Etiket: güncelhaberler

  • Gazianteplilerin vazgeçilmez yemeği: Mumbar dolması

    Gazianteplilerin vazgeçilmez yemeği: Mumbar dolması

    Gaziantep’in meşhur yemeklerinden biri olan Mumbar dolması, Küçükbaş hayvanların bağırsağına bulgur ve et karışımı doldurularak yapılıyor. Yapımı oldukça meşakkatli olan Mumbar dolması, hayvanların bağırsaklarının iyi temizlenerek, yaklaşık 4 saat pişiriliyor. Mumbar dolmasının fiyatı ise 160 – 170 lira arasında satılıyor.

    “Kışın soğuk havada daha çok rağbet görüyor”

    Kışın soğuk havada mumbar dolma’nın daha çok rağbet gördüğünü belirten Ökkeş Öztürk, “Mumbar dolma, Gaziantep’te yemek öncesinde veya ana yemek olarak sıkça tüketiliyor. Diğer yöresel yemeklerin yanında da tercih edilen bu lezzet, kışın soğuk havada daha çok rağbet görüyor. Yazın ise gündüzleri daha fazla talep oluyor. Mumbar Gaziantepli vatandaşların yemek öncesinde veya ana yemek olarak sıkla tükettiği bir yemektir. Gaziantep’te kavrulmuş bir şekilde çok fazla tercih ediliyor. Et suyu ile yapılan türü de var. Mumbar dolma diğer yöresel Gaziantep yemeklerinin yanında sıklıkla tüketiliyor” dedi.

    “Kuzunun ince bağırsağından yapılır”

    Mumbar dolma yapımını anlatan Öztürk, “Kuzunun ince bağırsağından yapılır. Bağırsaklar yaptığımız harçla dolduruluyor. İçerisine bulgur, sarımsak, salça, karabiber, bulbiber, kuyruk yağı ve tuz koyuyoruz. Pişen mumbarları yağda kavuruyoruz. Bunun içine de baharatlar giriyor. Haşlamanın içine ise et suyu konuluyor” ifadelerine yer verdi.

    “Mumbar dolma, gelen turistlerin de ilgisini çekiyor”

    Yerli ve yabancı turistlerin mumbar dolmasına olan ilgisine de değinen Öztürk, “Tadına hayran kalan turistler, böyle bir lezzeti nasıl keşfettiklerini öğrenmek istiyor. Mumbar dolma yapımının püf noktalarını ve tarifini merak eden turistler, mumbar dolması tarifi ve bumbar dolması tarifi gibi web sitelerine bakabilirler” diye konuştu.
    Günlük 50-60 porsiyon satış yaptıklarını ifade eden Öztürk, fiyatların 160-170 TL arasında değiştiğini kaydetti.

  • Sakin Şehir’den kartpostallık kar manzaraları

    Sakin Şehir’den kartpostallık kar manzaraları

    Artvin’in Şavşat ilçesi her mevsim ayrı güzelliğe bürünüyor. Doğası, ahşap mimarisi, sessizliği, kültürü, müziği ve doğal yaşamıyla yerli ve yabancı turistlerin yoğun ilgi gösterdiği ilçe, kış mevsiminde de ziyaretçilerine güzel manzaralar sunuyor. Gelecek nesillere aktarılmak amaçlı marka tescili yapılan Şavşat evleri beyaz örtüyle farklı bir görünüme kavuştu. Kültür ve Turizm Bakanlığınca Şavşat ilçesinde “geleneksel Şavşat evi” olarak tescillenmiş çok sayıda bina bulunuyor.

    Neredeyse her köyde rastlanması mümkün. İlçenin birçok köyünden biri olan Meydancık köyünde bu yıl kar yağışın yoğun yaşandığı bölgelerden bir tanesi.
    Beyaz örtüyle eşsiz güzelliğe bürünen köyün tüm güzelliği sosyal medya içerik üreticisi Onur Ekin tarafından havadan görüntülendi.

    Onur Ekin yaptığı açıklamada “Artvin’de bulunan sosyal medya içerik üreticilerinden biriyim. Yaz, kış köyümün ve Artvin ‘in fotoğraflarını, videolarını çekip takipçilerimle paylaşıyorum. Papart Vadisi içinde bulunduğu dağ köylerinden biri olan Meydancık köyündeyiz. Buranın en güzel özelliklerinden biri ahşap mimarisi, ahşap evleriyle ön plana çıkmaktadır. Köyümüz şuan kış ayına girdiğinden dolayı çok güzel içerikler çıkarıyoruz. Dronla çekim yapıyoruz, fotoğraf çekiyoruz“ dedi.

  • Tuz bulmakta zorlanıyorlar

    Tuz bulmakta zorlanıyorlar

    Kırşehir’de bulunan ocaklarda istenilen oranda tuz çıkmaması esnafın maliyetlerini yükseltti Tuz, sorununun aşılabilmesi için destek bekleyen esnaflar, şehir dışından tuz getirip işlemenin de maliyetinin yüksekliğinden şikayetçi. Kırşehir’de mesleğinin son temsilcileri olan ve Terme Caddesi üzerinde faaliyet gösteren kaya tuzu işlemeciliği yapan esnaflar özellikle yemeklik kaya tuzu alımında sorun yaşadıklarını belirtti. Kaya tuzu işletmecisi Mehmet Umucu, “Yemeklik ve hayvanlar için kaya tuzu satışı yapıyoruz. Tuz Ocakları verimli çalışmadığı için ürünler esnafa ulaşmıyor bu durum da maliyetleri yükseltiyor” dedi.

    Artan maliyetleri vatandaşa yansıtmak istemediklerini anlatan Bektaş Uçar ise “Kırşehir’de beklenen oranda tuz çıkmaması nedeniyle maliyetlerimiz yükseliyor. Tuzu aldığımız fiyatın altında vermeye çalıyoruz. Bizler kadar müşteride mağduriyet yaşıyor. Biz müşteriyi mağdur etmemeye çalışırken tuz ocaklarının da bizleri mağdur etmemesini istiyoruz” diye konuştu.

    Kaya tuzu, yemeklerde ve hayvansal gıdalarda kullanılıyor. Esnafın yemeklik tuz bulamama sorunu bölgedeki tuz üretimi ve tedarikinde yaşanan zorlukları da gösteriyor. İşletmeciler, bu durumla başa çıkmak için çeşitli önlemler almaya çalışırken vatandaşta tuz bulmakta sıkıntı yaşadıklarını ve gençlik dönemlerinden itibaren yemeklerinde kaya tuzu dışında tuz bulundurmadığını söyledi. Sodyum klorürün mineral formu olan kaya tuzu içeriğinde 84 tane mineralle insan vücuduna alınması gerekli görülüyor. İnsan sağlığına faydalarının yanı sıra kaya tuzu, süs eşyası yapımında da kullanılıyor.

  • Biriktirdiği eşyalarla çöp eve döndü

    Biriktirdiği eşyalarla çöp eve döndü

    Kastamonu il merkezi Cebrail Mahallesi’nde yaşayan 37 yaşındaki Yılmaz Has, satmak için evinde çeşitli malzemeler biriktirmeye başladı. Has’ın biriktirdiği eşyalar bir süre sonra odalara sığmaz hale geldi. Yılmaz Has ile tanışan duyarlı vatandaşlar, maddi durumu iyi olmadığı için yardımda bulunmak istedi.

    İlk olarak evine ziyaret gerçekleştiren vatandaşlar, kapıyı açtıklarında inanılmaz bir manzara ile karşılaştı. Evin içerisinin çöplerle doldurulduğunu gören vatandaşlar, Kastamonu Belediyesini arayarak çöplerin temizlenmesi için yardım istedi.

    “Evimin düzeltilmesini, yaşanılacak hale getirilmesini, oturulacak hale getirilmesini çok isterim”

    Azdavay ilçesinden gelerek Kastamonu’ya yerleştiğini söyleyen 27 yaşındaki Yılmaz Has, “Ben, 21 yıl boyunca Kastamonu’da kuaförlük yaptım. Kuaförlük işini bırakınca inşaat işine başladım. İnşaatlarda iş verirlerse çalışıyorum. Kuaför malzemelerini evime getirip bıraktım, devredemedim. Diğer malzemeleri de eve getirdim, onları satmak için biriktirdim. Evimin düzeltilmesini, yaşanılacak hale getirilmesini, oturulacak hale getirilmesini çok isterim. Ben, kendim yemek yapabiliyorum. Yalnız yaşıyorum. Babamı iki yıl önce kaybettim, annem var ama o da yanımda yaşamıyor” dedi.

    Hayırsever vatandaşlar ise Yılmaz Has’a yardım etmek için evine geldiklerini ve manzara ile karşılaştıklarını söyledi. Vatandaşlar, çöpler boşaltıldıktan sonra Yılmaz Has’ın evini, hayırseverlerlerin de yardımıyla yaşanabilir bir hale getirmek istediklerini ifade ettti.

  • Sokağa atılan hayvan sayısı arttı

    Sokağa atılan hayvan sayısı arttı

    Son günlerde Eskişehir’de sokağa terk edilen hayvan sayısının arttığı gözlemleniyor. Hayvanları Koruma Kanunu’na göre bir suç olarak değerlendirilen evcil hayvanların sokağa terk edilmesi durumu hayvanseverlerin de tepkisini topluyor. Sokakta gördükleri tasmalı hayvanları kendi çabasıyla koruma altına alan vatandaşlar, soğuk kış şartlarında başlarına bir şey gelmemesi için pati dostlarına sosyal medya üzerinden sıcak yuvalar bulmaya çalışıyor. Evcil hayvanlarını sokağa atan vatandaşlara yönelik bir çağrıda bulunan hayvansever Öznur Uluçam ise, ev ortamında yetişen hayvanların sokak şartlarına uyum sağlayamayacağına dikkat çekerek sahiplendirme ilanları açılmasının önemine vurgu yaptı.

    “Bu kediler bir heves uğruna alınıyor, daha sonra sokağa atılıyor”

    Eskişehir’de yaşayan hayvansever Öznur Uluçam, sokak hayvanlarını beslemeye çıktıklarında sürekli tasmalı kedilerle karşılaştıklarını söyledi. Soğuk kış şartlarında sokağa terk edilen hayvanların zor günler geçirdiğini ifade eden Uluçam, “Bu kediler bir heves uğruna alınıyor, daha sonra bakamayacağını anlayanlar onları sokağa bırakıyor. Bizim sokakta da 2 tane tasmalı kedi vardı, onları aldık ve daha sonra kendimiz zar zor sahiplendirdik. Vatandaşlar bakamayacaklarsa lütfen kedi almasın. Son zamanlarda sokağa bırakılan kedi sayısı çok arttı. Çocukları sevindirmek için bir heves uğruna alıyorlar. Bu hayvanların neden böyle günahına giriliyor? Hayvanlar açısından da zor. Onlar ev ortamına alıştıkları için dışarıda yapamıyorlar, hayatlarını idame ettiremiyorlar. Ayrıca sahiplendirmesi çok zor. Şu anda küçük yavru kedileri bile alanlar yok. Bir de mama fiyatları çok yüksek olduğu için vatandaşlar hayvan beslemiyor” dedi.

    “Sizin sokağa attığınız hayvanları biz sahiplendirmeye uğraşıyoruz”

    Ev ortamına alışan çoğu hayvanın sokak şartlarında yaşayamadığını belirterek sözlerine devam eden Uluçam, “Çünkü onlar sokağı bilmiyorlar. Ya araba çarpıyor ya da köpek parçalıyor. Aç kalıyorlar, yiyecek bulamıyorlar. Evde büyüyen bir kedi sokağa alışamaz, yapamaz. Ama her zaman sokakta bulunan bir kedi yine hayatını idame ettirebilir. Mesela arabadan ve köpekten kaçabilir. Böyle sokağa atacaklarsa hiç sahiplenmesinler. Barınaklara verenler de oluyor ancak oralar biraz sıkıntılı. Buradan o vatandaşlara sesleniyorum, sizin sokağa attığınız hayvanları biz koruma altına alıp sahiplendirmeye uğraşıyoruz. En azından atmadan önce biraz sahiplendirmeye çalışın. Bu konuda sosyal medyadaki hayvan sever gruplarını kullanabilirsiniz” şeklinde konuştu.

  • RTÜK üyeliğine AhmetCan Buğday seçildi

    RTÜK üyeliğine AhmetCan Buğday seçildi

    TBMM Genel Kurulu’nda Radyo Televizyon Üst Kurulu İYİ Parti kontenjanına düşen üyelik için seçim yapıldı. Yapılan oylamada 344 milletvekili oy kullandı. Ahmet Can Buğday RTÜK üyeliğine 337 oyla seçildi.

  • 11 ilde terör operasyonu

    11 ilde terör operasyonu

    Bakan Yerlikaya Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, 11 ilde DEAŞ ve El Kaide terör örgütlerine yönelik 3 gündür devam eden ve sona eren “Kahramanlar-45” operasyonlarında 36 şüpheli şahsın yakalandığını açıkladı. Yerlikaya, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Başkanlığı koordinesinde, Terörle Mücadele Daire Başkanlığınca Antalya, Düzce, Elazığ, İstanbul, Konya, Mersin, Ordu, Rize, Sakarya, Sivas ve Trabzon’da düzenlenen operasyonlarda 39 bin dolar, 11 bin euro, 200 bin TL ve çok miktarda diğer ülkelere ait döviz ile çok sayıda dijital materyal ve dokümana el konulduğunu belirtti.

    Yerlikaya paylaşımının devamında, “Operasyonları gerçekleştiren kahraman polislerimizi tebrik ediyorum. Allah ayaklarına taş değdirmesin. Yılın 365 günü, 4 mevsim, 12 ay, gece gündüz demeden operasyonlar düzenliyoruz. Terörle mücadelemiz son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar kararlılıkla devam edecek” ifadelerine yer verdi.

  • İsmi ve konumuyla dikkat çekiyor

    İsmi ve konumuyla dikkat çekiyor

    Tokat’ın Reşadiye İlçesine 10 kilometre uzaklıkta bulunan ve isminin anlamı bilinmeyen Cihonus Şelalesi dikkat çekiyor. Konumu ve ismiyle vatandaşların ilgi odağı olan şelale üzerinden geçen karayolu sayesinde ikiye ayrılıyor. Yolculuk yapan birçok vatandaşın uğrak noktası olan şelale, doğa severlerin ilgisini çekiyor. 4 mevsim ayrı güzelliklere bürünen şelale kartpostallık görüntüler oluşturuyor. Çevre iller ve bölge halkı tarafından sıkça ziyaret edilen şelalenin isminin anlamı ise bilinmiyor.

    “İsmi oldukça ilginç”

    Şelalenin görsel şölen oluşturduğunu ifade eden Arif Şahin, “Reşadiye ilçesine 10 kilometre uzaklıkta bulunan bir şelalede bulunuyoruz. Şelalenin ismi Cihonus. İsminin nereden geldiğini bilmiyorum; ama ismi oldukça ilginç. Nisan aylarında şelalenin suyu biraz daha artıyor. Kış aylarında yağışların az olmasından dolayı malum bu yıl kar da yağmadı. Şelalenin suyu bu yüzden azaldı. Ona rağmen şelalenin görsel görüntüsü gayet güzel. Yoldan geçen insanlar durup burada fotoğraf çekiniyor. Yoldan geçenlere bir nevi burası durak oluyor. Üzerinden karayolu geçiyor ve şelale ikiye bölünüyor. Soğuk havalardan dolayı kış aylarında şelale normalde donuyordu. Şelaleden akan su sarkıtlar oluşturuyordu. Bu sarkıtların görsel şöleni daha güzel oluyordu. Ama bu yıl keş Reşadiye İlçesine uğramadığı için su da donmadı” dedi.

  • Hayvanları seslenerek yanına çağırıyor

    Hayvanları seslenerek yanına çağırıyor

    Eskişehir’de yaşayan Necati Yılmaz, Tepebaşı ilçesinde bulunan Musaözü ve Kızılinler mahalleleri arasında bulunan meralarda, çocukluğundan buyana koyun ve keçilerini güdüyor. Köy hayatının şehir hayatından daha iyi olduğunu söyleyen Yılmaz, adeta hayvanlarına evladı gibi değer veriyor. Toplam 500 adet keçi ve koyunu bulunan Necati Yılmaz, seslendiğinde çoğu keçisini ve koyununu yanına çağırabiliyor. Her birine ayrı ayrı isim veren Yılmaz’ın sesini duyan küçükbaş hayvanlar, yemlemeyi bırakıp sekerek sahibinin yanına koşuyor. Hayvanlarının durumunu tek tek gözeten çobanı adeta onların üzerine titriyor. Yılmaz, sürüsünün ardından ise günde kilometrelerce yol yürüyor. Eskisi gibi çoban ve koyun sürülerinin olmadığından yakınan tecrübeli çoban, bu mesleğin yok olmasından korkuyor.

    “Günlerimiz gördüğünüz gibi bu dağlarda ve yaylalarda geçiyor”

    İlkokul yıllarından beri koyun peşinde koştuğunu ve köy hayatına çok değer verdiğinin altını çizen Necati Yılmaz şöyle konuştu:
    “İlkokuldan beri çalışıyorum bu şekilde. İlkokuldan beri yapıyorum bu işi. Bence doğduğum yer yani köyüm, şehir hayatından daha iyi. Havaların yazı başka, kışı başka güzel oluyor. Genelde kar yağsa da hayvanları dışarıya çıkartıyorum. Kar yağsa da devamlı davarla birlikte kırdayız. Hayvanlar ardıç yiyorlar. Hayvanlar geziniyor, gezinmesi lazım. Köpekler bizim güvenliğimiz ya. Onlar bizi koruyorlar, hayvanları korusun, hırsız geldiğinde haber versin yeter yani ısıracak hali yok. Günlerimiz gördüğünüz gibi bu dağlarda ve yaylalarda geçiyor. Biz böyle alıştık, böyle gidiyor. Köyümüz iyi yani. Burada şu anda 500 hayvanımız var.”

     

     

  • İki bin yıllık lezzet mirası

    İki bin yıllık lezzet mirası

    Gaziantep’in vazgeçilmez lezzeti olan alaca çorbası et ürünleri tüketmeyen vatandaşların ilgisini çekiyor. Tamamen bakliyattan yapılan çorba yoğun ilgi görüyor. Alaca çorbası, dövme, yeşil mercimek, nohut, salça, soğan, tarhun ve kırmızı biber gibi malzemelerden oluşuyor. Gaziantep mutfağına ait olan alaca çorba, hem doyurucu hem de besleyici özellik taşıdığı için vatandaşlar tarafından yoğun ilgi görüyor.

    “Tamamen şifa deposudur”

    Gaziantep’in yöresel çorbası olan alaca çorbasının sağlık açısından önemine değinen Yusuf Pektaş, “Alaca çorbası bizim özel ve yöresel bir çorbamızdır. Sabah kahvaltılarında anneleriz yapar. Tamamen şifa deposudur. Bakliyat ve tahıllar var içerisinde. İçine şu ürünler girer; börülce, aşurelik buğday, nohut, soğan, salça ve kurutulmuş antep biberi var. Üzerinin sosu için tarhana otu ve yağ vardır. Günün 24 saat tüketilir. Gelen misafirlerimiz alaca çorbasını çok beğeniyor. İçinde bakliyat olduğu için şifa deposu daha da fazla oluyor. Daha önce Alaca çorbası içmeyenler bu lezzete hayran kalıyor” dedi.

    “Vejetaryen müşterilerimizin vazgeçilmez çorbası”

    Dünyanın en önemli lezzet duraklarından biri olan Gaziantep’ten gastronomi alanında pek çok etli yemeklerin bulunmasının vejetaryenler için dezavantaj olması nedeniyle vejetaryenler için alaca çorbasının vazgeçilmez lezzet olduğunu belirten Pektaş, “Gelen vejetaryen müşterilerimiz alaca çorbasının içinde et olmadığı için çok fazla tercih ediliyor” dedi.
    Günde en az 20 adet alaca çorbası sattıklarını ve fiyatı hakkında bilgi veren Pektaş, “Fiyatımız 70 TL’dir. Günde 20 tabak alaca çorbası satmaktayız” diye konuştu.