Etiket: güncelhaberler

  • “Türkiye, dijital sağlıkta marka oldu”

    “Türkiye, dijital sağlıkta marka oldu”

    Antalya’da düzenlenen HIMSS’24 Eurasia Konferansı ve Fuarı’nda konuşan Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, Türkiye’nin son 22 yılda sağlık hizmetlerinde önemli bir mesafe kat edildiğini, sürdürülebilir, bilim ve teknoloji üreten sağlık altyapısını güçlendirdiklerini belirtti.

    Türkiye sağlık sisteminde 22 yıllık büyük dönüşüm

    Sağlık hizmetlerinde dijitalleşme ve teknolojinin öncü bir rol oynadığını vurgulayan Bakan Memişoğlu, yapay zeka uygulamalarının da hızla geliştiğine dikkat çekti. Memişoğlu, teşhis, tedavi, rehabilitasyon ve sağlığın korunması gibi alanlarda yapay zekanın yeni yöntemler sunduğunu söyleyerek, dijitalleşme sayesinde randevu, takip ve raporlama işlemlerinin büyük oranda sanallaştığını ifade etti.

    Türkiye, Avrupa e-Devlet ölçütünde üst sıralarda

    Avrupa Komisyonu’nun 2024 e-Devlet Ölçütü raporunda Türkiye’nin, 83 puanla Avrupa Birliği ortalamasının üzerinde yer aldığını açıklayan Memişoğlu, sağlık kategorisinde 90 puanla 4. sırada olduğunu, nüfus büyüklüğüne göre ise birinci sıraya yerleştiğini belirtti. Memişoğlu, “Bu raporda puanlama yapılırken dört temel kritere yer verildiğini görüyoruz: Kullanıcı odaklılık, şeffaflık, temel etkinleştiriciler ve sınır ötesi hizmetler. Avrupa Komisyonu raporunda, Avrupa Birliği hükümetlerinin genel performans puan ortalaması 76 olarak tespit ediliyor. Yine aynı raporda Türkiye 83 puanla AB ortalamasının üzerinde değerlendirilirken, 11 puanlık artış ile son dört yılda en çok gelişme gösteren ülkelerden birisi olarak gösteriliyor. En önemli göstergelerden birisi de sağlık alanında yapılan değerlendirme, Türkiye ‘sağlık’ kategorisinde 90 puanla 4. sırada yer alıyor. İlk üç sırada Lüksemburg, Malta ve Estonya’nın yer aldığı dikkate alındığında, nüfus büyüklüğüne göre ülkemiz birinci sırada bulunuyor” diye konuştu.

    Dijital sağlıkta dünya çapında başarı

    Türkiye’nin dijital sağlık alanında dünya çapında marka haline geldiğini de belirten Bakan Memişoğlu, sağlık sisteminde teknolojik dönüşümün öncüsü olduğunu da ifade ederek, “Türkiye olarak, gerçekten de dijital dönüşüm alanında son 22 yılda önemli bir mesafe kat ettik. Sağlık hizmeti sunumunda devreye aldığımız teknoloji, alt yapı, yazılım ve uygulamalar, Türkiye’de dijital dönüşümün öncüsü oldu. Dijital sağlık alanında dünya çapında marka ülke haline geldik. Sağlığın bugününü değiştiren ve geleceğini etkileyen bir dizi dijital sağlık uygulamasına imza atmış bulunuyoruz” dedi. Memişoğlu, Sağlık Bakanlığı olarak bireyin kendi sağlığını sahiplenmesini artırmayı hedeflediklerini ve aile hekimliği sistemini daha güçlü hale getireceklerini de sözlerine ekledi.

    Şeffaf ve bilişim tabanlı sağlık sistemi

    Sağlık hizmetlerinde şeffaflık, bilişim tabanlı yönetim ve yapay zeka entegrasyonuna vurgu yapan Bakan Memişoğlu, risk yönetimi ve bilimsel verilere dayalı bir sistemle sağlık hizmetlerinin daha etkin hale getirileceğini söyledi. Prof. Dr. Memişoğlu, çoklu denetim mekanizmaları ve bilim kurullarıyla bu süreci destekleyeceklerini de açıkladı.

    Teknoloji transfer ofisleri ve AR-GE çalışmaları

    Bakanlık olarak bilimsel üretimi teşvik edeceklerini belirten Memişoğlu, özellikle Faz 1 çalışmaları yürüten bilim insanlarına Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB) aracılığıyla destek vereceklerini söyledi. Üreten Sağlık Modeli’nin sağlık sektörünü Türkiye’nin lokomotif sektörü haline getireceğini söyleyen Memişoğlu, araştırma Hastanelerinde teknoloji transfer ofisleri kurulacağını açıkladı. Memişoğlu, şöyle devam etti: “Araştırma hastanelerinde teknoloji transfer ofisleri kuruyoruz. ARGE ve üretim süreçlerini planlıyor; Ar-Ge ekiplerine gerekli bilgi ve deneyim aktarılmasına rehberlik ediyoruz. Finansal olarak desteklediğimiz projeler sonucu ortaya çıkan ürünlerin güvenilirliğinin ve etkinliğinin klinik çalışmalarla kanıtlanmasını teşvik ediyoruz. Ticari ürüne dönüşmeleri için teknoloji transfer ofislerini aktif bir şekilde kullanıyoruz.”

    Memişoğlu, TÜSEB bünyesinde kurulan Türkiye Sağlık Veri Araştırmaları ve Yapay Zeka Enstitüsü (TÜYZE) aracılığıyla ulusal veri tabanındaki bilgilerin bilim dünyasıyla paylaşıldığını ve bu verilerin sağlık bilim ve teknolojilerinin gelişimine katkı sağladığını ifade etti. Memişoğlu, bu yaklaşımın yeni ürünlerin geliştirilmesine hizmet edeceğini söyledi.

    SİNA ile veri yönetiminde yeni dönem

    Bakan Yardımcısı Dr. Şuayip Birinci ise sağlık bilişimi ve sağlıkta dijital dönüşümün, bilgiyle yönetim kültürünün en önemli araçlarından biri haline geldiğini belirterek, bu kapsamda Sağlıkta İstatistiksel Nedensel Analiz (SİNA) altyapısının, sağlık hizmeti sağlayıcılarının verilere erişimini kolaylaştırdığını dile getirdi. Dr. Birinci, bu sistemin, ihtiyaç ve veriye dayalı karar almayı hem merkezi hem de taşra birimlerinde mümkün kıldığını ifade etti ve anonimleştirilen meta verilerin, bilimsel araştırma ve AR-GE çalışmaları için önemli bir kaynak sunduğuna dikkat çekti.

    “Yapay zeka sağlık teknolojilerinin geleceğini şekillendiriyor”

    Bakan Yardımcısı Dr. Birinci, yapay zekanın sağlık sektöründeki önemine değinerek, sağlık teknolojilerinin geleceğinde bu teknolojinin belirleyici olacağını söyledi. Birinci, standartlara dayalı ve esnek bir veri altyapısının, yapay zeka uygulamalarını mümkün kılmak için temel gereklilik olduğunu vurguladı.

    Sağlık hizmetlerinde yapay zeka kullanımı artıyor

    EY küresel tüketici sağlık anketine göre, katılımcıların yüzde 70’inin, önümüzdeki 10 yıl içinde yapay zekanın sağlık sektöründe yaygınlaşacağını düşündüğünü paylaşan Dr. Birinci, elektronik sağlık kayıtları ve tıbbi görüntüleme gibi alanlarda yapay zeka destekli çözümlerin önemine vurgu yaptı.

    Türkiye’de yapay zeka destekli sağlık projeleri

    Sağlık Bakanlığı’nın yapay zeka teknolojisini sağlık çalışanları ve vatandaşların hizmetine sunmak için birçok proje geliştirdiğini belirten Dr. Birinci, “Neyim Var?” uygulamasını örnek gösterdi. Bu uygulamanın, hastaların şikayetlerine göre yönlendirmelerde bulunarak tanı tahminlerinde bulunduğunu ve bugüne kadar uygulamayı yaklaşık 40 milyon vatandaşın kullandığını ifade etti.

    Mamografi taramalarında büyük iyileşme sağlandı

    Dr. Birinci, mamografi taramaları sayesinde erken tanıda büyük ilerlemeler kaydedildiğini belirtti. Önceden 5 kadından 1’i ileri evrede sağlık kurumlarına başvururken, artık bu oranın 200 kadında 1’e düştüğünü ve 40 kat iyileşme sağlandığını ifade ederek, “Mamografi taramaları sayesinde her 5 kadından 1’i birads4 seviyesinde sağlığa başvururken şimdi 200 kadından 1 i birads4 seviyesinde sağlığa başvurmakta ve bu sayede 40 kat iyileşme gerçekleşmiştir. Ayrıca, 2021 yılında hayata geçirdiğimiz ‘Neyim Var?’ uygulaması, hastaların şikayetleri ile ilgili sorular sorarak, başvurmaları gereken branşları ve muhtelif tanı tahminlerini belirlemektedir. ‘Neyim Var?’ uygulaması bugüne kadar yaklaşık 40 milyon farklı vatandaşımız tarafından kullanılmıştır” diye konuştu.

    2-4 Aralık tarihlerinde Antalya’da düzenlenen HIMSS+Eurasia’ın açılış törenine Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu ve Sağlık Bakan Yardımcısı Dr. Şuayip Birinci’nin yanısıra, Pakistan Pencap Eyaleti Uzmanlaşmış Sağlık ve Tıp Eğitimi Bakanı H.C. Khawaja Salman Rafique, Karadağ Sağlık Bakanlığı Bakan Yardımcısı Dr. Milena Coji ve Fildişi Sahili Sağlık Genel Müdürü Prof. Samba Mamadou katıldı.

    Program, plaket takdimiyle sona erdi.

  • Eşyalarla kurduğu müze nostalji yaşattı

    Eşyalarla kurduğu müze nostalji yaşattı

    Toroslar ilçesinde bulunan 19 Mayıs İlkokulu’nda 4. sınıf öğrencileri ‘Kültürün İzinde’ projesiyle binin üzerinde geçmişi günümüze taşıyan eşyaları bir araya getirdi.

    Getirilen eşyalarla bir müze kuran öğrenciler, giydikleri kıyafetlerle de geçmişi hatırlattı. Dede ve nineler de çocuklara eşlik ederek sergiyi gezdi, onlara kullandıkları eşyalar hakkında bilgi verdi.

    Proje ile ilgili bilgi veren Okul Müdürü Ahmet Demirel, “Bakanlığımızın yürüttüğü ‘Kültürün İzinde’ projesi kapsamında ünitelerinde konuyu işleyen 4. sınıf öğrencilerimizle etkinlik yapalım istedik. Öğrencilerimizi, velilerimizi ve öğretmenlerimizi harekete geçirdik.

    Geçmişten bugüne kullandığımız eşyaları toparladık. Öğrencilerimizin geçmişte neler yaşanmış görmesini istedik” dedi.

    Torunu ile gelen Müstakime Yüksel ise, “Torunum ‘anneanne bana eski eşyalardan vereceksin’ dedi. Biz de ne varsa toparladık getirdik. Eskiden biz bunları yaptık, kullandık dedim. Eski yaşantımızı gösteriyor diye kendimi çok mutlu hissettim, sevindik” diye konuştu.

    Geleneklerini unutturmayan öğretmenlere teşekkür eden Gazi Osman Hanamlı da, “Bizler yaşadık, bizden sonraki nesillerin de atalarının nasıl bir hayat yaşadığını görmesi lazım” şeklinde konuştu.

    Öğrencilerden Eslem Ata ise, “Biz ‘Kültür ve Miras’ ünitesini daha yakından tanımak için eskiden kalma eşyaları getirdik. Böyle bir sergi düzenledik.

    Eskiden yaşayan insanların ne kadar zorluklar çektiğini şimdi anladık. Eskiden teknoloji aletler olmadığı için şu an kendimi şanslı hissetim ” ifadelerini kullandı.

  • Kültür harcamaları arttı

    Kültür harcamaları arttı

    Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2023 yılı Kültür Ekonomisi ve Kültürel İstihdam İstatistikleri’ni paylaştı. Buna göre, kültür harcamaları 2023 yılında 2022 yılına göre yüzde 84,7 artarak 276 milyar 338 milyon 253 bin TL oldu. Kültür harcamalarının, gayrisafi yurt içi hasılaya oranı 2023 yılında yüzde 1 olarak gerçekleşti.

    Genel devlet kültür harcamalarının payı yüzde 64,3 oldu

    2023 yılında toplam kültür harcamaları içinde genel devlet harcamalarının payı yüzde 64,3 oldu. Genel devlet kültür harcamaları önceki yıla göre yüzde 98,1 artarak 177 milyar 594 milyon 791 bin TL olurken, harcamaların yüzde 67,9’u merkezi devlet bütçesinden gerçekleşti. Genel devlet kültür harcamalarında en yüksek pay yüzde 24,4 ile mimarlık alanında oldu.

    Hanehalkı kültür harcamasının yüzde 22’si veri işlem ekipmanlarına yapıldı

    Hanehalklarının 2023 yılında gerçekleştirdiği kültür harcamalarında; veri işlem ekipmanları yüzde 22, televizyon ve ekipmanı yüzde 21 ve kitaplar yüzde 15 paya sahip oldu.

    Kültürel sektörlerin faktör maliyetiyle katma değeri yüzde 94 arttı

    Kültürel sektörlerde faaliyet gösteren girişimlerin faktör maliyetiyle katma değeri yüzde 94,0 artarak 108 milyar 214 milyon 593 bin TL oldu. Katma değerin yüzde 22,2’si kayıtlı medyanın basılması ve çoğaltılması, yüzde 13,0’ı sinema filmi, video ve televizyon programları yapımcılığı, ses kaydı ve müzik yayımlama faaliyetleri ve yüzde 12,1’i mücevher ve benzeri eşyaların imalatı alanında faaliyet gösteren girişimler tarafından üretildi.

    Kültürel mal ihracatı yüzde 47,7 artarken, kültürel mal ithalatı yüzde 87,5 arttı

    Kültürel mal ihracatı bir önceki yıla göre yüzde 47,7 artarak 263 milyar 740 milyon 463 bin TL olurken, kültürel mal ithalatı bir önceki yıla göre yüzde 87,5 artarak 149 milyar 553 milyon 210 bin TL oldu. Kültürel mal ihracatının toplam mal ihracatı içindeki payı 2023 yılında yüzde 4,3 olurken, kültürel mal ithalatının toplam mal ithalatı içindeki payı yüzde 1,8 oldu.

    Kültürel istihdam yüzde 9 arttı

    Kültürel istihdam 2023 yılında bir önceki yıla göre yüzde 9 artarak 743 bin kişi oldu. Kültürel istihdamda olanların yüzde 60,8’i 30-54 yaş grubunda, yüzde 28,8’i 15-29 yaş grubunda, yüzde 10,4’ü ise 55 ve daha yukarı yaş grubunda yer aldı.

    El sanatları çalışanlarının payı yüzde 38,5 oldu

    Kültürel istihdamın yüzde 89,3’ünü kültürel meslek alanlarında, yüzde 10,7’sini ise kültürel olmayan meslek alanlarında çalışanlar oluşturdu. Kültürel istihdamda olanların yüzde 38,5’ini el sanatları çalışanları, yüzde 18,7’sini mimarlar, planlamacı ve tasarımcılar, yüzde 9,9’unu üretici sanatçılar ve sahne sanatçıları, yüzde 9,3’ünü ise yazarlar, gazeteciler ve dilbilimciler oluşturdu.

    Mimarlık ve uzmanlaşmış tasarım faaliyetlerinin payı yüzde 11,1 oldu

    Kültürel faaliyet alanlarına göre; mimarlık ve uzmanlaşmış tasarım faaliyetlerinde çalışanların toplam kültürel istihdam içindeki payı yüzde 11,1, üretici sanatlar, gösteri sanatları ve eğlence faaliyetlerinde çalışanların payı yüzde 5,6, programcılık, yayıncılık ve haber ajanslarının faaliyetlerinde çalışanların payı ise yüzde 4,3 oldu.

  • Tırın dorsesi şaha kalktı

    Tırın dorsesi şaha kalktı

    İskenderun organize sanayi bölgesinden aldığı yükle yola çıkan saç yüklü IVECO marka plakalı tırın dorsesi D-91 karayolu Payas ilçesi mevkiinde seyir halindeyken ikiye ayrıldı.

    Olayda dorsenin arka kısmı havaya kalktı ve saç yola savruldu. Kazada herhangi bir yaralanma yaşanmazken akıl olmaz olay vatandaşlar tarafından ilginç karşılandı. Yolda trafik bir süre kontrollü olarak verilirken ikiye ayrılan dorsedeki saclar başka bir araca nakledildi.

  • Kimlik numarası başına dert oldu

    Kimlik numarası başına dert oldu

    Büyükçekmece’de çaycılık yaparak geçimini sağlayan 2 çocuk babası 26 yaşındaki Abdulselam Deniz’in kimlik numarası görenleri şaşırttı. Daha önce çok kez emniyete ve mahkemeye ifade verdiğini söyleyen Deniz onlarca kez icralık olmasının yanı sıra, terör örgütünü destekleyen bir dernek kurmaktan bile başı belaya girdi. Hastane kayıtlarında ise, ölü olarak çıkan 2 çocuk babası Deniz, e-nabızda bir keresinde hamile bile çıktığını söyledi.

    Kimlik numarasının kolaylığı yüzünden başına çeşitli sorunlar açıldığını kaydeden Abdulselam Deniz, “Numaranın kolaylığı sebebiyle başıma bir sürü iş geliyor. Kimliğimden dolayı katil oluyorum. Hırsız, dolandırıcı, vergi kaçakçısı oluyorum. Tamamen kimlik numaram yüzünden. Bunun yüzünden, karakollarda, mahkemelerde gidip ifade veriyorum. Kendimi açıklamak zorunda kalıyorum” dedi.

    Doğduğu günden beri başının sürekli belada olduğunu kaydeden Deniz, “Hemen hemen doğduğumdan beri çocukluğumdan beri ifadeler vermeye gidiyorum ben. Bana ait olmayan krediler, borçlar var. Her seferinde kendimi aklamaya çalışıyorum. Bir ara terörist dediler bana terör örgütü kurmaktan evime baskın yapıldı. Bildiğiniz şafak operasyonu yapıldı bana. Ben o zaman okula gidiyordum. Lise zamanımdaydı. Sonra memur beyler kağıt bıraktılar vatana emniyete gelsin diye. Beni görünce çok şaşırdılar çocuktum çünkü daha. O zaman araştırdılar bir dernekmiş burası terör örgütüne yardım eden bir dernek. Boş kalan yere de benim kimlik numaramı kafadan dolduruyorlar” diye konuştu.

    “E-nabızda gebelik durumum gözüküyor”
    Çocukken hastanelerde babasının sigortasından da bu yüzden yararlanamadığını kaydeden Deniz, “Bir gittim gazi dediler, bir kere daha gittim ölüsün dediler. Bir kere daha gittim 90 yaşındasın dediler. Bazen gittiğimde senin kaydın yok dediler. Ama bugün kayıt olmayan bir vatandaş hastaneye gidiyor. Kimlik numarasını kafadan sallıyor. Numaraların hepsini sallayınca olan bana oluyor. Ben e-nabza girdiğimde hastane kayıtlarımda kadın doğum bile var. Gebelik durumu gözüküyor. Ben bugün İstanbul’dayım İstanbul dışına da çıkmamışım kolay kolay. Gaziantep’te, Konya’da, Giresun’da benim muayene olduğum gözüküyor. Ya trafik cezası yiyorum ben, ya suç işliyorum, ya adam vuruyorum. Ya dolandırıcı çıkıyorum. Gidip her seferinde ifade veriyorum. Çok gittiğim için memur beyler tanıyorlar beni artık. 100’ün üstünde suç dosyam var. Ben bunları yapıyorsam benim dışarıda ne işim var” şeklinde konuştu.

    “Hayatım hep ifade vermekle geçiyor”
    Evli ve 2 çocuğu olduğunu söyleyen Deniz, “Çoğu zaman onları da ifade vermeye götürüyorum. Bakıyorlar çocuklar, benim de durumumu biliyorlar. Benim hayatım hep ifade vermekle geçiyor. Kendimi açıklamakla geçiyorum. Yetkililere yalvarıyorum. Allah rızası için benim kimliğimi değiştirin. Tamam yanlışlık olmuş hata olmuş ama bu sorununun düzelmesi gerekiyor. Ben kendim yapılması gereken her şeyi yaptım. Her yere yazdım. Nüfusa gidiyorum. Nüfus memurları bana diyor ki böyle kimlik mi olur. Kimisi bana diyor ki kimliği sen yapmışsın. Böyle bir şey olabilir mi” dedi.

  • Üniversite öğrencisi yatağında ölü bulundu

    Üniversite öğrencisi yatağında ölü bulundu

    Olay, sabah saatlerinde Serdivan ilçesi Kemalpaşa Mahallesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (SUBÜ) Sapanca Meslek Yüksekokulu (MYO) Medya ve İletişim Programı öğrencisi Ezgi Erdoğan’ı (20) arkadaşı yatağında hareketsiz bir şekilde yatarken buldu. Durumun haber verilmesi üzerine adrese sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Sağlık ekipleri, üniversite öğrencisinin hayatını kaybettiğini tespit etti. Polis ekiplerince olay yerinde yapılan incelemelerin ardından Erdoğan’ın cansız bedeni, Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Korucuk Kampüsü’ne kaldırıldı. Genç kızın cenazesi, yapılan otopsinin ardından Çorum’a gönderildi.
    Serdivan Belediyesi Basın Yayın ve Halka İlişkiler Müdürlüğü’nde staj yapan genç kızın epilepsi hastası olduğu öğrenildi.

    Üniversite ve Serdivan Belediyesi’nden başsağlığı mesajı
    SUBÜ tarafından sosyal medyada yayınlanan başsağlığı mesajında, “Üniversitemiz Sapanca MYO Medya ve İletişim Programı öğrencilerinden Ezgi Erdoğan’ı bu sabah yaşadığı bir rahatsızlık sebebiyle kaybetmiş olmanın derin üzüntüsünü yaşıyoruz. Değerli öğrencimize Allah’tan rahmet; kederli ailesi, sevenleri ve üniversite camiamıza başsağlığı dileriz” denildi.


    Hayatını kaybeden gencin staj yaptığı Serdivan Belediye Başkanı Osman Çelik de yaptığı paylaşımda, “Belediyemiz Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü’nde stajını yapmakta olan Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi öğrencisi Ezgi Erdoğan kızımızın vefat haberini derin bir üzüntüyle öğrendim. Kendisine Allah’tan rahmet, kederli ailesine başsağlığı diliyorum. Mekanı cennet olsun” ifadelerine yer verdi.

  • Orman yollarında kontroller aralıksız sürüyor

    Orman yollarında kontroller aralıksız sürüyor

    Mersin’de ormanların kanun dışı müdahalelerden korunması amacıyla kontrol noktalarındaki uygulamaların aralıksız devam ettiği bildirildi.

    Mersin Orman Bölge Müdürlüğü’nden yapılan açıklamaya göre, bu çerçevede Silifke Orman İşletme Müdürlüğünce cumhuriyet savcılığı koordinesinde, orman suçu ve suçla mücadelede etkinlik sağlamak, koruma-kontrol faaliyetlerini arttırmak, usulsüzlüklerin önüne geçmek için önleme araması yapıldı.

    Yapılan yol kontrol uygulamasında orman emvali taşıyan araçların sevk pusulası, nakliye, emval ve mesaha kontrolü ve diğer şüpheli araçlarda denetimler gerçekleştirildi.

    Silifke Orman İşletme Müdürlüğüne bağlı işletme şefliklerinde farklı noktalarda ve belirli saatlerde önleme aramalarının rutin bir şekilde devam edeceği kaydedildi.

  • İstanbul’daki hastanelerde büyük deprem tatbikatı

    İstanbul’daki hastanelerde büyük deprem tatbikatı

    İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü tarafından, beklenen büyük İstanbul depremi sırasında hastanelerin hizmete devamlılığını sağlamak amacıyla Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu’nun katılımı ile Başakşehir Çam Sakura Şehir Hastanesi’nde deprem tatbikatı yapıldı.

    Tatbikatta senaryo gereği, deprem sonrası önceden belirlenen illerden hastanelere desteğe gelen ekiplerin görevi devralama süreçleri de canlandırıldı.

    İstanbul’da olması beklenen büyük depremin hazırlıkları tüm kurumlar tarafından yapılan tatbikatlar ve planlarla devam ederken İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü’nce bugün bir tatbikat gerçekleştirildi. Tatbikata Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu da katıldı.

    Tatbikatın amacının muhtemel deprem sonrasında hastanelerde hizmetin sürdürülebilirliğini sağlamak olduğu öğrenildi. Bakan Memişoğlu’na program sırasında İstanbul İl Sağlık Müdürü Abdullah Emre Güner de eşlik etti.

    Tatbikatta ilk kez ‘Referans Hastane Koordinasyon Merkezi’ modeli de devreye alındı. Tatbikat senaryosu gereği, muhtemel büyük deprem sonrasında şehir dışından önceden hastanelere gelen destek ekiplerinin görevi devralama süreci ve canlandırılarak bu koordinasyona hazırlanması amaçlandı.

    Tatbikat sonrası açıklama yapan Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, “Herkesin depreme, özellikle İstanbul’un hazır olması gerekiyor. Bununla ilgili hem 2019’daki deprem özellikle de 6 Şubat’taki üzücü ve bizi gerçekten yaralayan depremler hastane afet planımızı ve bütün afet planlarımızı gözden geçirerek İstanbul dahil Türkiye’de bir afet planı hazırlandı sağlıkla ilgili.

    Bu ilk defa uygulanan bir tatbikat amacımız bu afet planlarımızı ve öngörülerimizi tatbikatlarla ile insanlara ezberletmek ve eksiklerimizi tespit etmek.

    Burada 800 kişi bu tatbikata katılıyor. 2 hastanemiz diğer 2 hastanemizin deprem esnasında görevini ifa etmeye çalışıyor. Biz, bütün İstanbul’daki hastaneleri eşleştirdik. Deprem aşamasında otomatik olarak ekipler ne yapacak, nasıl teslim alacak, hastanede destek nasıl verecek onların tatbikatı yapılıyor.

    İlk 48 saatte İstanbul’daki hastaneler kendi kendine yeter halde olacak referans hastaneler izolatörlü. Bu hastanelerdeki deprem esnasındaki sağlık hizmetleri yürütülürken, destek illerden gelen bu hastanelerin ekiplerinin buradaki görevi ve hastanenin yönetimini alıp sağlık hizmetlerini kesintisiz sürdürmek amacıyla yapılan bir tatbikat.

    Böylece deprem esnasında buraya gelecek ekipler, hem nasıl devralacaklar görevi hem de hastaneyi tanıyorlar.

    Böylece inşallah yaşanmaz ama deprem esnasında sağlık hizmetlerinin kesintisiz sürdürülebilmesi ve dışarda gelecek ekiplerin görevi nasıl devralacağı ve hangi hastanede nasıl çalışacağı artık planlamalarımız oluştu ve tatbikatlarımız başladı” dedi.

  • Bir buçuk asırlık balıkçılık

    Bir buçuk asırlık balıkçılık

    Yaklaşık bir buçuk asır önce Rumlardan kalan ve Sakarya’nın Karadeniz’e kıyısı bulunan Karasu ilçesindeki ‘Haralambo’ diye bilinen bölgede balıkçıların av sezonu devam ediyor. Barbunu ile ünlenen bölgede denize açılan balıkçılar, kışın geçimlerinin büyük bir kısmını da bu şekilde sağlıyor.

    Karadeniz’de Rumlardan kalan ve bölge halkının ‘Haralambo’ olarak tabir ettiği mevkide Karasu ve Kocaalili balıkçıların barbun avı sürüyor.

    Karasu’nun Küçük Karasu Mahallesi’nde bulunan ve en eski balıkçı köyü olarak bilinen ‘Haralambo’ bölgesinde denize açılan balıkçılar, kış aylarında geçimlerinin büyük bir kısmını da balıkçılık ile sağlıyor. Barbunu ile ünlenen mevkide balıkçılar, gece attıkları ağları sabah saatlerinde topluyor.

    Ağlara takılan ve ayıklanan balıklar kovalara konularak Karasu ve Kocaali başta olmak üzere çevre illerdeki satış noktalarına ulaştırılıyor.

    “Rumlardan kalan 150 senelik bölgede kıyı balıkçılığını sürdürüyoruz”
    40 senedir balıkçılık yaptığını belirten Adem İngenç, “Rumlardan kalan bir yerimiz var burada yaklaşık 150 senelik. 5 metreden başlar, bin 600 metre derinlikte olan bir vadi, kuyu var. Kış geldiği zaman balıklar burada toplanır.

    Biz de burada balıkları avlamaya çalışıyoruz. Dedelerimiz, babalarımız, amcalarımızdan kalan balıkçılığı devam ettiriyoruz. Ben de 40 senedir burada balıkçılık yapıyorum.

    Çok uzun süredir bu bölgede balıkçılık var. Eskiden ağlar pamuk ipliğinden yapılırdı ve ağ atıldıktan sonra burada seralar vardı oralarda kurutulurdu akşam tekrar denize atılabilmesi için. Eski balıkçılar böyle yapardı. Sabah saat 06.00’da çıkıyoruz, ağlarımızı çekiyoruz.

    Bu sene inşallah daha iyi balık olacak. Şu an barbun başladı, istavrit var. Barbun burada kalıcı balık, istavrit göçmen balığı.

    Sığ sularda istavrit, derin sularda 35-40 metrelerde barbun, 50-60 metrelerde mezgit oluyor. Amatör bir kıyı balıkçısıyım. Her sabah ağlarımızı çekerken balık tutmayı çok arzuluyoruz ve daha fazla olmasını istiyoruz” dedi.

    “Mahalle halkımıza ekonomik bir katkısı var”
    Daha öncesinde balıkçılık yapan Karasu Mahalle Muhtarı Şefik Kır, “Yazın balık sığ sulara göç eder. Kışın da derin sular sıcak olur ve derin suda toplanır balıklar. Balıkçılar yoğunlukla, kuyu diye tabir ettiğimiz ‘Haralambo’da ağlarını bırakırlar.

    Yakaladıkları balıkları da hem mahallemize hem de Karasu ve Kocaali’ndeki satış noktalarına ulaştırırlar. Ve bu şekilde de hayatlarını devam ettiriyorlar.

    Mahalle halkımıza da ekonomik bir katkısı var. Birlik ve beraberlik içerisinde kooperatifleşmeyi sağlarsak çok daha farklı yerlere bu işi taşıyacağımızdan eminim” diye konuştu.


    “Sabah kahvaltıda barbun yerim”
    Sezonun açılması ile birlikte sabah kahvaltıda bile barbun yediğini ifade eden balıkçı Sabri İngenç, “Balıkçılık zevkli tabii ama başka bir işinde olacak.

    Buranın tadını aldığında bırakamazsın. Bu bölgeden çıkan barbun balığının tadına baktığında burayı ararsın. Ben barbun sezonu başladığı zaman kahvaltıda zeytin, peynir yerine barbun yerim. Herkese de tavsiye ederim, yiyen bir daha arar bunu.

    O kadar lezzetli bir balık. Küçük Karasu ‘Haralambo’ balıkçılık dediğinde adres burası. Karadeniz’de buradan başka da barbun balığının çıktığı yer çok nadir” şeklinde konuştu.

    “Buradan alıp yiyenler peşini de bırakmıyor”
    Bölgeden çıkan barbun balığının lezzeti hakkında bilgi veren Şaban Altaş ise, “Barbun balık olarak yerinde ve taze olarak yediğin zaman diğer balıklara göre çok güzel balık.

    Günümüzde bu balığı çok tanıyan yok. Tanıyanlarda bu bölgeden yemedikleri ve zamanı geçmiş yedikleri için barbun balığı lezzetli gelmiyor. Ama buradan alıp yiyenler peşini de bırakmıyor” ifadelerini kullandı.

  • Gençlerde HIV enfeksiyonu artıyor

    Dünya Sağlık Örgütü’nün 2023 yılı verilerine göre dünyada 40 milyon kişi HIV ile yaşıyor. 2023 yılında 5,4 milyon kişi HIV taşıdığından habersizken, 1,4 milyon çocuk HIV ile mücadele ediyor.

    Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Özge Karadağ, özellikle gençlerin risk altında olduğunu belirterek, “Korunma, erken tanı ve bu konularda toplumsal farkındalığın arttırılması hayati öneme sahip” dedi.

    AIDS’e karşı farkındalığı artırmak ve toplumsal ön yargıları dönüştürmek amacıyla 1 Aralık “Dünya AIDS Günü” nedeniyle açıklamalarda bulunan Bahçeşehir Üniversitesi (BAU) Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Uzmanı Prof. Dr. Özge Karadağ, dünyada ilk görülmesinin üzerinden 43 yıl geçmesine rağmen HIV’e yakalananların sayısındaki artışın endişe verici olduğunu söyledi.

    Prof. Dr. Özge Karadağ, “HIV (Human Immunodeficiency Virus) olarak adlandırılan bu virüsün, dünyanın pek çok bölgesinde özellikle Afrika, Amerika, Asya’da yayılma hızı azalırken, ülkemizin de bulunduğu Doğu Avrupa ve Orta Asya’da yayılma hızı giderek artıyor.

    Geçtiğimiz ay Münih’te düzenlenen Uluslararası AIDS Konferansı’nın da ana odağı bu bölgelerdeki artıştı. Artışlar konusunda ülkeler son derece kaygılı ve hızla önlem alınması konusunda ciddi çalışmalar yapılıyor” dedi.

    Dünyada 5,4 milyon kişinin HIV taşıdığından habersiz olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Özge Karadağ, “Halen en sık bulaş yolu korunmasız cinsel ilişki olan virüsü durdurmak mümkün ancak korunma önlemlerinin doğru bilinmesi ve doğru uygulanması gerekli.

    Sağlık okuryazarlığının yeterli düzeyde olması, tek eşlilik, cinsel ilişkide kondom kullanılması, riski yüksek ilişkilerin öncesi ve sonrasında koruyucu ilaçlar, madde bağımlılığının önlenmesi ve ücretsiz erken tanı imkanlarının sağlanması başlıca korunma stratejileri” diye konuştu.

    “Gençlerde HIV artışında akran ve sosyal medya etkisi var”
    Ülkemizdeki artış ve genç nüfusun virüsten etkilenme oranlarına dikkat çeken Karadağ, “Gençler akranlarından ve sosyal medyadan çok etkileniyor. Çoğu zaman bilgi kirliliği yüzünden sağlık bilgisine erişimde güçlük yaşanıyor.

    Alkol ve madde kullanım yaygınlığının giderek arttığı gençler odağımızda olmalı. Gençleri korumak, geleceği korumaktır aynı zamanda. Bu nedenle yaşa ve kültüre uygun sağlık okuryazarlığının geliştirilmesi çok önemli.

    Ücretsiz olarak hizmet veren gönüllü danışmanlık ve test merkezleri, erken tanı ve toplumsal farkındalığın arttırılması için hayati öneme sahip. Herhangi bir şüphe durumunda bu merkezlere başvurmaktan çekinilmemeli. Bireyler hem kendilerini hem sevdiklerini erken tanı ve tedavi ile koruyabilirler” dedi.

    Geçtiğimiz yıl HIV nedeniyle 630 bin kişinin hayatını kaybettiğini belirten BAU Halk Sağlığı Anabilim Dalı Uzmanı Prof. Dr. Özge Karadağ, “Aileler, ergenlik ile birlikte çocuklarının yaşlarına uygun biçimde güvenilir bilgilere erişimini sağlamalı, sağlık profesyonellerinin desteğini almalı.

    HIV-AIDS, okullardaki sağlık eğitimlerinin içinde yaşa uygun olarak yer almalı” diye konuştu.