Sakarya Büyükşehir Belediyesi ekipleri, şehrin Yeni Cami bölgesi ve Kavaklar Caddesi bölgesinin simgesi olan palmiye ağaçlarını yaz sezonuna hazırlıyor. Bir süre önce soğuklarından korumak ve varlığını sürdürmek için üstleri tamamen kapatılan palmiyeler, bu kez yaz mevsimine hazır olması için bakıma alındı.
Etiket: güncelhaberler
-
“Sibergöz” operasyonlarında 13 gözaltı
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya operasyonla ilgili yaptığı açıklamada,
“Emniyet Genel Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı koordinesinde İstanbul Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce yapılan çalışmalar sonucu İstanbul merkezli Ankara, Mardin, İzmir, Sinop, Tokat, Hatay, Antalya, Diyarbakır ve Adana’da gerçekleştirilen ‘Sibergöz-29’ operasyonlarında araştırma raporlarının incelenmesi neticesinde vatandaşlarımıza ait iletişim, adres, tapu ve eğitim bilgileri gibi kişisel verileri illegal şekilde ele geçirerek, sosyal medya platformlarında ücret karşılığı sattığı tespit edilen 13 şüpheli yakalandı. Operasyonlar sonucunda çok sayıda dijital materyale el konuldu” dedi.
-
İlkokul öğrencisinin bayrak hassasiyeti
Cumhuriyet İlkokulu’nda eğitim gören bir grup öğrenci 12 Mart İstiklal Marşı’nın Kabulü’nün 103. yıl dönümü ve Mehmet Akif Ersoy’u Anma Günü kapsamında Aydın İl Jandarma Komutanlığı’nı ziyaret etti. Ziyaret esnasında bahçede toplanan öğrencilerden 9 yaşındaki 3’üncü sınıf öğrencisi Mustafa Eymen Düzova’nın elindeki Türk bayrağı rüzgarın etkisi ile bir anda uçtu. Bayrağın yere düştüğünü fark eden Düzova hızla Türk bayrağını yerden alıp, önce öpüp sonra başına koyarak arkadaşlarının yanına döndü. Ziyareti kayda alan jandarma ekiplerinin kadrajına takılan görüntüler iç ısıttı.
Mustafa Eymen Düzova’nın duygulandıran bayrak hassasiyeti üzerine harekete geçen jandarma ekipleri Cumhuriyet İlkokulu’na ziyarette bulundu. Düzova’yı sınıfında ziyaret eden ekipleri, öğrenciyi hassasiyetinden dolayı tebrik edip jandarma üniforması, oyuncak jandarma arabası ve Türk bayrağı hediye etti. Mustafa Eymen ise jandarma üniformasını giyip, Türk bayrağı önünde selam durup fotoğraf çektirerek jandarma ekiplerine teşekkür etti.
Jandarma Genel Komutanlığı da sosyal medya hesabından Mustafa Eymen Düzova’nın anlamlı hareketine ait anların olduğu görüntüleri ‘Minik Yürekte Dev Bayrak Sevgisi’ notu ile paylaştı.
Öğrencinin, bayrağı hızla yerden alıp öpüp başına koyarak sergilediği bu tutum, milli değerlere olan bağlılığın ve vatan sevgisinin ne kadar derin olduğunu bir kez daha gösterirken, bu anlamlı davranış, İstiklal Marşı’nın kabulünün ve Mehmet Akif Ersoy’un anısının yaşatılmasında önemli bir hatıra olarak kaldı. -
Ölümcül mantar Aydın’da görüntülendi
Özellikle Kuşadası ilçesi başta olmak üzere birçok zehirli ve zehirsiz mantar türüne ev sahipliği yapan Aydın’da yeni bir ölümcül zehirli mantar türü keşfedildi. Türkiye’de de ilk kez tespit edilen Galerina Venenata isimli ölümcül zehirli mantar türü kayıt altına alınacak. Ayrıca ilk kez tespit edilen mantarla ilgili çalışmalarını sürdüren Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD) Bilim Danışmanı Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Çelik, Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Türkekul, ve Öğretim Görevlisi Dr. Oğuzhan Kaygusuz’un makalesi yayımlandı.
EKODOSD Bilim Danışmanı ve Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Çelik, Kuşadası bölgesinin mantar çeşitliliği açısından zengin olduğuna dikkat çekerek “Ülkemizde bahar ayları geldiği zaman çevremizde farklı mantarların yetiştiğini görmekteyiz. Aydın’ın Kuşadası ilçesinde de Ege ve Akdeniz ikliminin etkileri görülür ve bu bölge mantar çeşitliliği açısından oldukça zengindir. Bahar ayları ile birlikte bölgemizde kuzu göbeği, çayır mantarı, çakşır mantarı, kayın mantarı ve truffle gibi bazı lezzetli mantar türleri yetişmektedir. Bu yenilen mantarlar ile aynı zamanda öldürücü zehirli bir mantar da yetişmektedir, ‘Galerina venenata’ mantarını, Mart ayındaki arazi çalışmalarımız sırasında Kuşadası ilçesinin farklı alanlarından topladık ve örnekleri laboratuvarımızda inceledik. Daha sonra bu örneklerin DNA dizilimini elde ettik. Bu şekilde detaylı çalışmamızın amacı, bu mantarın ‘adını ve soyadını’ doğru olarak belirlemektir. Çünkü mantar doğru teşhis edilemeyince, tedavide doğru yapılamamaktadır. Ülkemizde bu mantar türü ilk kez tarafımızca rapor edilmiştir. Dünyadaki en zehirli mantarlar amanita cinsi içerisinde yer alır. Kuşadası’nda belirlenen bu mantar, amanita cinsinde bulunan öldürücü peptitler yani amatoksinlerden içermektedir. Bu öldürücü amotoksinler maddeye sıkı bir şekilde bağlanırlar. Yani onların etkisini ısıtarak yok edemezsiniz. Bu nedenle içerisinde amotoksin ihtiva eden zehirli bir mantarı pişirmek, onların öldürücü etkisini azaltmaz. Galerina venenata zehirli bir mantar türüdür. Bu mantarın 30-40 gram kadarı yetişkin bir insanı öldürebilir. Tüketilmesiyle beraber 6 ila 24 saat içinde gastroenterit semptomları ortaya çıkacaktır. İlk olarak mide ağrısı, kusma veya ishal, ardından karaciğer ve böbrek hasarına sebep olmaktadır. Erken tanı konmaz ve hızlı tedavi uygulanmaz ise karaciğer hasarı yoğunlaşır, ağır vakalarda başarısızlığa, karaciğer nakline ve hatta ağrılı ölümlere yol açabilmektedir. Ülkemizde yenen mantar türlerinin sayısı oldukça fazladır. Zehirlenmeye sebep olan mantarların sayısı ise çok azdır. Bu gibi çalışmalar ile zehirli mantarlar ile ilgili farkındalık oluşturmaya devam edeceğiz. Yaptığımız çalışmalar süresince destek olan Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel’e de teşekkür ederiz” dedi.
“Bütüncül olarak korunmalıdır”
Kuşadası bölgesindeki doğal alanların bütüncül olarak korunması gerektiğini ifade eden EKODOSD Başkanı Bahattin Sürücü; “Kuşadası’nda, ölümcül zehirli mantar Galerina Venenata’nın Türkiye’den ilk kaydı tespit edildi. Değerli bilim insanlarının yapmış olduğu başarılı çalışmalar için kutluyoruz. Kuşadası’nda daha önceki yıllarda da endemik mantar türleri tespit edilmişti. Türkiye’de kuzeyde Kaz Dağları, güneyde Kuşadası bölgesinde içinde Dilek Yarımadası Milli Parkı’nın da olduğu Samson Dağları, biyolojik çeşitlilik açısından zengin türlere ev sahipliği yapan çok özel doğa alanlarıdır. Milli Parkla birlikte aynı coğrafik ve ekolojik özelliklere sahip Samson Dağları’nın bütüncül olarak korunması ve geleceğe sağlıklı bir şekilde taşınması gerekir. Bu ormanlık alanın da Milli Park sınırlarına dahil edilmesi hem korunmasını sağlayacak hem de bilim insanlarının çalışmaları sonucunda daha nice yeni türler keşfedilerek insanlığa kazandırılacaktır” dedi.
-
Güven endeksi hizmet sektöründe arttı
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Mart ayı Hizmet, Perakende Ticaret ve İnşaat Güven Endeksleri’ni açıkladı. Buna göre, güven endeksi hizmet sektöründe yüzde 1,5 arttı, perakende ticaret sektöründe yüzde 1 azaldı, inşaat sektöründe yüzde 3,6 azaldı.
Mevsim etkilerinden arındırılmış güven endeksi Mart ayında bir önceki aya göre; hizmet sektöründe yüzde 1,5 oranında artarak 120,4 değerini, perakende ticaret sektöründe yüzde 1,0 oranında azalarak 113,3 değerini ve inşaat sektöründe yüzde 3,6 oranında azalarak 88,6 değerini aldı.
-
Kapanan şirket sayısı Şubat’ta arttı
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), 2024 yılı Şubat ayına ilişkin kurulan ve kapanan şirketler istatistiklerini açıkladı. Buna göre, bir önceki aya göre kurulan şirket sayısı yüzde 7,5, kurulan gerçek kişi ticari işletme sayısı yüzde 13,9, kurulan kooperatif sayısı yüzde 1,7 azaldı.
Bir önceki aya göre kapanan şirket sayısında yüzde 15,9 artış olup kapanan gerçek kişi ticari işletme sayısında yüzde 6,1, kapanan kooperatif sayısında yüzde 32,5 azalış gerçekleşti.
Şubat ayında 10 bin 1 şirket kurulurken, bin 949 şirket kapandı.Ocak-Şubat döneminde, 2023’ün ilk iki ayına göre kurulan şirket sayısı yüzde 12,2, kurulan gerçek kişi ticari işletme sayısı yüzde 28,9 azalmış olup, kurulan kooperatif sayısı yüzde 8,3 arttı.
İlk iki aylık dönemde, 2023’ün aynı dönemine göre kapanan şirket sayısı yüzde 32,3, kapanan kooperatif sayısı yüzde 1,6 artmış olduğu, kapanan gerçek kişi ticari işletme sayısında yüzde 7,5 azalış görüldü.Şubat 2024’te, Şubat 2023’e göre kurulan şirket sayısı yüzde 5,6, kurulan kooperatif sayısı yüzde 10,5 artmış olup kurulan gerçek kişi ticari işletme sayısı yüzde 21,6 azaldı.
Şubat 2024’te, kapanan şirket sayısı 2023 yılının aynı ayına göre yüzde 65,5, kapanan kooperatif sayısı yüzde 10,6, kapanan gerçek kişi ticari işletme sayısında yüzde 16 artış oldu.
Şubat 2024’te kurulan toplam 10 bin 233 şirket ve kooperatifin yüzde 86,8’i limited şirket, yüzde 10,9’u anonim şirket, yüzde 2,3’ü ise kooperatiften oluştu. Şirket ve kooperatiflerin yüzde 39,8’i İstanbul, yüzde 10,3’ü Ankara, yüzde 6,4’ü İzmir’de kuruldu.
Bu ay tüm illerde şirket kuruluşu gerçekleşti.
Şubat 2024’te kurulan şirketlerin sermayelerinin toplamı, bir önceki aya göre yüzde 11,3 oranında arttı. 2024 yılında toplam 21 bin 278 şirket ve kooperatif kuruldu. Bu dönemde kurulan toplam 18 bin 488 limited şirket, toplam sermayenin yüzde 76,3’ünü, 2 bin 319 anonim şirket ise yüzde 23,7’sini oluşturdu. Şubat ayında kurulan şirketlerin sermayelerinin toplamı, Ocak ayına göre yüzde 11,3 oranında arttı.
-
Dolar 32,15 seviyesinde
İstanbul Kapalıçarşı’da 32,1530 liradan alınan dolar 32,1550 liradan, 34,8580 liradan alınan euro ise 34,8600 liradan satılıyor. Son kapanışta dolar 31,89 liradan, euro ise 34,81 liradan satılmıştı.
-
“650 bin konutumuzu dönüştüreceğiz”
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkan adayı Murat Kurum, Beyoğlu’nda bir otelde düzenlenen ‘Ahıska Türkleri ile Sahur Sofrası’ programına katıldı. Programa Kurum’un yanı sıra Kazakistan İstanbul Başkonsolosu Nurettin Amankul, Dünya Ahıska Türkler Birliği (DATÜB) Genel Başkanı Ziyatdin Kassanov, milletvekilleri, derneklerin yönetim kurulu üyeleri ve çok sayıda vatandaş katıldı. Programda ilgiyle karşılanan Kurum vatandaşlarla sohbet edip hatıra fotoğrafı da çektirdi.
“Ahıskalılar, sürgünden sonraki yıllarında bile çok zor şartlarda yaşadılar”
Programda konuşan İBB Başkan Adayı Kurum “Ahıskalılar, geçmişte çok büyük acılar yaşadı, çok büyük sıkıntılar çekti. Anavatanlarından sürüldüler. Eşyalarını alamadan, cenazelerini bile defnedemeden evlerinden çıkmak zorunda kaldılar. Sürgün edildiler. Ne acıdır ki dünyanın birçok coğrafyasına gitmek zorunda kalan on binlerce Ahıska Türk’ü göç yolunda son nefesini vatan hasretiyle verdiler. Biz hala o sürgünde, o vagonlarda hayatını kaybeden ailelerimizin, gençlerimizin, yavrularımızın, büyüklerimizin acısını yüreğimizde taşıyoruz. Ahıskalılar, sürgünden sonraki yıllarında bile çok zor şartlarda yaşadılar. Kendi kimliklerini, kendi kültürlerini korumaya çalıştılar. Asimile olmamak için büyük mücadeleler verdiler ama onca sıkıntıya, onca zorluğa rağmen bu asil millet, kimliğini korumayı sonuna kadar başardı. Biz biliyoruz ki, Ahıska susturulmaya çalışılsa da Ahıskalı kardeşlerim dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar, atalarının devrettiği mirası ve kültürü ebediyete kadar yaşatacaklar. Türkiye sizin ana vatanınızdır” dedi.
“Deniz ulaşımını muhtemel afetlerde de kullanabilmek için yaygın hale getireceğiz”
Yaklaşık 80 gündür İstanbullu kardeşlerine hizmet etmek için yola çıktığını dile getiren Kurum, “Nasıl ki 81 ilimizde gece gündüz hizmet ettiysek, tüm sorunları çözmek için Türkiye’miz için mücadele verdiysek, şimdi de İstanbul’umuzun fetret devrine son verip yükselişe geçmesi için gece gündüz çalışacağız. Bu şehrin bekleyen sorunları var. Bu sorunların başında da deprem ve ulaşım sorunu geliyor. 1 Nisan’da İstanbullu kardeşlerim bize mührü verdiklerinde ilk işimiz bu aziz şehri afetlere karşı dirençli hale getirmektir. Muhtemel bir depremi en az hasarla atlatabilmek için tüm planlarımızı bir seferberlik ruhuyla hayata geçirmektir. Bu ruhla daha önce İstanbul’da nasıl 80 bin konutu yapıp, 173 bin konutumuzu dönüşüme tabi tuttuysak, şimdi de 5 yılda 650 bin konutumuzu dönüştüreceğiz. İstanbulluların evlerinde huzur ve güvenle yaşaması için canla başla mücadele edeceğiz. İstanbul’un ulaşım sorununu da çözüme kavuşturmak için hızlıca harekete geçeceğiz. Metro hatlarımızı ilk 5 yıl içerisinde 650 kilometreye çıkaracağız. İki yakaya yapacağımız tünellerimizle, kavşaklarımızla, 250 bin araçlık otoparkımızla İstanbul’un trafik çilesini çözmek için canla başla çalışacağız. Uğraştıran değil, ulaştıran İstanbul hedefimizi gerçekleştireceğiz. Deniz ulaşımını muhtemel afetlerde de kullanabilmek için yaygın hale getireceğiz. Metrobüslerdeki problemi çözmek için İstanbul’un araç filosunu her sene yenileyeceğiz” şeklinde konuştu.
“Vatandaşımızın elini sımsıkı tutup yüzü gülene kadar da bırakmadık”
“Bu seçim iki zihniyet arasında gerçekleşecek” diyen Kurum sözlerini şöyle sürdürdü: “5 yılda Türkiye’nin her ilinde 365 bin yeni konut yapmış bir kardeşiniz olarak buradayım. Kastamonu’da, Bartın’da, Rize’de, Artvin’de, Giresun’da sel felaketinin vurduğu şehirlerimizi yeniden ayağa kaldırdık. Elâzığ ve Malatya depreminin ardından yaptığımız çalışmalarla milletimizi huzurlu ve güvenli yuvalarına kavuşturduk. Güzel İzmir’imizde binlerce sağlıklı konutu vatandaşlarımıza 1 yılda kazandırdık. Manavgat’ta büyük yangın sonrası 1 yıl geçmeden yaptığımız yeni sıcak yuvaları vatandaşlarımıza söz verdiğimiz gibi biz teslim ettik. Asrın felaketinde 11 ilde 180 bin konutun temelini 3 ayda attık. Bugüne kadar ne söz verdiysek yerine getirdik. Milletimizin yanından bir an olsun ayrılmadık. Vatandaşımızın elini sımsıkı tutup yüzü gülene kadar da bırakmadık. Dönüşüm bizim işimiz, şehircilik bizim işimiz, gerçek belediyecilik anlayışı bizim işimiz. İşte bizim rakibimizle farkımız bu. Bu seçim iki zihniyet arasında gerçekleşecek. Bu seçimde ya sağlıksız binalarda deprem korkusuyla beklemeyi ya da kentsel dönüşümle huzur içinde yaşamayı seçeceğiz. Bu seçimde ya 5 yılda 5 bin konut bile dönüştüremeyenleri, ya da asrın felaketinde 3 ayda 180 bin konutun temelini atan bu kardeşinizi seçeceğiz. Bu seçimde ya İstanbul’daki trafik sıkışıklığını yüzde 90’lar seviyesine çıkaranları, ya da yeni ulaşım yatırımlarıyla trafik çilesini bitirecek olan kadroları seçeceğiz. Ben inanıyorum ki İstanbullular hizmetin adresi olan AK Parti’mizi ve Cumhur İttifakı’mızı 31 Mart’ta rekor bir oyla seçecektir.”
-
“Saltanatı, güneş doğuncaya kadar”
İstanbul’un algıyla yönetilmeye çalışıldığını belirten Murat Kurum, “Onların umurunda olan balya balya paralar. Öbür tarafı dizayn etmek için, finans bulmak için çalışıyor. Televizyonlara çıkamıyorlar. Bu soruyu sormamaları kaydıyla çıkıyorlar. Çıkın anlatın insanımız aydınlansın. Çok çelişkili açıklamalar yapıyor.” dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Murat Kurum, Beyaz TV’deki Gündem Özel programında gazetecilerin sorularını cevapladı.
Murat Kurum, İstanbulluların mevcut İBB yönetimi altında geçirdikleri son 5 yılda yorulduklarını ve artık değişim istediklerini anlattı. 80 gündür sahada olduğunu hatırlatan Kurum, “İstanbul’un her bir ilçesine gittik ve vatandaşımızla, esnafımızla bir araya geldik. Eyüpsultan’da 75 yaşında bir amcamız geldi, ağlayarak sarıldı. Gittiğimiz her yerde bu sevgiyi görüyoruz. 5 yıllık süreçte yorulmuş vatandaşımız değişimi istiyor. Bugün Adalar’da esnafımızla bir araya geldik. Projelerimizi anlattık. Orada da coşku güzeldi. 80 gündür sahadayım, projelerimizle ya da yaptıklarımızla alakalı hiçbir tepki duymadım. ‘Metroyu böyle yapmak lazım, siz böyle söylediniz ama doğru mu, değil mi?’ diye bir tepkiyle karşılaşmadım. Hatta, ‘Evimizi dönüştürün, ulaşımı çözün’ diyenleri duydum.” diye konuştu.“2019’daki vaadi olan HIZRAY’ı yeniden vadediyor”
Murat Kurum, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun “Hatırlamıyorum” dediği 5 yıl önceki vaatlerini, 5 yıl aradan sonra 31 Mart seçimleri öncesi yine piyasaya sürdüğüne dikkat çekti, tepkisini “5 senedir Ekrem Bey’den şunu duyuyoruz; ‘Engelleniyoruz, yaptırmıyorlar.’ Gelinen süreçte vaatlerini hatırlamayan bir Belediye Başkanı’yla karşı karşıyayız. Sözlerini projelerini unutan biri bunları nasıl gerçekleştirecek? ‘Zaten yetişmezdi, hatırlamıyorum’ diyor. Hiçbir çalışma yapmamış, temel atmamış HIZRAY’ı yeniden vaat diye anlatıyor.” cümleleriyle ifade etti.
İstanbul’un hizmet görmesi için İBB’de liyakatli kadrolar bulunması gerektiğini vurgulayan Murat Kurum, “Hep algı, polemik siyaseti. Çünkü başka bir şey söyleyemezler. Bakanlara laf yetiştiriyor. Sayın Cumhurbaşkanı’mıza ağza alınmayacak hakaretler ediyor. Cumhurbaşkanı Yardımcısı adayı oluyor, İstanbul’un bunca sorunu varken 80 ilde mitingler düzenliyor. Her zaman aynı mantık. 22 yıldır bu ülkede hizmet siyaseti yapan bir AK Parti ve Cumhur İttifakı var. Buradaki sorun liyakatsiz kadroyla çalışmak. Bizim bütün vaatlerimiz ayağı yere basan vaatler. Biz 1 Nisan’da ne yapacağımızı biliyoruz ama emin olun onlar bilmiyor. Bu projeler İBB’de yoktur. Öyle bir kadroları yok. Oradaki bilgili, becerili, tecrübeli ekibi saf dışı bıraktılar. Bütün sorunların sorumlusu İBB yönetimidir. Özel halk otobüsleri ile görüşme gerçekleştirdim. 2 milyon, 3 milyon alacakları var. Otobüs firmasından 2-3 milyon finansı kendi yapmasını bekleyemezsiniz. Bakım işleri var, bunlar yapılmazsa otobüs yolda kalır. Farkında olmadığını da ‘hatırlamıyorum’ diyerek itiraf ediyor. Burayla ilgilenmiyor ki, gözü hep dışarda. İstanbul’un kaynaklarını kendi hayalleri için kullanıyor. İstanbul’u basamak olarak kullanıyor. Bu şehrin ihtiyaçları var. 16 milyon insan var, 18 milyon da turist geliyor. İstanbul’a bir bebek gibi sevgiyle bakmak gerekiyor. Çok sevdiği tatile mi gider, CHP içinde mi koşar kendi kararları.” dedi.“İstanbulluların kapısına içme suyunu memba kalitesinde getireceğiz”
Mevcut İBB Başkanı’nın İstanbul’u rant olarak gördüğünü belirten Murat Kurum, kente son 5 yılda yeni su kaynağı kazandırılmadığını hatırlattı. İstanbul’un su kaynaklarını yüzde 21 artırma sözü veren Kurum, “Vatandaşın suyu çamur gibi akıyor. Bu su içilebilir mi? 1 hafta 10 gün önce Anadolu Yakası’nda suyun kokusuyla ilgili endişe vardı. 5 yılda bir damla su getirmeyeceksin, İSKİ elektrik faturasını ödeyemeyecek hale gelmiş. Bu iştirakte öyle becerikli arkadaşlar vardı ki; Haliç temizlendi, şehrin her yerine su getirildi, İstanbul susuz kalmıyordu. 5 yılda bir damla su kaynağı gelmedi. Yapanı eleştiriyorlar, ama kendileri de yapmıyor. Su, İstanbul’un yaşam hakkıdır. Temel atmama töreni yapıyor. Devlette devamlılık esastır. Bunlar devlet yönetmemiş. Ellerine birileri vaatleri vermişler anlatıyor. Kadro kursalar birileri yürütürdü ama o da yok. Bir belediye başkanına; ‘Sen aday olma biz sana İstanbul’da Genel Müdürlük verelim’ diyorlar. Başka partilere; ‘Size iştirakler, işler verelim’ diyorlar. Bu bakış açısıyla İstanbul’a böyle hizmet edilmez. İstanbul gibi bir metropol sürekli yatırım, eser ister. İstanbul, Türkiye’nin lokomotif şehri. Marmara’da ihracatın ve istihdamın yüzde 50’si İstanbul’da. Taksi sorunu, sokak hayvanı sorunlarına çözüm üretmeyeceksiniz, İstanbul’un sorunları varken siz kendi menfaatiniz için uğraşacaksınız, böyle hizmet olmaz. Biz diyoruz ki; İstanbul’un su kaynağını yüzde 21 artıracağız. Özellikle Avrupa Yakası’nda. Depolama da yapmamız lazım. Vatandaşın kapısına kadar suyu içme kalitesinde getireceğimizi vadediyoruz. Su olmadan hayat olur mu.” şeklinde konuştu.
“Onların umurunda olan balya balya paralar”
Murat Kurum, İstanbul’un kaynaklarının reklam kampanyalarına harcandığını söyledi. Kamuoyuna yansıyan ‘para sayma’ görüntülerini de hatırlatan Kurum, eleştirilerini, “İlk geldiği zaman Yenikapı’ya belediye araçlarını dizdiler. Şimdi daha fazlası sözde hizmet veriyor. Sayıştay raporları diyor ki; ‘Sergilediğinden daha fazla araç belediyede.’ Ve bu araçlar belediyeye de değil başkalarına hizmet ediyor. Sen İstanbul’u bitirdin. İstanbul’u durdurmayı başardınız, deprem korkusunu büyütmeyi, trafiği çile haline getirmeyi başardınız. Sonra da reklam tabelalarına 500 milyon TL harcadılar. Belediyenin kendi tabelaları, belki sadece baskı parasıdır o da, ne kadar olabilir? Reklam bütçesi, deprem bütçesinin iki katı. Algıyla yönetmeye çalışıyor. Onların umurunda olan balya balya paralar. Öbür tarafı dizayn etmek için, finans bulmak için çalışıyor. Televizyonlara çıkamıyorlar. Bu soruyu sormamaları kaydıyla çıkıyorlar. Çıkın anlatın, insanımız aydınlansın. Çok çelişkili açıklamalar yapıyor. Ben Emlak Konut’ta 125 bin konut yaptım hepsini rayiç fiyata sattık. Vergi kaçırmadık.” diye sürdürdü.
Bakanlık döneminde hayata geçirdiği konut projelerini sıralayan Kurum, İstanbul’da ise sadece 5 bin konutun dönüştürüldüğüne dikkat çekti. Afetlerde her zaman vatandaşın yanında olduğunu ve verdiği sözleri tuttuğunu hatırlatan Kurum, “İBB’nin 5 yılda yaptığı konut 5 bin. Ben 5 yılda 81 ile gittim. Elazığ’da Malatya’da afet oldu 2 saat sonra oraya gittik. Kastamonu, Bartın, Rize’de seller oldu hemen bölgeye gittik. Aylarca orada kaldık. İzmir’de deprem oldu ve gittik oraya vatandaşımızla el ele vererek İzmir tarihinin en büyük dönüşümünü yaptık. Asrın felaketinde 3 ayda 180 bin konutun temelini attık. 6 ayda konutlar teslim edilmeye başladı. Onlar balık yerken, kayağa giderken biz çalışıyorduk. 46 bin konutu bitirip teslim ettik. 40 tarihi meydanın ihyasını yaptık. Bursa Ulu Camii’den, Zonguldak, Erzurum, Sinop, Bitlis. Buralarda tarihi yapıları düzenledik. İstanbul’da 173 bin konutunu başlattık. Dertli olursan yaparsın. Böyle bir dertleri yok, ‘Ceketimi assam oy verirler’ mantığı var.” cümlelerini kurdu.“Onlar bizim kentsel dönüşüm işlerimize bin 500 dava açtılar”
Murat Kurum, İstanbul’un depreme hazırlıklı hale gelmesi için gece gündüz çalışacağını dile getirdi. İstanbul’da acil dönüştürülmesi gereken 650 bin konut olduğunu hatırlatan Kurum, “Bunları dönüştürmek istiyoruz. Bir daha aynı acılar yaşansın istemiyoruz. Biz konutları yaparken, ‘Siz bunları 100 yılda yapamazsınız, parayı bulamazsınız.’ dediler. Osmangazi Köprüsü’nde de böyle dediler. ‘KAAN’ı yapacağız dedik’, ‘Yok’ dediler. ‘Elektrikli otomobil yapacağız’ dedik, ‘Burada olmaz’ dediler. Hep eleştiri. Algıyla deprem endişesi giderilir mi? Sadece İstanbul’a odaklanacağız ve çalışacağız. Geçmişte nasıl yaptıysak, yine öyle yapacağız. 81 ilde vatandaşımıza sorun; ‘Mavi montlu adam geldi verdiği sözleri tuttu’ derler. İzmir, kendilerinin yönettiği yer. Hizmetlerimiz orada. 300 bin kontu KİPTAŞ eliyle dönüştüreceğiz. Nisan ayında talepleri alacağız. Bunların Nisan’da yapacak hiçbir şeyleri yok. 6 ayda taksi sorununu çözeceğiz. Şu an vatandaşımız dönüşemiyor. Eski daireyi dönüştürmek istese, 10 daire 7’ye düşüyor. Meclis’e getirdiği bir tane iş ret almadı. Onlar bizim kentsel dönüşüm işlerimize 1500 dava açtılar. Tozkoparan’daki evlere gidin görün. ‘Katarlılara, Araplara sattılar’ dediler, vatandaşımız oturuyor. Başakşehir aynı. Avcılar’da mülkiyet sorunu çözüldü.” diyerek, muhalefetin tutumunu eleştirdi.
“İki yakaya 122 kilometre tünel yapacağız ve artık trafik çile olmayacak”
İstanbul’daki trafik çilesinin yeni metro hatları ve tünellerle giderileceğini söyleyen Murat Kurum, ulaşımla ilgili projelerini anlattı. Raylı sistemleri 650 kilometreye çıkaracaklarını yineleyen Kurum, “Metro ihalelerini yapmış, finansı hazır halde vermişiz, iptal etmişler. Bunlar da yetmemiş, kazılmış metroya hafriyat döktüler. Tünellere de beton döktüler. Şimdi de onları kaldırmak için kamu kaynağı harcıyorlar. Bu İstanbulluların parasını gereksiz harcamak değil de nedir? Önce ‘gereksiz’ diye hafriyat döküyorsun, sonra hafriyatı kaldırmak için para harcıyorsun. Buna da ‘işe başlama töreni’ diyorlar. İşe başlayacak zihniyet oraya hafriyat döker mi? Bunlar bizim yaptığımız işe bile sahip çıkmaya çalışıyorlar. Orada bir emek var. Kendin yap. 5 yılda bir tane metro ihalesi yapmamış. Bitenler, bizim başlatıp yüzde 99’a kadar getirdiğimiz var. 2019’un Haziran ayından sonra açılan metro hatlarının tamamı 145,7 km. Bunun 81,7 km’si Ulaştırma Bakanlığı tarafından yapıldı. İBB, ‘ben açtım’ dediği 63,9 km metro hattının 18 km’sini kendisi yapmış. 45,9 km’lik hattı ise biz yapıp onlara teslim etmişiz. 9 hattın 46 km’sini biz açıp vermişiz; 17,88 km’sini onlar yapmış. Devlet engelleseydi, Ulaştırma Bakanlığı bu kadar metro yapar mıydı? Bakanlık bu kadar metro yapmasa İstanbul’un trafiği ne hale gelirdi? 1 Nisan’da görevi aldığımda, bugünden 370 kilometre aldığımı söylüyorum. ‘650 kilometreye çıkartacağım’ diyorum, 280 kilometre yapacağım. Onların emeğine de saygı duyuyorum.” ifadelerini kullandı.
İstanbul’un iki yakasına toplam 122 kilometre tünel inşa ederek trafik yükünü hafifleteceklerini yineleyen Kurum, “TÜYAP’tan binen vatandaşımız kesintisiz bir şekilde Boğaz’ı geçecek, Söğütlüçelme’ye, Cevizli’ye gidecek. Silivri’ye metrobüs götüreceğiz. Trafikteki ulaşım süresini aşağı çekeceğiz. Ortalama trafik süresi 64 dakikaya gelmiş. Biz bunu 39 dakikaya düşüreceğiz. İki yakaya 122 km tünel yapacağız. Bunun 88 km’si Avrupa Yakası’na. Beykoz’dan Üsküdar’a 9 dakikada ulaşabilecek vatandaşımız. Biz bu tünellerle alternatif bir yol oluşturacağız. D-100’de yan yol düzenlemesi yapacağız. Artık trafik çile olmayacak. AK Parti’nin 22 yıllık siyaset anlayışı budur. 81 ile, vatandaşımızın dini, dili, ırkı bakmadan hizmet getirdik. Böylesi kutlu bir şehre gece gündüz çalışarak hizmet edersiniz. Artık kendisi tatile mi gider, işe başlama nasıl olurmuş, hizmet nasıl yapılırmış onu mu izler, kendi bilir.” diye konuştu.
“Kandil’den talimat geldi ve ittifak işaret edildi”
Murat Kurum, DEM Parti ve CHP’nin İstanbul’da yaptığı ve Kent Uzlaşısı adını verdiği ittifak hakkında da açıklama yaptı. İki partinin Kandil’den gelen talimatla yeniden ittifak yaptığını ifade eden Kurum, tepkisini “Tam açıklayamıyorlar. İttifak yaparsan çıkar açıklarsın. Kapı arkasında bir şey yapmazsın. Biz ne yapıyorsak şeffaf bir şekilde yaptık. 22 ilçede aday çıkartılmıyor, Meclis üyelikleri paylaşılıyor, Esenyurt adayı; ‘Beni Özgür Özel, Ekrem İmamoğlu aday gösterdi’ diyor. Diğer taraftan da, ‘Esenyurt’un nüfusu bir çok ilden fazla, öz yönetim olsun’ diyor. DEM bir aday çıkardı, sonra Kandil’den talimat geldi ve başka aday çıktı. İttifak yapılması işaret edildi. Şimdi de ittifakı, Kent Uzlaşısı adı altında söylüyor. Vatandaşımız kimin hizmet, eser getireceğini biliyor. Kendilerine yakın gazeteciler bile; ‘Bir il binasını alamayanlar ülkeyi, şehri nasıl yönetecek’ diyor. Sen şehri bitirmişsin, 5 yıl için daha aday oluyorsun. Millet sana nasıl inansın? Bırak aday olmayı, istifa etmen lazım. İstanbul ile ilgilenmeyeceksin, sonra ‘ben İstanbul’u yönetmeye talibim, her şey güzel olacak.’ Ne oldu, kalp yapıyordunuz herkese.” sözleriyle ifade etti.
“CHP’li yönetimi en iyi bilen, eziyetler çeken Yeniden Refah Partisi seçmenimizdir”
Murat Kurum, Cumhur İttifakı’ndan ayrılarak 31 Mart’taki yerel seçimlere kendi adayıyla girme kararı alan Refah Partisi’nin seçmenine, “Herkesin oyuna talibiz. CHP’yi en iyi bilen Yeniden Refah Partili seçmenimizdir. Çektikleri eziyet orada. Sandığa gittiklerinde verdiği oyun kime yarayacağını düşüneceklerdir. CHP Belediyesi’ne mi, yoksa Rahmetli Erbakan Hoca’mızın rüyasını gerçekleştirecek iradeye mi destek verecekler? Bunu sandıkta düşüneceklerdir. Biz Yeniden Refah Partili seçmenimizin oyuna talibiz. Sandığa gittiklerinde oyları, Kur’an kursuna giden çocuklarımız için ‘Orta Çağ zihniyeti’ diyenleri mi destekleyecekler yoksa ülkeye katı sağlamak için çalışanlara mı yarayacak, bunu düşüneceklerdir. Ayasofya’nın zincirlerinin kırılmasını en çok Rahmetli Erbakan Hocamız isterdi. Ezanlar sonsuza kadar yankılansın istiyordu. Yoksa ‘müze olsun’ diyenlere mi destek olunacak? ‘Benim oyum nereye destek oluyor?’ diye düşüneceklerdir.” diye seslendi.
“Kardan adamın saltanatı, güneş doğuncaya kadarmış”
Murat Kurum, İstanbul’un deprem ve trafik sorunun beka sorunu olduğunu işaret etti. Mevcut İBB yönetimini hedef alan Kurum, “Mesele İstanbul. Her medeniyetin dostça yaşama arzusunu devam ettirme. 3 senedir bitmek bilmeyen kaldırım çalışmaları var. Yerel seçim hizmet seçimi. Yerel seçimde İstanbul’un geleceğini uygulayacağız. Deprem bir beka sorunu değil midir? İstanbul’un ekonomisi beka sorunu değil midir? İstanbul’un kaynaklarının israf edilmesi bu ülkenin beka sorunu değil midir? Türkiye Yüzyılında şunun kararını vereceğiz; İstanbul lokomotif bir şehir mi olsun yoksa daha mı geri gitsin. Kardan adamın saltanatı, güneş doğuncaya kadarmış. Bunların saltanatı 31 Mart’ta doğacak güneşle bitecek. Tüm seçmenlerimiz bunları düşünecek.” dedi.
“İhtiyaç sahibi tüm emeklilere her ay 2 bin 500 TL”
Murat Kurum, kendi ayakları üzerinde durabilmeleri için kadınları ve gençleri destekleyeceklerini söyledi. Emeklilere de İBB bütçesinden her ay destek vereceklerini yineleyen Kurum, sosyal projelerini, “10 bin kadınımıza ve gencimizi sermaye desteği vereceğiz. İlk işini kuran gençlere 100 bin TL destek vereceğiz. Kendi işlerini kurup, kendileri üretebilecekler. E-ticaret üzerinden pazarlamalarına destek olacağız. 100 bin ailemizin ev ekonomisi güçlenecek. Kadın istihdamını artıracağız. 7/24 nöbetçi kreş hizmeti vereceğiz. Ulaşımda yüzde 40 indirim olacak. 0-6 yaş çocuk sahibi anne ve babalara ücretsiz ulaşım hakkı tanıyacağız. Üniversite öğrencilerine 10 bin TL eğitim desteği verilecek.
Sosyal yardımlar yapacağız ama gelirleri artırmak için bu adımları da atacağız. İSMEK’te çalışan, üretenlere saatlik ücret alacağız. İhtiyaç sahibi tüm ekmekli vatandaşlarımıza İBB olarak ayda 2 bin 500 TL ödeme yapacağız. İstanbul’da 3 tane büyük yaşlı ve engelli yaşam merkezi olacak.” şeklinde anlattı.
CHP’li İBB yönetiminin 2019 seçiminin ardından yaptığı işten çıkarmaları hatırlatan Kurum, “Haksız yere işten çıkartılan her bir kardeşimizi 31 Mart akşamı işe alacağız. Bazı çalışanlarını işiyle alakalı olmayan yerlere göndermişler. 2019’da ‘Kimseyi işten atmayacağız’ dediler. 5 senede nasıl 50 bin kişi işe girdi, çıktı? Belediye böyle işleyebilir mi? Kimseyi haksız yere işten atmayacağız. Alın teri nedir, emek nedir bilmiyor ki? Bu şehri böyle yönetemezsiniz.” ifadelerini kullandı.“İki günlük konser parasına 39 ilçeye kent lokantası, kreş ve kütüphane açarım”
CHP’li İBB Başkanı’nın “mega proje” dediği Kent Lokantalarına da değinen Murat Kurum, “39 ilçede iki gecede açarım.” dedi. İBB yönetiminin iki konser için harcadığı 550 milyon lira ile İstanbul’un 39 ilçesinde yapılacak işleri sıralayan Kurum, konuşmasını, “Biz sosyal yardımlarla alakalı; verilen yardımları devam ettireceğiz ve sürdürülebilir yardımlar da yapacağız. Kadir Ağabey zamanında, Ramazan’da günde 500 bin kişi ücretsiz kişiye yemek veriyordu. Diğer aylarda, ayda bir buçuk milyon kişi ücretsiz yemek yiyordu. Şimdi bunlar ücretsiz verilen yemekleri kaldırdılar, ücretle yemek verdiği 11 lokantayı hizmetmiş gibi anlatıyor. Geliri en az olan ilçemizde onun kadar sosyal tesisimiz var. Bunu büyük bir iş gibi anlattığımızı gören oldu mu? Biz bunları zaten yapıyoruz. Ulaşımı ve depremi konuşmadığım yerde kent lokantasını konuşmam. Zaten yapıyoruz. 39 ilçede 2 gecede açarız. Yaptıkları bir bina da yok. Bir yerleri kiralıyorlar, masa, sandalye sonra ‘iş yaptık’ diyorlar. Konserlere verdikleri 550 milyon TL ile, 39 ilçeye kent lokantası, kreş ve kütüphane açarım.” sözleriyle noktaladı.
-
Kabe’nin altın kapısını tabloya nakşetti
Kartepe Belediyesi Sanat Evi, Kültür ve Turizm Bakanlığı Somut Olmayan Kültürel Miras Taşıyıcısı Nahhat Muzaffer Okur’un sergisine ev sahipliği yaptı. 75 eserin yer aldığı “Ahşap Dile Gelirse” sergisi, 5 Nisan’a kadar açık olacak. Eserleri hakkında bilgi veren Nahhat Muzaffer Okur, “Selçuk ve Osmanlı dönemlerinde kullanılan bu uygulama günümüzde yeniden hayat bulmaktadır. Yaptığımız eserler arasında en kıymetlisi Kabe’nin kapısıdır” dedi. Okur, eserinin ceviz ağacından kesilen parçalarla 3 ayda yapıldığını söyledi.
“Aşk olmadan, sabır olmadan bu eserler ortaya çıkmaz”
Tüm hazırlanan eserlerin kıl testeresiyle yapıldığını belirten Okur, “15 yıldır bu sanatın içerisindeyim. Son 4 yıldır Kültür ve Turizm Bakanlığı Somut Olmayan Kültür Miras Taşıyıcısı olarak sanatımızı taçlandırdık. Sanatımızı gelecek nesillere aktarmaya çalışıyoruz. Bu sanatın en önemli sermayesi sabırdır. Aşk olmadan, sabır olmadan bu eserler ortaya çıkmaz. Tam bir terapidir. Bu eserlerle ahşap dile gelmektedir. Ceviz, ardıç, zeytin, ıhlamur gibi ağaçları kullanıyoruz. Eserler ortaya çıkarken konuşmaktadır. Her eserin bir hatırası vardır. Yapılan eserlerin ortaya çıkması farklı zamanlarda olmaktadır” ifadelerini kullandı.
Muzaffer Okur, destekleri dolayısıyla Kartepe Belediye Başkanı Mustafa Kocaman’a destekleri için teşekkür etti.
Sergiyi ziyaret eden Kartepe Belediye Başkanı Mustafa Kocaman ise “Kartepe Sanat Evi’miz Ramazan’ın manevi iklimine yakışacak çok özel bir sergi için kapılarını açtı. Naht sanatının ustalarından Muzaffer Okur’un sergisi 5 Nisan’a kadar 11.00 – 17.00 arasında ziyaretçilerini ağırlayacak” şeklinde konuştu.