Etiket: güncelhaberler

  • Yazı bitmeyen şehir

    Yazı bitmeyen şehir

    Ülke genelinde birçok kentte soğuk hava etkili olurken, Mersin yazdan kalma günler yaşıyor. UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi’nde yer alan Kızkalesi’nde ise hava sıcaklığının 26 derecelerde olmasını fırsat bilenler denizin tadını çıkarıyor.
    Türkiye’nin turizm merkezlerinden Akdeniz’e 321 kilometre kıyısı bulunan Mersin’de hava sıcaklığı 26 derecelerde seyrediyor.

    Sezonun sona ermesine rağmen sıcak havanın devam etmesiyle sakinliği sevenler denize girmeyi sürdürüyor. Özellikle Erdemli ilçesinde bulunan UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi’ndeki Kızkalesi’ni tercih edenler, denizin tadını çıkarıyor. Tatilciler, Nevşehir, Kayseri, Sivas, Erzincan, Erzurum, Van ve Rize gibi şehirlerin eksi 7 ile 10 dereceyi gördüğünü, Mersin’de ise neredeyse yaz havasının hakim olduğunu kaydetti.

    “Deniz çok güzel”
    Çanakkale Gökçeada’dan tatil için Mersin’e geldiğini belirten Ferhat Akmugan, “Denizi sıcak buldum. Bizim Gökçeada’da haziran, temmuzda da böyle su bulamazsınız. Kasım ayındayız, ona rağmen güneşin yakıcılığı devam ediyor. Denize girenler de var. Biz de ailece geldik girdik. Burada hava sıcaklığı 25-26 derece. Van, Iğdır, Ağrı şu anda eksi derecelerde, kar yağdığı da görüldü” dedi.
    Batman’dan tatil için gelen ve memleketlerinin soğuduğunu, kışın geldiğini aktaran Kenan Daday ise, “Biz de gezelim, denize girelim diye geldik. Şu anda çok güzel” diye konuştu.

    “Kasım ayrıcalıklı bir ay, hem sakin hem de fiyatlar uygun”
    Türkiye’nin birçok noktasında havaların soğuduğuna ve yağışlı olduğuna değinen Kızkalesi Kültür ve Turizm Derneği Başkan Yardımcısı Mehmet Şirin Öztop, “Mersin ve Kızkalesi olarak sıcak bir aydayız. Müthiş bir denizimiz var, insanlar denize giriyor. Ben herkesi Mersin’in güzel ve mavinin en yoğun olduğu noktaya bekliyorum.

    Kasım ayrıcalıklı bir ay, hem sakin hem de fiyatlar uygun. Her kesime hitap edecek konaklama tesisleri mevcut. Kasım ayı sonuna kadar bu sıcaklığın devam etmesini bekliyoruz. Deniz çok geç soğuyor. Nedense herkes temmuz ve ağustos aylarına tatil yapıyor. Oysaki eylül, ekim ve kasım ayı sonuna kadar rahatlıkla denize girilebiliyor. Kızkalesi’nin denizi de böyle bir deniz. Şu anda 26 derece deniz, kasımın sonuna kadar 24 derece oluyor” ifadelerini kullandı.

    Öztop, Uluslararası Çukurova Havalimanı ve yapımı süren otoyol projesiyle Mersin ve Kızkalesi turizminin istenilen noktaya geleceğini sözlerine ekledi.

  • Yurtta hava durumu

    Yurtta hava durumu

    Yapılan son değerlendirmelere göre, yurdun kuzey kesimlerinin parçalı, yer yer çok bulutlu, diğer yerlerin az bulutlu ve açık geçeceği tahmin ediliyor. Kuzey ve iç kesimlerde sabah ve gece saatlerinde pus, yer yer sis bekleniyor.
    Meteoroloji Genel Müdürlüğünden alınan tahminlere göre, genellikle mevsim normalleri civarında, yer yer üzerinde seyreden hava sıcaklıklarının, kuzey ve iç kesimlerde pazar günü azalarak mevsim normalleri altına düşeceği tahmin ediliyor. Rüzgarın ise genellikle kuzeyli, yurdun doğu kesimlerinde doğu ve güneyli yönlerden hafif, ara sıra orta kuvvette esmesi bekleniyor.
    Bazı illerde beklenen hava durumuyla günün en yüksek sıcaklıkları ise şöyle:
    Ankara: Parçalı ve az bulutlu 18
    İstanbul: Parçalı ve az bulutlu 21
    İzmir: Az bulutlu ve açık 24
    Adana: Az bulutlu ve açık 29
    Antalya: Az bulutlu ve açık 28
    Samsun: Parçalı ve çok bulutlu 20
    Trabzon: Parçalı ve çok bulutlu 18
    Erzurum: Parçalı ve az bulutlu 14
    Diyarbakır: Az bulutlu ve açık 23

  • Yıllıklandırılmış ihracatımız 261,5 milyar dolar

    Yıllıklandırılmış ihracatımız 261,5 milyar dolar

    Ticaret Bakanı Ömer Bolat, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Ticaret Bakanlığımız ile Türkiye İstatistik Kurumu iş birliğinde üretilen Eylül ayı dış ticaret verilerine göre; ihracatımız yüzde 1,9 oranında azalışla 22,0 milyar dolar olmuştur. 2024 yılı ilk 9 ayında ihracatımız bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 3,2 oranında artarak 192,8 milyar dolar olmuştur. 2024 Eylül ayı itibari ile yıllıklandırılmış ihracatımız bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 3,4 artarak 261,5 milyar dolara ulaşmıştır. 2024 Eylül ayında ithalat bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 1,4 oranında azalarak 27,1 milyar dolar olurken, yılın ilk 9 ayında ithalat ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 8,0 oranında düşerek 252,6 milyar dolar olmuştur. 2024 Eylül ayında yıllıklandırılmış ithalatımız bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 7,3 oranında düşüşle 340,1 milyar dolara gerilemiştir. Böylelikle yılın ilk 9 ayında dış ticaret açığı yüzde 31,7 azalışla 59,9 milyar dolara gerilerken, ihracatın ithalatı karşılama oranı 8,2 puan artışla yüzde 76,3’e yükselmiştir” ifadelerini kullandı.

    2024’ün ilk 9 ayında turizm gelirlerinin 46,9 milyar dolar ile rekor bir seviyeye yükseldiğini belirten Bolat, şunları kaydetti:

    “Mal ve hizmet ticaretinde izlenen olumlu seyir ile üç aydır fazla veren cari işlemler hesabının, Eylül ayında da fazla vermeye devam edeceği tahmin edilmektedir. İhracatımızın Eylül ayında sınırlı gerilemesinin ilk nedeni takvim etkisidir. Söz konusu takvim etkisinin ihracatımız üzerinde yaklaşık 1 milyar dolar negatif etki yaptığı hesaplanmaktadır. Diğer yandan altın ve enerji ihracatındaki düşüş de ihracatı sınırlayan bir faktör olarak dikkat çekmektedir. Altın ve enerji hariç ihracatımız ise, zayıf dış talep ve negatif takvim etkisine rağmen güçlü seyrini koruyarak, Eylül ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 3,3 oranında artışla 20,8 milyar dolar olmuştur. Bugün TÜİK tarafından açıklanan bir diğer veri olan turizm istatistiklerine göre yılın üçüncü çeyreğinde turizm gelirleri yüzde 3,9 artışla 23,2 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Böylece yılın ilk dokuz ayında turizm gelirlerimiz 46,9 milyar dolara yükselmiştir. Mal ve hizmet ticaretinde izlenen söz konusu seyir ile üç aydır fazla veren cari işlemler hesabının Eylül ayında da fazla vermeye devam edeceği tahmin edilmektedir. Katma değerli ve inovasyon odaklı üretim ile küresel ticaretteki rekabetçiliğimizi güçlendirirken, Ticaret Bakanlığı olarak destek mekanizmalarımız, ticari diplomasi faaliyetlerimiz ve yurt dışı temsilciliklerimiz ile sürdürülebilir ihracat artışını sağlamak üzere çalışmalarımızı sürdürüyoruz.”

  • Vatandaşlardan palamuda yoğun ilgi

    Vatandaşlardan palamuda yoğun ilgi

    Elazığ’da balık sezonunun açılmasıyla birlikte tezgahlardaki balık çeşitleri de artmaya başladı. Havaların sıcak olmasından dolayı tezgahlarda bol balık çeşit olmamasına rağmen vatandaşların balığa olan rağbeti sürüyor. Balıkçılara gelen vatandaşların en çok tercih ettiği ürünlerin başında ise palamut balığı yer aldı. Vatandaşlar palamut balığının yanı sıra Elazığ’ın göl balık çeşitleri olan alabalık, sazan ve somon balığını da tercih ediyor. Türkiye’de sadece Elazığ’da kilo ile satılan palamut, yoğun ilgi görüyor.

    Balık sezonunun açılmasıyla birlikte çeşitliliğin arttığını belirten balıkçı Ramazan Erdoğan, “Sezonun en çok tercih edilen balık türü şu anda Karadeniz palamudu. Şu an Karadeniz palamudu en lezzetli ve yağlı zamanındadır. Onun yanında hamsi çeşidimiz de artık yavaş yavaş gelmeye başladı. Fiyat olarak yüksekten geldi ama artık yavaş yavaş düşmeye başladı. Müşterilerin isteği var fakat halen bizim istediğimiz düzeyde değil. Bunun sebebi de burada hava güneşli olduğu zaman vatandaşlar balığı çok hatırlamıyor. Yağmur başlarsa havalar da biraz daha soğursa çeşitlilik artacaktır. Hamsinin pahalı olmasının sebeplerinden birisi de palamudun bol olmasıdır. Palamut hamsi ile beslenen bir balık çeşidi olduğu için tam sezonudur. Palamudun yanında Elazığ’ın sazan, alabalık ve somon balığımız en fazla ilgi gören balık çeşitleri arasındadır. Fiyatları günümüz şartlarına göre endekslersek aşırı bir pahalılık yok. 1 kilogram balık ücreti ile 3 kişilik bir aile çok rahat doyabiliyor. Geçen seneye oranla fiyatlarda yüzde 20’lik bir artış var. Diğer besin gruplarına göre balık fiyatları gayet normal. Bir kilo et parası ile 4-5 kilogram balık alabiliyorsunuz. Hava soğudukça balık çeşitleri daha fazla olacak bundan dolayı da fiyatlarda düşüş olacaktır” dedi.

  • Ortodonti tedavisi için en uygun dönem

    Ortodonti tedavisi için en uygun dönem

    Ortodonti tedavilerinin genellikle 8 ile 13 yaşları arasında başladığını kaydeden Ortodonti Uzmanı Sanaz Sadry, iskeletsel bozuklukların çocuğun büyüme dönemi henüz bitmeden giderilebilmesi ve genç dokuların daha iyi yönlendirilmesi nedeniyle en uygun dönemin ‘ergenlik dönemi öncesi’ olduğunu söyledi. Sadry, ortodonti tedavisi sürecinde dikkat edilmesi gereken noktalara da dikkat çekti.
    İstanbul Atlas Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ortodonti Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Sanaz Sadry, ortodonti ve ortodonti tedavisi sırasında dikkat edilmesi gerekenlere ilişkin değerlendirmede bulundu.

    Ortodontinin, yanlış konumlanmış dişlerin çene kemikleri üzerinde düzgün şekilde yerleşebilmesi ve yüz düzensizliklerinin teşhis ve tedavisi ile ilgilenen diş hekimliğinin bir uzmanlık dalı olduğunu belirten Doç. Dr. Sanaz Sadry, “Amaç karşı çenedeki dişler ile uyumlu, düzgün sıralanmış dişlerin olmasıdır. Tabi her ne kadar düzgün diş anlamına gelse de kelime anlamını aşan ortodonti bölümü, günümüzde sadece dişleri değil, alt ve orta yüz düzensizliklerini de tedavi etmektedir” dedi.

    Ortodonti tedavisi gören hastaların yüzde 30’unu erişkinler oluşturuyor
    Ortodonti tedavisinin çocuklara ve erişkinlere uygulandığını kaydeden Sadry, “Önceleri ortodontik tedavinin yalnızca çocuklarda uygulanabileceği görüşü hakim olsa da günümüzde ortodontik tedavi gören hastaların yüzde 30’unu erişkin bireyler oluşturur. Bu nedenle ortodonti tedavisinin her yaştaki birey için mümkün olduğunu söylemek mümkündür. Aynı zamanda sağlıklı bir kapanış 16 yaşında olduğu gibi, 60 yaşında da hastalar için önemlidir. Sağlıklı olan dişler her yaşta istenilen şekilde hareket ettirilebilir” diye konuştu.

    Ortodonti tedavisine hangi yaşlarda başlanmalıdır?
    Ortodonti tedavisinde yaş sınırı olmadığını, 7’den 70’e herkese tedavi uygulanabileceğini belirten Sadry, ortodonti tedavisi için en uygun yaş önerilerinin olduğunu söyledi.

    Amerikan Ortodonti Derneği (American Association of Orthodontics -AAO) tarafından çocukların 7 yaşını geçmeden ortodontik kontrolden geçmelerinin önerildiğini ifade eden Sadry, “Çünkü bu yaşlardayken yani henüz ağızda süt dişleri bulunuyorken ortodonti uzmanı tarafından çocuğun çene ve diş gelişimindeki sorunlar kolayca tespit edilebilir. Anormal bir durumun tespit edilmesi halinde ortodonti soruna müdahale erkenden yapılabilir ve tedavi süreci çok daha kolay ve çok daha kısa sürede gerçekleştirilebilir. Aksi takdirde ileri yaşlarda daha komplike ve daha maliyetli tedavilere ihtiyaç duyulabilir” diye konuştu.

    Ortodontik hastaların aktif tedavilerinin genellikle 8 ile 13 yaşları arasında başladığını kaydeden Sadry, “Böylece iskeletsel bozukluklar da çocuğun büyüme dönemi henüz bitmeden giderilebilir. Genç dokular daha iyi yönlendirildiği için ortodontistlerin en sevdiği tedavi zamanı, ‘ergenlik dönemi öncesi’ olarak adlandırılabilir. Küçük yaşlarda başlayan ve diş üzerinde yaşanan çapraşık yapıları düzenlemek ergenlik dönemde daha kolay olacaktır. Ortodonti tedavisine en uygun yaş, bireyin diş yapısı, çene gelişimi ve genel sağlık durumuna bağlı olarak değişebilir. Bu nedenle uzman bir ortodontiste danışarak en doğru yaş tespit edilmelidir” tavsiyesinde bulundu.

    Ortodonti tedavisinde süre kişiden kişiye değişiyor
    Ortodonti tedavi süresinin de kişiden kişiye farklılık gösterebileceğini ifade eden Sadry, “Aktif ortodontik tedavi 1 ile 4 sene arası sürebilirken, ortalama 2 senede biter. Bazı bireyler biyolojik yapılarından dolayı tedaviye diğerlerinden daha hızlı ya da daha geç cevap verebilir. Ayrıca önleyici ve erken tedaviler sadece birkaç ay sürebilir. Apareyler tedavi sürecinde periyodik olarak uyumlanır” dedi.

    Ortodonti tedavisinde 4 noktaya dikkat
    Doç. Dr. Sanaz Sadry, ortodonti tedavisinde dikkat edilmesi gerekenlere ilişkin de şu uyarılarda bulundu:
    Ağız Hijyeni: Dişlerinizi normal rutininizden daha fazla fırçalamanız gerekmektedir. Her yemekten sonra ve akşam yatmadan önce, dişlerin fırçalanması gerekmektedir. Fırçalama işlemi ortalama 3 dakika sürmeli ve teller pırıl pırıl olana kadar devam ettirilmelidir. Tedavi boyunca ‘ortodontik diş fırçasına’ ilave olarak ‘arayüz fırçası da’ kullanmanız gerekmektedir. Eğer dişler bu süreçte iyi fırçalanmazsa, braketlerin altından oluşacak çürümeler sonucu, dişlerinizde geri dönüşü olmayan lekeler meydana gelecektir. Ayrıca kötü ağız hijyeni hekimin keyfini kaçırmakta, tedavinin de uzamasına sebep olmaktadır.
    Ortodontik Aparey ve Aygıtlar: Hekiminizin takmanızı istediği aparey, plak ve lastikleri uygun bir şekilde takmalısınız. Aksi halde tedavinizin süresi uzar ve istenilen sonucun alınamamasına sebep olur. Braketlerin diş yüzeyinden kopmaması için yasak yiyeceklerden uzak durmanız gerekmektedir. Braketlerin kopması tedaviyi yavaşlatmakta ve ek ücret alınmasına sebebiyet vermektedir.

    Randevular: Randevularınıza özen gösteriniz. Eğer randevularınızı unutmanıza neden olacak çok özel bir durumunuz varsa hatırlatma isteyebilirsiniz. Telefonla randevu alma işini acil durumlar dışında son güne bırakmamanızı öneririz. Tatillerinizi ve uzun süreli seyahatlerinizi tedavinizin gidişatına göre ayarlamanız iyi olur. Tedavinin bazı dönemlerinde doktorunuza sormadan plan yapmamalı ve uzun süre ortadan kaybolmamalısınız. Aksi halde tedavi zarar verici hale gelir.

    Sabır: Genellikle 10 gün süren alışma döneminde sabırlı olmanız gerekmektedir. Ağrı kesici almanızı tavsiye etmemekle birlikte, zor durumda kalındığında aspirin dışındaki ağrı kesiciler kullanılabilir. Ortodontik tedavi disiplin, titizlik ve iş birliği isteyen, kuralcı, uzun ve zor bir tedavidir. Çünkü dişlere uygulanan kuvvet kontrolsüz kalırsa, kemikleri ve diş köklerini eritici etki gösterebilmektedir.

  • Yeni lezzet: Ahtapot döner

    Yeni lezzet: Ahtapot döner

    Döneri ile ünlü başkentte deniz ürünleri restoranı işleten iki şef kardeş, ahtapottan döner yaptı.
    Ankara’da deniz mahsulleri restoranı sahibi Faruk ve Mehmet Gezen kardeşler, menülerine ahtapot dönerini ekledi. Restoranlarında Türk kültürüne ait yemekleri deniz ürünleri ile uyumlu hale getiren şef kardeşler, levrek şiş, simit levrek ve orkinos dönerinden sonra ahtapot döneri müşterilerin beğenisine sundu. Ahtapotları önce kaynar suyun içinde beklettikten sonra döner tezgahında özel tereyağlı sosu ile hazırlayan Gezen kardeşler, yaptıkları denemeden başarılı sonuç aldı.

    Özellikle son yıllarda çektikleri farklı yemek videoları ile sosyal medyada viral olduklarını dile getiren Mehmet Şef, “Çok güzel tepkiler ve yorumlar aldık. En son balık dönerimiz ile Türkiye’nin gündemine oturmuştuk. Bunun üzerine daha farklı ne yapabiliriz diye düşündük ve ortaya ahtapot döneri yapma fikri çıktı. Bunu da uygulayıp müşterilerimize servis ediyoruz” ifadelerini kullandı.

    Kendi mesleklerinin yanı sıra sosyal medyayı aktif olarak kullandıklarını dile getiren Mehmet Şef konuşmasını şöyle sürdürdü:
    “Sosyal medya ilk zamanlarda sadece yaptığımız yemeklerin sunum veya tadım kısımlarını kısa video olarak ya da fotoğraf olarak koyuyorduk. Daha sonraları fotoğraflardan ziyade tadım videolarının daha çok izlendiğini, keşfete düştüğünü, etkileşim, yorum aldığını, takipçi getirdiğini farkettik. Bunun üzerine daha çok videolarla ilerlemeyi tercih ettik. Daha sonra bunu geliştirip videoları, sadece tadım kısmıyla değil de giriş-gelişme-sonuç kısmıyla bir dakikaya sığdırarak yayınlamaya başladık.”

    Paylaştıkları videolar şeflere ilham oldu
    Paylaştıkları videolara gelen olumlu geri dönüşlerin kendileri için ilham kaynağı olduğunu dile getiren Mehmet Şef, bugünlere gelmesinde sosyal medyanın etkili olduğunu vurguladı.

    Geçmiş zamanlarda döner işletmecisinde de çalıştıklarını belirten Mehmet Şef, “Haliyle dönerden de anlayan 2 ustayız” ifadelerini kullandı. Sonrasında deniz ürünlerine geçtiğini ve önceki tarifleri deniz ürünleriyle birleştirme kararı aldıklarını belirten Mehmet Şef, “Balıktan künefe, balıktan Adana, balıktan lahmacun-pide gibi tariflerimiz de çok var. ‘Sürekli daha ne yapabiliriz?’ diye araştırıp bunu servis haline getirip müşterilerimize sunuyoruz ve bugüne kadar da çok güzel etkileşim ve tepkiler aldık” ifadelerini kullandı.

    Orkinostan balık döner yaptıklarını hatırlatan Mehmet Şef, bu yemeğin de oldukça sevildiğini ve müşterilerden olumlu dönüşler aldıklarını dile getirdi. Çeşitli tarifleri sürekli olarak denedikleri aktaran Mehmet Şef, “Sürekli araştırma içindeyiz ‘Daha ne yapabiliriz?’ diye. Deniyoruz, önce kendimiz tadıyoruz, müşterilerimize tattırıyoruz.

    Çok güzel tepkiler alıyoruz. Bu sefer de ‘ne yapabiliriz?’ diye beyin fırtınası yapıp Faruk Şef ile ‘ahtapottan döner’ fikrini ortaya koyduk ve bugün de müşterilerimize sunacağız” diye konuştu. Müşterilerin bu tür yemekleri ilk duyduklarında çok şaşırdığını aktaran Mehmet Şef, “Balık, ahtapot döneri tezgahta gördüklerinde video çekip bunu sosyal medyada paylaşmak için heyecanlanıyorlar. Haliyle tatmak için de çok heyecanlanıyorlar; tattıktan sonra da çok şaşırıyorlar” şeklinde konuştu. İlk defa ahtapot döner deneyen müşteriler ise dönerin tadını oldukça beğendi.

  • Sınırda leopar kertenkele yakalandı

    Sınırda leopar kertenkele yakalandı

    Bulgaristan’dan Türkiye’ye gitmekte olan Türk plakalı bir tır, yüksüz olarak kontrol noktasına geldi. Türk vatandaşı olan sürücü, beyan edilecek eşya taşımadığını belirtti. “Risk analizi” yöntemine göre araç, detaylı bir gümrük muayenesine tabi tutulacak şekilde seçildi. Yapılan kontrollerde gümrük görevlileri sürücü kabininde yatağın altında 100 adet leopar kertenkelesi (gece kertenkelesi) ile dolu strafor kutu buldu. Yine yatağın altındaki başka bir karton kutuda, içinde gececi bir örümcek türü olan 243 tarantulanın gizlendiği tüpler bulundu.

    Egzotik hayvanlar alıkonuldu ve hemen Haskovo Bölgesi Mineralni Bani’deki teraryuma teslim edildi. Sürücüye Gümrük Kanunu uyarınca bir işlem yapıldı.

    Bulunan egzotik hayvanların, küçük boyutları sebebiyle evcil hayvan olarak tercih edildiği bildirildi.

  • 612 milyon kWh elektrik yeşil enerjiye dönüştürüldü

    612 milyon kWh elektrik yeşil enerjiye dönüştürüldü

    TREPAŞ Genel Müdürü S. Burak Savaş, müşterilerinin tükettiği elektriğin “yenilenebilir enerji kaynaklarından” sağlandığını gösteren Uluslararası Yenilenebilir Enerji Sertifikası (I-REC) alımına aracılık ettiklerini, bugüne kadar 612 milyon kWh’lik elektrik tüketiminin yeşil enerjiye dönüşümünü sağladıklarını belirterek, sürdürülebilir bir geleceğin inşası için katkıda bulunuyor olmaktan hem kendisinin hem de tüm çalışanlarının büyük mutluluk duyduğunu söyledi.

    Trakya Bölgesi’nde hizmet verdiği 1 milyonu aşkın müşterisinin yanında, Türkiye genelinde büyük sanayi kuruluşları ve ticarethane gruplarında da oldukça önemli bir pazar payına sahip olan, birçok kamu kurumunun elektrik tedarikini sağlayan Trakya Elektrik Perakende Satış A.Ş. (TREPAŞ), müşterilerinin yeşil dönüşümüne de katkı sunuyor. Müşterilerinin RECs International tarafından geliştirilen elektriğin yenilenebilir enerji kaynaklarından üretildiğini belgeleyen uluslararası sertifikasyon sistemi olarak ifade edilen Uluslararası Yenilenebilir Enerjisi Sertifikası (I-REC) almasına aracılık eden şirket, bugüne kadar 612 milyon kWh’lik elektriğin yeşil enerjiden karşılanmasına katkı sağladı.

    “4 milyon mesken abonesinin ortalama 1 aylık elektrik tüketimine eşdeğer”
    Sürdürülebilir bir geleceğin inşası için çevre dostu elektrik tüketmek isteyen sanayi ve ticarethane müşterilerinin, I-REC almaları sürecinde aracılık görevi üstlendiklerini dile getiren TREPAŞ Genel Müdürü S.Burak Savaş, “Şirketimiz aracılığı ile sanayi ve ticarethane müşterilerimiz bugüne kadar 612 GWh’lik elektrik tüketimini yeşil enerjiden karşılar hale geldi, bu tüketim miktarı ortalama 4 milyon mesken abonesinin 1 aylık elektrik tüketimine eşdeğer.

    Özellikle tekstil, gıda, otomotiv, metalürji ve çimento sektörlerinden I-REC alma yönünde yoğun bir talep var. Çünkü I-REC alan firmalar, elektrik tüketimlerini yüzde 100 yenilenebilir enerji kaynaklarından sağladıklarını kanıtlıyor. Bu sertifikayla şirketler, yeşil enerjiye olan bağlılıklarını ve çevre dostu üretim süreçlerini uluslararası standartlara göre belgelemiş oluyor. İklim değişikliğinin dünyanın geleceğini etkilediği bir süreçte böylesine önemli bir alanda müşterilerimizin yanında yer almaktan, onlara bu hizmeti sunmaktan büyük bir mutluluk duyuyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

    “Pek çok avantaj sağlıyor”
    Özellikle Avrupa Birliği (AB) ile ticaret yapanlar için yenilenebilir enerji sertifikalarının avantajlar sağladığını da kaydeden Savaş, sözlerine şöyle devam etti:
    “Avrupa Birliği’nin karbon emisyonlarını azaltmak amacıyla yürürlüğe koyduğu Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) da I-REC sertifikasının önemini artırıyor. Bu mekanizma, AB sınırları dışında üretilen ve belirlenen karbon emisyon sınırını aşan ürünlere ek vergi uygulamasını getiriyor. I-REC bu süreçte sanayicilerimize destekleyici bir çözüm sunuyor ve karbon ayak izlerini ve çevresel etkilerini azaltmalarına yardımcı oluyor. I-REC sertifikaları satın alarak şirketler elektrik tüketimlerinden kaynaklanan karbon ayak izlerini azaltabilir ve bu sayede SKDM kapsamındaki karbon yükümlülüklerini daha kolay yerine getirebilirken enerji dönüşüm sürecine de katkı sağlıyor.”

  • Hizmet Üretici Fiyat Endeksi arttı

    Hizmet Üretici Fiyat Endeksi arttı

    Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Eylül ayı Hizmet Üretici Fiyat Endeksi verilerini paylaştı. Buna göre, H-ÜFE 2024 yılı Eylül ayında bir önceki aya göre yüzde 1,14 artış, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 48,91 artış, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 56,85 artış ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 74,23 artış gösterdi.

    H-ÜFE ulaştırma ve depolama hizmetlerinde yıllık yüzde 52,75 arttı

    Bir önceki yılın aynı ayına göre, ulaştırma ve depolama hizmetlerinde yüzde 52,75 artış, konaklama ve yiyecek hizmetlerinde yüzde 61,14 artış, bilgi ve iletişim hizmetlerinde yüzde 62,38 artış, gayrimenkul hizmetlerinde yüzde 55,78 artış, mesleki, bilimsel ve teknik hizmetlerde yüzde 62,37 artış, idari ve destek hizmetlerde yüzde 57,17 artış gerçekleşti.

    H-ÜFE ulaştırma ve depolama hizmetlerinde aylık yüzde 1,79 arttı

    Bir önceki aya göre, ulaştırma ve depolama hizmetlerinde yüzde 1,79 artış, konaklama ve yiyecek hizmetlerinde yüzde 1,07 azalış, bilgi ve iletişim hizmetlerinde yüzde 3,13 artış, gayrimenkul hizmetlerinde yüzde 1,58 azalış, mesleki, bilimsel ve teknik hizmetlerde yüzde 4,03 artış, idari ve destek hizmetlerde yüzde 0,67 azalış gerçekleşti.

  • Kafasına yorgun mermi düştü

    Kafasına yorgun mermi düştü

    Olay, Reyhanlı ilçesi Mustafa Kemal Mahallesi’nde yaşandı. Evinin bahçesinde çay içen 37 yaşındaki Nurhayat Taşçı’nın kafasına yorgun mermi isabet etti. Santimlerle hayata tutunmayı başaran Taşçı, geçirdiği ameliyatlar sonrası hayatta kalabildi. Sol kolunu hareket ettiremeyen kadın, yaşadığı olay sonrası zor günler yaşamaya başladı. Kendisine bu acıyı çektirenlerin bulunmasını ve cezasını çekmesine isteyen Taşçı, şimdi ise yaşlı annesi ve engelli ağabeyinin bakımını nasıl yapacağını düşünüyor. Polis ekiplerinin olayla ilgili başlattığı incelemenin devam ettiği öğrenildi.

    “3 saat ameliyatta kaldım ve sol kolum tutmuyor”
    Kafasına yorgun mermi isabet eden Taşçı, “Bahçede oturmuş, çay içiyordum. Bardak elimden yere düştü ve sanki beynimde şalter patladı. Kollarım tutmaz oldu, komşularımız beni hastaneye götürdü. Ardından Defne Devlet Hastanesi’ne sevk edildim, 3 saat ameliyatta kaldım ve sol kolum tutmuyor. Kimsem yok, engelli ağabeyim var zaten ben ona bakıyordum. Annem yaşlı, babam yeni vefat etti. Kimsemiz yok, destek bekliyorum. Bu olaylar yaşanmasın, kimsenin canı yanmasın. Benim kafama yorgun mermi isabet etti” dedi.
    Ablasına bu acıyı çektirenlerin cezalandırılmasını isteyen Saniye Çelik, “Bursa’dan 2 tane çocuğumu bıraktım ve ablamın böyle olduğunu duyunca geldim. Bahçede otururken ablamın kafasına mermi isabet etti. Ardından anneme ‘kafamda bomba patladı, elim tutmuyor’ diyor. Ablamın hayatı söndü, devletimiz bunu araştırsın. Düğünlerde artık silah sıkılmasın, düğünlerde silah sıkmak erkeklik midir?” ifadelerini kullandı.