Sel suları nedeniyle baştan aşağı derin çukurun oluştuğu ve hiçbir trafik işareti ile aydınlatmanın olmadığı köy yolu girişi özellikle gece trafiğe çıkanlar için tehlike arz ediyor.
Yolda meydana gelen çukurun videosunu çekerek vatandaşları kaza riskine karşı uyaran bölge sakinlerinden Süleyman Yolcu, Ömerfakı köyüne diğer taraftan giriş yapmalarını istedi. Yolcu, hasarlı yolun 3 köye ulaşım güzergahında olduğuna dikkat çekti.
Küresel iklim değişikliğine bağlı olarak yaşanan kuraklık, Van Gölü suyunun çekilmesine neden olurken, yaşanan çekilme ile birlikte daha önce sular altında olan birçok tarihi kalıntı da gün yüzüne çıktı. Van Gölü’nün en fazla çekilme olduğu Erciş kıyılarında ise göl suyunun çekilme boyutu fotoğraf karelerine yansıyor.
Erciş’te doğa fotoğrafçılığı yapan Ferzende Coşar, 15 yıl önce fotoğraf çektiği yerlerde tekrar fotoğraf çekerek, 2 kare arasındaki farkı ortaya çıkardı. 30 Yıldır Van Gölü Havzasında doğa fotoğrafı çeken Coşar, çektiği fotoğrafların çeşitli alanlarda paylaşılarak turizme katkı sağladığını söyledi. 15 yıl önce etrafında otların yeşerdiği iskelenin o zaman su altında olduğunu vurgulayan Coşar, “O zaman burada bulunan iskele, tamamen suyun altındaydı. Hem kışın hem de yazın çektiğim fotoğraflar var. Kışın tamamen donmuş bir iskele, yazın ise suyun altında kalmış bir iskele.
Haliyle arşivimi araştırırken daha önce çektiğim iskelenin fotoğrafına denk geldim. Daha önce teknelerin yanaştığı ve balık avlanan iskele, bugün gördüğünüz gibi tamamen otların altında kalmış. O zamanlar vatandaşlar piknik yapmak için buraya geliyor, denize giriyordu. Haliyle çok mükemmel bir görünüm vardı. Küresel ısınmadan dolayı tehlikenin boyutu, Van Gölü’nün çekilmesi, su seviyesinin düşmesi boyutunu bu 2 fotoğraf gösteriyor. Hiç bir şey anlatılmasa bile bu 2 fotoğraf yeterince anlatıyor. Daha önce bu bölgede demek ki su seviyesi çok düşükmüş ki; tarihi kalıntılar, yapılar, yerleşim alanları varmış. Daha sonra suyun yükselmesiyle su altında kalan yapılar, tarihi kalıntılar, çeşitli medeniyetlere ait kalıntılar suyun tekrar çekilmesiyle ortaya çıkmış. Temenni ederiz ki, önümüzdeki kış sezonunda yağışlar bol olur ve Van Gölü’nün su seviyesi tekrar yükselir” dedi.
Acıpayam ilçesine bağlı Karaismailler Mahallesi Devekonağı mevkiinde faaliyet gösteren Elmaslar Madenciliğe ait krom madeninde gece saat 23.00 sıralarında göçük meydana geldi. Henüz belirlenemeyen bir nedenle meydana gelen göçükte vardiyada birlikte çalışan işçilerin büyük bölümü dışarıya çıkmayı başarırken, maden mühendisi Kadir Özer ile işçilerden Rıfat Salman ve Mustafa Karahan göçük altında kaldı.
Ekipler ve madencilerin katılımıyla başlatılan arama kurtarma çalışmaları neticesinde kendilerine ulaşılan maden mühendisi Kadir Özer ile işçilerden Mustafa Karahan’ın hayatını kaybettikleri belirlendi. Rıfat Salman ise yoğun gayretler sonucu olayın ardından 4 saat sonra sağ olarak kurtarıldı. Sağ kurtarılan işçinin tahliye edilmesinden yarım saat sonra ölen mühendis ve diğer işçini de cansız bedenleri, bulundukları bin 100 metrelik mesafeden çıkartılarak otopsi işlemleri için morga kaldırıldı.
Morgdaki otopsi işlemleri tamamlanan iki cenaze, sabah erken saatlerde ailelere teslim edildi. Göçük kazasında hayatını kaybeden iki kişiden bir olan Kadir Özer’in cenazesini Kars’tan gelen ailesi teslim alıp, baba ocağına götürdü. Mustafa Karahan’ın cenazesi ise Acıpayam ilçesine bağlı Hisar Mahallesi’nde bugün cuma namazını müteakip kılınan cenaze namazının ardından mahalle mezarlığında defnedildi. Madencinin cenazesine Vali Ömer Faruk Coşkun, Acıpayam Kaymakamı Mustafa Gürbüz, Belediye Başkanı Hulusi Şevkan, İl Jandarma Komutanı Kıdemli Albay Hıdır Ayçiçek, protokol üyeleri ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Bayburt-Araklı yolunun karla kaplanmasıyla Karayolları 106. Şube Müdürlüğü bölgede çalışma başlattı. Sürücülerin trafikte sorun yaşamaması adına çalışma yürüten ekipler, karla kapanan yolları kar küreme araçlarıyla özenle açtılar. Gizli buz tehlikesine karşı tuzlama çalışması yapan ekipler, sürücülere rahat bir nefes aldırdılar.
Bununla birlikte Bayburt-Erzurum Karayolu üzeri Kop Dağı mevkiinde çalışma yürüten karayolları ekiplerince karla mücadele çalışmaları aralıksız sürerken, ekiplerin sabahın erken saatlerinde başlayan mesaisi gece geç saatlere kadar devam etti.
Öte yandan, meteorolojinin hava tahmin raporuna göre, Bayburt merkezde bir süre daha kar yağışı olmayacak, güneşli günler devam edecek. Yazdan kalma güneşli günlerin yaşandığı Bayburt’ta, en düşük hava sıcaklığı ise gece saatlerinde eksi 1 derece olarak ölçüldü.
“Türklerin Anadolu’ya girişinin kapısı” ve “Anadolu’nun tapusu” olarak nitelendirilen Ahlat’ta, 210 dönüm alana kurulu tarihi mezarlık, bölgede en çok ziyaret edilen yerlerden biri haline geldi. UNESCO Dünya Kültür Miras Geçici Listesi’nde de yer alan mezarlık, Türkiye’nin dört bir yanından ilçeye gelenlerin yanı sıra tur programları kapsamında bölgeyi gezen binlerce turisti ağırlıyor. Cumhurbaşkanlığının himayesinde, Kültür ve Turizm Bakanlığının izniyle kazı ve çevre düzenlemesi çalışmalarının yapıldığı mezarlıktaki her biri sanat eseri niteliğindeki 8 bin 200 şahideyi (mezar taşı) görmeye gelen binlerce ziyaretçi, tarihe yön veren ecdadın mezar taşlarını inceliyor, fotoğraf çekerek anı ölümsüzleştiriyor.
Van Gölü Ekspresiyle beraber düzenlenen tur sayesinde Ahlat Selçuklu Mezarlığına geldiklerini söyleyen Batuhan Karaca, “Tarihi eserleri çok seven bir insanım. Burada Selçuklu Mezarlığını görmek beni çok büyüledi. Gezi turumuz devam ettikçe yeni yerler görmeye devam edeceğiz” dedi.
Ahlat Selçuklu Mezarlığını görmekten onur duyduklarını söyleyen Saffet Özgüven de, “1985 yılında müfettişliğe başladım. İlk defa Bitlis’e teftişe geldiğim zaman bir vesileyle Ahlat Selçuklu Mezarlığına gelip dolaştım. Ondan sonra her Bitlis’e geldiğimde Selçuklu Mezarlığını gelir saatlerce dolaşırdım. 15 yıl sonra tekrar geldim. Bu mezarlık Türk milletinin tapu senedidir. Devlet erkanımızın buraya verdiği önemden dolayı teşekkürlerimi sunuyorum” dedi.
8 yıldır Arıcılıkla uğraşan Mahmut Atabay’ın, 16 Ağustos 2023 tarihinde Ardahan’ın Hanak ilçesinde tanımadığı kişiler tarafından arı kovanlarına saldırıldı. Sonrasında ilçenin Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından delil tespiti için gelen veteriner ekipleri delil toplamak yerine arılardan numune aldı. O sırada başka bir zarara uğramak istemeyen Atabay, arılarını kamyonetine yükleyip Artvin’in Ardanuç ilçesinde kiraladığı arsaya yerleşti. Alınan numunelerden arıların Kafkas arısı olmadığı ortaya çıktı.
Artvin Ardanuç İlçe Tarım Müdürlüğü yetkileri de Atabay’ın arılarının Kafkas arısı olmadığı gerekçesiyle kendisine 46 bin 900 lira para cezası ve alandan çıkarılma kararı verdi. Bunun üzerine Atabay’da mecburi olarak Rize’nin Çayeli ilçesine bağlı Madenli köyüne arılarını götürdü. Atabay, bu durumun üzerine Çayeli Sulh Mahkemesinden delil tespiti istedi ve bilirkişi raporu çıkarttırdı. Bilirkişi raporunda da arıların Kafkas arısı olduğu tespit edilince yaklaşık 700 bin TL zararı olduğunu iddia eden Atabay’da hem kendisini mağdur ettiğini düşündüğü veteriner hem de Ardanuç İlçe Tarım Müdürlüğü yetkilileri hakkında suç duyurusunda bulundu.
“Bizi oradan Valilik kararı adı altında bir evrak ile il dışına çıkarttılar”
Artvin’de verilen karar ile il dışına çıkartıldığını ifade eden Mahmut Atabay, “Bu sene Ardahan Hanak’ta ismini bilmediğimiz bir kişi tarafından saldırıya uğradık. Biz kendisinden şikayetçi olduk. Delil tespiti istedik. Hanak tarımdan gelen yetkililer bizden numune aldılar. Onların normalde gelme sebebi hasar tespitiydi. Ancak onlar normalde bir suçluyu korurcasına arılardan numune aldılar gittiler. 3 gün içerisinde bize bir kağıt tebliğ ettiler. Biz oradan arıları Artvin’in Ardanuç ilçesine kaldırdık. Bir daha o köye girmek istemedik. 3 gün sonra bize bir evrak geldi ve evrakta arıların Kafkas arısı olmadığı yazılmıştı. Biz buna istianeden Artvin Sulh Hukuk Mahkemesinden delil tespiti istedik. 26 kovanımızı kırmışlar. 30 kovanımız hiç ortada yok. Arıların Kafkas ırkı olduğu da mahkeme kararında var. Bize verilen rapor doğrultusunda bana bir ceza yazıldı. Ben elimde mahkeme kararının var olduğunu söyledim. Söylememe rağmen ‘beni bağlamaz’ dediler. Bizi oradan Valilik kararı adı altında bir evrak ile il dışına çıkarttılar. Biz de Çayeli Madenli köyüne geldik. Hayvan pazarında uygun bir yer bulduk. O akşam arıyı buraya bırakmak zorunda kaldık. Diğer gün Çayeli Sulh Mahkemesi’nden delil tespiti istedik. Ardahan gen merkezi hariç başka bir gen merkezinde arıların incelenmesini istedik. Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Zooteknik Bölümüne arılarımız gönderildi. Oradan da arıların Kafkas olduğuna dair belge geldi. Aynı zamanda mahkemeden gönderilen bilirkişi oda vermiş olduğu raporda kesinlikle Kafkas olduğu yazıldı. Bana verilen 46 bin 900 lira para cezası vardı. Cezaya itiraz ettik. Daha önceden bize verilmiş olan ÇKS belgeleri, konaklama belgelerine istinaden ve arıların Kafkas ırkı olduğu belirlenince cezamız iptal edildi” şeklinde konuştu.
“Yaklaşık 700 bin lira civarında zararım var”
Kovanlarındaki arıların Ardahan’dan Artvin’e oradan da Rize’ye gelirken bir çoğunun tam olarak beslenemediği için öldüğünü de kaydeden Atabay, “Bu arada ben devletten destekleme alıyorum. Benim her sene sağ olan arılarım bakılır. ‘Kafkas mıdır? Değil midir?’ diye örnek alınır. Bize destekleme çıkartılır. Benim arılarımın çoğu ölmüş. Ciddi bir zararımız var. Ben zararımın karşılanmasını istiyorum. Mahkeme dönemim var. Geçen hafta Ardahan Gen Merkezinden delil tespitine gelen ama delil almayıp numune alan 3 veteriner ve bana ceza yazan Ardanuç İlçe Tarım Müdürlüğü hakkında suç duyurusunda bulundum. Ardanuç’tan benim buraya gönderilmem ile zaten kovan başı 3 bin lira değer kaybı yaşattı. Arılarımın da birçoğu ölmüş durumda. Yaklaşık 700 bin lira civarında zararım var” ifadelerini kullandı.
Kış aylarının sevilen balıklarından palamut av sezonunun başlangıcından bu yana tezgahlarda görünmüyordu. Sinoplu vatandaşlar uzun süre sonra palamut yeniden tezgahlarda gördü.
Balık satıcısı Ayhan Arslan, “Bir süredir palamut avlanmıyordu. Palamudun yerine daha çok torik satıyorduk. Şimdi balıkçılarımız palamuda yeniden ulaştı. Şimdilik tanesini 200 liradan satıyoruz. Avlanmaya bağlı olarak fiyatların düşmesini bekliyoruz” dedi.
Bakan Tunç, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda Denizli’nin Acıpayam ilçesinde iki kişinin hayatını kaybettiği maden ocağındaki göçükle ilgili soruşturma başlatıldığını açıkladı. Tunç paylaşımında “Denizli Acıpayam ilçemizde meydana gelen maden ocağındaki göçükle ilgili adli soruşturma başlatılmıştır. Hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet; ailelerine sabır ve başsağlığı, yaralı vatandaşlarımıza acil şifalar diliyorum” ifadelerine yer verdi.
Elazığ’da yağış aralıklarla kendini gösteriyor. Yağmurla birlikte Keban ilçesinde bulunan Keban Fırat Nehri kenarında habitat kaybı nedeniyle nesli tehlikede olan sarı benekli semender görüntülendi. Semender yiyecek arayışının ardından yaprakların arasına girerek gözden kayboldu.
Yağmurlardan sonra ortaya çıkan ve genellikle sümüklü böcek ve küçük tırtıllarla beslenen benekli semender, 2015 yılında Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından hayata geçirilen “Ulusal Biyolojik Çeşitlilik Envanter ve İzleme Projesi” dahilinde koruma altında bulunan türler kategorisinde yer alıyor.
Kural, “Melki ve karaca dediğimiz mantarlar çokça görülüyor. Ancak vatandaşların bunları toplarken ve yerken çok dikkatli olmaları gerekir. İçlerinde zehirli olanlarda olabilir” dedi. Kural, mantarı ilk gördüğünde çok şaşırdığını belirterek, “Mantar toplamaya çıktığımda bu mantarı gördüm. İlk başta böyle bir mantar görmediğim için şaşırdım. Daha sonra araştırdım ve bu mantarın yenilebilir olduğunu öğrendim. Ancak yine de vatandaşlara dikkatli olmalarını tavsiye ederim” diye konuştu. Kural, vatandaşların mantar toplarken ve yerken dikkatli olmalarını tavsiye ederek, “Mantar toplarken ve yerken dikkatli olmazsak, zehirlenmelere neden olabilir” dedi.
