Tekirdağ İl Jandarma Komutanlığı ekipleri sorumluluk bölgelerinde kaçak göçmenlere geçit vermiyor. Ekiplerce icra edilen düzensiz göçmen faaliyetinde toplamda 87 kaçak göçmen yakalandı. Yakalanan 87 kaçak göçmen Tekirdağ İl Göç İdaresine teslim edildi. Operasyonlarda kaçak göçmenlere organizatörlük yapan 3 şüpheli de yakalandı. Jandarmadaki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen 3 şüpheli tutuklandı.
Etiket: güncelhaberler
-
Hakkari’de dağ keçileri sürüsü görüldü
Yıllardır Hakkari ve bölgesinde dağcılık ve doğa fotoğrafçılığı yapan Hacı Tansu, yeni bir arazi çalışmasında dağ keçileri sürüsü ile karşılaştı. Hakkari ve yakın bölgesinin yüksek platolar ve sarp dağlarında son zamanlarda yabani hayat hareketliliği artmış görünüyor. Hakkari ve civarında çeşitli zamanlarda arazi çalışmaları yatıklarını ve bu çalışmalar esnasında her seferinde buna benzer heyecan dolu anlar yaşadıklarını söyleyen Tansu, “Biz bugün bir grup arkadaş arazi çalışmalarımız esnasında dağ keçileri ile karşılaştık.
Birçok zaman az da olsa görüyorduk ancak ilk defa bu kadar kalabalık ve yakın görme şansımız oldu. Bugünkü arazimiz esnasında göçmen kuşların göç yolu üzerindeki akarsularda mola anlarına da denk geldik. Umudumuz odur ki bölgenin yabani yaşam popülasyonunun artması ve korunmasıdır. Umarım bu güzel dağ keçilerini birileri gidip vurmaz” dedi.
-
Küpe ararken Viking kalıntısı buldular
Norveç’in güney kıyısındaki Jomfruland adasında yaşayan Aasvik ailesi, kayıp altın küpeler için dedektör kullanarak kazı çalışmalarına başladı.
Aasvik ailesi, küpeyi bulamasa da en az bin yıllık kalıntıya ulaştı. Norveçli aile, kase şeklinde bir toka ve Viking döneminden kalma bir cenaze töreni parçasına benzer kalıntılar çıkardı. Uzmanlar, eserlerin 9. yüzyılda Jomfruland adasında bir kadının cenazesinde kullanılmış olabileceğini ifade ediyor.
Bir diğer uzman ise bulunan kalıntının 780 ile 850 yıllarına ait bir toka olduğunu ifade etti. Vestfold Kültürel Mirası ve Telemark İl Konseyi tarafından sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda, “Jomfruland’da Viking zamanından kalma ilk güvenli bulguyu bulan aileyi tebrik ediyoruz” denildi.
Uzmanlar adada yüzlerce yıl öncesine dayanan yerleşimlerin bulunduğunu ancak şimdiye kadar bulunan kanıtların yalnızca Orta Çağ’a kadar uzanmış olduğunu söyledi.
-
Asırlık tuluk peynirine yoğun ilgi
Özellikle kış mevsiminde çok tüketildiği için Kars merkez ve köylerinde bahar aylarında keçi ve koyun derisine basılan tuluk peyniri, sonbaharın gelmesiyle birlikte tezgahlardaki yerini aldı.
Vatandaşların yoğun ilgi gösterdiği ve yerel halk arasında doğal antibiyotik olarak da bilinen tuluk peyniri kış mevsiminde sofraların vazgeçilmezleri arasında yerini alıyor.
Peynir üretiminde önemli bir yere sahip Kars’ta, sofraların vazgeçilmez lezzetleri arasında bulunan tuluk peyniri, tuluğun açılmasıyla birlikte kısa sürede tükeniyor.“Halk arasında doğal antibiyotik olarak biliniyor”
Kış sofralarının vaz geçilmezi olan tuluk peynirinin yoğun ilgi gördüğünü ifade eden eden Nürettinoğulları Kars Mandıra Sahibi Mahmut Bilgir, “Asırlar boyu dede babadan gelme peynirdir. Kars sofralarının olamazsa olmazıdır. Kars çeçil peyniri, diğer adıyla tuluk peyniri, yeşerdiği zaman doğal antibiyotik içerir. Kesinlikle küfü insana dokunmaz. Faydası vardır, zararı yoktur. Yıllardır yiyoruz, yılları geçtik asırlardır yiyoruz. Doğal antibiyotik olarak bilinir” dedi.
“Günümüzde bu peyniri yapanlar azaldı”
Tuluk peyniri yapanlarının sayısının çok az olduğuna dikkat çeken Mahmut Bilgir, “Kars’ın vazgeçilmezi olduğu için rağbeti oldukça fazla, günümüzde yapan da azaldığı için daha çok rağbet görmeye başladı. Önceleri köyde annelerimiz, nenelerimiz yapıyordu. Şimdi kimse yapmıyor. Ben de anneme yaptırdığım için elimce mevcut, benden sonra da olmayabilir” diye konuştu.
Tuluk peyniri almak için geldiğini belirten Nebahat Baykal, “Çok seviyoruz. Sürekli tükettiğimiz peynir, doğal, sağlıklı olduğu için sürekli aldığımız peynir” şeklinde konuştu.Kars’ın 2 bin 500 rakımlı yaylalarında haziran ayında tuluklara basılan ve birçok çiçek ve otla beslenen hayvanların sütleriyle organik olarak hazırlanan tuluk peyniri son yıllarda Kars’ın yanı sıra batıdaki illerden de yoğun ilgi görüyor.
Kars’ta basıldığı tuluğun büyüklüğüne göre; 40-50 ve 70 kilo gelen tulukların içerisinden çıkan yeşil çeçil peynir kilosu 200 liradan satılıyor. Kars Kaşarı ile aynı fiyata satılan tuluk peyniri Kars içinde ve Kars dışından vatandaşlardan yoğun ilgi görüyor. Yaklaşık 70 kiloluk tuluklar açıldıktan kısa süre sonra tükeniyor. -
Adıyaman’da 3,5 büyüklüğünde deprem
AFAD Deprem Dairesi, saat 06.14’te merkez üssü Adıyaman’ın Gölbaşı ilçesi olan 3,5 büyüklüğünde deprem meydana geldiğini bildirdi. Yerin 8,74 kilometre derinliğinde meydana gelen depremde can ve mal kaybının olmadığı öğrenildi.
-
Sevgi frekansı ile kalbinizi koruyun
Kalp hastalıklarından korunmanın yollarını anlatan Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Bülent Demir, ruhsal şifa ya da enerji tıbbı olarak da bilinen bir tür alternatif tıp dalı olan biyoenerjinin kalp sağlığı üzerine etkilerini anlattı.
Kalbi korumak için insanların öncelikle yaşamlarını olumlamaları, hayata pozitif bakmaları ve yaşam tarzlarını kalbi korumak üzerine tamamen değiştirmeleri gerektiğini belirten Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Bülent Demir, “Kalp çakrası yeşil renktir. Yeşil koşulsuz sevgiyi ifade eder. Bu nedenle kalp hastalıklarından korunmak için sevgi frekansı yükseltilmeli. Doğaya, insanlara ve diğer canlılara sevgimizi vermeliyiz” dedi.
“Kalbi korumak için iyi ve pozitif düşünün”
Kalp sağlığını korumada yaşam tarzının çok önemli olduğunu ifade eden Prof. Dr. Bülent Demir, biyoenerji ile kalbin nasıl korunacağını şu ifadelerle anlattı:
“Kalp hastaları dünyanın en iyi cerrahına bypass operasyonu olsa veya dünyanın en iyi kardiyoloğuna stent taktırsa da yaşam tarzlarını değiştirmedikleri sürece, egzersiz yapmaya ve diyete dikkat etmediklerinde tam iyileşmiş sayılmazlar. Aynı zamanda kalp çakrası çok önemlidir. Kalp çakrası yeşil renktir. Yeşil koşulsuz sevgiyi ifade eder. Bu nedenle kalp hastalıklarından korunmak için sevgi frekansı yükseltilmeli. Doğaya, insanlara ve diğer canlılara sevgimizi vermeliyiz. Böylece daha az kalp hastası oluruz. Bilimsel çalışma bu konuda yeterli değil fakat gözlemlerime göre bir insan ne kadar sevgi doluysa kalp hastalığı, damar tıkanıklığı riski azalıyor. Aynı zamanda iyi ve pozitif düşünen ve hayata olumlu bakanlarda daha az görülüyor. Bu benim klinik gözlemim. Bu bakımdan her hastanım yaşam tarzını değirmesinin yanında, spiritüel anlamda da kendisini geliştirmesini isterim. Hastaya göre değişir ancak yoga, meditasyon ve ibadet faaliyetleri spiritüel gelişimi sağlar. Bu aktiviteler kalp sağlığı için önemlidir. İnsan enerjitik bir varlıktır. Bu nedenle enerji tıbbı da önemlidir. Modern tıbbi tedaviye ek olarak biyoenerji tedavisini de birçok kalp hastasına uyguluyorum ve iyi sonuçlar alıyorum.”
“Zamanın hızı insan fizyolojisi ve psikolojisini etkiliyor”
Düşüncelerin çağrışımı getirdiğini ve bu nedenle sağlıklı bir yaşam sürmek için kişinin hem düşüncelerine hem de ağzından çıkan her bir söze çok dikkat etmesi gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Bülent Demir, “İnsan gibi dünyanın da nabzı var ve dünya taşikardiye giriyor. Buna Schumann rezonansı deniyor. Dolayısıyla her şey çok hızlı gelişiyor. Zaman daha hızlı akmaya başladı. Dünya hızlandığı için insanın düşünce yapısı, fizyolojisi ve psikolojisi bu değişimden etkilenebiliyor. Aynı zamanda düşünce çağrışım yapar. Düşüncelerimize dikkat edelim. Bir de buna ses frekansı eklersek, oluşum çok daha fazla güçlenir. Düşüncelere bir kez dikkat edeceksek, ağzımızdan çıkanlara daha çok dikkat etmeliyiz. Hep olumlu düşünmemiz lazım. Böylece hayata daha pozitif yaklaşırız ve yükselen enerjiden olumlu anlamda kendimize pay çıkarmış oluruz. Dingin yaşam son derece sağlıklıdır” dedi.
-
Kütahya’da 4 büyüklüğünde deprem
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığından (AFAD) yapılan açıklamaya göre, saat 21.42 sıralarında merkez üssü Kütahya’nın Gediz ilçesi olan 4,0 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Sarsıntının yerin 9.8 kilometre derinliğinde meydana geldiği belirtilirken deprem bölgede hafif hissedildi.
Kütahya Valisi Musa Işın, İHA’ya yaptığı açıklamada, “Depremden hemen sonra hızlı bir saha araştırması yaptık. Herhangi bir olumsuzluk olmadığı belirlendi. Halkımıza geçmiş olsun dileklerimizi iletiyorum.” ifadesini kullandı. -
Türkiye’de ilk, fideler toprakla buluştu
Çöp sahasındaki gazdan elektrik üreten tesisin ısısını kullanarak salkım domates yetiştirilecek serada Sivas Belediye Başkanı Hilmi Bilgin ve Sivas Valisi Yılmaz Şimşek’in katılımıyla gerçekleştirilen tören ile 110 bin fidenin dikimi gerçekleştirildi.
Yenilikçi ve sürdürülebilir projelerle kenti kalkındırabilmek için çalıştıklarını ifade eden Başkan Bilgin, “Sivas’ın çöpünü tesislerimizde enerjiye, oradan da ısıya dönüştürerek yıllık 2 bin ton domates üreteceğimiz tesisi ilimize kazandırdık. Türkiye’de ilk olma özelliğini taşıyan bu önemli tesisin şehrimize hayırlı uğurlu olmasını diliyorum” dedi.
“Yenilikçi ve sürdürülebilir projelerle şehrimizi kalkındırmak için gayret gösteriyoruz”
Yenilikçi ve sürdürülebilir projelerle şehri kalkındırmak için gayret gösterdiklerini söyleyen Başkan Bilgin, “Yaklaşık 2 yıl önce temelini attığımız Cam Sera Projemizi kısa bir sürede üretime hazır hale getirmek şehrimiz adına büyük bir başarı. Ben bu noktada emek veren, katkı sağlayan herkese çok teşekkür ediyorum. Yenilikçi ve sürdürülebilir projelerle şehrimizi kalkındırmak için gayret gösteriyoruz. Bu noktada birçok paydaşımız ile birlikte ortak çalışmalarımız bulunuyor. Bugün içerisinde bulunduğumuz bu tesis Sivas’ın çöpünü bertaraf etmek yerine enerjiye dönüştürerek ekonomiye katkı sağlamak adına çöpten elektrik üretim tesisimizin açılışını yapmıştık. Yine bu noktada üretilen elektrikten ortaya çıkan ısının da boşa gitmemesi için sıfır atık projelerimize bir yenisini daha ekleyerek Cam Sera Projemizi hayata geçirdik. Özel teşebbüslerimizle bir araya gelerek gerekli hukuki mevzuatları görüştük ve 50 dönüm alan üzerine kurduğumuz ve Türkiye’de bir ilk diyebileceğimiz bu eseri şehrimize kazandırdık. Önümüzdeki süreçte şehrimizin ve 16 ilçemizin çöplerini tek bir alanda toplamak adına Katı Atık Birliğimizi genişletiyoruz. Şehrimize, ülkemize katma değer üretecek eserler kazandırmak için çalışmalarımıza hız kesmeden devam edeceğiz. Şehrimize, milletimize hayırlı uğurlu olsun” diye konuştu.
Birçok kişiye iş imkanı sağlayacak
Yıllık 2 bin ton domates üretimi gerçekleştirilecek olan serada 60 kadın işçinin istihdam edildiğini söyleyen Vali Şimşek ise, “Modern topraksız cam serayı yalnızca tarımsal üretim ile değil çöplerin bertaraf edilerek enerjiye dönüştürülmesi ve birçok kişiye iş imkânı sağlaması ile de önemli bir yatırım olarak görüyoruz” ifadelerini kullandı.
-
MHP’li başkanlar, Bahçeli’yi ziyaret etti
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Merkezinde Genel Başkan Dr. Devlet Bahçeli’yi makamında ziyaret eden Salihli Belediye Başkanı Kayda, Kula Belediye Başkanı Tosun ve Sarıgöl Belediye Başkanı Selçuk, Genel Başkan Bahçeli’ye ilçelerindeki çalışmalar ve devam eden projeler hakkında bilgiler verdi. Ziyaretin sonundan hatıra fotoğrafı çektirilmesinin ardından MHP Genel Başkanı Dr. Devlet Bahçeli, belediye başkanları ile Salihli, Kula ve Sarıgöl’e bol bol selam gönderdi.
MHP MYK Üyesi Ali Uçak, Salihli Belediye Başkanı Zeki Kayda, Kula Belediye Başkanı Hüseyin Tosun, Sarıgöl Belediye Başkanı Necati Selçuk, daha sonra MHP Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Sadir Durmaz ile İller Bankası Genel Müdürü Recep Türk’ü ziyaret etti.
-
Şehirler artık Anadolu’ya yayılacak
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan öncülüğünde ortaya konulan “Türkiye Ulusal Risk Kalkanı Modeli” ile şehirlerin afetlere hazırlıklı ve dirençli hale getirilmesi hedefleniyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı koordinasyonunda ilerleyen çalışmalarla kentin çeperlerine (kırsal alan) inşa edilecek rezerv alanlarıyla, başta İstanbul olmak üzere büyükşehirlerin insan yükünün Anadolu’ya yayılması planlanıyor. Bu çalışma ile deprem motivasyonuyla inşa edilen binaların yanı sıra, yeni şehirlerle ekonomik kalkınmanın da sağlanması hedefleniyor.
“Acil riskli olan 300 bin konutla başlayacak”
Kentsel dönüşümün önemine dikkat çeken Türkiye Ulusal Risk Kalkanı Şehirleri İnşa ve İhya Kurulu Üyesi ve Kentsel Tasarımcı Talha Kös, “Türkiye’nin yeni yüzyılında şehircilik en önemli konu başlıklarından biri olacak. Şehirlerimizin kalkınmasıyla ülkemiz kalkınmış olacak. Bugün geldiğimiz noktada Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımız bu süreci 3 aşamada ele alıyor. 1’incisi ve en önemlisi kentsel dönüşüm. 2’inci aşama kentsel seyretme. 3’üncü aşama ise yeni rezerv alanlarıyla birlikte yeni şehirlimizin kentsel taşımayla ele alınacak olması. Yani kentsel dönüşüm, kentsel seyretme ve kentsel taşımayla birlikte, rezerv alanlarımızdaki yeni şehirler. Yeni yapılacak düzenlemelerle, İstanbul’da çıkacak pilot yasayla kentsel dönüşüm keyfiyetten çıkacak. Yeni yasayla kentsel dönüşüm başta İstanbul’daki 6 milyon konut bunun içindeki riskli olan yaklaşık 2.5-3 milyon konut, fakat çok acil riskli olan 300 bin konutla başlayacak” dedi.
“1994 yılındaki İstanbul’u düşündüğümüzde isli pisli İstanbul’u hatırlıyoruz”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde şehirleşmede adeta devrim yapıldığının altını çizen Talha Kös, “Tüm bakanlıklarımız, tüm kritik kurumlarımız bu süreci köklü yasalarla, köklü değişiklerle ele alıyor. Bugüne kadar bu sürecin niye bu kadar ciddi manada ele alınmadığı noktasında serzenişler duyabiliyoruz. Durum tam olarak böyle değil. Bizde ilk düğme yanlış iliklenmiş. 1930 yılında çıkan imar yasasıyla birlikte, 2000 yılına kadar olan konut stoklarımızda ciddi riskler vardı. Türkiye’deki konutların yüzde 50’si deprem açısında riskli durumda. 1994 yılındaki İstanbul’u düşünün mesela. 1994 yılındaki İstanbul’u düşündüğümüzde isli pisli İstanbul’u hatırlıyoruz, çöp dağlarını, paslı borulardan akmayan suları, kötü kokulu Haliç’i, gecekonduları, insanların hava kirliğinden dolayı maskelerle dolaştığı İstanbul’u hatırlıyoruz. O dönemlerde kentsel dönüşüm ve kentsel gelişim gibi kavramları telaffuz etmek bile mümkün değildi. Çok daha acil ihtiyaçlar vardı. İlk başta KİPTAŞ kuruldu ve konuta yeni bir anlayış getirildi. Ardından İstanbul suya kavuşturuldu. Bunlar çok önemli, elzem, İstanbul sakinlerinin insani şartlarda yaşaması için önemli hamlelerdi. Çöp atık sistemi ele alındı. Sonrasında kıtaları birleştiren köprülerle, uzakları yakın eden binlerce kilometre otoyollarla, binlerce kilometre duble yollarla, tüm şehirlerimizin birbirleriyle olan bağlantısıyla, uluslararası hava alanlarımızla, üniversitelerimizle bugün bambaşka bir noktaya geldik. Artık bugün tüm şehirlerimizde çok daha geniş perspektifte ele alacak vizyonla, çözüme kavuşturulacak ciddi hamlelerle ciddi bir devrim yapılmasının zamanı gelmiştir. Devlet aklı ilk defa bu kadar geniş bir perspektifle meseleyi ele almış durumdadır” diye konuştu.
“Şehirler artık multidisipliner bir anlayışla şehirler alınıyor”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 6 Şubat’tan sonra Ulusal Risk Kalkanı Modeliyle ele aldığı bu konunun, alanında uzman kişileri bir araya getirdiğini kaydeden Kös, “6 Şubat’tan sonra Cumhurbaşkanımız hepimizi bir araya getirdi. Geniş perspektifli 7 buçuk saatlik, bizzat kendisinin başkanlık yaptığı toplantı gerçekleştirdi. Bu toplantıda dikkat çekici olan en önemli unsurlardan biri şuydu; Cumhurbaşkanımız bu toplantıya tüm kurmaylarıyla birlikte katıldı. Enerji bakanımız, sağlık bakanımız, turizm bakanımız, milli eğitim bakanımız oradaydı. Tüm kritik kurumların temsilcileri oradaydı. Mesela enerji ile ilgili bir konuyu ele aldınız enerji bakanımız oradaydı. Sağlık yatırımlarıyla ilgili bir eleştiri yaptığımızda sağlık bakanımız oradaydı. Şehir dediğimiz konu, çok fazla parametreli bir organizma. Dolayısıyla pek çok parametre var. Şehirler artık multidisipliner bir anlayışla şehirler ele alınıyor” ifadelerini kullandı.
“İstanbul gerçekten artık bu yükü kaldıramayacak durumda”
Büyükşehirlerdeki nüfus ve yapı yoğunluğuna dikkat çeken Kös, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Özellikle büyükşehirlerimiz son derece yükünü almış durumda. Kentsel seyreltme dedik. Yaklaşık 20 milyonluk bir İstanbul var. İstanbul gerçekten artık bu yükü kaldıramayacak durumda. Dolayısıyla İstanbul’da kentsel seyreltme çok önemli.
Bakanlığımız bu noktada kentsel dönüşümü ağırlıklı kentin çeperlerinde bulunan rezerv alanlarında yapmayı düşünüyor. Kentsel dönüşüm sürecini alan bazında, adalar bazında ve rezerv alanlar bazında ele almazsak biz sadece binaları dönüştürmüş oluruz. Binayı dönüştürmekle şehirleri dönüştürmemiz pek mümkün değil. Bakanlığımız tüm Türkiye’deki şehirlerimizde rezerv alanlar belirliyor. Türkiye’de onlarca yıllık problemler olduğunu söyledik. Son 20 yıldır bu problemlere, sosyolojik ve teknik problemlerle ciddi manada neşter vurulduğunun he birlikte şahidiyiz. Mesela savunma alanında Türkiye büyük bir atak yaptı. Yeni Türkiye Yüzyılı’nda savunmadan sonra en önemli hamle şehircilik alanında olacaktır. Türkiye’de kurulacak yeni şehirlerle, mevcut şehirlerimizin yükü alınacak, sermaye Anadolu’ya yayılacak, büyükşehirdeki yapı yığılmasının önüne geçilecek. Sadece deprem motivasyonuyla yapılan şehirler değil, yeni şehirlerimizle birlikte ekonomik kalkınma noktasında da ülkemiz geleceğe emin adımlarla yürüyecektir. Yeni şehirlerin inşası ve ihyası aynı zamanda bir finans modeliyle ele alınacaktır. Yeni yapılacak limanlarla, üretilecek arsalarla birlikte kazanımlar ele edilecek bu da özellikle hak sahiplerimizin ve ilk defa ev sahibi olacakların belki yeni evli çiftlerin konut edinme noktasında bize bir finans altyapısı oluşturacak. Türkiye’nin bu noktada gücü ve kaynağı vardır”“Şehirlerimizi bambaşka bir vizyonla taçlandırmamızın zamanı gelmiştir”
Yeni kurulacak şehirlerle Türkiye’nin dünya standartlarıyla mücadele eden vizyona kavuşacağına da dikkat çeken Kentsel Tasarımcı Türkiye Ulusal Risk Kalkanı Şehirleri İnşa ve İhya Kurulu Üyesi Talha Kös, “Türkiye’de son 20 yılda yapılan yatırımlardan sonra artık şehirlerimizi bambaşka bir vizyonla taçlandırmamızın zamanı gelmiştir. Bundan sonraki süreçte uluslararası hava alanlarımız, uzakları yakın eden otoyollarımız, kıtalarımızı birleştiren köprülerimiz tüm bu yatırımlar daha anlamlı gelecek” şeklinde konuştu.
Kırsal dönüşüm çalışmaları da yürütülüyor
Kentsel dönüşümün yanı sıra kırsal dönüşümün de yapılacağını kaydeden Talha Kös, “Bizim kentsel dönüşümden ziyade, Bakanlığımızın kırsal dönüşüm noktasında da ciddi çalışmaları var. Türkiye bir tarım ülkesi. Gıda krizi kapıya dayanmış durumda. İklim değişikliği ile ilgili de tüm dünyada sıkıntılar var. Dolayısıyla 2040 yılında tüm dünyada, dünya nüfusunun yüzde 80’i şehirlere yığılma tehlikesiyle karşı karşıya. Bundan sonra ortaya konulacak şehircilik modelimizde bu noktada da ciddi önlemler yer almaktadır. Yapılacak yeni şehirlerde kırsal dönüşümle ilgili yeni tarım kentlerinin oluşması da Türkiye’nin tarım alanında önünü açacak fevkalade çalışma olacaktır” ifadelerini kullandı.