas var ve illaki zorluk çektik” diye konuştu.

  • “Batuhan olsaydı gelirdi, öperdi…”

    “Batuhan olsaydı gelirdi, öperdi…”

    Kahramanmaraş merkezli depremlerde Hatay’da 25 bine yakın insan vefat etmiş ve çok sayıda vatandaştan depremden sonra haber alınamamıştı. Asrın felaketinin üzerinden 16 aydan fazla süre geçmesine rağmen yakınlarından gelecek haberi bekleyen vatandaşların da umutlu bekleyişi devam ediyor.

    Bu insanlardan biri de Hatay’ın İskenderun ilçesinde yaşayan Sema Güleç. Acılı anne mimarlık bölümü mezunu 25 yaşındaki evladı Mustafa Batuhan’dan aylardır haber alamıyor. Depreme İskenderun ilçesi Numune Mahallesi Güleryüz Apartmanı’nda yakalanan Mustafa Batuhan, asrın felaketinin ardından adeta yok oldu. Acılı anne Sema Güleç, evladından gelecek haberi aylardır umut içerisinde bekliyor.

    "Batuhan olsaydı gelirdi, öperdi..."

    “Deprem anında evden dışarıya çıktık, zaten ilk önce oğlum aklıma geldi”

    Evladının yaşadığı binaya depremden 20 dakika sonra gittiğini dile getiren 53 yaşındaki Sema Güleç, oğlu Batuhan’ı nüfustan düşürmek istemediğini belirterek “6 Şubat depreminden sonra oğlum Mustafa Batuhan Güleç’e hiçbir şekilde ulaşamadım, oğlumu arıyorum. Deprem günü oğlum iş yerinin üzerindeki yine diğer evimizde kalıyordu, tekti. Ben de buradaydım, kendi diğer evdeydi. Deprem anında evden dışarıya çıktık, zaten ilk önce oğlum aklıma geldi. Dedim Batuhan’ın yanına gidelim, kızımla, damadımla birlikte o tarafa gittik ve binanın yıkıldığını gördük. Bina yıkıldıktan 20 dakika sonra ordaydım. Depremin ardından ben çok kaygılandım, araştırma yaptım daha bir şey çıkmadı, yani nüfustan düşürme olayı olmadı. Fakat bu kimilerinde miras konusu oluyor bazı işlemlerden dolayı isteğe karşı isteğe karşılıklı düşürülüyormuş nüfustan onu öğrenince biraz rahatladım. Ben daha evladımı arıyorum. Ben oğluma nüfustan düşürme ya da gaiplik verilmesini istemiyorum. Daha arıyorum, yani vefat ettiyse bana mezarını versinler. Yoksa ben kabul etmiyorum, nüfustan düşürmeyi, gaiplik verilmesini onu asla kabul etmiyorum” dedi.

    "Batuhan olsaydı gelirdi, öperdi..."

    “Batuhan olsaydı gelirdi, öperdi hediyesini verirdi”

    Anneler Günü yaklaştıkça içini burukluk kapladığını dile getiren Sema Güleç, “Anneler Günü yaklaştıkça benim içimi bir burukluk kaplıyor. Benim diğer çocuklarım var ama hiçbiri birinin yerini tutmuyor. Hepsi ayrı ayrı Batuhan olsaydı gelirdi, öperdi hediyesini verirdi. Beraber geçirirdik, gerçekten Anneler Günü’nün yaklaşmasını istemiyorum. Oğlum yanımda olmadığı için artık Anneler Günü’nün gelmesini istemiyorum. Oğlum olmadığı için çok zor bir durum” şeklinde konuştu.

  • Sanayi üretimi yıllık bazda arttı

    Sanayi üretimi yıllık bazda arttı

    Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Mart ayı Sanayi Üretim Endeksi’ni açıkladı. Sanayinin alt sektörleri incelendiğinde, 2024 yılı Mart ayında madencilik ve taş ocakçılığı sektörü endeksi bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 7,5 arttı, imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 4 arttı ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi yüzde 5,1 arttı.

    Sanayi üretimi aylık yüzde 0,3 azaldı

    Sanayinin alt sektörleri incelendiğinde, 2024 yılı Mart ayında madencilik ve taş ocakçılığı sektörü endeksi bir önceki aya göre yüzde 0,2 arttı, imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 0,3 azaldı ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi yüzde 1,5 azaldı.

  • Yaylalara zorlu göç başladı

    Yaylalara zorlu göç başladı

    Doğu Karadeniz Bölgesi’nde hava sıcaklıklarının artması ve yüksek kesimlerde karların erimesiyle yaylalara göç başladı. Her yıl Ekim-Kasım gibi yayladan dönüşe geçen ve bahar aylarının gelmesiyle yaylara tekrar göç eden besicilerin asırlardır devam eden geleneği bu yıl da sürdü. Zorlu mesaide kilometrelerce yol kat eden ve hayvanlarının başından bir an olsun ayrılmayan besiciler yüzlerce koyun sürüsü ile karayolu ve dağlık alanlardan geçiyor. Coğrafi şartlar nedeniyle çoban köpekleri eşliğinde süren göç yolculuğu sürücüler tarafından da ilgiyle takip ediliyor. Yoldan geçen araçların ilerleyişini zorlaştıran sürüdeki koyunlar ise sürücüler tarafından cep telefonu ile görüntüleniyor.

    Yaylalara zorlu göç başladı

    Trabzon’un Akçaabat ilçesinden yaklaşık 700 koyun ile Gümüşhane yaylalara gitmek için yola çıkan sürüde bulunan besicilerden Turgut Dursun, yaylada 6 ay kalacaklarını belirterek “Yolculuğa devam ediyoruz. Artık zamanı gelmişti. Havalar ısındı diyerek yolu çıktık ama kar yağdı. Yolculuğumuz Akçaabat ilçesinden başladı Gümüşhane’ye kadar sürecek. Yaklaşık 700 koyun ile bu yolculuğa başladık. Yaklaşık 4 gün sürüyor. Yaylada 6 ay kalacağız” dedi.

    Yaylalara zorlu göç başladı

    “Zahmeti dünyaya bedel, ama seviyoruz”

    Besicilerden Mustafa Taylan da belirli noktalarda durarak çadır kurduklarını dile getirerek “Zigana dağından geçerek Gümüşhane’ye ulaşacağız. Yüzlerce koyun ile sürüsü ile yolculuk başladı. Havalar kötü, karın yağması bizi olumsuz etkiledi. Yolculuğumuzda belirli noktalarda durarak çadır kuruyoruz. Her yıl bunu geleneksel olarak yapıyoruz” şeklinde konuştu.
    Zorlu bir yolculuğa başladıklarını dile getiren Ali Dursun ise, “Yaz geldi 6 ay kalacağımız yayla yoluna nasipse başladık. Zorlu bir yolculuk. Bizim gibi olan besicilere bir çözüm bulmaları lazım. Yola sığmıyoruz. Bu yolculuğun zahmeti dünyaya bedel. Ama seviyoruz. Allah nasip ederse 6 ay yaylada kalacağız. Kış aylarında tekrar köye dönüş yapacağız” ifadelerini kullandı.

  • Soğanı hayrına dağıttığını duyan geldi

    Soğanı hayrına dağıttığını duyan geldi

    Türkiye’nin en bereketli topraklarından olan Hatay’daki Amik Ovası’nda bahar aylarının gelmesiyle birlikte çeşitli ürünlerde hasat başlamıştı. Hatay’ın Kumlu ilçesi Cumhuriyet Mahallesi’nde Uygun ailesine ait 80 dönümlük tarladaki soğanlar hasat edilme mevsimi gelmesine rağmen yeteri kadar büyüklüğe ve kaliteye ulaşamadı. İşçi fiyatlarının pahalı olması ve soğanın kalitesiz olması nedeniyle 5 TL fiyat teklif edilmesi üzerine tarla sahibi, soğanları hayrına vatandaşlara bıraktı. Markette fiyatı 25 TL’ye satılan soğanın bedava dağıtıldığını duyan vatandaşlarsa kilometrelerce ötesinden tarlaya akın ettiler. Tarla sahibi, soğanın bir an önce tarladan kalkmasıyla yeni ürün ekmeyi planlıyor.

    “Arabalarla ve traktörlerle gelen insanlara hayrımıza bıraktık”
    Soğanın yeteri kalitede olmaması üzerine vatandaşlara hayır olarak dağıtmak istediklerini dile getiren 21 yaşındaki Mehmet Ali Uygun, “Soğandan zarar ettik ve para etmedi. İşçilerin ücreti bile çıkmıyor. Soğanın tarla fiyatı 5 TL, marketlerde fiyatı 25 TL civarında oldu. Geçen yıl zarar etmedik, bir şekilde sattık. Ama bu yıl gördüğünüz gibi insanlara hayrımıza bıraktık. Tarlaya vatandaşların tamamı girdi ve koyunlar bile var. Soğan istediğimiz gibi olmayınca biz de hayrımıza bıraktık. Bu tarlanın 80 dönüm bir arsası var. Arabalarla ve traktörlerle gelen insanlara hayrımıza bıraktık” dedi.

    Soğanı hayrına dağıttığını duyan geldi

    “Soğan para yapmıyor diyorlar ama pazarda 25 TL”
    Soğan fiyatının markette 25 TL olduğunu dile getiren Dudu Dönmez, “Tarlada başak yapıyorlar. Tarla komple toplanmadan bozulduğu için başakçılar geldi. Soğanda zarar gören tarla sahibi hayrına dağıtıyor, insanlar da burada topluyorlar. Soğan para yapmıyor diyorlar ama pazarda 25 TL, neden para yapmadı diyorlar anlamadım” şeklinde konuştu.

    “Kışlık ihtiyaçlarını karşılamak için canla başla soğan topluyorlar”
    Tarla sahibinin soğanları vatandaşlara hayrına bıraktığını söyleyen 65 yaşındaki Celil İnal, “Soğan her ne hikmetse tarlada kaldı. Şu an gördüğünüz soğan tarlada 5 TL iken marketlere gittiğimizde 30 TL civarında oluyor. Tarla sahibi hayrına bıraktı başka bir ürün ekmek için. Tüm Kumlu halkı, çevre köylerden olan Reyhanlı ve Kırıkhan’dan vatandaşlar buradalar. Kışlık ihtiyaçlarını karşılamak için canla başla soğan tarlasında afara yapıyorlar” diye konuştu.

    “Soğan marketlerde 25 – 30 TL iken burada başak olduğunu duyduk ve buraya geldik”
    Soğan toplamak için Kırıkhan ilçesinden geldiğini belirten Mehmet Dertsiz, “Marketlerde 25 – 30 TL iken burada başak olduğunu duyduk, buraya geldik. Kışlık ve yazlık soğanımızı toplayacağız. Soğan tarlasında topladıklarımızı aracımıza doldurduk. Bu yaz soğanları yiyeceğiz” ifadelerini kullandı.

  • Meteorolojiden toz taşınımı uyarısı

    Meteorolojiden toz taşınımı uyarısı

    Meteoroloji 14. Bölge Müdürlüğünden yapılan açıklamada, bölge genelinde havanın parçalı ve çok bulutlu, öğle ile akşam saatleri arasında aralıklı sağanak ve gök gürültülü sağanak yağmurlu olmasının tahmin edildiği belirtildi.

    Açıklamada, “Hava sıcaklıklarının mevsim normalleri civarında seyretmesi tahmin edilmektedir. Rüzgarın güneyli ve batılı yönlerden hafif, zaman zaman orta kuvvette esmesi beklenmektedir. İl merkezleri için günün en yüksek sıcaklıkları; Muş 22, Van 18, Hakkâri ve Bitlis’te 20 derece olacağı tahmin edilmektedir. Van ve Hakkari illerimizin yüksek kesimlerinde halen yüksek kar örtüsü bulunmaktadır. Önümüzdeki 5 günlük periyotta bölgede aralıklarla yağış beklenmektedir. Özellikle Van’ın güneyi ile Hakkari’nin kuzeyi yükseklerinde hava sıcaklığının artacağı, rüzgarın güney ve güneybatı yönlerden zaman zaman kuvvetli, Pazar günü ise fırtına şeklinde eseceği tahmin edilmektedir. Kuvvetli rüzgar ve yağışın sebep olabileceği kar erimesi nedeniyle meydana gelebilecek olumsuzluklar ve heyelan tehlikesine karşı vatandaşlarımızın ve yetkililerin dikkatli ve tedbirli olması gerekmektedir. Doğu kesimlerde toz taşınımı görüleceği tahmin edildiğinden yaşanabilecek olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olunmalıdır” denildi.

  • Milli sporcuyu yılan ısırdı

    Milli sporcuyu yılan ısırdı

    Akçadağ ilçesine bağlı Kotangölü Mahallesi Dikendede mevkiinde dün sabah saatlerinde meydana gelen olayda, Rabia Topuz beraberinde milli boksör Hatice Akbaş, antrenör Kerem Akbaş ile koşu yaptığı esnada otların arasına gizlenmiş yılanın üzerine bastı.

    Bu sırada yılanın sol bacağında ısırdığı milli sporcu acı içerisinde yere düşerken, antrenör Kerem Akbaş’ın ilk müdahalesinin ardından Topuz, önce Akçadağ Şehit Gökhan Devlet Hastanesi’ne daha sonra ise Malatya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı.

    Hastanede tedavisi süren milli sporcunun sağlık durumun iyi olduğu öğrenildi.