Etiket: güncelhaberler

  • Tarihi sarayda kar banyosu

    Tarihi sarayda kar banyosu

    Yaz-kış dağcı gruplarını ağırlayan Ağrı Dağı’nda 16 yaşından beri tırmanış için gelen turistlere rehberlik eden tur rehberi, Ağrı Dağı’na yaptığı zirve tırmanışında kar banyosu yapmıştı. Bu defa Ağrı’nın Doğubayazıt ilçesinde etkili olan kar yağışının ardından tarihi İshak Paşa Sarayı’na çıkan rehber, üzerindekileri çıkarıp dondurucu soğuğa aldırış etmeden kar banyosu yaptı. Telefon kameralarına yansıyan ve topladığı karları vücuduna süren rehber, ortaya renkli görüntüler çıkardı.

  • Çinilerini yurt dışına ihraç ediyor

    Çinilerini yurt dışına ihraç ediyor

    Tokat’ın Niksar ilçesinde yaşayan 77 yaşındaki Tülay Atila’nın önderliğindeki çini atölyesi, geleneksel Türk çini sanatını modern bir yaklaşımla yaşatıyor. Atila, çocuklarıyla Kütahya’da bulunduğu dönemde çini sanatıyla tanıştı. Kendi tabiriyle cahil cesaretiyle Niksar’da çini atölyesi kuran Atila, ilk zamanlar bilgi ve tecrübesizlikten dolayı zor günler yaşadı. İki yıl boyunca öğrenme, araştırma ve denemeyle geçen sürecin ardından Atila, ilçedeki ev hanımlarına iş imkânı sağlayarak, onların sanat becerilerini keşfetmelerine ve geliştirmelerine imkan sağladı. Atölyede çalışan kadınlar, başlangıçta çiniyle ilgili deneyimi olmamasına rağmen ortaya çıkardıkları eserlerle büyük başarı elde etti. Öğrendiği tekniği atölye ve sınıfta diğer kadınlara öğreten Atila, internetten de çini sanatıyla ilgili eğitimlerine devam ediyor. Bir yandan da online dersler alarak sürekli olarak kendini geliştiren Atila, çocuklarının desteğiyle ürünleri başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere Japonya ve Yunanistan gibi ülkelere gönderiyor. Atila, ilerlemiş yaşına ve sağlık sorunlarına rağmen yaptığı ürünlerle ismini ölümsüzleştiriyor.

    Hızlı bir kararla Niksar ilçesinde çini atölyesi kurduğunu anlatan Tülay Atila, “Kütahya’ya çocuklarımdan dolayı sık sık gittiğimiz için hadi çini yapalım dedik. Ama yapalım ile olmuyormuş. Çok cahilce ve hızlıca işin içine girdik. Tabii bu sefer bu işi bilmediğimizi fark ettim. İki yılım sadece öğrenme, araştırma ve denemeyle geçti. Amaçlarımdan bir tanesi Niksar’da çalışmak isteyen ama imkân bulamayan ev hanımlarına evlerinde veya atölyede bir iş imkânı sağlamaktı. O da çok güzel oldu. Çünkü gelen bayanların hiçbirinin çiniyle alakası yokken herkes sanatını, becerisini ortaya koydu. Umduğumuzdan güzel işler çıktı. Bütün teknikleri öğrendik ve sınıfımızda, okulumuzda, atölyemizde çalışan bayanlara öğrettik. Online ders de olsa alıyorum, bilenlerle konuşuyorum. İnterneti çok kullanıyorum. Yani bu bakımdan çok büyük yardımcı gruplarımız var” dedi.

    “Beni bıraksalar gece gündüz iş yaparım”

    Çalışmayı çok sevdiğini söyleyen Atila, “Çini seramik gruplarında sorular oluyor, onları okuyoruz. Yüzde 90 yurt dışına gönderiyoruz. O da bir şans benim için. Çünkü çocuklarım orada Türkiye’den götürdükleri hediyelik eşyaları toptan satıyorlardı. En büyük pazar payımız yüzde 90 ile Amerika. Çocuklarım orada toptan veriyorlar, fuarlara katılıyorlar. Japonya’da iki firmaya gönderdik, Yunanistan’a gönderdik, İngiltere’ye gönderdik. Ama çocuklara yaptığımız ürünlerin daha çok olması sebebiyle onların bazı istek ve taleplerini karşılayamadık. Çünkü bizim esas pazarımız Amerika ve çocuklarımız. Japonların dükkânları çok küçük. Küçük küçük ürün siparişi yapıyorlar. Ama yine de gururlanıyorsun yani Niksar’dan Japonya’ya, Amerika’ya gidiyor. Öleceğim ama bu tabak benim adımı her yerde gösterecek. Kim alır, kim kullanır, kime hediye gider bilmiyorum. Ama ileride torunlarım bir yerde tesadüfi adımı görürlerse ‘Bu bizim’ diyebilirler. Onlar beni mutlu ediyor. Dizimden ameliyat olduğum için merdiveni zor inip çıkıyorum. Gözümden kataraktan ameliyat oldum. Ama bunlar beni hiç engellemiyor. Merdiven olmasa hayatım çok güzel. Bir de pazar günü olmasa çok güzel olacak. Çünkü pazar günü de atölyeler kapalı oluyor. Beni bıraksalar gece gündüz iş yaparım” şeklinde konuştu.

    “Çini sanatıyla 4 yıl önce tanıştım”

    Çini sanatıyla 4 sene önce tanıştığını söyleyen Mehtap Baran ise, “Ben ahşap boyamaya gitmeyi istemiyordum. İlla tabak diye tutturdum. Açılınca Tülay ablaya iş için başvurduk. 6 ay öğrenemedim, öğrenemedim derken sıkıntılı bir sürecim de vardı. Sağ olsun Tülay abla da sabretti, ‘Seninle devam edelim’ dedi. Pandemi döneminde çıkışımız oldu ama sonra girdik, 4 senedir devam ediyoruz” diye konuştu.

  • Motosiklet tutkunlarına kask uyarısı

    Motosiklet tutkunlarına kask uyarısı

    2024 Motobike Fuarı’nın açılışı İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın katılımıyla gerçekleştirildi. Fuarı gezen Yerlikaya, burada yetkililerden motosikletler hakkında bilgiler de aldı. Fuara vatandaşların da ilgisi yoğun oldu.

    “Taraftarların birbirlerini kıymetli görmelerini, alkışlamalarını görmek istiyoruz”

    Fenerbahçe Trabzonspor maçıyla ilgili konuşan Yerlikaya, “Olay sonrası paylaşım yaptım. Ertesi gün adli ve idari süreçle ilgili sosyal medyadan paylaşım yaptım. Bununla ilgili bakanlıklar açıklamalarını yaptı. Hep beraber sürecin nereye geleceğini göreceğiz. Ben aynı zamanda bir futbol aşığıyım. İzlemeyi, oynamayı severim. Desteklemeyi severim. Bu artık sahalarda görmek istemediğimiz genel olarak söylüyorum biz istiyoruz ki tüm spor türleri artık dilde veya yazıda kalmasın. Galibiyet mağlubiyet beraberlik olsa oyunun güzel olması taraftarların birbirlerini kıymetli görmeleri birbirlerini alkışlamaları bunları görmek istiyoruz. Biz spor müsabakasından sonra niye görmek istemediğimiz bir olumsuzluktan dolayı medya, milletimiz, sporseverler niye bu konuyu konuşalım ki? Biz güzel konuşmak istiyoruz” dedi.

    “Trafiğe kasksız, ekipmansız çıkmasın”

    Motosiklet tutkunlarına tavsiye de veren Yerlikaya, “Emniyet Genel Müdürlüğü’müzün Jandarma Komutanlığı’nın trafik denetimiyle ilgili eğitimiyle alakalı bir süreç var. Bu süreçlerin hemen hemen tamamından faydalandım ben. Trafiğe tamamen kapalı bir alanda başlangıç eğitimimi oradan aldım. 7 yıldır motor kullanıyor olmama rağmen eğitim hiçbir zaman bitmiyor. Kış sezonu nedeniyle kullanmadığımız zaman bile tekrardan başlandığında biz eğitim diyoruz. İçişleri Bakanlığı olarak trafik ve asayiş ekiplerimizle denetimlerimizi yapıyoruz. Çok daha ileri boyuta taşıyacağız. Motor kullanıcılara tavsiyem eğitimdir. Kendinizi geliştirin kaska dikkat edin. Kasksız bir arkadaşımızı trafik ekipleri durdurduğu zaman ‘bana ceza yazıldı’ diye sitem edilmesin. O cezayı yazmaktan biz de keyif almıyoruz. Yapmak istediğimiz caydırıcılık. Bir daha trafiğe motoruyla kasksız çıkmasın. Ekipmansız çıkmasın. Artık ayda 4 kere 1 hafta boyunca her pazar denetimlerimizde en çok hangi aksaklıkların olduğunu işlem yapılma oranlarını ve türlerini sosyal medyadan paylaşacağım” şeklinde konuştu.

  • 90 yıllık aile geleneğinİ sürdürüyor

    90 yıllık aile geleneğinİ sürdürüyor

    Mardin’de ata mesleği olan tatlıcılığı sürdüren Nuri Tatlıcı, sadece Ramazan aylarında halka tatlı çıkartarak tezgahını kuruyor. Genelde işinin poğaça ve simit yapmak olduğunu belirten Tatlıcı, 50-60 yıla yakın da tatlıcılık mesleğini yapmakta olduğunu söyledi. Büyüklerinden kalma bir meslek olduğunu ifade eden Tatlıcı, “En güzel özelliği de Ramazan’dan Ramazan’a bu işi yapmamızdır. Ramazan ayında bayağı rağbet ediliyor. Tatlıyı, havalar ısındığında kimse almıyor. Kilosunu 80 liradan satışa sunuyoruz. Satışlarımız değişiyor ama genelde 50 kilo satıyoruz. Sabah tezgahımızı kurup iftara kadar tatlılarımızı satıyoruz. Bu meslek 90 yıla kadar dayanmaktadır” dedi.

    25 sene önce Nuri Tatlıcı’nın yanında çıraklık yapan Aziz Korkut, her Ramazan gelip tatlı aldığını dile getirdi. Korkut, “Nuri ustanın, babasının ve ağabeyinin yanında 3 yıl çıraklık yaptım. Şimdilerde müşteri olarak geliyorum. Burada tatlıları meşhurdur. Her sene burada tatlı alıyoruz” ifadelerinde bulundu.

  • Alper Gezeravcı memleketi Silifke’de

    Alper Gezeravcı memleketi Silifke’de

    Silifke Kaymakamı Abdullah Aslaner, Silifke Belediye Başkanı Sadık Altunok ve öğrenciler tarafından okul bahçe girişinde karşılanan Gezeravcı, 1990-1993 yılları arasında Atatürk Orta Okulunda okuduğunu ve mezun olduğunu söyledi.

    Türkiye’nin insanlı ilk uzay misyonunu tamamladıktan sonra Türkiye’ye geri dönüş yaptığını ifade eden Alper Gezeravcı, “Bugün normalde Mersin ve Adana’da planlı olan faaliyetlerimiz vardı. Orada sizden biraz daha büyük yaştaki ağabeylerinizle üniversite öğrencisi olan kardeşlerimizle buluşacaktım ama mezun olduğum okulun burası olması ve sizlerle buluşmak istemem sebebiyle hemen öncesinde buraya da program eklemek istedik. Sizlerle bir arada bulunmaktan dolayı çok mutluyum” dedi.

    Öğrencilere tavsiyelerde bulunan Gezeravcı, “Sizlere söylemek istediğim birkaç küçük husus var. Ben sizin yaşınızda iken bu okulda yukarıdaki şubelerde orta 1, 2 ve 3. sınıfı okurken benim hayalimin sınırı gökyüzünde görebildiğim uçaklardı. Bu okulumuzun emekleri ile öğretmenlerimizin çabası ile çok şükür hayal ettiğimiz yere erişmek imkanı oldu. Sadece gökyüzünde uçan uçakları hayal edebiliyor, daha ötesini hayal edemiyordum. Artık devletimizin sağlam iradesi ile Türkiye Cumhuriyeti olarak uzaya da adım attık. İnşallah bundan sonra uzayın daha ötesine gideceğiz. Daha iyi yollar sizlere kısmet olsun. Yolunuz bahtınız açık olsun. Geleceğiniz parlak olsun” diye konuştu.

    Konuşmaların ardından Alper Gezeravcı, mezun olduğu 3/C sınıfını ziyaret edip, öğrencilerle sohbet etti.

    43 yaşına kadar astronot olmak gibi bir hayalinin bulunmadığını ifade eden Gezeravcı, “O zamanlar astronot olmak gibi bir hayalim yoktu. Çünkü Türkiye Cumhuriyetimizde herhangi bir insanlı uzay görevi yapılmamıştı. Uzayla ilgili bir şey olduğunda ben kendi kendime ‘Alper, senin hayallerinin limiti gökyüzü. Gökyüzünde uçan uçaklara eriştin. Artık hayalinin sınırı burası.’ Daha ötesini hayal etmeye hiç teşebbüs etmedim. Ne zaman ki devletimiz, sayın Cumhurbaşkanımız uzaya ilk Türk vatandaşının gönderileceği kararını açıkladı, o andan itibaren bu işin hayalini kurabilmeye başladım” dedi.

    Öğrencilere önerilerde bulunan Gezeravcı, “Kendi zihninizin içinde, kendi bünyeniz içindeki taşıdığınız güce her zaman güvenin. Bir şeyi bininci denemenizde başaramıyor olabilirsiniz hiç önemi yok. Artık başarısızlıklardan da bir şey öğrenebildiğimizin bilincinde olun yeterli. Moral motivasyonunuz bozulmasın. Sizin önünüzdeki en büyük engel, yapabileceğiniz halde size bir şey yapamayacağınızı söyleyen insanlardır ve moralsizliktir. Başarısızlıktan moralsizliğe geçmeye hiç gerek yok” ifadelerini kullandı.
    Alper Gezeravcı’nın Silifke’de öğrencilerle buluşmasından çok mutlu olduklarını ifade eden Silifke Belediye Başkanı Sadık Altunok, Gezeravcı’nın ismini yaşatacaklarını söyledi.

  • Tüketici güven endeksi açıklandı

    Tüketici güven endeksi açıklandı

    Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası işbirliği ile yürütülen tüketici eğilim anketi sonuçlarından hesaplanan tüketici güven endeksi, Şubat ayında 79,3 iken Mart ayında yüzde 0,02 oranında artarak 79,4 oldu.

  • “Türkiye spor devrimi yaşamaktadır”

    “Türkiye spor devrimi yaşamaktadır”

    Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, Gaziosmanpaşa Gençlik Merkezi’nin açılış törenine katıldı. Bakan Bak burada yaptığı konuşmada, “Gençlik ve Spor Bakanlığı olarak Türkiye’nin dört bir yanında hizmetleri, eserleri açmaya devam ediyoruz. Bunlardan bir tanesi de Gaziosmanpaşa Gençlik Merkezimiz. Bakanlık olarak Türkiye’de 400’ün üzerinde gençlik merkezimiz var. Ailelere sesleniyoruz; çocuklarınızı alın, spor merkezlerine getirin. Burada spor yapsınlar, kötü alışkanlıklardan uzak dursunlar. Spora yapılan 1 liralık yatırım bize 10 lira olarak geri dönüyor. Türkiye son 22 yılda spor devrimi yaşamaktadır. Türkiye spor ülkesi olma yolunda” dedi.
    Bakan Bak, yerel seçimlere ilişkin ise, “Gaziosmanpaşa’da Hasan Tahsin Usta ile yola devam. 5 yıldır İstanbul çok büyük talihsizlikler yaşıyor. Metrobüsler duruyor, yollar kesiliyor. Kar yağdığı zaman İstanbul kara teslim oluyor, ama belediye başkanı tatilde. Bize çalışan adam lazım. Murat Kurum yola çıksın istiyoruz, Murat Kurum gelsin istiyoruz. 31 Mart’ta İstanbul muradına ersin” açıklamalarında bulundu.
    Gaziosmanpaşa Belediye Başkanı Hasan Tahsin Usta ise, “Büyük hayaller büyük gerçeklerin öncüsüdür. Hayallerimizin ilk başına gençlerimizi ve kadınlarımızı koyduk. Onlardan bir tanesi bugün burada hizmete açılıyor. Birilerine tatil yakışır birilerine de eser yakışır. Bu eser buraya yakıştı” şeklinde konuştu.

  • Akşener: “Adaylarımıza destek istiyorum”

    Akşener: “Adaylarımıza destek istiyorum”

    İYİ Parti Genel Başkanı Akşener, Antalya’da bir otelde düzenlenen iftar programında partililerle bir araya geldi. Akşener, 20 Ocak 2020’de, ‘Bu tahterevalli siyasetini nasıl bitirebiliriz’ sorusunun cevabını esnaf gezmek olarak cevaplandırdıktan sonra ilk yaptığı gezisinin Antalya’ya olduğunu hatırlattı. Antalya’nın o zaman tüm ilçelerini ve dükkan dükkan gezdiğini hatırlatan Akşener, “Sonra bizim ekonomik kurmaylarıyla akşam da oturduk uzun elinde onların konuştuğu bizim dinleyip not aldığımız soruları onların sorup bizim cevaplandırdığımız, bizim nutuk atmadığımız bir çalışma yaptık. Bu Türkiye’de ilkti. Antalya’dan başladık ve Hakkari’den Edirne’ye kadar ben ve arkadaşlarım dolaştık. Yani tetiği siz çektiniz, ittirmeyi siz yaptınız. O kadar istifade ettik ki Türkiye’yi öğrenmek amaçlı yola çıktık. Normal şartlarda sadece partilerimizle beraber olsaydık, farklı bir konuşma yapardım” diye konuştu.
    “2010 referandumuna gitmesin diye o yasa ben en tepedekinden en sonuna kadar herkesle bizzat konuştum” diyen Akşener, “2017 parti yok o zaman hayatımızda çılgın gibi hayırcı olduk. Bir salonda gene hayır için gene çalıştık. Gene başarılı olamadık. Yani orada ‘hayır’ çıkartmaya başarılı olamadık” dedi.

    “Hayal kırıklığı yaşandı”

    Akşener, 2018’de ittifak sisteminden dolayı ittifakla yola çıktıklarını hatırlatarak, “O ittifak sisteminde gene uçtuk, kaçtık, açtık derken propaganda zamanı muhalif seçmen hakikaten çok duygusal davranıyor. İş hayatımızda matematik geçerli. Ama bu işte duygular hat safhada, şimdi gene uçtuk kaçtık. Sonuçta büyük bir hayal kırıklığı yaşandı. Ve hepimiz aday olduk. Ben oldum, İnce oldu, Temel Karamollaoğlu oldu. Adaylar olduk, olduk, olduk. ‘Erdoğan ben tek onlar hepsi dedi’ ve biz kazanamadık. Sonra 2019 geldi, biz Cumhuriyet Halk Partisi’ne gittik, bir teklifte bulunduk. Biz teklif ettik. ‘Ortak gidelim İstanbul, Ankara, Antalya, Adana gibi büyük şehirleri alırsak eğer biz AK Parti’den, yani rekabet ederek alırsak dövüşmeden, kavga etmeden, düşmanlaştırmadan, çünkü yerel seçimlerde biraz daha projelerin tartışıldığı bir sistem olduğu için alabilirsek gene Erdoğan’a göre İstanbul’u alan Türkiye’yi alır olduğuna göre morali yere düşmüş, umudu kaybolmuş, muhalif seçmeni ayağa kaldırabiliriz’ dedik. Kabul gördü. Bir ay falan bir kendi aralarında tartıştılar. Kabul gördü. Ondan sonra masaya oturduk. Ben arkadaşlarıma bir talimat verdim. Türkiye İYİ Parti, Türkiye’yi tercih edeceksiniz” dedi.

    “Size kendimizi teslim ettik”

    6’lı masa derken 2023’e geldiklerine değinen Meral Akşener, “2023’ü uzun uzun anlatmıyorum. Sonucu bir başarısızlıktır. İsteyen benim üzerime bıraksın, isteyen ortaklaştırsın, bir şey fark etmiyor. Netice itibariyle başaramadık. Yani tamamı suçu bana yıksanız ne yazar ki? Yani sonuçta başaramadık. Sonuç itibariyle adını hür ve müstakil koyduğumuz yerel seçim olduğu için de çok daha hem zor hem de gelecek açısından çok önemli bir karar aldık. Yani size kendimizi teslim ettik” ifadelerini kullandı.

    “Biz bu belediye başkanlarımıza kefalet koyduk”

    “Anavatan, DYP kavgası vardı bu ülkede. Doğru Yol Partisi’nde politikaya başladım. Ve o rekabet yani kavga görünüşlü rekabetti ama iki taraf da birbirini partisine elini uzatmazdı” diyen Akşener, “Şimdi biz İstanbul, Ankara, Antalya, Adana gibi mesela İzmir’i saymıyorum. İzmir’de desteklemiştik biz o zaman ama neticede İzmir’de yani CHP’nin o kadar büyük bir gücü var ki hani o ceketle kola kutusu işi var ya ona da itiraz ediyorum ama neyse o nedenle onlar almış olsun. İlginç bir şey oldu. Biz bu belediye başkanlarımıza kefalet koyduk. Onlarla ilgili her türlü, onlara yapılan yanlışlıkların karşısında durduk. Kendi partilerinden daha fazla durduk. Mesela dava görüldüğü zaman İmamoğlu’nun yanına gittim. Bir hafta ölmüş anama sövüldü, televizyonlardan. ’Niye gittin’ diye. Muhittin Böcek hastalandı. Çeşitli şeyler çıktı hakkında. ‘Şöyle oldu, böyle oldu’ diye. Antalya sökün etti benim ofisime. Genel merkeze sökün etti. Dediler ki, ‘o dönmez artık, şunu seçelim, izin ver şunu seçelim, konuş Kılıçdaroğlu’yla şunu getirelim. Şunu yapalım, şunu yapalım. ’Bunların her birini Muhittin Böcek biliyor. Ben de dedim ki, ‘çok ayıp bir şey bu, çok ahlaksız bir şey bu, milletin seçtiği şahıs hasta bugün öldü, yarın öldü, şöyle oldu, böyle oldu ya, biz karar veremeyiz. Bu çok günahtır, ahlaksızlıktır dedim’. Muhittin Böcek iyileşti aramıza katıldı” diye konuştu.

    Ankara’da da benzer şeyler olduğuna değinen Akşener, “Bu karşınızda duran şahıs sapasağlam bu arkadaşlarımızın yanında durdu. Ama ne oldu? Biz hür ve müstakil kararı aldıktan sonra il, ilçe başkanı, birçok belediye meclis üyelerimiz dahil yönetimde olan arkadaşlarımız dahil, Ankara’da 7’den 77’ye herkes istifa etti. Niçin? Hür ve müstakil kararı aldığımız için. Not ettik bunu. Seçiminde yardımcı olan, arkasında duran bir siyasi partinin yöneticilerine bunu yapan, gerisini söylemeyeyim. Aynı şey Antalya’da oldu, o biraz daha orta karar gitti. Belediye meclis üyelerimiz, eski il başkanlarımız, şunlar bunlar atta oldular. Benzer bir durum İstanbul’da biraz daha üstten belediye meclis üyeleriyle sınırlı kaldı. Bazı ilçe başkanları ama asıl vahim olanı ne biliyor musunuz? Bununla bu arkadaşların övünmesi. Siyasi partilerden birbirine elbette birbirine geliş gidişler olabilir. Yani belediye başkanı adam yapmaz, o bir yere, o partiye transfer olur, onlar olur. Ama şu hareket yapıldığı andan itibaren eğer sistemi boşaltacak kadar bu işin içine girmişse bir belediye başkanı, bu gerçekten ahlaksızlıktır, gerçekten siyasi etiğe uymayan bir durumdur” dedi.

    “İki kulağı birden çekin”

    “Meral Akşener’sem Elbette bu sahtekarlıkların gereğini yapmak benim için bir namus borcudur” diyen Akşener, “Onun için de bu seçimlerde bize destek istiyorum. Hem ilçe belediye başkan adaylarımıza destek istiyorum Antalya’da hem de Nesrin Hanım’a destek istiyorum. Bunun anlamı şu. İki kulağı birden çekin. Allah rızası için çekin ve tutun ellerimi, verin gücü, verin bana gücü bakın muhalefet nasıl yapılıyormuş, hep beraber görün” diye konuştu.

    “Suçlu ben oldum”

    Seçmene seslenen Akşener, “Oylarınızı uhrevi işler üzerinden değil, kutsallarınız üzerinden değil, çok pratik işinize yarayacak kim, nedir üzerinden oy verin. Beni güçlendirin, muhalefet nasıl yapılırmış ben de size gösterme fırsatı bulayım. Bütün siyasi hayatım birilerine kazandırmakla geçti. İki belediye başkanını kazandırdık. Cumhurbaşkanı adayı olsun istediniz. Söyledik suçlu ben oldum. Yahu arkadaş bir kere de beni kazandırın bakalım ne olacakmış hep birlikte gelelim” açıklamalarında bulundu.

  • Akdeniz sahillerinde denizanası istilası

    Akdeniz sahillerinde denizanası istilası

    Akdeniz kıyılarında geçtiğimiz haftalara ölü denizanaları görülmeye başlanmıştı. Akdeniz’e kıyısı olan Hatay’ın Samandağ ve İskenderun ilçelerinde sahilde ölü denizanaları görülmüştü. Şimdiyse Erzin ilçesinde bulunan Burnaz sahili de ölü denizanalarıyla kaplandı. Uzmanların ‘dokunmayın’ uyarısında bulunduğu sahil şeridini kaplayan denizanaları dron ile havadan görüntülendi.

    “Bu denizanaları 3-4 sene içerisinde bizim sahillerimizi istila edebiliyor”

    30 yıldır tekneyle balıkçılık yapan Ali Ercan Karademir (55), “1992’den beri ağaç tekneyle balıkçılık yapan bir kaptanım. 1992’den beri bu sahilin çocuğuyum. Şimdi bu denizanaları tabiatın kanununa göre dünyada var. Bu denizanaları 3-4 sene içerisi zarfında bizim sahillerimizi istila edebiliyor. Bunun amacı da sahile yumurta bırakmalarıdır. Kıbrıs’a bırakabiliyor, Suriye’ye bırakabiliyor ve herhangi bir sahili bol olan bir yere bırakabiliyor. Görmüş olduğunuz gibi sahil kenarlarında binlerce denizanası zaafıyla dolu. Balık yiyor, güçsüz olanlar da sahile dalgalarla ve fırtına sayesinde kendini sahile atıyor ve imha ediyor. Burada bakın binlerce var” dedi.

  • Yöresel yemekler iftar sofrası

    Yöresel yemekler iftar sofrası

    Son yıllarda Van’ın gastronomisine ve mutfağına katkı sunarak en önemli mekân haline gelen Van Menceli, iftarda da vatandaşları yöresel lezzetleriyle buluşturuyor. Şef Adem Ergin’in Van’a kazandırdığı ve kentin en önemli lezzet duraklarından birisi haline gelen mekana vatandaşlar yoğun ilgi gösteriyor. Hem kente dışardan gelen misafirlerin hem de Vanlıların en çok beğendiği mekanlar listesinde en üstlerde bulunan mekânda, kentin yöresel lezzetleri sunuluyor.

    “Artık Van’ın bir mutfağı var”

    Mekana ismini veren Van mencelinden sengesere, keledoştan siyabolu kavurmaya kadar birçok lezzetin misafirlere sunulduğunu belirten İşletme Sahibi Şef Adem Ergin, önceden Van’ın sadece kahvaltısıyla anıldığını Van mutfağı diye bir algının olmadığını ifade ederek, “Biz yıllardır bunu doğru bir şekilde oluşturmaya çalıştık. ‘Norduz Sofrası’ başta olmak üzere birçok mekan kurduk, birçok sofra oluşturduk ve bu sofralardan dolayı artık Van’ın sadece kahvaltısı yok. Artık Van’ın bir mutfağı da var. Misafirlerin de gelip yediği doğru lezzetlerden sonra ‘Evet Van’ın mutfağı var’ diye bir algıyı oluşturduk. Bu da bizi sevindiriyor” dedi.

    “Herkesin damaklarında taht kurmaya başladık”

    Van mutfağının gerek etinden gerek otundan birçok çeşitliliğinin olduğuna vurgu yapan Şef Ergin, “Birçok medeniyete ev sahipliği yaptığı için kültürel bir miras var. Tabi bu kültürel miras içerisinde kültürel gastronomi de var. Bizde bu gastronomiyi elimizden geldiğince gün yüzüne çıkarmaya çalışıyoruz. Ninelerimizin eski reçetelerini araştırıp, bulup bu şekilde sofralarımızı oluşturmaya çalışıyoruz. Mencelde ise bunlardan biri olan keçi, oğlak, Norduz kuzusunu oluşturuyoruz. Keledoşumuz, siyabolu kavurmamız, kengerimiz var. Van’ın mutfağını ve otlarını kullanabilecek birçok yeni reçete de oluşturduk. Bunları da Van’a kazandırdığım için çok mutluyum. Bir restoranda yapılıp başarı elde ettikten sonra birçok restoran da bunu almaya başladı. Bu beni mutlu ediyor. Bazılar reçetelerimi vermememi söylüyor ama bu gün bir Gaziantep binlerce mekanla nasıl Gaziantep olduysa, bizim de binlerce mekanla doğru yere gelmemiz lazım. Bugün biz sadeliğimizle, soframızın sadeliğiyle herkesin damaklarına taht kurmaya başladık. Yıllardır bu şekilde devam ediyor. Misafirlerde çok mutlu ve memnun” ifadelerini kullandı.

    “Keledoş tarifi ile dünya birincisi seçildi”

    Açıklamasında Van’ın yöresel lezzeti olan keledoşun dünya birinciliğini aldığına dikkat çeken Ergin, “Dünyada ulusal düzeyde bir yarışma oldu. Yarışmada da Türkiye Aşçılar Platformundan Van’ı seçtiler, keledoşu seçtiler. O keledoş tarifi ile Sinan Pulat Usta Pakistan’da yarıştı ve dünya birinciliği aldı. Bu keledoşu da biz dünya birinciliğini kazandırdıktan sonra sofralarımızda sunduğumuz zaman çok güzel yorumlar alıyoruz. Buradan Sinan Usta’yı da ayrıca tebrik ediyorum. Tabi önemli olan her tarifi doğru yapmak lazım, doğru yerde yemek lazım. Bu sadece mencele has bir doğru sofra değil. Birçok mekan doğru keledoşu oluşturduğu sürece, biz bunu başarıya götürebiliriz ama yanlış tariflerle oluşturulursa lezzetsiz kötü bir itibar bırakabiliriz. Ben bu duygu ve düşüncelerle Ramazan ayının ve bayramının ülkemiz başta olmak üzere tüm dünyaya barış, huzur ve mutluluk getirmesini diliyorum” şeklinde konuştu.
    Elazığ’dan gelen Sümeyyan Uzun ise Van’da öğrenci olduğunu belirterek, “Van’ın yöresel yemeklerini çok güzel tanıttıkları için ve lezzetine güvendiğim için burayı tercih ediyorum. Sürekli geldiğim bir mekan. Her defasında da yemekleri tatmak için heyecanlanıyorum” dedi.

    Niğde’den gelen Havva İçöz de arkadaşlarının tavsiyesi üzerine mekana geldiğini ifade ederek, “Arkadaşlarım sürekli Van yemeklerini övdükleri için geldim ve denemek istedim” diye konuştu.