Etiket: güncelhaberler

  • “İstanbul vefası olmayanlarla yönetilemez”

    “İstanbul vefası olmayanlarla yönetilemez”

    İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkan Adayı Murat Kurum, Beşiktaş’ta düzenlenen Üreten İstanbul Büyüten Türkiye programında iş, sanat ve spor camiası ile bir araya geldi. Programa Murat Kurum’un yanı sıra Cumhur İttifakı Beşiktaş Belediye Başkan Adayı Serkan Toper, AK Parti Beşiktaş İlçe Başkanı M. Yıldırım Turan, Galatasaray Spor Kulübü Başkanı Dursun Özbek, İstanbulspor Kulübü Başkanı Ecmel Faik Sarıalioğlu, Galatasaray Eski Spor Kulübü Başkanı Burak Elmas, iş, sanat ve spor camiasından bir çok kişi katıldı. Salondaki vatandaşlarla tek tek el sıkışan Kurum ilgiyle karşılandı. Kurum’un boynuna konuşması sırasında Samsunspor’un atkısı takıldı. Kurum vatandaşlarla sohbet edip hatıra fotoğrafı da çektirdi.

    “Bu aziz şehir, İstanbul’a vefası olmayanlarla yönetilemez”

    Programda konuşan Kurum, “Fatih’in emaneti, Beşiktaş vefanın şehridir. Vefa, millete verdiğin sözünde sonuna kadar durmaktır. Bizim kimseyle şahsi bir meselemiz yok. Herkesin şahsına sonuna kadar saygılıyız. Bu aziz şehir, İstanbul’a vefası olmayanlarla yönetilemez. Vefa giderse, cefa gelir. Son 5 yılda İstanbul’umuzun düştüğü durum budur. Birileri İstanbul’un sefasını sürerken bu şehirde yaşayan kardeşlerimiz her gün cefa çekmektedir. Bu gün İstanbul’u yöneten irade verdiği vaatlerin çoğunu yerine getirmemiştir. İstanbul’umuz tüm uluslararası standartlara ve araştırma sonuçlarına göre hizmetsizlikle, başarısızlıkla anılıyor. Taksi ve otobüs sorununu çözememiş iradeden bahsediyoruz. Gittiğimiz her yerde otopark, taksi, kentsel dönüşüm, yeşil alan sorunu gibi onlarca sorunla karşı karşılaşıyoruz. Otoparka bıraktığı aracını bir daha yer bulamam endişesiyle almıyor. Otoparka mı sahip çıksın, arabaya mı? İstanbul artık 31 Mart’ta çok net bir şekilde değişim istiyor. 31 Mart’ta kendisiyle ilgilenen, kendisine sevgi gösteren bir belediyecilik anlayışı istiyor” dedi.

    “Depremde TOKİ’nin yaptığı binalarda kimsenin burnu kanamadı”

    Deprem dönüşümünün önemine değinip ve CHP’li yönetimin eleştirilerine tepki gösteren Kurum “Elazığ ve Malatya’nın en büyük dönüşüm projelerini gerçekleştirdik. Elazığ bu depremden az etkilendiyse bunun sebebi yapılan dönüşümdür. Biz bir deprem ülkesiyiz. Depremle mücadele etmek için deprem dönüşümünü gerçekleştirmemiz gerekiyor. 11 ilde yaşadığımız depremde TOKİ’nin yaptığı binalarda kimsenin burnu kanamadı. İzmir’de deprem oldu biz yine oradaydık. CHP’nin yönettiği birçok ilçede temizliğin dahi yapılamadığı anlayış güzel İzmir’imizde de vardı. İzmir Bayraklı’da tarihin en büyük dönüşümünü gerçekleştirdik. En son 6 Şubat sabahı asrın felaketinde büyük bir acıyla uyandık. Burada ki birçok dostumu 53 bin canımızı kaybettiğimiz deprem bölgesinde gördüm. Kulüplerimiz seferber oldu. Kulüplerimiz deprem bölgesinde prefabrik konutlar, çadır kentler yaptılar. İş adamlarımız çalışanlarıyla seferber oldu. 11 elimizde depremden etkilenen tüm ilçelerimizde 3 ayda 180 bin konutun inşasını başlattık. Ankara, İstanbul ve İzmir büyükşehir belediyelerini yöneten CHP’li anlayış ben de depremzedeler için 50 konut 100 konut yapayım demedi. Deprem siyaset üstü bir konudur deyip her gittiği yerlerde siyaset yaptılar. 53 bin değil de 60-70 bin mi şekli de orada vefat eden kardeşlerimizin sayısı üzerinden siyaset yapıyorlar. Sen 10 bin kişi fazla vefat etse mutlu mu olacaksın? Sen oradaki depremzedelerin mutluluğuyla sevineceğine ‘acaba 3 kişi daha fazla vefat etti mi’ algısını elde ederek nereye gidiyorsun? Bu nasıl bir vicdansızlık? Onlar yine ağız dolusu vaatler sundular. Biz bedava konut vereceğiz dediler. Milletimiz o boş vaatlere kanmaz. Orada başladığımız 180 bin konutu 20 gün önce teslim ettik. O yüzlerdeki mutluluğu, heyecanını görmeliydiniz. Milletimize verdiğimiz sözleri tuttuk. Milletimiz bize nerede ihtiyaç duysa oradaydık” şeklinde konuştu.

    “Reklam bütçesi, depreme ayırdığı bütçenin 2 katıdır”

    Mevcut İBB yönetimini eleştiren Murat Kurum “Türkiye’nin 81 ilinde çalıştık çabaladık. Ben bir gün olsun ben bakanım burada oturacağım demedim. Milletimiz bizi nerede görmek istiyorsa oraya koştuk. Bizi hiçbir zaman iftiralarının içinde görmeyeceksiniz. Hiçbir zaman dedikoduların içerisinde olmayacağız. Birileri gibi o yol yürüdüğümüz dava arkadaşımızı sırtından hançerlemedik. Ablam dediği İyi Parti Genel Başkanını yolda görse yolunu değiştirir. Hani ablandı, ne oldu? Elinden tuttuğu il başkanını saf dışı bıraktı. Sen burayı yarı zamanlı belediyecilik yaparak yönetemezsin. İstanbul 571 yıllık onuru, gururu olan bir şehir. Sen sultan Fatih’in emanetine ya sahip çıkacaksın. Ya da 31 mart akşamı Saraçhane’yi terk edeceksin. 230 kil metre metro sözü verip 8 kilometre metroya yapan bir anlayıştan bahsediyoruz. Reklam bütçesi, depreme ayırdığı bütçenin 2 katıdır. İsrafı bitirdik deyip tabelalara boy boy reklam verdi. Reklam bedeli 175 milyon ve 2 günlük konsere 550 milyon harcayan anlayıştır. CHP kongrelerinde delegeleri ayarlamayı iyi biliyor. Dünyanın her modern kentinde olduğu gibi metroyla ulaşım ağlarını artıralım dedik, bunlar 3 metro ihalemizi İptal ettiler. Sancaktepe’de projesini bitirdiğimiz metro hattına gidip hafriyat döktüler. İstanbul için o milletin elini sımsıkı tutacak hiçbir zaman bırakmayacaksın” ifadelerini kullandı.

    “Bu şehrin turizm master planı yok”

    İstanbul’un kritik bir seçime gittiğini vurgulayan Kurum sözlerini şöyle sürdürdü: “İstanbul’da kritik bir seçime gidiyoruz. İstanbul bir 5 yıl daha kaybedemez. Kaybederse eğer burada yaşamak eziyetten öteye geçer. 1 Nisan geldiğinde bahar gelsin istiyoruz. 1 Nisan geldiğinde o erguvan çiçekleriyle birlikte İstanbulluların yüzü gülsün istiyoruz. 1 Nisan geldiğinde İstanbul’un gençleri geleceğe güvenle baksın istiyoruz. Nisan gelecek dertler bitecek. Bir muradı var bu şehrin, yüzler gülecek. Bu şehrin turizm master planı yok. Bu şehre ilişkin bir hayalleri olmadığı gibi o hayalleri olanları da karalamak adına sürekli farklı gündemler. Milletimizle el ele verip, güzel İstanbul’umuzu Türkiye yüzyılında yarınlara hazırlayacağız”

  • “Deprem üretebilecek bölgeler var”

    “Deprem üretebilecek bölgeler var”

    Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki temel atma törenleri ve bir dizi ziyaret için Aksaray’a geldi. Bir otelde gerçekleştirilen iş insanları ve kanaat önderleri ile yapılan toplantıda konuşan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, “Türkiye topraklarının dezavantajları da var. Bu da depremsellik arkadaşlar. Şu anda bile hareketli fay sayısı 500’ün üzerinde. Tespit edilememiş fay hatları da olduğu için söylüyorum. Yoksa 480 küsur falan diyor bilim damları. Bunun manası şu. Doğru, belli bölgelerden yüz yıllar boyunca faylar kırıldı ve dışarıya vurduğu için enerji Kuzey, Doğu Anadolu fay hattı gibi, Ege Bölgesi gibi çok tehlikeli ve riskli, her an 6-7 büyüklüğünde veya daha yüksek büyüklükte deprem üretebilecek bölgeler var. En emin bölgeler buralar gözüküyor. Ama böyle diyerek hiç kimse binasını, en ufak yapacağı bir müştemilatını bile sıradan yapmasın lütfen. Her an 5-6 buralarda deprem olabilir. O yüzden ne yapıyorsak bu gerçekliği bilerek hareket etmek durumundayız. Eğer bunu yapmaz da cami yaparken rastgele emekli abilerin yaptırdığı, mühendisliğe dayanmadan, bilim adamlarına dayanmadan yaptırırsak emin olun sevap olmaz. Çünkü yarın bir gün yıkılır da altında insanlar kalır. Evimizi yaptırıp da ‘Allah büyük’ falan diyerek işin altından çıkamayız. Amenna, Allah büyük, diyecek hiçbir şey yok. İstese her yerde korur. Ama bir de işin realitesi var. Son 100 yılda bu ülkenin denizlerinde ve karasında meydana gelen deprem sayısı 231 arkadaşlar, 6 ve üzerinde olan depremler. Bakın aşağısını saymıyorum. Burada, Orta Anadolu’da olan depremleri hiç saymıyorum, yıkıcı deprem sayısını. 130 bin insanımızı kaybetmişiz. Binlerce binalar yıkılmış. Son Kahramanmaraş depreminde bile 850 bin bağımsız birim yıkıldı. Maddi zarar 104 milyar dolar. Biz bunları bilerek hareket edeceğiz. Kaçak yapı da belediyeyle kavga etmeyeceğiz. ‘Gözünü yum, ne var ki?’ demeyeceğiz. ‘Bir kat daha at, ne var ki? Ne olur bir şey olmaz’ demeyeceğiz. Kendimiz için bunu demeyeceğiz. Ülkeye de zararı oluyor. Bu ülkenin de böyle bir gerçekliği var. Bunu bilerek hareket gediyoruz. Bir taraftan da bir türlü ne hikmettir bilmiyorum. Fitne odakları bitmek bilmiyor” diye konuştu.

    “22 yılda yapılanlar Türkiye Cumhuriyeti tarihinin birkaç misli”

    Türkiye’de 22 yıl boyunca çok ciddi yatırım ve gelişmeler sağlandığına dikkat çeken Bakan Özhaseki, “50 yıldır süren bir mücadele var. Bir taraftan ülkeyi bölmek için ırkçı bir mücadele, bir taraftan FETÖ diye bir ahlaksız çıktı şizofren birçok insanın çoluğunu çocuğunu kandırdı oradan bir mücadele. Bir taraftan DHKPC diye bir örgüt, İŞİD gibi bir örgüt bitmek bilmiyor ki. Ama bunları destekleyen ülkeler aynı ülkeler. Başta okyanus ötesi ülke, Avrupa Birliği’nde dost gibi görünen ama bize, tarihimize karşı olan, medeniyetimize karşı olan, yaşadığımız bu inancımızdan dolayı hayat tarzımıza karşı olan, zamanında üstlendiğimiz, bizim coğrafyamıza liderlik ettiğimiz o, ‘Tam bir daha olmasın’ diyen ülkelerin hepsi destek veriyorlar. Şimdi Suriye topraklarında, Irak topraklarında ülkemizin dışında PKK’lıları eğitenler kimler acaba bir düşünün. Onlara lojistik, silah desteği veren, teknoloji desteği verenler kimler arkadaşlar bunlar? Bunlarla da büyük bir mücadele sürdürmeye devam ediyoruz. Ama biliyoruz ki hayat bir mücadele. Geçmiş Cumhuriyet tarihi boyunca 80 yıl boyunca yapılanları şuraya bir dizelim. Bir de 22 yıl boyunca yapılanları dizelim. Emin olun 22 yılda yapılanlar onun birkaç misli fazladır. Enerji alanında mı dersiniz, sağlık, ulaşımda mı dersiniz, hangi alanda derseniz. Şimdi bile yüzlerce aklıma iş geliyor söylesem saatler geçer. Gece saat 3’te 4’de hastaneye gidip ilaç yazdırmak için beklediğimizi hatırlarım ben” dedi.

  • Tamirhaneye giren zamanda yolculuğa çıkıyor

    Tamirhaneye giren zamanda yolculuğa çıkıyor

    Teknolojinin ilerlemesiyle eski objeler unutulmaya yüz tuttu. Değişen ve gelişen dünyada yenilikler birbiri ardına sıralanırken eskinin özlemini yaşayanlar ise eski objelerle hatıraları yaşatmaya devam ediyor. Sivas’ın Şarkışla ilçesinde yaşayan emekli Zabıta Memuru Yılmaz Öztürk kurduğu radyo tamirhanesinde aynı zamanda 20 bin parça antika ürün sergiliyor. Nostaljik radyoların tamirini de yapan Öztürk, hem radyolara hem de eskinin hasretini yaşayanlara adeta ikinci baharı yaşatıyor.

    “Antika dünyası bir derya”

    Çocukluk yıllarımda evimizde bir hadise yaşanmıştı diyen Yılmaz Öztürk, “O dönemden beri hep merakım vardı. Köylere, pazarlara gittim. Hollanda, Danimarka, İsveç gibi ülkelerden getirdiğim ürünler oldu. 35 yıllık bir süreç bu. Dükkânda şu an 20 bin parça ürünüm var. Eski radyolar, gramofonlar, plakçalarlar, kasetçalarlar, kasetler, bakır objeler, tesbihler, gümüş yüzük gibi birçok ürün var. Zaten bakırlar kendi başına bambaşka bir seri buna ek olarak porselenler, elektronik cihazlar bulunuyor. Antika dünyası bir derya burada sınır yok” ifadelerini kullandı.

    “Akıllı telefonlarından bile radyo dinliyorlar”

    Radyolara ilgisinden dolayı çocukluk ve ortaokul yıllarında bir tamircinin yanında çıraklık yaptığını belirten Öztürk, “Şimdilerde de eskiye hayat vermeye devam ediyoruz. Günümüzde herkes radyo dinlemese de radyo meraklısı çok. Başka şehirlerden bile tamir geliyor. Lambalı radyo, transistörlü radyolar, kasetçalarlar gibi radyoları tamir ediyorum. Günümüz teknolojisini çok anlamam ama eskiyi iyi bilirim. Radyonun tamir süresi parçalara göre değişiyor. Elimde parça varsa hemen tamir edebilirim ama parçası eksikse birkaç gün tamir sürüyor. Yeni nesil radyo dinlemiyor, telefon bizleri tamamen hayattan koparmış durumda. Tabi eskiye bağlı olan insanlar var. Akıllı telefonlarından bile radyo dinliyorlar bu da bizi mutlu ediyor” diye konuştu.

  • “Boğazın altını yeni tünelle geçeceğiz”

    “Boğazın altını yeni tünelle geçeceğiz”

    İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Murat Kurum, TRT Haber canlı yayınında gazetecilerin sorularını cevapladı. Mevcut yönetimin, trafik sorunu ve depreme hazırlık konusundaki performansıyla İstanbulluları usandırdığını, bıktırdığını, üzdüğünü ve yorduğunu belirten Kurum, “Sabırsızlıkla 31 Mart’ın gelmesini bekliyorlar. Değişim gerçekleşsin istiyorlar. ‘Gerçek Belediyecilik’le ifade ediyoruz, İstanbullu, sorunlarını çözecek bir başkan istiyor. 5 yıllık kırgınlık, üzgünlük, bir umuda dönmüş. 31 Mart’ta “Gerçek Belediyecilik’le tanışacak. İstanbul’un deprem sorunuyla ilgili mücadele edilen, öbür taraftan ulaşım çilesini ortadan kaldıran ve o İstanbul’umuzun her medeniyetinin, kültürünün, inancının özgürce yaşadığı huzurlu bir İstanbul’un bekliyorlar. En çok dinlediğimiz şikayet ulaşım. İnsanımız ulaşımla ilgili gerçekten içinden çıkılamaz bir hale gelen metro kuyrukları, metrobüs çilesinden bahsediyor. Arnavutköy’de otobüs hattı sorunu var. Kartal’da Uğur Mumcu Mahallesi’ne gittik; ‘Biz buradan otobüse binip Kadıköy’e giderdik, şimdi gidemiyoruz’ diyorlar” şeklinde konuştu.
    İstanbulluların en büyük endişesinin deprem olduğunu vurgulayan Kurum, “Muhtemel depremle ilgili evlerinin bir an önce yenilenmesini isteyen vatandaşlar var. Bunu çok duyuyoruz. ‘Bir an önce gelin, evlerimizi yapın’ diyorlar. Bunun dışında sokak hayvanlarını duyuyoruz, taksi meselesini, sosyal yardımlardaki adaletsizliği, yeşil alan yetersizliğini, gençlerin kütüphane eksikleri ve spor alanıyla ilgili eksikleri kültür sanat alanında yeni Kültür Merkezi ihtiyaçları gibi birçok ihtiyacı bize iletiyorlar. İnsanlar en çok ilgi istiyor. Bazen öfkeleniyorlar, en çok ilgisizlik, insanlarımızın göz ardı edildiğini ve sorunlarıyla birebir uğraşılmadığını İstanbul’un 39 ilçesi söylüyor. Aylardır çalışmalarımızı yaptık, projelerimizi hazırladık milletimizle paylaştığımızda bu heyecanı görüyoruz. Bizim için şantiyelerde çalışan, odağında sadece İstanbul’un geleceği olan bir başkan adayı. Nisan gelecek yüzler gelecek diyoruz” diye konuştu.

    “Siz söyleyip yapıyorsunuz”

    Kampanya döneminde verdiği tüm vaatleri yerine getireceğini vurgulayan Kurum; Elazığ’da, Malatya’da, İzmir’de, Kastamonu’da ve Giresun’da yaşanan afetlerden de söz etti. Verdikleri her sözü tuttuklarını söyleyen Kurum, “Elazığ’da, Malatya’da, İzmir’de depremler oldu ve oralara gittik. ‘Mustafa Paşa’da Abdullah Paşa’da Rüstem Paşa’da bütün mahallelerde dönüşüm yapacağız’ dedik. O zaman bize ‘nasıl yapacaksınız’ dediler. ‘Milletimizle el ele vererek örnek bir dönüşümü yapacağız’ dedik. 1 yılda bitireceğiz iddiasında da bulundum. Günlerce deprem bölgelerinde kaldık. Ben sokak sokak gezerken, ‘Kara Murat geliyor’ dediler. 6 ayda teslimler başladı, 1 yılda büyük bir kısmı verildi. 1 yılı geçenler de oldu. Verdiğimiz sözleri tutuk. 6 Şubat’ta etkilenen illerden biri de Elazığ’dı. Bu konutlar sayesinde, tabii ki Allah’ın takdiridir ancak can kaybı az oldu. TOKİ’de yaşayan hiçbir kardeşimizin burnu bile kanamadı” dedi.
    Muhalefetin o dönem ‘parayı bulamazsınız, yetiştiremezsiniz’ eleştirileri yönelttiğini hatırlatan Kurum, “Ama ne oldu, yetiştirdik. Kastamonu Bozkurt’ta sel oldu. Giresun’da da sel oldu. ‘Yapamazsınız, kaynak bulamazsınız’ dediler. İzmir’i muhalefet yönetiyor. Arkadan sözleri duyuyorum; ‘Ne yapacaklar, geziyorlar’ gibi. Günlerce enkaz başında kaldık. Önce arama kurtarma yapıyorsunuz. Biz dedik ki; ‘hiç üzülmeyin enkaz altından vatandaşımızı çıkartacağız. Mal önemli değil. Yenisini yerinde yaparız’ dedik ve Bayraklı’da yaptık. Bir ablamız, ‘gerçekten siz söylüyorsunuz ve yapıyorsunuz. Ben CHP’liyim. Sizinle bizimkilerin arasındaki fark, siz söylüyor ve yapıyorsunuz’ dedi” diye konuştu.

    “Verdiği sözleri tutmuş biri olarak İstanbulluların karşısındayım”

    Afet bölgelerinde verdikleri sözleri tuttuklarını ve milletin takdirini aldıklarını söyleyen Murat Kurum, “En son Kahramanmaraş Pazarcık merkezli depremde günlerce oradaydık. Öyle büyük bir milletimiz var ki; ‘Allah devletimize zeval vermesin’ dedi. Enkaz altında yavrusunu, annesini bekleyen vatandaşımız bize böyle seslendi. Bizi orada gördüler, baktılar ki onlar için çalışan birileri var. Yangınlarda, meydanlarda hep onların yanındaydım. 650 bin acil yıkılacak konut dedik. Bunların hepsini yapacağız. Hızlı bir şekilde bu inşaatlara başlayacak ve kimse memleketinden, kimse yerinden, yurdundan olmayacak. Buradaki demografik yapı nasılsa, burada yaşayan insanlarımızın ihtiyacı, beklentisi nasılsa biz bunları gerçekleştireceğiz. 3 ayda 11 ile gittik. Yerlerimizi tespit ettik. 11 ilimizde 180 bin konutu 3 ayda başlattık. Üzüldük, ağladık ama o temelleri attığımızda konutların inşaatları ilerlerken insanımızın yüzlerindeki gülümseye görseniz. ‘Biz bedava yapacağız, işte şöyle yapacağız, böyle yapacağız’ dediler. Milletimiz yine eser siyasetinden yana oldu ve Mayıs seçimlerinden bir tavır gösterdiler. Türkiye Yüzyılında Sayın Cumhurbaşkanımızı yeniden Cumhurbaşkanı seçtiler. Biz bunları yapacağız ve zaten yapmış biriyim. Antalya’daki Muğla’daki orman yangınlarında da sözünü tutmuş, bu inşaatları yapmış biri olarak İstanbulluların karşısındayım” ifadelerini kullandı.

    “İstanbul’da 650 bin konutu dönüştürmek zorundayız. Bu bir milli güvenlik meselesi”

    Beş yıllık Çevre ve Şehircilik Bakanlığı döneminde, Türkiye’nin 81 ilinde eserleri olduğunu hatırlatan Kurum, “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bütçesini araştırın. Birçok bakanlıktan düşük. Ama TOKİ ile, Emlak Konut’umuzla, İller Banka’mızla ve vatandaşımızla el ele verdik, başardık. ‘İşçi bulamazsınız, mühendis yok’ dediler, hepsini bulduk. İstanbul’a da bu tecrübe ile geliyoruz” dedi.
    Bakan olduğu dönemde Türkiye’nin dört bir yanında birçok projeyi hayata geçirdiğini anlatan Kurum, “81 ilde izim var. Bingöl meydanında da, Ağrı’daki nehirde de, Bursa Ulu Camii etrafında da izim var. Bitlis deresindeki düzenlemede, Konya Mevlana Müzesi’nin karşısında, Ankara’nın tüm ilçelerinde, Trabzon’un Çömlekçi’sinde Rize’nin Ayder’inde Giresun’un merkezinde, Samsun Canik’te, Sinop tarihi meydanda izimiz var. İstanbul’un 39 ilçesinde bizim başlattığımız kentsel dönüşüm şantiyesini görürsünüz. 173 bin konut dönüşüyor. Hem 81 ile çalışmışız, hem de TOKİ ile 1 milyon 250 bin konut rakamına ulaşmışız. Türkiye genelinde ise 2 milyon 200 bin. İstanbul’da 800 binin dönüşümü sağlanırken, 173 bininin de devam ediyor. Tuzla’da, Pendik’te en büyük kentsel dönüşüm, Kartal Orhantepe’de kendiliğinden çöken binanın etrafında konutlarımızı görürsünüz. Kadıköy’de 15 bin konutluk şantiye bitme aşamasında. Üsküdar Çamlıca eteklerinde, Ümraniye’de dönüşüm projesi yürüyor. Ataşehir’de, Beykoz Tokatköy’deki dönüşümü görürsünüz. Beyoğlu-Okmeydanı’ndan dolayı bizim için ‘Katarlılara satacaklar’ dediler. Bulsunlar bir tane Katarlı. Güngören’de Fatih’te bizim izimizi görürsünüz. Üsküdar’da Çocuk Köyümüzü açacağız, Türkiye’de ilk. Esenler’de Türkiye’nin ilk akıllı şehri konutlarını görürsünüz. Zeytinburnu, Başakşehir’de yeni bir şehrin inşaa edildiğini görürsünüz. Avcılar’da mülkiyet sorununu çözüldüğümüzü görürsünüz. Esenyurt’un okul ihtiyacını giderirken bizi şantiyede görürsünüz. 39 ilçede, 964 mahallede izimiz var. Bakanlıkta da onlar gibi yarı zamanlı belediyecilik yapmadık. ‘Arada bir belediyeye uğrayalım’ gibi çalışmadık. Biz milletimizle el ele verdik. Biliyorlar ki; Murat Kurum söz verdiyse yapar. Çünkü geçmişte yaptık” diye konuştu.

    İstanbul’da beklenen büyük depremin milli güvenlik meselesi olduğu görüşünü yineleyen Kurum, şöyle devam etti: “Şimdi tek motivasyonumuz sadece İstanbul. İstanbul’a odaklanacağız. 650 bin konutu İstanbul’da dönüştürmek zorundayız. Bu bir milli güvenlik meselesi. 31 Mart’ta bunun seçimini yapacağız. Bir tarafta söz verip sadece 5 bin konut dönüştürenler var. Maalesef İstanbul dışında her şeyle ilgilenmişler. Bizi sokakta bir eliyle kentsel dönüşüm yaparken, bir eliyle şantiyede çalışırken görecekler.”

    “İstanbul’un başkanı İstanbul bu haldeyken tatil yapmaz”

    Murat Kurum, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu afetler sırasında İstanbulluları yalnız bıraktığı için belirtti. Kendisini İstanbul’un sorunlarını çözmeye adayacağını söyleyen Kurum, “Bütün bilim insanları altını çizerek ifade etti; Allah göstermesin İstanbul’daki deprem büyük hasarlara yol açar. Bunu herkes söylüyor. Kendileri sürekli çalıştayda. Hep reklam, ama icraat yok. Bu seçim bizim kader seçimimiz, bu seçim Türkiye Yüzyılında İstanbul’un lokomotif bir şehir olup olmayacağını seçeceğimiz bir seçim. Deprem riskinin ortadan kaldırılmasına ilişkin irade koyacağımız bir seçim. Trafik çilesini bitireceğiz. Yoksa aynı metrobüs duraklarında bu çileye devam edeceğimizin kararını vereceğimiz bir seçim, o yüzden yerel seçim hizmet seçimi ve bu hizmet seçiminde 650 bin konutu milletimizin desteğiyle dönüştüreceğiz. Kaynağımız var. İstanbul’un kaynağını reklama, algıya harcamazsanız, kendi gelecek ikbaliniz için harcamazsanız, İstanbul’un kaynağı her şeye yeter. ‘İsrafı bitirdik’ tabelalarına 175 milyon lira, iki konsere de 550 milyon TL harcarsanız siz İstanbul’un sorununu çözemezsiniz. Asıl israfı yapanlara cevap vermeliyiz. İstanbul’un 571 yıllık onuru, gurur var. Tüm medeniyetleri içinde barındıran, tüm güzellikleriyle bizi burada yaşatan İstanbul’a borcumuzdur. Biz hep bu anlayışla çalışacağız. 1 Nisan’da milletimiz bizi nerede istiyorsa orada olacağız. Nasıl yapılacağını bilmiyor ki, ilgisiz ve bilgisiz başkan olursanız, tatilci bir başkan olursanız yapamazsınız. Nasıl yapılacağını anlatıyorum. Öğreteyim, ben yaptım. İstanbul’un başkanı İstanbul bu haldeyken tatil yapmaz, yapmayacağım. İstanbul’un başkanı İstanbul’un sorunlarıyla ilgilenmek zorunda. Bizim de ailemiz, çocuklarımız var. Bizim ailemiz artık 16 milyon İstanbullu. Eğer bu koltuğa talipseniz, bunu göze almak zorundasınız. Bu mücadeleyi vermezsek, ön alamayacağımız çözümsüzlük yumağına gidiyoruz” diye konuştu.

    “Benimle gelip proje konuşamaz”

    İstanbul’daki su basan metro hatlarını, bozulan yürüyen merdivenleri ve kuyrukta kalan vatandaşı işaret eden Murat Kurum, “Yaptıklarını göstersin nerede? Bakın ben anlatıyorum. Yeni bir metro ilahesi yapmamış. Biz ihale etmişiz, üç metro hattını iptal etmiş. O da yetmezmiş gibi Sancaktepe’de açtığımız metro inşaatına hafriyat dökmüş, Büyükdere Caddesi’ndeki trafik bitsin diye yapacağımız tünele beton dökmüş. İstanbul’un meselelerini konuştuğunu görüyor musunuz? Siz hiç İstanbul’un meselelerini anlattıklarını görüyor musunuz? ‘CHP’de nasıl eş başkan olurum’, ‘Kılıçdaroğlu’nu arkadan nasıl hançerlerim.’ Ayak ‘oyunlarıyla İstanbul’un kaynaklarını harcayarak Canan Kaftancıoğlu’nu nasıl saf dışı bırakırım.’ Kendileri söylüyor, büyüklerimiz dedikleri kişiler söylüyor. Benimle gelip proje konuşamaz. Genel Başkanı Kağıttepe diyen İstanbul’un sorunlarına ne kadar hakim görüyoruz. Sen Büyükşehir Belediye Başkanı olacaksın, metronun yürüyen merdivenleri çalışmayacak, su basacak, insanlar çile çekecek sen de ‘belediye başkanıyım’ diyeceksin öyle mi? Külahıma anlat. Sen niye belediye başkanısın? Yürüyen merdiven çalışmıyor, sorsan ‘engellemişizdir’ kesin. Böyle bir işi konuşamazlar, böyle bir dertleri yok. Bölme, parçalama, ekarte etme, yol yürüdüğün arkadaşları nasıl saf dışı bırakma olsa onu konuşur ama proje konuşamaz” dedi.

    “Metro hatlarını 2029’da 650 kilometreye, 2034’te bin 4 kilometreye çıkartacağız”

    Murat Kurum İstanbul için hazırladığı 2029 ve 2034 planlarını da paylaştı. Metro hatlarının 5 yılda 2 katına çıkacağını ifade eden Kurum, İstanbul’un toplu ulaşım ve trafik sorununa çözüm getirecek projelerini anlatırken, “Çalışarak yapılıyor bu işler. Yeni metro hatlarını, tüneller ve lojistik merkezlerle birlikte yapacağız. Biz diyoruz ki; ‘uğraştıran değil ulaştıran İstanbul’ olsun. Projelerimizi hedeflerimizi ortaya koyduk. İstanbullu kardeşlerimiz yılda 288 saat yolda kaybediyor. Ömründen de 3 yılı trafikte kaybediyor. Sevdiklerinizle mecburen daha az vakit geçiriyorsunuz. 2019’da yüzde 47’ymiş trafik yoğunluğu. Şimdi ise yüzde 64 olmuş. Pik saatlerde ise yüzde 90’a çıkıyor. Müdahale çok önemli. Müdahale etmezsek trafik içinden çıkılamaz bir hal alacak. 350 kilometre metro hattımız var. Onlar 5 yılda 230 kilometre demişler, sadece 8 kilometre yapmışlar. Bedelini ödedikleri metro mesafesi 8 kilometre. 2019 sonrasında yapılan dönemin yüzde 17’si 8 kilometre. 47 kilometre diyorlar, desinler ki; ‘yanlış.’ Bunların içinde Rahmetli Kadir Ağabey zamanında başlayan işler var. 2019’da 39 kilometre yapıp teslim etmişiz. Onlar da 8 kilometresini bitirip açmışlar ve sonra diyorlar ki; ‘biz açtık.’ Fikirtepe’de parasını benim ödediğim, şantiyesini her sürecini benim yürüttüğüm projeyi ‘ben yaptım’ diyorlar. Mecidiyeköy-Mahmutbey Hattı 18 kilometre. Yüzde 99’unu 2019’a kadar bitirmişiz. O 0,28 kilometre yapmış. 200 metre. Dudullu-Bostancı hattının yüzde 70’ini biz yapmışız. Cibali-Alibeyköy Metrosu’nun yüzde 99’unu biz yapmışız, yüzde 0.09’unu yani 90 metresini o yapmış. İkitelli-Bahariye hattı 2 kilometre. 1 kilometre biz, 1 kilometre o yapmış. 39.3’ünün parasını biz yapmışız, o da 8 kilometresini yapmış. Bunların hepsini ‘ben yaptım’ diyor. Gelsin bunlar için ‘yanlış’ desin. Sıfırdan başladıkları metro ihalesi hiç yok. 2029 ve 2034 hedefi koyduk. 10 yılda trafik çilesini bitirmek istiyoruz. 72 karayolu, yüzde 26 raylı sistem, yüzde 2 denizyolu kullanıyorlar. 2034’te raylı sistemi yüzde 48’e çıkarmak, kara yolunu da 48’e getirmek istiyoruz. Metro hattımızı 2 katına çıkarıyoruz. 2034’te de bin dört kilometreye çıkartacağız. 5 yılda 650 kilometreye çıkartacağız. En acil en öncelikli metro hatlarını yapacağız” diye konuştu.

    “Boğazın altını yeni bir tünelle geçeceğiz”

    Murat Kurum, İstanbul trafiğini rahatlatacak projelerini anlatırken şöyle devam etti:
    “TÜYAP-Beylikdüzü -Haramidere-Avcılar-Sefaköy hattı. Öncelikli hatlarımızdan biri olarak bunu yapıyoruz. Sefaköy-İncirli-Yenikapı’yı bağlıyoruz. Yine İncirli’den Söğütlüçeşme’ye kadar giden ve boğazı geçeceğimiz yeni bir tünel. Yeni bir tünelle boğazın altını geçiyoruz, Söğütlüçeşme’ye geliyoruz. TÜYAP’tan binen vatandaşımız, boğazın altından geçerek Cevizli’ye kadar kesintisiz ulaşım sağlıyor. Bizim ilk öncelikli işlerimizden bir tanesi.Diğer taraftan ise; Vezneciler’den hattımızı alıyoruz, Bayrampaşa-Eyüp-Gaziosmanpaşa-Mescid-i Selam’a kadar metro hattı. Bu da öncelikli bir iş Anadolu Yakası’nda Sabiha Gökçen-Samandıra-Sarıgazi-Yenidoğan metro hattımızı ve buradan Sultanbeyli-Kurtköy-Sabiha Gökçen Metro hattımızı yaparak bir taraftan da İstanbul’un lojistik hattını yapıyoruz. İstanbul’un lojistik hattı kapasitesini 3-5 sene sonra dolmak üzere. Bizim bir lojistik hat ve yine hızlı raylı sistem hattını yapmamız lazım. Kuzey Marmara Otoyolu’ndan Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nden geçecek 47 kilometrelik hattı yapacağız ki, Marmaray’daki yükü alalım. İstanbul’un lojistiğini İstanbul’un içine girmeden kuzeyden şehre ilave yük getirmeden 6 yeni lojistik köyle İstanbul’un trafiğini yüzde 25 azaltacağız. Ağır vasıta yükü yaklaşık yüzde 25. Şehrin kuzeyine taşıyarak ve buradaki liman projesiyle lojistik üsler köyler kuracağız. Anadolu ve Avrupa Yakası’nda otogarları da bu güzergaha taşıyacağız. Toplu ulaşımla insanlarımızın evine ulaşmasını sağlayacağız. 122 kilometre karayolu tünelimiz var. alternatif bir yol olarak 88’i Avrupa 34’ü Anadolu’da olmak üzere yapacağız. İnsanların kesintisiz bir şekilde bu tünellerimizden gidiyor olacak. 2029’a kadar olacak. Kilyos’tan başlayıp Beylikdüzü’ne kadar gidecek bir tünelden bahsediyoruz. İstanbul’a baksalar sorunları problemleri görecekler. Harem’den başlayıp Çubuklu’ya, Göztepe’den sahil yoluna alternatif yol güzergahları koyuyoruz. İstanbul’a yük getirmeden, yükü azaltacak ulaşım ağını da karayolu tünellerini de yapacağız. Kavşak ve yol düzenlemeleriyle birlikte 64 dakika olan yol süresini 39 dakikaya düşürmek istiyoruz.”

    “İstanbul’a 100 metrobüs 200 otobüs ekleyeceğiz”

    İETT filosunu güçlendirileceğini aktaran Murat Kurum, “Metrobüs ve İETT hatlarıyla ilgili de planlarımız var. 100 metrobüs, 200 otobüs ekleyeceğiz. Silivriye kadar hattımızı uzatıyoruz. Kartal Uğur Mumcu Mahallesi’ndeki vatandaşımız Kadıköy’e gidemiyorsa, Arnavutköy’deki vatandaşımız şehrin içine gidemiyorsa bu sorunlarla ilgileneceğiz. Biz bunu gidermezsek İstanbul artık yaşanamaz hale gelir.” diye konuştu. Otopark sorununa da değinen Kurum, “otopark olmazsa olmazımız. 39 ilçede 250 bin otopark projemiz var. İSPARK’A yüzde 25 indirim yapacağız. 1 Nisan’da hemen ilk Meclis toplantımızda ele alacağız. İlk yarım saat ücretsiz olacak. Yaptığımız her işe bir bakış açısıyla bakıyoruz. Altı otopark üstü park. Allah korusun bir afette toplanma yeri olacak. Helikopter inme yeri olacak. Her işimize bu bakış açısıyla bakmaya çalışıyoruz” dedi.
    Kurum, taksi sorununu yüksek teknolojinin de yardımıyla nasıl çözeceklerini, “Öncelikle bütün hizmetleri ‘Dijital İstanbul’ dediğimiz merkezden yöneteceğiz. Bir ayağı da taksiler olacak. Vatandaşımız uygulamadan taksi çağıracaksa, buradan tek sistemden çağıracak. İstanbul taksisi bir marka olacak. Şoförlerimize, önüne gelenin taksicilik yapamayacağız ödül-ceza gibi uygulama getiriyoruz. Puan alan, ödül alan, gerekirse ceza alan bir sistemde olacaklar. Tek merkezden sistemi yöneteceğiz. Taksi ile alakalı çağırmak istiyor, klasik taksi ya da büyük taksi. İşte sürücüsü, hibrit araç, elektrikli araç hepsini görecekler. Aldığınız hizmetten dolayı puanlıyorsunuz. Taksiciyi de çaresiz bırakmayacağız. Onların da yeni araç, kabinli araç talebi var. Eksik taksi plakasıyla ilgili ihaleye çıkacağız. Yeni taksilerimizi İstanbul’un ruhuna, kültürüne uygun bir şekilde taksiyi artırıp taksi sorunu tamamen ortadan kaldıracağız. Taksicilerle de bir araya geldim. Onların da talepleri var. Bir masaya oturacağız ve sorunu bitireceğiz. Maksimum 6 ayda bitiririz. Durakları yenileyeceğiz. Bizim projelerimizin hepsi hazır. Dertli olursanız, dert insanı yollara düşürür ve çalışırsınız. 1 Nisan sabahı çalışmaya başlıyoruz” diye konuştu.
    Kurum, ‘Ulaştıran İstanbul’ vizyonunun deniz ayağına ilişkin de, “Deniz ulaşımını da 2 kat artırıyoruz. İstinye’den başlayıp Yenikapı’ya, Boğaz üzerinden Bostancı ile Yenikapı’ya bağlayacağız. Çubuklu’dan ya da Eminönü-Harem hatları, Büyükçekmece de dahil deniz ulaşımını artırmak istiyoruz. Deniz ulaşımı afet yönetiminde de kullanacağımız bir yer. Aktarmalı yolculuklarda, deniz ulaşımı ücretsiz olacak. Teşvik etmek için Boğaz’ın iki yakasına geçeceğimiz hatları deniz ulaşımıyla güçlendireceğiz” ifadelerini kullandı.

    “2,33 milyar euro olan borç 5 yılda 4.19 milyar euroya çıktı”

    Murat Kurum, belediyenin borcunun artığını söyleyerek. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu ve yönetimi eleştirdi. İBB’nin öz kaynağının gerilediğine dikkat çeken Kurum, “İlgilenmezseniz, belediyeye hakim olmazsanız, belediye dışında her işle uğraşırsanız iştirakleriniz de zarar eder, vaatlerinizi de yapamazsınız. İSPARK neden zarar eder? Yeni yatırım yok, yeni bir otopark yok. Personel maliyeti var sadece. Nasıl zarar ediyor? Tatilci başkan dediğimizde zoruna gidiyor belki ama böyle. Şehirde düzen olacak. Sokak hayvanı, Scooter hepsinin düzeni olacak. Park yeri cepler olacak. Oralara park edecekler. Onun dışında park edemeyecekler. Bunun düzenlemesi de olacak. Hep söyledikleri aynı, ‘engelleniyoruz, yaptırmadılar.’ Bahane siyasetini 5 yıldır İstanbullular duyuyor. 2,33 milyar avro olan borcu, 4.19 milyar avroya çıkarttılar. Neredeyse 2 kat artmış borç. Koca İSKİ ödeme yapamıyor. 1 litre su kaynağı gelmemiş. Bugün bir vatandaşımız; ‘Bunlar bizi susuz bırakacak’ diyor. Sorsanız ‘engellendik.’ Bu kadar borç nasıl çıktı? Yeşil alan yapmadınız, metroları kapattınız. ‘Başardık’ diyorlar. Evet İstanbul’u mahvetmeyi başardınız. Karşınızda başarısız bir İstanbul Büyükşehir Belediyesi var. Bütçesi 12 kat artmış, borcu 2 kat artmış. Reklam bütçesi artmış. Devletten yüzde 92’si gelmiş. Devlet para göndermese İstanbul’da çalışan sistem de çalışmaz. Maaş ödeyemez personeline. İstanbul’un öz kaynakları, yani projelerinden ve iştiraklerinden geliri biz verdiğimizde yüzde 30’muş. Yüzde 8’e düşmüş. Sonra ‘parayı nereden bulayım? diyor. Geçmişte yüzde 30 öz geliri olan bir belediye yüzde 8’e düşmüş. Baksanız ‘israfı bitirdik’ diye billboard görüyorsunuz. Personelin yarısı işe girmiş çıkmış. İstanbul’un neresine gitsem İBB mağdurlarıyla karşılaşıyorum. 5 yılda 47 bin işe giriş, 33 bin çıkış. Bazıları emekli, bazıları atılmış. Hafıza yok. Geçmişten gelen tecrübe olur, o yok. Sadece yeni personelle bu kadar iş yapamazsınız. Yeni gelen arkadaşlar, var olan sisteme ayak uydurur. Biz onlar gibi yapamayız. Haksız yere kimseyi atmayız. Sebepsiz yere işten atılan kardeşlerimizi de işe alacağız. Bu tablo her şeyi anlatıyor. İBB neden iş yapmıyor, neden zarar ediyor. Böyle ilgilenmezsen, personeli değiştirseniz böyle olur” dedi.

    “Anketlerde 1,5-2 puan öne geçmemizin telaşı var”

    Bazı basın organlarında hakkında çıkan haberler için “Şaşırdılar” diyen Murat Kurum, anketlerde öne geçtiği için bu tarz haberlerin yapıldığını söyledi. Kurum, “Böyle bir tablo ile karşılaşacaklarını bilmiyorlardı. 5 yıldır yaptığımız gibi algı oyunlarıyla İstanbulluların aklını çelsek diye uğraşıyorlar. Muhalif medya da projelerimizi anlatmak yerine karalamak için çabalıyorlar. O medya kuruluşlarına bakın İstanbul’un sorunlarına ilişkin bir tane konu yok. Gündem değiştirme, gündemi farklı yerlere çekme. Peki İstanbul’un sorunları ne olacak? Bu sorunları çözmek için vatandaşın sesi olmak durumunda değil misiniz? Bir merkezden bunu işleyelim. Ne istiyorlarsa söylesinler. Bizim alnımız ak. Hesap veremeyeceğimiz hiçbir şey yok. Siz İstanbul’u konuşmayacaksınız, İstanbul’un dertlerine konu etmeyeceksiniz. 1 Nisan sabahı bu işlere koyulacağız. Ondan sonra siz tatile mi gidersiniz, eş başkanlığa mı geçersiniz o bizi ilgilendirmez. Bu anlayışla çalıştık aynı anlayışla yürüteceğiz. İstanbul’u konuşmasınlar. Bir program bir asırda 130 bin canımız gitti diyorum, sonra asrın felaketinde 53 bin canımız gitti diyorum, oradan cımbızla ‘130 bin kişi ölmüş itiraf etti’ diyorlar. 130 bin kişi vefat etse mutlu mu olacaksınız? Bu nasıl bir anlayış. Farkla kazanacağız. İstanbul’u İstanbullu kardeşlerimizle kazanacağız. 1 Nisan’dan sonra İstanbul’un kardeşi evladı olacağız. İstanbul’u güzel bir geleceğe hazırlayacağız. Anketlerde 1,5 2 puan öne geçtik. Onun telaşı var. ‘Algıyı nasıl çevirsek, ne yapsak’ diye. Belediyenin kasasını boşaltıyorlar. 31 Mart akşamı Saraçhaneye geleceğiz o israfları bir bir soracağız. Hangi siyasi senaryolar üzerinden tezgah yaparlarsa yapsınlar, 31 Mart akşamı geliyoruz. Özgür Bey özgür değil. Eş başkan ne derse onu yürüten bir başkan konumunda. Onlar nasıl istiyorsa, nasıl mutlu oluyorsa öyle davransınlar. Bir aday çıkıyor, terör örgütü elebaşı ittifak işaret ediyor ve sonra aday geri çekiliyor. Başka bir yerde aday çıkartıyorlar sonra geri çekiyorlar. 22 yerde aday göstermiyorlar. Kirli bir ittifak. Onların ne yaptıkları umurumuzda değil. Hangi kapı arkalarında ne çıkarları varsa, bizi ilgilendiren İstanbullunun talepleri. Biz polemiklerin tarafında olmayacağız. İttifaklarının ne olduğunu milletimiz biliyor ve cevabı sandıkta veriyor. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Hanım’a ‘ablam’ diyordu bugün yolunu değiştiriyor. Böyle bir anlayış. Hangi ittifakı kurmak istiyorlarsa yapsınlar, biz İstanbul’un, hizmetin yolundan ayrılmayacağız. Önce İstanbulluların depremle ilgili trafikle ilgili iradeyi ortaya koyacakları bir seçim olacak. İstanbullu kardeşlerimizin feraseti kazanacak. Tüm halkımızla birlikte biz eserlerimizi yapacağız. Onlar eş başkan mı olur ne yapar biz ilgilenmiyoruz. Kendiyle mücadele ediyor. Kendi hallerine bırakıyoruz” ifadelerini kullandı.

    “İhtiyaç sahibi emeklilerimizin maaşına ek olarak her ay 2 bin 500 TL ek ödeme yapacağız”

    Programda sosyal projelerini de aktaran Kurum, emeklilere, gençlere, kadınlara ve sokak hayvanlarına ilişkin de konuştu. Genç girişimcilere 100 bin TL sermaye desteği vereceklerini söyleyen Kurum, “Üniversite öğrencilerine her yıl 10 bin TL, öğrenci evlerine doğal gaz desteği vereceğiz. Ulaşımda gençlerimize yüzde 40 indirimi bugünkü rakamdan yapacağız. 0-6 yaş, ilköğretim öğrencileri ve tüm öğretmenlerimize ücretiz ulaşım sağlayacağız. İSMEK’te öğrencilerimize yazılım dahil 39 ilçede kursalar olacak. Sanayi, üretim ve teknoloji ile gençleri buluşturacağız. İlk işini kuran kadınlara destek vereceğiz. Dijital İstanbul çatısı altında satışlarına destek vereceğiz. İstanbul’un geleceği için 16 milyon birbirine destek olacak. O yüzden ben her evin evladı, kardeşi olacağım diyorum. Gittiğim her ilde böyle çalıştım. Hangi partili olurlarsa olsunlar bana hep böyle baktılar. Biliyorlar Murat Kurum söylediğini yapar. Şimdi de İstanbul’un 39 ilçesi için böyle çalışacağım. Gençlik merkezi kuracağız. 39 ilçeden temsilciler olacak. Aynısı kadınlarımız için olacak. Gençlerimizin ve kadınlarımızın taleplerini alacağız. Beraber uygulayacağız. 208 üniversiteden iklim temsilcileri seçtik. Kendi içlerinde ekipleri var, bizlere iklim değişikliği ile taleplerini ilettiler. Aldığımız kararları onlarla birlikte uyguluyoruz. Maalesef İstanbul’un sokaklarıyla ilgili güvensizlik hat safhada. Sahipsiz köpeklerle ilgili tedbir alınmamış. 39 ilçeye hayvan bakım merkezleri kuracağız. Sahipsiz hayvanlarımızın bakımlarını tedavilerini kısırlaştırma işlemlerini yapacağız. 2 yakaya rehabilitasyon merkezleriyle kontrol atlına alacağız. Trafik ve deprem konusundaki gibi kontrol altına almazsak sahipsiz hayvan sıkıntısını önce kontrol altına alacağız. Emeklileri ayırmak lazım. Genç yaş, orta yaş ve orta yaş üzeri diye. İhtiyaç sahibi emeklilerimizin maaşına ek olarak her ay 2 bin 500 TL ek ödeme yapacağız. Yaşam merkezlerini emeklilerimize vereceğiz. Vakit geçiriyorlar, sohbet ediyorlar bunların sayısını artıracağız. Yaptıkları ürünlerle ilgili bir pazar kuracağız. Emekli olmuş ama bir işle uğraşmak isteyenler var. İSMEK ile kurslar vereceğiz. İstihdama katkı sağlayacak evinin ekonomisini güçlendirecekler. Kimse kendini yalnız hissetmeyecek. Her bir vatandaşımızın yoldaşı, kardeşi destekçisi olacağız. İBB olarak bu motivasyonla çalışacağız, 31 Mart seçimleri İstanbul’un geleceği adına karar vereceğimiz bir seçim olacak. Milletimize bu sözlerimizi yerine getireceğimi söylüyorum. Geçmişte bunları yapan bir kardeşleriyim. 31 Mart’tan itibaren yine yapacağım” dedi.

  • Balıkçılar sezonu kötü geçiriyor

    Balıkçılar sezonu kötü geçiriyor

    Kış aylarına rağmen deniz suyunun sıcak olması balıkçıları olumsuz etkiledi. Balık soğuk sulara doğru giderken, tezgahlar ise boş kaldı. Sezonu kötü geçirdiklerini belirten balıkçı Tuncay Kılıç, “Sezon çok kötü durumda. İklim değişikliği ve deniz suyunun sıcak olması olumsuz etkiledi. Bu durum bizi ciddi anlamda etkiliyor. Çok az balık var. Hamsi kayboldu denecek kadar az çıkıyor” dedi.

    Şubat ayında bahar havası yaşandığına dikkat çeken Kılıç, “Ağaçlar çiçek açmaya başladı. Haliyle bizi etkiliyor. Bu saatten sonra bir değişiklik olacağını zannetmiyorum. Zamanı geçti fakat mevsim geçişleri normale dönerse iklim değişikliğinin etkileri düzelir diye düşünüyoruz” şeklinde konuştu.

  • Fındıkta verim endişesi

    Fındıkta verim endişesi

    Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Ziraat Mühendisler Odası Trabzon Şube Başkanı Cemil Pehlevan, son günlerde hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üzerinde seyrettiğini ve bunun da yeni sezonda fındıkta verim düşüklüğüne neden olacağını söyledi. Pehlevan, fındığın soğuklanmaya (üşümeye) ihtiyacı olduğuna dikkat çekerek “Bu ihtiyacı 7 santigrat derecenin altında sıfır derecede olduğu zaman mümkün olacaktır. Fındıktaki soğuklanma ihtiyacı bitki çeşidine göre 400 saatten bin 300 saate kadar değişmektedir. Yeterli soğuklanma ihtiyacını karşılayan fındığın verimi yüksek, karşılamayanın düşük olacaktır. Son zamanlarda hava sıcaklıkları mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi verimde düşüşler olması kaçınılmaz olacaktır. Sıcaklardan kaynaklı erken açma olabilir. Bu erken açma ilkbahar geç donları, tomurcukların kabardığı dönemde eksi 2 dereceden itibaren zarar vermektedir. Hasar oranı donun şiddeti ve süresine bağlı olarak değişiklik gösterir. Dişi ve erkek çiçeklerin açma zamanı çok önemli. Birlikte açıp birlikte birbirini tozlaşması gerekiyor” dedi.

    Fındık üreticisine düşen görev

    Fındık üreticisine konuyla ilgili uyarılarda bulunan Pehlevan, “Öncelikle fındık üreticisi sonbaharda fındığının bakımını iyi yaparak güçlü kışa karşı hazırlaması gerekiyordu. Gübreleme yapılacak olan toprak ve yaprak analizleri neticesine göre uygun biçimde verilmelidir. Bu sıcalıkların arkasından geceleri yaşanabilecek bir dona karşı da üreticilerimiz dikkatli olmalıdır. Don zararını tamamen koruyan ve Tarım Orman Bakanlığınca ruhsat verilen her hangi bir ürün bulunmamaktadır. Sadece bitkinin geç uyanmasını sağlayan düzenleyiciler kullanılabilir. Fakat bilinmesi gereken bu düzenleyiciler donun etkisini yok etmez. Sadece şiddetini bir miktar azaltabilir. Çiftçilerimizin don zararından zarar görmemeleri için Meteorolojiyi takip ederek don olacak akşamalarda bahçenin değişik yerlerinde bol duman veren sap, saman, fındık zurufu gibi maddeler yakmalıdırlar. Yağmurlama sistemi sistemi ile sulama yapılabilir, toprağın üzeri hasır, plastik örtü malzemeleri ile örtülebilir, havaya su buharı püskürtülerek nem oranı artırılabilir ve bahçenin uygun noktalarına vantilatör koyularak hava sirkülasyonu yapılabilir gibi uygulamalar ile don zararını en aza indirebiliriz” diye konuştu.

    Önümüzdeki yıllarda rekolte olumsuz etkilenebilir

    İklimden kaynaklı olumsuzlukların sürmesi durumunda ileriki yıllarda fındıkta rekoltenin düşeceğine de dikkat çeken Pehlevan, “Fındığın çok çeşitli sorunları var. Bunları çözmemiz gerekiyor. İklimden kaynaklı sorunlar bu hızla devam ederse önümüzdeki yıllarda fındık rekoltesini olumsuz etkileyecektir. Dolayısıyla iklimsel sorunlardan dolayı sulama ihtiyacı hasıl olacaktır. Sulama için suya ihtiyacımız olacağından ek maliyetler gerekecektir. Bu tür uygulamalar ise maliyetlerin artmasına sebep olacaktır. Fındıkla ilgili sorunları ve riskleri iyi analiz ederek planlarımızı şimdiden ona göre yapmamız lazım. Tarım ve Orman Bakanlığı son dönemlerde damla sulama sistemi konusunda destek vermeye başladı. Suyun önemine binaen de Tarım ve Orman Bakanlığı su verimliği seferberliği projesini başlattı. Seferberliğin bir parçası da tarımsal suluma yöntemlerinde ekonomik su kullanımı. Suyu ne kadar az kullanırsak geleceğimize o kadar umutla bakacağımız” ifadelerini kullandı.

  • “İsrail’in saldırıları durmalıdır”

    “İsrail’in saldırıları durmalıdır”

    Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda,

    “İşgalci İsrail’in, yardım kuyruğundaki Filistinlileri hedef almasını şiddetle kınıyor ve lanetliyorum. Gazze’de masum insanları katleden, soykırım yapan İsrail’in hain saldırıları asla kabul edilemez. 7 Ekim’den bu yana uluslararası hukuku ayaklar altına alan, gözü dönmüş canice hareket eden, savaş suçu işleyen İsrail’in saldırıları bir an önce durmalıdır. İsrailli yöneticiler ve destekçileri, işledikleri insan hakları ihlallerinin, söndürdüğü ocakların, hayattan kopardığı masum canların hesabını bir gün mutlaka ödeyecektir” ifadelerine yer verdi.

  • İlk doğum günü 4 yıl sonra

    İlk doğum günü 4 yıl sonra

    Hatay Defne Devlet Hastanesi’nde Ayşe ismi verilen bebek ‘artık gün’ olarak adlandırılan 29 Şubat’ta dünyaya geldi. Ayşe bebeğin ilk doğum günü 4 yıl sonra yani 29 Şubat 2028’de olacak. Doğumumu dün bekledim diyen anne Ragda Ürek, “29 Şubat’ta doğum yaptım.

    Ben dün bekledim. Bugün hiç beklemedim. Ama şansı, bugün sabah geldi. Bebeğim Saat 08.44’te dünyaya geldi. 29 Şubat’ta doğsa da her sene doğum gününü 28 Şubat’ta kutlayacağım” dedi.

     

  • Enkaz kentte, narenciyeler dallarda kaldı

    Enkaz kentte, narenciyeler dallarda kaldı

    Kahramanmaraş merkezli depremlerde yerle bir olan Hatay’da binlerce bina yıkılmıştı. Adeta yok olan Antakya ilçesinin eski yerleşim yerleri de tanınmaz hale geldi. Antakya ilçesinin tarihi evlerinin bulunduğu Habibi Neccar ve Yenicami Mahallesi’nde de evlerden geriye bahçelerindeki narenciye ağaçları kaldı. Geçmiş yıllarda mahalle halkı tarafından toplanan narenciyeler, insan yaşantısının depremle birlikte azalmasıyla dallarda kaldılar.

    “Meyveleri üstünde görünce içimizde burukluk oluyor”

    Habibi Neccar Mahallesi Muhtarı Fuat Gövce, dallarda kalan meyvelerin geçmiş yıllarda çocuklar tarafından hevesle toplandığını belirterek “Çocukluğumuz bu mahallede geçti. Çocukken bu ağaçlardan meyve topluyorduk. Bulunduğumuz mekanda düğün salonuydu, koşup oynadığımız yerlerdi. Meyveleri üstünde görünce içimizde burukluk oluyor. Mahalle sakinlerimizin çoğu da konteyner kentlerde kaldıkları için buralara çok fazla gelen olmuyor. Bu meyveler ağaçların başında kalıyor. Normalde toplanıyordu ve komşulara dağıtılıyordu. İnşallah güzel günler gelecek, tekrar ayağa kalkacağız” dedi.

    Yenicami Mahalle Muhtarı Serkan Böklü, Hatay’ın eski güzel günlerine döneceğine inandığını belirterek asrın felaketi öncesinde yaşadığı günleri yad etti.

  • Örtü altı üreticiye destek

    Örtü altı üreticiye destek

    Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, Gebze’nin kırsal mahallelerinde pazar imkanına yakın olması sebebiyle mevsimlik sebze yetiştiriciliği için örtü altı ve seraların kurulmasına teşvik çalışmaları yürütüyor. Bu çerçevede, Cumaköy Mahallesinde 40 adet örtü altı serası bulunan Gebze Ziraat Odası Üyesi Hüseyin Kayacan’ın seralarından toprak numunesi alınarak projeye başlandı. Verimliliğin artırılması için analiz sonuçlarının yorumlanmasına Gebze Teknik Üniversitesi uzmanları destek veriyor. Diğer yandan Muhtarlık İşleri Dairesi Başkanlığı Tarımsal Hizmetler Şube Müdürlüğü, üretim yapan çiftçilere tarım danışmanlığı, mazot, gübre, tohum, fidan ve sera naylonu desteği sağlıyor. Son 2 yılda yüzde 50 hibeli olarak 512 metrekare rüzgar ve kar yüküne dayanıklı havalandırmalı modern seralar yapan Büyükşehir, kent genelinde tüm çiftçilere toprak, su, yaprak ve kalıntı analizleri de yapıyor.

    Proje kapsamında Örtü Altı Kayıt Sistemine (ÖKS) kayıtlı örtü altı-sera sahibi çiftçiler, yerinde ziyaret edilerek üretim konularında bilgilendiriliyor. Seraların numaralandırılması ve ürün çeşit ile alanını gösteren takip tabelaları yaptırılıyor. Tüm seralardan toprak numunesi alınarak verimliliği artıracak uygulamalar yürütülüyor. Toprak analizlerinin amacı; topraklarda bulunan bitki besin maddesi miktarlarını tespit etmek suretiyle yetiştirilecek bitkilerin isteği olan gübre cins ve miktarlarını ortaya koymak.