Etiket: güncelhaberler

  • Türkiye’nin ikinci Teknofesti başladı

    Türkiye’nin ikinci Teknofesti başladı

    Bartın Üniversitesinin (BARÜ) bu yıl yedincisini uluslararası ölçeğe taşıyarak gerçekleştirdiği Ar-Ge Proje Pazarının açılış töreni 9 farklı ülkeden yarışmacıların yoğun katılımıyla gerçekleştirildi. Türkiye’nin ikinci TEKNOFEST’i olarak da bilinen teknoloji buluşmasında, Türkiye’nin 35 farklı ilinden; 47 üniversite, 30 lise, yurt içi ve yurt dışından 10 kurum ve kuruluş ile Ar-Ge merkezinden gönderilen projeler yarışıyor.
    Bartın Üniversitesi (BARÜ) ev sahipliğinde 2017’den bu yana teknoloji üreten ve geliştiren bir toplum olma hedefiyle geleneksel hale getirilen Ar-Ge Proje Pazarının açılış töreni Kutlubey Yerleşkesinde yoğun bir katılımla düzenlendi.

    Türkiye’nin milli teknoloji hamlesine katkı sunmak, gençlerin farkındalığını artırarak geleceği şekillendirecek gelişmelere odaklanmalarını sağlamak amacıyla Bartın Üniversitesinin (BARÜ) 2017 yılından bu yana düzenlediği ve Türkiye’nin ikinci Teknofest’i olarak bilinen Ar-Ge Proje Pazarı renkli görüntülerle start aldı. Program, BARÜ’nün Gelişim Öyküsünün yansıtıldığı “Tanıtım Filmi”nin izlenmesiyle başladı. Programın açılış konuşmalarını

    Bartın Valisi Dr. Nurtaç Arslan ile BARÜ Rektörü Prof. Dr. Orhan Uzun yaptı.
    “Üniversitemiz Ar-Ge Proje Pazarı ile başarılarına yeni halkalar ekleyecektir”
    BARÜ’de oluşturulan proje üretme ekosistemine değinen Vali Arslan, “Günümüzde araştırma ve geliştirme alanında yürütülen projelerin sadece akademik ve bilimsel bir zemin oluşturmakla kalmadığını aynı zamanda sürdürülebilir bir kalkınmanın ve yenilikçi çözümlerle toplumsal refahın artmasını da sağladığını görüyoruz.

    Bartın Üniversitesi, özellikle son yıllarda araştırma odaklı çalışmalar ve yenilikçi projeler ile hem akademik alanda hem de topluma katkı sağlayan projelerde önemli başarılara imza atmıştır. 7. Uluslararası Ar-Ge Proje Pazarının da Üniversitemizin başarılarına yeni halkalar ekleyeceğine ve burada sergilenecek projelerin, ülkemizin teknoloji ve bilgiye dayalı kalkınma hedeflerine katkı sağlayacağına gönülden inanıyorum” dedi.

    “Geleceğe yönelik yenilikçi fikirlere destek olmaya devam edeceğiz” Gençleri yerli teknolojilerin gelişimine katkı sunmaya teşvik etmek ve teknolojik girişimlerin önünü açmak hedefiyle çalışmalar yaptıklarının altını çizen BARÜ Rektörü Uzun ise “Bu yıl yine geçmiş yıllarda olduğu gibi yüzlerce bilim ve teknoloji tutkununun geleceğe yönelik yenilikçi fikirlerine heyecanlarıyla birlikte ortak olmak için bir aradayız. Burada sergilenen her bir proje; farklı bir bakış açısını, yenilikçi bir çözümü ve geleceğe dair umut verici bir vizyonu temsil ediyor. Bugüne kadar ülkemizin Milli Teknoloji Hamlesine katkı sunmak amacıyla geliştirdiğimiz birçok ilham verici proje, fikirden ürüne dönüştü ve farklı sektörlere önemli katkılar sundu. Biz de bu noktada üzerimize düşen sorumlulukların bilinciyle el birliği ve güç birliği içerisinde çalışmaya, üretmeye devam edeceğiz” diye konuştu.

    “BARÜ Akademik Performans Ödülleri” sahiplerini buldu
    7. Uluslararası Ar-Ge Proje Pazarı etkinliği kapsamında 2023 yılında uluslararası saygın dizinlerde taranan dergilerde en çok yayın yapan öğretim elemanları sahneye çağrıldı. Nitelikli çalışma ve bilimsel araştırmalarıyla üstün performans gösteren öğretim üyeleri “Akademik Performans Ödülleri”nde; elmas, altın, gümüş ve bronz olmak üzere 4 farklı kategoride ödüllerini aldı.

    Ayrıca hem ulusal hem uluslararası alanda adından söz ettiren BARÜ’nün sürdürülebilir gelişimine katkı sunan akademisyenler, çeşitli ölçütlere göre yapılan değerlendirmeler neticesinde başarı ödülü almaya hak kazandı. Bu çerçevede 2023 yılında kurum dışı fonlarca desteklenen projelerin yürütücülüğünü yapan ve fikirden ürüne giden süreçte çalışmaları tescillenerek patentlenen öğretim elemanlarına da ‘Proje ve İnovasyon’ kategorilerinde başarı belgeleri takdim edildi.
    “Ulusal Lider Araştırmacılar” sahnede alkışlandı

    Ardından TÜBİTAK tarafından ülkemizdeki yetkin bilim insanlarının nitelikli projelerine katkı sağlamak amacıyla çağrıya çıkılan 2247-A Ulusal Lider Araştırmacılar Programı kapsamında projeleri desteklenmeye değer bulunan Fen Fakültesinden Prof. Dr. Mehmet Zahmakıran ile Prof. Dr. Fatma Gizem Karaoğlan Yılmaz sahneye davet edildi. Bilim dünyasına sundukları katkı ile “Ulusal Lider Araştırmacı” seçilen bilim insanları başarı belgelerini alarak alkışlandı.

    Açılış törenine Vali Arslan ile birlikte Garnizon Komutanı Deniz Kıdemli Albay Sayın Erkan Şahin, Bartın Belediye Başkanı Muhammet Rıza Yalçınkaya, Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Alişarlı, Düzce Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nedim Sözbir, Ordu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Orhan Baş, Sinop Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şakir Taşdemir, Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer ve il protokolünden çok sayıda kişi de katılım gösterdi.

    Davetliler sergi alanını ziyaret etti
    Program, proje sergi alanının ziyaret edilmesi ile sürdü. Vali Nurtaç Arslan, Bartın Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Orhan Uzun, çevre üniversitelerin rektörleri, kamu kurum ve kuruluş temsilcileri ile birlikte sergi alanını gezdi.
    BARÜ 7. Uluslararası Ar-Ge Proje Pazarı; BARÜ ile birlikte Azerbaycan’dan Hazar Üniversitesi, Azerbaycan Teknik Üniversitesi, Bosna Hersek’ten Uluslararası Saraybosna Üniversitesi, Malezya’dan Putra Üniversitesi ve Özbekistan’dan Semerkand Devlet Mimarlık ve İnşaat Üniversitesi paydaşlığında gerçekleştirilen sergide, Türkiye’nin 35 farklı ilinden; 47 üniversite, 30 lise, yurt içi ve yurt dışından 10 kurum ve kuruluş ile Ar-Ge merkezinden gönderilen projeler yer aldı. Ziyaretçiler, birbirinden ilginç projeleri dikkatle inceleyerek, detaylı bilgiler aldı. Vali Nurtaç Arslan ve Rektör Uzun, alanda bulunan elektrikli araç tur atarak, sergi alanını gezdi.
    Bartın’da 2gün boyunca devam edecek teknoloji festivalinin ikinci gününe ise Adalet bakanı Yılmaz Tunç’un da katılması bekleniyor.

  • İstanbul’da köprüler turuncuya büründü

    İstanbul’da köprüler turuncuya büründü

    Fatih Sultan Mehmet Köprüsü ve Yavuz Sultan Selim Köprüsü lösemi hastalığına dikkat çekmek maksadıyla turuncu renkli ışıklarla aydınlatıldı.

    2-8 Kasım Lösemili Çocuklar Haftası’nda farkındalık oluşturmak amacıyla Lösemili Çocuklar Vakfı (LÖSEV) çeşitli etkinlikler düzenledi. Bu etkinlikler kapsamında FSM Köprüsü ve Yavuz Sultan Selim Köprüsü turuncu renge büründürüldü. Akşam saatlerinde başlayan uygulama, gün ağarıncaya kadar sürecek.

     

  • Dünyaya şifa: Menengiç sabunu

    Dünyaya şifa: Menengiç sabunu

    Elazığ’ın merkeze bağlı Yedigöze köyünde yaşayan 2 çocuk annesi Tuba Bahçeci, hobi olarak başladığı doğal sabun üretimini gelir kapısına dönüştürdü. Yedi yıl önce, bahçesinde yetiştirdiği sebze, meyve ve bitkilerden sabun üretmeye başlayan Bahçeci, havuç, nar, üzüm, defne, nane, kekik, elma, Hindistan cevizi, domates, salatalık, papatya ve gül gibi pek çok farklı üründen sabun elde ediyor. Bugün yaklaşık 50 çeşit doğal sabun üreten Bahçeci, aile bütçesine önemli bir katkı sağlıyor. Son olarak, 5 bin yıllık geçmişe sahip Harput Mahallesi’nde yetişen menengiç bitkisinden de sabun üretimine başlayan Bahçeci, “Tarihi Harput Doğal Sabunu” markasıyla hem yurtiçine hem de yurtdışına ürün ihraç ediyor. Özellikle saç dökülmesi, egzama, sedef ve mantar gibi cilt rahatsızlıklarına iyi geldiği bilinen menengiç sabunu, en çok talep gören ürünlerinden biri haline geldi.

    ”Harput dağlarında toplanan menengiçlerden ürettik”

    Doğal sabun üretimine ilk olarak 7 yıl önce başladığını dile getiren Tuba Bahçeci, “7 yıldır doğal sabun üretiyorum. Elazığ’ın markalarından olan tarihi Harput’un 5 bin yıllık bir geçmişi var. Bu Harput’tan yola çıkarak Harput’un dağlarında yetişmiş olan menengiçten ‘tarihi Harput doğal sabununu’ ürettik. Burada toplamış olduğumuz menengiçleri ilk önce kavurup sonrasından öğütüp sabunun hammaddesi içerisine katarak sabuna değer katmış oluyoruz. Saç dökülmesi, egzema, sedef ve mantar gibi birçok rahatsızlığa iyi gelmektedir. Şimdiye kadar toplamda 50’ye yakın sabun üretiminde bulundum. İnsanlara en çok fayda sağlayan favori sabunlardan bir tanesi de bıttım sabunu. Bunu da marka değeri oluşsun diye ‘Tarihi Harput Doğal Sabunu’ olarak şu an insanların faydalanabilmesi için piyasada” dedi.

    ”Yurt dışından ciddi talep alıyoruz”

    Ürünlerinin yurtiçinde olduğu kadar yurtdışında da büyük ilgi gördüğünü ifade eden Bahçeci, ”Burada doğmuş, büyümüş olduğum şehir olan Elazığ’dan hem diğer şehirlerden ve yurtdışından talep var. Yurtdışına ihracat yapıyorum. Elazığ içine elden teslimatımız, diğer şehirlere de kargomuz var. Saç dökülmesi ve egzema için inanılmaz bir talep oluşmaktadır. Yurtdışında Elazığ’ımızın ve Harput’umuzun adını yansıtması amacıyla böyle bir marka ile çıkmış bulunmaktayız” şeklinde konuştu.

  • Mansur Yavaş’tan istifa iddialarına yanıt

    Mansur Yavaş’tan istifa iddialarına yanıt

    Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, yaptığı açıklamada partisi CHP’den ayrılacağı iddialarının gerçeği yansıtmadığını belirterek, “Partimden istifa edeceğime yönelik yaydırılmaya çalışılan dedikoduları görüyorum ancak ciddiye almıyorum. Bu dedikoduların ne maksatla çıkarıldığını biliyorum. Anketlerde gerileyen iktidar partisine nefes aldıracak, partimizi tartışmaya açacak hiçbir adımın içinde olmayacağımı herkesin bilmesini isterim. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı olarak iki şeye odaklıyım; Ankara’ya hizmet etmeye ve Genel Başkanımızın liderliğinde Türkiye’nin birinci partisi olan partimizin ilk genel seçimlerde birinci çıkmasına, iktidarı değiştirerek güçlendirilmiş parlamenter sistemi getirene kadar Cumhuriyet Halk Partisi ailesi olarak belediye başkanlarımızla, milletvekillerimizle, örgütümüzle üretilmeye çalışılan fitnelere prim vermeden bir bütün halinde çalışacağız” ifadelerini kullandı.

  • “İsrail ile ticaretimiz sıfır”

    “İsrail ile ticaretimiz sıfır”

    Türkiye İhracat Seferberliği Zirvesi’nde Özlem Doğaner ve Dilek Güngör’ün moderatörlüğünde gerçekleştirile açılışta konuşan Ticaret Bakanı Ömer Bolat önemli açıklamalarda bulundu.

    Bakan Bolat şunları söyledi: “Ekim ayı ile beraber son 15 ayın 10’nunda aylık rekorlar kırdık. Ümidimiz kalan 2 ayda da geçen yılki rakamlarımızı aşmak. Şu anda iyi gidiyoruz. Kasım ayında da rekor denemeleri yapacağız. OVP hedefimizi tutturmak amacındayız.

    Uyguladığımız ekonomi programında amacımız düşük enflasyona, düşük faiz oranına ve istikrarlı bir kur rejimine ulaşabilmek. Programımız ile kurlarda çalkantılı dönemi geride bıraktık. İnsanlar artık önünü görebiliyor. İhracatçılarımıza da desteğimiz sürüyor. Bunun için yüzlerce destek modülümüz var.

    İsrail ile dünyada en çok mücadele eden ve Filistin’e en çok yardım eden ülke biziz. Türkiye, İsrail ile ihracat ve ithalatı tamamen durdurdu. Her platformda İsrail’in saldırısının önlenmesi konuda lobi çalışması yapıyoruz.

    Filistin’deki ekonomiyi yaşatmak için Filistinli bakanımızın istediği bazı tavizlere olumlu baktık. İsrail’e ambargo uyguladığımızda İsrail bizi her yere şikayet etti. Bize büyük ambargolar uygulatacaklarını söylediler. Bunlar boşa çıktı. Diğer ülkelerde gördüğümüz şuydu: O sizin İsrail ile aranızdaki sorun. Biz sizinle ticaretimizi sürdüreceğiz. İsrail’den gönderilen ürünler gümrüklerde duruyor. Aracılar, ısrarlar sürüyor ancak biz ateşkes olana kadar almayacağız diyoruz. Mayıs ayından bu yana İsrail’e ithalat ve ihracat sıfıra indi.

    Türkiye’den İsrail’e savunma sanayii ürünü de gitmedi. Burada azınlık bir grup kara propaganda ile Türkiye’yi yıpratıyor. İsrail’e hizmet eden bir grup… Türkiye’nin İsrail’e yaptığı baskıyı yıpratmaya çalışıyorlar. İstihbaratımız onları tek tek bulup deşifre ediyor”

  • 11 Kasım’da, saat 11.11’de binlerce fidan toprakla buluşacak

    11 Kasım’da, saat 11.11’de binlerce fidan toprakla buluşacak

    ‘11 Kasım Milli Ağaçlandırma Günü’nde Muğla genelinde 21 lokasyonda binlerce fidan toprakla buluşturulacak. Muğla ve Aydın illerinde bu yılki 11 Kasım Milli Ağaçlandırma Günü kapsamında binlerce fidan toprakla buluşturulacak. Bu yıl ‘Geleceğe Nefes İnsanlığa Nefes’ sloganıyla gerçekleştirilecek olan Milli Ağaçlandırma Günü kapsamında Muğla ilinde 21 ve Aydın ilinde 17 olmak üzere toplam 38 lokasyonda fidan dikim etkinliği yapılacak.

    Muğla ve Aydın il merkezleriyle birlikte ilçelerde protokol, öğrenciler ve vatandaşların katılacağı fidan dikim törenleri gerçekleştirilecek. Ülke geneliyle eş zamanlı yapılacak fidan dikim törenlerinde program 10.30 da başlayıp saat 11.11 de fidan dikimiyle devam edecek. Muğla’da Ortaca ve Ula ilçeleri dışındaki 11 ilçede gerçekleştirilecek fidan dikim törenlerinde Muğla Orman Bölge Müdürlüğü fidanlıklarından temin edilen değişik türde fidanların dikimi yapılacak.

  • Dolar 34,19 seviyesinde

    Dolar 34,19 seviyesinde

    İstanbul Kapalıçarşı’da 34,1960 liradan alınan dolar 34,1980 liradan, 36,8780 liradan alınan euro ise 36,8800 liradan satılıyor. Son kapanışta dolar 34,23 liradan, euro ise 36,72 liradan satılmıştı.

  • Dijital dünyaya yönelik tehditler

    Dijital dünyaya yönelik tehditler

    Siber Güvenlik Mühendisi ve Bilgi Güvenliği Uzmanı Hanefi Öğütveren, “İnsanlarımızın çoğu aynı şifreyi pek çok web sitesi ve platformunda kullanarak büyük bir risk alıyor” dedi. Düzce Üniversitesi İşletme Fakültesi Yönetim Bilişim Sistemleri Bölümü tarafından ders kapsamında öğrencilere yönelik düzenlenen “Bilgi Güvenliği-Siber Güvenlik” başlıklı seminer düzenlendi.

    Kutadgu Bilig Konferans Salonu’nda düzenlenen öğrencilerin yoğun katılımı ile gerçekleşen etkinliğin moderatörlüğünü Öğretim Görevlisi Dr. Günay Temur gerçekleştirirken; Siber Güvenlik Mühendisi ve Bilgi Güvenliği Uzmanı Hanefi Öğütveren konuşmacı olarak etkinlikte yer aldı.
    Siber Güvenlik kapsamında; zararlı yazılımlar, kimlik hırsızlığı, web atakları ve zero day atakları gibi dijital dünyaya yönelik tehditlerden bahsederek konuşmasına başlayan Siber Güvenlik Mimarı Hanefi Öğütveren, siber dünyada yer alan bazı haberleri de paylaşarak sadece son bir yılda 105 milyon yeni zararlı yazılım örneğinin tespit edildiğini açıkladı.

    Global siber suçlardan kaynaklanan hasarların 2025 yılında 10,5 Trilyon Dolar’a ulaşmasının beklendiğini vurgulayan Öğütveren, “Belki bir saatlik siber saldırı çok uzun bir süre gibi gelmeyebilir ancak bir e-ticaret firması için bu sürenin milyon dolarlık bir ticari kayba yol açabilir” ifadelerini kullandı.

    Hanefi Öğütveren; güvenlik zafiyeti, siber güvenlik operasyonları yönetimi, siber güvenlik olayları tespit ve müdahale süreçleri, zafiyet yönetimi, siber istihbarat gibi kavramları detaylandırdığı konuşmasında, “İnsanlarımızın çoğu aynı şifreyi pek çok web sitesi ve platformunda kullanarak büyük bir risk alıyor. Üye olduğunuz sitelerden herhangi birinin hacklenmesiyle şifreleriniz açığa çıkıyor. Mail, bankacılık ve önemli sistemlerdeki hesaplarınızın şifreleri de yayılarak açık bir tehdit oluşturuyor” şeklinde konuştu.

  • Bursa Ticaret Borsası ödül töreni

    Bursa Ticaret Borsası ödül töreni

    Kurulduğu günden bu yana Türkiye’nin ekonomisine yön veren Bursa Ticaret Borsası, 100 yılı geride bırakarak “Asırlık Çınar” ünvanını kazandı. 100. kuruluş yıl dönümünde “Kozadan Kanatlananlar: Ticaretin Dönüştürücü Güçleri” temasıyla görkemli bir ödül töreni düzenleyen Bursa Ticaret Borsası 10 farklı kategoride toplam 84 firmaya ödüllerini takdim etti.

    100 yıl önce temelleri atılan BTB’nin Türkiye’nin geleceğine yön verdiğini ifade eden Bursa Ticaret Borsası Başkanı Özer Matlı, “Ticaretin ve tarımın kalbinin attığı bu yapı bugün geldiği noktada 100 yıllık bir mirası, aynı kararlılık ve heyecanla geleceğe aktarmanın bilincini taşımaktadır. Geçmişe dönük baktığımızda Bursa Ticaret Borsası’nın dijital dijitalleşmeden sürdürülebilir ticarete, şehrimizin kültürel değerlerinden, sosyal hayatına kadar çok geniş bir yelpazede uygulamaya geçirdiği başarılı projelerle hem üyelerimize hem de şehrimize ciddi katkılar sağlamıştır. Borsamız her adımında ileriye bakarak köklü mirasını modern ticaretin gereklilikleriyle buluşturmuş, şehrimizde tarımın nabzını tutmuştur. Bugünkü başarılarımız yalnızca geçmişimin geçmişimizin bir ürünü değil aynı zamanda geleceğe dair güçlü bir vizyonun yansımasıdır” şeklinde konuştu.

    “BTB bizim için gurur kaynağıdır”
    BTB’nin bin 245 üyesiyle birlikte Türkiye’nin Avrupa’ya açılan kapısı olduğunu kaydeden Ticaret Bakan Yardımcısı Mahmut Gürcan, “Borsamızın bir özelliği de 12 ülkeden 38 ticaret borsasını bir araya getiren Avrupa Ticaret Borsaları Birliğinin üyesi olmasıdır. Bu da bizim için ayrıca bir gurur kaynağıdır. Yine aynı şekilde canlı hayvan, zeytin, zeytinyağı, yaş sebze ve meyve, hububat, unlu mamuller, koza, ipek ve çeşitli gıda maddelerinin kotasyonuna tabi olduğu Bursa Ticaret Borsası’nın tescil işlem hacmi 2023 yılında, bir önceki yıla göre yüzde 89 artışla 32,7 milyar liraya ulaşmıştır” ifadelerini kullandı.

    “21 yılda 260 milyar dolarlık yatırım geldi”
    BTB’nin Türkiye ekonomisine yön verdiğini söyleyen AK Parti Bursa Milletvekili Mustafa Varank, “Demokrasi ve kalkınma yolculuğunda ticaret borsalarımız adeta lokomotif görevini üstlenmiş durumda. Ekonominin tam kalbinde faaliyet gösteren ticaret borsası ülkemizin her köşesinde iş dünyamızın nabzını tutabiliyorlar. Ürün ticaretini kayıt altına alma düşüncesiyle çıkan hayata geçiren borsamız rekabetçi ve sağlıklı işleyen bir piyasanın oluşması, ticaretin geliştirilmesi, kayıt dışı ticaretin azaltılması, fiyat istikrarının sağlanması ve fahiş fiyatları önüne geçilmesi, işletmelerin AR-GE, üretim ve ticaret kapasitelerinin geliştirilmesi, ürünlerin katma değerlerinin ve rekabetçiliklerinin arttırılması istihdam oluşturulması, finansman imkanları sağlanması açısından önemli bir fayda sağlıyor. Son dönemde uygulanan ekonomik programın makro ekonomik verilere nasıl yansıdığını da hep birlikte takip edebiliyoruz. Azalan cari açık, artan doğrudan yabancı yatırımlar, sermaye girişleri bu durumu da teyit eden bir nitelikte kamuoyuna zaten yansıyor. Zayıf küresel talebe ve birçok jeopolitik olumsuzluğa rağmen Türkiye 16 çeyrekli kesintisiz bir şekilde büyümeyi başarabildi. Bir yandan ihracatımız artarken diğer yandan 2024 yılının ilk 10 ayına baktığımızda dış ticaret açığımızda da yüzde otuzluk bir iyileşmenin gerçekleştiğini görebiliyoruz. Türkiye artık sanayi üretim ve teknolojik altyapısı, sanayi ürünü ihracatı bakımından dünyanın en girişimci ülkelerinden bir tanesi olarak görülüyor. Bu süreçte bizim kalkınma hamlemize gerçekten ciddi katkılar sunuyor. 2003’ten önceki 30 yılda sadece on beş milyar dolarlık yabancı yatırım çekebilmişken bu son 21 yılda toplamda 260 milyar dolarlık yabancı yatırımın Türkiye’ye geldiğini görebiliyoruz. Bugün seksen iki binden fazla çok uluslu şirket Türkiye’de faaliyete devam ediyor. Türkiye yüzyılını inşa ederken de siz değerli iş insanlarımızla beraber bunu başaracağımıza, taçlandıracağımıza inanıyoruz” dedi.

    Ödül gecesine Bursa Valisi Erol Ayyıldız, Ticaret Bakan Yardımcısı Mahmut Gürcan, AK Parti Bursa Milletvekili Mustafa Varank, CHP Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş, Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın, Bursaspor Başkanı Enes Çelik, Bursa TB Yönetim Kurulu Başkanı Özer Matlı, Bursa TB Meclis Başkanı Mehmet Aydın, BTSO Başkanı İbrahim Burkay ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Faik Yavuz katılım gösterdi.

  • Türk tıp tarihindeki ilk doğumevi

    Türk tıp tarihindeki ilk doğumevi

    Tıp Tarihçisi Prof. Dr. Ayten Altıntaş, Türk tıp tarihinde bilinen ilk doğumevi olan “Demirkapı Viladethanesi”nin kuruluşunu anlattı. Osmanlı Cihan Devleti döneminde kadınların evde, ebeler tarafından doğurduğunu söyleyen Altıntaş, diğer yapılan doğumların gayrimeşru görüldüğünü belirtti. Doğumevinin gayrimeşru çocukların doğacağı düşüncesiyle kurulmadığını aktaran Ayten Altıntaş, 1892 yılında dönemin kadın hastalıkları doktoru Besim Ömer Akalın’ın çalışmalarının ardından Demirkapı Viladethanesi’nin hizmete açıldığını kaydetti. Altıntaş, Besim Ömer’in tıbbiyeye yakın bir alanda bulduğu 2 katlı binayı kendi imkanlarıyla restore ederek açtığını, sonra da gazeteye yazdığı yazılarla Sultan 2. Abdülhamid’i ikna ettiğini ifade etti. Gülhane Parkı içinde açılan iki katlı ilk doğumevi, restorasyon çalışmalarından sonra İslam Bilim ve Teknoloji Müzesi olarak hizmet vermeye başladı. Öte yandan, Prof. Dr. Ayten Altıntaş gündemi sarsan Yenidoğan çetesinin gerçekleştirdiği bebek ölümlerine de tepki gösterdi.

    “İlk doğumevi 1892 yılında tıbbiyenin kadın doğum doktoru Besim Ömer Akalın tarafından açılmıştır”

    Türk tıp tarihinin ilk doğumevi olan Demirkapı Viladethanesi hakkında konuşan Tıp Tarihçisi Prof. Dr. Ayten Altıntaş, “Biz ilk doğumevi diyoruz, onlar viladethane diyorlar. 1892 yılında, tıbbiyenin kadın doğum doktoru Besim Ömer Akalın tarafından açılmıştır. Tarihin her döneminde ve sadece bizde değil, tüm coğrafyalarda doğumu ebeler yaptırırdı. 1892 yılı daha dünkü bir tarih. İnsanlık tarihini en kolay 40 bin öncesi dersek, bebeği muhakkak bir bilen doğurturdu. Biz de ona ebe diyoruz. Ebelik bizim kültürümüzde, diğer kültürlerde de önemli bir meslek haline gelmişti. Önemli, aranan bir ebe tarafından ahlakı, becerikliliği göz önüne alarak genç kızlar seçilir, sonra da yetiştirilirdi. Senelerce eğitildikten sonra artık ebelik yapabilirdi. Her mahallenin bir ebesi vardı. Küpeli ebe, asalı ebe şeklinde tanınırdı. Osmanlı döneminde bir hanım hamile olduğunu hisseder hissetmez, mahalledeki güvendiği bir ebeyi seçer ve annesiyle yanına giderdi. Ebeyle bir anlaşma yaparlardı. Ebe sık sık gider, hamileliği kontrol ederdi. Kadını, doğuma hazırlardı” dedi.

    “İlk doğumhane olarak tıbbiyenin hizmetine açmıştır”

    Besim Ömer Akalın’ın doğumevi açma çabalarını anlatan Altıntaş, “Modern çağa geçtikten sonra Besim Ömer Akalın, Fransa’da kadın doğum ihtisası yapmış, bizim tıbbiye hocalarımızdan biridir. Onun, viladethane açma isteğinin sebebi ise bambaşka. Biliyor ki, herkes ebelerle evde doğum yapabilir ama onların dışında birtakım insanlar var. Mesela babası belli olmayan bebekler var. Kimsesizler ve evi barkı olmayan insanlar var. Her doğum problemsiz değildi, problemli olduğu zamanlarda ancak hekim müdahale edebilirdi. Eskiden de böyleydi. Doğum her zaman yapılırdı ama problemli olduğu zaman hekim çağırılırdı. Kimsesizlerin, fakirlerin doğum yapabilecek bir yere ihtiyacı vardı. Bunu tıbbiyenin kadın doğum hocaları hep istiyorlardı. Besim Ömer’den önce de diğer hocalar çok istediler fakat hep padişah tarafından reddedilmişti. Çünkü babası belli olmayan çocukların doğumunu devletin üstlenmesi pek ahlaki değildi. Besim Ömer ise tam tersini yapmıştır. ‘Tıbbiyenin civarında uygun bir yer bulayım, kendi imkanlarımızla doğumevi açalım’ demiş. Tıbbiye o zamanlar Demirkapı’daydı. Viladethane’nin arkasında bulunur. Büyük bir askeri kışladır. Tıp eğitimi orada veriliyordu. Orada hastanesi vardı. İncelediğinde, orada terk edilmiş iki katlı bir bina var, onu restore ettirmiş. İçine gereken her şeyi aldırmış. Kısa bir süre sonra orayı ilk doğumhane olarak tıbbiyenin hizmetine açmış. Hizmete açtıktan sonra gazetelere yazılar yazmış. Bu yazılar viladethane neden gereklidir, neden önemlidir, kimlere hizmet edecektir sorularına cevap veren yazılardı. Çünkü akıllarda hep bir yanlış düşünce var. Kimsesizlerin, fakirlerin ve evde yorganı olmayan insanların olduğunu anlattı. Bebeğin ve annenin sağlığı için o ortamda doğurmanın zararlı olduğunu yazdı. Parası olup da evde doğum yapanlarda bir problem çıktığında hekim müdahale etmesi lazım, onun için yine viladethanede doğum yapılması gerektiğini belirtti. Doğduğu halde ihtimam isteyen bebekler olur, kuvözde bakılması lazım, o da viladethanede olur. Yazıların ardından padişah da kabul etti” ifadelerini kullandı.

    “Sultan 2. Abdülhamid sağlığa çok önem veren bir padişahtır”

    Sultan 2. Abdülhamid’in Besim Ömer’in gazeteye yazdığı yazıların ardından doğumevi fikrine ikna olduğunu belirten Altıntaş, “Sultan 2. Abdülhamid sağlığa çok önem veren bir padişahtır. Besim Ömer’in yazılarını okudukça doğumevinin herkese lazım olduğunu kabul etmiştir. Bebekler, anneler ve tıbbiyedeki öğrencilerin eğitimleri için gereklidir. Eğitimler ve hizmetler devam ederken 2. Abdülhamid büyük bir para vererek yeni bir doğumevi yapılmasını istiyor. Daha sonra Kadırga’da çok güzel bir doğumevi yapılıyor. 1909’a kadar hizmet verecektir. İlk doğumevi dediğimiz zamana o zamana kadar yerlerde sürünen insanlardık, doğumlar sokaklarda yapılıyordu gibi düşünememek lazım. 19. yüzyılda ihtisaslar arttıkça doğumevi gibi yerlere ihtiyaç olduğu ortaya çıktı. Besim Ömer ise bunun için bir mücadele verdi” şeklinde konuştu.

    “Bebeklerin yaşama şansı olması gerektiğini ve bunun bizim elimizde olduğunu çok iyi bilmemiz lazım”

    Yenidoğan çetesinin gerçekleştirdiği bebek ölümlerine tepki gösteren Altıntaş, “Viladethane’nin bugünkünden farkını bilmemiz lazım. Bugün artık o kadar çok her şeye sahibiz ki değerlerimiz değişti. O zaman değer, insana hizmetti. Çünkü insan en değerli varlıktı. Şimdi paraya mı hizmet ediyoruz bilmiyorum. Her şey para oldu galiba. Değer bozukluğu her şeyi etkilediği gibi doktoru da etkiledi. Onun görevi insana hizmet. Para, onun üstüne çıkınca bu tip olaylarla karşılaşıyoruz. Çok üzücü. Asla bütün hekimleri kapsamıyor. Bir doktor belli bir yerde çalıştığı zaman bir çocuğun ve bebeğin ölümü çok normal bir hale geliyor. Bu alışkanlık bizde büyük hatalar açıyor. Bebeklerin yaşama şansı olması gerektiğini ve bunun bizim elimizde olduğunu çok iyi bilmemiz lazım. ‘Kötülükler, iyiliğin tetikleyicisidir’ derler. İnşallah iyilikler bu şekilde tetiklenir” diye konuştu.