

Söğüt ilçesine bağlı Savcıbey Köyünde 25 yıldır arıcılık yaptığını ve geçimini arıcılıkla sağladığını belirten Teyfik Can, bir haftada 2 sefer arı kovanlarına ayıların saldırdığını söyledi. Can, şöyle konuştu:
“Geçimimi arıcılıkla sağlıyorum. Ayıların saldırıları sonucunda 20 kovanım telef oldu. Bunu yetkililerin duymasını isiyorum. Çok mağdur durumdayım. 20 kovan arım telef oldu.Yetkililer tarafından önlem alınmasını istiyorum.”
10 senedir ayakkabı boyacılığı yaptığını anlatan Burhan Yılmaz, “Bozüyük’te bu mesleğe ilgi azaldı. 10 yıl önce boyacıda iş çoktu. Şimdi boyacı da azaldı. Bu meslek bitti sayılır. Şuan iki kişi yapıyoruz.
İkimizde öldük mü bu iş bitti. İnsanlar yeni ayakkabı aldıkları için boyattırmaya gelen fazla kişi olmuyor. Ayrıca yaz aylarında çalışma yönünden zorlanmıyoruz, fakat kışın bu mesleğin yapılması çok zor” dedi.
Geçit vermeyen ve beraberinde zorlukları da getiren birçok geçide yapılan devasa tüneller, ulaşım noktasında ciddi rahatlıklar getiriyor. Ancak bu tüneller bazı yerlerde doğal güzelliklerin de gündemden düşmesine neden olabiliyor. Erzurum’un Uzundere ilçesinde bulunan Pirinkayalar Geçidi de bunlardan birisi. Geçtiğimiz yıl bu noktada tünel yapılmasıyla birlikte eski yol unutulmaya başladı. Erzurum’dan Karadeniz’e geçiş noktalarından birisi olan Uzundere yolu üzerindeki muhteşem manzaralar tünelin hizmete girmesiyle ile birlikte neredeyse unutuldu. Üstelik Türkiye’nin en geniş ve en uzun göl tabanlı cam terası da bu güzergahta yer alıyor. Daha önce binlerce turiste ev sahipliği yapan Pirinkayalar Geçidi ve seyir terası, artık eskisi kadar ilgi görmüyor. Bölgenin tekrar keşfedilmesi ve turistlerin ilgisini çekmesi için gereken tanıtım çalışmalarının yapılması isteniyor.
Pirinkayalar Geçidi, Tortum Gölü’nün muhteşem manzaralarına sahip
Pirinkayalar Geçidi, Erzurum’un Uzundere ilçesinde yer alıyor ve Doğu Anadolu Bölgesi’nin doğal güzelliklerinden birisi olarak ifade ediliyor. Yol geçmişte Doğu Anadolu’yu Batı Anadolu’ya bağlayan önemli bir geçiş noktasıydı. Pirinkayalar Geçidi, özellikle Tortum Gölü’nün muhteşem manzaralarına sahip. Yol boyunca seyahat edenler, gölün berrak sularının yanı sıra çevresindeki dağların büyüleyici manzaralarını görebiliyor. Yol üzerinde bulunan Türkiye’nin en geniş ve en uzun göl tabanlı cam terası, ziyaretçilere eşsiz bir deneyim sunuyor. Burada ziyaretçiler ayaklarının altındaki gölün derinliklerini görmek mümkün olur. Pirinkayalar Geçidi, doğa sporları tutkunları için de önemli bir destinasyon olarak gösteriliyor. Burada ziyaretçiler yürüyüş yapma, dağ bisikleti sürme ve doğanın tadını çıkarma fırsatı bulabiliyor.
“İnsanları bu güzellikleri yaşamaya davet ediyoruz”
Pirinkayalar Tüneli’nin açılmasıyla birlikte, bu yolun popülerliğinin azaldığını belirten işletmeci Harun Han, “Burası gerçek seyir zevki veren bir alan. Misafirlerimiz hayran kalıyor. Türkiye olduğuna inanamıyorlar. Adrenalin ve doğa severler için, yaban hayatına merak duyanlar için vazgeçilmez deneyimler sunuyor. Bölgenin tanıtımına yeniden odaklanmak ve turistlerin dikkatini çekmek için çeşitli tanıtım kampanyaları ve etkinlikler düzenlenmesi gerekebilir. Bu muazzam doğal güzellikleri keşfetmek isteyenler için hâlâ büyük bir potansiyel bulunuyor. Tünele rağmen insanları hem seyir terası, hem göl manzarası hem de diğer güzellikleri yaşamak için davet ediyoruz” dedi.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verilerine göre 2025 yılında su stresi yaşayan ülkelerin oranı yüzde 34’e, su kıtlığı yaşayan ülkelerin oranı ise yüzde 15’e ulaşabilir. 2050 yılında ise 9,4 milyara ulaşması beklenen dünya nüfusunun yüzde 40’ı su sıkıntısı çekebileceği öngörülüyor. Su depolama sistemlerinin bolluk zamanlarında su kaynaklarını yakalamak, depolamak, yönetmek ve kuraklık dönemlerinde bunları serbest bırakmak üzere tasarlandığından bahseden Yaşar Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Bilgisayar Programcılığı Programı Dr. Öğretim Görevlisi Selen Çekinir, “Genellikle büyük ölçekli rezervuarlar nehir veya göl suyu gibi yüzey sularını depolamak ve gerektiğinde serbest bırakmak ve hidroelektrik santrallerinde enerji üretimi ya da sulama amaçlı kullanılır. Sulama, tuvalet ve çamaşır yıkama gibi çeşitli tüketimler için çatılardan ve diğer yüzeylerden yağmur suyunu toplama sistemleri de kullanılıyor. Bu sistem sayesinde; doğal su kaynakları azaldığında bile tutarlı bir su temini sağlanabilir” dedi.
Yapay zeka ile izleme ve yönetme
Yapay zekanın kuraklığı daha etkili bir şekilde izlemek, tahmin etmek ve yönetmek için kullanılabileceğini aktaran Çekinir, “Erken uyarı sistemleri, uzaktan izleme, iklim modellemeleri ve simulasyonları, kaynak yönetimi gibi pek çok alanda yapay zeka kullanılabilir. Makine öğrenimi modelleri, belirli bölgelerdeki kuraklık koşullarının olasılığını tahmin etmek için geçmiş hava durumu verilerini, toprak nem seviyelerini ve diğer ilgili bilgileri analiz edebilir. Bu sayede yetkililer ve çiftçiler proaktif önlemler alabilir. Uydu görüntüleri ve sensörler ile toprak nemi seviyeleri, sıcaklık ve bitki örtüsü sağlığı gibi çevresel göstergeleri izlemek için kullanılabilir. Bu veri kaynakları, kuraklığın ilerleyişinin izlenmesine, tarım ve ekosistemler üzerindeki etkisinin değerlendirilmesine yardımcı olur” diye konuştu.
Sensörler ile akıllı su yönetimi yapılabilir
Yapay zeka modellerinin farklı kuraklık senaryoları altında mahsul verimini tahmin edebileceğinden söz eden Çekinir, şunları söyledi:
“Yapay zeka sistemleri ile çiftçiler hava durumu, toprak koşulları ve geçmiş verim verileri gibi etmenleri analiz ederek, kuraklıkla ilgili kayıpları azaltmak için ürün seçimi ve ekim stratejileri hakkında bilinçli kararlar verebilir. Yapay zeka odaklı tarım tekniklerinin kullanımı çiftçilerin su ve kaynak kullanımını optimize etmelerini sağlar. Nesnelerin interneti (IoT) sensörleri ve yapay zeka algoritmaları, sulama sistemlerini izleyip kontrol ederek mahsullerin gerçek zamanlı koşullara göre doğru miktarda su almasını sağlayabilir ve kuraklık dönemlerinde su israfını azaltabilir. Böylece su seviyeleri, kalitesi ve kullanımı gerçek zamanlı olarak izlenebilir, su depolama ve tahliye stratejileri optimize edilerek akıllı su yönetimi yapılabilir.”
Çekinir, yapay zekanın kuraklıktan etkilenen bölgelerdeki ormanlar ve sulak alanlar gibi doğal kaynakların yönetimine ve koruma ihtiyacı duyulan alanların belirlenmesine de yardımcı olabileceğini sözlerine ekledi.
Kocaeli’de etkili olan sağanak ve fırtına günlük yaşamı olumsuz etkiledi. Olumsuz hava şartları sebebiyle İzmit Körfezi’nde vapur seferleri iptal edildi. Hereke Vapur İskelesi’ndeki yolcu aktarmasında kullanılan 400 metrekarelik yüzer iskele de yaklaşık 50 metre açığa sürüklendi. Darıca Balyanoz Koyu’nda tekneler karaya vururken, Tütünçiftlik balıkçı barınağında bulunan bazı balıkçı teknelerinin de battığı öğrenildi.
Öte yandan, derelerden gelen çamurlu su sebebiyle İzmit Körfezi’nin bazı noktalarında suyun rengi kahverengiye dönüştü
Burhaniye’de Atatürk Caddesindeki bir kahvehanede garsonluk yapan Latif Islıoğlu, sütün ilgi gördüğünü söyledi. Kış aylarında süt satışının arttığını anlatan Islıoğlu, süt içilmesini teşvik ettiklerini anlattı. Sütün de çayın da 5 liradan satıldığını anlatan Latif Islıoğlu, “Sütte çayda aynı fiyat.
Kış ayları gelince çok sayıda insan sütü tercih ediyor. Günde 10-15 litre süt gidiyor. Bizde süt içilmesini teşvik ediyoruz” dedi. Kahvehanelerde süt servisi yapılmasının iyi olduğunu anlatan Kadir Özdemir, “Kahvehanede çay yerine sütü tercih ediyorum. Benim gibi pek çok insanda süt içiyor. Süt içimi yaygınlaştırılmalı” dedi.
İzmir’de dün etkili olan sağanak yağışın ardından bugün sabahın ilk ışıklarıyla beraber kentin yüksek kesimlerine mevsimin ilk karı düştü. İzmir’in Yamanlar Dağı’nda, Karagöl mevkiinde ve Ödemiş ilçesinde bulunan Bozdağ’da, sabahın erken saatlerinden itibaren kar yağışı başladı. Kar yağışı, bin 76 metre yüksekliğiyle Yamanlar Dağı’nın, 2 bin 159 metre yüksekliğiyle de İzmir’in en yüksek zirvesi olan Bozdağ’ın yüksek kesimlerinde etkili oldu.
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Bakanlığa bağlı AFAD ile değerlendirme toplantısı gerçekleştirdi. Sosyal medya hesabı üzerinden paylaşım yapan Yerlikaya, “Afet ve Acil Durum Yönetim Başkanlığımızda Bakan Yardımcımız, AFAD Başkanımız ve birim yöneticilerimizle birlikte ‘Değerlendirme Toplantımızı’ gerçekleştirdik” ifadelerini kullandı.
Meteoroloji Genel Müdürlüğünün günler öncesinden uyardığı fırtına gece saatlerinden itibaren kentte etkili oluyor. Birçok noktada ağaçlar ve direkler devrilirken, vatandaşlar çatı altı ve riskli noktalardan uzak durmaları konularında uyarılıyor.
İzmit D-100 kara yolu İstanbul istikameti ve yanyol üzerinde bulunan ağaçlar da kuvvetli rüzgara dayanamayarak devrildi. Yol üzerine devrilen ağaçlar trafiği tek şeride düşürdü. Vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine gelen itfaiye ekipleri tarafından ağaçlar yol kenarına çekildi. İtfaiye çalışmasının ardından trafik normale döndü. Ayazma Mahallesi 17 Ağustos Bulvarında da fırtına bir ağacı kökünden söktü.
Gebze’de ise Kuzey Yanyol Caddesinde bulunan ağaçlar rüzgarın şiddetine dayanamayarak devrildi. İhbar üzerine olay yerine gelen itfaiye ekipleri ağaçları yoldan kaldırdı.