Etiket: güncelhaberler

  • Hulisi Akar iftar prgoramına katıldı

    Hulisi Akar iftar prgoramına katıldı

    Eyüpsultan Belediyesi tarafından 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Zaferi’nin 109. yıl dönümünde Eyüpsultan Kültür ve Sanat Merkezi’nde gazi ve şehit ailyeleri için iftar programı düzenlendi. Programa TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, Eyüpsultan Belediye Başkanı Deniz Köken, Eyüpsultan Kaymakamı İhsan Kara, şehit aileleri, gaziler ve gazi aileleri katıldı. Hulusi Akar, iftarda şehit ailelerinin, gazilerin ve gazi ailelerinin bulunduğu masaları tek tek dolaştı.

    “Milletimizin bekası, halkımızın refahı bizim boynumuzun borcu”

    Akar yaptığı konuşmada, “Şunu bilmemiz lazım ki, gerçekten bizim inancımıza göre en yüksek rütbe, en yüksek şeref şehitlikte. Allah hepimize nasip etsin. Bizim yıllarca bu vatanda, bu topraklarda rahat, huzur içinde yaşamamızda en büyük pay şehitlerimize ait. Onlardan Allah razı olsun, mekanları cennet olsun. Şehitler bizim başımızın tacı. Şehitler bizim bütün buradaki başarılarımızın birinci kahramanı. Milletimizin bekası, halkımızın refahı bizim boynumuzun borcu. Bu beka konusunda, güvenlik konusunda bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da gerçekten ölürsek şehit, kalırsak gazi anlayışıyla yapmamız gerekenleri yaptık,
    yapacağız. Tarihini bilmeyen, milletini tanımayan bazı gafiller hala ‘Suriye’de ne işimiz var, Irak’ta ne işimiz var, Libya’da ne işimiz var, Azerbaycan’da ne işimiz var’ diyebiliyor. Onlar bizim kardeşimiz, Azerbaycan bizim kardeşimiz. Biz iki devlet tek milletiz. Libya ile bizim 500 yıllık kardeşliğimiz var. Kıbrıs bizim canımız, milli meselemiz. Ege, Akdeniz bizim hak ve menfaatlerimizin olduğu yer. Biz Libya’dan bir şey istemiyoruz. Biz iyi komşuluk diyoruz, uluslararası hukuk diyoruz” diye konuştu.
    Eyüpsultan Belediye Başkanı Deniz Köken ise, “Ne yapsak azdır bu milletimize. Bu milletimiz hiçbir ortamda ne Cumhurbaşkanımızı yalnız bıraktı, ne bizi yalnız bıraktı. Her ortamda dualarını eksik etmedi. Allah başımızdan ne gazilerimizi ne şehit yakınlarını eksik etmesin” dedi.

  • Şehitler Abidesi 18 Mart törenlerine hazır

    Şehitler Abidesi 18 Mart törenlerine hazır

    Kahraman Mehmetçiğin 109 yıl önce dünyanın en güçlü donanmalarına geçit vermeyerek yazdığı ‘Çanakkale Geçilmez Destanı’nın 109 yıllık haklı gururu, yarın Çanakkale’de bir kez daha yaşanacak. 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin 109’uncu yılı dolayısıyla Şehitler Abidesi’nde düzenlenecek törenin hazırlıkları tamamlandı. Şehitler Abidesi’nde bulunan rölyefte rötuş ve temizlik çalışması yapıldı. Şehitler Abidesi ve Morto Koyu’nda bulunan helikopter pistlerinin etrafındaki iniş ve kalkışta tehlike oluşturacak bitki örtüsü temizlendi. Çanakkale Şehitler Abidesi’ne ulaşan alternatif yollarda da temizlik çalışması yapıldı.

    Rengini şehitlerimizden alan, kırmızı beyaz rengi ile Türk bayrağını temsilen 20 bin adet şakayık çiçeği dikildi. Karşılıklı iki tribün ve 2 dev ekran tören alanına montajı yapıldı. Törenler esnasında denizde gerçekleştirilecek geçit töreni gösterisi için seyir terası oluşturuldu. Altyapı ve üstyapı çalışmaları kapsamında 100 işçi ile temsili şehitliklere mıcır serilerek, mermer temizliği yapıldı. Alanda konuşmaların gerçekleştirileceği kürsü yerinin hazırlanması, ses ve görüntü kontrollerinin tamamlanmasıyla Şehitler Abidesi, yarın düzenlenecek olan 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin 109’uncu yıl dönümü törenleri için hazır hale getirildi.

    Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir, Şehitler Abidesi’nin 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin 109’uncu yılı dolayısıyla düzenlenecek olan törenlere hazır olduğunu belirterek, “Çanakkale Deniz Zaferi’nin 109’uncu yıl dönümü etkinlikleri kapsamında tarihi alanda artık bütün hazırlıklar tamamlandı. Yarınki o büyük güne, büyük zafer kutlamalarına hazırız. Bu yıl yine her yıl olduğu gibi Sayın Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere devlet erkanımızla birlikte, halkımızdaki büyük katılımla beraber, gazilerimiz, şehit yakınlarımız, çocuklarımız, gençlerimiz birlikte bu büyük zafer günümüzü kutlayacağız. Bir kez daha o büyük kahramanları, Çanakkale’yi Geçilmez yapanları, Çanakkale’de düşmana karşı koyanları ve bu toprakları bize vatan yapanları büyük bir gururla, rahmet ve minnet duygularımızla anacağız.

    Bu yılki Çanakkale Deniz Zaferimizin kutlamalarındaki ana temamız; ‘Bizim Çanakkale’. Çünkü Çanakkale bu milletin ortak değeri, ortak paydası. 109 yıl önce bu topraklara, Çanakkale’ye, Türkiye’nin dört bir yanından, her köşesinden, ilinden, ilçesinden hatta her köyünden kahraman Türk evlatları koşarak geldiler ve burada büyük bir savunma yaptılar, büyük bir vatan müdafaası yaptılar, canlarını ortaya koydular ve bir gül bahçesine girer gibi ölüme koştular, ve Çanakkale’yi Geçilmez yaptılar. İşte bizim ortak değerimiz olan Çanakkale’yi de bu sene Tarih Alan Başkanlığı olarak ‘Bizim Çanakkale’ adı altında kutlamalarımızı bu eksene, bu ana temaya oturtmuş durumdayız. Yine her yıl olduğu gibi memleketin her bir köşesinden bu milletin evlatları koşarak Çanakkale’ye atalarını anmaya gelecekler. Yine donanmamız burada olacak, komuta kademelerimiz hepsi burada olacak. Sayın Cumhurbaşkanımız devletimizin başı sıfatıyla, milletimizin birliğini temsil eden konumda olarak Sayın Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere buradaki kutlamalarımıza katılacaklar.

    Çanakkale Tarihi Alanı tam bir açık hava müzesi olmuş durumda ve gerçekten de o büyük kahramanlığa yaraşır hale gelmiş durumda. Biz hala Tarih Alan Başkanlığı olarak bu müstesna toprakları göz bebeğimiz gibi koruyup kollayacağız. Çünkü bu topraklar, Çanakkale ruhunun doğduğu bu müstesna topraklar, bizlere emanet. Biz bu emaneti Çanakkale ruhunun doğduğu bu topraklara, gelecek bu şartlara aktaracağız. Biz 18 Mart’tan sonra da bütün halkımızı, vatandaşlarımızı Çanakkale’ye bekliyoruz. Zaten her yıl artan bir ziyaretçi yoğunluğumuz var. İnsanlarımız akın akın Çanakkale’ye koşuyor. Buraya gelip, buradaki o manevi atmosferi teneffüs etmeye geliyorlar” dedi.

  • MHP’de oy verme işlemi başladı

    MHP’de oy verme işlemi başladı

    Ankara Spor Salonu’nda toplanan MHP 14. Olağan Büyük Kurultayı’nda, tüzük ve parti programında değişiklik için iki komisyon oluşturuldu. Kurultayda, parti tüzüğünün 30 maddesinde, 2017’deki Anayasa değişikliği referandumuyla getirilen düzenlemeler dikkate alınarak yapılan değişiklikler ile Milli Yükseliş İradesi isimli yeni parti programı kabul edildi.

    Bin 300’ün üzerinde üst kurul delegesi oy verecek

    Merkez Yönetim Kurulu Faaliyet Raporu ile Mali Raporlarının onaylanmasının ardından, genel başkanlık seçimine geçildi. Hazırlıkların tamamlanmasının ardından MHP’nin kayıtlı bin 300’ün üzerinde üst kurul delegesi, genel başkanlık seçimi için oy kullanmaya başladı. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’de genel başkanlık seçimi çerçevesinde oyunu kullandı.

  • Kızılay’dan yetimlere Ramazan yardımı

    Kızılay’dan yetimlere Ramazan yardımı

    Kızılay, Kahramanmaraş depremlerinden etkilenen bölgelerde gerçekleştirdiği Yetim Destek Programı ile 3 bin 235 ebeveyn kaybı yaşamış çocuğa 14 milyon 791 bin 500 TL’lik destek sağlarken 532 yetime de aylık 2 bin TL düzenli yardım ulaştırıyor. Yapılan bu destek yetim çocuklar 23 yaşına gelene kadar devam edecek.

    Türk Kızılay, şubeleriyle birlikte her yıl yaklaşık 50 bin ebeveyn kaybı yaşamış çocuğa yönelik ayni veya nakdi yardım çalışmaları yürütüyor. “Bu Ramazan Sensiz Olmaz” sloganıyla yardım çalışmalarını artırarak gerçekleştiren Kızılay, yaptığı ihtiyaç tespitleriyle de deprem bölgesinde özellikle kırılgan aile gruplarından belirlenen 532 yetime temel ihtiyaçlarını karşılayabilmelerine yönelik aylık 2 bin TL’lik düzenli destek vermeye başladı. Depremlerden etkilenen 10 ilde anne, baba veya her iki ebeveynini kaybetmiş yetim ve öksüz kalmış çocuklara verilen düzenli nakit destekler Adıyaman, Kahramanmaraş, Hatay, Malatya, Gaziantep, Osmaniye, Adana, Malatya, Elâzığ ve Diyarbakır’da uygulanıyor.

    3 bin 235 yetime 14 milyon 791 bin 500 TL’lik yardım

    Kızılay, destek verdiği on binlerce yetim, öksüz için uyguladığı Yetim Destek Programı’nın kapsayıcı hizmet anlayışıyla, her çocuğu iyi bir birey olarak yetiştirmeyi amaçlıyor. Kızılay’ın yetimlere yönelik deprem bölgesinde uyguladığı yardım programıyla 3235 ebeveyn kaybı yaşamış çocuğa 14 milyon 791 bin 500 TL’lik yardım ulaştırıldı. Kızılay Yetim Destek Programı, Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlükleri iş birliği ile Kızılay Şubeleri, Kızılay Toplumsal Hizmet Merkezlerinden kurulan profesyonel ekiplerle gerçekleştiriliyor. Program ile yardım çalışmalarının yanı sıra sosyal etkinlikler de düzenleyen Kızılay, her çocuğun sosyal etkileşime girebileceği organizasyonlarla toplumla iç içe olmalarını sağlıyor. Ayrıca uzman ekipler tarafından yürütülen psikososyal destek süreçleriyle de yetimlerin duygusal ve psikolojik ihtiyaçlarına odaklanılıyor.

  • “Varlığımızın en büyük teminatı, TSK’dır”

    “Varlığımızın en büyük teminatı, TSK’dır”

    Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi dolayısıyla düzenlenen törende şehit aileleri ile bir araya geldi. Bakanlığın konferans salonunda gerçekleşen törende konuşan Bakan Güler, şöyle konuştu:

    “Cumhuriyetimizin ikinci asrına başladığımız bu tarihi dönemde, Çanakkale’de ortaya konan mücadele ruhundan aldığımız ilhamla, ülkemizi daha güçlü ve aydınlık yarınlara ulaştırma hedefiyle çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Tüm dünyada gerginliklerin tırmandığı, çatışmaların arttığı bir süreçte Türkiye olarak Karadeniz’den Afrika’ya, Orta Doğu’dan Kafkaslar’a kadar barış ve istikrarın hakim olması için yoğun gayret sarf ediyoruz. Ülkemizin böylesine önemli misyonlar üstlendiği bu süreçte Türk Silahlı Kuvvetlerimiz de son bir asrın en yoğun, en etkili faaliyetlerini icra ederek birbirinden kritik görevleri aynı anda yerine getirmektedir. Ordumuz; geçmişte yürütülen ‘sınırlı hedefli ve süreli’ operasyonların yerine, bugün; terör tehdidinin kaynağında yok edilmesi stratejisi ile, ‘sürekli ve kapsamlı’ operasyonlar gerçekleştirerek terör örgütlerine büyük darbeler vuruyor. Kimsenin şüphesi olmasın ki, huzur ve güvenliğimiz için terörle mücadelemiz azim ve kararlılıkla devam edecektir.”

    “Milli meselemiz olan Kıbrıs’ta, Garanti ve İttifak Antlaşmaları kapsamında faaliyetlerimizi sürdürüyoruz”

    Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin huzuru ve güvenliği için kararlı duruşlarını her zaman sürdüreceklerini söyleyen Bakan Güler, “Terörle mücadelemizle eş zamanlı olarak Mavi ve Gök Vatanımızdaki hak ve menfaatlerimizi de kararlılıkla koruyoruz. Bu çerçevede milli meselemiz olan Kıbrıs’ta, Garanti ve İttifak Antlaşmaları kapsamında faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da güvenlik, barış ve istikrar için Ada’da bulunmaya ve kardeş Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin, meşru çıkarlarını her koşulda desteklemeye devam edeceğiz. Komşumuz Yunanistan ile Atina Bildirgesi çerçevesinde iyi komşuluk ilişkileri, diyalog ve pozitif gündemle süreci devam ettirmeyi hedefliyoruz. Ancak, barışçıl bir çözüm için çaba gösterirken; milli hak ve menfaatlerimizden asla taviz vermeyeceğimiz de bilinmelidir” ifadelerini kullandı.

    “Gardaşımız Azerbaycan’ı ‘iki devlet, tek millet’ anlayışıyla desteklemeye devam edeceğiz”

    Azerbaycan’a yönelik desteklerin devam edeceğini dile getiren Bakan Güler, “Aynı şekilde Kafkasya’daki güvenlik ortamının korunması, istikrarın sürdürülmesi ve bölgenin gelişmesine katkı sağlayacak projelerin bir an önce hayata geçirilmesini öncelikli görüyoruz. Bu anlayışla her koşulda bir ve beraber olduğumuz can gardaşımız Azerbaycan’ı ‘iki devlet, tek millet’ anlayışıyla desteklemeye devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

    “Son dönemde Mısır ile olan ilişkilerimiz de yeniden bir ivme kazandı ve gelişim kaydediyor”

    Akdeniz ülkeleri ile ilgili ilişkilerden bahseden Bakan Güler, “Akdeniz’deki faaliyetlerimiz de çok yoğun ve çok yönlü bir şekilde devam ediyor. Diğer yandan Akdeniz’deki komşumuz Libya ile imzaladığımız antlaşma ile bölgede önemli inisiyatifler üstlendik, üstleniyoruz. Son dönemde Mısır ile olan ilişkilerimiz de yeniden bir ivme kazandı ve gelişim kaydediyor. Diğer yandan Gazze’deki İsrail saldırganlığı ve katliamının son bulması için Cumhurbaşkanımızın gayretleriyle aktif bir şekilde girişimlerimiz sürüyor” diye konuştu.

    “Ukrayna’da ikinci yılı geride kalan savaşın sonlandırılması için en başından itibaren devam eden aynı kararlılıkla devam ediyoruz”

    Türkiye’nin, birçok ülkede barışın sağlanması için öncü rol üstlendiğini ifade eden Bakan Güler, “Son dönemde etkin olduğumuz sahalardan biri de dost ve kardeş ülke Somali’dir. Bölgede devam eden askeri eğitim, yardım ve danışmanlık faaliyetlerimize ilave olarak, yakın bir zamanda Somali ile imzaladığımız askeri iş birliği anlaşmasının da bölgenin güvenlik ve istikrarına yönelik değerli bir adım olduğunu belirtmek isterim. Tüm bunlarla beraber gönül coğrafyamızdaki ülkelerden Katar’da, Kosova’da, Bosna Hersek’te ve daha birçok bölgede güvenlik, huzur ve barışın tesisine önemli katkılar sağlıyoruz. Öte yandan Ukrayna’da ikinci yılı geride kalan ve büyük bir yıkıcı etki oluşturan savaşın sonlandırılması için Türkiye olarak en başından itibaren devam eden çok yönlü çabalarımıza, aynı kararlılıkla devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.

    “Var olduğumuz cennet vatanımızdaki varlığımızın en büyük teminatı, Türk Silahlı Kuvvetleridir”

    Türk Silahlı Kuvvetlerinin her geçen gün gücüne güç kattığını söyleyen Bakan Güler, “Birbirinden kritik böylesine önemli görevleri icra edebilmemizde, başta aziz şehitlerimiz ve kahraman gazilerimiz olmak üzere Türk Silahlı Kuvvetlerinin seçkin personelinin fedakarlığı, şüphesiz belirleyici etken olmuştur. Bu kapsamda özellikle belirtmeliyim ki asırlardır var olduğumuz cennet vatanımızdaki varlığımızın en büyük teminatı, Türk Silahlı Kuvvetleridir. Bu doğrultuda her geçen gün yenilerini envanterimize kazandırdığımız yerli ve milli savunma sanayi ürünleriyle, şanlı ordumuzun imkan ve kabiliyetlerini daha üst seviyelere çıkartıyoruz. Bu faaliyetlerimizin yanı sıra ordumuzun gücünü daima diri tutmak, personelimizin niteliklerini artırmak ve daha da geliştirmek maksadıyla eğitim ve tatbikatları da kesintisiz sürdürüyoruz” ifadelerine yer verdi.

    “Şehitlerimizin aziz hatıralarını kalbimizde yaşatacak; fedakârlıklarını daima şükran ve minnetle yad edeceğiz”

    Şehit ailelerine hitap eden Bakan Güler, “Sizler, üstüne titrediğiniz sevdiklerinizi, kutsal değerlerimiz uğruna feda ettiniz. Yeriniz, başımızın üzerindedir. Çok iyi biliyoruz ki aziz şehitlerimizin ve siz değerli ailelerinin hakkını hiçbir zaman ödeyemeyiz. Ancak bizler, büyük bir aile olarak acılarınızı paylaşmak ve gözyaşlarınızı dindirmek için daima yanınızda olacak; sizleri asla yalnız bırakmayacağız. Şehitlerimizin aziz hatıralarını kalbimizde yaşatacak; fedakârlıklarını daima şükran ve minnetle yad edeceğiz” dedi.

    “Onlar, vatan ve millet uğruna canlarını vererek bizlere vatanı emanet eden toprak altındaki köklerimizdir”

    Irak’ın kuzeyinde teröristlerin saldırısı sonucu 24 yaşında şehit olan Teğmen Duabey Onur Öztürkmen’in babası Derde Öztürkmen, törende yaptığı konuşmasında şunları söyledi:
    “Kahraman şehitlerimiz, milletimizin ortak bir değeri haline gelmiştir. Onlar vatan ve millet uğruna canlarını vererek bizlere vatanı emanet eden toprak altındaki köklerimizdir. Milletimizin canından aziz bildiği vatanını ve bayrağını korumak uğruna gösterdiği fedakarlık ve kahramanlığı bütün dünya dün olduğu gibi bugün de çok iyi bilmektedir. Oğlum, Şehit Piyade Teğmen Duabey Onur Öztürkmen, ülkemizin ve milletimizin güvenliğini sağlamak üzere gerçekleştirilen harekat kapsamında Irak’ın kuzeyinde bölücü terör örgütü mensuplarınca yapılan silahlı saldırıda şehit olmuştur. Şehitlerimizin yokluğuna hiçbir zaman alışamasak da Allah katında ulaştıkları makamları düşündükçe, taşıdığımız gurur bizleri ayakta ve güçlü tutmaktadır. Türk Silahlı Kuvvetlerinin desteğini her zaman yanımızda hissediyoruz. Başta devletimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve kahraman silah arkadaşları olmak üzere tüm aziz şehitlerimizi özlem ve minnetle anıyor, saygılarımı sunuyorum.”

    Şehitler için gerçekleştirilen saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan tören ’18 Mart Özel Klibinin’ izletilmesiyle devam etti. Klibin ardından sahne gösterisinin yer aldığı tören, toplu fotoğraf çektirilmesinin ardından tamamlandı.

  • O Ramazan ayında hep güldürüyor

    O Ramazan ayında hep güldürüyor

    Sosyal medya üzerinde yayınlanan programda kentin zengin tarihini, kültürünü, geleneklerini ve görenekleri mizahi bir yaklaşımla ele alınıyor. Vatandaşların unuttuğu değerleri hatırlatmanın amaçlandığı programın çekimleri iftardan bir saat önce yapılıyor.

  • Fırında çalışan işçilerin Ramazan mesaisi

    Fırında çalışan işçilerin Ramazan mesaisi

    Türkiye’nin en sıcak illerinden Adana’da Ramazan ayının İlkbahar günlerine denk gelmesi ekmek üretimi yapan fırıncıların zorlu mesai yapmalarına neden oluyor. Hava sıcaklığının kent genelinde 25 dereceye ulaştığı Adana’da fırında çalışan ekmek ustaları 250 derece sıcaklığa ulaşan fırının karşısında zor şartlara rağmen çalışıyor. Meslekleri gereği 250 derece sıcak fırının karşısında çalışmak zorunda kalan fırıncılar zor da olsa oruçlarını tutuyor.

    “Artık alıştık”

    Gazetecilere konuşan fırıncı Salih Gülağacı, Ramazan pidesini insanlara ulaştırmak için çabaladıklarını belirterek, “Ramazan pidesi çok özel bir ekmektir. Ramazan’dan önce veya sonrasında talep görmezken Ramazan ayında müthiş bir talep görüyor. Normal zamanın 5 katı ekmek satıyoruz. Yoruluyoruz ama Allah sabrını veriyor” dedi.

    “Oruçken ateşin karşısında kalmaya alıştık”

    Salih Gülağacı, havanın sıcak olduğunu ama oruç tutmaya devam ettiklerini kaydederek, “Bizler çocukluğumuzdan bu yana bu işi yaptığımız için artık oruçken ateşin karşısında çalışmaya alıştık. Ramazan, yaz aylarına denk geldiğinde daha çok yoruluyorduk” ifadelerini kullandı.

    “Allah sabrını veriyor”

    Fırında çalışan işçilerden Mehmet Gülağacı ise açlığın akıllarına bile gelmediğini fakat su ihtiyaçlarının sıcaklıktan dolayı yüksek olduğunu belirterek, “Bizlerde artık oruçta çalışmaya alıştık. Bizi zorluyor ama sorun olmuyor Allah sabrını veriyor” diye konuştu.

  • Mantar kayalar köyü tehdit ediyor

    Mantar kayalar köyü tehdit ediyor

    Sivas’ın Divriği ilçe merkezine 17 kilometre uzaklıkta bulunan Olukman köyü, yamacında yer alan dev mantar kayaların tehdidi altında. Köyün eteğinde kurulduğu dağın yüzeyinde bulunan dev mantar kayalar köy sakinleri için tehlike arz ediyor. 2023 yılında meydana gelen asrın felaketi köy sakinlerinin endişesini daha da arttırdı. Köy muhtarı Muhsin Erdoğdu tedbir alınması için İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü’nde (AFAD) dilekçe yazı. Köyün yanı başında bulunan kaya parçalarının köy sakinlerini tedirgin ettiğini ifade eden Erdoğdu, yetkililerden önlem almalarını istedi.
    Konuyla ilgili harekete geçen AFAD İl Müdürlüğü ekipleri, köye giderek çeşitli incelemeler yaptı. Köy ve dağda yapılan ölçümler sonrası köyde bazı hanelerin taşınması gündeme geldi.

    Olukman köyü muhtarı Muhsin Erdoğdu, deprem sonrası tedbir alınması için harekete geçtiklerini belirterek, “Geçen sene 6 Şubat depremlerinde buralar çok büyük oranda sallandı. Bu bölgede büyük bir korku içerisinde depremi yaşadık. Devletimiz bizim köyümüzde bulunan kayaların tehlike arz ettiğini öngörüyorsa, bir can kaybı yaşanabilecekse taşınsın derim. Ben bunu yüreklilikle isterim. Can kaybı olmasın, insanımıza zarar gelmesin, önemli olan insan. Annem gençken köyün en yukarısında bulunan evde oturuyormuş. Evin içerisine bir taş düşmüş. Taş düştüğü anda annemler de yan odada bulunuyormuş. Allah korumuş, iyi ki bir can kaybı olmamış. Bu kaza da o şekilde atlatılmış” dedi.

    68 haneli köyü incelediklerini ifade eden AFAD İl Müdürü Cezmi Türkmen, “Divriği ilçemize bağlı Olukman köyünde 2023 yılı içerisinde köy muhtarımız tarafından AFAD Müdürlüğü’müze verilmiş bir dilekçe var. Köyün 68 hane olduğu ve köyün üst bölgesinde eğimi yüksek olan bir bölgede kaya düşme riskinin yüksek olduğu, zaman zaman sel yaşadıklarını ifade eden dilekçe verildi. Köy muhtarımız buralar ile ilgili araştırma yapılmasını istedi. Bizim Jeoloji, Jeofizik ve Harita Mühendisi arkadaşlarımız 2023 yılı içerisinde 3 kere giderek enine boyuna İnsansız Hava Araçları ile bakılarak çatlaklar tespit edildi. Düşebilecek kayaların köye kadar ulaşıp ulaşmadığını herhangi bir durumda can kaybı olup olmayacağını araştırdı arkadaşlar. Orada bir kaya düşmesi riski olduğunu netleştirdi arkadaşlar. Altyapı ve üstyapı hasarına neden olabilecek su baskınları ile ilgili de değerlendirmelerde bulunduk. Oradaki eğim, yüzde 40 ila 50 arasında değişiyor. Orada çığ olma riski de var. Bu denli eğimlerde aşırı yağış olduğunda kar kütlesi kayıyor” diye konuştu.

    “Vatandaşlarımızı yerinden, yurdundan etmeyeceğiz”

    Yapılan incelemeler sonrası 38 hane ve 1 işyerini hak sahibi yaptıklarını ifade eden İl Müdürü Türkmen, “Bu aşamada köyden 12 hane taşınmaya karşı çıktılar. Bu köy ile ilgili bir hizmet alımı yapacağız. Burası için ciddi programlar kullanılması gerekiyor. Kaya düşmesinin etki alanları, hızı, eğim hesapları vs. yapılması gerekiyor. Orada bir önlem projesi geliştireceğiz, vatandaşlarımızı yerinden yurdundan etmeyeceğiz. Divriği ilçemiz Olukman köyündeki sorunu kökünden çözeceğiz” ifadelerine yer verdi.

  • Küresel ısınma yaban hayatını etkiledi

    Küresel ısınma yaban hayatını etkiledi

    Türkiye’de Mart ayında bir çok yerde sıcaklıkların artmasıyla birlikte göçmen kuşlar ve diğer canlılar daha erken göç etmeye başladı. Öte yandan Mart ayında yaşanan sıcak havanın etkisiyle birlikte bazı ağaçlar daha erken çiçek açıp meyve verdi.

    “Son 150-200 yılın en sıcak Şubat ayı yaşandı”

    Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Çukurova Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mesut Başıbüyük, göçmen kuşların ve diğer canlıların daha erken göç etmelerinin ve erken çiçek açmalarının küresel ısınmadan kaynaklandığını belirterek, “Belki son 150-200 yılın en sıcak Şubat ayı yaşandı. Yalnız Çukurova bölgesinde değil tüm dünyada yaşandı. Birkaç istisna dışında her tarafta çok sıcak bir dönem oldu. Dolayısıyla hava sıcak olduğu için göçmen kuşlarda göç etmiş oldukları Kuzey Afrika, Mısır ve Nil deltası gibi yerlerden daha erken buralara geldi. Teknik olarak sadece hayvanların göç etmesi değil, aynı zamanda bitki türlerinin de sıcaklığa bağlı olarak erken çiçek açtığını, meyve verdiğini görüyoruz. Yalnız Çukurova bölgesi değil, diğer yerlerde de bu durum aynı. Normalde bu mevsimlerde olmaması gereken ağaçlarda daha erken, yaklaşık 1 ay öncesinden çiçek açmaya başladığını ve meyve verdiklerini görüyoruz” dedi.

    “Çevresel olarak bu duruma hazırlıklı olmak gerekiyor”

    Bu olayın son yıllarda sürekli yaşandığını ve hazırlıklı olunması gerektiğini ifade eden Başıbüyük, “Çevresel olarak bu duruma hazırlıklı olmak gerekiyor. Son yıllarda sürekli yaşanan bir olay haline geldi. Bu şekilde erken sıcaklığın geldiği kış dönemlerinden sonra bitkilerin ve hayvanların davranışlarındaki değişiklik iklim krizine bağlı olarak dünya da artık sürekli yaşanan bir olay. Şu an Mart ayındayız, daha önce defalarca gözlemlediğimiz bir olay daha var, Mart ayının sonu veya Nisan ayının başında Türkiye’de bizim bölgemizde veya farklı bölgelerde don olayları yaşanıyor. Son yıllarda her sene tekrar eden bir durum haline geldi. Dolayısıyla canlılar açısından baktığımızda bu don hadisesi gerçekleştiğinde bizim açımızdan ciddi kayıplar söz konusu olacaktır” diye konuştu.

  • Dev balık tezgâhta alıcı buluyor

    Dev balık tezgâhta alıcı buluyor

    Fırat balığı alıp satan esnaf Sinan Atasever bu kez dev Turna balığını tezgâhında sergileyerek satışa çıkardı. Yoldan geçen vatandaşlarda dev balığı büyük bir ilgi ile izledi. Yaklaşık 33 kilo ve 1,5 metre uzunluğunda olan balığın etrafında toplanan vatandaşlar şaşırdı. İlk defa dev bir balık gördüklerini söyleyen vatandaşlar ağzını açarak dikkatle inceledikleri balığın fotoğraf ve videosunu çekerek anı ölümsüzleştirdi.

    Vatandaşlardan Murat Sulu, dev Turna balığının Karasu ve Fırat nehrinde kış aylarında rastlanacak bir balık olduğunu söyledi.
    Esnaf Sinan Atasever ise, “Bu balık Karasu nehrinde yakalandı. Kesip satıyoruz alıcısı da var. Daha büyükleri de var bu balıkların. Ama tutulma şansları yok.” ifadelerini kullandı.

    Turna balığının kilosu 250 TL’den satışa sunuldu.