Etiket: güncelhaberler

  • “Motosiklet Ambulans”lA hayat kurtarıyorlar

    “Motosiklet Ambulans”lA hayat kurtarıyorlar

    Tam donanımlı olan motosiklet ambulans

    Sağlık Bakanlığı bünyesinde Amasya’da bir yıl önce hizmete sunulan motosiklet ambulans, kalabalık caddelerde ve dar sokaklardaki vakalara kara ambulanslarından daha önce ulaşılmasını sağlıyor. Vakalara müdahale etme yönünden tam donanımlı olan motosiklet ambulansta, tansiyon aleti, stetoskop, glukometre cihazı ve entübasyon tüpleri gibi ilkyardım malzemeleri bulunuyor. 112 acil servis istasyonuna gelen vaka ihbarının bildirilmesi üzerine yola çıkan motosiklet ambulans hastaya ilk müdahalenin yapılmasını sağlıyor. İki sağlık görevlisinin bulunduğu motosiklet ambulans, özellikle trafiğin yoğun olduğu cadde ve sokaklarda, kara ambulanslarının giremeyeceği dar sokaklar ve engebeli arazilerde kullanım kolaylığı sunuyor.

    “Birlikte hayat kurtarmak gurur verici”

    Yaklaşık 6 ay önce aralarına katılan eşiyle birlikte uyum içinde görev yaptığını belirten Zafer Can Arslan (26), “Eşimle omuz omuza beraber çalışmaktayız. Ardımda olması daha fazla güven veriyor. Birlikte hayat kurtarmak gurur verici bir şey” dedi.
    Arslan, Türkiye’de birlikte görev yapan tek motorize sağlık çalışanı çift olmanın mutluluğunu da yaşadıklarını söyledi.

    “Her güzelliğin bir zorluğu var”

    Küçük yaşlardan itibaren motosiklet tutkusunun olduğunu anlatıp kendisine destek olan babasına ve eşine teşekkür eden Hümeyra Arslan (25) da, “Vakalara, hastalara hızlı ulaşmamız gerekiyor. Yaşadıkları travmanın etkilerini en aza indirmemiz gerekiyor. Motorize ekipte görev almak zor. Ama her güzelliğin bir zorluğu var” şeklinde konuştu.
    Üniversiteyi ilk ve acil yardım bölümü mezunu olarak tamamlamasının ardından sağlık ordusunda görev yapmaya başlayan Arslan, aldıkları sürüş eğitimi sonrası direksiyonuna geçtiği motosikletiyle kadınlara, gençlere rol model olmaya çalıştığını vurguladı.

    Sağlık Bakanı Koca görüntülerini paylaştı

    Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca, Amasya İl Sağlık Müdürlüğü’nün 1-7 Aralık Acil Sağlık Haftası dolayısıyla düzenlediği etkinlikte acil sağlık hizmetlerinin önemine dikkat çeken çiftin görüntülerini, “Motorize 112 görevlilerimiz, kara ambulanslarımızın hızlı ulaşım sağlayamadığı yerlere hızlı ulaşım sağlıyor. Amasya’da sekiz kişilik bir ekibimiz var. Ekibimizde görevli ve daha ziyade trafikte triaj vakalarına giden çift, işlerinin önemine ve yolda önceliğe dikkat çekiyor” notuyla sosyal medya hesabından paylaştı.

  • Ogün Samast’ın yargılanmasına başlandı

    Ogün Samast’ın yargılanmasına başlandı

    Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in 19 Ocak 2007’de öldürülmesine ilişkin hakkında ’silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek’ suçundan 10 yıla kadar hapis talebiyle yeni dava açılan ve 15 Kasım’da tahliye edilen Ogün Samast’ın, birleşen 11 sanıklı örgüt davası çerçevesinde yargılanmasına başlandı. İstanbul 14.Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tutuksuz sanık Ogün Samast, Trabzon’un Akçaabat Adliyesi’nden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlandı. Diğer sanıklar Ali Fuat Yılmazer, Ramazan Akyürek ve Erhan Tuncel’in de arasında bulunduğu bazı sanıklar da mahkemeye SEGBİS aracılığıyla katıldı. Duruşma, sanık Ali Fuat Yılmazer’in savunma yapmasıyla devam ediyor. Ogün Samast’ın ise ilerleyen dakikalarda savunma yapması bekleniyor.

    Olayın geçmişi

    Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in 19 Ocak 2007’de öldürülmesine ilişkin İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nce bir kısım kamu görevlilerinin cinayetin işleneceğinden önceden haberdar oldukları ve cinayeti önlemek adına görevlerini yerine getirmedikleri gerekçesiyle dava açılmıştı. Yapılan yargılamalar sonucu İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi bir kısım şüpheliler hakkında suç duyurusunda bulunmuştu.

    İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yeni hazırlanan iddianamede İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 12 Nisan 2021’de suç duyurusunda bulunduğu belirtilirken, iddianamede Dink ailesi ’müşteki’ sıfatıyla, Ogün Samast ise ’suça sürüklenen çocuk’ sıfatıyla yer almıştı. Hazırlanan iddianamede, suça sürüklenen çocuk sıfatıyla yer alan Ogün Samast’ın ’silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek’ suçundan 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edilmişti.

    Daha sonra İstanbul 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan dava dosyası, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki 11 sanıklı örgüt davasıyla birleştirilmişti. Öte yandan, Samast’ın dosyasının birleştirildiği örgüt davasına ilişkin hazırlanan iddianamede ise şüpheliler Yahya Öztürk ve Adem Sağlam’ın ‘anayasayı ihlal’, ‘belli bir yükümlülüğün ihmaliyle kasten öldürmeye neden olmak’ ve ‘silahlı terör örgütüne üye olmak’ suçlarından ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet ile 22 yıl 6’şar aydan 35’er yıla kadar hapis cezasına çarptırılmaları talep edilmişti.

    İddianamede şüpheliler Ramazan Akyürek, Faruk Sarı ve Ali Fuat Yılmazer’in ‘anayasayı ihlal’ suçundan ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapisleri talep edilirken, diğer şüpheliler Yasin Hayal, Zeynel Abidin Yavuz, Tuncay Uzundal, Erhan Tuncel, Ersin Yolcu, Ahmet İskender’in ‘terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme’ suçundan 5’er yıldan 10’ar yıla kadar hapis cezaları talep edilmişti.

  • 11 yıllık özlem son buldu

    11 yıllık özlem son buldu

    2019 yılında hizmet vermeye başlayan Yunus Emre Devlet Hastanesi Tüp Bebek Merkezi, tüp bebek alanında yüzde 50 ile 55 arasında başarı oranı göstererek bu konuda öne çıkıyor. Kurulduğu günden bu yana 38 bin hasta kabulü gerçekleştiren merkez, aylık 90 ila 100 hastaya tedavi uygularken 250’nin üzerinde canlı doğum ile bu alanda son derece başarılı kabul ediliyor. Özellikle komşu illerden yoğun hasta kabulü yapan merkez, yurtdışından da talep görüyor. İkinci basamak devlet hastaneleri içinde ikinci olarak açılan Merkezde 2 tüp bebek uzmanı ve 2 laboratuvardan sorumlu embriyoloji uzmanı olmak üzere 4 hekim, yardımcı sağlık personelleri ile görev yapıyor.

    Eskişehir’de eşi Atilla Kütük (47) ile yaşayan Filipinli 41 yaşındaki Maria Rosa Kütük, anne olmak için 11 yıldır birçok hastaneye başvurmasına rağmen bir sonuç alamadı. Yunus Emre Devlet Hastanesi Tüp Bebek Merkezi’nin hizmete girdiğini duyar duymaz buradan randevu alan Maria Rosa Kütük, Dr. Teoman Haluk Minsin’in başarılı tüp bebek tedavisi ile hamile kalarak 12 Nisan 2022 tarihinde yine tedavi olduğu Yunus Emre Devlet Hastanesinde doğum yaptı. Çiftin Baran Ali Benedict isimli bebekleri şu an 18 aylık.

    “Çok memnunum ve müteşekkirim”

    Tedavisi hakkında konuşan Filipinli 41 yaşındaki Maria Rosa Kütük, “Birçok hastaneye ve doktorlara başvurduk. Ama çok iyi bir sonuç alamadım. İnternette araştırma yaparken Yunus Emre Hastanesi Tüp Bebek Merkezi’nin yeni açıldığını gördüm. Haluk Minsin’i gördüm. Çok memnunum ve müteşekkirim. Doktor Haluk Minsin’den, hemşirelerden ve ekibinden çok memnumum. Onun tedavisi ve yaklaşımıyla bu merkezde şimdi 18 aylık bebeğimizi kucağımıza aldık. Hiçbir hastanede tüp bebek denemesinde bulunmadım. Sadece aşılamayla bilgim vardı. Doktora söylediğim zaman direkt tüp bebek tedavisi yapacağını söyledi. Doktora çok güvendim” dedi.

    “Özel hastane kadar ilgi gösterdi”

    10 yıldır çocuğu olmayan Eskişehir’de yaşayan 29 yaşındaki Nazlı Öztürk, ise Yunus Emre Devlet Hastanesi Tüp Bebek Merkezi’nde aldığı tedavinin ardından hamile kaldı. Şuan 9 aylık hamile olan Öztürk süreç hakkında şöyle konuştu:
    “Buraya hocamızı duyup geldik. Çok şükür tedavimiz yolunda gitti. Şu an hamileliğimin 9’uncu ayındayım. Hamilelik sürecim de burada geçti. Her şey gayet yolunda. Gayet başarılı ilgili bir yer. Tüp Bebek Merkezi’ne özel hastane kadar ilgi gösterdiği için teşekkür ediyoruz. Bu süreç zor değildi. Çok şükür rabbim nasip etti. Herkese de nasip etsin. Her şey çok güzeldi. Hamilelik sürecimi de burada hocam takip etti. Nasip olursa doğumum da burada olacak. Ben başka bir hastaneye gitmiştim. Orada fakülte olduğu için ne olacağını bilmiyorduk. Buraya doktorumuzun adını duyup geldik. Her şey yolunda gitti, o yüzden mutluyuz.”

    “Hastalarımızın memnuniyeti üst seviyede”

    5 yıldır ÜYTE’de görev yapan Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı ve Tüp Bebek Uzmanı Dr. Teoman Haluk Minsin, aynı zamanda ünite sorumlusu. Merkezin başarısı hakkında, “Türkiye’ye ve Dünyaya benzer oranla gebelik başarısı gösteren, yaklaşık 38 binin üzerinde hasta kabulü yapan ve 250’nin üzerinde canlı doğum gerçekleştiren bir tüp bebek merkezi olarak son derece başarılı bir konumda. Bundan ötürü gerçekten gururluyuz. Hastalarımızın memnuniyeti üst seviyede. Giderek artan oranlarda merkezimize başvuru var. Yaklaşık olarak aylık 100 siklusta doğru gidiyor. 90 ila 100 siklusta arasında bir tedavi gerçekleştiriyoruz. Sadece tüp bebek yok, aşılama tedavisi de yapıyoruz. Yılda yaklaşık 250 civarında aşılama tedavisi de gerçekleşiyor. Bunlardaki gebelik oranları dünyadaki oranlarla benzer. Tüp bebekle ilgili olarak özellikle yüzde 50-55 seviyelerinde oran var” ifadelerini kullandı.

    “Yurtdışından gelen hastaların artmasını istiyoruz”

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı ve Tüp Bebek Uzmanı Dr. Merdan Ali Merdanoğlu ise merkeze çevre illerden sık sık hasta geldiğini belirterek, “Adı Tüp Bebek Merkezi olarak geçse de aslında bir kısırlık teşhis ve tedavi merkezi. Bize çocuk sahibi olmak için başvuran hastalara yardımcı oluyoruz. Hastanın ihtiyacına göre bir tedavi modeli belirliyoruz. Bazı hastalara kısırlıkla ilgili gerekli tetkikleri yaptıktan sonra sorun varsa tespit ediyoruz ve buna göre de tedavi uyguluyoruz. Bazı hastalara hap tedavileri bazılarına aşılama tedavisi, bazı hastalara da tüp bebek tedavileri ile yardımcı olabiliyoruz. Tüp Bebek Merkezimiz tam teşekküllü bir merkez. Bugün dünya standartlarında bir tüp bebek merkezine verilen tüm hizmetler veriliyor. Gayet donanımlı bir laboratuvarımız var. Gebelik başarı oranı olarak baktığımız zaman da başarılı oranlarımız var. Bu sadece tüp bebek uzmanlarını değil aynı zamanda arkamızda çok sağlam bir laboratuvar desteği olduğunu da gösteriyor. Yabancı hasta olarak çok yoğun bir sirkülasyonumuz olduğunu söyleyemeyiz ama tek olarak Türkiye Cumhuriyetlerden hastalarımız olabiliyor. Yurtdışından gelen hastalarımız oldu. Rus kökenli bağlantılı ülkelerden gelen hastalar oldu. Türkiye’nin her yerinden hasta geliyor. Hakkari’den Van’dan İstanbul’a, batı şehirlerden hastalar geliyor. Özellikle Kütahya, Bilecik, Eskişehir eksenli hasta yoğunluğumuz var. Sadece Eskişehir’e değil bölge halkına hizmet ediyoruz. İlk açıldığımız zamandaki tedaviyle gebe kalan hastamız sonrasında tekrar başvurdu. İkinci çocuğunu doğurdu. Yurtdışından gelen hastaların artmasını istiyoruz” diye konuştu.

    “15 gün sonra hastadan gebelik testi istiyoruz”

    Merkezde 4 yıldır Laboratuar Sorumlusu olarak görev yapan Embriyolog Dr. Ayça Işık ise şöyle konuştu:

    “Başladığımızdan bu yana giderek artan sikluslar yapıyoruz. Burada yapılan işlemler dünyada yapılan işlemlerle birebir aynıdır. Herhangi bir eksiklik ya da olmayan bir işlem yok. Gerek cihaz farkımız gerek ekibimizin tecrübesi sayesinde son derece başarılı sonuçlar alıyoruz. Kısırlık nedeniyle kliniğe başvuran hastaların laboratuvar tedavisine kadarki aşamalar kadın doğum uzmanları tarafından organize ediliyor. Laboratuvarın sorumlulukları, erkek hastalardan toplanan spermlerle ilgili işlemler yapmak. En ön planda yapılan işlem mikro enjeksiyon. Tüp bebek merkezlerinde iki ana laboratuvar bulunur. Androloji laboratuvarı ve embriyoloji laboratuvarı. Androloji laboratuvarında spermler hazırlanır. Embriyoloji laboratuvarın sorumluluğu ise kadın doğum uzmanları tarafından yapılan tedavide kadın hastalardan elde edilen yumurtalardan embriyo elde etmek. Bu işlemin ismi mikro enjeksiyondur. Embriyolar donuyor, çözülüyor, sperm dondurma, hazırlama işlemleri var. Yumurta toplama işlemleri var. Yumurtanın mikro enjeksiyon için hazırlanması işlemi var. Transferden 12 ya da 15 gün sonra hastadan gebelik testi istiyoruz. Laboratuvar ekibi olarak gebelik testinin sonucunun pozitif olmasını bekliyoruz. En istenen sonuç da canlı doğum. İlk gebelik testinin sonucunun pozitif olması herkesi elbette mutlu eder. Ama nihai sonuç sağlıklı bebeğin annenin kucağına verilmesidir.”

  • Ogün Samast bugün hakim karşısında

    Ogün Samast bugün hakim karşısında

    Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in 19 Ocak 2007’de öldürülmesine ilişkin hakkında ’silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek’ suçundan 10 yıla kadar hapis talebiyle yeni dava açılan ve 15 Kasım 2023’de tahliye edilen Ogün Samast’ın, birleşen 11 sanıklı örgüt davası çerçevesinde bugün hakim karşısına çıkacak. İstanbul 14.Ağır Ceza Mahkemesi’nde saat 10.00’da başlayacak duruşmaya tutuksuz sanık Samast’ın, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlanması bekleniyor.

    Olayın geçmişi

    Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in 19 Ocak 2007’de öldürülmesine ilişkin İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nce bir kısım kamu görevlilerinin cinayetin işleneceğinden önceden haberdar oldukları ve cinayeti önlemek adına görevlerini yerine getirmedikleri gerekçesiyle dava açılmıştı. Yapılan yargılamalar sonucu İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi bir kısım şüpheliler hakkında suç duyurusunda bulunmuştu.

    İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yeni hazırlanan iddianamede İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 12 Nisan 2021’de suç duyurusunda bulunduğu belirtilirken, iddianamede Dink ailesi ’müşteki’ sıfatıyla, Ogün Samast ise ’suça sürüklenen çocuk’ sıfatıyla yer almıştı. Hazırlanan iddianamede, suça sürüklenen çocuk sıfatıyla yer alan Ogün Samast’ın ’silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek’ suçundan 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edilmişti.

    Daha sonra İstanbul 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan dava dosyası, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki 11 sanıklı örgüt davasıyla birleştirilmişti. Öte yandan, Samast’ın dosyasının birleştirildiği örgüt davasına ilişkin hazırlanan iddianamede ise şüpheliler Yahya Öztürk ve Adem Sağlam’ın ‘anayasayı ihlal’, ‘belli bir yükümlülüğün ihmaliyle kasten öldürmeye neden olmak’ ve ‘silahlı terör örgütüne üye olmak’ suçlarından ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet ile 22 yıl 6’şar aydan 35’er yıla kadar hapis cezasına çarptırılmaları talep edilmişti.

    İddianamede şüpheliler Ramazan Akyürek, Faruk Sarı ve Ali Fuat Yılmazer’in ‘anayasayı ihlal’ suçundan ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapisleri talep edilirken, diğer şüpheliler Yasin Hayal, Zeynel Abidin Yavuz, Tuncay Uzundal, Erhan Tuncel, Ersin Yolcu, Ahmet İskender’in ‘terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme’ suçundan 5’er yıldan 10’ar yıla kadar hapis cezaları talep edilmişti.

  • Dondurucu soğukta zorlu ekmek mücadelesi

    Dondurucu soğukta zorlu ekmek mücadelesi

    Dünyada sadece Van Gölü’nde yaşayan ve her yıl 15 Nisan-15 Temmuz tarihlerinde üremek amacıyla tatlı sulara göç ettiği için avlanması yasaklanan inci kefali, binlerce ailenin geçim kaynağını oluşturuyor. İlkbahar mevsiminde tatlı sulara gerçekleştirdiği göç ile hafızalarda yer edinen inci kefali, kış mevsiminde balıkçıların yüzünü güldürdü. Sabahın erken saatlerinde teknelerle Van Gölü’ne açılan balıkçılar, yörede bilinen kış balıkçılığı için her gün ağlarını Van Gölü sularına bırakıyor. Bazen dolu bazen boş çıkan ağlar onlarca balıkçı ailesinin tek geçim kaynağı olmaya devam ediyor. Van Gölü’nün soğuk mavi sularına ağlarını atan balıkçılar akşama kadar zorlu bir av ile evlerine ekmek götürmenin mücadelesini vermeye devam ediyor.

    “İnsanlığın var olduğu ilk günden günümüze kadar değişmeyen tek unsur gıda”

    YYÜ Su Ürünleri Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Akkuş, “Van Gölü 3 bin 712 kilometrekare yüzey alanı ile beraber dünyadaki en büyük sodalı gölünü oluşturuyor. Yaşadığımızı son kovit-19 pandemisi ve dünyadaki diğer olaylar artık gıdanın ne kadar önemli olduğunu bize bir kere daha gösterdi. Bu açıdan ülkemiz iç sularındaki avcılık yoluyla elde edilen toplam üretimin üçte birlik gibi devasa bir bölümünü karşılayan Van Gölü’ndeki inci kefali her geçen yıl yükselen bir değer haline gelecek. Teknolojiniz ne kadar gelişirse gelişsin dünyadaki değişmeyen tek şey gıda ihtiyacı. İnsanlığın var olduğu ilk günden günümüze kadar değişmeyen belki de tek unsur gıda. Bu noktada inci kefali her yıl yükselen ve değer kazanan önemli bir meta haline gelecek. Van Gölü’nde yaşayan inci kefalleri yaz aylarında göl suyu sıcaklığının armasıyla beraber yüzeye yakın bir şekilde hareket ediyor. Yaz ayı geldiği zaman derinliğin 1-2 metre olduğu sularda görüyoruz. Fakat kış mevsimi geldiğinde havan soğumasıyla birlikte özellikle yüzey suların sıcaklığının düşmesiyle beraber inci kefalleri derinlere doğru hareket ediyor. Geçtiğimiz yıl Aralık ayının başında inci kefalleri 60-70 metrelerdeydi. Fakat bu sene 48-50 metrelerde gezdiğini dolaştığını görüyoruz. Dolayısıyla Van Gölü’nün aslında geçen yıla göre tam olarak soğuyamadığını gösteriyor bize. Göl soğuduğu zaman inci kefalleri daha da derinlere inecek” dedi.

    “Van Gölü ve inci kefali çok hassas bir yapıya sahip”

    Akkuş, “İnci kefalinin geçtiğimiz yıllara göre boyunda bariz bir artış var. Geçtiğimiz yıllarda ağ göz açıklığı 18 milimetrelik ağlar kullanılırken bugün 22-24 milimlik ağların kullanıldığını görüyoruz. Bu balığın boyunun attığını çok bariz bir göstergesi. Prof. Dr. Mustafa Sarı tarafından hazırlanan balıkçılık yönetimi ile beraber inci kefalinin artık boyu büyüdü. Bu seneki balık bolluğu geçen sene ile aynı seyirde devam ediyor. Fakat Van Gölü ve inci kefali çok hassas bir yapıya sahip. Van Gölü’ndeki inci kefalleri bu bollukta avlanmaya devam etmesi için koruma çalışmalarından taviz verilmeden sürdürülmesi gerekiyor. Ayrıca yaz aylarındaki üreme döneminde yani göldeki inci kefalleri akarsuları göç ettiği zaman, akarsu yataklarında mutlaka suyun olması gerekiyor. Bunun için de özellikle Bendimai Çayı gibi büyük akarsulardaki suyun tamamının tarımsal sulamaya kesilmemesi gerekli. Geçen sene bildiğiniz gibi Devlet Su İşleri (DSİ) Bölge Müdürlüğü tarafından Bendimaçi Çayı yatağındaki suyun tamamı tarımsal sulamaya kesildi ve o bölgede göç sekteye uğradı. İnci kefali göçücü bir tür. Üremeyen hiçbir canlı neslini devam ettiremez. Şayet Van Gölü’nde inci kefalinin neslinin devam etmesini istiyorsak yüz binlerce yıldır göldeki varlığını ileriki nesillere aktarmak istiyorsak üreme dönemi hem koruma çalışmalarına hem aralıksız devam etmek gerekiyor hem de akarsu yataklarındaki suyun tamamını tarımsal sulamaya almamamız gerekiyor” şeklinde konuştu.

  • İnceler Barajında hedef 30 ton balık

    İnceler Barajında hedef 30 ton balık

    Şırnak Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisinin hazırladığı proje ile 5 bin adet somon balığı yavrusu ve 70 bin adet alabalık yavrusu Uludere İnceler Barajına bırakıldı. Bahar aylarında yapılması planlanan balık üretiminin hasadı 30 ton olarak hedeflendi.
    Şırnak Üniversitesi tarafından yürütülen, Tarım ve Oman İl Müdürlüğünün de ortaklaştığı proje çerçevesinde Uludere İnceler Barajına toplamda 75 bin somon ve alabalık yavrusu bırakıldı. Balık hasadının 2022 yılında başladığı proje dahilinde kafeslerde üretim sonrası 30 ton balık hasadı bekleniyor. Toplamda 75 bin balığın bırakıldığı anları Şırnak Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Abdurrahim Alkış ve Uludere Kaymakamı Bekir Yalçın yerinde inceledi.

    Şırnak ve yöresinde girişimciliğin geliştirilmesi, yerel halkın tatlı sularda kafes balıkçılığının yapılabildiğini ve bu kapsamda ekonomik faaliyetlere öncülük yapıldığının gösterilmesi amacıyla başlatılan proje ile hem yöre halkına ekonomik girdi hem de bilinçlendirme faaliyetleri de veriliyor.

  • Mahkumlar için ‘Adalet Halk Kütüphanesi’

    Mahkumlar için ‘Adalet Halk Kütüphanesi’

    Düzenlenen açılış törenine Kayseri Valisi Gökmen Çiçek, Kayseri Cumhuriyet Başsavcısı Habib Korkmaz, İl Kültür ve Turizm Müdürü Şükrü Dursun, İl Sağlık Müdürü Mehmet Erşan, İl Emniyet Müdürü Kamil Karabörk ve protokol üyeleri katıldı. Programa Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ve Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy da Ankara Sincan Cezaevinden online olarak katıldı.

    Açılışta konuşan Kayseri Cumhuriyet Başsavcısı Habib Korkmaz, “Ortada güzel bir hizmet var. Sayın bakanlarımız gerekli açıklamaları yaptılar kütüphanelerle ilgili. Burada kütüphanemizde 10 bin 560 tane kitap bugüne kadar temin edildi ve her 15 günde bir mahkumlarımızdan liste alınıyor. Onların istedikleri kitaplar da görevlilerimiz tarafından kendilerine ulaştırılıyor. 15 gün sonra okuduklarını alıyoruz, yeni taleplerini de karşılıyoruz. Bu vesile ile burada güzel bir hizmet yürütülüyor. Ben emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum. Başta Kültür Bakanlığımıza ve İl Kültür Müdürümüz Şükrü Dursun bey ile ekibine ve emeği geçen herkese. Hayırlı uğurlu olsun” dedi.

    Vali Gökmen Çiçek de konuşmasında, “Az önce hep beraber kütüphanemizi hep beraber gezdik. Muhteşem bir kütüphane. Başsavcımızın söylediği gibi 11 bin kitap, günlük 250 kişinin istifadesi, hem tutuklu hükümlülerimiz hem çalışanlarımız ve aileleri, herkesin istifadesine sunulmuş olan bu kütüphane aynı zamanda il kütüphanelerimizle koordine halinde. 11 bin kitap gibi görünen aslında kitaplıkları ilin diğer kitaplıklarıyla beraber 80 bin kitaba kadar ulaşabilmekte buradaki arkadaşlarımız. Hem teşhiri ile hem seçilen renkleri ile gerçekten iç açıcı, muhteşem. Biz de daha öncesinde cezaevindeki hükümlü arkadaşlarımızı ziyaret etmiştik. Orada bu kütüphaneden dolayı çok ciddi memnuniyetlerini ifade etmişlerdi.

    Mutlu olduklarını ifade etmişlerdi. Biz hem bakanlarımıza çok teşekkür ediyoruz. Hem başsavcımıza, komisyon başkanımıza, cezaevi müdürümüze ve İl Kültür Müdürümüze böyle muhteşem bir kütüphaneyi hizmete açtıkları için Kayseri Valisi olarak çok mutlu olduğumu ifade ediyor hayırlı uğurlu olsun diyorum” ifadelerine yer verdi.
    Konuşmaların ardından protokol tarafından açılış kurdelesi kesilerek Adalet Halk Kütüphanesi hizmete açıldı.

  • Depremzede çocuklar fidan dikti

    Depremzede çocuklar fidan dikti

    Türkiye İzcilik Federasyonunca düzenlenen Asrın Dayanışması Yaz İzcilik Kampına katılan depremzede çocuklar, Çevre Kuruluşları Dayanışma Derneğinin (ÇEKUD) koordinasyonuyla deprem sonrası gösterilen yardımseverlikten dolayı tüm Türkiye’ye teşekkür etmek için elleriyle tohum toplarını üretti. Kampa katılan depremzede öğrencilerle, temel izcilik eğitiminin yanı sıra kurulan atölyede kurutulan tohum topları, her bir şehre 1000 adet olacak şekilde ülkenin tüm kentlerine gönderildi.

    Bu çerçevede Mersin’e gönderilen 1000 akasya tohum topu ile 1000 fidan, Orman Bölge Müdürlüğü, Çevre Kuruluşları Dayanışma Derneği İl Temsilciliği ve Türkiye İzcilik Federasyonu temsilcilerinin katılımı ile Kuyuluk Ağaçlandırma Sahasında yapılan etkinlikle, depremzede öğrencilerle birlikte toprakla buluşturuldu.
    Etkinliğe Mersin Orman Bölge Müdürü Mustafa Yalçın, ÇEKUD İl Temsilcisi Cevdet Akkaymak, dernek üyeleri ve Türkiye İzcilik Federasyonu üyelerinin yanı sıra öğrenciler katıldı.

  • Herkesin iki dikili ağacı oldu

    Herkesin iki dikili ağacı oldu

    ‘Kocasinan’da herkesin dikili bir ağacı olsun’ parolasıyla çalıştıklarını belirten Başkan Çolakbayrakdar, yapılan çalışmalarla Türkiye Yüzyılı’nında Kocasinan nüfusunun iki katı ağaç diklerini ifade etti.

    Kocasinan’da daha fazla park ve yeşil alan oluşturarak, ilçeyi dünya normlarının üzerine çıkartan Başkan Çolakbayrakdar, “En fazla önem verdiğimiz konuların başında yeşil alan ve ağaçlandırma çalışmaları gelmektedir. Hem kentsel dönüşüm alanlarında hem de diğer bölgelerimizde insanların daha güzel vakit geçirebilecekleri ve daha mutlu olabilecekleri parklar ve yaşam alanları inşa ediyoruz. Ağaçlandırma faaliyetleri kapsamında her yıl 100 bin adet ağacı toprakla buluşturuyoruz. Ayrıca fidanlığımız ve seramızın alt yapısını güçlendirip, daha fazla yeşil alan için çalışıyoruz. Diktiğimiz ağaçların yanı sıra her geçen gün altyapısını güçlendirdiğimiz fidanlığımızda 400 binden fazla ağaç ve fidan hazır halde toprakla buluşmayı bekliyor” ifadelerini kullandı.

    Başkan Çolakbayrakdar, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Ağaçlandırma faaliyetleri kapsamında ilçemize 2015 yılında 40 bin metrekare, 2016 yılında 88 bin metrekare, 2017 yılında 250 bin metrekare, 2018 yılında 425 bin metrekare, 2019-2020 – 2021 yılında 200 bin metrekare alandan fazla yeşil alan, 2022 yılında 345 bin 500 metrekare bu yıl ise 232 bin 500 metrekare yeşil alan kazandırdık. 2015 yılında 40 bin ağaç, 2016 yılında 70 bin ağaç, 2017 yılında 100 bin ağaç, 2018 yılında 125 bin ağaç, 2019 yılında 100 bin ağaç, 2020 yılında 100 bin ağaç, 2021 yılında 100 bin ağaç, 2022 yılında 126 bin ağaç, bu yıl ise 132 binden fazla ağacı toprakla buluşturduk. Yani 9 yılda 878 bin ağaç diktik. Yaptığımız yatırımlar hem bugünümüze hem de geleceğimize yöneliktir” şeklinde konuştu.
    Başkan Çolakbayrakdar, Kocasinan’ı daha da güzelleştirmek adına benzer projeleri hayata geçirmeye devam edeceklerini belirterek sözlerini noktaladı.

  • Mozaik tablolar 600 dolardan satılıyor

    Mozaik tablolar 600 dolardan satılıyor

    Türkiye’nin güneyinde yer alan Suriye’de yaşanan iç savaş sonrası milyonlarca insan ülkemize göç etmişti. Savaş sonrası hayatları ve meslekleri değişen Suriye vatandaşları, Türkiye’de çeşitli meslek gruplarına yöneldiler. Savaş sonrası Hatay’ın Reyhanlı ilçesine göç eden resim öğretmeni Mehmed Eldeni de burada yeni bir yaşam kurdu. Sanat eserleri konusunda yetenekli olan Eldeni, Reyhanlı ilçesinde mozaik ürünleri konusunda kendini geliştirerek bu alanda tablolar üretmeye başladı. Başarısıyla ve eserleriyle takdir toplayan Eldeni, Türk ortağıyla birlikte işlerini geliştirerek namını ülke sınırlarının dışına taşıdı. Reyhanlı’da bulunan mozaik atölyesinde yaklaşık 30 çalışanı bulunan Eldeni’nin metrekaresini 600 dolardan sattığı tablolar; Amerika, Fransa, Almanya, Kanada ve Avustralya olmak üzere dünyanın dört bir yanına satıyor.

    “Daha çok uluslararası satış yapmaya çalışıyoruz”

    Ürünlerini daha çok yurt dışına sattığını ifade eden Eldeni, “2010 yılına kadar bu işi Suriye’de yaptık. Savaştan sonra 2011 yılında Türkiye’ye geldik. Burada bu işi yapmaya çalışıyoruz. Daha çok uluslararası satış yapmaya çalışıyoruz. Avrupa, Amerika, Arap ülkelerinde ve Türkiye’de alıcılarımız var. Amerika, Fransa, Almanya, Kanada ve Avustralya olmak üzere en çok satışımız bu ülkelere var. İnternet üzerinden satmaya çalışıyoruz. Dünyanın her tarafına satmaya çalışıyoruz. İnternet üzerinden pazarlama yapmaya çalışıyoruz” dedi.

    20 bin taş bulunan 1 metrekare eser 600 dolar

    Yurt dışına 600 dolardan satılan bir metrekare eserde yaklaşık 20 bin taş bulunduğunu belirten Eldeni, “Bizde 22 çalışan ustamız var, 5 kişi de kesim işleri yapıyor. Dokuma işlerini yapan kadınlar da var. Eserin yapımı büyüklüğüne göre, taşın inceliğine göre değişiyor. Kimisi 10 gün, kimisi 4 gün, kimisi 20 gün, 1 ayda ve 2 ayda yapılan eserler var. Yapılan eserin büyüklüğüne ve taşına göre yapım süresi değişiyor. Türkiye’de metresini dolar ile satıyoruz. Metrekaresini Türkiye’de 200 ile 400 dolar arasında satıyoruz. Dış ülkelere de 600 dolardan başlayan fiyatlarla satıyoruz. Bir metrekarede yaklaşık 20 bin taş bulunuyor. Taşın büyüklüğüne, küçüklüğüne göre de bu sayı değişebiliyor” ifadelerini kullandı.

    “21 tablo var, Amerika’ya gidecek”

    Atölye çalışanı Veli Engir, 21 tablonun Amerika’ya gönderilme aşamasında olduğunu belirterek, “Biz mozaik üzerine çalışıyoruz. 23 çalışanımız var. Şimdi bu mozaik hazır; 21 tablo var. Amerika’ya gidecek. 81 tablo da Filistin’e gidecek” dedi.