Etiket: güncelhaberler

  • Binlerce yıllık mesleğin son temsilcilerinden

    Binlerce yıllık mesleğin son temsilcilerinden

    Anadolu’da yaklaşık 3-4 bin yıllık bir geçmişe sahip olan demircilik mesleği günümüzde yok olmakla karşı karşıya. Sivas’ın İmranlı ilçesinde mesleğin son temsilcilerinden olan Nizamettin Demirer, dedesinden kalma mesleği bir asırlık dükkanda yaşatmaya çalışıyor. Her sabah dükkanını dualarla açan Demirer, ocak başına geçerek ‘Bismillah’ diyor. Odun kömürü ateşinde demiri ısıtarak çekiçle şekil veren Demirer, ilerleyen teknolojiye adeta kafa tutuyor. Çırak bulmakta zorlanan Demirer, unutulmaya yüz tutmuş mesleğinin tamamen bitmesinden endişeleniyor.

    “Geçmişin fabrikasıydık”

    Sivas’ta demir doğrama ustası olan Nizamettin Demirer, geçmişin fabrikası olduklarını söyleyerek, “Sıcak demir işleri yapıyorum. Ocak işleri yani kazma, balta gibi bizim geçmişteki köylümüzün işlerini yapıyorum. Şimdi geçmişteki çalışma isteği kalmadı. Şimdi traktör çıktı, modern aletler çıktı, modernleşti. Zamanında bütün köylünün de olsun, şehirlinin de olsun işlerini biz yapıyorduk. Geçmişin fabrikasıydık daha doğrusu. Hatta şu gördüğünüz kapıların, pencerelerin aletlerini biz
    yapıyorduk. Benim atamdan gelen bir meslek. Orta Asya’dan bugüne dedelerimiz devam ettiriyor. Biz de son kuşak olarak devam etmekteyiz. Burası 100 yıllık bir dükkân. Babamdan kalma, hatta dedemden kalma. Dedem temelini atmış. Babam da çocukluğunda çalışmaya başlamış. Ondan sonra da bizleri yetiştirdi” dedi.

    “Çekiç sesi ahenk verir”

    Çekiç sesinin ahenk verdiğini belirten Demirer, “Biz 7 kardeşiz, hepimiz de esnafız. Yeğenlerim sisteme ayak uydurmaya başladı. Şimdi tamircilik yapıyorlar. Kimisi de demir doğrama işi yapıyor. Ben de bu baba mesleği batmasın, gelecek nesil görsün nasıl olduğunu, bizde böyle çalıştık. Para kazanıyoruz ama geçmişte atalarımız bu zamanlara nasıl geldi, ne zorluklarla geldi. Gençlerimize geçmişi göstermek amacıyla burayı açtım. İnşallah bu meslek ölmez dedik, çırak arıyoruz ama çırak da bulamıyoruz. Şimdiki gençlikten istiyoruz. Gelmek isteyen yok. Biz de tabii üzülüyoruz. Belki benden sonra da bu işi yapacak kimse bulunmayacak. Aynı böyle filmlerde kalacak. Röportajlar yapılıp arşivlerde kalacak, zamanı gelince gösterilecek. İnşallah daha iyilerini yapanlar çıkar diye düşünüyorum. Her sabah geliyorum besmele ile dükkânımı açıyorum. Çünkü bizim pirimiz Davut aleyhiselamdır. Biz de açarız dükkânımızı. Çekiç sesi ahenk verir, çekiç sesi zikir çeker, Allah der. Sadakat ile çalışan insan demircilikte kızgın demiri eliyle siler süpürür. Meslek ne olursa olsun dürüst çalışacaksın. Alın teri ve sadakat ile çalıştığın zaman her şeyi yaparsın” ifadelerini kullandı.

  • Vatandaşlar çuval çuval mantar topladı

    Vatandaşlar çuval çuval mantar topladı

    Mantar sezonunun başlaması ile birlikte Bilecik’in yaylalarında kanlıca mantarı yoğunluğu yaşanıyor. Bölgeye giden vatandaşlar kilolarca ağırlığında mantarlar topluyor. Mantar toplayan Sercan Doğan özellikle yaz yağmurlarının fazla yağması sebebi ile mantar bolluğunun olduğunu ve kanlıca mantarını da özellikle faydalarından dolayı topladıklarını belirtti. Doğan konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi: “Bu sene yağmurun bol yağmaması nedeniyle mantar bolluğu yaşanmadı. Az da olsa olan mantarını iyi bilen merkeze bağlı Ulupınar köylüleri eşliğinde bizde toplamaya geldik. Buralarda halk arasında bilinen acı mantar, sütlü mantar, kanlıca mantarı topladık. Mantar besin değeri olarak çok besleyicidir.

    Dikkat edilmesi gereken en önemli husus ise, işin ehli tarafından toplanmasıdır. Eğer mantarları bilmiyor iseniz zehirlenme ihtimaliniz olabilir.”
    Öte yandan, yetkililer mantar besin değeri olarak çok besleyici olduğunu söyleyerek, “Dikkat edilmesi gereken en önemli husus ise, işin ehli tarafından toplanmasıdır. Eğer mantarları bilmiyor iseniz zehirlenme ihtimaliniz olabilir” diyerek, mantar alırken çok dikkat edilmesini, bilen insanlardan mantar almayı önerdiler

  • Mesleğini evlatlarıyla yaşatıyor

    Mesleğini evlatlarıyla yaşatıyor

    bulunan atölyesinde yarım asıra yakındır mobilya ustalığını kardeşi ile büyük bir aşk ve özenle sürdürerek sanatını devam eden Şener Soyupak, mesleğini sürdürecek çırak bulamadığı için yetiştirdiği mimar ve mühendis evlatlarından destek alıyor. Çocukluğundan bu yana emek verdiği mesleğini ailecek ayakta tutmaya çalışan Souyupak, zanaatının unutulmasından korkuyor.

    Denizli’de 1988 yılından bu yana kerestede çalışarak iş hayatına atılan Şener Soyupak (50), 16 yaşındayken el ele verdiği kardeşi Ahmet Soyupak (48) ile mobilya sektörüne yöneldi. 1998 yılında marangozlukta el emeği göz nuru olarak ürettikleri mobilyalar ile kentteki birçok vatandaşların evini süsleyen Şener Soyupak, çocukluk yaşlarından itibaren başladıkları çalışma sürecine kendileri gibi ufak yaşlardayken bulunan Cüneyt (26) ile Hüsnü (28) isimli çocuklarını da dahil etti. Yaz ayları başta olmak üzere kendi çocuklarına mesleğin inceliklerini öğreten baba Soyupak, çırak olarak eğitti Hüsnü’nün mühendis ve Cüneyt’in ise mimar olması ile işlerini daha da geliştirdi. Soyupak kardeşler, mesleklerini gelecek nesillere aktarmak isterken, mimar ve mühendis evlatlar ise bilgi ile becerileri ile babalarını mesleğine sahip çıkmaya çalışıyor.

    “Mimar ve mühendis çocuklarım işin mutfağında yetiştiler”

    Sektöre kardeşi ile birlikte çocuk yaşlarda başladığını ve uzun yıllar geçmesine rağmen bırakmadıklarını ifade eden Şener Soyupak, “Aile olarak bu el ve gönül verdik. 1998 yılından bu yana bu işlerle uğraşıyoruz. Bu mobilya sektörüne ise kerestecilik işinden girdim. Mobilya işinde sanat olduğunu fark ettiğim için buraya yöneldim. Ustaların eski bir tabiri vardır. ‘Eti senin kemiği benim’ diye. İnsanlarımız çocuklarını zanaatkar olan işlere getirmeleri gerekiyor. Ustalık ve zanaat gerektiren meslekler için yeni gençler yetişmesi lazım. Emin olun önümüzdeki dönemde bu çok daha büyüyecek. Bu sıkıntılar çok fazla gündeme gelecek. Çalıştıracak yeni gençler bulunmayacak. İki tane oğlum var. Birisi mimar diğeri mühendis ve kızım ise daha küçük. Mimar ve mühendis çocuklarım işin mutfağında yetiştiler. Çok şükür birlikteliğimiz hala devam ediyor. Yeri geliyor bize güncel sektörlerden yön veriyorlar. Ellerinden geldiğince bize yardımcı oluyorlar” dedi.

    “Yaptığımız iş bir sanat işidir”

    Çırak sıkıntısı yaşadıklarını ve çocukların okul döneminden itibaren zanaat mesleklerine yöneltilmesi gerektiğini söyleyen Ahmet Soyupak ise “Ben ortaokulu bitirdim ve 1988 yılında abim ile birlikte zanaat işinde faaliyet gösteriyoruz. O zaman ilkokuldan çıkan çocuklarda okuyan okumaya devam ediyordu ama okumayan ise çalışmaya geliyordu. O zaman eleman sıkıntısı yoktu. Bu sektörde elaman sıkıntısı çok. Bu sebepten dolayı çırak ve usta yetişmediği için yeri geliyor biz çalışıyoruz yeri geliyor mühendis ile mimar yiyenlerim çalışıyor. Bazen de dışardan destek alarak sürdürmeye çalışıyoruz. Yaptığımız iş bir sanat işidir. Görselliği çok önemlidir. Son zamanlarda teknolojinin ilerlemesi ile güzel işler yapıyoruz” ifadelerini kullandı.

    “Öğrencilerin zanaata teşvik edilmesi gerekiyor”

    Uzun yıllar Soyupak ailesinin içerisinde emek veren ve sanatını her daim sürmeye çalışan mobilya ustası Şinası Altın ise “20 yıldan bu yana Soyupak ailesi ile birlikte çalışıyorum. Her şey için çalışıp, çabalıyoruz ama şu anda eleman sıkıntısı var. Mallaesef bu şekilde devam ederse sektör bitecek. Eğitim sisteminde kaynaklanan bir sorun bulunuyor. Meslek liselerinde bulunan öğrencilerin zanaata teşvik edilmesi gerekiyor” şeklinde konuştu.

    Okuduğu mimarlık alanında yürüttüğü çalışmalarının yanında boş vakitlerini ise baba mesleğine ayıran Cüneyt Soyupak da “Yaklaşık 12 yaşımdan beri yazları başta olmak üzere mobilya sektörünün içerisindeyim. Tabi mesleğimi seçerken mobilya sektörü de bizim için avantajlı oldu. Babam 16 yaşından bu yana sektörün içinde olduğu için tadilat ve inşaat başta olmak üzere birçok konuda kendi bilgi ve birikimi ile devam etti. Tabi ben mühendis olan abim ile birlikte yetiştiğim için bu işleri daha çok profesyonelleştirmeye başladım. Tasarımlarımız ve çizimlerimiz ile katkı yapıyoruz. Villa, apartman ve tadilat projelerimiz bulunuyor. Yaptığımız projeler ile kentimize katkı sunmaya çalışıyoruz” açıklamasında bulundu.

    “İnsanların yuva olarak adlandırdığı yerleri nasıl şekillendirebiliriz düşüncesi ile yola çıktık”

    Yaptığı başarılı çalışmalar ile babasına yardımcı olan inşaat mühendisi Hüsnü Soyupak ise “Kendimi bildim bileli bu işlerin içindeyim. Babam sağolsun bu konuda bizi fazla çalıştırdı. Çalışın ve okumanın kıymetini bilin diye bizi yönlendirdi. Biz de yazları çok aktif bir şekilde babamın yanında çalıştık. Ondan sonra ise üniversite sınavına girip, inşaat mühendisliği bölümünü kazandım. Bu kazanmamdaki en büyük sebeplerden biri de yıllardır bu işin içinde olmamdır. Bu alanda kendimizi nasıl geliştirebiliriz, nasıl halkımıza hizmet ederiz, insanların yuva olarak adlandırdığı yerleri nasıl şekillendirebiliriz düşüncesi ile yola çıktık” dedi.

  • Adnan Beker İYİ Parti’den istifa etti

    Adnan Beker İYİ Parti’den istifa etti

    Beker, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada İYİ Parti çatısı altında artık Ankaralılara ve Türk milletine daha fazla katkı sağlayamayacağını düşündüğünden partisinden istifa ettiğini bildirdi. Beker, Türk milletine ve Ankara’ya azim ve inanmışlıkla hizmet etmeye devam edeceğini vurguladı.

  • Özel sektörün kredi borcu azaldı

    Özel sektörün kredi borcu azaldı

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Eylül ayı Özel Sektörün Yurt Dışından Sağladığı Kredi Borcu Gelişmeleri’ni açıkladı. Buna göre, Eylül sonu itibarıyla, özel sektörün yurt dışından sağladığı toplam kredi borcu, 2022 yıl sonuna göre 1,4 milyar dolar azalarak 157,2 milyar dolar oldu. Vadeye göre incelendiğinde, 2022 yıl sonuna göre, uzun vadeli kredi borcunun 1,8 milyar dolar azalarak 148,7 milyar dolar; kısa vadeli kredi borcunun (ticari krediler hariç) ise 383 milyon dolar artarak 8,5 milyar dolar düzeyinde gerçekleştiği gözlendi.

    Borçluya göre dağılıma bakıldığında, uzun vadeli kredi borcuna ilişkin olarak, bir önceki yıl sonuna göre bankaların kredi biçimindeki borçlanmalarının 1,3 milyar dolar arttığı, tahvil ihracı biçimindeki borçlanmalarının ise 98 milyon dolar azalışla 13,7 milyar dolar seviyesinde gerçekleştiği gözlendi. Aynı dönemde, bankacılık dışı finansal kuruluşların kredi biçimindeki borçlanmaları 128 milyon dolar azalmış, tahvil stoku ise 1,2 milyar dolar azalarak 1,2 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti.

    Söz konusu dönemde, finansal olmayan kuruluşların kredi biçimindeki borçlanmalarının 1,1 milyar dolar azaldığı, tahvil stokunun ise 523 milyon dolar azalarak 9 milyar dolar seviyesinde gerçekleştiği gözlendi. Kısa vadeli kredi borcuna ilişkin olarak ise, 2022 yıl sonuna göre bankaların kredi biçimindeki borçlanmaları 487 milyon dolar azalışla 4,5 milyar dolar; finansal olmayan kuruluşların kredi biçimindeki borçlanmaları ise 673 milyon dolar artışla 1,8 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti.

    Alacaklıya göre dağılım incelendiğinde, uzun vadeli kredi borcuna ilişkin olarak, Eylül sonu itibarıyla tahvil hariç özel alacaklılara olan borç, bir önceki yıl sonuna göre 1,2 milyar dolar artarak 104,4 milyar dolar olarak gerçekleşti. Kısa vadeli kredi borcuna ilişkin olarak ise, tahvil hariç özel alacaklılara olan borcun bir önceki yıl sonuna göre 49 milyon dolar artarak 7,6 milyar dolar seviyesinde gerçekleştiği gözlendi.
    Döviz kompozisyonuna bakıldığında, 148,7 milyar dolar tutarındaki uzun vadeli kredi borcunun yüzde 59,5’inin dolar, yüzde 35,4’ünün Euro, yüzde 2,2’sinin Türk lirası ve yüzde 2,9’unun ise diğer döviz cinslerinden oluştuğu ve 8,5 milyar dolar tutarındaki kısa vadeli kredi borcunun ise yüzde 37,8’inin dolar, yüzde 35,2’sinin Euro, yüzde 20,7’sinin Türk lirası ve yüzde 6,3’ünün diğer döviz cinslerinden oluştuğu görüldü.

    Sektör dağılımı incelendiğinde, Eylül sonu itibarıyla, 148,7 milyar dolar tutarındaki uzun vadeli toplam kredi borcunun yüzde 35,8’ini finansal kuruluşların, yüzde 64,2’sini ise finansal olmayan kuruluşların borcu oluşturdu. Aynı dönemde, 8,5 milyar dolar tutarındaki kısa vadeli toplam kredi borcunun yüzde 73,4’ünü finansal kuruluşların, yüzde 26,6’sını ise finansal olmayan kuruluşların borcu oluşturdu.
    Özel sektörün yurt dışından sağladığı toplam kredi borcu, Eylül sonu itibarıyla kalan vadeye göre incelendiğinde, 1 yıl içinde gerçekleştirilecek olan anapara geri ödemelerinin toplam 44,9 milyar dolar tutarında olduğu gözlendi.

  • Hasarlı bina korna sesiyle yıkıldı

    Hasarlı bina korna sesiyle yıkıldı

    Kahramanmaraş merkezli depremlerin ağır hasar oluşturduğu Hatay’da enkaz kaldırma çalışmalarında sona gelindi. Hassa ilçesi Girne Mahallesi’nde de ekipler yıkım çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. Girne Mahallesi’nde 8 katlı bir binaya iş makinasıyla zarar veren operatör, binayı korna sesiyle yıktı. Sorunsuz olarak gerçekleşen yıkım anı cep telefonu kamerasına yansıdı.

  • Doğal gaz faturası için tavsiyeler

    Doğal gaz faturası için tavsiyeler

    Eskişehir’de kombi tamiri ve doğal gaz tesisatçılığı yapan Ateş Aydinç, yaklaşan kış mevsimi öncesinde yüksek meblağlı faturalardan kaçınmanın yollarını anlattı. Doğal gazı ekonomik bir şekilde kullanmanın tüyolarını veren Aydinç, kombi bakımlarının havalar soğumadan önce mutlaka yapılması gerektiğini söyledi. Usta Ateş Aydinç son zamanlarda yasa dışı yollardan kombi tesisat ve tamirciliği yapan kişilerin çoğaldığını ve vatandaşların bu şahıslara güvenmemesi gerektiği konusunda uyarırken, mevcut arızaların tamir edilmeyebileceğini ya da fazla ücret alınabileceğini belirtti. Kombi bakımının yanı sıra çalıştırılan petek sayısının da önemli olduğunu ifade eden Aydinç, az sayıda yanan peteğin sıcaklığı kontrol edemeyeceğini ve kombiyi sürekli çalıştıracağı için faturayı kabartacağını söyledi.

    “Vatandaşlara peteklerini kapatmalarını tavsiye ediyorum”

    Usta Ateş Aydinç, yıllık kombi bakımlarının aksatılmaması gerektiğini söyledi. Soğuk havalarda meydana gelebilecek arızaların vatandaşları zor durumda bırakacağını ve tamir ücreti bakımından zorlayacağını ifade eden Aydinç, “Vatandaşların kombi bakımı için öncelikle güzel bir firmayı seçmeleri lazım. Asla korsan tamircileri tercih etmesinler, yoksa yanarlar. Kış günü gelmeden kombilere bakım yapmaları lazım çünkü kombi fanı bütün tozu hem dışarıya atıyor hem de emiyor. Fan tozlandığı zaman da kombi çok çalışıyor ve çok yakıyor. Vatandaşlar kombilere bakım yaptırırken peteklere de bakım yaptırsınlar. Gittiğimiz yerlerde peteklerden çamur ve pislik falan çıkıyor, üzülüyoruz.

    Bakım yaparken 100 TL vereceklerine 300 TL vermiş oluyorlar. Bazıları da her sene petekleri yıkatıyorlar, bunu da yapmasınlar. Peteklerin içindeki oksijenli su gittiği zaman petek dışındaki saclar çürümeye başlıyor. Ayrıca vatandaşlara peteklerini kapatmalarını tavsiye ediyorum çünkü petekleri ne kadar çok kapatırlarsa kombinin üretimi artar ve faturaya çok yansır. Vatandaşlar, fatura çok gelmesin diye kullanmadıkları odalardaki petekleri kapatarak, kombinin çok çalışmayacağını ve faturanın düşük geleceğini sanıyor ama böyle bir şey yok. Kombi termostatı, kapalı peteklerin bulunduğu odadaki soğukları alınca devamlı çalışıyor ve hiç durmuyor. Durmayınca da gaz haddinden fazla yakıyor. Bu yüzden dikkat edilmeli ve kombi bakımı dürüst adamlara yaptırılmalı. Eğer güvenilmez kişilere yaptırırlarsa başlarına çok büyük felaket gelir, en büyük felaket de para olur” dedi.

  • İstanbul’da beklenen sağanak başladı

    İstanbul’da beklenen sağanak başladı

    İstanbul’da gece saatlerinde başlayan yağmur etkisini arttırarak devam ediyor.

    Akşam saatlerinde çiseleyen yağmur yağışı gece yarısından itibaren yerini sağanak yağışa bıraktı. Sağanak yağış Üsküdar’da görüntülendi.

  • Ayı saldırısında yaşadıkları dehşeti anlattı

    Ayı saldırısında yaşadıkları dehşeti anlattı

    Bağbaşı köyünde meydana gelen olayda Emrah Koymat ile komşusu Turan Koymat otlak alanda küçükbaş hayvanlarını otlatırken ayının saldırısına uğradı. Bir süre ayıyla boğuştuktan sonra köpeklerin yardımıyla saldırıdan yaralı olarak kurtulan Emrah ve Turan Koymat özel araçla Yenice Devlet Hastanesine kaldırıldı. İlk müdahalenin ardından 2 kişi ambulansla Karabük Eğitim ve Araştırma Hastanesine sevk edildi.
    Bacağından yaralanan Turan Koymat, tedavisinin ardından taburcu edilirken, kasığında yırtık ve kolunda da kırık olan Emrah Koymat ameliyata alındı.

    “Boğuştuk ve bu hale geldik”
    Yaşadıkları dehşet anını anlatan Emrah Koymat, “Sabah küçükbaş hayvanları otlatmak içi araziye yayıldığımızda köpekle havlıyordu. Daha sonra ayı küçükbaş hayvanlarıma saldırmaya başladı. O esnada kovalayayım diye tepki verince bana saldırmaya başladı. Boğuştuk ve bu hale geldik” diye konuştu.
    Ayının komşusuna da saldırdığını ifade eden Koymat, “Saldırınca ben onu, o beni kurtarmaya çalıştım. Köpekler geldi, uzaklaştı” dedi.
    Köpekler sayesinde kurtulduklarını belirten Koymat, olay sonrasında bir tanıdıklarını aradıklarını ve özel araçla hastaneye gittiklerini söyledi. Koymat, “O anki psikoloji çok kötüydü. İnsan hiçbir şey yapamıyor. Elinden bir şey gelmiyor” ifadelerini kullandı.

  • Otobüste dakikalarca yolculuk yaptı

    Otobüste dakikalarca yolculuk yaptı

    Edinilen bilgiye göre, Ayhan Kökten (52) idaresindeki 502 numaralı Gebze -Şifa hattında çalışan 41 J 4083 plakalı halk otobüsü, yolcu almak için Hacı Halil Mahallesi Hükümet Caddesindeki durağa yanaştı. Kapısı açılan otobüse yolcularla birlikte bir köpek bindi. Sevimli köpek bir süre otobüs içinde dolaştıktan sonra yere oturdu. Köpeğin zararsız olduğunu anlayan vatandaşlar ise kısa sürede duruma alıştı. Yaklaşık 4 kilometre boyunca yolculuk yapan sevimli köpek, Darıca ilçesi İstasyon Caddesindeki durakta indi. Sevimli köpeğin tebessüm ettiren yolculuğu araç içi güvenlik kamerasına da yansıdı.

    Bir gün önce aynı durakta köpeğe poğaça verdiğini söyleyen şoför, “İmam hatip durağında otobüsün kapısını açtım, bir kişi bindi, ikinci kişi de patilerini koydu. ‘Geç arabaya’ dedim. Geçti. Bir tur attı arabanın içinde. İnecek sandım arka kapıyı açtı ama inmedi, yattı. Onu aldım Marmaray’a kadar götürdüm. Seyahat ettik. Amacım onu buraya getirip, bakmaktı. Yolcuların tepkileri de çok güzeldi. Korkan ve rahatsız olan olmadı” dedi.