Etiket: güncelhaberler

  • Depremin yıldönümünde mezarlıklar doldu taştı

    Depremin yıldönümünde mezarlıklar doldu taştı

    Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat tarihinde meydana gelen ve asrın felaketi olarak adlandırılan depremlerin üzerinden 1 yıl geçti. Merkez üssü Pazarcık ve Elbistan olan depremlerde 50 binden fazla kişi hayatını kaybetti. Depremin merkez üssü olan ve en çok etkilenen illerinden başında gelen Kahramanmaraş’ta depremin yıldönümünde Kapıçam Mezarlığı depremde ölenlerin yakınlarıyla dolup taştı. Mezarlığa gelen vatandaşlar ölenlerin eşyalarını kabristana bıraktı. Vatandaşlar ayrıca mezar başlarında dua okuyup mezar taşlarını temizledi.

    İstanbul’dan gelen Ömer Üçgül, “Ben İstanbul’dan geldim. 6 gün sonra enkazdan çıkarıldım. Oğlum da enkazdan sağ olarak çıktı. Senesi doldu bizde ziyarete geldik. Papatyayı çok severdi. Gül severdi soyadı Üçgül. 3 tane gül getirdim kendisine. Bunu tarifi yok. Beni görüyor zaten. Arada bir rüyalarıma giriyor. Ebru gülleri seviyordun” dedi.
    Okuldan ziyarete gelen Muhammed Külliye ise “Okul arkadaşı ve sınıf arkadaşıyız. 3 sınıftan 8 sınıfa kadar beraberdik. Deprem günü kaybettik arkadaşımızı. Çok üzüldük. Hala unutmadık. Okuldan topluca geldik” şeklinde konuştu.

    Amcasının mezarına ziyarete gelen Hasan İlkay, “Öz amcamdı. Fatiha okumaya geldik. Amcam 40 yaşındaydı. 2 kız çocuğu var. Okullara birlikte ziyarete geldik. Amcan beni çok seviyordu” dedi.

  • Şırnak’ta terör operasyonu: 7 gözaltı

    Şırnak’ta terör operasyonu: 7 gözaltı

    Terörle mücadele çerçevesinde Şırnak İl Emniyet Müdürlüğü ve İl Jandarma Komutanlığı tarafından kent merkezi ve ilçelerde PKK/KCK silahlı terör örgütünün eylem ve faaliyetlerinin deşifre edilmesine yönelik operasyon yapıldı.

    Operasyonlarda gözaltına alınan 7 şüpheliden 4 şüpheli ilgili il ve birimine teslim edilmiş, 1 şüpheli savcılık ifadesinin ardından serbest bırakılmış, 1 şüphelinin gözaltı işlemleri devam etmekte, 1 şüpheli ise sevk edildiği adli makamlarca adli kontrol şartıyla serbest bırakıldığı öğrenildi.

  • O anları gözyaşlarıyla anlattı

    O anları gözyaşlarıyla anlattı

    Kahramanmaraş merkezli 11 ili etkileyen 6 Şubat 2023 yılında gerçekleşen depremde yaklaşık 53 bin vatandaş hayatını kaybetti. Deprem haberinin alınması sonrası harekete geçen Manisa İl Sağlık Müdürlüğü, bölgeye , 164 uzman hekim, 99 pratisyen hekim ve bin 300’ün üzerinde diğer sağlık çalışanlarının yanı sıra çeşitli tıbbi malzemeler, insani ihtiyaç malzemeleri, jeneratörler, şişme çadırlar, konteynerler, toplamda 50’ye yakın tam donanımlı 112 acil yardım ambulansı- UMKE acil müdahale araçları sevk etti. Depremde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yakınlarına baş sağlığı dileyen Manisa İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Erol Karaca, “Geçtiğimiz yıl 6 Şubatta asrın en büyük felaketlerinden biri olan Kahramanmaraş depremlerini yaşadık. Gerçekten dünya tarihinin en büyük felaketlerinden biriydi. Yaklaşık 11 ilimizi kapsayan geniş bir bölgede yaklaşık 15 milyon kişinin etkilendiği çok büyük bir felaketti. Depremde 53 binin üzerinde vatandaşımızı maalesef kaybettik. 100 binin üzerinde yaralı vatandaşımız var. Hayatını kaybeden vatandaşlarımız ve sağlık çalışanlarımız için Allah’tan rahmet diliyorum. Yakınlarına da baş sağlığı diliyorum. Çok zor bir dönemdi” dedi.

    “Sağlık çalışanlarımız Türk milletinin kadim geleneğinde var olan birlik, beraberlik ve dayanışmanın en güzel örneklerini sundular”

    Depremin ilk dakikaları itibariyle harekete geçtiklerini söyleyen Manisa İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Erol Karaca, “Biz depremin ilk dakikalarından itibaren Manisa İl Sağlık Müdürlüğü olarak harekete geçtik, seferber olduk. UMKE ekiplerimiz de 112 ekiplerimiz de hemen bölgeye doğru yola çıktı. Ülkemizde deprem bölgesine hareket eden ilk üçüncü iliz. Deprem bölgesine ulaşan ilk ekiplerden biriydik. Arama kurtarma ekiplerimizle hemen görev aldık ve yardımlara başladık. 6 Şubat’ı izleyen günlerde Manisa Valiliğimiz koordinesinde bakanlığımızın talimatları doğrultusunda destek çalışmalarımızı sürdürdük. Bugüne kadar özellikle sağlık insan gücü yönünden bölgeye 164’ü uzman, 100’ü pratisyen hekim olmak üzere 264 hekim görevlendirdik. Bin 300’ün üzerinde sağlık personeli görevlendirdik. Her türlü tıbbi malzeme desteği, şişme çadırlar, konteynerler, 50’ye yakın ambulans ve UMKE araçlarımızla bölgede ilk günden itibaren var olduk. Elimizden gelen bütün imkanları seferber ettik. Bunu Manisa kamu, özel ve üniversiteyle beraber yaptık” dedi.
    Sağlık çalışanlarının büyük bir dayanışma örneği sergilediğini belirten Karaca, “Ben deprem sırasında görev alan kendini cansiperane olarak feda etmeye hazır bütün sağlık çalışanlarımıza teşekkür ediyorum. Onlar Türk milletinin kadim geleneğinde var olan birlik, beraberlik ve dayanışmanın en güzel örneklerini sundular. Kendilerine çok teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.

    Felaketin içinde yaşanan doğum sağlık çalışanını teselli etti

    Deprem bölgesinde görev alan sağlık çalışanlarından ebe Ayşe Yerlikaya, enkazlar arasında gerçekleştirdiği doğumda teselli bulduğunu belirterek, “Hiç unutamadığım kendi mesleğimi de ilgilendiren bir anımdır; Ben Nurdağı’nda görev yaptım. İkinci günde enkazdan sağ çıkmış bir kadının doğum sancılarının başladığı haberi geldi. Muayenesini yaptığımızda doğumun ilerlediğini gördük. Ancak ortam doğum yapmasına müsait değildi. O yüzden direkt olarak ambulansa aldık. Ancak en yakın yer de bir buçuk saat uzaklıktaydı. O sırada doğumunun gerçekleşeceği belliydi. Ambulansta doğumu gerçekleştirdik. Sağ salim doğum gerçekleşti. Anne ve bebek sağlıklı olarak Gaziantep Devlet Hastanesine sevk edildi. Böyle bir felaket arasında, bu kadar ölümün yaşandığı bir yerde doğumun olması bizim için mutluluk verici bir olaydı” diye konuştu.

    Yaşadıklarını anlatırken duygularına hakim olamadı

    Depremde yaşadıklarını gözyaşlarıyla anlatan çocuk acil hemşiresi ve UMKE personeli Asiye Metecan, “Yaklaşık 12 gün kaldık. Enkazdan 70’e yakın canlı çıkardık. En son 117. saatte canlı bir vaka çıkardık. Sağlık Bakanımız ve Cumhurbaşkanımızın da paylaştığı vakalardı. Ben nöbetçiydim. Deprem haberlerini alınca toplanma merkezimize gittik. 17 saatte deprem bölgesine ulaştık. Karla mücadele içerisinde bir yolculuk yaptık. Çok çabuk toparlandık. Türkiye’nin her yerinden gelen kardeşlerimizle beraber elimizden gelen gayreti sarf ettik o bölgedeki insanlarla beraber. 90’ıncı saatte bir canlı vaka ile karşılaştık. Onunla mücadele ederken hemen yan tarafta enkaz altında eşini ve çocuklarını kaybeden bir beyefendi vardı. Onunla beraber çalıştık. Evlatlarının ve eşinin acısını unutarak bize yardımcı oldu. Çok zor zamanlardı. Kardeşlik içerisinde yapılmış eylemlerdi. En son vakayı çıkarırken o kadar acının içerisinde canlı çıkardığınızda canlı kişinin sağlıkla hayatına devam edeceğini bildiğinizde çok mutlu oluyorsunuz” dedi.
    Depremde bazı vatandaşların ihtiyacı olmasına rağmen dağıtılan yardımları sağlık çalışanlarına vermek istediklerini söyleyen Metecan, “Oradaki bölge halkına yardım dağıtılmış. Bir teyzemiz kendisine verilen yiyecek yardımını bize getirdi. ‘Siz enkaz başında çalışıyorsunuz’ dedi. Çorap getiren bir amcamız vardı. Onlar beni çok etkiledi beni. Onların ihtiyacı var ama ben üşümeyeyim diye bana çorap getiriyorlar. Çok güçlü ve duygulu bir ülkeyiz. Onun ihtiyacı varken amcamız çorabını bana getirdi. ‘Üşürsünüz’ dedi. Çok vaka yaşadık. Rabbim bir daha böyle bir felaketi yaşatmasın. Ancak yaşanırsa da biz görevimizin başındayız” ifadelerini kullandı.

  • İlçe kaymakamı evinde ölü bulundu

    İlçe kaymakamı evinde ölü bulundu

    Edinilen bilgiye göre olay, Ekinözü ilçesinde meydana geldi.

    İddiaya göre Ekinözü İlçe Kaymakamı Mesut Coşkun’un (31) şoförü sabah kaymakamı makama götürmek için konuta gitti ancak Coşkun’a ulaşamadı. Bunun üzerine şoför, polise ve sağlık ekiplerine haber verdi. Polis, kaymakamın konutuna girdiğinde Coşkun’u silahla kafasından vurulmuş halde buldu. Sağlık ekipleri kontrol ettiğinde Coşkun’un hayatını kaybettiğini belirledi. Coşkun’un cenazesi otopsi için Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı. Polis, kaymakamın nasıl öldüğünü belirlemek için inceleme başlattı.

    Kaymakamın bekar ve Kırıkkaleli olduğu öğrenildi. Kaymakam’dan geriye ise bir önceki görev yaptığı Afyonkarahisar’ın Daskırı ilçesinde çekilen görüntüleri kaldı.

  • Depremin travması hala üzerlerinde

    Depremin travması hala üzerlerinde

    Geçtiğimiz yıl 6 Şubat tarihinde gerçekleşen depremlerde 11 ilde büyük yıkım gerçekleşirken birçok vatandaş hayatını kaybetti. Depremlerde evleri yıkılan vatandaşlar farklı illere yerleşerek hayatlarını kurmaya başladı. Depremzedelerin yerleştiği illerden biri de Eskişehir. Deprem bölgesinden gelen kente gelen depremzede vatandaşlar burada yaşadıklarını unutmaya çalışarak hayatlarına devam etmeye çalışıyorlar. Halen daha depremin şokunu üzerinden atamayan vatandaşlar, her an aynı sarsıntıyı yaşayacakları korkusuyla yaşıyorlar. Hatay’ın Antakya ilçesinde depreme ailesiyle yakalanan 64 yaşındaki Gandi Çirkin evini ve yakınlarını kaybetti. Kapısı ağır hasar alan aracıyla 840 kilometre yol kat ederek Eskişehir’e ulaşan Çirkin, 6 Şubat’ı unutamıyor. Doğum günü sorulduğunda dahi 6 Şubat olarak cevap veren depremzede, en kısa sürede memleketlerine dönmeyi planlıyor. Eskişehir’e deprem bölgesinden gelip yerleşen Sema Bediroğlu ise üst komşunun çocuğunun zıplamasından dahi ailesinin ve kendisinin tedirgin olduğunu ifade etti.

    “Bir gün olsun o günü unutamadık”

    Depremin şokunu halen daha ailesiyle birlikte yaşayan Gandi Çirkin şöyle konuştu;
    “Bizim için halen 6 Şubat günüdür, hiç değişmedi. Bir düşünün cehennemi yaşadık. Rabbimden de bunu talep ederim. Hiç düşmanıma dahi yaşatmasın. Deprem bölgesinden çıktıktan sonra bir gün olsun o günü unutamadık. Özellikle de bu son aya girdiğimiz zaman evde oturduğum zaman tarihe bakıyorum geçmiş ayın yılın ya diyordum ne yapıyordum ben? Fotoğrafları açıyorum, bilgisayarımdaki fotoğrafları açıyorum. Aaa filan yere gitmiştik, aaa şu kutlamayı yapmıştık, şöyle yapmıştık diye diye. Depremle uyandık dediğim gibi de yani unutmanın bir imkânı yok. Çekirdek ailemde şükürler olsun hiçbir şey yok ama tabii ki geniş ailede teyzemin kızları, oğlu, dayımın oğlu, torunları ile çocuklarıyla beraber hepsi vefat etti, yapacak da bir şey yok. Bana şu an için geçen inanın şaka değil, bir devlet dairesine gittim. Doğum tarihimi sormuşlar, ben farkına varmadan ısrarla 6 Şubat diyorum. Görevli “Ya beyefendi nasıl?” diyor. “Aa özür dilerim kafam oraya takıldı” dedim. Doğum günüm de Ağustos’un 6’sı. Kafama öyle yerleşmiş ki şubat ayı. Depremde aracımın alt kısımda zaten bütün o hani yerdeki berbat olaylardan parçalandı ve ne düştüğünü pek bilmiyorum kapısı zarar gördü. Eskişehir’de değiştirmek zorunda kaldım. Evet ve yola ki düşünün battaniye ve pijamalarla çıkmışsanız. Arabam Polatlı’da, Haymana’nın o yokuşunda durdu, bozuldu. Kapı zaten göçmüş içeriye. Ardından işte oğlumun arkadaşları sayesiyle Polatlı’dan gelenler oldu. Arabayı çektiler. Tamir edip bir gece bizi Polatlı’da misafir ettikten sonra Eskişehir’e devam ettik, geldik.”

    “Çok ağır bir depremdi, sarsıntıydı”

    Hatay’ın İskenderun ilçesinde depreme yakalanan ve evi ve dükkânı yıkılan Sema Bediroğlu, “Yani her an yine yaşayacakmışız korkusu oluyor, kıpırdamıyoruz, adım atamıyoruz. Ama nasıl diyeyim? Hayata bağlanmak için unutmaya çalışıyoruz. Bizim evimiz 4 katlıydı, biz çıkamadık bile. Çünkü çok ağır bir depremdi, sarsıntıydı. Hani o an düşünemiyorsun, insanlar kaçmayı düşünüyor. Üst katımız indi, biz panik olduk, donduk kaldık. Çünkü bu sefer çok yüksekti. Çıkamayacağız, kurtulamayacağız, ümidiyle oturduk ve durduğumda indik ama yani hani o zaman gördük. Biz sandık bitecek hani duracak yıkımları gördük. Enkazları öyle gördük. Ya buraya da gelmemizin amacı hani düzelmediği için ama aklımız gönlümüz tabi ki şehrimizdedir. Burada da yaşamaya devam ediyoruz. Çocuklarım çok rahatsız olduğu için eşim panik atak tedavisi gördü. Belli araçlara binemiyoruz, evde kalamıyoruz, kapalı alana giremiyoruz. Üst katımda biraz yaramaz çocuk var. Adım attıkça deprem oluyor sanıyorum. Yani hani unutulmayacak bir şey unutuluyor diyorlar da unutulmuyor. Komşu, eş, dost, çevre derler ya çok öyle sayıda insanlar çok vefat eden oldu. Birebir kendi ailemden kimse olmadı çok şükür. Ama hani ben ne diyeyim komşunda oldu, çevremde oldu, iş arkadaşında oldu. Yani böyle vefat edenler oluyor. Kaçarken kendini bilmeden hani daha çok enkazın altına iten oldu. Çarpıyorsun, bilemiyorsun o an. Farklı bir duygu ölüm korkusu. Ya şu an şehirde gelişmeleri olmalı, elektriği, suyu. Çadırda yaşam çok zor. Hani belediyeye bir şeyler yapamadı şu an daha da kötü oluyor. Mecburen işte çalışmak gerekiyor. 2 tane gencin var benim. Hani evimiz falan her şeyimiz kira olduğu için biz buraya geldik. Ama geldikten sonra da hani böyle olmaz bir iş kuralım ne yapalım diye. Sağ olsun buradaki arkadaşlar burayı gösterdi. Geldik eşimle birlikte ilk kez çalışıyoruz” dedi.

  • Okulların açılmasıyla trafik yoğunluk oluştu

    Okulların açılmasıyla trafik yoğunluk oluştu

    İlk ve ortaöğretim kurumlarındaki yaklaşık 20 milyon öğrenci, 1 milyon 178 bin öğretmen, iki haftalık sömestir tatilinin ardından bugün ders başı yapacak.
    Okulların açılmasıyla sabahın erken saatlerinde E-5 Karayolu’nda trafik yoğunluğu yaşandı.

    E-5 Karayolu Haliç Köprüsü, Mecidiyeköy istikameti ve 15 Temmuz Şehitler Köprüsü mevkilerinde de trafik yoğunluğu yaşanıyor. İBB verilerine göre İstanbul’da trafik yoğunluğu saat 07.30’da yüzde 55 olarak ölçüldü.

  • “Merkez Bankası başkanına güvenimiz tamdır”

    “Merkez Bankası başkanına güvenimiz tamdır”

    Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan’ı yeni görevi sebebiyle tebrik etti.

    Bakan Şimşek, “Merkez Bankası Başkanı Sayın Fatih Karahan bugün yeni görevine başlamıştır. Kendisini tebrik ediyor ve başarılar diliyorum. Başkan ve ekibine güvenimiz ve desteğimiz tamdır. Önümüzdeki dönemde de ekonomi programımızı kurumlararası eşgüdüm içinde kararlı bir şekilde uygulamaya devam edeceğiz. Güçlü ekonomi ekibimiz ile makro finansal istikrarın pekişmesi için var gücümüzle çalışıyoruz. Mali disiplin ile dezenflasyon sürecine destek olmaya devam ederken, hayata geçireceğimiz yapısal reformlarla program kazanımlarımızı kalıcı hale getireceğiz” ifadelerini kullandı.

  • Türkiye’de en ucuz su Diyarbakır’da

    Türkiye’de en ucuz su Diyarbakır’da

    Temel bir ihtiyaç olan su, 30 büyükşehir arasında büyük fiyat farklılıkları gösteriyor. Diyarbakır halkı uygun fiyatla su ihtiyacını karşılıyor. İzmir’de su fiyatı litre başına 33,13 Türk lirası ile zirveyi korurken, Diyarbakır ise su fiyatlarında 3,80 Türk lirası ile en düşük su fiyatına sahip büyükşehir olma özelliğini taşıyor. Diyarbakır’da vatandaşlar, su fiyatından ve verilen kaliteli sudan memnun olduklarını belirtiyor.

    Diğer kentlerdeki su fiyatları şöyle:

    “Mersin 27,15, Gaziantep 25,50, Sakarya 24,60, İstanbul 23,72, Erzurum 23,32, Kayseri 22,80, Eskişehir 22,24, Kocaeli 22,21, Tekirdağ 22,18, Ordu 21,60, Ankara 20,99, Muğla 20,70, Konya 20,58, Manisa 20,19, Bursa 19,79, Şanlıurfa 19,74, Van 18,33, Antalya 18,22, Adana 17,85, Samsun 16,42, Balıkesir 16,36, Trabzon 14,88, Malatya 14,03, Mardin 13,20, Aydın 11,46, Denizli 11,40, Kahramanmaraş 11,01 ve Hatay 7,63.”

  • Yapay zekanın eğitimdeki etkisi

    Yapay zekanın eğitimdeki etkisi

    Son yıllarda yapay zeka kavramı, bütün dünyanın gündemine oturan yeni kavramlardan birisi olarak dikkat çekiyor. Uzmanlar ise eğitimde yapay zekanın önemli olduğunu düşünüyor. Eğitimci-Sosyolog Hami Koç, yapay zekanın eğitimdeki etkisini değerlendirdi.

    Hami Koç, “Uzun yıllardır Amerika Birleşik Devletleri ve İngiltere uzaktan eğitim sistemi ile kendi ülkelerindeki üniversite öğrencilerine ve yüksek öğrenim öğrencisi olan dışarıdaki taliplerine online eğitim vermeye devam ediyor. Sertifikasyon programlarıyla da hem örgün eğitime devam ediyorlar hem de uzmanlık alanlarında bazı meslek sahiplerinin istek ve şartlarına göre dünya milletlerine hizmet vermeye devam ediyorlar. Bu arada başka ülkelerde de online eğitim programları hizmetleri devreye girdi. Uzun yıllar ülkemizde üniversitelerin büyük bir kısmı bu alana kapalı kaldı. Yıllar önce kuş gribi vakasıyla uzaktan eğitim, Türkiye’nin de gündemine bir şekilde girmişti” ifadelerini kullandı.

    Anadolu Üniversitesi’nin Türkiye’de bu işin başını çeken eğitim kurumlarından biri olduğunu kaydeden Koç, “Bunun dışında üniversite öncesi öğretim kurumları, uzaktan eğitimi, bazı kurslarda bu sürecin öncesinde hayata geçirmiş ve öğrencilerimize hizmet vermeye devam etmiş derdi. Ancak ilköğretim ve ortaöğretim kurumlarında bu hizmet yoktu. Biz bu işin uzmanının arayışı içerisinde olduk. Çok değerli Prof. Dr. Orhan Torkul hocamla tanıştık ve kendisinden bu işin sonucunu dinledik. Neyse ki üniversitelerimiz daha fazla gecikmeden uzaktan eğitim sistemini hayata geçirdiler” açıklamalarında bulundu.

    “Yapay zekayı ihmal eden eğitim kurumlarının gelecekte pek de karşılığı olmayacak”

    Son yıllarda yapay zekanın sadece belli alanlarda değil, eğitim sektöründe de önemli bir yer alacağı, eğitime katkı yapacağı ve bunun da oldukça ilgi çekeceğinin aşikar olduğunun altını çizen Koç, “Yapay zeka yazılımcılar için teknik bir konu, tüketiciler için sosyologlar ve sosyal bilimler ve bilimciler için sosyolojik bir konu. Eğitimciler içinse önümüzdeki yıllarda göz ardı edilemeyecek kadar önemli bir konu. Yapay zekanın, eğitim bilimcileri ve ileriyi gören gözlemleyen bilimcilerimiz tarafından vazgeçilmez bir eğitim tedarikçisi ve destekçisi olacağı ön görülmekte. Yapay zeka ve öğretim teknolojilerinin ürünlerini görmezden gelen veya ihmal eden eğitim kurumlarının gelecekte pek de karşılığı olmayacak. Öğretmenler başta olmak üzere ilgili olan herkesin bu yeni teknoloji ürünlerinin eğitime katkılarını takip etmeye, eğitim hizmetlerini almaya, eğitimi hangi alanlarda, nasıl ve ne şekilde katkı yapabileceği konusunda kendilerini geliştirmeye devam etmeleri de kaçınılmazdır. Aksi takdirde 21. yüzyılın algı ve kabiliyet hızı yüksek olan gençlerine kendilerini kabul ettirmeleri ve faydalı olmaları çok zor görülmektedir. Fakat bütün bunlara rağmen eğitimin küçük veya büyük mekan sahibi yerlerde insanların bir araya gelerek face to face yani yüz yüze yapılması esastır. Bunun inkar edilemez bir gerçek olduğunu, pandemi sürecindeki online eğitim süreci bir kez daha net bir şekilde ispat etti. Eğitimde göz teması esastır insan vücudunun bakışlarının, mimiklerinin ve sesin, eğitim ve öğretimde mekanik ortamlar dışında tabii şekliyle olması hiçbir zaman önemini kaybetmeyecektir. Çünkü insan duygusal bir varlıktır. Elektronik ortamlar haricinde insanların birbirine tesiri, fiziki olarak paylaştıkları ortamlardaki yakınlıkları ile olur” dedi.

    Koç, sözlerini şöyle tamamladı: “Yetişkin ve yetkin bir öğretmenin alanındaki etkinliği ve gönül zenginliği ile öğrencisiyle gerçekleştireceği eğitim ve öğretim süreci her zaman birinci derecede etkin ve sürdürülebilir olmaya devam edecektir. Bu da bize gösteriyor ki, iyi yetişmiş öğretmen, donanımlı öğretmen, kendi ülkesinin değerleriyle barışık bir öğretmen, asrın getirdiği eğitim teknolojileriyle de donanımlı öğretmen önemini hiçbir zaman kaybetmeyecektir. Yani yapay zeka ürünlerinin oluşturduğu öğretmen profili ile online veya elektronik sistemdeki öğretmenler bir ihtiyaç, bir kısım ihtiyaçları karşılayacak. Ancak öğretmenin fiziki varlığı hiçbir zaman önemini yitirmeyecektir.”

  • “İzmir, CHP’nin siyaset laboratuvarı değil”

    “İzmir, CHP’nin siyaset laboratuvarı değil”

    AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı, Bornova ve Kemalpaşa’da vatandaşlarla bir araya geldi. Sabah saatlerinde esnafı ziyaret eden ve vatandaşlarla çay içerek sohbet eden Saygılı’nın hedefinde CHP’nin İzmir aday listesi vardı.

    “Yine tam bir ‘ceket’ hikayesi”

    CHP’nin parti içi çekişme ve gelişmelerini İzmir üzerinden şekillendirmeye çalıştığını söyleyen AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı, “İşte İzmir, 25 yıldır bu zihniyetin kurbanı. Hizmetin ‘h’sini konuştukları yok” diyerek sözlerini şöyle sürdürdü;

    ”İzmir yine bir ceket hikayesi ile karşı karşıya. Yine bir dayatma; deneme hikayesi. Kendi aralarında boy ölçüşecekler diye, yine bu şehri harcamaktan imtina etmediler. Karşıyakalıların yaka silkelediği, çalışanların maaşını dahi ödeyemeyen belediye başkanını Büyükşehir’e aday yaptılar. Çiğli’de son anda çark ettikleri adaya gösterilen tepkileri hepimiz gördük. Karaburun, Çeşme, Karabağlar’daki tepkileri görüyoruz. İthal aday tartışmaları, kavgaları sürüyor. ‘Buradan olmadı, oradan aday yapalım. Ekmek kalmadı; pasta verelim.’ diyerek hem parti emektarlarıyla hem de İzmirlilerle dalga geçiyorlar. ‘Listelerimiz dört dörtlük olmayabilir.’ diyerek hem hatalarını kabul ederken de yine dalga geçer gibiler. İzmir; aday oldukları yerlere dair bırakın proje ve hedefleri; en küçük fikirleri olmayan isimleri seçsin istiyorlar. Sokaklarında kaybolacak kadar hakimiyetten yoksun isimleri bu şehre ve ilçelerine başkan yapmaya çalışıyorlar. Ama bu kez sökmeyecek. İzmir, kimsenin pazarlık kapısı, siyasi arzu ve hırslarının denek tahtası değil. Burası ülkenin üçüncü büyük şehri ve artık bu muameleyi kaldıracak noktada değil.”

    “Vatandaş hizmet istiyor”

    İzmirli vatandaşların başta Büyükşehir Belediyesi olmak üzere, birçok ilçede hizmet istediğini vurgulayan Başkan Saygılı, “Bu hizmet isteği ilk kez bu kadar ayyuka çıktı. İlk kez bu kadar net ve yoğun. Çünkü İzmirliler artık İzmir hizmet görsün, çalışan belediye istiyorlar. İzmir gelişsin istiyorlar. Bunu yapabilecek tek adresin de AK Parti olduğunu, Cumhur İttifakı olduğunu biliyorlar. Sokağa seçim zamanları çıkan bir parti değiliz. Vatandaşla, seçim arifelerinde buluşmuyoruz. Bizler hep sokaktayız, evlerdeyiz, iş yerlerindeyiz. Bu talebi, çok uzun zamandır duyuyoruz. Ve bu kez fazlasıyla duyuyoruz. Bunu CHP seçmeninden, her partinin tabanından duyuyoruz. Kendi iç sesleri, kadroları bile söylüyor. ‘İzmir başka türlü hizmet görmeyecek.’ inanışı hâkim. Bu bizi hem gururlandırıyor hem de hepimizin sorumluluğunu arttırıyor. Heyecanımızı çoğaltıyor. Çünkü yapacak çok iş var. İzmir’in sarılacak çok yarası var; çözülecek çok sorunu var. Bizde de bunları yapacak güç, bilgi ve deneyim var. Bu şehrin insanları da bunu biliyor. Bu nedenle, ‘Yaparsa onlar yapar!’ diyorlar. Adaylarımız saha çalışmalarını yoğun bir biçimde sürdürüyor. Gördükleri ilgi muazzam. Hepsi, kendi evlerinde memleketlerinde; zaten aile gibi oldukları insanlarla tek vücut olup hizmet yolculuğuna başlayacak” dedi.