Etiket: güncelhaberler

  • İstanbul Havalimanı 4. seviyeye ulaştı

    İstanbul Havalimanı 4. seviyeye ulaştı

    Türkiye’de 4. seviye sertifikasını almayı başaran ilk havalimanı olan İGA İstanbul Havalimanı, 2050 yılına kadar tamamen ‘net sıfır olma’ hedefine bir adım daha yaklaştı. İGA İstanbul Havalimanı, iklim krizi ile mücadelede 2050 yılı için ‘Net Sıfır’ taahhüdü ile IPCC (Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli) 1,5C hedefleriyle uyumlu ‘karbon ayak izi’ azaltım çalışmalarına devam ediyor. Yönetişim mekanizmalarına da dahil edilen bu çalışmalar sayesinde İGA İstanbul Havalimanı, ACI EUROPE tarafından, iklim değişikliğiyle mücadele ve karbon ayak izi azaltımı konularında, havalimanlarında gereken yöntem ve standartların belirlendiği “Havalimanı Karbon Akreditasyonu” programında, 4. seviye olan “Dönüşüm” seviyesine ulaştı. 4. seviye; kurumun karbon yönetiminin, “IPCC 1,5C 2050 Net Zero” hedefleri doğrultusunda küresel iklim hedefleriyle uyumlu hâle gelindiğini ve operasyonların mutlak emisyon azaltımları göz önünde bulundurularak yönetildiğini ifade ediyor. Bu programdaki en yüksek aşamanın ise 5. seviye olduğu belirtildi.

    2 yılda 4. seviyeye ulaştı

    2019 yılından bu yana toplam karbon emisyonunda yüzde 21 oranında düşüş sağlayan İGA İstanbul Havalimanı, ACI EUROPE sertifika programında, Seviye 1’den, Seviye 4’e (Dönüşüm) 2 yıl gibi kısa bir sürede yükseldi. Kapsam 1 ve Kapsam 2 emisyonlarını, 2030’a kadar yüzde 45 oranında azaltma hedefiyle çevre üzerindeki etkilerini sınırlama ve azaltma konusundaki kararlılığını sürdüren İGA İstanbul Havalimanı, küresel havalimanı ekosisteminin iklim değişikliği sorununa verdiği yanıtın bir parçası olarak uluslararası ortaklarını ve paydaşlarını da emisyonlarını azaltmaya teşvik ediyor.

    “Çevresel sürdürülebilirlik konusundaki hedeflerimizde kararlıyız”

    ‘Havalimanı Karbon Akreditasyon’ sertifikasında 4. seviyeye ulaşmanın İGA İstanbul Havalimanı’nın çevresel sürdürülebilirlik konusundaki kararlılığının bir göstergesi olduğunu belirten İGA İstanbul Havalimanı CEO Vekili Selahattin Bilgen şu ifadeleri kullandı:
    “İGA İstanbul Havalimanı olarak yolcularımıza güvenli ve konforlu bir seyahat deneyimi sağlamak için sürekli çalışıyor, ülkemizin ve dünyanın sürdürülebilir bir gelecek inşa etme çabalarına katkı sağlamaya da devam ediyoruz. 2050’ye kadar Net Sıfır karbon emisyonuna ulaşma hedefimizin ışığında, 2024’ün ilk çeyreğinde başlatarak yılın sonunda tamamlamayı planladığımız İGA GES (Güneş Enerji Santrali) isimli projemiz ile kendi elektrik tüketiminin tamamını yenilenebilir enerji kaynakları aracılığıyla üretmeye başlayan ilk havalimanı olmayı hedefliyoruz. Yürüttüğümüz sıfır atık projelerimizle de ülkemizdeki çevre bilincinin gelişimine destek veriyoruz. Sürdürülebilir kalkınma hedeflerimiz çerçevesinde havacılık sektörüne yön veren lider bir kuruluş olmak en büyük amacımız. ‘Odağımız Dünya, Hedefimiz Gelecek’ ilkemiz doğrultusunda, çağımızın en önemli ESG (environmental, social, governance – Çevresel, Sosyal, Yönetişim) riski olan, iklim değişikliğiyle mücadele kapsamındaki faaliyetlerimizin uluslararası en üst seviyede onaylanarak takdir gördüğünü memnuniyetle takip ediyoruz. Yakında bu alanda yaptığımız çalışmalarla en üst seviye olan Level 5‘e ulaşacağız.”

    Jankovec: “İGA İstanbul Havalimanı bir ilke imza attı”

    İGA İstanbul Havalimanı’nı, “Havalimanı Karbon Akreditasyonu” kapsamında bir üst seviyeye geçmesi nedeniyle tebrik eden ACI EUROPE Genel Direktörü Olivier Jankovec ise Paris İklim Anlaşması’nın hedefleriyle tamamen uyumlu bir CO2 (karbon) azaltım yolu izleyen İGA İstanbul Havalimanı’nın Türkiye’de bu başarıyı elde eden ilk havalimanı olduğunun altını çizdi ve bunun, Kapsam 1 ve 2 emisyonlarında yıllık mutlak CO2 (karbon) azaltımlarının yanı sıra Kapsam 3 azaltımlarını takip etmek için operasyonel ortaklarla yakın etkileşimi içerdiğini belirtti.
    Jankovec şöyle devam etti: “İGA İstanbul Havalimanı ilk olarak sadece 2 yıl önce ‘Havalimanı Karbon Akreditasyonu’ kapsamında sertifikalandırıldı ve ilk sertifikasyon seviyelerinden Seviye 4’e yükselme konusundaki ilerlemeleri etkileyici oldu. Tüm İGA İstanbul Havalimanı ekibini, 2050 yılına kadar net sıfır karbon emisyonuna ulaşma yolunda gösterdikleri çabaları için takdir ediyorum.”

  • Kış aylarının doğal antibiyotiği

    Kış aylarının doğal antibiyotiği

    Yemeğin yanına en çok yakışanlardan birisi olan turşu aynı zamanda sağlık içinde oldukça faydalı. Kış aylarında gribal enfeksiyonlara karşı vücudumuzu koruyan bu besinin pek çok çeşidi de mevcut. Bunlardan bir tanesi de beyaz lahana turşusu Ağrı’da hamarat kadınların kış ayına hazırlık olarak yaptıkları beyaz lahana turşusu tam bir antibiyotik görevi görüyor. Kışın yemeklerimizin yanında sofralarımızı süsleyen doğal antibiyotik olduğunu söyleyen Türkan Doğan, “Şu an kışlık turşumuzu yapıyoruz. Lahanalarımızı getirdik, yıkadık, ayıkladık güzelce kestik doğradık.

    Havuçlarımızı doğradık biberlerimizle beraber karıştırıp küplerime koyacağım üstüne salamurasını dökeceğim. Kışlık turşumuz hazır olacak, daha önce tuzladığımız lahanaları dinlendirdik. Turşumuzun olmazsa olmazı sirke ve limon, tadını vermesi için sarımsak çok güzel aromasını veriyor” diye konuştu.

  • “Hareketsiz kalmak köpek saldırılarını önleyebilir”

    “Hareketsiz kalmak köpek saldırılarını önleyebilir”

    Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi Fizyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Koçkaya, son günlerde artan başıboş köpeklere ilişkin açıklamalarda bulundu. Başıboş köpeklerin havaların soğumaya başlamasıyla saldırganlaştığına dikkat çeken Doç. Dr. Koçkaya, kendi yaşam alanlarını koruma içgüdüsüyle saldırdıklarını söyledi.
    Köpeklerin yiyecek bulmakta birbirleri ile rekabet içerisinde olduğunu söyleyen Koçkaya, “Bu durumların önüne geçilmesi gerekiyor. Bu durumların önüne geçmek için öncelikle şunu belirtmek lazım, hem bakanlığın hem belediyelerin ortak programlar düzenlemesi, daha iyi konfora sahip barınakların sayısı arttırılması ve köpeklerimizin orada hızlı bir şekilde kısırlaştırılıp aşılarının yapılması ve bu programların hızla yapılması lazım. Köpeklerle yaşam alanlarımız iç içe geçti. İster istemez köpeklerin kendi yaşam alanlarını koruma duyguları var. Özellikle bu saldırılar kış aylarına geçerken çok oluyor. Çünkü bu dönemler köpeklerin yiyecek bulma ve yiyecek aramada rekabetin arttığı dönemlerdir. Bu dönemlerde köpekler kendi alanlarını daha çok korumak isterler. Kendi alanlarına yabancılar girdikleri zaman yabancılara saldırırlar. Bu durum da genele baktığımızda çocuklar daha çok zarar görüyor. Çünkü çocuklarımız köpeklerden kaçarken uzuvlarını daha çok kullanırlar. Köpekler bu uzuvları tehdit olarak algılar” dedi.

    Köpekler uzuvları tehdit olarak algılıyor

    Geçtiğimiz yıllarda ‘Korkma Köpeği Anla’ isimli program düzenlediklerini ifade eden Koçkaya, “Program kapsamında yaklaşık 4 bin ilkokul çağındaki çocuklara ulaştık ve bu çocuklara biz eğitim verdik. Köpek saldırıların da bugün halen geçerliliğini koruyan yöntem, kritik organlarımızı koruyarak ayakuçlarımıza bakmak ve köpekle göz temasına girmemektir. Kaçamıyorsanız, kaçma ihtimaliniz yoksa yapılacak en iyi yöntem budur. Çünkü bizim vücudumuzun salgıladığı hormonlardan köpekler koku alarak onlarda çok büyük bir organ ver beyin gibi çalışır, sizin kokuyu hissettiğinizi ve hareketsiz durduğunuz zaman ona zarar vermeyeceğinizi hissettiği zaman size zarar vermeden uzaklaşırlar. Bunu yapmak zordur ama bunu yapabilirsek gerçekten daha az zararla atlatmış oluruz. Köpek saldırıyorsa ve köpek dışarıdaysa özellikle kış dönemlerinde grup halinde gezerler. Bu köpekler sonradan da saldırabilirler” ifadelerine yer verdi.

    Uzmanından barınak vurgusu

    Başıboş köpeklerin belediyeler tarafından toplanarak uygun barınak şartlarında bakılması gerektiğine vurgu yapan Doç. Dr. Koçkaya, “Bir kişi saldırıya uğramışsa çevredeki insanlar sağlık kuruluşlarına haber vermeli. Ve biran önce sorumlu kurum ve belediyeleri arayıp barınak yetkililerin gelip köpekleri toplaması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü saldıran köpek bir daha saldıracaktır o alana tamamen sahiplenmiştir. O yüzden buna dikkat etmek gerekir. Köpekler grup halinde hareket ederler ve o grubun içerisinde bir lider vardır. O lider hayvanın alınması gerekir. Veya grubun davranış şekline bakılıp o grupta alınabilir. Kısırlaştırılmış hayvanlarda saldırı oranı azalır ama bu da her kısırlaştırılan hayvan saldırmayacak değildir. Her köpeğin doğası farklıdır. Geçmişinde yaşadığı travmalar farklıdır. Eğer bir köpek geçmişinde travma yaşamışsa, kısırlaştırılmışsa bile o travma halinde saldırganlık gösterebilir. Bizim şunu yapmamız lazım, çocuklara, çocukluğun çağından başlayıp sokak hayvanlarına kötü davranılmaması gerektiğini, onların travmalara maruz kalmamalarını göstermemiz lazım. Bu travmalar ilerleyen zamanlarda saldırı şeklinde karşımıza çıkıyor. Bunları bir bütün olarak ele almak lazım. Bu işin içerisinde hem bakanlık hem belediyelerin hem üniversitelerimizde ki yetkin hocalarımızın işin içine girerek bu duruma el atması gerektiğini düşünüyorum” şeklinde konuştu.

  • Son yağışlar çiftçilerin yüzünü güldürdü

    Son yağışlar çiftçilerin yüzünü güldürdü

    Çiftçi sayısı yüksek olan illerden Aydın’da üreticilerin merakla takip ettiği barajlardaki doluluk oranı, geçtiğimiz sezon yaşanan kuraklık sebebiyle endişelendirmeye başlamıştı. Son günlerde etkili olan yağışların ardından barajlardaki su seviyesinin gözle görülür şekilde artması çiftçilerin yüzünü güldürdü. Yağmurların bu şekilde devam etmesi halinde çiftçiler, gelecek sezon için umutlu olduklarını dile getirdi.

    Edinilen bilgilere göre sulamada kullanılan Kemer Barajı’nda yüzde 21, Çine Adnan Menderes Barajı’nda yüzde 15, Topçam Barajı’nda yüzde 19, Karpuzlu Yaylakavak Barajı’nda yüzde 61, Karacasu Barajı’nda ise doluluk oranı yüzde 34 oldu.

  • Çiftçinin zorlu şeker pancarı mesaisi

    Çiftçinin zorlu şeker pancarı mesaisi

    Keşan ilçesinde Ekim ayında tamamlanması gereken şeker pancarı söküm işlemi, yağan yağmurlar nedeniyle gecikirken, şeker pancarı üreticileri ürünlerini sökmek için insan gücü kullanıyor. Keşan ilçesine bağlı Karlıköy’de pancar eken çiftçi Yusuf Atılgan, 2023 yılının Şubat ayında başladıkları şeker pancarında Aralık ayı olmasına rağmen söküm mücadelesi verdiklerini dile getirdi. Atılgan şunları söyledi:
    “Pancar zorlu bir üründür. Maliyetlerin yüksek olmasıyla zorlandığımız şeker pancarı üretiminin hasat evresi, yağmurun fazla yağması nedeniyle gecikti. Yağmurlar yağınca söküm makineleri çamur nedeniyle tarlaya giremedi. Yağmurdan önce de bölgede yeterli sayıda makine ve ekipman olmadığı ve Alpullu Şeker Fabrikası’ndan bu anlamda destek alamayınca söküm gecikti. Şeker pancarı üretimi bizim baba mesleğimiz. Bu işi devam ettirmek için destek şart. Şu an insan gücüyle söküm yapıyoruz ve bu ciddi maliyet.”

    “Pancar üretiminin devam etmesini istiyoruz”

    Makine ekipman anlamında bölgede bir eksiklik hissedildiğini belirterek, insan gücünün ek maliyetinin olduğuna dikkat çeken Atılgan, şeker pancarında fare zararının da ciddi boyutlarda olduğunu ifade etti. El yordamıyla sökülen şeker pancarlarında çamur bulunduğunu belirten Atılgan, “Bunu temizlememiz mümkün değil. Hal böyle olunca fabrika üründe yüzde 20’lere varan fire kesiyor. Biz pancar üretiminin devam etmesini istiyoruz. Buradaki söküm işleminin ardından yine el yordamıyla şeker pancarı araçlara yüklenip boş bir alanda toplanacak. 2022 yılında dönümde 7,5 ton verim vardı. Bu yıl da aynı verimi bekliyorum” dedi.

    “Makineler tarlaya giremediği için zor şartlarda işçiler ile söküm yapıyoruz”

    Beyköy’de pancar eken çiftçi Sergen Marangoz da, Şubat ayında ekilen pancarın söküm işleminin de Ekim ayında yapıldığını hatırlatarak, “Ancak bu sezon yağışlar oldu ve söküm işlemi Aralık ayına sarktı. Makineler tarlaya giremediği için zor şartlarda işçiler ile söküm yapıyoruz. İlk önce yaprakları kesilen pancar, daha sonra topraktan çıkartılıyor. Bir araya toplanan pancarlar traktörlere yüklenip tırlara aktarılacak alana kadar götürülüyor. Bunlar da pancar üreticileri için ek masraf oluyor” ifadelerini kullandı.

  • Denizlerin prensi lüfer tezgahlarda azaldı

    Denizlerin prensi lüfer tezgahlarda azaldı

    Çanakkale’de 1 Eylül’de sona eren av yasağının ardından av sezonunun açılmasıyla birlikte çeşit çeşit balıklar tezgahları süslerken, kilosu 700 liradan satılan ‘Denizlerin prensi’ lüfer bollaşmasıyla kilosu 350 liraya kadar düşmüştü. Çanakkale Boğazı’nda iki haftadır fırtına nedeniyle havaların kötü gitmesi ve lüfer balığının akımının erken bitmesi balıkçı tezgahlarına da yansıdı. Denizlerin prensi lüferde akımın erken bitmemesi ve havaların soğumaması sebebiyle azalan lüferin kilosu 750 liraya çıktı.

    Çanakkale Balıkhali esnaflarından Volkan Kaşıkçı, “Yaklaşık 2 haftadır havaların kötü gitmesi sebebiyle balık az geldi. Havalar şimdi iyiye gitmeye başladı. Fiyatlar normal. Hamsi 100 lira, sardalya 70 lira, istavrit 100 lira, kolyoz 150 lira, çipura 230 lira, mezgit 350 lira.

    Ama lüferin fiyatında biraz yükselme oldu. Lüfer ilk çıktığı zaman tezgahlarda 700 lirayla çıktı. Fiyatı 350 liraya kadar düştü. Şuanda yine kilosu 750 liradan satılıyor. Lüfer artık azaldığı için bu fiyatlarda satılıyor. Lüferin bu kadar yüksek olmasının sebeplerinden biri de akım erken bitti. Havalarda soğumadığı için balık durmadı. Balık azaldı, oltaya düştü. Balık az geldiği için de artık fiyatlar yükseldi” dedi.

  • Benekli semender görüntülendi

    Benekli semender görüntülendi

    Siirt Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürlüğü ekipleri, biyolojik çeşitliliği korumak amacıyla çalışmalarına devam ediyor. Bu çerçevede Şirvan ilçesini ziyaret eden ekipler, ilçe kırsalında Anadolu benekli semenderini, doğal yaşam alanında görüntüledi.

  • Diğer mahalleye asansör ile gidiyorlar

    Diğer mahalleye asansör ile gidiyorlar

    Pratik ve inanılmaz çözümleri ile dikkat çeken Karadeniz insanı gibi yörede yaşayan sokak hayvanları da artık ya havasından ya da suyundan misali hayatını kolaylaştırmanın yolunu bulmuş durumda.
    Hopa ilçe merkezinden yaklaşık 50 metre yüksekte olan Kuledibi mahallesinin yolu uzun ve merdivenli yol da vatandaşları canından bezdirince mahalle halkı 5 yıl önce belediyeden mahallesine asansör istedi. Mahalledeki ulaşım sorunu belediye tarafından asansör yaptırılarak çözüldü. Hopa Kaymakamlığı ve Hopa Ticaret ve Sanayi Odası binaları arasında yaptırılarak hizmete giren asansör yerden 50 metre yükseğe çıkarak Kuledibi mahallesinin ulaşım sorununu çözdü. 10 katlı bir apartman yüksekliğindeki 5-6 kişi alan asansör sayesinde vatandaşların hayatı kolaylaştığı gibi bu sürede sokak hayvanlarının da hayatı kolaylaştı.

    Tıpkı mahalle sakinleri gibi mahalledeki köpekler de ilçe merkezine bu asansör vasıtası ile gidip gelmeye başladı. İki mahalle arasında tıpkı insanlar gibi sokak köpekleri de asansör ile yapıyor. Soğuk havalardan korunmak için asansörün içini kulübe gibi kullanarak, insanlara aldırış etmeden asansörle aşağı yukarı inip çıkan köpekleri görenler ilk başta büyük tedirginlik yaşasa da mahalle halkı da bu köpeklere alışmış durumda. Bölge halkı bu duruma alışkın olsa da ilk kez bu durumla karşılaşanlar ise durum oldukça şaşırtıcı.
    İlk kez bu durumla karşılaşan ilçe sakinlerinden Ercan Reisoğlu, asansör kapısında bekleyen köpeği görünce cep telefonuyla kayıt aldığı sırada asansör kabininde 3 köpeği görünce neye uğradığını şaşırdı. Biraz bekledikten sonra asansöre binen Reisoğlu, yaşadığı o anları cep telefonuna kayıt edince sosyal medyada büyük ilgi gördü.

    Ercan Reisoğlu yaşadığı olayı anlatarak “O gün asansöre geldiğimde asansörün kapısında köpek bekliyordu. Arkadaşlarıma göstermek için video çekmeye başladım. Bekleyen köpeğe dedim, gel seni de aşağıya indireyim. Asansör gelince kabinin içerisinde 3 köpekle daha karşılaştım. Çok şaşırdım, hatta çok korktum, dedim ne yapayım. Mecburen inmem lazım yol uzuyor bu sefer. Ben de bindim ses etmediler ama dışarda bulunan köpeğe havladılar. Gelme dediler sanırım. O da binmedi sırasını bekledi. Ben ve 3 köpek asansörle inmeye başladık. İçeride güzel bir ortam müzikte vardı sakin bir şekilde indik” dedi.

  • Evde bakılan kuzu yaşamını yitirdi

    Evde bakılan kuzu yaşamını yitirdi

    Sivas’ın Zara ilçesinde yaşayan Erhan Güler, kuzusu erken doğunca eve alarak bebek gibi bakmaya başladı. Güler, kuzusunu yaşatabilmek için biberonla süt içirdi, yorgan altında uyuttu. Kuzunun ev halini de videoya alan Güler, o anları sosyal medyadan paylaştı.

    Paylaşılan görüntülerde, kuzunun biberonla süt içmesi, koltuk üzerinde uyuması ve bebek bezli hali görenlerin yüzünü gülümsetti. Fakat kuzu her şeye rağmen kurtarılamamak hayatını kaybetti.

  • 37 ilde eş zamanlı operasyon

    37 ilde eş zamanlı operasyon

    İçişleri Bakanı Yerlikaya sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, 37 ilde eş zamanlı olarak düzenlenen “Kafes-18 Operasyonu” kapsamında 9’u ulusal ve yerel organize suç örgütü, 30’u bu örgütlere silah ve elverişli malzeme temini sağlayan suç grubu olmak üzere toplam 39 organize suç yapısının çökertildiğini belirterek, organize suç örgütü elebaşları ile birlikte 257 şüpheli şahsın yakalandığını bildirdi.

    Yerlikaya, operasyonla ilgili şu bilgileri verdi:

    “Aziz milletimizin bilmesini isterim ki; hangi büyüklükte olursa olsun halkımızın huzurunu kaçıran organize suç örgütlerine, çetelere nefes aldırmadık, aldırmayacağız. Emniyet Genel Müdürlüğü, Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Başkanlığımız koordinesinde, İl Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Müdürlüklerimizce, İstanbul’da Nedim Baybaşin Organize Suç Örgütü, Adana’da Hakan Karakuş Yerel Organize Suç Örgütü, Diyarbakır’da Süleyman Sarıkaya Yerel Organize Suç Örgütü, Çanakkale’de Murat Temuçin Yerel Organize Suç Örgütü, Eskişehir’de Kubilay Çavuş Yerel Organize Suç Örgütü, Mersin’de Adil Eryiğitler Yerel Organize Suç Örgütü, Muğla’da Erkan Albay Yerel Organize Suç Örgütü, İzmir’de İnanç Meçhul Yerel Organize Suç Örgütü, Niğde’de Murat Kumak Yerel Organize Suç Örgütü üyelerine yönelik, Adana, Ağrı, Antalya, Balıkesir, Bursa, Çanakkale, Denizli, Diyarbakır, Elazığ, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, Giresun, Hatay, Isparta, İstanbul, İzmir, Karabük, Kars, Kastamonu, Kayseri, Kocaeli, Konya, Malatya, Mardin, Mersin, Muğla, Niğde, Ordu, Osmaniye, Rize, Sakarya, Samsun, Şanlıurfa, Tokat, Trabzon ve Van olmak üzere 37 ilde eş zamanlı olarak ‘Kafes-18 Operasyonu’ gerçekleşti. Bu organize suç örgütlerinin; örgüte finans sağlamak ve silah temin amacıyla iş yerlerini kurşunladıkları, iş insanlarını tehdit zoruyla yağmaladıkları ve silahla tehdit ettikleri, silah ticareti ve uyuşturucu madde ticareti yaptıkları, suçtan elde edilen gelirin paylaşılmasında örgüt üyeleri arasında çıkan anlaşmazlık sonrası şahısların birbirlerine yönelik silahlı eylemlerde bulundukları, oto galeri, restoran ve benzeri işletmeleri paravan olarak kullanmak suretiyle, borç adı altında yüksek faizle tefecilik yaptıkları ve borcunu ödeyemeyen şahısları silahla tehdit ederek yağmaladıkları, örgüt üyelerinin yerleştirildiği özel güvenlik şirketi vasıtasıyla eğlence mekanlarının güvenlik faaliyetlerini ele geçirdikleri, sözde kapı korumalığını kabul etmeyen eğlence mekanlarına ve işletmecilerine yönelik silahlı saldırı düzenledikleri, yasadışı faktoring ve çek kırma gibi illegal faaliyetlerde bulundukları, sözde kurdukları derneklere yardım toplama adı altında iş adamlarını silah zoruyla yağmaladıkları, 3. şahıslar arasındaki alacak verecek meselelerine müdahil olarak silahla para tahsilatçılığı yaptıkları tespit edildi. Operasyonları gerçekleştiren kahraman polislerimizi tebrik ediyorum. Allah ayaklarına taş değdirmesin. Milletimiz sizinle iftihar ediyor. Duaları sizinle.”