Etiket: güncelhaberler

  • Zeytin üreticisi zamanla yarışıyor

    Zeytin üreticisi zamanla yarışıyor

    Türkiye’nin en çok zeytin ağacı varlığına sahip Aydın’da, zeytin hasat sezonu başladı. ‘Yok yılı’ olmasından dolayı bu yıl rekoltenin ciddi derecede az olduğunu belirten üreticiler Akdeniz meyve sineğinden dolayı dökülen ürünlerini bir an önce toplayabilmek hasada erken başladı. Zeytinyağı fiyatının yüzde 200 oranında yükselmesiyle birlikte üreticinin en kıymetli ürünlerinden birisi zeytin oldu. Aydın Ovası’nda son günlerde etkili olan yağış ve fırtınanın ardından yoğun bir dökülme yaşayan zeytinler, çiftçileri harekete geçirdi. Zeytin bahçelerine inen üreticiler, dökülen zeytinlerin telef olmaması için yoğun çaba sarf ediyor.

    Zeytinlerini hasat edebilmek için Hollanda’dan geldiğini belirten Yahya Mamağa; “Bu yıl az da olsa bizim bahçemizde zeytin vardı. Geçtiğimiz yıllarda Nisan ayına kadar zeytin meyvesi ağacında bekliyordu. Ancak bu yıl yaşanan Akdeniz meyve sineği salgınından dolayı zeytinler hemen dökülmeye başladı. Biz de ürünlerimiz telef olmasın diye hasadı erkene aldık. En büyük sıkıntı işçi bulma sıkıntısı. Rica minnet bulduğumuz işçilerle birlikte zeytini hasat ediyoruz” dedi.

    Ayrıca bu yıl yaşanan kuraklıktan dolayı zeytinde, yağ veriminin düşük olduğu ve Akdeniz meyve sineğinden dolayı asit oranının ise yüksek olduğu belirtildi.

  • Cips hırsızı köpek kamerada

    Cips hırsızı köpek kamerada

    Kastamonu’nun İnebolu ilçesinde bir büfenin önündeki cipsi çalan köpek uzaklaşarak koştu. Büfen uzaklaşan köpek, yol Karadeniz Mahallesi’nde yol kenarında oturarak çaldığı cipsi yedi. O anlar ise vatandaşlar tarafından kamera ile görüntülendi.

    Yaşanan olaya şahit olan büfe işletmecisi Mustafa Gürsoy, yaşanan olay karşısında şaşırdığını söyledi.

  • Fırtınadan kaçan hamsiler tezgahlarda satılıyor

    Fırtınadan kaçan hamsiler tezgahlarda satılıyor

    Marmara Denizi’nin Tekirdağ kıyılarında etkili olan şiddetli lodos, bugün etkisini büyük oranda yitirdi. Fırtına sonrasında seyyar balıkçılar, tezgahlarının açarak balık satışına başladı. Tekirdağ’ın Süleymanpaşa ilçesindeki seyyar tezgahları başta hamsi olmak üzere istavrit ve palamut süslerken, hamsinin kilosu 50, istavritin kilosu 50, palamudun tanesi ise 100 liradan satılıyor.
    Süleymanpaşa ilçesinde balık satışı yapan Engin Şınık, fırtınalı günlerde balığın çok pahalı olduğunu ifade ederek fırtınadan hemen sonra bu sabah bol bol hamsi geldiğini ifade etti. Hamsinin fırtınadan kaçtığını ve Karadeniz’in Kırklareli kıyılarına gittiğini de dile getiren Şınık, hamsinin Kıyıköy’den geldiğini belirtti.
    Engin Şınık yaptığı açıklamada, “Bugün tezgahımızda hamsi, istavrit ve palamut var. Hamsinin kilosu 50, istavrit 50, palamudun tanesini ise 10 liraya satıyoruz. Bugün fiyatlar düşük, bir bakarsınız 40 liraya da satılabilir, 35 liraya da satılabilir. Balıklarımız çok taze. Bunlar Karadeniz hamsisidir. Kırklareli Kıyıköy’den gelen hamsiler lezzetli ve herkese tavsiye ediyorum” dedi.
    Şınık, açıklamasının devamında bu hamsilerin fırtınadan kaçtığını da ifade ederek, vatandaşları balık almaya davet etti.
  • Şanlıurfa’da deprem konutları hızla yükseliyor

    Şanlıurfa’da deprem konutları hızla yükseliyor

    Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Toplu Konut İdaresi (TOKİ) Başkanlığı tarafından depremlerden etkilenen 11 il arasında yer alan Şanlıurfa’da yapılması planlanan 16 bin 782 kalıcı konut ve köy evinden, temeli atılan 4 bin 469 konutta çalışmalar sürüyor. Afetzedeler için merkez Eyyübiye ile Karaköprü ve Birecik ilçelerinde tünel kalıp sistemiyle 3+1 ve 2+1 olarak yapımı süren 897 konutun büyük kısmı tamamlandı. 3 ilçede yapımı tamamlanma aşamasına gelen 897 konutun Aralık ayında depremzedelere teslim edilmesi planlanıyor. Konutların bulunduğu bölgelerde çocuk oyun alanları, yeşil alanlar, otopark, spor alanları ve dükkanlar da yer alıyor.

    Köy evlerinde de çalışmalar sürüyor

    Konutların yanı sıra köy evlerinde de çalışmalar devam ediyor. Haliliye ilçesine bağlı Gürpınar Mahallesi’nde yıl sonunda 22 adet köy evi hak sahiplerine teslim edilecek. Yapılması planlanan 3 bin köy evinin 401’inin de yapım çalışmaları sürüyor.

    TOKİ’de görevli uzman Melih Dilmaç, Eyyübiye’de yapımı devam eden konutlarla ilgili açıklamasında, “Şanlıurfa’da 4 bin 469 adet deprem konutu yapım sürecimiz hızla devam ediyor. Eyyübiye ilçesi Batıkent Mahallesi 363 konut 5 dükkan deprem konutları alanındayız. Konutlarımız depreme dayanıklı olacak şekilde tünel kalıp sistemiyle radyan temel üzerinde tasarlanmıştır” ifadelerini kullandı.

  • Çilek üreticisi tarlaya indi

    Çilek üreticisi tarlaya indi

    Örtü altı sebze ve meyve üretiminin yaygınlaşması ile birlikte Aydın’da kış çileği üretimi de yaygınlaştı. Aydın’ın Sultanhisar ve Köşk ilçeleri başta olmak üzere Koçarlı, Efeler ve Yenipazar ilçelerinde kış çileği için hazırlıklar başladı. Kasım ayında dikilen çileklerin Mart ayında meyve vermesi bekleniyor.

    Aydın’da her geçen artan çilek üretiminde 2023 yılını mutlu geçiren üreticiler 2024 yılı için hazırlıklara şimdiden başladı. Yaklaşık bir aydır fide hazırlamak için mesai harcayan üreticiler, adeta zamanla yarışarak çilek fidelerini toprakla buluşturdu. Yıllık ortalama 65-70 bin ton çilek üretiminin yapıldığı Büyük Menderes Ovası’nda bu yıl mevsim şartlarının normal seyretmesi halinde rekoltenin daha da artması bekleniyor.
    Yaklaşık 15 bin dekar alanda çilek üretiminin yapıldığı Aydın’da kış çilekleri Kasım ayı içerisinde dikilip Mart ayında hasada geliyor. Yaz çileği ise bahar mevsiminde dikilip yazın havaların ısınması ile birlikte hasat ediliyor.

    Aydın’da tarım sektöründe çalışmak isteyenler için yılın 12 ayı iş olduğunu ancak sektördeki en büyük sıkıntının çalışacak kişi bulunmaması olduğunu belirten işçiler, gençlerin tarım işi yapmak istemediğini belirttiler. Her gün sabah erkenden tarlaya gelen çiftçiler özel yöntemlerle hazırlanmış ve toprağı örtü alınmış alanlara çilek fidelerini dikiyor. Fideler yeşerdikten sonra çilek dikili tarlalar seraya dönüştürülüp kışın soğuktan korunarak meyve vermesi sağlanacak.

  • Mehmet Ali Erbil’den THY’ye tepki

    Mehmet Ali Erbil’den THY’ye tepki

    Erbil, katıldığı programda, “Turkish Airlines bunu söylemeyi biliyorum. Bugün anamızı ağlattı Turkish Airlines, mahsur kalmak bir yana saksı muamelesi yapıyorlar. Diyorlar, ’10 dakika sonra kalkacak’ 20 dakika geçiyor. Diyor, ‘5 dakika sonra kalkacağız’, 15 dakika geçiyor. Peki, kuleden haber bekliyoruz deyin. Niye insanları böyle bir duruma düşürüyorsunuz. Tek taraflı her şeylerini kabul etmişiz” diye konuştu.

  • Sinop’un 50 yıllık yorgancısı

    Sinop’un 50 yıllık yorgancısı

    Sinop’ta yaşayan 68 yaşındaki yorgan ustası Alaettin Karaahmetoğlu, çocukken çırak olarak başladığı yorgancılık mesleğini hala severek yapıyor. Karaahmetoğlu, 1981 yılından emekli olduğu 2004 yılına kadar Sinop’ta gardiyan olarak görev yaptığı dönemde de ek iş olarak yorgan ve yastık yapımına devam etti. 2019 yılında çalıştığı dükkanda müşterisinin yün çuvalında altın bulan Karaahmetoğlu, altını sahibine teslim ederek olayın gazetelerde yer almasından sonra gelen destekler sayesinde kendi dükkanını açmaya karar verdiğini anlattı. Çalıştığı dükkanı satın aldığını belirten Karaahmetoğlu, 2019 yılından bu yana kendi dükkanında müşterilerine hizmet veriyor. Sinop’un son yorgancısı olan Alaettin usta, mesleğin devam etmesi için bildiklerini öğretmeye hazır olduğunu söyledi.

    Yorgancılık mesleğine başlama serüvenini anlatan Karaahmetoğlu, “1965 yıllarında Trabzon’dan çıktım, Samsun’un Bafra ilçesine geldim. Orada ilkokuldan sonra yorgancılık mesleğine başladım. Mesleğimi uzun yıllar icra ettikten sonra askere gittim. Askerden geldikten sonra tekrar mesleğime devam ettim. Bu meslekten kopamadım, çünkü güzel bir meslek. Askerden sonra ben Sinop’a geldim. Sinop’ta 1977’den bu yana uzun yıllar çalıştım. 1981 yılında o dönem açılan bir sınavla cezaevinde infaz koruma memuru olarak göreve başladım. Fakat mesleğimi hiçbir zaman bırakamadım. Bu çok farklı bir meslek, insanın ruhuna işlediği zaman bundan kopmak mümkün değil. Mesleğimi memuriyet döneminde de yaptım. 2004 yılında emekli oldum, emekli olduktan sonra yine mesleğime devam ettim” dedi.
    2019 yılında yaşadığı bir olayla dükkan açmaya karar verdiğini söyleyen Karaahmetoğlu, “2019 yılında bir yorgancı arkadaşımın yanında çalışıyordum. O dönem bir müşterim tarafından yün çuvalında ziynet eşyası buldum. Bu dönemden sonra dükkan açmaya karar verdim. Bulmuş olduğum ziynet eşyalarını sahibine teslim ettim. Yanında çalıştığım arkadaş bu işi bırakacağını söyledi, ben dükkanını devraldım. Bir süre orada devam ettikten sonra şu anki bulunduğum dükkana geçiş yaptım. 3-4 senedir burada devam ediyorum” diye konuştu.

    “Sentetik ürünler tamamen bizim zararımıza”

    Elyaftan üretilen yorgan ve yastıkların hastalıklara neden olduğunu, bu yüzden yün ürünlerin tercih edilmesi gerektiğini söyleyen Karaahmetoğlu, “Son günlerde hekimlerimiz de yüne ağırlık vermeye başladı. İnsanların zamanla sağlıklarından oldukları saptandı. Çünkü hayatımıza giren sentetik ürünler tamamen bizim zararımıza. Sentetik üründen bahsederken elyaftan bahsediyorum. Bu işi yapan arkadaşlarımı tenzih ediyorum. Bundan para kazanıyorlar, fakat insanların sağlığı kaybolmuş durumda. Hastaneler dolu, çünkü sağlıksız ürünler kullanıyoruz. Ben daha çok yüne ağırlık verdim. Şu an işlerimde birinci kalite koza pamuğu kullanıyorum. Birinci kalite merinos kuzu yünü kullanıyorum. Kullandığım yünler merinos kuzu yününün yurt dışından geldiği söyleniyor. O yünlerin özelliği yazın asla ter yapmaz, sağlık deposu. Yattığınızda ve kalktığınızda herhangi bir yeriniz ağrımıyor ve yorgunluk hissetmiyorsunuz. Yünün özelliği bu” şeklinde konuştu.

    “Mesleğin kaybolmaması lazım”

    Çırak bulmakta zorlandıklarını ifade eden Karaahmetoğlu, mesleği öğrenmek isteyenlere yardım edeceğini belirterek, “Burada fazla yorgancı yok. Ben tekim, ben de bu işi sevdiğim için sanata olan aşkımdan dolayı yapıyorum. Emekliyim, bir şeyi başarmak, bir şey üretmek çok güzel bir şey. Bende onu yapmaya çalışıyorum. Tek büyük sorunumuz şu; mesleğimizi devam ettirecek nesil yetiştirmek mümkün değil. Kimse çocuğunu mesleğe vermiyor, çırak yetiştiremiyorsun. Ben bu mesleği Allah ömür verirse beş sene daha yaparım, ondan sonra meslek kaybolacak. Şu mesleğin kaybolmaması lazım. Halk Eğitim Merkezi’nde kurs olsa hanım kardeşlerimiz isteseler orada öğrenebilirler. Ben sanatımı onlara gösteririm, kendi iş yerimde öğretebilirim. Altı ay veya bir sene zarfında onlar da benim gibi yorgan dikebilir” ifadelerini kullandı.

  • Yapılan sucuklara talep büyük

    Yapılan sucuklara talep büyük

    Siirt’te kasım ve aralık aylarında yaylalardan dönen koyunların etinden yapılan sucuk, başta Siirt olmak üzere bir çok ilden yoğun talep görüyor.
    Siparişlere yetişemediklerini ve özelikle şehir dışından çok fazla talebin olduğunu belirten Kasap İdris Erkoyuncu, genellikle yaylalardan beslenen ve müşterinin seçimine göre yağlı veya yarım yağlı şeklinde olduğunu söyledi.

    Kasım ayında sezonun başladığını ifade eden Erkoyuncu, bu sene de çok rağbet görmeye devam ettiğini, sucukları yaylada yetişen koyun etinden yaptıklarını aktararak, her sene bu vakitlerde özel baharatların karışımıyla yapmakta olduklarını kaydetti.

    Siirt sucuğunun soğanlı olduğunu belirten Erkoyuncu, şöyle konuştu:
    “Vatandaşlarımız ve hemşehrilerimiz yoğun bir talep içerisindeler. Türkiye’nin birçok yerinden talep edilmektedir. Farklı illerde yaşayan Siirtlilerden bayağı talep bulunmaktadır. Bu sene fiyatlar biraz değişkenli gösteriyor. Geçen seneye oranla et maliyeti arttığından dolayı fiyatlar bu yıl artmış durumda. Geçen sene kurumuş sucuk 250 ile 350 TL arasındayken bu sene 600-700 TL arasındadır. Yaş sucuğun kilosu ise 400 TL’dir.”
    Müşteri Göktürk Bulak, Siirt sucuğunu her sene severek yemekte olduklarını ve herkese tavsiye ettiklerini dile getirdi.

  • Sofraların vazgeçilmez lezzeti

    Sofraların vazgeçilmez lezzeti

    Gaziantep turşusunun faydalarının saymakla bitmediğini, en önemli özelliğinin ise acı biberlerde bulunan C vitamini olduğunu söyleyen turşu satıcısı Atilla Duru, “Gaziantep’te ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yetişen acı biberler, turşunun hem rengini hem de tadını belirliyor” dedi.

    “Herkes kendi evinde mutlaka turşu yapar”

    Gaziantep’te turşu satıcısı Atilla Duru, çok çeşitli turşuların bulunduğunu söyledi. Duru, eylül ve ekim aylarının turşu zamanı olduğunu belirterek, “Bu aylarda herkes kendi evinde mutlaka turşu yapar. Yapamıyorsa hazır bir şekilde alır. Biz de bu talebe göre turşularımızı hazırlıyoruz. Süs biberi, tombul acı biber, domates, cin biberi turşusu, ezme turşu, kornişon, acı sos turşusu, acur, Antep biberi, lahana ve sarımsak turşusu gibi çok çeşitli turşularımız var. Her damak tadına uygun turşu bulabilirsiniz” ifadelerine yer verdi.

    “Kış aylarında soğuk algınlığına iyi gelir”

    Turşunun sağlığa da faydalı olduğunu belirten Duru, “Turşu, bağışıklık sistemini güçlendirir, ayrıca turşu suyu da çok faydalıdır. Özellikle kış aylarında soğuk algınlığına iyi gelir. Turşu suyu, boğaz ağrısına ve öksürüğe de iyi gelir” ifadelerini kullandı.

    “Püf nokta küçük olmasıdır”

    Turşunun yapılışı ve lezzeti ve püf noktalarına değinen Atilla Duru, “Acurlar küçük olmak şartıyla toplanır. Biberlerin de aynı şekilde küçük olanları ayrılır. Püf nokta sebzelerin küçük olmasıdır. Bidonun içine, biber, sarımsak ve turşu olacak diğer malzemeler konulur. Daha sonra turşu suyuna konulacak tuz, sirke ve limon tuzu ayarı yapılır. Belli bir süre olması için beklenir. Daha sonra bidonlara basılan turşu yemeklerin yanında tüketilir” şeklinde konuştu.

    “Daha çok yurt dışına satışımız var”

    Yurt dışına ve çevre illere de satış yaptıklarını aktaran Duru, “Daha çok yurt dışına satışımız var. En çok satış yaptığımız ülkeler ise Almanya ve Hollanda’dır. Çevre illerden satış yaptığımız iller ise şu şekilde; İzmir, İstanbul, Ankara, Bursa ve Gaziantep’e daha önce gelen kişiler tarafından da talep çok fazla diyebiliriz” ifadelerine yer verdi.
    Fiyatların yüzde 100 artığını söyleyen Duru, “Geçen yıla oranla fiyatlarda yüzde 100 zam var. Bu yıl fiyatlarımız ise 280-300 arasında değişmektedir” diye konuştu.

  • Depremde tüm ailesini kaybetti

    Depremde tüm ailesini kaybetti

    Kahramanmaraş merkezli asrın felaketinin etkilediği hayatlardan biri de 12 yaşındaki Abdulkadir Gökkaya oldu. Abdulkadir Gökkaya, depremde ailesini, 3 kardeşini, birçok yakınını kaybettiği gibi aynı zamanda 3 gün kaldığı enkaz altında bir de bacağını kaybetti. Enkazın altından sağ kurtarılan Gökkaya’nın kangren olan bacağı hastanede ampute edildi. Uzun süre hastanede tedavinin ardından harekete geçen İrade Adımları Derneği, Gökkaya için uygun protez bacak yaptı. Abdulkadir Gökkaya, takılan protezle 7 ay sonra tekrar yürüyerek eğitim hayatına başladı.

    “Enkaz altında kalarak da sağ dizin altından uzvunu kaybetti”

    İrade Adımları Derneği Gaziantep Şubesi’nde görevli Ortez ve Protez Teknikeri Ezgi Sonar, “6 Şubat 2023 tarihinde yaşanan depremde, Gaziantep’te bulunan ben ve diğer çalışma arkadaşlarım bizzat etkilendik. Deprem bölgelerine giderek uzuvlarını kaybeden insanların yaralarına bir nebze de olsa merhem olmak istedik. Zorlu da olsa onlara ulaştık. Onlardan biri de 12 yaşlarında olan ve Nurdağı’nda yaşayan Abdulkadir Gökkaya. Abdulkadir bu depremde ebeveynlerini ve enkaz altında kalarak da sağ dizin altından uzvunu kaybetti. Amcasının oğlunun kucağında merkeze utangaç ve umutsuz gelişinden ne kadar etkilensek de merkezden daha umutlu ve güler yüzle göndermenin gururunu bütün ekip arkadaşlarıyla yaşadık” dedi.

    “Başlarda yürüyeceğine dair inancı yoktu, fakat okula gitmek istiyordu”

    Abdulkadir’in tekrar yürüyebileceğinde umudunun olmadığını hatırlatan Sonar, “Başlarda yürüyeceğine dair inancı yoktu, fakat okula gitmek istiyordu. Sağ diz altından ampute ve sol ayakta da düşük ayak vardı. Ayrıca uzuv kaybından sonra psikolojik sebepli fantom hissi ve ekstroseptif algı, dokunma basınç karıncalanma kaşıntı gibi hisleri mevcuttu. Bu psikolojik ve fizyolojik etkenleri fizik tedavi ve psikolojik yardımla atlatıp protez işlemlerine başladık. Öncelikle Abdulkadir için en uygun olan pasif vakum sistem protezini seçtik. Abdulkadir’in gözlerindeki o ilk ışığı görmüş olduk. Bir haftanın sonunda merkezimize protezine adaptasyon sağlamış ve daha mutlu şekilde geldi. Protezinin daha sağlam hafif ve konforlu olması için karbon malzemeler kullandık. Son olarak da sekteye uğramamış bacağından ölçüler alıp protezi için kozmetik uygulaması yapıp bacak görünümü verdik. Son denemelerini yapıp onu daha umutlu ve daha güçlü adımlarla gönderdik” diye konuştu.

    “Enkazın altında 3 gün kaldım”

    Nurdağı’ndaki evlerinde depremde enkaz altında 3 gün kalan 12 yaşındaki Abdulkadir Gökkaya, “6 Şubat depreminde ayağımı kaybettim. Nurdağılıyım, enkazın altında 3 gün kaldım. Ailemi kaybettim, amcam ile yaşıyorum. İrade Adımları Derneği’nden ilk protezimi kullandım. Bu protezle okula gidiyorum geliyorum. Galeri var, galeriye gidiyorum ara sıra. Yeni açılan bir hastane vardı. Enkaz altında ayağım kangren olmuştu. Gaziantep Doktor Ersin Arslan Hastanesi’nde aldılar ayağımı. O yüzden üstten ampute ettiler” diyerek, hastanede yaşadıklarını anlattı.

    Depremde tüm ailesini kaybetti

    Protez bacağa kavuşmanın sevincini yaşayan Abdulkadir Gökkaya, “Çok güzel bir his. Yani yedi ay yürüyemiyorsun, adım atıyorsun. Ben depremde tüm ailemi kaybettim. Dört kardeştik ve ben tek kaldım. Enkazın altında 3 gün kaldım. Üç gün kötü geçti. Enkazın altında çok susamıştım. Dişimle ısıra ısıra dudağımı patlatmıştım, oradan kanımı içmiştim. Duvarın köşelerine yapılan kartonpiyeri yemiştim” diyerek enkaz altında yaşadıklarını anlattı.