Etiket: güncelhaberler

  • Şeker pancarında imece usulü hasat

    Şeker pancarında imece usulü hasat

    Yozgat’ta çiftçinin önemli gelir kaynaklarından olan şeker pancarının hasadı devam ediyor. Çekerek ilçesine bağlı Özüveran köyünde pancar üreticileri, bir araya gelerek geleneksel yöntemlerle hasat yapıyor. Sabahın erken saatlerinde hasat yapılacak tarlaya giden köylüler, ilerleyen saatlere kadar el birliğiyle yoğun mesai harcıyor. Kış öncesi şeker pancarı hasadını tamamlamak için hummalı bir şekilde çalışan köylüler, büyük bir dayanışma örneği sergiliyor. Bu yıl verimden memnun olan üreticiler, traktörlere yükledikleri ürünleri Sorgun Şeker Fabrikası’na gönderiyor.

    “Yüksek verim bekliyoruz”

    Özüveran köyünde 25 dönüm alana bu yıl pancar ettiğini söyleyen Savaş Şenyüz, 200 tona yakın ürün beklediğini belirtti. Bu sene verimden memnun kaldıklarını ifade eden Şenyüz, “Şeker pancarından arta kalan ürünleri hayvancılıkta yem olarak değerlendiriyorum. Pancarlarımızı kamyonlara yükleyip Sorgun Şeker Fabrikası’na gönderiyoruz” dedi.

    “Birlik beraberlik içinde çalışıyoruz”

    Nafiye Şenyüz ise pancar hasadında eşine yardım ettiğini belirterek, “Köyümüzde hasat yapıyoruz. Şeker pancarının dalından kışın turşu yapıyoruz. Komşularımız geldi bize yardım ediyorlar, beraber çalışıyoruz. Birlik beraberlik içinde çalışıyoruz. Köy hayatını seviyoruz. Biz onlara yardım ettik, onlar da bize yardıma geldi. Çalışmaya devam ediyoruz” şeklinde konuştu.
    Çekerek’in Sarıkaya köyünden pancar hasadı için akrabalarına yardıma geldiğini söyleyen Bekir Karabulut da, “Burada komşularıma, akrabalarıma yardım ediyorum. İmece usulü çalışıyoruz, gelip yardım ediyorum” ifadelerini kullandı.

  • Kemikleşmiş odunlara çeşitli şekiller veriyor

    Kemikleşmiş odunlara çeşitli şekiller veriyor

    1970 doğumlu 3 çocuk babası Yılmaz Kaya’nın, resim ve sanata olan ilgilisi küçük yaşlarda başladı. Rahmetli babasının marangoz olmasından dolayı ahşapla, doğayla iç içe büyüyen Kaya, resim yapmaya da ilk olarak babasının tıraş olduğu fırçayı resim fırçasına dönüştürmeyesiyle başladı. Tahta bir parçayı da o dönemlerdeki imkansızlardan dolayı tual olarak kullanan Kaya, şimdilerde doğada bulduğu kemikleşmiş odunlara çok fazla müdahalede bulunmadan hayvan figürleri yapıyor. Yaklaşık 3 dönümlük bahçesindeki barakada çalışmalarını yapan Kaya, kendi yetiştirdiği su kabaklarıyla gramafon, abajur, avize, bayan kol çantası gibi ürünler de yapıyor.
    Dere yataklarından, dağlardan bulduğu odunlara timsah, su samuru, yılan, goril yüzü gibi hayvan şekilleri veren Kaya, odun parçalarının çok fazla orijinal yapısını bozmadan hayal gücüyle yaptığını söylüyor.

    ”İmkansızlıklar içinde sanatsal faaliyetler yürütmeye çalıştım”

    Sanata olan ilgisinin nasıl başladığını İHA muhabirine anlatan Kaya, “Küçük yaşlarda sanata duyduğum ilgi, hikayem resimle başladı. İmkansızlıklar içinde sanatsal faaliyetler yürütmeye çalıştım. İlk yaptığım, unutmadığım babamın sakal fırçasıyla yaptığım resim fırçasıydı. Kontapilak parçasını tual diye kullandım. Tabi malzeme arayışım doğada daha çoktu. Dere yataklarında, dağlarda odun parçaları, ağaç parçaları, kemikleşmiş, ruhunu bırakmış odun parçalarından hayal gücüyle bir şey üretmeye çalıştım, hayvan figürleri oluşturmaya başladım. Odun parçasının doğal yapısına fazla dokunmadan yaptım. Bazen doğada kendini anlatıyor sanat. Orijinal yapısıyla, hayal gücüyle bütünleştiği zaman gerçek sanatın doğada olduğunu keşfettim” dedi.

    Halk Eğitim Merkezinde kurslar düzenledi

    Bahçesinde ektiği su kabaklarıyla da çeşitli ürünler çıkartan Kaya, bu alan üzerine kurslar vermeye devam ettiğini aktardı. Kaya, “Yaklaşık 3 dönüm üzerindeki derme çatma barakada ve bahçemden beslenerek yaptığım geri dönüşüm malzemeleriyle bir şeyler yapmaya başladım. Özellikle, kümes hayvanlarına, kedilere barınak yapmaya başladım. Kendi bahçemde ektiğim su kabakları var. Bunlarla farklı ürünler geliştirmeye çalıştım. Gramafon, abajur, avize, bayan kol çantası gibi ürünler çıkardım. Doğadan kazandıklarımızı modernize bir hale getirerek sunmaya çalıştım. Bu işimi daha geniş alanlara yaymak için kurslar vermeye başladım. Halk Eğitimi Merkezinde kurslar düzenledik. Şuanda da Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü bünyesinde kurduğumuz atölye ile su kabağı ve ahşapla ilgili eğitimler vermeye başladım” diye konuştu.

  • Borsa haftaya yükselişle başladı

    Borsa haftaya yükselişle başladı

    Borsa İstanbul 100 (BIST) endeksi haftanın ilk iş gününe yüzde 1,85’lik yükselişle başladı. Endeks, 138,71 puanlık artışla 7.649,39 puan oldu. Açılışta bankacılık endeksi yüzde 1,82, holding endeksi 1,77 değer kazandı.

  • O kaya görenleri şaşırtıyor

    O kaya görenleri şaşırtıyor

    Kırklareli Kofçaz ilçesi 7. kilometresinde bulunan ve doğal yollarla oluşmuş kaya görenlerin ilgisini çekiyor. Maymuna benzeyen kaya yoldan geçenleri ilgi odağı oluyor. Halk arasında “Maymun Kaya” olarak adlandırılan kaya köylüler veya avcılar tarif etmek için kullanıyor.

    DOKU Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Göksal Çiğdem, doğanın şekillendirdiği bir kayanın maymuna benzemesi yoldan geçenleri ilgisini çektiğini ifade ederek, “Bulunduğumuz yer Istrancalar bölgesi Kofçaz yolu üzerindeyiz. Burası ‘Maymun Kaya’ diye anılan bir yer. Aslında bu bölgede maymun yok, bizim bölgede tespit edilen 2 bin 62 adet hayvan türü var ama bunların arasında maymun yok. Son buzul çağını yaşamadığı için bu bölge inanılmaz bir biyo çeşitliğe sahip. Dediğim gibi 2 bin 62 tür hayvan tespit edildi, bunların arasında maymun yok ve maymun olma ihtimali zaten yok.

    Ama olmayan türleri bile doğa armağan ediyor bize. Doğanın şekillendirdiği bir maymun kafasına benzeyen kaya var. Bu ‘Maymun Kaya’ bölgede insanların tarifi içinde kullanılıyor. Örneğin Maymun Kaya’nın güneyi veya kuzeyi gibi. Halk arasında çokça tarif olarak kullanılıyor bu alan. Yoldan geçen herkesin ilgisini çeken bir kaya parçası bu. Özellikle boyandığında çok ilgi çekiyor, şuanda boyaları gitmiş olsa da maymun kaya buraların değerlerinden bir tanesi” dedi.
    Yolda geçen vatandaşlar zaman zaman durup ‘Maymun Kaya’nın fotoğrafını çekiyorlar.

  • Tencereler eğitim için kaynıyor

    Tencereler eğitim için kaynıyor

    Esenyurt Belediyesi’nin il dernekleriyle birlikte düzenlediği 2. Kardeş Kültürler Festivali’nde Doğu Anadolu Bölgesi’nin yöresel ürünleri ve lezzetleri de yerini aldı. Festivalde Göle ilçesini temsilen Göle Kadın Meclisi’nin açtığı stantta yöresel lezzetler de satışa sunuldu. Pişisinden kesme aşı çorbasına, fesellisinden balına kadar çeşitli lezzetlerin yer aldığı stant yoğun ilgi gördü. Kadınlar, kendi elleriyle hazırladığı ürünlerden elde edilen geliri, Göle’deki kız çocuklarının eğitimleri için bağışlayacaklarını söyledi.

    “86 öğrenciye burs veriyoruz”

    Elde ettikleri gelirle 86 öğrenciye burs verdiklerini ifade eden Göle Kadın Meclisi Başkan Yardımcısı Zilif Cengiz, “Biz Göle Kadın Meclisi’ni 7 yıl önce 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde kurduk. Kuruluş amacımız; memleketimizde ekonomik durumu iyi olmayan kız öğrencilere burs vermekti. 7 yıldır kendi yaptığımız ürünler ve bünyemizdeki tiyatronun eğitim gönüllülerinden destek alarak, burs vermeye devam ediyoruz. 30 öğrenciyle başladık. 86 öğrenciye kadar çıktık. Kendi ürettiğimiz ürünlerle bunu katma değere dönüştürüyoruz. Burslarımızı temin ediyoruz” dedi.

    “Yöreye ait olan ne varsa getirdik”

    Stantta çalışan kadınların gönüllülerden oluştuğunu belirten Cengiz, “Standımızın içinde pişi pişiriyoruz, fesellimiz var, katmerimiz var, yöresel kesme aşı çorbamız var, mantımız var, tereyağımız, yeşil peynirimiz, pekmezimiz, pestilimiz yani yöreye ait olan ne varsa getirdik. Geçen yıl kaplıca buğdayı ektik, oradan kaplıca ununu getirdik. Patates ektik, patatesi getirdik. Bununla birlikte kaz getirttiriyoruz. Bunları katma değere dönüştürerek kız öğrencilerinin burslarını sağlamaya çalışıyoruz. Burada hep gönüllü kadınlar çalışıyor. Bir de yine Göle Kadın Kooperatifi’ni kurduk. Göle Kadın Kooperatifi’ni kurma amacımız da kadın istihdamını sağlamak” diye konuştu.

    “Tüm kadınları standımıza bekliyoruz”

    Eğitime destek olmak isteyen herkesi festivaldeki stantlarına beklediklerini söyleyen Cengiz, “Emeğin olmadığı yerde tüketim olur. Bu da krize neden olur. Bizim burada yaptığımız şeyler kendi el emeğimiz. Mantımızı kendimiz yapıyoruz. Kesme aşımızı, eriştemizi kendimiz kesiyoruz. Kendi emeğimizle yaptığımız zaman daha farklı oluyor. El emeği göz nuru var burada. Eğitimden yana olan tüm kadınları standımıza bekliyoruz” açıklamasında bulundu.

  • Sebzeler hasat için gün sayıyor

    Sebzeler hasat için gün sayıyor

    Bafra Sebze Üreticileri Birliği Başkanı Adem Aşçı, bereketli bir sezon beklediklerini, sebzenin bu sene para etmesini umduklarını söyledi. Şu anda herhangi bir hastalık olmadığını belirten Adem Aşçı, “Şu anda Bafra’da 17 bin 500 dekar alanda karnabahar ekili. Beklentimiz 70 bin ton civarı karnabahar hasat edebilmek. Sebzenin bu sene para etmesini umuyoruz” dedi.


    Renkli karnabahar ve ihracat

    Sebze üretmenin çok zahmetli bir iş olduğunu anlatan Aşçı, “Karnabaharda fiyat, çeşidine göre değişiyor. Geçen yıl erkenciler para etmedi. Hangisinin para ettiği ise belli olmuyor. Az ekildiyse erkenci para ediyor, çok erken ekildiyse ise para etmiyor. Kış çetin geçerse kışın ortasında da ekinler para edebiliyor. Çeşidin çok olmadığı zamanlarda da para ettiği oluyor. İl Tarım ve Orman Müdürlüğü destekleri ile 100 dekar alanda renkli karnabahar ekildi. Biz birlik olarak 30 dekar alanda çeşitli renkli karnabahar ektik. Bu sene renkli karnabaharı da deneyeceğiz. İhracat için de bizle iletişime geçtiler. Satış için de pazarını oluşturduk diyebiliriz” diye konuştu.

    “Mahsulün para etmesini istiyoruz”

    Geçen yıl karnabaharın tarlada kalmadığını ama bu sene para etmesini umduklarını ifade eden Aşçı, “Geçen yılki karnabaharlar tarlada kalmadı. Ucuz da gitse satıldılar. Hibrit lahana ise tarlada kaldı ve satılamadı. Çiftçilerin girdikleri oldukça ağırlaştı. Mahsulün para etmesini istiyoruz. Pazarın iyi oluşması gerekiyor. Erkencilerin çok az bir kısmı şu anda çıktı. Karnabahar şu anda 20 TL’den gidiyor. Fiyatlar bu seviyede gider diye umut ediyoruz. Geçen yıl 5’e de 15 TL’ye satışlar oldu. Bu sene inşallah fiyatlar 15 TL üstü, 20 TL civarında gider diye umutluyuz. Karnabaharın fiyatının bu sene 15 TL’den aşağıya düşmemesi lazım. Şu anda ekinlerde bir hastalık yok. Yağışların çok olmasından dolayı bazı bölgelerde ekinleri su kesti. Çok yağışlı bir sezon geçirirsek verim düşebilir. Bu dönemde yağış ve hastalık açısından sıkıntımız yok” şeklinde konuştu.

    Bafra Ovası’nda karnabaharın yanı sıra pırasa ve beyaz lahana gibi birçok kışlık ürün de hasat için gün sayıyor.

  • Osmanlı’nın Van’daki sembolü yeniden açılıyor

    Osmanlı’nın Van’daki sembolü yeniden açılıyor

    Osmanlı Devleti’nin yöreye hakimiyetini gösteren sembol bir yapı olan Van Kalesi’nin zirvesindeki Süleyman Han Camii, restore ediliyor. Dünyadaki sayılı eski yapılardan biri olan Van Kalesi, aradan geçen 2 bin 700 yıla rağmen bugün büyük kısmıyla hala tüm görkemiyle ayakta duruyor. Urartu Kralı 1. Sarduri tarafından milattan önce 840-825 yıllarında Van Gölü kıyısına inşa edilen kalenin zirvesinde ise Süleyman Han Camii yer alıyor. Van Kalesi’nin siluetini etkileyen önemli kalıntılardan biri olan cami; Kültür ve Turizm Bakanlığı, Van Valiliği ve Büyükşehir Belediye tarafından yeniden inşa ediliyor.

    “Tarihi görkemine uygun olarak ayağa kaldıracağız”

    Muhabirlere konuşan Van Valisi ve Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Ozan Balcı, hem Van Kalesi hem de eski Van şehrinde yeni çalışmaların başlatıldığını belirtti. Alanın 800 dönümlük bir alan olduğunu ifade eden Vali Balcı, “Eski Van Şehri olarak nitelendirdiğimiz ve 100 yıl önce Van’ımızın asıl yerleşim yeri olan alanı tarihi görkemine, kimliğine uygun olarak yeniden ayağa kaldırma çalışmalarımız başladı.

    Kültür ve Turizm Bakanlığımız, Van Valiliğimiz ve Büyükşehir Belediyemiz el ele vererek projeyi başlattılar. Bu alan bir kültür turizm merkezi olacak. Van’ın hayatına, yaşamına zenginlik katacağını düşünüyoruz. İlk çalışmalarımızı da başlattık. Süleyman Han Caminin restorasyonunu şu anda yapıyoruz ve bitirmek üzereyiz. Ulu Cami ve Kızıl Minareli Cami’nin restorasyonunu da ihale ettik. Bu ay içinde restorasyonların başlanacak. Eski Van Şehrini de ayağa kaldıracağız” dedi.

    Süleyman Han Caminin restorasyon çalışmasını bu sene içerisinde bitireceklerini dile getiren Balcı, “İnsanlarımız Van kalesini ziyaret ediyorlar. Kaleyi ziyaret eden insanlarımız orada ibadet edebilirler ve namaz kılabilirler. İnşallah Ulu Cami ve Kızıl Minareli Camiyi de ayağa kaldırıyoruz” diye konuştu.

  • Karayolunda renk cümbüşü

    Karayolunda renk cümbüşü

    Tokat-Turhal karayolunda her iki tarafın da kavak ağaçlarıyla çevrili bölge görsel şölen sunuyor. Sonbaharın gelmesiyle sarı, yeşil ve kahverengine bürünen ağaçlar yolculuk yapanlara sonbaharın güzelliğini sunuyor.

    Görsel şölen sunan kavak ağaçları kimi sürücülerin yavaşlamasına neden olurken doğanın güzelliğini bir kez daha gözler önüne seriyor.

    “Renk cümbüşü yaşatıyor”

    Kavak Ağaçlarının oluşturduğu görsel şölenin etkileyici olduğunu belirten İsmail Pekpak, “Zile’den Tokat’a giderken bu yolu her zaman kullanıyorum. Özellikle sonbahar aylarında yaptığı renk cümbüşünü büyük bir zevkle izliyoruz. Buradan araçla geçerken içimiz ferahlıyor.

    Tokat Anadolu’nun güzel illerinden bir tanesidir. Evliya Çelebi’nin de dediği gibi ‘Tokat’a gitmek gerek’ çünkü burada iklimde insanda oldukça güzeldir. Burada da Tokat’ın ikliminin ne kadar güzel olduğunu görmüş oluyoruz. Kavak ağaçlarında kahverengi, sarı ve yeşil tonlar hakim olarak renk cümbüşü yaşatıyor” şeklinde konuştu.

  • Üreticinin umudu depoluk limonda

    Üreticinin umudu depoluk limonda

    Türkiye’nin yaş sebze ve meyve üretim merkezlerinden Mersin’de erkenci limon Mayer’de hasat devam ederken kilogram fiyatı 1 ile 1,5 TL arasında olması üreticisini üzdü. Erkenci olduğu için depoda bekletilemeyen 2-3 ay içerisinde tüketilmesi gereken ‘Mayer’ limondan sonra bölgede dikenli olarak geçen ‘Lamas’ta hasat başlayacak. Lamas limonun 1 yıla yakın depoda bekletilme imkanı olması ve ihracata gitmesi nedeniyle fiyatının kilogramda 8-10 TL arasında olacağı ifade ediliyor. Üreticiler ise fiyatın 10 TL ve üzerinde olması halinde ekonomik olarak kazanç sağlayabileceklerini ifade etti.

    “Geçen yıl dalında 6 liraydı”

    Şuan limonun gerçek değerini bulamadıklarını, erkenci limonun 1 TL olduğunu belirten üreticilerden Hasan Yakın, “Bunlarda belki de Türkiye’nin en değerli limonları, dikenli limon diyoruz. Piyasada belli ama en az bir 10 lira, 15 lira olması lazım dalda. En azından çiftçiler zararını kurtarsın, ekonomiye canlı bir hareket getirelim. Bu limona normalde dikenli limon diyoruz yediveren cinsi, bazı yerlerde Lamas limonu deniliyor. Dünyanın en kaliteli limonudur. 5 dereceye koy en az bir yıl dayanır, çürümez. Limonun girdileri çok ilaçtı, işçilikti, gübresiydi, dalda en az 10 lira, 15 lira olması gerekiyor ki çiftçi zararını kurtarsın, emeğinin karşılığını alsın. Geçen yıl dalında 6 liraydı, ama şuan piyasada belli değil. Mayer limon 1 lira, 1.5 lira o da kurtarmıyor, masrafını kurtarmıyor. Önemli olun bizim için Lamas limonu. Çünkü raf ömrü uzun, yatak ömrü uzun, dediğim gibi 5 dereceye koyarsan en az bir yıl çürümez. Mayer limonu depoya koy üç ay sonra çürür ama bu tam bir yıl dayanır. Dünyanın en kaliteli limonudur. İhracata bağlı, ihracat olursa fiyat artar” dedi.

    “Depolarda 10-12 ay durabiliyor”

    Bahçe sahiplerinden Ferhat Aytekin ise “Limon işi yapmaktayım, artı esnafım da. 16 yıl yatak limon yaptım. Şuanda da dikenli, aydın, enter limon yetişmiş durumda. Kendi limon bahçem de var. Aydın cinsi, yetişmiş durumda, kesime hazır. Lamas cinsi limonumuz halk dilinde de dikenli limon yatağa dayanıklı. Dayanıklı olduğu için de depolarda yaklaşık 10 ay, 12 aya kadar devam ediyor” ifadelerini kullandı.

  • Cennet hurmasında hasat zamanı

    Cennet hurmasında hasat zamanı

    Binlerce dönüm ekili alanıyla Türkiye’nin cennet hurması ihracatının yüzde 80’lik kısmını karşılayan Denizli’nin Honaz ilçesinde hasat heyecanı başladı. Tam olarak olgunlaşmamış cennet hurmalarını ağaç dallarından tek tek toplayan üreticiler, mevsimlik tarım işçilerinin yardımıyla 1 yıldır emek verdikleri ürünlerini kasalara diziyor.

    Kasalara doldurulan hurmaların bir bölümü yurt içi ve yurt dışı pazarlarda tüketicilere arz edilirken, ürünün bir bölümü ise sevilerek tüketilen kuru hurma elde etmek için evlere getirilerek işleniyor.

    Yaş ve kuru olmak üzere iki çeşitten oluşan cennet hurmasının Denizli’deki üretim alanları ise her yıl gittikçe artıyor. Hurmanın en çok yaygın olduğu yerler arasında Honaz, Sarayköy, Merkezefendi ve Pamukkale ilçeleri yer alıyor. Genellikle yaş ve kuru olarak tüketilen hurmanın kilogramı yaş olarak 10 ila 15 TL civarında iken, kurutulduğu zaman ise değeri yaşından 10 kat daha yüksek fiyatlara alıcı bulabiliyor.

    Yüksek kalitesi ve aroması nedeniyle ülke ihracatının yarısından fazlasını karşılayan Denizli’de bu yıl 20 bin tona yakın cennet hurması hasadının yapılmasının ve hasadın Kasın ayının ortalarına kadar devam etmesinin beklendiği bildirildi.